23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 HAZİRAN 2002 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sabancı Müzesi Müdürü Emin MahirBalcıoğlu: Artık Türkiye'de de Van Gogh'lar Goya'lar sergilenebilecek oğaz'dabirdünyamüzesiINİLGÜN CERRAHOĞLU Gün batıyor. Önümden devasa bır "kruva- z»r" gemisı geçıyor. Mücevher gibi. Işıl ışıl. Köp- rti ve karşı kıyıda Kanhca'nın ışıklan yavaş ya- vaş yanmaya başlıyor. Tam o sırada aşağıda, Emirgân Camii'nden ezan sesi patlıyor. Boğa- n n o tılsımlı. "mükemmel" anlanndan biri. Mü- zeyi terk eden son ziyaretçı benım. Bu eviıı tüm gün batımJannı, tüm gün doğuş- lannı yaşamış o mutlu insanlan düşünüyorum P*rens Mehmet Ali Hasan, Hıdıv tsnıail Pa- şa'nın torunu. Köşkü Edouard De Nari ısim- li bir îtalyan mımara o yaptırmış 1925'te. Bu- rada kendisinden çok "davetleriyle" Istanbul'a ün salan. ablası Prenses Iffet Hanım oturmuş. Hacı Ömer, bu Mısırlı "aristokrat" aileden evi '40'Iarda "yazlık" diye almış. Hacı'nınardın- dan ev '70'lerde Sakıp Bey'e geçmiş. Sakıp Bey ta ki evi müze yap- mayı aklına koyana kadar. De- , ğerli eşyalar ve özel koleksiyon- lanyla birlikte '98'de bu müze projesıne her şeyi devredip "pi- jamasım" alıp çıkıp gitmiş bur- dan Sakıp Sabancı. Bu tılsımlı gün batımlanna dönüp bir daha bakmadan... miş. "Sanatı" elit bir faaliyet olarak değil; •yaşaınla iç içe geçen", "yaşamla harman- lanan", "olmazsa olmaz" zenginlik olarak görüyor. Sabancı Müzesi'nde hayata geçirmek istediği temel "konsept" bu. 'Esln kaynağım Louslana...' Başlangıç aşamasında "projeyi" devralan Balcıoğlu, ilk altı ay -danışma kurulundakı ekıp- le birlikte- "nasıl bir müze" sorusuna teksıf olduklannı anlatıyor. "Yapmak istediğimiz bir dünya müzesi kurmaktı" diyor. "Gittiğim tüm müzelere alıcı gözüyle bakmaya başla- dım. Yeni müzecilik akımlannı inceledim. Hepsinden etkilendim. Ama bu ölçekte esin kaynağımız olabUeceğini düşündüğüm ve en sevdiğim müze Danimarka'daki Louisiana Müzesi oldu. Kopenhag'ın 40 km. kuzeyin- de, bahçe içinde aynen böyle; bahçeye yayıl- mış nıuhteşem bir müze. Sabah gittik. Bir pa- zar günü müze tenhaydı. Öğlenleyin acıktık. Kafeteryaya bir girdik. tnanılmaz bir kala- balık. Çoluğunu çocuğunu alan oraya gel- miş. Yemekler yeniyor, içkiler içiliyor, yaşa- yan bir müze. Nasd mutlu etti beni bunu gör- mek. Dedim: 'Tamam. Bir müze yapılacaksa Louisiana gibi olmalı." Ve işte bu altyapıyı oluşturduk. Sabancı Müzesi'nin asıl başarı- sı şimdi insanlann bu müze>i benimsemesi oranında ortaya çıkacak... tnsanlar seviyor mu? Aynı adamı ben iki kere görüyor mu- yum bu müzede? Benim için gösterge bu. Bir kere gelen beni ilgilendirmiyor..." Dlnamlk yatclaşımı sectllc...' Sakıp Sabancı'nın "gücü" ve "vizyonu", Balcıoğlu'nun "rüyası" ile birleşınce gerçek- ten çağdaş. Batılı "müzecilik" örnekleriyle ya- nşacak bir "eser" çıkmış ortaya. "Bana bu iş verildiğinde" diyor Balcıoğlu: "Birkaç yak- laşım söz konusu olabilirdi. Klasik bir aile müzesi yapabilirdik. Mevcut binayı olduğu gibi koruyup objelere eklektik biçimde eti- ketler koyarak bir müzeye dönüştürebilirdik. Ama bu statik ve durağan bir yaklaşım olur- du. Batı'da geçerli olan 'dinamik' yaklaşımı örnek aldık biz. Müzenin rolü değişti artık bütün dünyada. Müzeler artık sanat eserle- rinin hayranlıkJa izleneceği yer olmaktan çıktı. Eğitim yapan, yaşanan; her kategori- deki ziyaretçiyi eğiten dinamik, çekici or- tamlar yaratmalan gerekiyor. Mevcut bina- ya bu yüzden ek galeriler inşa ettik. fyi bir depo yaptık. Tam teşekküllü müzeyiz. Gurur- la söylemem gerekirse 4 yıllık bir çabadan Hazırlık dört yıl sürdü...' O "gün banmlarT artık bızim. Bu güzel köşk. bu bahçeler, bu muhteşem manzara. "hat'Mar, tablolar bizim, biz fstanbullula- nn artık. 4 milyon TL veren her- kes bundan böyle "dünyanın bu en manzarah" müzesini gelip zıyaret edebilır. Üçüncü yaş ve öğ- rencilerin gınş ücretı sadece 1 milyon. Çoluk çocuk, aılece bu- rada cumartesi ya da pazannızı geçirebılirsinız. Sergıyi gezdik- ten sonra hediyelik eşya dükkâ- nında Atil Kutoğlu eşarplan, ti- şörtleri, tuğralanyla oyalanabi- lir; kış serasındaki kahvede ve- ya bahçede soluklanabilirsıniz. Yakında müzeye eklenmesi bek- lenen "teras kahvesi" ve "res- toran"da "sanafla "keyfi" gün boyu bütünleştirebilirsiniz. "Ath Köşk"ü bir "kültür dip- lomatı" misyonuyla yöneten "4 dilH" Emin Mahir Balcıoğ- lu 'nun "ihtirası" da bu zaten: Sa- bancı Müzesi 'ni yaşayan bir me- kân yapmak. ASALA kurşunlanna kurban gıden dıplomat Beşir Balcıoğ- lu nun oğlu ve babasıyla birlik- te yitirdiği Madrid sefiresi Nec- la Kuneralp'ın yeğeni olan Emin Mahir Balcıoğlu'nun çocukluğu müzelerde geçmiş. Sanatla daha 5-6 yaşındayken babasıyla gitti- ği ttalyan müzelerinde tanıştığı- nı söylüyor. On yılı aşkın mimar- lık öğretim üyeliği tecrübesinin ardından sonra bir on yıl da dün- yanın çeşitli ülkelennde Ağa Han Kültür Vakfı projelerini yönet- abancı Müzesi Müdürü Emin Mahir Balcıoğlu: "Gururla söylemem gerekirse 4 yıllık bir çabadan sonra açılışı yaptık ve şu anda bu müze dünya standartlanna uyan belki tek müze Türkiye'de..." "Başanmız insanlann bu müzeyi benimsemesi oranında ortaya çıkacak... Aynı adamı ben iki kere görüyor muyum müzede? Benim için gösterge bu. Bir kere gelen beni ilgilendirmiyor..." sonra bu açılışı yaptık ve şu anda bu müze dünya standartlanna uyan belki tek müze Türkiye'de..." Nasıl bir öncü müze'? Teknolojinin sağladığı son olanaklan ıçeren filtrelı ışık tertibatı, alarm sistemleri, havalan- dırma, nem, toz, böcek kontrolü gibi sofistike altyapıyı kastediyor Emin Mahir Balcıoğlu "dünya standartlarıyla"... "Altyapı yeter- sizliği yüzünden dünya çapında sanat eser- lerini fürldye'ye getirip sergüemek mümkün değildi şimdiye dek" diyerek devam ediyor söze: "Bu yüzden bir Van Gogh, bir Picasso, Caravaggio ya da Goya sergileri gelemedi Türkiye'ye. Sabancı Müzesi artık bu imkâ- nı sağbyor. Müzeye yurtdışından önemli ser- giler de getirmek istiyoruz... Köprü sözcüğü- nü kullanmak istemiyorum ama yurtdışı ile Türkiye arasında yapacağımız fa- aüyetlerle yeni bir kültür platformu oluşturmak isti- yoruz biz..." Bir dizi "Uk"le kendısine "öncü/önder" müze hede- fini koyan Sabancı Müzesi; değerlı eserlere sahip başka "koleksiyonerlere" de bu arada yol açmak istiyor. "Amaç yalnız kendi eserle- rimizi sergilemek değil" dı- yerek özetlıyor bunu Balcıoğ- lu: "Biz müzenıizi gören varhkh başka koleksiyoner- lerin de arkamızdan gelme- sini istiyoruz. İstanbul'da sadece kayıtlı 60 özel kolek- siyoner var. Çok ciddileri var aralannda. Onlara da yardım etmeye hazırız. Bi- ri gelip yann 'Ben de müze kurmak istiyorum. Yardım edin!' dese, bunu seve seve yapanz... Gönül ister ki Bo- ğaz zamanla yeni bir 'kül- tür aksı' olsun..." New York Metropolitan ile Paris Louvre gıbı dünyanın en önemli müzelerinde sergile- nen Sabancı'nın 15-20. yüz- yıl arasına yayılan beşyüz yıl- lık "hat koleksiyonu" ile 19- 20. yüzyıl Türk ressamlann- dan 300ü aşkın örneği bir "retrospektif" içinde bir ara- ya getiren resim sergisini bir an önce görün. En büyük şa- heser müzenin kendisi. Insan gözünü alamıyor. Bir kata- log alın... Yukarda. ikinci kat- taki boydan boya cam " man- zara odasmdaki" büyük ma- saya oturun. Kanlıca. Boğaz Köpriisü. Emirgân Camii, bo- ğazdan geçen gemiler... Kalk- mak istemeyeceksiniz. En kı- sa zamanda bu müze tstanbul- lulann en sevdiği buluşma mekânı olacak. Şüpheniz ol- masın... 17 Ağustos depreminde ciddi bir hasar olmamasına karşın olası Istanbul depremine karşı çalışmalar yapılıyor Topkapı Sarayı sergilemeye uygun deği HATÎCE TUNCER Topkapı Sarayı, yüzyıllann saray yaşamının, dev- let yönetiminin izlendiği büyük bir kültürel mi- ras. Osmanlı Imparatorluğu 15. yüzyıldan 19. yüzyıl ortasına kadar Topkapı Sarayı'ndan yöne- tildi. Koç Vakü tarafindan 100 milyar liralık ilk Vehbi Koç Ödülü, 3 Nisan 1924'te Mustafa Ke- mal Atatürk'ün iradesiyle müze haline getirilen Topkapı Sarayı'na verildi. Kültür Bakanlığı'na bağ- lı Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Filiz Çağman, sergıleme ve depolama sorununun çözümü için eskıden saray sınırlan içinde olan binalann yeni müzeler haline getirilmesi gerektiğini savundu. Çağman. 17 Ağustos depreminde sarayda ciddi bir hasar olmamasına karşın olası Istanbul dep- remine karşı uzmanlarla çalıştıklannı anlattı. Çağ- man'ın sarayın sorunlan ve yeni projelere ilişkin sorulanmıza yanıtlan şöyle: - Topkapı Sarayı Müzesi'nin onanm giderleri konusunda bilgi verebilir misiniz? Sayın Kültür Bakanımıza doğrusu muınetanm. Çünkühiçbirşekıldeparakısmadıburadan. 1998 baştndan bu mayıs ayına kadar bugünün para de- ğenyle ölçtüğünüzde 10 tnlyon 600 milyarhk bir yatınm yapmış devlet. Bu para nereye gıtti diye baktığıruz zaman, o kadar perişan durumda ki... Sı\a, boya. damlarda büyük kurşun değışimleri yapıldı. 45 bın metrekare bir alan yani. -17 Ağustos depreminden sonra neler yapıldı? Depremde daha önceden alttan su alan yapılar- da hafif çatlaklar oluştu. Onarımlan yapılıyor, kaçak sulara karşı borular değişti. Sarayın altı bir akrepoldür. Buralan kazamazsınız da. Objelen nasıl depremden koruyabilınz telaşıy- la, Boğazıçı Üniversıtesı Kandıllı Rasathanesi'nin bir birimiyle bakanlığımız ortaklaşa bir program yaptık. Paul Getty Enstitüsü'nden bir uzman gel- di. çok yararlandık. Hazine Dairesi'ni ona göre düzenledik. Bina içinde sergilediğiniz ya da de- poladığınız objelerin depremde zarar görmeme- si için yöntemler var. Bu binalartaş ve yorgun bı- nalar sonuç olarak. Depo mekânı da yok. Bura- sı müze olarak yapılmış bir yer değil. Depolan- mızdaki raf sistemlerimizi kaldınp mevcut por- selenlerimizi sardık, ambalajladık. Sergilenenler dışında 10 bin tane porselen ambalajladık. Saat- lerimizin çoğunu ambalajladık. Hazine deposun- daki eşyaların önemli bir kısmı ambalajlı. Avru- pa porselenlerini vitrinleme cazıp değildi. Billur ve porselenleri ambalajladık. Bır anda böyle si- hirli bir değnekle her şeyi değiştirmeniz mümkün değil. Depremin de tarihi bilinmediğıne göre ön- ceden tedbırımızi alacağız. - Topkapı Sarayı'nm depoiaruun kötü durum- da olduğu hep tarüşma konusudur. Topkapı Sarayı 500 senelik bına. Depoiaruun modern Metropolitan Müzesi'nin yeni büıalan gibi gıcır gıcır olması mümkün mü? Eski hudut- lan içerisindeki birtakım binalann Topkapı Sa- rayı'na ait olması gerekiyor. Yeni Topkapı Sara- yı müzeleri olması gerekiyor. Örneğin aşağıda 19. yüzyılda yapılmış 14 bin metrekare kapalı alana sahip, iki büyük blok halinde Gülhane has- taneleri var. Kültür Bakanlığı'na geçişi yeni ol- du. Topkapı Sarayı Silah Müzesi, Topkapı Sara- yı Porselen Müzesi gibi değerlendirilebilir. - Depo ve sergi salonlan yetersiz mi? Topkapı Sarayı Müzesi adı üzerinde. Buraya bir obje müzesi muamelesi yapmanın manası yok. Zi- • KoçVakfi tarafindan 100 milyar liralık ilk Vehbi Koç Ödülü, 3 Nisan 1924'te Mustafa Kemal Atatürk'ün iradesiyle müze haline getirilen Topkapı Şarayı'na verildi. yaretçi mutfaklan gezerken sarayın yeme içme kül- türüne ilişkin her şeyi görecek. Hazinesini, saray- la örtüşür yaşamı görecek. Ama bugün silahlann sergilendiği devlet hazinesi silah seksiyonu olma- malı. Buradaki yaşamı. buraıun işleyişini anlata- cak biçimde olrnalı. Bugünkü yapısıyla Topkapı Sarayı sergilemeye müsait değil. Buradan iki çok büyük müzeyi açabılır. - Darphane binasıyla ilgili bir sorun da var? Sadece Darphane adıyla arulması çok büyük bir hatadır. Yüzyıllar boyunca sarayın Ambar-ı Ami- resi olarak anılmıştır. Çok şeyi kapsar, bunun içinde darphane de vardır. Kuyumculuk, altuı iş- leme, ahşap, çilingır atölyelen oradadır. Bunlar- la ilgili çok şahane sergilemeler yapabilirsıniz orada. Kültür Bakanlığı bır zamanlar Tarih Vak- fi'na vermiş, şimdi konu mahkemelik. Çok yan- lış bir karar olarak görüyorum. Bütün Suru Sul- tani, Gülhane Parkı da dahil, pek çok binanın Kültür Bakanlığı'na ait olması gerekiyor. Bu bi- nalann çeşitli müzeler olarak işle\ görmesı gere- kiyor. -Giriş ücretinin pahalı olduğundan yakuulıyor? Türk vatandaşlannuı çok önemli bir kısmı za- ten ücretsiz giriyor, bir kısmı da indirimli. Ama bu bilet paralanna da Kültür Bakanlığı'nın ihti- yacı var. Bilinçsizlik de ayn. 18 Mayıs günü gı- riş ücretsizdi, 23 bın kışi geldi Ağaçlara salın- cak kurup sallanmak isteyenlerden, x-ray cıhazı- na bebeğini koyanlara kadar acı bır tablo. - Ödül parasiyla ne yapılacak? Depreme dayanıklı bir depo yapacağız. Sis- temlennı değişeceğiz. Depolann ve bazı sergi sa- lonlann buradan çıkması gerekır. Kalabilecek olan depolann raf sistemlennın, dolaplannm, havalandırmalannın çok sağlıklı hale getirilmesi gerekir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear