25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HAZİRAN 20O2 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@ cum huriyet.com.tr 15 ALLECRO EVtN İLYASOĞLU Mintz'i«Onu ilk kez 1991 yılmda Mo- zarı'ın keman konçertolamu çalar- kendinJemiştım- Israil Oda Orkest- rası ile 19. Istanbul Müzik Festiva- li'ne katılmıştı. Hem solıst hem de şef clarak bestecinin dört konçerto- sunu peşpeşe seslendirmişti. O sı- ralarda Vrvakü'nin 124 keman kon- çertosunun tümünü kayck almak- taydı. Tarihte ilk kez bu küllıyatı ta- mamlamanın coşkusu iç.ndeydi: "Tıpla aşınmış tahlolan» uygun renklerini bulup aslına göre onar- mak gibi bir şey >apıyoriim, boş- lukJarı Yivaldi üsİubundatamam- lıyorum" diyordu. Ardından 1993'teki festival de J. S. Bach'ın partitalarını vesonatını çalmıştı. Iki saat boyunca tek başı- na, Aya trini'nin ortasmda,dinJeyi- cinin ilgisini dagıtmadan, hatta so- luk aldırtmadan tamamlamıştı dın- letisını. "Önce kendinizi inandır- malısınız, bu gerilimi sonuna ka- dar elden bırakmayacağım, diye. Bach bir solukta, aynı çizgide ça- lınır" diyordu. Biryıl sonragenç sa- natçı Maxim Vengerovu bizlere tarutrruş, yine uzun süre arduıdan ko- nuşulan bir konser bırakmıstı - Son- ra depremzedeler yarartna Lütfi Kır- dar Salonun'daçaldıgı güzelim Men- delssohn konçertoyu anımsıyorum: Çalgısıyla tümleşmiş, yağ gıbi uçu- yordu. Ve 30. Uluslararası Istanbul Mü- zik Festivali'nde önceki akşam, pi- yanist Adrienne Krausz ile onu dinlerken birkezdaha yücelığine ta- nık olduk. Yay teknigi, tutkusu, mü- zikalitesi, incelikli yorumu... Schu- bert'in Duo'sunda henüz yerleşeme- yen dinleyicinin, kalabalık salonun sıkıntılan, nem oranının yuksekli- ği gibi etkenlerle yapıta yoğunlaş- ması biraz zor oldu. Giderek her öl- çüde dinleyiciyi kendine çekmesi- ni bilen Mintz, program dûzenle- 30. Uluslararası Istanbul Müzik Festivali'nde önceki akşam, piyanist Adrienne Krausz ile Shlomo Mintz'i dinlerken usta kemancımn bir kez daha yüceliğine tanık olduk. Yay tekniği, tutkusu, müzikalitesi, incelikli yorumu... Schubert'in Duo'sunda henüz yerleşemeyen dinleyicinin, kalabalık salonun sıkıntılan, nem oranının yüksekliği gibi etkenlerle yapıta yoğunlaşması biraz zor oldu. Arduıdan gelen Dvorak Serenad, yumuşacık etkisiyle huzur dolu bir ortama kavuşturdu. Elgar'ın sonatındaki zarafet ve bugüne dek dinlediğim en güzel çiganlardan birisi ile programı tamamlandı. Türk Milli Futbol Takımı'na ithaf ederek çaldığı bis parçasmda Arjantinli besteci Alberto Ginastera'nm kıvrak ritmi, otantik gitar dalgalan alunhydı. mekte de ustalık göstermişti. Ar- dından gelen Dvorak Serenad, yu- muşacık etkisiyle huzur dolu bir or- tama kavuşturdu. Elgar'ın sonatın- daki zarafet ve bugüne dek dinledi- ğim en güzel çiganlardan birisi ile programı tamamlandı. Türk Milli Futbol Takımı'na ithaf ederek çal- dığı bis parçasında Arjantinli bes- teci Alberto Ginastera'nm kıvrak ritmi, otantik gitar dalgalan alımlıy- dı. Piyanisti ile de güzel anlaştıkla- n, karşılıklı güven içinde olduklan belliydi. ilk kez Carnegie Hall'de on bir yaşındayken çalmış, yirmi yaşında dünyanın en parlak kemancılan ara- sında yer almış. Shlomo Mintz'in ÎSTANBUL MÜZtK FESTtVALl SunaKan ve Cana Gürmen buluşuyor Kültür Servisi - 30. Uluslararası Müzik Festivali, keman sanatçısı Suna Kan'uı ve piyano sanatçısı Cana Gürmen'in Iş Sanat'ta bugün saat 19.00'da verecekleri konserle devam ediyor. Kan ve Gürmen, konserde, Ludwig van Beethoven'in 'Sonat No. 1, Re Majör Op. 12 No. 1', Edward Grieg'in 'Sonat No. 3, Do Minör Op. 45' ve Sergei Prokefîev'in 'Sonat No. 2, Re Majör Op. 94 bis' adlı eserlerini seslendirecekler. Ülkemizin ünlü virtüözlerini bir araya getiren açılış konserinden sonra, devlet sanatçısı Suna Kan, festivalde ikinci kez müzikseverlerle buluşuyor. Dünyaca tanınan ve sanat yaşamına birçok başanyı sığdıran usta kemancı, Kertezs, Lessing, Matzerath, Suskind'in de aralannda olduğu şeflerin yönetimindeki seçkin orkestralann eşliğinde konserler verdi ve Menuhin, Fournier, Navarra, Riddle gibi ünlü yorumcularla birlikte çaldı. Avrupa, Kuzey ve Güney Ameriİca, Uzakdoğu ve Ortadoğu'da konser ve resitallerle müzikseverlere ulaşan Kan'a Fransa tarafindan 'Chevalier dans l'orde National du Merite' nişanı verildi. Piyano sanatçısı Cana Gürmen, sanat çahşmalanna küçük yaşta tstanbul Belediye Konservatuvan'nda Prof. Statzer'in sınıfinda başladı. Sanat eğıtimini sürdürdüğü Ankara Devlet Konservatuvan Yüksek Piyano Bölümü'nü 1977'de bitirdikten sonra, aynı yıl Istanbul Devlet Konservatuvan'na öğretim üyesi olarak atandı. Istanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Piyano Ana Sanat Dalı'nda öğretim üyeliği görevini süıdürmekte olan sanatçı, 1999 yılında profesör oldu. Gürmen, solistlik kariyerini, geniş repertuvanyla Türkiye'de ve yurtdışında resital ve KÜLTU» • SAHAT (0212) 293 •« 7» önımzkın . TÜM MÜZİK SS UADircTi eone !•«•MARKETLERDE 5SH ISVIÇREHASTANESI "Gerç&SmaünYcmk" BüyükpaTnaklapı Sokak sonu Tel Sokak NO9/11 Beyojjlu Tel 0212 252 93 14-15 e-naıl.jamtopOıanstop com Mavi IşıkJar GülcanAttan VedatSa IŞVIÇRE HASTANESI Gerçeksanatmyamnda Suna Kan VU TTDC *<r#-aal Sen*c« Grouo BÜ.KENT OcıNrUNI ÖRKESTRASİ «MMIyat # •»** * ••"- ^T*3 f*Fn — orkestra eşliğinde konserlerle sürdürüyor. llanlann» İçin |0212)293 89 78 perareklam@perareklam.com.tr perareklam@superonline.com www.perareklam.com.rr ca*n karaea kazım koyuncu yasar kurt v»dat takmın yırtık uçurtma najat yavaso0ulları jahat cahlt barkay tan«rttngür s«rdar Oztop tarkan mumkalt armağan lönmtz hcihat örtor TÜM MÜZİK MflRKCTLCftDC Tel: O212 527 1 8 36 KflSCT & CD sespsm önemli bir özelliği dünya ile ban- şık bir solist oluşu. Odalara kapa- nıp dış dünya ile ilgisini kesip yal- nız kendi dağarcığını oluşturmakla gününü geçirmiyor. Bir yandan orkestra şefliği yapı- yor, biryandan viyola da çalıyor; öte yandan festivallere başkanlık ediyor, uluslararası kemanyanşmalannınjü- rilerinde yer alıyor. Ve de en önem- lisi bilgilerini ve deneyimlerini ya- rınlara aktarmak için eğitime, genç- lere önem veriyor. Ne de olsa çağın büyük ustalanyla yetişmiş onlarla sahneyi paylaşmış, Iızhak Perl- man, Isaac Stern ve Pinchas Zu- kerman gibi büyük sanatçılarla konserler verip plaklar yapmış. Hem onlardan aktardığı üslubu hem de kendine özgü oluşturduğu biçemi gençliğe anlatmak için Israil'de bir okul kurmuş. Keshet Eilon'daki bu okula dört yıldır Cihat Aşkın da keman hocası olarak katılmakta. Bir yandan okçuluk ve sporla eğitilen gençlik, bir yandan da çeşitli öğret- menlerin biçemierini öğreniyor. Mutlaka 0 çocuklara yalnız usta bir çalgıcı olmak değil, çok boyutlu ol- mak, insancıl olmak ve dünyaya da- ha geniş açıdan bakmak da öğreti- liyor. Shlomo Mintz gibi müzik ha- zinesi kadar gönlü zengin insanlar olmasuıı da. 30. Istanbul Festivali'nin son di- limini de tamamlamak üzereyiz. Bu akşam Iş Sanat'ta Suna Kan ve Ca- na Gürmen çalıyorlar. Yarın ak- şam çağımıza imzasmı atmış dene- yimli şef Sir Neville Marriner, Ca- merata Salzburg ile gencecik de- ha bir piyaniste. Lars Vbgt'a eşlik edecek. Cuma akşamı Iş Sanat'ta Türkiye'nin yıldızlanndan Toros Can, her zaman bulamayacagınız bir program sunacak. Ve bence Festi- val, Les Arts Florissants'ın dev konseri ile, dorukta sona erecek. VVilliam Christie yönetimindeki Haydn'ın Mevsimler Oratoryosu 30. yılı tamamlamak için seçilmiş en güzel program olacak. Eger bu- güne kadar festivalde hiçbir etkin- lige katılmadınızsa bu konserle boş- luğu kapatabilirsiniz. İDSO Bulgaristan turnesinde Turneler, orkestra topluluklan için birkaç yönde güzellikler taşırlar. Birbirini hep sahne üstünden tanı- yan aile, yolculuk sırasında daha yakınlaşırlar. Ayn ülkelerde, deği- şik sahnelerde çalmak yeni heye- canlar getirir. Değişik kültürlerin dinleyicileri ile tanışma fırsatı do- ğar. Hele devlet orkestralan için bir- kaç yılda bir yinelenmesi gerekir bu tür tumelerin. ÎDSO, Bulgar şef EmilTabakovyönetiminde, 16-30 Haziran arasında Bulgaristan'ın beş ayn kentinde sekiz konser veriyor. Bu konserlerde üç önemli solist var: Ünlü Bulgar kemancı Mincbo Minchev; ünlü Rus çellist Natalia Gutman ve genç Türk piyanist Em- re Şen. evini@boun.edu.tr AİSVİÇREHASTANESİ "Ge^SümünYamâ" ZARA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1998/5 KararNo:2001'47 Davacı Abdulmuttalip Yıldız ta- rafindan davahlar Dürdane Yıldız, Ayşe Yıldız, Cennet Yıldız, Hüsne Yıldız, Telli Yıldız, Şükrii Mehmet Durmuş Yıldız, Durmuş Tekin, Abıde Mercan, Hüsne Yıldız, Hes- na Arslan ve Zara Mülmüdürlügü aleyhine mahkememize açılan ka- dastro tespitinin iptali ve tescil da- vasının yapılan açık duruşması so- nunda; mahkememizce davanın reddine. Zara Ekinli köyü Küçük- sürme mevkünde bulunan 3696 parsel ve aynı köy Büyüksürme- yurdu mevkünde bulunan 3938 parsel ile yine aynı köy Uzunyazı mevkünde bulunan 4685 parsel sa- yılı taşınmazlarla ilgili yapılan ka- dastro tespitinin tapuya tesciline karar verilmiş, ancak davalılardan Abide Mercan, Hesna Arslan, Şük- rii Mehmet Yıldız, Mehmet kızı Hüsne Yıldız, Dürdane Yıldız ile Ayşe Yıldız tüm aramalara ragmen bulunamamış ve mahkememizden verilen karar tebliğ edilememışrir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 29. maddesi gereğince yukarıda isımlen belirtilen davalılara ilanen tebligat yapılmasına karar verildı- ğinden, hüküm özetinin yayımı ta- rihinden itibaren (15) gün sonra teblig edilmiş sayılacağj ilan olu- nur. Basın: 24779 Kalblnizl Koruyun TÜRK KALP VAKFI 19 Mayis Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tol: (212) 212 07 07 (pbx) (10 hat) Faks:(212)212 68 35 GÜZEÜNARDINDAN BERTAN ONARAN Ekrem Kahraman Sağolsun, Ekrem Kahraman, Leyla-Nevzat Me- tin çiftinin bin bir çabayla, özenle yaşatmaya çalış- tıklan Bilim-Sar»at Galerisı'nin yayınları arasında ken- disine ayrılmış yapıtı bırakmış eczaneme; aldım, se- vindim, aldığımdan beri inceliyorurrt. Iki ciltlik bu özenli kitabına Nevzat bir önsöz yaz- mış, Kaya Özsezgin ile Marilyn Hanson birer ya- zı-yorumlarıyla, Özdemir Ince ile Tuncay Takmaz şiirleriyle katkıda bulunmuş; yaşamöyküsünüyse Bedrettin Dal kaleme almış. Kitaba eşlik eden geniş sergiyi, bir süre önce, AKM'nin iki salonunda görmüştüm. Birinci cilt 1982-1995 arasındaki çalışmalara ay- nlmış; ikinci cilde Levent Çalıkoğlu, Mehmet Er- güven birer yazıyla Ekrem'e bakışlarını eklemiş, en sona da Kahraman'ın Ümrt Gezgin, Banş Sanbaş ve Tuncay Takmaz'la yaptığı söyleşi konmuş; ayrı- ca bir diri ozanımızın şiiri tat katmış. Birinci cildin başına, Tolstoy'un bir sözü yerleşti- rilmiş: "Akıl hiçbir şey göstermedi bana. Bütün gördük- lerimi yürek verdi, yürek gösterdi." Evet, ilk okuyuşta epey çarpıcı bir söz; ama altı ne yazık ki yufka. Çağımızın en geniş bilgili insanlanndan biri, Hen- ri Laborit. "Bız başkalanyız" diyordu bir söyleşide; iznınizle açayım; kalıtımdan eğitime, kişiliğe, hepsi- ni bize başkalan sağlayıp benimsetir. Bunda da gocunacak bir şey yok, çünkü Labo- rtt'nin kendisi de bu tanımın içinde. Onun, Türkçesi ne yazık ki henüz basılmamış "Davranışlann öyküsü" adlı yaprtını paylaşabilsey- dik, "akıl", "yürek", "bilinç", "sezgi", "güdü"gibite- mel kavramlarımızın hepsınin aslında insana özgü beyne ve sinir dizgesine bağlı bulunduğunu; bu iki temel araca, doğumdan önce kalıtımla, dogumdan sonra yakın çevreyte, aile ve okul eğrtimiyte neler "bel- letirsek" kimliğimizin, kişiliğimizin onlardan oluştu- ğunu uzun söze gerek kalmadan hepimiz benimser- dik, boş tartışmalar biter, zamanı, enerjiyi daha do- yurucu işlere ayırabilirdik. Nitekim, 10 çocuklu bir köylü ailesinin yavrusu ola- rak doğan, doğarken sağlıklı, sağlam ve kavrayışlı gelme olanağına, talihine kavuşan Ekrem, bu kita- bı birlikte okuyamadığımız için, sonradan toplumcu görüşü benimsemiş, hemen bütün toplumsal-sa- natsal etkinliklere katılmış olsa da, anılarının birye- rinde şunu söyleyebilmiş: "Evdekilere niçin kızıyordum? Gereksizişleryüzün- den... örneğin, ekmek pişirmek hiç de hoşuma git- miyordu, mahalleye karşı, köye karşı. Annemin ilk ço- cuğu olduğum için, hem kızı hem oğlu gibi muame- le ederdi. Ekmek pişirmek, çorba yapmak bana kız işi gibi gelirdi. Yarma çorbasına bu nedenle 'enayi çorbası' derdim. İşi miyoktu anamın babamın on ço- cukyapacak? Kendilerini yetiştirselerolmazmıydı?" Cennet Hanım'la Alrfakı Bey'i okutan mı olmuş- tu acaba? Yaşamın bin bir çilesini aşabilmek üzere birbirlerine sarılmaktan, korunmayı da bilmedikleri- ne göre, o on çocuğu art arda sıralamaktan başka yolları mı vardı? Ekrem Kahraman, birkaç kez Fakir Baykurt'la karşılaşmış, kitaplannı derinlemesine okudu mu bil- miyorum ama şimdi yakındığı bütün insanlık sooın- larının, Fakir'leri bize armağan etmiş Köy Enstitüle- ri'ndeki eğıtim-öğretim-üretimin, yalnız bu yolla çö- zülebileceğini kendi başına düşünmüş, ya da bu güzelim alçakgönüllü yorumculardan öğrenmiş ol- ması gerekirdi kanısındayım. Kızlı erkekli, yeryüzündeki bütün işleri, yüksünme- den, şu kızlara, bu erkeklere diye ayırmadan yapa- madıkça, dünyanın, doğanın iliğini kemiğini emen, sömüren asalak sülükleri nasıl yok edebiliriz acaba? Ben, Fakir'ler gibi köy okullarının o masalsı döne- minde okuyamadım, ama Amerikan sargısı ülkemin boynuna dolanmazdan önce benim okuduğum il- kokulda bile elişi-nakış dersi vardı, kızlara da, oğ- lanlara da; o dönemden işlediğim bir bez hâlâ anı olarak duruyor. Keşke terzilik, arıcılık, her şey öğre- nebilseydim, öğrenebilseydik... Ekrem'in Sağlıklı köyünün, Çukurova'nın damga- sını taşıdığı yıllarda gerçekleştirdiği -ödüller de al- masına yol açan- resimlere bakınca, özlediğimiz toplumsal kökler, bağlar yitmemiş olsaydı, hepimi- zin nasıl açılıp çiçeklenebildiğimizi tüllerin ardından görür, sezer gibi oluyorum. Neyse, son can çıkmadan umut kesemeyiz. Monernin IVilüferleri satddı • LONDRA (BBC) - Claude Monet'nin ünlü 'Nympheas (Nılüferler) 1 serisinden bir tablosu Sotheby's 'de yapılan müzayedede 20 milyon dolara alcı buldu. Sanatçmın 1906 yılında yaptığı tablo, 77 yıldır sergilenmiyordu. Empresyonist resmin başyapıtlanndan biri olan tablo, son olarak 1925 yılında halka açık bir sergıde yer aldı. Tablonun verniklenmediği ve sanatçının atölyesindeki durumunda olduğu belirtildı. Monet, Nilüferler serisini, 1883 yılında yerleştiği Giverny'deki evinde gerçekJeştirmişti. BUGÜN • HARBtYE AÇIKHAVA TIYATROSU'nda Sultans of The Dance'ın gösterisi. (0 212 352 18 18) M BAŞKA KÜLTÜREVt'nde Krzystof Kieslowski;nin yönetmenliğini yaptığı 'Oldürme Uzerine Kısa Bir Film' (0 212 249 12 84) • KUŞADASI GÜVERCİNADA KALESI'nde 'II. Kuşadası Altın Kıyı Kısa FUm FestivaU' kapsamında 20.30'da Ataol Behramoğlu, Emin Karaca, Prof. Dr Oguz Makal ve Haşmet Zeybek'in katılacağı 'Nâzım Hikmet 100. Yü' adlı panel ve 'Nâzım Hikmet Belgeseli' gösterimi (0 256 61217 73) • BOĞAZİÇİ ÜNİVERSÎTESt GÜNEY KAMPUSU'nda AirFest 2002 kapsamında saat 21.00'de Sertab Erener konseri =- (0 212 257 37 61) ISTANBUL MÜZİK KSTİVAU'NOE BUGÜN • tŞ SANAT'ta 19.30'da Suna Kan(keman) ve Cana Gürmen (piyano) konseri. (Biletix: 0216 454 15 55)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear