25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
H/CİRAN 2O02 CUMARTESt CUMHURİYET U .K. kultur® cumhuriyet.com.tr SAYFA IMırat Gülsoy'un yeni kitabı Alemlerin Sürekliliği ve Diğer Hikâyeler Can Yayınlan'ndan çıktı Yalnızlığın ortasındabirey IMuat Gülsoyun ÂJeınlerin Sii- n&iMj ve Diğer Hikâyeler kitabı kentinyalnız insanlan izerine ku- rulu. "alnızlık, Gülsoy'un kahra- manlaının bilinçli tereihi değil. YalnızDİmanın büyük sıkıntılan ve korkmının yanında getirdiği savun- m a . Bı kısırdöngü içinde denizden çıkmışbalık gibi duran tcent insan- lan. - Kitdnnızm ildnci tKÜiimü sanki ilk bölimde var olan belirsizüğe nokta lovTiyor™. >IU1ÂT*GÜLSOY-Evet Ikinci bölümı okuyan okuyucu kitabınbir bütün »lduğunu hissedecektir. Ilk yarısın okuyan okur, b u n u n bir ba- ğımsız hikâye kitabı olduğunu gö- recek. Daha önceki lcitaplanmda birbirinden oluşan bağımsız hikâ- yelerinkendilerine göre bir kurgu- lan varJı, ama zamanJan farklıydı. Bu kitaıın farkı şu; her şey ayru dö- nemde paralel yazıldı. Bu yüzden 'bu kiubı yazdınT diyebilinm. Eş dost kitıp yazmışsın dîyordu bana ve bu bına tuhaf geliyordu, halbu- ki hikâye yazıyordum ve onları lci- tap haline getiriyordum. Bu çalış- mada 'gerçekten' kitap yazdım. O yüzden bana ayn bir heyecan veri- yor. Yalmzhk blzlm Içln yenl - Kimi öykülerinizde direkt anla- ncının vorumu giriyor. KJasik olan bu tarza yönelmenizin nedeni ne- dir? GÜLSOY -Edebiyatın tarzlan ol- duğunu düşünmüyorum. Geçmişte yapılan bazı şeylerin yeniden yapı- labileceğı kanısındayım.Edebiyatı sanki insanın kolektif bilinçdışının gördüğü bır rüya gıbi görüyorum. O yüzden de bunlann tekniklennın 'ha bunu aşük' diye bır ilerleme ol- duğunu düşünmüyorum. Tam tersi- ne her yazar, her okur edebiyatla birlikte kendi ruhunda bir derinleş- me yaşayabiliryorsa edebiyat gü- zeldir. Yazdığım bu hikâyelerle kendime bir kademe daha yaklaştı- ğımı düşünüyorum. İçtenliğın sa- natta büyük rol oynadığı kanısında- yım. - ÖzelKkk kentte yaşayan yalnız Murat Gülsoy ÂLEMLERİN* SÜREKLİLİĞİ ÜIĞtR HIKÂYF.LKR YALNIZLIK TÜRKtYE fÇN YESİ - Yamızlığın etkilerini bizden sonraki kuşaklar da yaşayacaklar. Kitaptaki kahramanlar yalnızlıklannı kabul etmişler. Yalnızhktan acı çekmiyorlar. Bir sürü acının nedeni beJki yalnızhkor. insanlardan söz ediyorsunuz. Yal- nıznk şehir insanının kaçınıbnaz so- nu rnu? GÜLSOY-Değil şüphesız. Fakat, yalnızlık meselesi bızim ıçın yeni bır doku. Türkiye"dekı dokumuz- dan dolayı bizim daha yeni yeni yal- nızlaştığımızı düşünüyorum. Ba- tı'da bu daha erken dönemde oldu. Bu yalnızlık. edebiyatlarına ve sa- natlanna da yansıdı. Beyoğlu'nda bir film izledikten sonra sıcak arka- daş çevremize dönüyorduk. Bu bel- ki 70'lerle birlikte gittikçe azaldı. Eğer bugün 70"lerin nostaljisi esi- yorsa belki de özlediğimiz o döne- min sıcakhğı. Kapalı toplum günümüzde bazı olumsuzluklan da çağnştınyor. O dönem de kapalılık duygusu güçlü bir şey anlamına geliyordu. Şimdi o kavramlar ters yüz oldu. Yalnızlığın etkilerini bizden son- raki kuşaklar da yaşayacaklar. Ki- taptaki kahramanlar yalnızlıkları kabul etmişler. Yalnızlıktan acı çek- mıyorlar. Bir sürü acının nedeni bel- ki yalruzlıktır. Yalnızlık, günümüz toplum kültürümüzün başka başka meselelerle mücadelesi de olabilir. Mesela cinsellik. aşk. Okur bellrslzllpl sevlyor - kitapfa kendi yaşamıntzın van- sımajanna ne kadar yer verdiniz? GÜLSOY - Hiç yansımadı de- sem tuhaf olur. Gerçek yaşamdan edebiyata sızıntı aynı rüyalardaki gibi oluyor. Daha sonra çözümleye- bılirsiniz, ama bunu hesaplayarak yapmanız mümkün değil. Zaten he- saplanarak yazıldığında o içtenli- ğin kayboluşu okur tarafından da KOÇ MÜZESİ'NDE KONSERLER Latin Müzik Günleri algılanır. Gözlemleyen ve birtakım olaylan not edip daha sonra onlan edebiyata dönüştürmeye çahşan bi- ri değilim. Tam tersi bir hikâye kur- maya çahşıyorum, bir kahraman hayal ediyorum. Şüphesiz bu kah- ramanların yaşadıklan mekânda başlanna gelen olaylar benim çev- remden aldığım izlenimlerin yan- sıması. Ama birebir değil. - Okur ve yazann karşıtakb ovna- dıklan bir oyun sanki kitabınız? GÜLSOY- Içtenlik nedenıyle ki- şi öykülerde kendini buluyor. Haya- tın bir yanda bulanıklığı var, diğer yandan da belirleyiciliği. Edebiyat eserlerinde de bu tarz hoşa gidiyor. Belirsizlik, okurun kendi aklından tamamlayabileceği ve o olaya özgü kendini içine kata- bileceği bir şey. Sadece bir ifade ve iletişim kurma çabası değil benim- almzhk meselesi bizim için yeni bir doku. Türkiye'dekidokumuzdan dolayı bizim daha yeni yeni yalmzlaştığımızı düşünüyorum. Batı da bu daha erken dönemde oldu. Bu yalnızlık, edebiyatlarına ve sanatlanna da yansıdı. ki, bir yandan da eğlenceli bir tara- fı var. Tüm bu karmaşık sürecin içinde oyun merkezde duruyor. Okuduğunuz metne daha çok bağ- lanmanızı sağlıyor. Hayat da öyle zaten. Kftap okuru Içlne almalı - Peld ya sürükkyküik..... GÜLSOY-Bu benim de sevdiğim bir şey. ben de kitaplan böyle oku- yorum. Sürüklendiğim ve beni ken- di dünyasının içine alan kitaplan seviyorum. Hatta okurken başka şeyleri düşünmeme ve yazmama yönelten kitaplan seviyorum. Kita- bımın da okurumun üstünde böyle bir etkisi oldu. Okurlardan çok mektup alıyorum. Özellikle kitabı okuduktan sonra yazma istekleri- nin kamçılandığı yönünde. "öir Mozaıt^aljdbri, Tarihi mekanda bir ka daha ûnlü soprano Eva Iiüd ile sahneleni/c \. Kültür Servisi - Rahmi M. Koç Müzesi'nde 24 Haziran-1 Temmuz tarih- leri arasında 'Latin Müzik Günleri' düzenlenıyor. Koç Kültür Sanat Tanıtım tarafından düzenlenen et- kinlik, Latin müziğin ba- şanlı temsilcilerinden top- luluk ve solistleri müzik- severlerle buluşturacak. 'Latin Müzik Günle- ri'nin ilk konuğu, 24 Ha- ziran saat 21.00 'deki kon- seriyle Los Van Van ola- cak. Müzik dünyasında adını 1969 yılındân itiba- ren duy-urmaya başlayan Juan Fonnefl'in önderli- gindeki topluluk, Karayib kökenli, caz \e rock etki- si taşıyan müzikleriyle 'SongoR\1hnı'i yarattı. 25 Haziran saat 2l.00'de konser verecek olan Bar- rio Chino, flamenko ve Küba etkilerini taşıyan yorumuyla Latin müzi- ginde farklı bir yere sahıp olan bir topluluk. Toplulu- ğun değişmez elemanla- nndan GD, gitar, mando- Lin, buzuki, vokalde; Syhie ise gitar, perküs- yon, vokalde yer alıyorlar. Aniorte Paz,Antonio Xeg- ro (flamenko gitar), Riad Bensalem (doğu perküs- yonlan), Jerome VioBet (tımbal, kajon), Said Cha- ibi (longa, bango) ve Xa- vier Cortazar (bas, aker- deon) toplulukta yer alan diğer müzısyenler. tki yıl önce şarkıcı Carol C. ve DJ U.F.LOVV tarafından kurulan Si Se, elektronik müzik ile canlı sazlarla yapılan müziği bır araya getiriyor. CaroJC,Ingiliz- ce ve Ispanyolca seslen- dirdiği şarkılarında farklı bir 'soul' ortaya koyuyor. Keyboard virtüözü CBff Cristofaro, JeannieOfiver (keman) ve Olrvia Marti- nez (keman), Neil Ochoa (perküsyon). Morgan Philüpsı bas) ve RyanFar- ley (davul) ile topluluğun miiziğı, 'deep drum 'n' bass'dan 'gdtecekçF Latin ritmine uzanıyor. Konser 22 Haziran'da saat 2l.00"de gerçekleşecek. SusanaBaca, l Temmuz saat 21.00'de müziksever- lerle gelenek, ritim \e dansla bütünleşen şarkıla- rını buluşturacak. Aynı gün, Ambos Mundos adlı topluluk, Küba kültürünün müziklerini sunacak. 1995 yılında Havana da kurulan Ambos Mundos, 'son', 'yoruba' ve 'bolero' gibi farklı müzik türlerini yo- rumluyor. Tania Neıîfîn (vokal), Eduardo Jimenez (trompet). Reinaido Za\'as (gitar), Alfredo Perez (kontrabas) ^e DavidNer- fin'den (perküsyon-\r ur- malı çalgıîar) oluşan top- luluğun geniş repertuvan, Afro-Küba efsanelerine, Fransız ve Ispanyol şiirle- nne dayanıyor. •.•a İstanbul Büyükşehir Belediyesi CRR Opera Orkestrası ve Korosu Genel Sanat Yönetmeni: Arda Aydoğan Cemal Reşit Rey Müzik Dostlan Demeği / Cemal Reşit Rey Friends of Music Association 22 Haziran 2002 Saat: 21.30 Yer: Yıldız Sarayı/Palace W. A. Mozaıt Saraydan Kız Die Entführung aus CRR Opera Orkestrası ve Korosu / CRR Opera Orchestra and Chorus Gml Su* YfcKttni' Gtlttnd.\rtisnc DirKtar: Anb AYDOĞAN Kaçırma dem Serail" Davetiye temini için Cemal Reşit Rey Konser Salonu Gişesi 0212 232 9830 , T.C. KÜLTİJR BAKANLlfll BÜYÜK^EHİR Sef Rengim Gökmen (Devlel SanatçısıJ Rejisör Aytaç Manlzade Kostüm Sevda Aksıkoğlu Koro $efl Çiçek Kurra Kanter isık MOnt Özbek KGrrepetitör ve Sef Yrd Mahlr Cetfz Korrepetitör GflldenGökşen Prodüksiyan Sorumlusu Ferlde Akpınar Constanze Eva Lind Belmonte Levent GOndüz Osmin Attlla Manizade (Oıvlet Sanatçım) Blondchen AsbAyan Pedrilto Ari Edirne Setım Pasa Herbert Hanko İ7İSVİÇKHAS1ÂNBİ *** 'Gr&Sam AKBAIMK G L O B A L TIAVEL SERV1CES Cumhuriyel KULTOB H.Ş. +KRE SK3ORTA 15 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Bir Pazar Gezintisi... Gunlerden pazar... Ayasofya Müzesi'nin onan- mı tamamlanan üst galerilerini görmek için Sulta- nahmet Meydanı'ndayım. Kapının önünde uzun mu uzun bir kuyruk. Hafta içini değil de pazan se- çersen böyle olur. Pazar olmasına karşın gişede tek görevli var. Kuyruk çok yavaş ilerliyor. Bekliyoruz. Grup ge- lirse onlara öncelik tanınıyor, biz biraz daha bekli- yoruz... Gişeye varana dek, hep aynı tabelayı gö- rüyoruz: "Müze girişi: 15milyon TL. Üst Galeriler: 15 milyon TL." Hem Türkçe, hem Ingilizce açık se- çik yazılmış. Yaklaşık 50 dakika sonra sıra bana geldiğinde, tabelayı okuyup, sizin de anladığınızı anlamış ol- duğumdan gişeye 30 milyon uzattım. Görevli, üst galeriler için biletin burada satılmadığını söyledi. Elime birginş bileti ve paramın üstü 15 milyonu ge- ri verdi. Ingilizce, Almanca, Fransızca değil de Türkçe konuştuğumuzdan, nispeten kolay oldu. Henüz söylemedim değil mi: Kuyruktaki tek Türk bendim ve gişelerdeki tek görevli, Türkçeden baş- ka dil bilmiyordu. Geri gelen 15 milyonum cebimde, biletim elim- de, tumikeli güvenlikten geçtim, bahçeden geçtim, giriş kapısından geçtim. Bin kez görsem de doya- mayacağım Ayasofya'yı, benim için Süleymani- ye'nin ebeveyni sayılan muhteşem yapıyı, zemin katından dolaştım. Ve sonra asıl amacıma yönel- dim: Üst galerilere... Üst galerilere çıkan rampanın önunde yine bir kalabalık. Herkes her dilde söylenip rampanın ba- şındaki görevlinin üzerine yürüyor. Çünkü rampa- nın başındaki görevli, elındeki bilet koçanını salla- yarak 15 milyon vermeyen yukarı çıkamaz diyor. Millet elindeki ikişer bileti gösteriyor. Biraz önce i- ki kez 15 milyon ödemışler. Türkçe bilmediklerin- den neden üçüncü kez ödemeleri gerektiğini de anlamıyoriar. Üst galerı giriş biletinin birınci gişe- de değil, burada satıldığını, ellerindeki ikişer bile- tin, zemın katı bileti olduğunu bilmıyorlar. Peki şim- di ne olacak? Hepsı gerisin geriye birincı gişeye gidecek, ikin- ci biletlerinı geri verecek, 15 milyonu geri alacak- lar. (Dışandaki kuyruğun neden çok zor kısaldığı- nı şımdı daha iyi anlıyorum!) Sonra yeniden içeri girip, bu rampanın başında 15 milyon verip başka bir bilet, Üst Galeri bileti alacaklar! Sonunda kimi kuzu kuzu birinci gişeye yöneldi, kimi o işkenceyi göze alamayıp üçuncü 15 milyonu bastırdı, kimi de lanet olsun deyip üst galerilerden vazgeçti. En basit, en yalın bir olayı içinden çıkılmaz bir karmaşaya dönüştürmekte müthiş becenkliyiz. Ya ıki ayn bileti de birinci gişede sat ya da birinci gi- şede "Üst Galerı" lafı etme! Buna gelinceye kadar daha neler var, demeyin. Herkes vatan kurtaramaz ya, kimi de böyle küçük ayrıntıları kafaya takar! Türkçe bilmeden Ayasofya'yı gezme gafletinde bulunanlar dağılınca, ben aradan sıyrılıp kendimi rampaya ve oradan üst galerilere attım. Burası 1993'ten ben Küttür Bakanlığı'nca ona- nm ve restorasyona alınmıştı. Tek sözcükle muhteşem olmuş! Işte şimdi kub- beye çok daha yakınım ve yapının, mimarisini, ih- tişamını. büyüklüğünü, kubbe açıklığını buradan çok daha güçlü hissedebiliyorum. 1500 yıllık tarih- sel mirası içıme çekiyorum. Duygu ve düşünce yoğunluğu, Ahmet Ertuğ'un tasarladığı ve gerçekleştirdiği Ayasofya fotoğraf- ları sergisıyle daha da artıyor. Gözün göremediği, yakalayamadığı tüm aynntılan çok özel teknikler- le basılmış fotoğraflarda inceleme olanağı buluyor- sunuz. Mimarinin gerçeğiyle fotoğrafın gerçeği bir- birini tamamlıyor. fkisinin arasında başrol hep ışık- ta... Yalnız fotoğraflar değil, fotoğrafların sergileniş, sunuluş bıçimi ve yöntemi de büyüleyici. Yanılmıyorsam, benı en çok etkıleyen, 1500 yıl- lık bırikime günümüzden bır işaret koymak, bir ka- yıt düşmek ve bu kayıtla tarih bilincini, sanat bilin- cini, uygarlık bilincini perçinlemek. Ayaklarım geri geri, dönüş yoluna geçtiğimde, rampayı benimle birlikte inen birkaç yabancıya rastladım. İçinde fotoğraflann yer aldığı, metnini Cyril Mango'nun yazdığı, Ertuğ ve Kocabıyık Ya- yınları'nca gerçekleştırılen "Hagia Sophia-A Visi- on for Empires" adlı kitabın peşine düşmüşlerdi. Doğal olarak rampanın başındaki görevliye sordu- lar. (Yani benim aracılığımlasordular.) Görevlinin ne sergıden ne de kitaptan haberi vardı. Ayasofya'nın içındeki kitapçıda, hatıra eşyası satan dükkânda, kapıda, bahçede duran görevlilerin de haberi yok- tu. Gâvurlar kitap da kitap diye tutturdular. Sonun- da ellerine Istanbul'un belli başlı kitapçılarının lis- tesini verıp yanlanndan aynldım. Işte bir pazar gezintisi böyle geçti. E-posta: zeyneptg zeyneporal.com Faks:0212-25716 50 BUGUN KAYAOGLU BAKIRCILIK SAN. VE TİC. A^. • BEKSAV'da 'Michael Haneke fîlmleri' kapsamında 15.00'te 'Şato', 17.30'da 'Kyaaist', 19.30'da 'Biünnıeven Kod' filmlerinin gösterimi. (0 216 349 91 55) • PERA GÜZEL SANATLAR da 'Pera Sanat Günleri1 kapsamında 13.00'te Refail Gasimmr 'un piyano konseri, 15.00'te Tüzel Ergün'ün yöneteceği yaylı sazlar konseri. (0 212 245 44 60) • BAŞKA KlfLTÜREYİ'nde Paolo-Vittorio Taviani'nin yöneteceği 'Allonsanfan' filminin gösterimi. (0 212 249 12 84) • BABYLON'da 23.00'te Mercan Dede Secret Iribe konseri. (0 212 292 73 68) • GÖKKUŞAĞInda 'GitarcafeGökkuşa^ Müzik FestivaH' kapsamında 15.00'te Jam Sessions. 17.00'deReverse, I8.00'de JackPot 20.00'de Sleeping'in konserleri. (0216414 1686) • YTÜ GELENEKSEL MEZUNLAR ŞÖLENt saat 15.00'te YTÜ'nün Yıldız'daki merkez kampüsünde yapılacak/0 212 259 70 70 - 2855) MÜZtK FESTtVALÎ'NDE BUGÜN • AYAtRİNİMÜZESt'nde 19.30'da şef Christopher Hogwood'un yöneteceği, Steven Isserüs'in (viyolonsel) solist olarak katılacağı 'Academy of Ancient Muac'in konseri. (Biletix:"0 216 454 15 55)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear