25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 HAZİRAN 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dokuz bin yıl öncesinin insanlanna, toplumuna, yaşamına, yaşam biçimine açılan pencere Çatalhöyükmucizesi9 BİN YIL ÖNCE YAŞAM Kadınla erkeğin rolü eşit Tarihöncesi Neolitik Dönem (Yenitaş Dönemi), ilk yerleşim merkezi olan Çatalhöyük'te insanlar nasıl yaşıyordu? Kazılarda ortaya çıkan 12 katmandan şunlan biliyoruz: Toprağı ekiyorlar, biçiyorlar. Henüz madeni keşfetmemişler. Hasat zamanı, boynuzlardan, kemiklerden yaptıkJan oraklan kullanıyorlar. Aynı şekilde avlarunak içın de taşlardan kemik ve boynuzlardan yararlanıyorlar... Tanm ve hayvancılıkla ilgilenmeleri yalnız kendilerini doyuımak için değil. Bunun ticaretirıi yapıyorlar. Obsidiyen taşını hem silah, hem araç, hem de değiş tokuş birimi olarak kullanıyorlar. (Anadolu'nun en büyük obsidiyen rezervleri buradaymış.) Mimari anlayış Karadeniz'den Akdeniz'e ve ters yönde ticareı yapıyorlar. Ekonomik gelişmeyle birl ikte kentleşme büyüyor. Mimari anlayışlan çok gelişmiş. Avlular çevresinde, bal peteği gibi birbirine bitişik evleri, mahalleler oluşturuyorlar. Mahalleler birbirine ekleniyor. Damdan dama geçebiliyorlar. Damlarda dolaşıyoriar, damlarda yaşıyorlar, sıcakta damda uyuyorlar. Kapısız penceresiz evlennin içi kışın sıcak, yazın serin. Kerpiç evler ahşap sütunlarla destelenip, iki kat çamurla sıvanıyor... Bu evlerde yaklaşık yüz yıl yaşıyorlar. Sonra içini toprakla doldurup bırakıyorlar, bir kat üstüne yeni evlerini inşa ediyorlar. Anaerkü dûzen Anaerkil bir düzen var. Ana tannça kültünün burada doğduğu söyleniyor. tki yanında boğalanyla, leoparlanyla tahtta oturan, ayakta duran ya da doğum anında gösterilen Ana Tannça heykelcikleri çok bol. Bunlar bin yıllar sonra gelecek Hitit tannça heykellerini andınyor. Burada bulunan kemiklerden ne yiyip ne içtikleri anlaşıhyor ve yiyecekler, çeşitli sorulan yanıtlamaya yanyor. "Ne yediğini söyle, kim olduğunu söyleyeyim" sözünü anımsatıyor lan Hodder. Ve sözünü şöyle bağlıyor: "Bütün bunlardan 9 bin yıl önce Çatalhöyiik'te kadin ve erkeğin eşit olduğunu, eşit roller üstlendiğini anhvoruz." ££/İ< • Çatalhöyük, uygarlık tarihinde. nice evrimler sonucunda, "Neolitik Devrim" diye adlandınlan olaya tanıklık edebileceğimiz yer... Çatalhöyük, insanlann doğa ile ilişkilerini kendi yaranna dönüştürüp, hayvanlan evcilleştirip, toprağı ekip. üretime geçtikleri ve insanlann üretime dayalı ilk yerleşik yaşam düzenine geçtikleri yer... Çatalhöyük, dünyanm ilk kenti. ZEY^VEP ORAL Dayadım kulağımı toprağa. taa derinden gelen se- si dinlemeye koyuldum İşte duyduklanm: "Ben Anadolu'nun anasu Ana Tannça... Ben top- rağı, toprak beni doğurdu... Birçok adını oldu: kuba- ba - Kibele - Sibele - Arinna'nın Güneş Tanrıçası. Da- ha sonra. Artemis - Diana - Meryem - A\ şe - Fatma™ Doğduğum anda çocuktum, genç kadındım, çocuklu ana> dım, yaşb bilgey dinı. Geniş kalçalanm sonsu/ do- ğurganhğnnm, yaratma gücümün simgesi. Doğuran, doyuran. yaşatan. benim_. Sayısı/ mememden bes- lendi denizler. ırmaklar, ça> lar, dağlar, ovalar, bayır- lar ve insanlar. Geyikler, leoparlar. inekler. en çok da boğalar dostum oldu. Tohumlan ektik. ekini yeşert- tik... Döl y atağıma düşen tohumlardan nice u\ garhk- lar türedi. Sevabı da günahı da benim degiL tohumu eken insanlanndır. Ne ektilerse onu biçtiler.J" Ana Tannça'nın sesı çok derinlerden ve çok uzak- tan gelıyordu. Taa dokuz bin yıl uzaklıktan.. Ama ay- nı zamanda çok da yakından geliyordu. Tam bulun- duğum yerden. Çünkü bulunduğum yer Çatalhö- yük"tü... Dünvanın ilk kenti Çatalhöyük bir mucıze... Çatalhöyük. dokuz bin yıl öncesine. dokuz bin y ıl öncesinin insanlanna. toplumuna. yaşamına. yaşam biçimine. toplumsal hayatına açılan bir pencere.. Çatalhöyük. uygarlık tarihinde. nice e\Tİmler so- nucunda. "Neolitik Devrim" dıve adlandınlan olaya tanıklık edebileceğimiz yer... Çatalhöyük. insanlann doğa ıle ilişkilerini kendı ya- ranna dönüştürüp. hayvanları evcilleştirip. toprağı ekip. üretime geçtikleri ve insanlann üretime dayalı ilk yerleşik yaşam düzenine geçtikleri yer... Çatalhöyük. dünyanm ilk kenti Bu son tanımlamayı. "Çatalhöyük,dürrvanın ilk ken- ti" tanımlamasını yapnıay ı, doğrusu ben belkı de go- ze alamazdım. Ancak bu tanımlamayı yapan 1993 "ten beri Çatalhöyük"te arkeolojik kazılan yöneten bılım adamı lan Hodder olunca kayda geçinneden edeme- dim. Önceki gün yüz kadar gazeteci. yayıncı Çatalhö- yük'Teydik Kazının önemli sponsorlanndan bırinin. Boeing'ın. yıllık basın toplantısı için burayı seçme- sı üzerine yola düşmüş. iş ortaklanndan SunE\p- ress'in uçağıy la (elbet Boeing) Kony a'y a uçmuş. ora- dan yaklaşık 50 km. ötedeki Çumra kasabasına uzan- mış, oradan kazı alanına ulaşmıştık. Çambridge \ e Stan- ford ünıversıteleri arkeoloji profesörü. kazı başkanı Prof. lan Hodder'in önderliğinde sürdürülen çalışma- lan ızlemiş. Çatalhöyük mucizesine tanıklık etmış- tik. Yenı açılan Konya Hilton'daki akşam yemeğin- de. Prof. lan Hodder'in yanı sıra Boeing Uluslarara- sı Satışlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Douglas Groseclose'un ve Ticari Uçaklar Satış Direktörü Al- do Basile ın konuşmalannı dınleyıp evlerımıze dön- müştük. Ve bütün bunlan Sibel Asna ve arkadaşları- nın saat gibi işleyen organızasyonuy la gerçekleştır- miştik. Boeıng'in yıllık performansını ekonomı ga- zetecilerine bırakıp Çatalhöyük'e geri dönüyorum. Çözükmeyen gizkr Çatalhöyük'te ilk kazılara. JamesMellaarttarafın- dan 1961'debaşlandı. Cç-dört yıl sürdürüldü ve dur- duruldu Ama daha o zamandan elde edılen bulgu- lar. uygarlık tarihi içın sonsuz ıpuçlan taşıyordu. Ve bu bulgular. bu ıpuçlan. uluslararası yayınlarda he- men yerini aldı ve büyük ilgı uyandırdı. (Meraklıla- ra. bizde bir süre önce Telos Yayınlan'ndan çıkan Helmut Uhlig'in "AvTupa'nın Anası Anadolu" kita- bını okumalannı önerırim. I Mellaart'ın çarpıcı bulgulan şunlardı: Burada tÖ 7 bm 500 yılına ait. bitişik düzende yapılmış. an pe- teği mımarısınde evler vardı. Ikincı çok önemli bul- gu bu evlerin duvarlan. kırmızı. beyaz. siyahla bo- y anmış. duvar resimleny le. yani sanat eserlenyle kap- İıydı. Kazılara yeniden 1993*te lan Hodder başkanlığın- da, Kültür Bakanlığı'nın iznı ve denetımıyle Çamb- ridge Üniversitesı \e Ankara'daki "Brhish Instinıte ofArcheology" önderliğinde başlandı. Üstelik bu kez modern teknolojıyle. çok daha dikkatlı. özenlı yön- temlerle... Ve şimdi asıl mesele. ortaya bir an önce ÇataDıöyük'te kazılan lan Hodder yönetiyor. Kazı alanında bir yanda Polonya'dan Lı Poznan L nrversitesi' nden arkeolog ve öğrenciler, bir başka bölgede Berkelev Üniversitesf nden gençler çahşıyor. bir sürii e\ çıkarmak değil. o ev lerde yaşayan insan- lann yaşamlarına ılışkin bılgı toplamak. bu insanla- nn yaşamında sanatın rolünü anlamaya çalışmaktı. Mesele. ortaya çıkarılanları korumaktı. Öğrendik- lerimizi, anladıklanmızı. koruduklanmızı. herkese sunmak. dünyaya tanıtmaktı. Üretime dayalı bu ilk yerleşim merkezınde, 10 ye- di bin beş yüz yılına dek inen bu evler. dikdörtgen. kerpiç e\ ler. Kapısı. penceresi yok. Tavanda bırakılan bir açıklıktan gınlıp çıkılıyor. ışığı oradan alıyor. Tavana uzatılan merdıvenı çekti- niz mi kimse giremez. Korunma ıçgüdüsü... Tavan ve merdiven ahşaptan. Merdiven altında ocak. fınn ye- n... Bir kirişleyaşama alanına geçıliyor. İki yanda iki seki. Bunlann altına ölülerin kemikleri gömülüyor. Du varlarda boğa ya da hayv an başlan. kemikler. boy- nuzlardan süsler ve akıllara durgunluk veren duvar resimleri.. Duvar resimlennde, geometrik çizgıler. şekiller. motıfler ya da çok abartılmış boyutlarda hayvanlar (bo- ğa. geyik. inek) ve onlann çevresinde hoplayan zıp- layan. adeta hayvanlarla şakalaşan. oynayan mınicik çizgi insanlar... Bir iki örnek görünce ister istemez \0- ro'nun. Klee'nin tablolannı anmaya başlıyor insan... Bu resimlerin gızi halen çözülmüş değil... Ama ke- sin olan. 9 bin yıl öncesinin insanlannın evlerinde sa- natla haşır neşir yaşadıklan... İğneyle kuyu kazmak Kazı alanını dolaşırken bir evde Polonya'dan Lı Poznan Üniversitesi"nden arkeolog ve öğrencilerin. bir başka bölgede Berkelev Üniversıtesi'nden genç- lerın çalıştıklanna tanık oîuyoruz. Tam da "iğneyle kuyu kazmak" dey işinın tıpatıp sözcük anlamına ta- nıklık ediyoruz. Elde minicık fırçalarla bir taş parça- sının üzerindeki tozu almak... O taş parçalanndan binlercesi, milyonlarcası daha önünüzde yığılı dunırken. yerin 12 kat altında bek- lerken... Elbet bulunan objelerin çok büyük bir kısmı. An- kara'dakı "Anadolu Medeniyederi Müzesi'"nde. An- cak burada da küçük. derli toplu. az ama seçkın ör- neklerin sunulduğu bir sergi salonu. çalışmalan dile getiren bir sergi salonu var. Bu salonun en ilginç kö- şelerinden biri kazıda çalışan yöredeki kadınlann dü- şüncelenni. ızlenimlerıni dile getirdikleri pano. 9 bin y ıl öncesinin anaerkil düzenınden. günümüze uzanan bir selam.. Ana Tannça. zamanı avuçlannda yoğur- muştu. şimdı günümüz Çumra kasabasının kadınla- n ellerini. avuçlannı zamana v e tarihe v erıyorlardı.. Kazı Başkanı lan Hodder'e soruyorum: "Umutsuz- luğa kapıldığınız. sorulan y anıtlayamadığınız, hiçbir ileıieme kay dedemeyeceğinize inandığınız hiç olmu- yor mu?" Koca bir "Ahhh!" çekıp. •'Çalışmalanmızınjüzde 99'unda aynen söyediklerinizi hissediyonım" dıyor. Peki devam etme gücünü nereden. nasıl bulabıli- yorsunuz? "Geri kalan yüzde birde!" Ne müthiş değil mi! En az Çatalhöyük mucizesi ka- dar çarpıcı v e eşsiz bir çaba sürüy or orada. Gidin. gö- rün. tanıvın. tanıtın! DERNEGÎMİZİN YÖNETİM KURULU ÜYELERİNDEN PROF. DR. SEDAT BOYACIOĞLU'NUN SAYGIDEĞER KAYINPEDERİ, HACETTEPE C N İ V E R S İ T E S İ TIP FAKÜLTESİ OFTALMOLOJİ BİLİM DALI KURUCULARJNDAN PROF. DR. MUVAZSAK AYTEK 21.06.2002 TARİHİNDE VEFAT ETMlŞTİR. MERHUMA TANRFDAN R.\HMET, — KEDERLf AtLESlNE BAŞSAĞLIĞI DÎLERİZ. TÜM DOST VE SEVENLERİNİN BAŞISAĞ OLSUN TÜRK GASTROENTEROLOJİ DERNEĞİ VAKFIMIZrN KURUCULARINDAN PROF. DR. SEDAT BOYACIOĞLU'NUN SAYGIDEĞER KAYINPEDERİ, HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ OFTALMOLOJİ BİLİM DALI KURUCULARINDAN PROF. DR. MUVAZSAK AYTEK 21.06.2002 TARİHİNDE VEFAT ETMİŞTİR. MERHUMA TANRI'DAN RAHMET, KEDERLİ AİLESİNE BAŞSAĞLIĞI DİLERİZ. TÜRK GASTROENTEROLOJİ VAKFI ŞARMŞLA ASLİYE HUKUK MAHKEIVIESİ'NDEN Esas\o:2001'452 Davacı Mehmet Yıldız tarafından davalı N'aciye \ıldız aleyhine açılan boşan- ma davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karar gereğince. Davalı Nacıve Yıldız adına çıkarılan tebligatlar bıla ikmal iade edilmiş. zabıta tahkıkatından da adresı meçhul kaldığından dava dilekçesinin ve duruşma günü- nün ılanen teblığıne karar verılmiş olup. bu dava ıle ılgilı ibraz etmek ıstediğınız belgelerı duruşmanın bırakıldığı 12.9.2002 günü saat 09.15'e kadar göndermenız veya bir vekil tarafından kendinizı temsil ettirmediğınız takdırde TY'nın 28. 29 ve devamı maddelen ıle HUMY'nın 213. 377 maddeleri gereğince yargılamanın yokluğunuzda yapılacağı ve hüküm verıleceğı. dava dilekçesi ve duruşma günü verine kaim olmak üzere ilarren duvurulur 11.04 2002 Basın-24Ö9"7 VAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2001 393 Davacılar Dursun Sayır ve Kadri Sayır vekıllerı Av. \1. Fehım Oflas tarafından da- valılar Dudı. Fıdan ve Ibrahım ıle Maliye Hazinesi ve Van Belediye Başkanlıgı aley- hine mahkememizde açılan tapu ıptalı ve tescıl davasının yapılan yargılaması sıra- sında alınan karar uyarınca. Davalılar Dudı Fıdan ve tbrahım adlanna çıkanlan tebli- gatlann bıla teblığ dönduğü ve yapılan araştırmalarda adreslerinin tespit edılemedıği anlaşılmakla ılan yoluyla dava dilekçesinin teblığıne karar venlmış olmakla. Van ılı Vlerkez Emınpaşa Mahallesi Mehmet Bey Sokak'ta bulunan 1 i 1 ada 15 parsel \o'lu tanışmaz malikleri olarak sadece ısimlerı yazılı davalılar hakkında açılan tapu ıptali ve teseıl dava dilekçebinın adı geçenlere teblıgı yerıne geçmek ve duruşma günü olan P.^2002 tarihinde saat 09.00'da mahkememizde hazır olmalan veya kendilerini bir \ekille temsil ettırmelen. aksı takdırde HLMK'nın 213. maddesı gereğince gıyapla- rında duruşmaya devam edıleceğı ve hüküm kurulacağı davetıye ılanı yenne geçmek üzere teblıS olunur Basın- 5858 GORUŞ TANJL E R D E M Amtmi <EJ Unutmak, Uyutmak İnsan belleğı unutma özürludür. 1950-60 dönemi- nin başbakanının bir siyasi beyanıdır bu. Demek is- tiyordu ki; ülkeniz için iyi ya da kötü bir şeyler yapa- bilirsinız. İnsan belleği yaşanan ortamda bunlan unu- tur. Bunu o zaman belleksiz bir toplumun sürekli al- datılabıleceğı ve aldatanların el üstünde tutulabile- ceği şeklinde anlamış ve genç ruhlarımızda tepkı duymuştuk. Şimdi bu beyanı tepkıyle değil, bilinçle değerlendıriyorum. Beyanı yapana hak veriyorum. Eğer toplumumuz gerçekten belleksiz gibi davranırsa, bel- leksiz olursa, onu yönetmek üzere yola çıkan kimi- leri onun bu zaafından doğal olarak yararlanmak is- teyeceklerdir. Örnekler bir değil, birçok. Bir hanım parti başka- nı, katıldığı toplantılarda; enflasyonun düşmediğin- den. yüksek faızle borç alındığından, kamu çalışan- larına yapılan özlük hakları zamlarının yetersizliğin- den, ekonominin kötü yönetildiğınden söz ediyor. Düşünüyorum, çok değil, 7-9 yıl öncesinde enflas- yon, bu sayın başkanın ekonomiyi yönettiği, başba- kan olduğu dönemlerde yüzde 100lerin üzerine çık- mamış mıydı? 3 ayda net yüzde 50 faizli (senelik yüzde 394) hazine bonosu çıkartılarak iç borçlanma- ya hız kazandırılmamış mıydı? Dolar ve mark kısa sü- rede yüzde 200'leri aşan değer tırmanması yapma- dılar mı? Kalkınma hızı eksilere düşmedi mı? Memur- lara 6 ay için 250.000.- TL zam önerıp sosyal demok- rat ortağı bunu 500.000.- TL'ye çıkartmamış mıydı? Işçilere bu dönem zam yok. Milletın parasını ışçiye dağıtamam denilmedi mı? Yakın zamanın gerçekleri bu denli ortada ıken be- yaz bir sayfa açmaya çaba gösteriliyor. Özgeçmişin- den çocuğunu ABD'de doğurmaya gittiğini, yatırım- larının bir kısmını ABD'de yaptığını öğrendiğimiz, uy- gun zaman ve mekânlarda başörtüsü takarak top- lumun belırli bir kesimine mesajlar veren bu hanım başkan, halkın gerçekleri unutabileceğıni, bir gün bugunkü söylemlerı ve gorünümuyle baştacı edile- ceğıni düşunuyor olmalı. Bunda haklı da olabilır. 71- raj ve reytingı yüksek medyada geçmişten hiç bah- sedılmiyor. Araştırmalar yapıyorlar. Onun ve partisi- nin oyları yükselme gösteriyor. Bir diğeri, Türkiye'de mevcut anayasal düzeni de- mokratik ortamın varlığından istifade ile yıkıp yerine siyasi Islamı iktidaryapma maksadına uygun mesaj- lar vermış. Hatta bunların bırı yüzünden milletvekili seçılme hakkından yoksun bırakılmış. Birsiyasal par- tı kuruyor. Değiştiğıni ıleri süruyor. Uslubunda deği- şımi pek goremiyorsunuz. Halkımızın mevcut siyasi partılere duyduğu ılgi azlığından da istrfade etmek üze- re yola çıkılmış. Tiraj ve reytingı yüksek medya or- ganları bu harekete yoğun ilgı içındeler. O ve partisi şimdi iktidara en yakın aday gösteriliyor. Biz sadece unutmuyoruz. Uyutuluyoruz da. Kral çıplak gezerken o küçük çocuk gibi, "Kral çıplak" ger- çeğini söylemiyoruz. örneğin resmi makamlara gö- re son aylarda enflasyon hızı düştü. Martta TÜFE ar- tışı 1.8, nisanda 2.2, mayısta 0.8 oldu. Bir ülke dü- şünün, akaryakıta mart ayında ortalama yüzde 3 ci- varında zam yapılırsa o ülkede TÜFE'nin yüzde 1.8 olması olanaklı mıdır? Dükkânları gezin, elmanın bir kilosu geçen yıl ortalama 350.000.- TL ıken bugün 1.5 milyon TL'ye satılıyor. Yeni mevsimde tişört ve göm- leğin satış fiyatlan ortalama geçen yılınkinin bir mis- li, iyi kalite bir ayakkabının fiyatı 200 milyon TL'ye sa- tılıyor. Temelihtiyaç mallarında sürekli artışlaroluyor. Bu gerçekler ortada iken siz kısmi enflasyon oran- larının büyük medyada ön plana alınarak eleştirel bir gözle irdelendiğine şahit oldunuz mu? Bu rakamlar pratikte memurun. emeklinın maaş farklarıyla yakı- nen ilgilidir. Parasal programın da başansını kanıtla- yacaktır. Vatandaş olarak emlak alırken, satarken, inşaat ruhsatı alırken vergınizi ödüyorsunuz. Suyun, elekt- riğin. çevreye ait hizmetlerin karşılığını ödüyorsunuz. O halde bu emlak vergisi de nedir, diyebilirsiniz. Ama Türk vergı literatüründe yerı var. 1998'de bir akil ve vicdanlı adam (Sayın Zekeriya Temizel) miktarı gi- derek artan bu vergıyi bina değerinin binde dördün- den binde bırine indirdi. Sene 2002, yeniden değer- leme ile geçen yılki vergiyi yüzde 53.2 arttırıp büyük şehırlerde yaşıyorsanız binde 2 olarak geçen yıla na- zaran en az 3 misli fazlasıyla ödeyeceksınız. Bundan böyle 4 yılda bir beyanname verilmeyecek. Halka ka- palı çalışan yetkıli bir kurulun saptayacağı ve bildi- receği itıraz hakkınız olmayan, rayiç bedellere göre ödeme yapacaksınız. Meclis'te bu yasanın tasansı görüşülürken sayın milletvşkılleri beyanname kaldırılıyor diye adeta min- net hislerini terennüm ediyorlar. Sorunun ayrıntıları- na ve içeriğine inilmiyor. Tasarıyı hazırlayanlar da in- memiş. 6 aylık ücret artış oranının yüzde 10 olduğu bir ülkede rutin bir verginin bir yılda en az 3 kat art- tırılması ne demektir? Bu orta ölçekte bir varlık ver- gisi olmuyor mu? Salkım Hanımın Tanelerı senaryo- sunda varlık vergisini dramatik boyutuyla sinemaya yansıtan sayın hükümet üyesi, emlak vergisinın bu önlenemeyen yükselişi için de bir kitap yazmayı dü- şünuyor mu? Unutma ve uyutma üzerine yüzlerce örnek göste- rilebılir. Dış polıtikadan ekonomiye kadar. Ama bile- lim ki çağdaş yüksek uygarlıklar, bilgi birikimlerini sistemize bir şekilde belleğe alarak ve uygun mekân ve zamanlarda kullanarak sürekli gelişme sağlıyor. Par- lamentotarı, medya organlan. bürokratikyönetimle- ri, üniversiteleri, sendıkaları, sıvil toplum örgütleri va- tandaşlık bilincinin. uyanık olmanın üstyapısını oluş- turuyorlar. Bu üstyapıların yeterli olmadığı, halkın ya- rarlarının yeterince gözetilemediği durumlarda bu örgütlerde yer alan ya da halkımızın içinde yaşayan bilinç sahibı, önder nıtelikli halk çocuklannın görev bilerek vatandaşları bılinçlendirme, uyandırmayolun- da ısrarlı, sürekli ikna çabaları önemli olmaktadır. Demokratik düzen, halkımızın ülke sorunlarına sa- hip çıkmasıyla ayakta kalabilir. Gelıştirilebilir. Halkı- mızın en azından yakın tarihimizın olaylarını, yanlış- larını bilmesi, tanımlaması, unutmaması ve sadece bireysel olarak değil, örgütlü şekilde demokratik tep- kisini ortaya koyması gerekir. O durumda ülke yöne- timinde toplumsal sorumluluk duygusu, erdemlılik, yetenek ve vatandaşa hizmetin bilinç ve onuru ön plana çıkacaktır. KADIKÖY 2. SULH HLTOJK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2002 310 Vası Tay Mahkememızce verilen 13.06.2002 tarıh ve 2"OO2'31O Esas. 2002 543 Karar sayılı ilamı ıle, Istan- bul. Kadıköy. Caddebostan Mah. C: 3 Hn: 1239'da nüfusa kayıtlı bulunan. Mehmet Kâzım oglu. 1339 doğumlu Nfahmut Mınarecı 4721 s. TMK'nin 405. maddesı gereğince vesayet altına alınarak kendısıne, Mahmut oğlu. 1963 dogumlu Kâzım Özenç Mınarecı vası tayın edilmiştır. Key'fıyet ılan olunur. 13 06.2002 Basın: 38062
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear