23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 2002 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr EVETÂMYIR OKTAYAKBAL Çağdaş Sömürünün Küreselleşmeci Kıskacmda Kalmamak HaHan Yaraı A$! Yan tok /an aç yaşayan bir halk olduğumu- zu unutmeyalım! Atatürk'ün, nüfusumuz 15 milyonken soyledıği sözü anımsayalım; "Biz yoksul bir nalkız, ne olduğumuzu bilelım." Büyük kentlerde özel bekçıli korumalı gerto- larda yaşa>anlar var. Kaç kişı?.. Haydı haydı üç beş yüz bir kişi!.. Ama ülkenın yazgısı bu mut- lu azınlığınelinde... Yabancı uzmanlar, bakan- lar gelirler, giderler, bu lüks gettolann görkemlı köşkJerinde ünlü işadamlarımızla kapanır, ülke sorunlannı <onuşurfar... Hepsı gözlerimizın önünde yaşanıyor! Parti- lerdağıtılıycr, yenı oluşumlar hazjrianıyor, konu- şanlar. destekleyenlerkimler?.. Gelirdüzeyıyük- sek olanlar.'Bızlerin yazgısını onlartutuyorelle- rinde... Bir azınlık, büyük kentlerın ünlü ünsüz zengin takını... Herşey onlartarafından karar- laştınlır. Savaşa mı g/nlecek, onlar onay verır... Istediklerı ABD'den daha fazla para koparmak! Derier ki, geçen defa Özal beceremedi, oysa biz Irak Savaşı'na katılırsak daha çok çıkar sağla- rız! Böylece krızlerden kurtuluruz! Özal'ın "bir koyup on a/acağız" hayali yaşayıp gıdiyor bel- li çıkar çevrelerınde... Oysa durum nedır? "Mi/Jiyet"ten (16 Temmuz 2002) alıyorum gerçek durumumuzu!.. Yetmiş milyonluk bir ülkenin yüzde kırkı 280 milyonla 700 mılyon arası aylık gelirle yaşama savaşımı veriyor... Halkın yüzde 13'ü aylık 280 milyonla yetınmek zorunda! Oysa açlık sının gün gün da- ha aşağılara ınmekte! Dört kışılık bıraılenın ge- çim sınırı da en çok 718 mılyon çizgisınde... Ben, hep okurlarıma önce kendıniz düşünün, derım. Onun bunu, o yazarın, bu polıtikacının aldat- macaJanna, uyutmacılanna kendinızı kaptırma- yın... Hepımız bin birzorlukla pençeleşerekgun- lerimizi geçirıyoruz. Bir umut, bir düş anyoruz; o gelsin, bu gıtsın her şey düzelir dıye aldatılı- yoruz. işte gerçek, halkımızın yandan çoğu ya- n tok, yan aç yaşıyor. Bundan daha önemlı, da- ha yaşamsal bir durum olur mu? Öte yandan 13 milyon insan ik/ buçuk mılya- n aşan bıryaşam düzenıne sahıp... Artık siz dü- şünün, korumalanngüvenliğıaltındahuzur için- de yaşayan bir mutlunun mutlusu azınlığın ya- şant/sını.'.. Vtllalar, yatlar, uçaklardış gezıler!.. Bir yandan da ülkenın yazgısında söz sahıbi ol- mak... "Biz yoksul birhalkız, ne olduğumuzu bılelim" diyordu Atatürk... Her şeyden önce halkın yok- sulluk durumumu düşünmek gerekmez mi? Bel- h çevrelerın kısır kavgalannı bir yana iterek büyuk ulus çogunluğunun yanında, hızmetınde olmak. "Milliyet" güzel bir başlık koymuş "Zenginın geliri, fakırin sekiz katı." Başka söze gerek var mı? Ali Rıza SELMANPAKOĞLL (E) Tuğg. ADD üyesı G ünlük konuşmalar- da, sohbetierde. ül- ke sorunlarının gö- rüşüldüğü tartışıl- dığı ortamlarda, TVkonuşma- lannda, gazete ve dergilerde küreselleşmeden sıklıkla söz edilmesi; küreselleşen dünya- da nelerolup bıttiginin bilincin- de olmayı da yanındagetirmek- tedir. KüreseUeşme kime ne ka- zandınyor, hangi ülkelere ne kaybettiriyor sorusunun yanı- tını araştırmak, küresel kıskaç altında kalmamanın yollarını da bulmamızın sorumluluğu- nu ve zorunluluğunu gerektin- yor. Küreseüeşmenın kazandır- dığı üikeler dünya toplam iire- timinin yüzde 86'sına sahıp olurken dünya nüfusunun yüz- de 80'i. üretımin yüzde 14'ü ile yetinmek durumuna düşü- rülmüştür. En yoksul 20 ülke- nin 30 katı zenginlikte olan ge- lişmiş ülkelerin her biri, küre- selleşmeyle 80 katı zenginlığe ulaşmışlardır. Dünyada 1 mil- yar işsize 2010 yılında 500 mil- yon işsız daha katılacak, bun- lardan büyük payı azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerala- cağına göre bugünkü gidışı- mizle ülkemize düşen miktar ür- kütücü olacaktır. Bir yanda artan bir gelışme ve zengınleşmeye karşın dığer yanda artan bir yoksullaşma v e işsizlik varsa bunun adı küre- selleşen dünyanın çağdaş sömü- rüsüdür. Sömürgecilik; emperyalist devletlerce toprak işgal edile- rek yapılırken ve bu uğurda bir- birleriyle savaşırlarken 8 Ocak 1918 tanhinde yayımlanan Wil- son Prensipleri'yle sömürge- Ierin bağımsızlaştırılması iste- nince, mandacılığa (himayeci- lık) dönüşmüştür. Günümüz sömürgeciliği ıse çağdaşlaşma süreci ıçinde tek- noloji ve bilgi üreten devletle- rin azgelişmiş ülkelere kadar girerek bilgi ve teknolojiyi sa- tarak büyük kazançlar sağla- malanna, gelişmemiş ülkele- rin daha da yoksullaşıp kader- ciliğe itilmelerine neden olan küreselleşme aşamasına ulaş- mıştır. Küreselleşmeden kaza- nan devletler çağdaşlaşmanın gereği olarak ülkeler arasında sınırlann kaldınldığı, ulus dev- letin önemini yıtirdiği görüşü- nü pompalarken kendi bağım- sızlıklannı ve çıkarlannı her şeyin üzerinde tutmak için ge- rekli önlemleri almaktadırlar. Büyük Atatürk Sıvas Kong- resi 'nde en yakın arkadaşlan- nın tngilızya da Amerikan man- dasına girme önerilerine karşın " Va bağımsıztakya ölünı" diye- rek başlattığı Ulusal Bağımsız- lık Savaşı'yla yalnız yurt top- raklannı kurtarmakla kalma- dı, aynı zarnanda sömürülen ve yok olmakta olan bir ulusu, planlı ekonomik kalkmma ham- lesine kavuşturdu ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'- ni kurdu. Oysa o tarihlerde In- gıliz mandasına giren Irak ve Fılistin'in durumu ortada. Tam bağımsızlık ilkesini uygulaya- rak hızlı kalkınmayı başaran Atatürk'ün düşünce ve uygula- malanmn bütünü olan Kema- lızm onurlu, kişilikli, banşçı, ba- ğımsız, gönençli, bırlik beraber- lık içinde ve sağlıkh gelişmiş birulus olarak varlığımızı son- suza değin sürdürüp çağdaş uy- garlık düzeyinin üzerine çık- manın yolu oldu. Atatürk 17 Şubat 1923 Izmir fktisat Kongresi'nde, "Yaban- cı sermayeye karşı değiliz, an- cak bizirrı planladığımız ve bi- zim sermayemizi artüncıoldu- ğu süreceihtiyacumzvardır, ak- si halde Duyunu lımumiye gi- biohnamaİKİn-*' dıyerek bugün- leri görüyor ve sömürülmemek için ulusu ve yetkilileri uyan- yordu. Çağdaşlaşmak; küresel çağdaş sömürünün kıskacında kalmak değildir. Dış güçlere ve işbirlikçilerine teslimiyetçi- lik hıç değildir. Küresel çağdaş sömürüyü ka- bullenip dış mali piyasalann dayatmalaıına boyun eğmek. çokuluslu tekelci şirketlerin kontrolüne girmek, borç ala- rak, avuç açarak günü geçiştı- rip borç faizlerini dahi ödeye- mez duruma gelmek. üretme- den rant edinmek, devietin ha- zinesinin, içinı boşaltmaya göz yummak. milyonlarca insanı ışsiz bu-akmak' Avrupa Birli- ği'ne her ne pahasma olursa ol- sun gırelim, eşit koşullar ara- mayalım diyerek kamuoyunu kandırmak ve kendı çıkarlan- nı ulusun çıkarlanndan üstün tutmak çağdaşlaşmak olabilir mi?Atatürk'ün uygulamalan ve çağdaşlaşma anlayışı bu değil- dir. Küresel sömürii içinde geti- rildiğımız duruma birbakalım. Dış mali piyasalara bağımlılık kurtulmamacasına oluşuyor. IMF, DB gibi kuruluşlann ver- diği dış borçlar ile ıç borçlann faizlerini dahı ödeyemeyecek duruma düşüldü. 98.1 katril- yon TL olan 2002 yılı bütçesi- nin 21 katrilyonu bütçe açığı olarak planlandı, bu açık bir yandan halkın sırtına yüklene- cek, bir yandan da borç alma- ya devam edilecek anlamına geliyor. Bütçeye göre 42.8 katrilyon TL, iç ve dış borç faizi olarak ödenecektır. Hazıne her ay ye- nı borçlar alabilmemn savaşı- mını sürdürüyor, borç alabil- mek için ter döküyor. Çoku- luslu tekelci şirketler doğrudan yatınm yapmak yerine yerli sa- nayi ve tanm, hayvancılık işlet- melerini satın alarak ele geçı- riyor, "sat kurtul" yöntemıyle sermayemiz satılıyor, ülkemi- zin insanlan yabancı işletme- cilerin ışçisi oluyor, egemenli- ğimiz gidiyor. Ödemeler den- gesi içte ve dışta sürekli açık ve- riyor. Avrupa Birliğı'ne gire- ceğiz dıye Gümrük Birliğı 'nin getirdiğı yükle dış ödemeler dengesinin açığı, kurtulama- yacağımız bir yazgı haline gel- di, bu açık heryıl 3-12 milyar dolan buldu. Bütçe. borç faiz- leri ve cari harcamalar dışında yatınmlara kaynak ayıramaz duruma getirildı, bu da büyü- memizi engelleyerek küçülme- mizi sağladı. 2001 yılı küçül- memiz eksı 9.4 olarak sonuç- landı. Küreselleşme kıskacın- da tanm ve hayvancılık sektö- rü çöküyor, tanm ürünlerinde kendi kendısine yeterli 10 ül- ke arasında iken bu gün tanm ürünü ıthal eder olduk. Enerji, ıletişim ve haberleşme alanla- nnda da gerileme ve dışa bağım- lılık artıyor, yoksullaşan ve iş- siz sayısı artan ülkemiz, küresel- ci zengin devletlerin dayat- malanndan kurtulamaz hale geliyor. Küresel kıskaçtan çıkışımızın tek yolu, Atatürkçü anlayış ve karma ekonomi uygulamaia- nyla, ulusal kaynaJdanmızı ve olanaklanmızı günümüz ko- şullanna uygun olarak planlı. onurlu, gerçekçi, ulusalcı ve dürüstçe harekete geçirmektir. Çünkü bıze bu günlen gösteren çağdaş bır devlet. bağımsız bir ulus olmanın onurunu kazan- dıran yol göstericimiz var. Ata- türk'ümüz var. Onun yolunda giden, aydın- lığa yönelik yepyeni yüzleriy- le, tertemiz elleriyle, güvenılir kişilıkleriyle yurt ve ulusun çıkarlannı her şeyin üstünde tutan ekip çalışmasını benim- semiş eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Vfekta Güngör Özden ve arkadaşlannm öncülüğün- de kurulan Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi (CDP) il- kelerine ve programına bağlı kalıp, ulusa verdiği sözün sorumluluğunu taşıyan ve hal- ka hesap veren bir parti olarak ulusumuzu yenı bir solukla gönenç ve huzura kavuşturacak- tır. Son söz; ülkemizi içine düşürüldüğü ekonomik çökün- tüden kurtarmak yerine ken- dilerini kurtarmayaçalışan, par- ti içı demokrasiden uzaklaşarak lider ve dış güçlere bağımlı siyaset yapan sıyasetçılenn an- layışıyla çağdaşlaşma olamaz. PENCERE Petrol Savaşına Sürükleniyoruz... AmenkalılarAnkara'yı kevgire çevirdiler; biri ge- liyor, biri gidiyor; başkentte savaş pazarlıyoriar... Türkiye savaşa direnebılecek mı?.. Dün bu köşede ülkemiz Irak savaşına sürükle- nırken medyamızın ılginç edilgınliğınden söz açmış- tım; nice köşe yazanndan tık çıkmıyor. sivil toplum örgütlennde mezar sessızliği egemen; siyas/ par- tılerden çoktan vazgeçtık, politikacılann ahı gittı va- hı kaldı: tekelci medya esnafı samit ve sakit... Savaşın eli kulağında.. Ekimdemı?.. Kasımda mı?.. Amenkalı ışını bilır; Türkiye seçim yaparken sa- vaş yapabılir mi?.. Vaşington, savaş takvimiyle seçim takviminin uyumunu düzenliyorL • Nesavaşı bu?.. Efendım, Saddam zalım diktatör imiş, çağın ge- risınde kalmış ımış, Irak halkını kurtarmak gereki- yor imış, savaş kaçınılmaz ımış... Yok canım!.. Ergin Yıldızoğlu'nun dünkü Cumhuriyet'te çı- kan yazısından bırkaç satır aktarayım: "Irak'ın 112 milyar varillık petrol rezervı, onu 265 milyar varillık bir rezerve sahip olan Suudi Arabistan'dan sonra dünyanın ikınci büyük petrol kaynağı yapıyor. Ancak Irak'ın kuyulan, uzun sü- redir yatınm yapılmaüığı için düşük kapasıtelı. Iki üç milyar dolartık yeni yatınmla bu rezervlerin ra- hatlıkla 220 milyar varıleyükseltılebıleceğı hesap- lanıyor (The Times)." Amerika bu rezervleri eline geçırdığınde dünya enerji pıyasasında ıstedıği gıbı oynayabılecek, -Çin dahıl- dünyayı susta durdurabılecek... • Türkıye'yi içine katacak Irak savaşının adı sanı çoktan bellıdir: Petrol savaşı!.. Pekı, bu savaşa karşı, başta medyamız olmak üzere, sıvıl kesimde neden dırenış yok?.. Daha dün etnıkçı teröre karşı asker PKK ile ça- tışırken bunu 'kırlı savaş' dıye niteleyıp medyada banşçılık yapanlar ortalığı birbırıne katıyorlardı; Av- rupa da bunların yanındaydı... Neden bugün kimsenın sesı soluğu çıkmıyor?.. Yoksa Irak savaşı, nam-ı diğer "petrol savaşı" temiz savaş mı olacak?.. Türkiye Gazetecıler Cemıyetı'nın yayınladığı gunluk Bizim Gazete Ülke sooınlanna ılışkın raporianyla, araştırmalanyla, koşe yazılarıyla, tarafsız habertenyie sıvıl topJumlann gazetesı Düzenlı okumak ıçın abone olun. Te): 0212.511 06 75 31 Ağustos'a kadar Axess J ini en sık kullananlara, milyarlarca ch para Axess'iniz varsa, şimdi bütün alışverişlerinizde kullanın. Axess'iniz yoksa hemen alın! Kartını en sık kullanan ilk 25 kişiye 1'er milyar, sonraki 75kişiye500ermilyon, sonraki 400 kişiye ise 200'er milyon chip-para Axess'ten hediye! 1 chıp-para, 1 Türk Lirası değermdedır. Kampanya, en az 5 milyon TL tı/tarındaki alışverışler ıçın. 10 Temmuz - 31 Ağustos 2002 tarıhlerı arasında geçerlidir. .aJo 1 333 .com.tr kazançlı yaşam kartınız AKBAIMK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear