25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 2002 PAZAF 10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I dishab(a cumhuriyet.com.tr BenzersizAvignon vebiziınkilerOrtalama bir dünyalıya oranla epeyce festival, bayram, vs. görmiiş sıfatıyla diyebiliriz ki, Avıgnon gibisi yok. Elbetteki her bireye göre "'şenlik, şölen" kavramlarının da değişebileceği •'kaydnu" da koyup öyle devam edelim. Avignon Festivali 'ni (AF) en azından isim jlarak tanıyan azınlığın çoğunluğu sanınz bu -esfivali bir "Tryatn) Festivaü" olarak bilir. rlaklıdırlar. Azinhğın azınlığı, bir Şanslı Azınlık (ŞA) vardır ki, onlar için olay yahuzca görkemli bir "Tîyatro" gösterileri silsilesi değildir. Bu ŞA, temmuz ayuıda Avignon'a gidebilmek "bahtiyarhğma'' varmış azınlıktır. Bu yıi, 5-27 Temmuz arasında 56. yaşını colduran baba tiyatrocu Jean Vilar'ın yavTusu, şiındilerde Fransa patentli insanlık malı AF hakkında bir avuç Cumhuriyet ve Radikal okuru Ş bir A'dan başka hiç kimse bir şey duymadı, okumadı. "Şu diinyada neter de • varmış'' diyebilmek için, "A" ve "F"yi bir ksnarayazın... 25 yiizyıllık tarihi kentin kendisi her mevsimde ayn bir güzel(miş). Gûney Fransa'nın, Vaucluse bölgesi il merkezi olan kentin 150 hektarhk alana kurulu, surlarla çevrili (intra-muros) iç merkezinde, festival sırasında 150 bine ulaşan, 13 bin nüfus yaşıyor. Toplam nüfus normal zamanda surlann dışıyla 90 bin. Avignon'a belli bir açıdan ve uzaktan baktığınız zarnan yeşülilder içinden yükselen Papalar Sarayı'nın dışında çok sayıda kilise ve manastır göze çarpıyor. Intra-muros'a girdiğinizde ilk çarpıldığımız şey ise boylan 25 ile 40 metre, yaşlan ise 50 ile 150 arası değişen yüzlerce çuıar ağacı. Kente girdiğimızde çarpıldığımız üdnci görüntû, kentin ana caddesinde neredeyse 24 saat üzerinden 20 saat, önünde kuyruk yapılan bir yer. Hayrr bir tiyatro ginşı değil. San- kırmızı renklerle süslü "Galatasaray Dönerci Büfesi"... Bir tek GS Büfesi mi? Dış panosu cami ve yelkenli resmiyle bezenmiş "Sıvas Dönerasi", Hamit Kaplan cüsseli ustasıyla "tmparator", yanı başında bakkalı ile "fstanbtü Lokantası", "Şirin Restauranf, vs... Avignon sakini "biziınkiler''in sayısı bine yaklaşıyor. Büyük çoğunluğu inşaat sektöründe edindikleri "bronzagew lanyla hafta sonlan Avignon kentindeki turistleri seyre çıkıyorlar. Çoğunluğu Sıvas, Niğde, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Aydın'dan göçmüş. Hemen hemen hepsi 1980'lerden sonra "buralara" gelenlerin arasuıda bir de Istanbullu Avedis var. Baba mesleği protezciliği, futbolla değiştirip sonra da kapağı gurbete atan bir ayağı sürekli Türkiye'de Avedis, Avignon'un güzel mekânlanndan birinde, PARIS UĞUR HÜKÜM ^ ~ ^ ~ " ^ ~ gösterilerin düzenlendigi Carmes manastınnın önündeki meydanda, 1985'tenberi, şehrinen tanınmış restoranlanndan birini işletiyor. Yüce çınarlann gölgesinde Avedis'in Tavernasrnın aşçısı ve ortağı Hasan usta ise bizzat Avedis'in Istanbul'da o aşevi senin, bu lokanta benim arayıp çıkarttığı bir usta. Taverna'run devamlı müşterilerinden Luhı Menase ise Festival müdavimi tek Türk sanatçı. 1972'den beri Avignon'a ya oyuncu ya da rejisör olarak katılan Lulu bu kez Theatre Amphoux'da bir çocuk oyunu sahneliyor. Festivalin 56 yıllık tarihinde, 1976'da Papalar Sarayı'nın şeref avlusunda hepimizi şereflendiren Menmet Ulusoy'un dışuıda Ayşe Emel Mesd, Seval Ozmen, Binnaz Dorİdp Aydan'dan başka belleğimizde kalmış isim yok? Acı ama gerçek! Halbuki? Bizi, dünyanın bu en büyük tiyatro festivalinde çarpan esas nokta kentin tümünün muhteşem bir sahneye dönüşmesi. Herkes oyuncu. Yalruzca saraylar, kiliseler, manastırlar, okul, dernek, spor, belediye harta evlerin salonlan değil; yollar, sokaklar, parklar, bahçeler, meydanlar, kahveler, lokantalar sahne oluyor. Elektrik ve bayrak direkleri, su boru ve saçaklan, pencere kenarlan, arabalann park etmesini engellemek amacıyla meydan, cadde ve daracık sokaklardaki engeller, babalar; bahçe-park parmaklıklan tahayyül edebileceğiniz her yer, ama her yer irili ufaklı, en amatöründen en profesyoneline, genellikle kartonlarla desteklenmiş afişlerle dolu. Sabahlan genellikle IO'dan itibaren tek veya iki-üç kişilik gruplar veya kalabalık konvoylar halinde şehre dökülen, dünyanın dört bucağmdan gelen 600 topluluk üyesi binlerce gösteri âşığı sokakla insanı kaynaşhnyor. Mekân dev bir sahneye dönüşüyor. Gösterilerle gerçek bir insan nehrine, renk-ses cümbüşüne dönüşen Avignon, bir aya yaknı dünyadan kopuk başka bir gezegene benziyor. tnsanlar sevecen, sıcak, neşeli, açık, eleştirisel, saygılı, arkadaş; insanlar insanlarla birlikte olabilmek için orada. Açış oyunu, Çehcv'un Platonov'unu sahneye koyan ve oynayan ve haklı olarak da kendinden günümüzün ve geleceğin en başanh tiyatroculanndan biri diye söz ettiren Eric Lacascade'ın dediği gibi, "Bireye gerçek kendini ifade ve başan olanağmı ancak ve ancak bireyci olmayan bir toplu çafaşma ve dayanışmacı anlayış sağlayabitir." 2003'te festıvalde daha çok Türkiye* konuşuhnası umuduyla... ugar.hukam@paris.com Belçikalı gönüllü FBI ajanı Geçen günlerde yayımlanan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının raporu, Belçika'nın yaşam kalitesi ve gönenç düzeyi açısından dünyanın en iyi 4. ülkesi olduğunu ortaya çıkardı. Belçika bir basamak atlayarak 5 'incilikten 4'üncülüğe yerleşti. Başka bir araştırma ise gönenç ülkesi Belçika'da yaşam süresi artarken son 15 yılda depresyona girenlerin sayısının da önemli oranlarda yükseldiğini saptadı. Yaklaşık her 4 Belçıkalıdan l'ının yaşamı boyunca en az bir kez depresyona girdiği belirlendi. Intihar ise 30-40 yaş arasında ilk sıradaki ölüm nedeni. tntihar erkeklerde, depresyon ise özellikle 25-40 yaş arasındaki kadınlarda daha sık görülüyor. Intiharlann yakiaşık yüzde 60'ının nedeni ise depresyon. Bunalım ve intıhan bir tarafa bırakıp Zeebnıgge kentine doğru uzarup Kum Heykeli Festivali'nde "AÜantis'in gfeemini" çözmeye ne dersiniz? Değişik uluslardan 75 sanatçının 9 milyon kilo kum kullanarak yarattıklan dev heykellerden oluşan Atlantis, 100 metre boyunda, 80 metre eninde ve en yüksek noktası 15 metre olan zirvesiyle görübneye değer bir çalışma. Milattan önce 4000 yılında Mısırhlar tarafindan kullanılmaya başlanan bir sanat türü olan kum heykelciliğiyle eğer doğru kum türü ve araç gereç kullanılırsa hemen hemen her şekli oluşturmak olası. Atlantis'teki dev tapınaklar, deniz kızı, gemiler ya da düşünen adam bunlardan sadece bırkaçı. Eski Mısırhlar her şeyi dev boyutlarda yaparak böj 'elikle tannlara daha yakınlaştıklarını düşünüyorlarrmş. Bu yıl ilk kez tam anlamıyla yaz günü gıbi başlayan günümüz akşama doğru şiddetli yağmur ile sona ermeseydi belki bu kentin yakınındaki Tîlankenberge'de 16 rnılyon kum kullanılarak yapılan 80 metre eninde, 170 metre boyunda ve 15 rretre yüksekliğindeki dtnyanın en büyük kum heykelini görmeye ve firavunlann sırlannı keşfetmeye de gidebilirdik. Eski Mısır'm sırlannı boş verip günümüzden gizemli, fîlm gibi bir gerçek öyküyü sizinle paylaşmak istiyorum. FBI Houston'daki NASA merkezindeki önemli bir hırsızlığın çözülmesine katkıda bulunduğu için amatör mineralcı Belçikalı Axel Emmerman'a teşekkür etti. NASA merkezinden 113 gram Ay'dan getirilmiş taşlann çalınması önemli bir haber ohnuştu. Emmerman Anvers Mineral Kulübü üyesi. Orb Robinson adındaki biri ona e- postayla aydan getirilmiş taşlann satılık olduğunu bildiren bir mail gönderir. NASA'dan Ay taşlannın çalındığını daha önce bilmeyen Belçikalı yine de şüphelenir. Astronotlann Ay'dan getirdikleri taşlann satılık olamayacağını ve doğal olarak NASA'nın olduğunu düşünür. Emmerman internetten FBI'abu şüpheli durumu yazar. FBI hemen konuyla ilgilenir. FBI sonunda bir türlü bulamadığı suçlunun izine, Belçikalı sayesinde ulaştığını düşünür. Devamı ise aynı bir fihn senaryosu gibi gelişir. FBI, Axel Emmerman'dan alıcı gibi da\Tanarak Orb Robinson ile tekrar ilişkiye geçmesini ister. Hırsrzlar bu tuzağa düşerler. Taşlann gramını 8 bin dolardan satmaya kalkışırlar. Emmerman hırsızlara kardeşi ile yengesinin taşlan ABD'de görmek istediklerini bildirir. Aslında bu iki kişi FBI ajanlandır. Hırsızlarla FBI ajanlan Florida'da buluşurlar. Ajanlar Ay'dan getirihniş olan taşlan görür görmez hırsızlan tutuklarlar. 4 hırsızdan ikisinin, boş zamanlannda NASA'da çalışan öğrenciler olduğu anlaşılır. Saruklar hakkında devlet malını çalmak suçlamasıyla dava açıhr. Gönüllü special agent mister Axel Emmerman sayesinde bu gizemli hırsızhk çözühnüştür. Emmerman'a ABD'den teşekkür mektuplan yağar: Amerika'ya davet edeninden tutun da hediye gönderenine kadar. BRÜKSEL ERDfiVÇ UTKU Devrik ağaçlar kolonisi da SlCaktaii blinalir Japonya'da bastıran aşın sıcaidar, insanlar gibi hayvanlanda etkiliyor. Kyoto BelediyeHayvanat Bahçesi'ndeki iki maymun kardeş de çareyihavuzun serin sulanna atiamakta buldu. Yavru maymunlar saatlerce havuzdan çıkmadı. (Fotoğraf: REUTERS) Özellikle benim gibi havaya duyarlı olanlar, iki gündür vücutlanndaki kınklıktan bezmişti. Kimisi aşın basıncın etkisiyle baş ağnsından yalonırken "Sabah yataktan kaOanak, sanki ölüm" sesleri, onlara eşlik ediyordu. Sırayı, olağannı dışında bir etkinlik göstermedikleri halde, kas ağnsından, yorgunluktan şikâyet edenler ahyordu. insanlar, rahatlayabilmek için, iyi bir yağmurun kenti ziyaret ermesinin kaçınılmazhğında birleşiyordu. Havanın 33 derece olduğu salı ve çarşamba, tüm bu rahatsızlıklara karşı, _ _ _ ^ _ _ her an hava bozabilir, güzel havayı sonuna kadar değerlendirelim manhğıyla, insanlar havuzlan, gölleri isrila etriler tabii. Son yüzyılı kapsayan bir istatistiğe göre, haziran ılık ve güneşli geçtiği zaman, temmuz ve ağustos serin ve yağmurlu geçiyordu Almanya'da. Ve biz, bu yıl güzel bir haziran geçirdik. Sinırimden ağlayabilirim. Madem 1 '3 - 2/3'lük bir bölüşüm söz BERLİN BAMJ BtRTEK Bir sosyaliste uğurlama; yas tutmayın, örgütlenin Onunla ilk kez, üç yıl önce ilk kez katıldığım îşçinin Dünyası toplantısında tanışmıştım. Daha ilk tanışmamızda bana \âzun Hikmet'ten söz etmişti, bu beni şaşırtmıştı, çünkü Amerika'da soğuk savaş politikasınm bir sonucu olarak Nâzım Hikmet'i bilene rastlamak çok zor. Ben de ona Ingilizce çevirisi çok kötü olmasına rağmen bulabildiğim tek Nâzım Hikmet kitabını ahp hediye etmiştim. Öldüğü gece birlikteydik. Her cuma akşamı olduğu gibi International ANSWER (Uluslararası Harekete Geç ve Savaşı Durdur) toplantısı çıkışında bir bara gidiyoruz. 10 dakika sonra ANSWER yöneticilerinden Steven geliyor ve Harry'nin o gece hepimizi görmek istediğıni söylüyor. Harry'nin evine gidiyoruz. Evde yine Steven, ANSWER yöneticilerinden Frank ve Rachel var. Harry kanepede yatıyor. Akciğerlerindeki kanser beynine sıçramış. Yaşlı haline rağmen hiçbir toplantıyı, hiçbir gösteriyi kaçırmayan bu "eski tüfek" artık konuşurken bile güçlük çekiyor. Yıllannı sosyalizm mücadelesine vermiş bu Yahudi kökenli sosyalist, Filistin mücadelesinin destekleyicilerinden. Filistinli Amir Cubran da aramızda ve Harry için Filistin'i anlatan bir şiir okuyor. Sonra Frank kemaruyla Amerikan sosyalist mücadelesinin simgesi olan şarkılan çalmaya başhyor. Ardından Enternasyonal. O hasta haliyle yumruğunu kaldınyor. Aynlma ~ " ~ " ^ ~ ~ " ~ ^ — ^ — zamanı, vedalaşıyoruz. Son sözleri "Yas rutmayın. örgütlenin'' oluyor. Ertesi gün, 18 Mayıs Cumartesi, telefonlar acı haberi herkese dağırıyor. Biz aynldıktan iki saat sonra 77 yıllık yaşama veda ermiş Harry. Pazar günü onun için hazırlanan parti vardı. Herkes onunla ilgili anılannı anlatıyor. Böylelikle, bir kişinin tarihinde Amerikan sosyalizm mücadelesinin temel taşlannı BOSTON CEMtLE ÇAMR görüyonız. II. Dünya Savaşı yıllannda, yaşını büyütüp orduya katıhr HirJer faşizmine karşı savaşmak için, ardından McCarthy döneminde sosyalistlerin baskıya uğradığı dönem gelir, hukuk fakültesini bitirir, ama hiçbir örgüte üye olmadığına dair yemin etme zorunluluğunu protesto edince avukat olma hakkını elde edemez. McCarthy döneminde sokaklarda Komünist Parti'nin gazetesini satmaya cesaret eden tek kişi olur. Sonra New York'ta ırkçılığa karşı mücadelc.Boston'a taşınınca Işçinin Dünyası partisine üye olur. Ardından Vietnam 1 savaşına karşı mücadele... Her gösteride vardır o. Ölümünden bir hafta sonra evini temizlemeye gitmiştik. Bu bir evden tarihi temizlemek gibi bir şeydi. Dosyalar, Küba'yı savunma komiteleriyle ilgili raporlar, resimler ve kitaplar... Herkes hahra olsun diye bir şeyler aldı, Amer Jubran'a ise siyah beyaz kefiyesı aynlmış, ben de bastonunu aldım, bir bilgelik sembolü olan bastonunu... konusu, insanın içinden haziranı kurban edesi geliyor, yeter ki ardındaki 2/3'lük kesim iyi geçsin. Tabii yüz yıllardır doğayı mahveden ve mahvedecek olan bizlerin, güzel havalar istemesi yüzsüzlük. Kentte yankılan hâlâ devam eden o çarşamba akşamında "Bu akşam yağacak, biraz rahaüanz" sözleri, kadeh ve çatal-bıçak seslerine kanşıyordu. Biz de Savigny Platz'da, Novecento'daydık. Şaraplanmızdan henüz iki yudum abnıştık ki, toplam üç dakika süren o ftrtına ^ _ _ ^ _ _ ^ koptu. Kaç saniye sonra içeri girmeyi akıl edebildik bihniyorum ama, masa örfüleri uçuşurken, kadehlerimizin içi yaprak ve toz- toprak dohnuştu bile. Berlin'de ilk kez bu kadar şiddetli bir firtına olmuştu. Boranın devirdiği ağaç sayısırun bin 400 arası olduğu tahmin ediliyor. Bin 400 ağacın cenazesi nedeniyle insanın yüreği burkuluyor tabii. Ama hiçbir şey nedensiz değil. 17. ve 18. yüzyıllarda Fransa ve tngiltere'de çimlere, çalılara şekiller vermek, illa ki simetrik yapmak usuldendi. O kadar yogun olmasa da, hâlâ bahçecilik sanatı adı altında devam eden bir gelenek bu. Aynca, o kadar çok kâğıt tüketiliyor ki Avrupa'da. Ama yeşili seven medeni! Avrupalılar, kendi ülkelerindeki ağaçlara, Noel dışında dokunmazlar. Avrupahlann kâğıt israfi tabii ki kendi coğrafyalanna zarar vermez. 3. dünya üUcelerinden ithal ettikleri selüloz. ağaç katliamını Avnıpa dışuıda lalıyor. Tuzu kuru olanlar için, hayat kolaylaşıyor. Sömürmek için artık o ülkelere gitme zahmeti ortadan kalktı. Kendımi çok kaptırmışım gaipten sesler duymaya başladım. "Ağaçhrm mifleti voktur, doğa bütün insanlara ait". Eğildim, sokağımızda kaldınlmayı bekleyen devıik ağaçtan gehniyordu bu ses. banu.birtek@berlin.de Tarkan'la NewYork'taSoruyu bil. Tarkan'la New York'ta tanış. Ve Nevv York'ta bîr hafta j Hazır Kart'ın davetlisi ol. Tarkan 8030da Karma Felsefesini hangi atasozuyle anlatıyor? kersen onu biçersin. iyi, kotüye kötü deme. _ r dolasır sana gelir. ılik insanın yüzüne yansır. A) B) C) D) Doğru şıkkı yaz. Bir bof Adını. soyadını. yaşını' Çekilişe katıl. Daha ço New York'a uc. 4440535 www.turkcell.com.tr/haziii yolla. ırşansını artır. ZSfteton 15to«n»20<a Lılfcıi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear