23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYTA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2002 SA1 8 HABERLERIN DEVAMI G r U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada 'saat-"örgütün hangi doğrultuda kararalacağını" ler önce gösterdı. Ecevit'in o sabah yayımlanan demecine DSP Parti Meclisi "özgûriradesiyle"tıpatıp uyan birka- rar a/dı. DSP lıderi, sözümona örgüt adına PM'ye 3 Ka- sım'ı reddeden kararı aldınrken aynı saatte "Cafe Siyasef prograrnına katılan Başbakan Yardımcı- sı Şüfcrü Sina Gürel, seçimin zirvede kararlaştı- rılan tarihte yapılacagının altını çizdi. Ecevit; gruptan kopmalara karşın "örgüt dim- dik ayakta" derken Izmir'de 11 ilçe yönetim kuru- lunun, belediye ve il genel meclislerinden 50 üye- nin DSP'den istifa ettiğı haberi geldi. Çeljşki bir değıl, iki değil ki: Seçim gibi önemli birkararı örgütesormadan lideıierin almasına kar- şı çıkan Ecevrt. yaşamsal önemdeki kimi kararla- n, BakanlarKurulu'nu (hatta TBMM'yi) hiçe saya- rak ortaklarıyla karara bağladığını unutmuş görü- nüyor. Bir yandan önümüzdeki günlerde yurt gezileri- ne baş/ayacağını söyleyerek 3 Kasım'ı kabul edi- yor, öte yandan seçimin ülkeye yapacağı kötülük- leri saya saya bitiremiyor. Seç/min ekonomiyi tahrip edeceği savlannı bir yana bıraktı. Bu kez "rejimsel soruniann baş gös- tereceğini" öne süren senaryo/ara başvurdu. Yeni farkına varmış; AKP'nin birinci parti olma- sı, HADEP'in yüzde 10 barajını aşması durumun- da ülkenin "rejim ötesinde sorunlaıia karşılaşaca- ğını" söyledi. 5 yıllık iktidannda özellikle AKP'ye ve hatta HADEP'in semirmesine kılını kıpırdatma- dı. Ecevit, anayasa değişikliklerinde iktidann TBMM'deki oy yetersizliğini gidermek için kaç kez AKP'nin kapısını çaldığından, hatta AKP'ye kimi ödünler vererek amacına ulaşmayı denediğinden nedense söz etmiyor. Fakat, "rejım ötesinde sorunlarla karşılaşacağı- mtzı" vurgularken 28 Şubat'a benzer bir olaydan mı söz ettiğini temsilcimiz Mustafa Balbaysorun- ca, aman efendim ne münasebet, oluşacak teh- likenin elbette "cfemo/c/aWcyo/daA7"önleneceğine degindi. Şimdi gelelim sadede; AKP ve HADEP'le ancak kendisinin savaşabileceğini savlarken sağlığı, ya- şı başı yeterli mi hiç düşünmedi. (Artık hiç kimse- nin inanmadığı) "Kurtancı birkimlik" sergiledi. Seçimleri bir yıl, iki yıl geriye atsak; Ecevit'in üç beş çıkışıyla AKP ile HADEP daha mı "küçülecek" yoksa gîderek "büyüyecek" mi? Kuşku yok; tükenen Ecevit, böylesi bir hükü- metle başbakan kaldıkça "tehlike daha da büyü- yecek!" Ne yazık ki; siyaset yaşamının son demlerinde- ki Biilent Ecevit'e "çarkçıbaşıltk" yaraşmıyor. ••• Bereket Ecevit'in hem seçimi ertelemeye çaba- layan, hem de seçim isteyen bu tuhaf çtkışlanna ANAP dahil partiler karşı koydu. Ecevitler'in son gözdelerinden Emrehan Halı- cı partileri turladı. 3 Kasım'da seçmenden okkalı birşamaryiyeceğini hesap ederek seçimleri uma- cı gibi gören Saadet Partisi dışında bütün kapılar yüzüne kapandı. Şu sıralar (Ecevit kadar çark etmemesine kar- şın) Mesırt Yılmaz'ın üç gün önce söylediğini üç gün sonra değiştirmesi mide bulandırıyor. önce seçim kararı sonra AB yasalan diyen Yılmaz bir- den kulvar değiştirdi, bugün liderleri turlayarak tersine bir uygulamaya müttefik arayacak. Gerekçe basit. Der ki Yılmaz, seçim kararını ön- ce aiırsak ertesi günü milletvekillerini koydunsa bul TBMM'de... Ne var ki, başka bir görüş de Yılmaz ve partisiyle ilgili: Aynen geçmeyeceği şimdiden belli olan AB yasalan kabul edildikten sonra ANAP'ın, hatta seçim istemeyen milletvekillerinin tam kadro TBMM'de bulunacağının güvencesi var mı? Birbirine güven duymayan partiler demokrasi- sinde; kabul gören maddelerin erken seçim kara- rıyla bıriikte oya sunulmasının yollarını arasalar, her iki konuyu da bir arada sağlama bağlamış ol- mazlar mı? Bakalım gelişmeler nereye varacak? Avrapa ABD'ye karşı çıkmıyor Dış Haberler Servi- si - ABD'nin Irak'a ha- rekât düzenleme olası- lığının artması üzerine toplanolannı yoğurdaş- tıranAvrupa devletleri- nin, bir ABD işgalini kabul etmeye başladığı belirnlyor Bu bağlam- da A\Tupah yetkililerin de ABD'nin ısrarcı ol- ması sarşısında çok fazla seslenni çıkarma- yacaklannı gizli bir şe- kilde ikttikleri kayde- diliyor ABD'deki VVashing- ton Pcst gazetesinde Roben Kıgan imzah yazıda. A3D'nin dü- zenleyecegı askeri bir harekâa,Avrupa hükü- metleruinde destek ve- receâi belırtildi. ttal- ya'nın hava üslerini açacağı ve Türkiye'nin de söyeniienden çok dahafâdaolanak sağla- yacağı iayöedilen yazı- da, fa Frınsızve Ingiliz güçkridelrak'a kar- ji sava» kıtıürsa şa- jırmayn" Jenildi. Av- rupa'nu bı yönde bir aareketnin arkasında, ışgajngûzîl bir fikir olduâutonuunda ikna ;dilmesnın değil, dış- tanmananıryattığı be- lirtifcn jnaİLrde, şu gö- rüşltTe;er\niIdi: "Av- rupı, ,4BD'nin Irak'ı işgaletnesiıden değil, f ek başoa işgal etme- sinden korkuyor. Böy- le bir durumda da ABD'yi durdurmayı ya da bu ülkeye yar- dım etmeyi başarama- yan bir zamanlann tek gücii konumunda- ki Avrupa da dışlan- mış olacak." ABD'nin içine girdi- ği yolun zor olduğu vurgulanan değerlen- dinnede, "Türkjye, Ürdün ve Suudi Ara- bistan gibi dost öJke- lerie sanlan Irak, Sad- dam'ın devrilmesin- den sonra ABD için önemli bir kazanç ola- caktır" ifadesi kulla- nıldı. Kagan, analizinde Avrupa'nın artık daha farklı sorular sorduğu- na da değiniyor. "AB- D'nin Saddam Hüse- yin sonrası için işler bir planı var mı? Da- ha da ÖnemlisiABD, I- rak'ta istikrarlı bir yönetim kuracak ka- dar uzun kalacak mı yoksa birkaç ay sonra bölgeden aynlarak Irak'ı tekrar toparla- raa görevini Birleşmiş Milletler ve Avru- pa'ya mı bırakacak?" sorulanna yer verilen yazıda, Başkan George Bush yönetiminin doğ- ru yanıtlan verip ver- meyeceğinin de merak edildiği vurgulandı. Ankara'nın gözükulağıAtina'daANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ni de buraya getinneye hazırlandığı id- duğunun saptanması durumunda bu DHKP-C'ninlideri Dursun Karataş'ın dialan Ankara'ya ulaşü. dosya ile yakalanarak iadesinin istene- Yunanistan'da bulunduğu iddialan Tür- Yunan basınrna da sızan iddialar için ceğini belirttiler. Djşişleriyetkilileri, ko- kiye'yi harekete geçirdi. Iddialann ge- Atina Büyükelçiliği aracılığıyla araştır- nuyla ilgili olarakYunanistan'anota ve- çerliliğini araştıranAnkara, buradan alı- oıa yürütenAnkara, buradan alacağı so- rileceği yönünde haberleri ise doğrula- nacak sonuca göre adrm atmaya hazırla- nuca göre diplomatik girişimlerine baş- madılar. nıyor. Karataş'ın Yunanistan'da buJun- layacak. 17 Kasım örgütünün Türk diplomat- duğunun saptanması durumunda Atina Jadesi istenecek ' a n n ^^ ° ^ u t u suikastlarla iliş- yönetiminden örgüt liderinin yakalana- kilerinin de Atina Büyükelçiliği 'nce rak iadesi için talepte bulunulacak. Dışişleri kaynaklan, ilgili makamlar- yakından takip edildiği bildirildi. Türkiye, Yunanistan'rn 17 Kasım ör- la iddialann geçerliliğinin değerlendiril- Türkiye'nin bu konuda Yunanistan gütüne yöneük operasyonlannın ortaya diğıni» buna göre Yunanistan'dan bilgi makamlanna sözlü ve yazılı olarak ilgi çıkardığı DHKP-C'ye uzanan ilişkiler talep edileceğini kaydettiler. Karataş'ın v e hassasiyetini ilettiğini ifade eden ağını çok yakmdan izliyor. Son olarak dosyasıiçinAdaletBakanhgı'nınçalış- kaynaklar, bugüne kadar yakalanan örgütün lideri Dursun Karataş'ın Yuna- mayürüttüğü bilgisini de veren kaynak- militanlann bu suikastlara ilişkin bir nistan'da bulunduğu ve örgüt yönetimi- lar > ö r g"t liderininYunanistan'da bulun- ftirafta bulunmadıklannı belirttiler. Operasyonun yürütülüş biçimi örgütle ilgili şüpheler doğurdu 17 Kasım'da Türk millitan B Boştarafı 1. Sayfada ile sıkı ilişkiler içinde olduğu dabelirtildi. Örgütün bildiri- lerinde ve antiterör uzmanla- nnın raporlannda bu ilişkiler açıkça belirtilmişri. Operasyonlann 22. günün- de örgütün başkan dahil 11 militanı yakalandı. Başkan ya da komite üyesi olduğu tah- min edilen Aleksandros Yi- otopulos ile birmilitan suçla- malan reddederken, 9 militan rüm bildiklerini polise itiraf etti. Başkan dahil militanlann hiçbiri operasyonun başladığı günden itibaren günlük ya- şamlannda hiçbir değişiklik yapmadılar. Bazı mılitanlar tatilde ol- dukları için deniz kenarında güneşlenirken üzerlerindeki şortlarla teslim oldular. Militanlann hemen büyük bölümünün kardeş ya da çok yakın akraba olduldan ortaya çıktı. Kardeşler ya da akraba- lardan birinin yakalanması du- rumunda bile örgüt içindeki yakını izini kaybettirmek için hiç çaba sarf etmedi. Görüntülerden ve ruruklama şekillerinden anlaşıldığı kada- n ile militanlar su"anın kendi- lerine gelmesini "ısrarla ve sabırla" beklediler. Sıralannı bekliyorlar... 22 günlük operasyon süreci boyunca polisin çok fazla zor- lanmadığına da dikkat çekili- yor. Örgütün ilk cinayerini iş- Yeşilbarış'tan Pasifik'te eylem Yeşübanş Çevre Örgürü (Greenpeace) Japonya'dan tngiltere'ye nükleer atık taşıyan iki yük gemisini protesto etti. Yeşilbarış üyeleri, 4 Temmuz'da Japonya'dan yola çıkan iki gemi Avustrarya karasularına girince küçük teknelere binerek "Pasifik'i nükleerden anndıruı" yazılı pankartlar açtılar. EylemciJer, 11 Eylül saldırılarından beri ilk kez uluslararası sularda nükleer atık taşındığına dikkat çekerek, yük gemilerinin terör örgütleri tarafından hedef seçilebileceğini vurguladılar. (Fotoğraf: REUTERS) lediğı 1975 yılından bu yana. terör uzmanı olarak görüş be- yan edenlerin vurguladıklan ve basrn organlannda yazılan- lann aksine, derin devletin kontrolü altında hareket eden kişilerden oluştuğu kaydedili- yor. Soygunlardan elde edilen önemli miktardaki paralann örgütün alt tabakasına yansı- madığı belirtilirken, bugüne kadar yakalananlın hiçbirinin siyasi anlamda bağlantılannın ya da görüşlerinin olmadı- ğına da dikkat çekiliyor. Örgüt sol görüşte kurul- du, ancak daha sonraki dö- nemde aşın milliyetçi bir çizgi izledi. Tek kişilik hücreler hazırlamyor Bu çerçevede örgütün üst yönetimi ile militanla- nnın belli bir görüşlerinin olmadığı, belirli çevreler- den aldıklan emirler doğ- rultusunda eylemlerini gerçekleştirdikleri düşü- nülüyor. Tutuklanmasına sıra ge- len kişilerden bazılannın kimliklerinin polise yakın gazeteciler tarafından tele- vizyonda üstü örtülü açık- lanmastna rağmen, bu kişi- lerin izlerini kaybettirmek için hiçbir girişimde bu- lunmamalan da dikkat çe- kiyor. Yine polise yakın gazetecilerin yaptıklan açıklamaya göreAtina'nın ünlü Koridollos Hapisha- nesi'nde 33 adet tek kişilik hücreler yapılıyor ki bu durum, devletin kaç kişiyi tutuklayacağuıı isimleri ile bildiğinin işareti olarak de- ğerlendiriliyor. Şov yapılıyor... Operasyonlar boyunca polis ve hükümetin adeta şov yaparak kamuoyu nez- dinde prim yapmaya çalış- tığı gözleniyor. Operasyonun başladığı güne kadar olan süreçte Si- miris hükümeti ve partisi PASOK'un halkın desteği- ni kaybettiği, yapılan ka- muouyu araştırmalanyla ortaya çıkmıştı. Ancak 22 gün sonra yapılan yokla- malarda Simitis'in anamu- halefet karşısında büyük üsrünlük sağladığı belir- lendi. Tüm gelişmeleri de- ğerlendiren bazı çevrelere göre bugüne kadar derin devletin koruması altında- ki militanlann, bundan sonra yapacaklan tek şey hücrelerinde gün saymak. Bu program üretimi arttırmaz• Baştarafi 1. Sayfada layacağı savıyla yaşama geçiri- len son ekonomiİc programı Comhuriyet'e değerlendirdi. IMF'nin istemleri doğrultusun- da hazırlananprogramın bugün- kü şekliyle başanyı yakalama- yacağını savunan işadamlannın görüşleri şöyle: - TOBB Başkanı Rifat Hisar- cıkiıoğlu: IMF ve IMF kaynaklı programlar, siyasi popülizmin sonucu. Popülizm uğruna yapı- lan işler, borç olarak, faiz olarak, stand-by anlaşması olarak geri dönüyor. Şu anda uygulanan programın ise üretim ayağı yok. Insanlar aç durumda, işsiz du- rumda ve böyle bir ortamda, program büyümeyi sağlayamı- yor. Üretim ve büyümeye dayalı politikalar mutlaka yaşama geçi- rihneli. Bu olmadan, program- dan başan beklemek gerçekçilik- le bağdaşmaz. - TOBB Yönetim Kurulu üye- si İlhan Parseker: Son dönem, IMF'yle ilişkilerde teslimiyetçi bir politika izlendi. IMF, bizim için sosyal önemi olan bazı sek- törleri yalnızca ekonomi pence- resinden değerlendirdi. Tanm gibi, KOBÎ'ler gibi Türkiye'de sosyal önemi bulunan birçok sektör IMF direktifleriyle adeta çökertildi ve bunun sonucu ola- rak sosyal sorunlar yaşanmaya başlandı. Ben son dönemde Tür- kiye'nin bir nevi açık pazar ha- line getirildiğini düşünüyorum. - Türkiye Genç Işadamlan Derneği Başkanı Hayati Kaya: Üretim adına, ekonomide "kı- pırdama" dahi görülmüyor. Enflasyon hedefinde istenilen sonucun ahnacağı söyleniyor, ancak büyümeyi sağlamadan enflasyonu düşürmek hiçbir işe yaramaz. Başlangıçta, 2002 yılı büyüme hedefi yüzde 3 olarak belirlenmişti. Bugün IMF, yüzde 5'lik bir büyümenin sağlanabile- ceğini savunuyor.Ancak biz yüz- de 3'lük hedef konusunda dahi kaygüıyız. Ekonomikprogramda mutlaka revizyona gidihneli. - USIAD Başkanı Kemal Öz- den: Gelinen noktada şirketler, bankalar birer birer yabancıla- şıyor ve "televole profesörle- ri" dahi umut veremiyor. Üre- tim olmadan kurtuluş oünaya- cağı yolunda herkes görüş birli- ği içinde. Üretimi de içeren bir program ise ancak IMF'siz yaşa- ma geçirilebilir. - TÎM Başkanı Oğuz Satıcı: Uygulanan IMF programı, üre- tim ve ihracat cephesinde olum- lu yansımalar oluşturmadı. Bu nedenle reel sektörde moraller bozuk. IMF, makroekonomik dengelerle harekete geçip diğer gelişmeleri daha sonraya bırakı- yor. Ancak üreticiyiz, ihracatçı- yız ve fazla zamanımız yok. GUNDEM MLSTAFA BALBAK • Baştarafi 1. Sayfada ce ilk sıraladıkları şunlar: - Kamu kuruluşlarından atmanız gereken daha çok kişi var. Bizdeki listeye göre 12 bin kişinin da- ha devlet dışı bırakılması gerekiyor. - Kamu bankalarında belli bir düzen sağladınız ama, mevcut bankaların kapatılması gereken şu- belerine ilişkin işlemler çok yavaş gidiyor. - Mali denetim konusunda hâlâ sağlıklı bir dü- zenleme yapmadınız. Her kurumun kendi içinde bağımsız bir denetim organı olmalı... Arkadaşların isteği sürüp gidiyor. Bunlar iyi gü- zel de yola çıkılırken "Güçlü Ekonomiye Geçiş" adı verilen program önümüze bir dizi güçlüğü koyu- yorama, birtürlü "güçlü ekonomiye" ulaşam\yo- ruz. IMF ile diyalog halındeki resmi organların eko- nomiye bakışı da daha çok "borç-faiz" dengesi- ne dayalı. Son kriz sürecinde en güçlü kurum şu oldu: - Borç yönetimi... Artık ekonomiyi yönetmek deyince, borcu yö- netmek anlaşılıyor. Gelinen noktada sadece ekonomideki fedakâr- lığın "feda"kısmını üstlenen kesimler değil, "kâr- lık" kısmıyla ilgili olanlar da programın gözden ge- çirilmesinden söz ediyorlar. Dikkatimizi çeken bir başka çelişki de şu: Kimi kurum temsilcileri per- de gerisi değerlendirmelerde IMF programıyla bir yere gidılemeyeceğini, rakamlarla, gözlemlerle ifade ediyor. Ancak iş kamuoyuna dönük değer- lendirmeye gelince, "efendim, bu programdan başka seçenek yoktur. Aman orasıyla burasıyla oynamaya kalkmayın" diyorlar. Buna gerekçe ola- rak da Eğerprogram konusunda soruişareti do- ğarsa piyasa sarsılır" mazeretinı gösteriyorlar. IMF programının siyasetle bağlantısı ise birbaş- ka kara mizah konusu. Genel kabul gören, IMF'nin "Bizce de öyle" dediği durum şu: Hükümetler değışse de program değişmez. Herkes buna uymak zorunda. Bunun ardından da şu değerlendirme geliyor: Piyasaların, programı uygulayanların gözü siya- sette. Buradaki en küçük değişiklik pıyasalan al- lak bullak ediyor. Hükümet değişse bile uygulamak zorunda ol- duğumuz ekonomi programı, hükümet öksürse sarsılıyor! Gelir uçurumları Ekonomi deyince, sürekli rakamlar gündeme geldiği için "insan" unsurundaki uçurumlarda gö- rünür borç batağının gölgesınde kalıyor. Krizin ve piyasaların insafına bırakılan çalışan- ların eline geçen ücret artık sadece reel olarak de- ğil, rakamsal olarak da küçülmeye başladı. Işsiz- lik artışının rahatlığıyla eleman arayanlar saat üc- retini düşürdüler. Imalat sektöründe geçen şubat ayında 2 milyon 560 milyon lira olan saat ücreti, 2 milyon 450 bin liraya geriledi. DİE verilen, gelir uçurumundaki artışın da krizle birlikte derinleşti- ğini ortaya koyuyor. Hükümetin iş başına geldiği günden beri "Ya- kında tamam, hazırlıkyapıyoruz"dediği, kamu ça- lışanlarının maaşlanndaki dengesizlik de düzel- mek bir yana derinleşti. Geçen yıl kamuda en dü- şük ücretle en yüksek ücret arasındaki fark 7-8 kattı. Hükümetin, "düşük olanlan düzeltmek zor, yüksek olanlan biraz daha yükseltelim" politikası, uçurumun 13-14 kata çıkmasına neden oldu. Emeklilerin durumu çalışanlardan farklı değil. Onlarda da alt-üst uçurumu 7 kat. Bu durum ki- mi çalışanları torpil bulup, 2 ay kıyıda köşede mü- dürlük yapıp, üst dilimden emekli olmaya itiyor. Bazı kurumlarda sırf emekli olacaklar için boş tu- tulan müdür kadrolan bile var. Görülduğü gibi den- gesizlik, insanları etik dışı arayışlara da itiyor. Anladık, bu sorunlar IMF'nin gündeminde yok. Acaba Ankara'da seçim tarihi üzerinde oyun oy- nayan siyasilerimizin gündeminde kaçıncı sırada yer alıyor? ankcum@ttnet.net.tr Ecevit, 2 ay sonra MGK'de ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Başbakan Bü- lent Ecevit'in de katılı- mıyla perşembe günü Istanbul'da toplanacak. Hastalığı nedeniyle son 2 aykurul toplantılarına gelemeyen Ecevit'in ka- tılma karan aldığı tem- muz ayı MGK toplantı- sında, ABD'nin Irak'a yönelik operasyon bek- lentisi en önemli gün- dem maddesini oluştu- racak. Şükrü Sina Gü- rel de ilk kez Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı sıfatıyla MGK'ye katılacak. Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer baş- kanlığında 25 Tem- muz'da yapılacak MGK toplantısı, her yıl olduğu gibi bu yıl da Istanbul 'da Harp Akademileri Ko- mutanlığı'nda gerçek- leştirilecek. Kurul üye- leri, 14.30'da başlaya- cak ve 3.5 saat sürecek toplantının ardından sa- at 18.00'de HarpAkade- mileri'nin mezuniyet törenine katılacak. 3.5 saat planlanması nede- niylegündemi dedar tu- tulan toplantıda Özel gündem maddesinin I- rak olacağı belirtiliyor. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfo- z'inAnkara temasla- nnın ele ahnacağı ku- rulda, Türkiye'nin Irak politikası ve olası bir operasyon durumunda izleyeceği stratejinin de değerlendirileceği kay- dediliyor. Başbakan Bülent Ecevit, Türkiye'ninAB- D'nin kararhlık mesajı- nı aldıktan sonra Irak konusunda pozisyonu- nu netleştireceği tem- muz ayı MGK toplantı- sına rahatsızlığına kar- şın katılma karan aldı. Başbakan Ecevit, 2 ay aradan sonra kurul top- lantısına kahlırken has- talığının başlangıcının ardından ilk kez Ankara dışına da çıkmış olacak. MGK toplantısında Kuzey Irak'taki geliş- melerele alınırken özel- likle Irak Kürdistan De- mokrat Partisi'nin kont- rolündeki bölgede dev- letleşme anlamı taşıyan bazı adımlann değer- lendirileceği belirtili- yor. Aynca terör örgütü KADEK'in bölgede kendi kontrolünde kur- duğu yeni bir partinin faaliyetlerinin de elealı- nacağı ifade ediliyor. I- rak muhalefetinin son toplantılanyla Türk- menlerin durumunun da toplantıda masaya yatı- nlması bekleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear