Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16HAZ)RAN2002PAZ>
10 PAZAR Y4ZDLARI dishab(acumhuriyet.com.tr
Özelleştirmekıskacında gündemDeğişmek, zamana « y m a k mıdır,
yoksa geçerlı olan kalıplara girmek
ani? Yoksa deâşmemek, hiç sevme-
«difım ama ükemizde sılc sık söyle-
«ailen bir sözcikJe dinozorluk mu-
<iıu? Mustafa BaJbay. o n u nasılsa
fc>irkaç sanıye ı;in telefbnda konuş-
raazken ve ziyaretçisi yokken yaka-
ladığımda bana."Gürhancagun, Tür-
kiye'degündem aröksabahtm öğie-
d e n sonra>a değişijOT. Insanlar güne
t*aslarfcenjannıdeğü,gün ün geri ka-
ban kısnıınj düşünüyoriar'" dedi. Şu
sıralar degişmeyen gündemımız fut-
bol ve Başbakammızın saglık duru-
anu ama, genelde BaJbay *ın hakJı ol-
duğu kesin. Pekı bu ülkede, Isveç'te
giindem nasıl şekilleniyor"
7
Futbol
şu sıralar burada da birinci konu. Bu
yaz başlangıcında, nefls geçen bir
mayıs ayından sonra, yazın kalan
kısmında havalann nasıl olacağı, ne-
relerde en ucuz tatil yapılacağı, han-
gi ben ve karaciger İekelerinın kan-
serojen olduğu, tatil aşklannın isten-
meyen hamilelik ve AJDSriskiol-
madan nasıl geçirilebileceği gün-
demde yerini koruyor. Bir de küre-
selleşme illetinin yeni bir gereği ola-
rak kabul edilen posta hizmetlerinin
üç aşağı beş yukarı kaldınlması ya
da postane diye bir şeyin kalmama-
sı var. Eğer size gelen posta paket-
se, şişman bir zarfsa veyataahhütlüy-
se, bir sosisci büfesi gibi küçük ve
kıytınk yerlerde işinizi göreceksi-
niz. Şimdilik "normalposta" evlere
getirüiyorama, özelleşme kudurgan-
Iığı içindeki bu ülkede, yakında onu
da şuradan aluı, gelin kendiniz tas-
nif edin, diyerek o hizmeri de tarihe
kanştıracaklardır. Oysa bu ülkede,
sanınm birçok başka ülkede oldu-
ğu gibi, postanenin bir de toplumsal
işlevi vardı. Özellikle küçük yerle-
şim yerlerinde insanlann gidip bir
işlerini görmeleri, çalışan kişilerle
iki kelime laf etmeleri, günlük yaşa-
STOCKHOLM
GURHAN
UÇKAN
ma küçük de olsa, bir renk katıyor-
du. Bizde rant deniyor, burada reka-
bete açılma; o rür hesaplarda sıradan
insanlann küçük mutluluklarına yer
yok. Aynen banka ödemelerinin bil-
gisayarla yapılması için insanlann
zorianmalan gibi. Eğeryapmazsanız,
elden öderseniz, özellikle dar gelir-
lileri (çoğu emekliler olmak üzere)
sarsacak ücretleralınıyor. Yaşlı fatu-
rasını ödeyecek diye 60-70 yaşında-
ki insanlann bilgisayar edinmeye ve
internete girmeye zorlanması, Brük-
sel 'den dikte edilen hesaplara uyuyor
ama, insanlığa uymuyor.
Stockholm'de metro, otobüs ve
banliyö trenlerinin işletilmesi taşeron
şirketlere devredilmiş durumda.
Geçen kış iki hafta yaşanan kar
kaosunda bu şirketlerin suçu nasıl
birbirlerine attıklan ayyuka çıktı.
Ama hiçbir şey değişmedi.
Bu da "rekabeteaçıldı" - aman sa-
kın özelleştirildi demeyin! Xe hikmet-
tir ki. bendenizin mütevazı elektrik
faturalan dahil, herkesin aylık ener-
ji tüketimi çok daha pahalıya patla-
maya başladı.
Geçenlerde Stockhohrfün kuzey
mahallelerinde Ericsson ve benzeri
elektronik şirketlerin yoğun olduğu
semtlerde, bir kablo tünelinde yan-
gın çıktı ve yaklaşık 50 bin konut üç
gün elektriksiz kaldı. Yangın nasıl
çıktı bilinmiyor, çünkü özel şirket,
masraflardan kısıntı
yapmak için alarm tesisatı kurma-
mıştı ve civarda personel bulunmu-
yordu. Bu yıl seçim yılı. Gündemde
ilk bu geliyor. Ikincisi de en erken
gelecek yıl yapılması söz konusu
olan Avrupa Para Birliği 'ne girilip gi-
rilmemesi konusundaki halkoylama-
sı. Ondan sonra sıra
Isveç'in NATO"ya girmesine ge-
lecek. Ama daha önce gündem, bu
üç temel noktanın dışına çıkanlma-
yacak.
Vatandaş pakerini benzinciden ala-
cak, başkentte üç gün mum yaka-
cak, bu kış ülkesinde sıkı bir kar kit-
lesel taşımacılıgı felç edecek, üç kı-
nk dişle dolaşıp dişçiye gidemeye-
cek ve elektrik faturalannı ödeyebil-
mek için canı çıkacak, bunlann hep-
si gündem dışı.
Hele Isveç'in futbol
takımı -bu satırlann yazıldığı gün
sekizde bir flnallere çıkmıştı- bir de
çeyrek finallere ulaşsuı. gündemde
başka hiçbirşey olmayacakör. Ülkeler
farklı ama, bu durum sızın aklınıza
ülkemizi getirmiyor mu?
Mutlu insan göç eder mi?Bir parkta arkadaşınızla oturmuş
konuşuyorsunuz. Arkadaşuu^. ıçin-
de bulunduğu koşullardan şikâyet edi-
yor. Yıllarca okumuş ve 30 yaşını as-
mış biri olarak artık daha iyi koşul-
larda yaşamak istediğini söylüyor. Ya-
şam mücadelesinin zorlukla-
n. 10 yıl önce önemsenrneyen ba-
n maddi olanaklann birdenbire ara-
nır olması. Sürekli gelecek için endi-
şeienmenin yarattığı güvensizlik duy-
gusu. Arkadaşmızın düşünceleri-
ni onayhyor ama yaptığınız işin ne
kadar çok insanın rüyası olduğunu
da hatırlatıyorsunuz.
Seyerek yapılan saygın bir işin öne-
mi. Üstelik size büyük bir özgür-
lük alanı sağlayıp ufkunuzu genişle-
tebilen bir iş. Bedeninizle değil, ya-
raücı gücünüzle yapngınızbiriş. Oku-
dukça daha çok okumanızı gerekti-
renbirış. Birbirinizehakverereksür-
dürdüğünüz konuşma, sizı mutlu ede-
cek bir yöne gitmiyor. Tam bu sıra-
da biri sanki olaya müdahale ediyor
ve konuşmanın ortasında her ıkinızı
de kendinıze getiren, sarsan,tokatla-
yan ve de hak ettiğiniz bir darbe ger-
çekieşiyor. Gözlerinde biriken yaş-
lan zor tutan. korku ve endişeden >ıi-
zunünhatlan değişmiş 40 yaşlann-
da biradam yanınıza geliyor. Titreyen-
dudaklanndan zorlukla şu kelime-
lerdökülüyor: "Abi,Türkçckoauştu-
ğunuzu duvdum. Btiîazöocegemiden
kacoraAtlaııticCifvVgitmenıgefek.
Yolparasnçrebilirınjsiniz?" Rolyap-
mıyor. Daha önce korkmuş bırini gör-
düyseniz farkı anlayabılirsiniz. Ar-
kadaşınız "Tabii" diyerek cüzdanını
çıkanp birmiktarpara veriyor. Adam
NEW YORK
ZULAL
KALKANDELEV
teşekkür ediyor, giderken gözyaşlan-
nı tutamıyor. Arkadaşınızla birbirini-
ze bakıyor ve soruyorsunuz: "Neydi
bu? Adam ağhyordu." Arkadaşınız
adamın arkasuıdanfirhyorvebirmik-
tar daha para veriyor. "Adantk City
bileti 78 dolarmış. En azmdan oraya
gidecek para» var* diyor. Kımdi o
adam, nereliydi, nıye buraya gelmış-
ti, gemiden niye kaçmıştı, bundan
sonraki hayatını nasıl sürdürecekti,
dihni bile bümediği bir ülkede kim-
lerle karşılaşacaktı? Fırsatlar ülkesi
Amerika 'yz gerniyle kaçan milyonlar-
ca insandan biriydi. Ekonomik ko-
şullar, insanlan kendi doğduğu yerler-
den ayınyor. Bir insan doğduğu yer-
de mutlu ve huzurluysa, neden sevdi-
ği insanlardan kopup dünyanın bîrdi-
ğer ucuna kaçsın? Birden ıçiniz ezi-
liyor. Bu olayı, Türkiye'de yaşamak-
la, yabancı bir ülkede yaşamak ara-
sında ciddi farklar var.
Brj^ant Park yerine Taksim Gezi
Parkı 'nda oturuyor olsaydık ve bu
olay başımıza gelseydi, bu kadar et-
Jdlenirve o adama yardımcı olmakiçin
avııı istekle çabalar mıydık? Fakat
New York'un göbeğinde, Bryant
Park'ta a>iıı dili konuştuğunuz bir
adamın çaresizliği, üç kat daha fazla
etki yapıyor. New York, buna benzer
miryonlarca hikâyeye mekân olan en
büyük göçmen kenti. Karşıtüklann
mükemmel uyumunun formülü bu
şehirde. NewYorkhakkındaki en gü-
zel tanımlamalardan birini bir arka-
daşımdan duydum. "New
r
York, bir-
liktevitffl azebüyükacı v«ren ama bir
türiüa>Tilamadığınızbirs<
ı
vgili.~ (Bu
tarum, göçmenler için geçerii.)
Cher, Toronto'yuayağakaldırdı
ronto kentinde verdiği muhteşem konserie Kuzey Amerika turnesine başladı.
Cher, "Yaşayan Kanıt" adını taşı\ an rurne kapsamında vereceği konserierde
kariyeri boyunca $eslendirdiği şarkılardan oluşan bir programla sevenlerinin
karşısına çıkacak. (Fotoğraf: REUTERS)
Kırmızı don
ihbarcısı
11 Eylül saldınsından sonra, New York'ta yaşayar
Türkler arasında bir ihbar furyası başladığını yazı-
yor gazeteler. Çalışan ve oturma izni olmayan ne ka-
dar kişi \arsa, yakın arkadaşlarınca ihbar ediliyoriar-
mış. Ortam uygun, ABD hazır herkesten şüpheleni-
yorken insan kızdığı. sevmedıği birileri varsa niye ih-
baretmesin
0
Ahlakmış, vicdanmış, ne önemi \'ar.. ge-
çinız bunlan. Çünkü birçok toplumda olduğugibi bi-
zim toplumumuzda da yaygın bir durumdur "jur-
nafcüik" ve bu tutumun gerekçesi ilkel bir intikam-
cılıktan, firsatçılığa kadar geniş bir nedenler dizisi-
ni kapsar. 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde borçlu
olduğu arkadaşuıı, borcundan kurtuhnak için '^erö-
rtsttir" diye ihbar edenlere bile rastlanmıştırülkemiz-
de. Neler yaşanmamıştır ki o dönemlerde. Attilâ &•
han bır şiırinde der ya hani,
u
İhbarlar telefondan te-
lefona adar" diye. Ama yine de ihbarcüıkdeyince ak-
la hemen Abdülhamid rejımi gelir. Gölgesinden bi-
le korkan Abdülhamid öyle bir ihbarcı ağı kurmuş-
ru ki, muhbirler akla hayale gelmeyecek konularda
senaryolar türetir, bunlarpadişaha ulaştınhr, ihbar sa-
hipleri de -jumalleri doğnı olsun ya da olmasın- ih-
sanlar alırlardı. Abdülhamid devrildikten sonra sa-
rayda arşivlenmiş olan ne kadar ihbar mektubu var-
sa hepsi, şimdi soyadını anımsayamıyorum, Asafad-
h bir askeri hoca tarafindan tbret adıyla kitaplaştı-
nhnıştı. Bu kıtap bende de var, ancak nereye koydu-
ğumu anımsayamadığımdan bır türlü bulamadım.
Yoksa oradan ne örnekleraktaracaktım. Ama yine ak-
lımda kalan bazılan var ki. dönemin jurnal çılgınlı-
ğı konusunda bir fikir
LONDRA
MUSTAFA
ERDEMOL
DUYURUR
İSTEKÖZELBELDE
GÜZEL SANATLARIİSESİ
(3VIÜZİK)
Gümüşyolu Cad. Rasimağa Sok. No: 4
Nakkaştepe, BağlarbaşL'Üsküdar/IST.
Tel: (0 216) 495 96 23) - 495 96 24
İSTEK ÖZEL KEMAL ATATÜRK
GÜZEL SANATLAR LİSESİ
(RESİM)
Tarabya Cad.
Tarabya/Sanyer/ÎST.
Tel: (0212) 262 75 75-262 42 57
Okullanmızın hazırlık sınıflanna "Yetenek Seçme Sınavı" ile
İlkögretim okulu mezunlanndan öğrenci almacaktır.
Öğrencilerin yeteneklerine göre
Burs verilir.
Sınıflar 24 kişiliktir.
Aday kayıtlan başlamıştır.
Yetenek seçme sınavı 25 - 26 Haziran 2002 Salı-Çarşamba günü
saat 10.00'da belirtilen okullanmızda yapılacaktır.
Veli ve aday öğrencilere duyurulur.
Kajıtlar: 01-31 Temmuz 2002 tarihleri arasında yapılacaktır.
2002 - 2003 Öğretim yılı için
Okul ücreti: 5.500.000.000 TL + KDV'dir. (KDV %8)
Tamamı peşin ödemelerde 31 Temmuz 2002 tarihine kadar %10 indirim yapılacaktır.
Taksitli ödemelerde %25 peşin, geri kalan 8 taksitte ödenir.
İSTEK İSTANBUL EĞİTİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Ibrahimağa Mah. Köftüncü Sok. Acıbadem/İSTANBUL
Tel: (0 216) 326 34 15 (7 Hat)
Faks:(0 216)326 34 31
E-mail: istek(Sistek.org.tr --
Web: www.istek.org.tr
ATAMIZIN BAŞLATTIĞI TÜRK RÖNESAJVSIM DEVAM ETTİRECEK NESİLLER YETİŞTİRİR.
T.C
KÜLTÜR
BAKANLIĞI
T.C. Kültür Bakanliği
himayelerînde gerçekleştirilen
6.Uluslararası
Çevre Filmleri Festivali'ne değerli
katkıları için
T.C. Kültür Bakanlığı'na
ve
T.C. Kültür Bakanı
Sayın İstemihan Talay'a
teşekkür ederiz.
T U f f t f f E S f N F M A V E A U D I O V I S l l ( l K Ü L T Ü R V A K F 1
Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini bulurlar...
or\e&\r bir tavsiyedir"
-"%
r ••«İ5İIJ.
fte*?'
"*t''f"
Restorant 4 Hıvu2
cI lub Onent, Arrtık Çağın adalet. sağlık ve banş ıçın buiuşma merkezı
olan Orende denıze "sıfır" bınbır yıldızlı bir tatil köyûdur Homeros'un
'dofium yeri "Işıklar Sahılı'nde, Dünyanın atmosfennde oksıjen oranı
en yuksek ıkı noktasından bın olan Edremıî Korfezi'nde Zeytm Rıvierası'ndadır.
Club Orıenrte. Ege sıüfmde yapı/mış 62 dubleks yapının her daıresı 2-4 veya
4-6 kışılık ajleler için tasarianmış, ıçlerınde duş,WC ve telefon olan odalardan
oluşur. Tum kapılar dev bır botamk bahçesıne açılır. Sarıçe bıter, ıncecik kumlu
plaj başlar
Özurlüler ve engelliler ıçın tümuyie düzayak, vejetaryenler ve diaöetıkler için
sorunsuz tatil Günluk doktor vizıtı
14 Haziran • 14 Temmuz 2002
Ksşibaşı YP 32.000.000 TL, 0-12yg? ûcretsJı, (3.)-4.-S.S. kffiler. 16.000.000 TL
Club Orient Holiday Resort, Ğrcn-Burhanhe
Tel: 0.266.416 53 54"- 416 34 45 • Fa\: 0.266.416 40 26
ŞİŞLİ 3. ASLİYE HUKLK MAHKEMESÎNDEN
Dosva No- 2001 43 Davacı -\zime Altan tarafindan Nazım Altan a/e>hıne ıkame edilen boşan-
ma davası sonunda. Hızırbey Cadde Gürçıionazı Sokak Sarıgul Kıraathanesı Kadıköy adresınde
mukım da\aJı \azırn Altan'a bu adre^ten bahısle teblıgat vapılamadığından \e adresı meçhul oldu-
ğundan ılanen teblıgal yapılmasına karar lenlmış olup. mahkememızin 15.5 2002 tanh 2001 43
Esas, 2002 625 sayılı karan ile Ordu. Gülyalı ılçesı. ^'enıköy Mah C 4, H. 6'da nû/usa kavıtlı Hıl-
mi kızı Azime Altan ile a\nı hanede nüfijsa kayıtlı e^ı Uğur oğlu Nazım Altan'ın M.K.nın 134 )
maddesi gereğince boşanmalanna karar \ in/miîtır fşbu hükum ozetı ılan tanhınden itıbaren
n
gün
sonra başlamak uzere 15 gün ıçınde temvız edılmedıği takdırde kesın/eşeceği ılanen teblığ olunur
21 5.2002 Basın 36531
verebilir.
thbarcının biri, nasıJ
gördüğü konusunda
bir tek açıkJama biJe
yapmadan, Abdülha-
mid'e önde gelen pa-
şalardan birinin kansı-
nın kırmızı don gıydi- _ _ _ ^
ğini ihbaretrrüş. O dö-
nemler bir Frenk âdetiydi kırmızı don giymek ve
Müslüman bır ülkede hoş karşılanmazdı. Büyük ls-
tanbul depreminden sonra yine Abdülhamid'e yapı-
lan ihbarlardan biri inanılacakgibi değildi. Ihbara gö-
re depremin olduğu gece, birtakım insanlann, Istan-
bul'un köprü ve camilerini halatla sarstıklan görii]-
müş.
Deprem bu yüzden meydana gelmiş. Koca padi-
şah bu tür ihbarlara inanmazdı elbette, ama ihbarcı-
sına inanmadığının bilinmesıni istemediğinden gös-
termelik de olsa soruşturmalar yaptınrdı. Fakat, ba-
zı ihbarlarda masum olduğu küçük bir araştınnayla
ortaya çıkacakkişileri, uzak bölgelere sürerdi. Vatan-
daşın aİdına nasıl bir önlem alacağı gelmezdi tabii.
Kaderine boyun eğer, yavaş yavas başlayan rejim
karşırj kımıldanmalara ıçten içe destek verirdi belki,
hepsi bu. Ama o dönemlerin önemli askerlerinden bi-
ri olan Zeki Paşa'nın asılsız ihbarlara karşı aldığı bir
önlem vardı ki, o ihbar furyasından ancak öyle ko-
runabiürdi. Öıbarcdara fir-
sat bırakmadan, kendisiy-
le ilgili bilgiieri yine ken-
disi verirmiş padişaha. ih-
bar konusu olacak ne fa-
aliyeti varsa, oturur yazı-
ya döker, bir yere ginnesi
gerektiği zaman da Ab-
dülhamid'in iznini bekler-
miş. Korku toplumlann-
da herkesin birbirinin, bu
arada kendisinin de "aja-
nı" ohnasından daha do-
ğal ne olabilir? Ama en
tuhafı herhalde, durduk
yerde, gidip kendisini res-
mi makamlara adeta ihbar
edercesine göstermek ol-
malı. Dinci faaliyetlerin-
den ötürü tstiklal Mahke-
meleri'nde yargılarup be-
raatedenbirTahir'ülMev-
le\i vardı. Mahfıl adlı bir
dergi çıkarırdı. Beraat et-
rikten sonra senkalk mah-
kemenin başkanım ziya-
ret et ve derginin hükü-
metçe nasıl karşılandığını
sor. Içenğinde hükümeri
rahatsız eden bir şey var-
sa kapatabilirmiş dergisi-
ni. Mahkeme başkam şu
yanıo vermiş: "Çıkan nüs-
halan tetkik ediyoruz.
Miinderecatında fiçerigin-
de) münasebetsiz bir şey
görse\dik biz tatfl eder-
(fik." Yakın zamanlann en
politik ihban da 12 Ey-
lül 'de yaşandı. Hani thsan
Sabri Çağlayangil adlı ün-
lü mü ünlü birdemokrat(!)
yok muydu? Işte o, 12 Ey-
lülcülere o sıralar Arayış
adlı muhalif bir dergi çı-
karmakta olan Bülent Ece-
vit'i ihbar etmişti. "Oaçık-
ça dergi çıkan>or bir şey
demryorsunuz" türiinden.
Arayuş "ı kısa bir süre son-
ra kapattılar. Neyse, her
toplumda azımsanmaya-
cak sayıda ihbarcı çıkar.
Ben bizdeki örnekleri ak-
lım yettiğince vermeye ça-
lıştım. Bu ihbarcüık işüı-
de şanlı birgeçmişimiz ol-
duğunu anımsattnak iste-
dira Yani ABD'deki Türk-
lerle ilgili habere çok ta-
kıhnayın. Onlar bir gele-
neği sürdürüyoriar sonuç-
ta. Ama bakın, hiç değil-
se birbirlerini ihbarediyor-
larmış, yabancıya birzarar-
lan var mı?
fflffl
Ağaçlarm sMığuıOıi denız görbntusümj çekemedık Ge'ırr gönin
Afltik Cagın
Kon>entusu
Ğrenüeyeralan
Club Orient.
ujuılararajı
sanatctlarm.
aıteologfarın n
cevrecllerln
Bûnflmfialeld
Bulusma MefKeziJlr.
W-WH club-onent com