Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 2002 PERŞEMBE
HABERLERIN DEVAMI
C U I V C E L» CÜNEYT ABCAYÜKEK
• Baştarafı 1. Sayjiada
ANAP 1 Ağustcs'ta muhalefetle anlaşarak
k/eclisitoolayacatmış. AB yasaları(kaçgünalır
t>etli değil) çıkacak~nış... Eee sonra? Erken se-
çi-n karar alınacakmış!
Oysa Yuksek Se;rm Kurulu; Meclis kararı ey-
Oe bırakılacak olırsa, 3 Kasım'da erken seçi-
rnin "yapılmasım" olanaksız görüyor.
Liderlerzirvesınce bu durum görüşülmüş ola-
t>i ir. Zira ANAP lideri Mesut Yılmaz, (önce AB,
scnra seçım kararı içeriğindeki planına) muha-
lefetedenleri uyutmaya yönelik söylemlerde bu-
lunu/or.
Bir TV'de "seçimin 3 Kasım'a yetişebilmesi
için YSK gereksinnelehnin (seçim kararı alın-
madan önce) karşı'anacağını" söyledi.
Maddi açıdan zcrluk yok. YSK'nin gereksin-
diği 40-50 trilyonu nükümet şıpın işi sağlayabi-
lir amma: Kurul Baş<anı Tufan AJgan, Yılmaz ka-
dar geniş yürekli, her zoriuğun "seçim karan alın-
madan" karşılanab leceği inancında değil.
Seçimin 3 Kasırn'a yetişemeyeceğini irdeleyen
nedenlersıralıyor: Seçim hâkimlerinin büyük bö-
lümü yer değiştirdi, araya adli tatil girdi.
Seçim Yasası değışti, buna göre seçmen kü-
tüklerinin değişmesi gerekiyor.
Mükerrer oylan engellemek için gerekli boya
satın alınması bile 2.5 ay istiyor.
Mesut Yılmaz bu sakıncaları nasıl çözümleye-
cek, (tabii çözümleyemeyecek) dogoısu merak
konusu.
DYR hatta MHP, (alaturka döneklik olaylarını
bildikleri için) önce seçim kararı alınmasını, son-
ra AB yasalarınageçilmesini istiyor.
Karşı görüşü kafasında çoktaaan hazırlamış
Mesut Yılmaz. Erken seçim kararı alan Meclis'te
sonraki günler milletvekili bulmak olanaksız, di-
yor.
Aylardırtartışılan seçim tarihini sıradan birha-
ber gibi gösteren büyük medyamız, zirveden
sonra nedense birden gelişen kaygılarla kuşku-
lara deginmedi.
Liderler toplantısından sızan haberlere, Yıl-
maz'ın açıktan yaptığı irdelemelere bakılacak
olursa; MHP'nin 3 Kasım tarihini sağlam kazığa
bağlamadığı gibi bir izlenim güçleniyor.
• • •
Tabii muhalefet de baştan kara. örneğin Tan-
su Çiller, önce seçim kararı diyor. Grup Başkan-
vekili Turhan Güven'de de öncelik farklı; AB'ye
uyum yasalarının, yetmedi, seçim ve partiler ya-
salarının da yeniden düzenlenmesini istiyor.
SP oylarını AKP'ye kaptırmış, AKP seçim ka-
sımda olursa Recep Bey'in aday (seçimden bi-
rinci parti çıkacaklarını hesapladıkları için baş-
bakan) olamayacağının telaşında.
ANAP, 2004'lere hükümet ortağı kalsa keyfine
diyecek yok.
Phoenix gibi küllerinden yeniden doğacağını
söyleyen Ecevit'in DSP'si; seçimin 2004'te ya-
pılmasına direndi, direndi ve.. milletvekili sayısı
69'adüştükten, örgütteki çözülmelerden sonra,
ortaklanna "Mademki 3 Kasım diyorsunuz, ben
de vanm" diyecek kadar koyverdi kendini.
3 Kasım'ı içtenlikle benimsediğini söyleyenle-
rin tutumuna bakın hele. YSK Başkanı AJgan,
seçim tarihi eylül ayında saptanacak olursa,
"anayasadan aldığı yetkiye dayanarak seçimin
belirlenen tarihte yapılamayacağını ilan edecek-
lerini" içeren çok ciddi uyarısına değinmiyorlar
bile.
Erken seçim ANAP'ın oyununa kurban mı gi-
diyor? Ya da başka oyunlar mı tezgâhlanıyor? Bir
iki günde ortaya çıkar.
Onümüzdeki günlerde seçim tarihi YSK dog-
rultusunda eylülden önce saptanmazsa genel-
de rahatlık yaratan 3 Kasım üzerindeki kuşku
bulutları yoğunlaşacak gibi.
276'yı bularak hükümet düşürmekten aciz mu-
halefetle siyaset arenasında ancak bu kadar so-
nuç alınabiliyor.
Ay sonuna kadar (Yılmaz patentli) daha kim bi-
lir neler göreceğiz, neler!
Yoksa kimi çevreler "havada bulut, seçimiun-
ut" hazırlığında mı?
Giderek derinleşen kargaşaya tüy dikmek için!
Türk: CMUK
Yasası reform
niteliği taşıyor
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Adalet Bakanhğı'nca
hazırlanan Ceza Mu-
hakemeleri Usulü Ka-
nunu'nda (CMUK)
değişiklikler getiren
yasa tasansı, gözaltı
ve tutukluluk işlemle-
rinde, insan haklanyla
ılgili önemli iyileştir-
meler getiriyor.
Adalet Bakanı Hik-
met Sami Türk, dün
Adalet Bakanlığrnda
düzenlediği basın top-
lantısında, CMUK ile
5 yasada daha değişik-
liİc öngören tasarılan
anlattı. Türk, tasanla-
nn adalet sistemini
hızlandıracağını ve
hukuk sisteminin bir
eksiğinin tamamlana-
cağını vurguladı.
Türk'ün "reform"
olarak nitelendirdiği
CMUK tasansının ön-
gördüğü yenilikler
şöyle:
- Tutuklama tedbiri-
ne en son çare olarak
başvurulacak;
- Telefon dinleme,
gözaltı ve tutukluluk
süreleri hakkında yeni
düzenlemeler getirile-
cek;
- Gıyabi tutuklama
kaldınlacak;
- Bireye; cumhuriyet
savcısına, şikâyetçiye,
sanık ve avukatlara, ta-
nıklara doğrudan soru
yöneltme hakkı verile-
cek;
-AİHM'ninihlalka-
rarlan, yargılanmanın
hûkümlü lehine yeni-
lenmesini sağlayacak;
- tstinaf yolu getiri-
lecek.
CMUK'nin değişik-
lik öngören yasa tasa-
nsıyla birlikte Başba-
kanlık'a teslim edilen
diğer yasa tasanlan
şöyle:
Hukuk Usulü Mah-
kemeleri (HUMK)
Kanunu'na îlişkin Ya-
sa Tasansı, C-
MUK'ninYürürlük ve
Uygulama ŞekJi Hak-
kında Yasa Tasansı,
Mahkûmlara Ödettiri-
lecek Yiyecek Bedel-
leriyle îlgiliYasa Tasa-
nsı, lş Mahkemeleri
Yasası'nda Değişiklik
Yapan Yasa Tasansı ve
Adli Yargı Ilk ve Böl-
ge Adiye Mahkemele-
ri'nin Kuruluş, Görev
veYetkileri Hakkında-
ki Yasa Tasansı."
Saddam meydan okuduDış Haberler Servisi - Irak
Devlet Baskanı Saddam Hüse-
yin, 17 Temmuz 1968'de ıktida-
ra gelişinin yıldönümünü kutlar-
kenABD ve müttefıklerine mey-
dan okuyarak hükümetini devi-
remeyeceklerini söyledi. AB-
D'nin müttefiklerini "yardak-
çılar" olarak niteleyen Hüseyin,
sürgündeki Irak muhalefetinin
iktidara gelmeyi başarması ha-
linde, atacaklan her adımın Was-
hington'ın insafına kalacağını
belirtti.
Irak devriminin 34. yıldönü-
mü nedeniyle dün radyo ve tele-
vizyondan yayımlanan ve 40 da-
idka süren açıklamasında Hüse-
yin, "Temmuz Devrimi tüm
düşmanlara, zorbalara ve
dünyayı baskı altında tutanla-
ra şunu söylüyor: Bu kez beni
asla venemezsiniz.Asla.' Bütün
kötülükleri de yardıma çağı-
rarak birleşseniz bile" diye ko-
nuştu. Irak de\Tİminin muzaffer
bir şekilde yolunda ilerlemeye
devam ettiğini belirten Hüseyin,
de\Tİmin rotasından sapmayaca-
ğını ve yabancılar karşısında bo-
yun eğmeyeceğini, yabancılann
devrimi yenmekte başanya ula-
şamayacaklannı söyledi.
Irak halkının kendi gücüne gü-
vendiğini ve kendi gücüyle ül-
kesinin kalkınmasını sürdürdü-
ğünü belirten h-ak Devlet Baş-
kanı, Iraklılan "sabır, onur ve
kararhlıkla" savaşmaya çağır-
dı ve bu savaşın "kalkınma.
ilerleme, bağımsızlık, istikrar,
adalet ve özgürlük savaşı" ol-
duğunu kaydetti.
Konuşmasında sürgündeki I-
rak muhalefetini de hedef alan
Hüseyin. "Ülkesini kendisi in-
şa edenler, kendisini ve ülkesi-
ni kendi araçlarıyla savunma
yeteneğine sahiptir. Ülkenin
inşasım, korunmasını. savun-
masını, başına yönetici atan-
masını başkalanna dayanarak
yapanlar ise balkları tarafın-
dan devrilmeye ve bu insanlar
tarafından aşağılanmaya ha-
zır olmalıdır" diye konuştu.
Saddam konuşmasını, "Tannm,
ister bizi koru istersen bizim
adımızı da şehitlerin adının ya-
nına yaz" diye tamamladı.
Perle: Irak liderini kolay deviririzWASfflNGTON (AA) -
ABD Savunma Bakanlığı Pen-
tagon'un Savunma Politikası
Kurulu Başkanı Richard Per-
le, ABD'nin düzenlemeyi
planladığı asken harekâtla Irak
lideri Saddam Hüseyin'i ko-
laylıkla devirebileceğini söyle-
di. Eski ABD Başkanı Ronald
Reagan döneminde Savunma
Bakanı Yardımcısı olan Perle,
ABD'nin kamu televizyonu
PBS'de, Dışişleri Bakanlı-
ğı'nın eski sözcülerinden Ja-
mes Rubin'in Irak konusunda
hazırladığı programa katıldı.
Perle, ABD silahh kuvvetleri-
nin elinde son teknolojik geliş-
melerin sağladığı olanaklarla
olağanüstü güçlü silah sistem-
leri bulunduğunu ve Irak Dev-
let Başkanı Saddam Hüse-
yin'in ordusunun ise sanılan-
dan çok daha zayıf olduğunu
söyledi. Perle, bu durumda yo-
ğun hava bombardımanmın ar-
duıdan suıırh sayıda ABD as-
keri ve Iraklı muhalif güçlerin
birlikte düzenleyeceği bir kara
harekâtında Hüseyin'in ordu-
sunun kolayhkla yenileceğini
savundu. Perle, "Saddam'ın
birlikleri, bizim bombardı-
mammızda imha olmak veya
saf değiştirmek seçeneğiyle
karşılaşacak. Irak ordusu-
nun önemli kısmının saf de-
ğiştireceğini düşünüyorum"
dedi. Perle, El Kaide örgütüy-
le bağlanhlı teröristlerin Kuzey
Irak'ta Saddam Hüseyin yöne-
timiyle işbirliği içinde olduğu-
nu anlattı. Rubin'in "Bu ha-
rekâtta Iraklı Kürtlere ihti-
yaç var. Kürtleri daba önce
hayal lanklığına uğratmadık
mı?" diye sorması üzerine,
Perle. "ABD'nin daha önce
çatışma ortamlarında defa-
larca Iraklı Kürtleri yalnız
bırakarak ihanet ettiğini"
söyledi. Perle, "Bu defa Sad-
dam'ı devirmekte kararb ol-
duğumuzu anlatarakdestek-
lerini sağlamalıvız" dedi.
Perle konuşmasında, Iraklı
Kürtlere değinirken "Kürt Dı-
şişleri Bakanı" ifadesini kul-
landı. Perle'ün bu ifadeyle ki-
mi kastettiği anlaşılamadı.
ABD'den 28 milyar dolarlık söz
M Baştarafı 1. Sayfada
mızın amacı dinlemektir. ABD Başkanı,
Irak'ın ABD'ye nasıl hasım, hatta düş-
nıan bir ülke olduğunu söylemişti. Bu
ülke her şeyi yapabilir. O nedenle bizim
için tehlikeli bir olay olmasını bekleye-
meyiz. Önlenıimizi almamız gerekir."
Wolfowitz burada şu noktalara dikkat çek-
ti: "En önemlisi, 'Saddam dan sonra nasıl
bir Irak görmek istiyoruz?' sorusunun ya-
nıtıdır. Buna hemcn yanıt da vereyim. Ba-
ğımsız Kürt devletine cevap vermeyen bir
Irak görmek istiyoruz."
Bu açıklamanın ardından, "Türk tarafı-
nın görüşleri ABD'deki karar alma meka-
nizmalannda etkili olacak mı?" sorusuna
Wolfowitz'in verdığı karşılık şu oldu: "As-
lında şu anda biz de ne yapacağımızı bil-
miyoruz. Sadece dinliyoruz. Burada Tür-
kiye'nin kaygılarını daha iyi anladım. A-
ma çok önemli perspektifler var. Örneğin
Saddam dan sonra nasıl bir Irak olacağı."
ABD Savunma Bakan Yardımcısı, Irak'ta
olası bir askeri harekâta katılıp katılmamaya
Türkiye'nin kendisınin karar vermesi gerek-
tiğini vurgulayarak şöyle dedi: "Ankara'da
10 yıl öncesinden kalma hesapları da ko-
nuştuk.Açıkça bu konuTürkyöneticilerin
aklına iyice yerleşmiş. Şimdi Kongre'den
geçecek. güvenlik sistemleri için harcan-
nıası gereken 28 milyar dolar var. Bu do-
ğallıkla hibe olacak. Bir de 10 yıl önce uğ-
radığı zararı kısmen de olsa tazmin etmek
için gündemde 200 milyon dolar var. Ama
burada ısrarla tekrar ediyorum. Ne yapa-
cağına karar verecek olan Türkiye'nin
kendisidir." '
Demokratik Irak istiyoruz
Gerçekte, ABD'nin Saddam sonrası nasıl
bir Irak görmek istediğ aynca da şimdi Ku-
zey Irak'ta bir Kürt devletinı hoş karşılama-
yacağı beyanlannın 10 yıl öncesi tutumuyla
çelişkili olup olmadığı soruma Wolfowitz'in
yanıtı şu oldu: "Biz demokratik bir Irak is-
tiyoruz. Bu, toprak bütünlüğünü koruma
becerisini gösterteren bir Irak olmahdır.
Kuzey Irak'ın bir Kürt devleti olmasını
kesinlikle istemiyoruz. Bu Irak, azınlıkla-
nn hakları ve çıkarlarını da korumalıdır.
Ama bu azınlık konusunda Türkiye'nin
Ankara: Sürpriz istemiyoruz
AYHAN ŞtMŞEK
ANKARA - ABD Savunma
Bakan Yardımcısı Paul Wolfo-
witz, Irak operasyonuna destek
bulma amacıyla geldiği Anka-
ra'dan tavsiye aldı. h^k'a olası
bir operasyonun yaratacağı risk
ve tehlikeler konusunda ABD
yönetimini aydınlatan Ankara,
"Bizim tercihimiz konunun
operasyon olmadan haUedil-
misidir. Yine de belirleyici ola-
cak olan sizsiniz. Ancak bizi
bir sürprizle karşı karşıva bı-
rakmayın" mesajını iletti.
ABD yönetiminin etkili isim-
leri Savunma Bakan Yardımcısı
Paul Wolfowitz ve Dışişleri Ba-
kanYardımcısı Marc Grossman
ile NATO Müttefik Kuwetler
Komutanı Orgeneral Joseph
Ralston, kritik Ankara temasla-
nnı tamamladılar. ABD heyeti,
önceki günkü Genelkurmay ve
Mili Savunma Bakanlığı ziyaret-
lerinin ardmdan dün de Dışişle-
ri Bakanlığı 'nda değerlendirme-
lerde bulundular.
Wolfowitz, Ankara'dan aynlır-
ken gazetecilerin sorulan üzeri-
ne Irak'ta amaçlannın "demok-
ratik bir yönetim" olduğunu
öne sürerek "ABD'ye düşman,
terorizmi destekleyen ve kitle
imha silahlan üretmeye devam
eden Saddam rejimi, birlikte
olamayacağımız bir tehlike"
dedi.
Diplomatik kaynaklardan edi-
nilen bilgilere göre ABD tarafi
üst düzey görüşmelerde, Başkan
Bush'un, Saddam rejimini de-
virme konusunda kesin kararlı
olduğunu açık bir dille ifade
ederken bunu ne zaman, ne şe-
kilde, nereden ve hangi kapsam-
da yapacaklan konusunda henüz
karar almadıklan bilgisini ver-
diler. Yetkililer, bu konuda Tür-
kiye'nin düşüncelerini sordular.
Ortadoğu patlayabilir
Ankara ise ABD yönetimine
Irak konusunda aynnhlı bölgesel
bir değerlendirmeyi iletirken
olası bir operasyonun yarataca-
ğı risk ve tehlikelere dikkat çek-
ti. Bölge ülkelerindeki durumu
tek tek anlatan Türk yetkililer,
Ortadoğu'da Füistin-Israil ger-
ginliği nedeniyle kınlgan bir dö-
nem yaşanırken. olası bir ope-
rasyonun bölge ülkelerini de içi-
ne alacak büyük bir yangına ne-
den olabileceği uyansında bu-
lundular.
ABD yönetimine olası bir
operasyon durumunda Türki-
ye'nin asla kabul edemeyeceği
ve diplomaside "red line" ola-
rak adlandınlan noktaiann da
açıldığı öğrenildi. Türkiye'nin,
Irak'ın toprak bütünlüğü ve siya-
sal birliğinin bozulması ya da
kuzeyde bir Kürt devletinin ku-
rulmasmı, Türkmenlere zarar
gehnesini kesinlikle kabul etme-
yeceği, yeni yönetimin Irak hal-
kının kendi iradesiyle belirlen-
mesini istediği, ABD'li yetkilile-
re iletildi. Türk yetkililer, Irak'ın
federal bir yapıya dönüştürülme-
sinin de bu ülkedeki aynşımı
hızlandıracağı uyansuıda bulun-
dular. ABD'li yeküilerin Türk ta-
rafinın görüşlerini dikkate ala-
caklannı kaydettikieri, ancak
herhangi bir taahhüt vermekten
kaçındıklan öğrenildi.
Stratejik işbirligi geliştirüecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD Savun-
ma Bakanı Yardımcısı Paul Wolfowitz ve yönetimin
etkili isimlerinin iki gün süren Ankara temaslannda,
Türkiye-ABD stratejik işbirliğini geliştirmeye dönük
bir dizi karar alındı. tki ülke heyetleri arasındaki gö-
rüşmelerde ele alınan önemli bazı gündem başlıklan
ve kararlar şöyle:
ISAF: ABD yönetimince. Türkiye'ye daha önce
verileceği açıklanan 228 milyon dolann en kısa süre-
de Kongre'den geçirilmesi sözü verildi.
AGSP: ABD yönetimi, AGSP konusunda daha ön-
ce ABD, Ingiltere ve Türkiye arasında vanlan Anka-
ra mutabakatına bağlı olduğunu ve Ankara'nın has-
sasiyetlerini anladığını açıkladı.
Askeri krediler: Türkiye, silah alımlanndan kay-
naklanan 4 milyar dolann üzerindeki borçlannın ta-
mamının ya da makul bir bölümünün silinmesini is-
tedi. ABD'li yetkililer bu konuda çalışacaklan sözü-
nü verdiler.
Yeni silah alımları: Türk tarafi, özellikle ATAK he-
likopteri ohnak üzere yeni üstün teknoloji silahların
alımı ve teknoloji transferi konulannda da kolaylık is-
tedi.
Nitelildi sanayi bölgeleri: Ankara, nitelikli sanayi
bölgeleri (NSB) konusundaki mekanizmanın bir an
önce çalıştınlmasmı istedi.
AB ve Kıbns: ABD'den çözüme dönük olarak AB
ve Rum kesimi üzerinde etkisini kullanması istendi.
Aynca Türkiye'nin AB üyeliği için ABD'nin bugüne
kadar verdiği desteği sürdürmesi beklentisi iletildi. Bu
beklentiler olumlu karşılandı.
Sözde soykırını: Türk tarafi, Wolfowitz'e Tür-
kiye'nin geçmişte sözde Ermeni soykırımı gibi karar
tasanlanyla sıkıntı yaşadığını hatırlatarak Türkiye'nin
tekrar böyle konularla karşı karşıya kalmak is-
temediğini ve yönetimin etkınlığıni bekledığini iletti.
hassasiyetinin de bih'ncindeyiz. ABD ola-
rak biz hiç bir zaman Kuzey Irak'ta bir
Kürt devleti kurulmasından yana olma-
dık. Bunun Türkiye için doğuracağı tehli-
kelerin ayırdındaydık."
Wolfow itz, daha sonra ABD'nin savaşının
Müslüman dünyaya değil, terorizme karşı ol-
duğunun altını çizerek "Bundan yararla-
nacak olanlar da dünyadaki 500 milyonun
üzerindeki Müslümanlardır" dedi.
"Ya tran ne olacak?" biçimindeki soru-
ya Wolfowitz şu karşılığı verdi: "İran çok
karmaşık bir ülke. Birkaç yıl önce kısmen
serbest seçimlerle cumhurbaşkanlığına
Hatemı'yi seçri. Kaderin garip cilvesidir,
Ayetullah Humeynı tarafından atanmış
olan Ayetullah tsfahani bir ay önce rejimi
şiddetle eleştirerek istifa etti."
'ABD yönetimi içinde pek çok kişi Irak
bir tehdıttir," diyor. Tehditten ne kastedili-
yor? Acaba Irak'ın tehdit olduğu saplan-
tı haline mi geldi? Başka kötü rejimler
varken neden ille Saddam'ı devirmekte ıs-
rarhsınız?" sorusuna Vvolfovitz'in yanıtı şu
oldu: "Başkan Bush tehdit anlamına gelen
rejimlerin sadece Irak olmadığını söyle-
mişti. Bakın, yeni bir 11
Eylül olabilir. Bu kez
kimyasal ve biyolojik si-
lahlarla bir saldırı yapı-
lırsa facia olur."
ABD'nin hep Türki-
ye 'yi Müslüman dünyada
demokratik bir model ola-
rak gösterdiğinin anımsa-
tıunası üzerine Wolfowitz
şu görüşlere yer verdi:
"Bu, herkesin Türkiye
modelini kopya etmesi
gerektiği anlamına gel-
mez. Türkiye gerçek bir
demokrasi olduğunu ka-
nıtladı. Dolay ısıyla me-
deniyetlerin çatışması-
nın kaçınılmaz olmadı-
ğını gördük. Önemli
olan medeniyetlerin ku-
caklaşmasıdır. Japonya.
farklı bir medeniyette
önemli bir demokrasi
gerçekleştirilebileceği-
nin canlı kanıtıdır. tn-
sanlar geleceklerini ta-
yinde özgür olmalıdır-
İar."
Wolfowitz, "Kuzey I-
rak'ta ABD'nin Kürt
devleti istemediği inan-
dırıcı gelmiyor" sözleri-
ne de şöyle bir karşılık
verdi: "Bu konuda şim-
dilik ayrınnya giremem.
Saddam iktidarda daha
fazla kalırsa Irak içinde-
ki bölünmeler artar."
Wolfowitz'in dünkü
sözlerinden çıkarsama
yapmaya çalışıyorum.
Son günlerde okuduğum
kitap, Türkiye'nin NATO
nezdindeki eski daimi bü-
yükelçisi Onur Öy-
men'in son yazdığı "Si-
lahsız Savaş: Bir Müca-
dele Sanatı Olarak Dip-
lomasi". Öymen kitapta
diplomatik dille neler ifa-
de edilebileceğini aynntı-
lı olarak yazmış. Kitaptan
öğrendiğim diplomasi di-
lini çözme yöntemini iyi
anlamışsam Wolfowitz,
ABD'nın Türkiye'yi I-
rak'ta olası bir savaşa sok-
mak için her türlü yolu de-
nemekte olduğunu söylü-
yor.
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
mettin Özkan'la günaşın buluşuyor... Arada Ba-
kanlar Kurulu'na katıldıktan sonra CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal'la saatlerce görüşüyor...
Derviş'le ilgili siyaset ve devlet katlannda yapılan
değerlendirmeleri tek tümceye indirirsek şunu söy-
leyebiliriz:
- Siyasi rüzgâr estirebilecek bir kışi!
Derviş için yurtseverlikten hainliğe kadar çok ge-
niş bir yelpazededeğerlendirmeyapıldı. Ancak "ay-
nası iştirkişinin" sözüne gönderme yaparsak. geli-
şinin temelini oluşturan ekonomide henüz kesin bir
sonuç yok. Bugün için Derviş'in varlık nedenini de-
ğil. son dönemde gündeme geliş nedenini masaya
yatıralım, siyasetteki olası rolünü irdeleyelim.
Işın dedikodusal taraflannı bir kenara koyarsak,
Derviş'in gerek yukarıda sıraladığımız görüşmeler-
deki, gerekse yakın çevresiyle kurduğu temaslarda-
ki değerlendirmeleri, satır başlanyla şöyle:
- Ben Sayın Ecevrt'e görüşlerimi çok açık söyle-
yen bir kişiyim. Kendisine, görevi kendi belirleyece-
ği bir kişiye vermesini açıkça söyledim. Bu Cem
olabilir dedim, Nami Çağan olabilir dedim. Ancak
dinlemedi.
- Cem'in uluslararası alanda kabul görmüş bir ka-
rizması var. Hükümette görevimi sürdürürken birkaç
kez Dışişleri kaynaklı olumsuzluk yaşadım ama, bu-
nu kesinlikle mesele yapmadım. Cem'in DSP için-
de böyle bir kırılmaya neden olmadan öne çıkma-
sını ve toparlamasını isterdim.
- Ben lider olamam. Kendimi iyi tanıyorum. Ne-
den olamam? Türkiye'de siyaset yapma biçimi ba-
na göre değil. Ben, bir odada üç kişiyle konuşurken
biriyükseksesle konuşsadaralıyorum. Ekonominin
rayına oturmasından sonra dileğim, bir üniversite-
de öğretim üyesi olarak devam etmek.
- Yeni oluşumu destekliyorum. Bir rüzgâr estire-
ceğini düşünüyorum. Ancak kafamda daha geniş bir
çerçeve var. CHP'yi de içine alacak, hatta merkez
sağın öne çıkan unsurlarını kapsayacak bir siyase-
tin milli takımı oluşturulamaz mı? Bunu arıyorum.
Sol dışlamacılığı
Yeni oluşumcuların Derviş değerlendirmesi şöy-
le:
- Onu yola bıraktık. Bize yoldan katılacak.
Ancak, Derviş'in temaslanndan yüzde yüz yeni
oluşum destekçisi olmadığını da görüyoruz. Der-
viş'e şu tür önerilerin de götürüldüğü haberleri var:
- Siz tek başınıza rüzgâr estirebilecek bir kişisi-
niz. DSP'den ayrılanlann 20-25'iyle bir araya gelin,
yürüyün. Lider siz olun...
Derviş'in bu tür önehlere soğuk baktığı, yukarıda
aktardığımız gibi "acaba bir milli takım olamaz mı"
karşılığını verdiği haberleri geliyor.
Derviş'in Sezer'le olan diyaloğunun da aynca al-
tının çizilmesi gerektiğini vurgulayıp, bir soru sora-
lım:
- Yeni oluşumun siyasi çizgisi ne olur?
Değişikyaklaşımlarvar. Kimileri "Aman sol olma-
sın, bu hareket sola dar gelir" diyor, ardından ekli-
yor:
"Siyasette öne çıkmış herkesi bir araya getirecek
merkez hareketi olmalı..."
Geleneksel sol korkusunun ve dışlamacılığının
klasik bir yansıması... Bir soru daha soralım:
- Siyasetin medyada kabul görmüş tüm önde ge-
lenleri bir araya gelse tek başına iktıdarı ele geçire-
cek bir rüzgâr estirebilir mi?
Hayır... Yakın geçmişteki pek çok ömeğinde gör-
düğümüz gibi, siyasette iki kere iki dört etmiyor. Ba-
zen bir ediyor, bazen sekiz ediyor...
Yeni siyasi hareketlerin sadece kişilerle yüksele-
ceğini öngörmek, geminin yol alması için rüzgâr ye-
ter, yelkene gerek yok demek gibi bir şey. Siyaset-
te rüzgâr kişilerse yelken ne?
Içi dolu, inandırıcı, toplumu sürükleyecek söylem-
ler, politikalar ve bunların bellekte kalmasını sağla-
yacak akılcı sloganlar...
ankcum@ttnet.net.tr
DISK: Savaş
istemiyoruz1stanbul Haber Ser-
visi - Türkiye Devrim-
ci Işçi Sendikalan Kon-
federasyonu (DtSK)
Genel Sekreteri Musa
Çam, Irak'a olası bir
ABD müdahalesine
ilişkin, "Türkiye'yi
haksız ve hukuksuz
bir savaşın içine itme-
ye, insanların katle-
dilmesine ortak etme-
ye dönük her girişi-
min karşısında yerle-
rini alacaklannı" bil-
dirdi.
Çam, yaptığı yazıh
açıklamada, bir süredir
çeşitli alanlarda "Irak
operasyonu için hazır-
lıkların son aşamaya
geldiği ve Türkiye'nin
bir saldın üssü olarak
tespit edildiğinin ko-
nuşulduğunu" belirt-
ti. "Tüm savaş rüz-
gârlarının ardındaki
gücün ABD olduğu-
nun görüldüğünü.
ABD'li şirketlerin ye-
ni kâr alanlan ele ge-
çirme, mevcutları ko-
ruma ve özellikle silah
sanayiini canlandır-
ma uğruna dünyayı
kan gölüne çevirmesi-
ne kayıtsız kalınma-
ması" gerektiğini ifade
eden Çam, "Savaş, hiç-
bir soruna çözüm ge-
tirmemiştir. Emekçi-
ler olarak görevimiz,
bölgemizde ve dünya-
nın herhangi bir ye-
rinde barışın egemen
olması için mücadele
etmek, hükümetlere
barışın korunması y ö-
nünde baskı yapmak-
tır" dedi.
DoğuAkdeniz'de
barış konferansı
ANTALYA (Cum-
huriyet Bürosu) - .An-
kara ve Antalya Baro-
su'nca ortaklaşa dü-
zenlenen "Hukuksal
Boyutlarıyla Doğu
Akdeniz'de Barış"
konulu uluslararası
konferansta, Kıbns
konusu masaya yatınl-
dı. Talya Oteli'nde
Türkiye Barolar Birli-
ği Başkanı Özdemir
Ozok'un açılış konuş-
masıyla başlayan kon-
feransta, Ankara Baro-
su Başkanı Sadık Er-
doğan ve Antalya Ba-
rosu Başkanı Gürkut
Acar birer konuşma
yaptılar. Baro başkan-
lan ve bilim adamlan,
Güney Kıbrıs'ın
AB'ye üyeliğinin ya-
sal olmadığını savu-
nurken AB temsilcile-
ri Yunanistan'ın çözü-
münün tercih edilme-
sinden yana olundu-
ğunu belirttiler.