01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14MAY1S2002SALI OLAYLAR VE GORUŞLER [email protected] ok;or bizs. Bize n*'er olu/or" şarksmı yınetedim cur- dun. Evet, rder oluyc? Dahaçı- ğı neler olacak, baş.mızar>elö9e- tecek,nel&rgetri- lecek? Türk taihinin hakkından geline- cekrrış. Türklevleti'n yıkmak için öz- gürtjkler birörû olarak •aJİlanılıyormuş... Işç Partisi derı Dogu Perinçek'in yenı çıkan "Kren Fogg'un Postallan" (Kayrak Yayırı kitabını bırkaç gündür elımden düşirîmiyoruTi. Bir haber veiyor. Kcrkunç bir haber: Yoksa habertisn ötesi mi? Fogg'lar,Ver- heugen'ler, dna kimler, Atatürk Cum- huriyetinin ortaian kalktıasını mı istiyor- lar?A^rupa'dîgüçlü brTürkağırlığının günden güne lendini duyurması mı kor- kutuyoronlarP Elterinden geten nedir? Halkıtüriü par- çalara bölmek uygarlık diye, çağdaşlık drye sağlam dayanaklanmızı ulusal bır- liğimizi parçala-nak... Avrupa Biriij 'ne girmek için yapma- dığımız, yaprrayacağımız ozveri kaldı mı? Ne isterie'se vereceğız! Ama onlar bızi yıllar yılt aldatıp kendi çıkarlarını ko- ruyacaklar. Orijil.yırmiyildageçseTür- kiye'yi, bugüntû niteliğıyle, yani tam ba- ğımsız bir üılkeolarak aralarına almaya- caklart. Bunu, yıllar cnce bir Alman Başbaka- nı şu sözlerle belirtmemiş miydi: "Yırmi yıl önce bir Türk Başbakanı yirmimityon Tük 'ü Almanya 'ya gönder- meye mecbur tfacağını söylemışti. Ben de readetmiştm. Gelecekte böyle kit- leselbirgöç gerçekleşecek olursa, bu- nun sonucuncn AB içinde serbest do- laşımın kaldınlrası gerekecektir. Türki- ye 35ytliçinde '00 milyonaçıkacak. Tür- kiye 'nin 21. yüz/ılın sonunda nüfusunun Almanlarla Frarjs/z/ann toplamı kadar olacağı tahminediliyor. Türkiye'yiAB'ye almak ısteyen <ışinin bu sayıyı aklında tutması ger&kİYor." Bu da Vertieugen'in bu konudaki gö- rüşü: EVET/HAYIR OKTAY AKBAL 'Neler Oluyor Bize?' "Türkiye aday üyeiik statüsünü kaybedebilir. Türkiye bütün şartlanyerine ge- tirse bile süreç il- la Türkiye'nin AB üyelığiyle nokta- lanmayabilir." Bir başkası da, VVotfgang Loydl da konu- yu şöyle kapatmış: "Türkiy&'nin tam üyetiği zaten bir farazıyeden ibarettir." Sizin hiç aklınız alır mı, yetmış milyon- luk bir Türkıye'nin milyonlarca ışsizınin Avrupa'ya "serbest dojaşım" hakkına da- yanarak koşmasına izin verilmesini!., Bir masal, bir aidatma ile yıllardır oya- lanıyoruz. Onurumuz, tarihimiz, kişiliği- miz hiçe sayılıyor. Tum amaçlan Türki- ye'yi güçsüz bırakmak, eskı yan sömür- ge durumuna düşürmek!.. Türlü yollar- dan, iç ve dış haınlerin oyunlarıyla ka- falan karıştırarak... Paris'te bir istasyonun girişine bir ha~ rita serdiler: Türkiye'nin Genelkurmay Başkanı'nın resmini ayaklar altında çiğ- nettiler! Bizde uyanma hâlâ yok! "Fran- sa 'da böyle şeylerolur" dedi bir sorum- lu bakanımız... Eiçıliğımız olayı önemse- medi. Bir Türk generalinin resmi ayaklar al- tında! Herkes sus pus! Neyse ki Işçı Par- tili gençler gittiler o resmi boyadılar. llk ve tek onurlu tepki bu oldu. Bir genera- li basın düşmanı saymak kadar biryan- lış olamaz. Ortada bir hükümet var, Mec- lis var! Ama önemli olan Türk askerini, Türk milletinin en sağlam, en güçlü dayana- ğı olan Türk ordusunu yıpratmak. "Karen Fogg'un Postallan'n okuyun. "Neler oluyor bize" şarkısının o acı ta- dını duyacaksınız... Nerdeyiz, nerden gelmiş, nereye gi- diyoruz? Kim gerçekten yurtsever, kim devletten, milletten yanagörünüp yaban- cı amaçların oyuncağı!.. Atatürk'ün daha 1919'dasöyledikle- rinı anımsayın: "Güvendiğinız şahıslann ve kuvvetin akıbetini öğrendiğinizzaman, kendi akı- betinizle karşılaştırmayı unutmayın." Yaşamak ve Yaşatmak İstiyoruz! PENCERE Mehmet DOMAÇ Türk Ec B ilimsel eczacıiık 163. yı- hna ayakta durnıak iste- ğıne kadar gen çekilmış bir durumda gıriyor. Bu geri çekilme, elbette sade- ce eczacüara özgü bir durum değı!. Tûm toplumsal kesımler açısından. "1 ürkhe, tarihinin en karanhk günle- rini\"aşçor'"Ne i "Beterinbeteri\arnu5"" sozlen arasındabu kadaryakın bir ılış- ki olduğu ve bu ilişkımn neredeyse koparılamaz duruma geldıgi başka bir dönem yaşanmış mıdır0 Bir sağlık emekçisı olarak eczacı. Kasım 2000 ve Şubat 2001 bunahm- lanndan (knzlerinden) derın yara ala- rak çıktı. Ancak bu süreçte yaralannı sarmak yenne tuz basan bir anlayışla karşı karşıva kaldı. Pek çoğu serbest eczacıiık yapan meslektaşımızın mes- lek haklan ellennden alınma\ a çalışıl- dı. Türkive tanhınde ılk kez eczacılar sokaklara döküldü. 5 Hazıran 200 Pde bir mitıng ve arkasından ilki 1974"te yapılan kepenk kapatma eylemi 15- 16 Ocak 2OO2'de geldi. Me'sleğin ni- telığını yükseltmek, hastalara ılaç da- nışmanlık hızmetı \ermek ıçın >aşa- mak. birbaşka anlatımla>aşatmakiçin yaşamakmücadelesi, mesleğımız açı- sından bu sürece damgasmı \nrdu. 14 Mayıs 2OO2"de bilimsel eczacılığın 163. yıldöniımü dolayısıyla, mesleğı- mızin sorunlarını ve bu sorunlann uy- garca aşılmasına yönelik geliştırdiğı- m\z çözüm önenlenni bir kez daha sizlerle paylaşmak ıstiyorum: Türkiye "de ılaçla ilgilı en büv-ük so- runlardan bin. ülkemizın tûm alanlar- da olduğu gibı, ılaçta da dışa bağunh- lığınm gün geçtikçe artması. buna bağ- lı olarak ulusal ilaç sanayimin küçül- mesidır. Bugün, yerlı ılaçlann ham- maddesınde dışgirdiy^bağımlıhkora- oı\toJe80'lere ulaşmıştır. Bu neden- le, ithal ve yerlı ilaçlar da ülkenın ıçın- zacılan Birliği Başkam de bulunduğu ekonomık bunalımdan büyiik ölçüde etkilenmektedır. Özel- lıkle şubat bunahmırun ilk günlennde. ithal ılaç kısıtlı olarak piyasaya veril- mış. bunun sonucunda kanser. kronik böbrek, kalp-damar, karaciğer, organ nakli gıbı hastalıklar ıçın gereklı olan \e \"urtiçınde üretılemeyen ılaçlann bulunmasında cıddı sıkımı yaşanmış- tır. 1980 yılında Türkiye'de tüketilen ılacın sadece yüzde 2'si ithal ıken 2000 yılında bu oran. sayısal olarak yüzde 26"ya ulaşmış. ülkemiz gıderek ithal ilaç cennetı halıne dönmüştür. 198O'lı yıllann başmda yerlı ilaç sanayii pa- zann y-üzde 62'sinı ahrken bugün pa- zar paylaşımı tamamen tersine dön- müş, pazaruı vüzde 59'ıuıu çokuhıslu ^rtsetler almtşör.Ulusal ilaç sanayiinin yok edılmesi, ılaç bulamadığı için ça- resizhk içinde bekleyen hastalann sağ- lığını tehhkeye atmaktadır. İthal edilen ilacın tüketimmiktan he- saplanarak yılda üç dört kez ıthaline izin \erilmeli, ülkemizde üretilen ila- cın ithaline izin verilmemeli, çoğu ge- reksız olan ilaçlann ıthaline izin veril- memeli. eczacılar yönünden bakıldı- ğında ıse kârlıhklan düşük. vadeleri ol- dukça kısa olan bu ilaçlar için kârlılı- ğı ve vadelen arttınlıtıahdır. Eczane ekonomısıni ılgilendiren bir diğer so- run ıse ilacın en büyük alıcısı olan ku- rumlann protokolde belırlenen ilaçbe- dellerinin gen ödeme süresine uyma- masıdır. İlaç marka dep, hayattır? ~ İlaç vazgeçılmez ve onsuz olunmaz bir üründür. İlacın tekelden üretilme- sı anlamına gelen ilaçta patent olgu- sunun Afnka ülkelerinde yol açtığı so- nuçlan ve Amerika'da şarbon tehlıke- sı karşısında firmalann ne kadar aciz kaldığını hep birlıkte gördük. Oysa, patentlı ilaçtan zıyade, jenerikUaç öre- timinin kolav laştırüınası. ilacı buluna- bilir duruma getirmek \aninda. jene- rik ilaçlar orijinalinden yüzde 70 da- ha ucuz olduğu için ilacı alınabiHr de yapacaktır. İlacın bulunabılır ve ahnabihr ol- masının önündeki engellerden bir baş- kası da ilaçtan alınan KDV oranlan- nın çok yüksek olmasıdır. İlaca bır lüks tüketim maddesi gıbı davranan hükümetler, halk sağhğı ıle oynadık- lannın artık farkına varmalıdır. Bir- çok Avrupa ülkesinde sağlık hizmet- lerinden ve ilaçtan KDV ahnmamak- tadır. Türkiye ıse yüzde 18"lıkbiroran- la ilaçtan en fazla KDV alan ülkeler ara- sında yer almaktadır. Sağlık hizmetle- nnden K.DV alınması, devletın halkı- nın hastalığından gelir elde etmesı an- lamına gelmektedır. İlacın onsuzohınamazözelliğı her- kesçe bilinmektedir. Süreklı ılaç kul- lanmak zorunda olan kronik hastala- nn yüksek KDV ödemesi, verginin sosyal amacına ters duşmektedir. Reçetesiz ilaçlar, mamalara ve v ita- mınlere verilen Tanm Bakanlığı ruh- satlan \e bu tip ilaçlann eczane dışı- na çıkanlması, halk sağlığına çok yön- lü olarak zarar veren bır başka olgu- dur. İlaç olduklan halde, Sağlık Bakan- hgj tarafından verilmesi gereken ruh- satlann Tanm BakanlıgYnca verilme- si, ilacm eczane dışında ve doktor de- netitni dışında satılabıleceği anlamına gelmektedır. Böylelikle,kullanıcı yan etkilere tamamen açık duruma gel- mekte, ilaç kullanımının ılkeleri konu- sunda danışmanhk hizmeti alabilece- ği doktor ve eczacılara ulaşımı zorlaş- maktadır. Bu da bir bütün olarak ras- yonel olmayan ilaç kullanımını ve ılaç tüketimini arthrmaktadır. Banko üstü ılaçlara karşı çıkmak, halk sağlığını korumaktan yana olan herkesın göre- vıdir. " Eczacıiık mesteğinin kalitesini arttirmak'" bırbaşka yazımın konusu olacaktır. İyi Saatte Olsunlar!.. Akbank'tan ailelere yepyeni ve çok özel bir hizmet: Akbank, bankacılık işlemlerini Akbank'ta toplayan ailelere, yepyeni ve çok özel bir hizmet sunuyor-. "Ailem". "Ailem"de çok kazançlı avantajlar var. "Ailem", tahmin bile edemeyeceğiniz konularda size yardımcı olacak. Akbank şubelerine gelin, "Ailem" ile tanışın. www.aılem.akban Kimi işlere akıl erdirmek çok zor!.. Bizim gaze- teleri okudukça insanın kafası kanşıyor... Bilmem ki lafa nereden başlamaîı?.. Yılmaz'dan başlayayım... • Mesut Yılmaz kendisint Avrupa Birliğı'ne adadı, iyi de yapıyor; Türkiye AB'ye girse, hepimiz yolu- muzu bulsak, fena mı olur?.. Ama Yılmaz ne diyor: "- Avrupa trenini kaçınrsak, 10yıl sonra ulusal bütünlüğümüz tehlikeye girebilir..." Türkier böyledir işte!.. Şimdi başımıza yeni bir sorun çıktı; kimileri "AB 'ye girersek uius devlet elden gidecek" diyor; Mesut Bey ise "AB'ye girmezsek ulusal bütünlük elden gidecek" diyor... Hangisi doğru?.. Yoksa ikisi de yanlış mı?.. • Her neyse, Mesut Yılmaz AB'ye girmek için ive- dilikle şu dört konuda karar vermemiz gerektiğıni söylüyor. Olüm cezası.. Anadildeyayın.. Olağanüstü hal.. Kıbns.. S)k sevindim!.. üm cezası zaten uygulanmıyor, Doğu'daki ola- ğanüstü halin zaten işlevi kalmadı, Kürtçede yayın zaten yapılıyor; demek ki biz "AB standartları "na uygun demokrasiye zaten kavuşmuşuz... da ha- berimizyokmuş... Peki, bu arada Kıbns ne oluyor?.. Kıbns'ı Rum'a verirsek Anadolu'da demokrası AB'ye daha yakışır koşullara mı kavuşacak? • ABD'den ekonomik kriz nedenıyle apar topar getirtilen Kemal Derviş Türkiye'yi daha çok borç- landırmada işlevini üstün bır başarıyla yerine ge- tirdikten sonra erken seçime heveslendi... Elbet birbildiği var.. Ya da "iyi saatte olsun- /ar"dan işaret geldi... Koalisyon hükümeti ıse erken seçim lafından hiç hoşlanmıyor, nedenini so- rarsanız yanrt hazır "- Istikrarbozulur, eko- nomik program sekteye uğrar!.." Derviş ise başkateiden çalıyor: - Bır şeycikler olmaz, ekonomide dengeler ma- şallah yerine oturdu, ta- nm çok iyi, faizler düşü- yor, turizme nazar değ- mesin, üretim yükseliyor, enflasyon geriliyor, se- çim erkene alınmalı... İyi de bu ne akıldır?.. Eğer işler iyiye doğru gidiyorsa koalisyon hü- kümeti neden seçim ta- rihini önealsın?.. Uygula- nan acı ilacın etkisini ni- çin beklemesin?.. Yoksa Kemal Dewiş bu hükümetin bakanı değil mi?.. Medyada yazılıp çizi- len, söylenip duyurulan- lara bakılırsa devletimiz- de barajlardan sağlanan elektrik üretimine 'dur' denilmiş; doğalgazsant- ralları tam kapasite çalı- şıyormuş... Neden?.. Çünkü yabancı köken- li doğalgazı kullansak da kullanmasak da ödeme yapmak zorundaymışız!.. Tüketmesen de sözleş- mede yazılı parayı (dövi- zQ çatır çatır eloğluna ve- receksin!.. Ekonomik kriz yüzünden elektrik tüketi- mi düşünce, biz de bu haledüşmüşüz... Allah hepimize akıl fikir ihsan eylesın!.. • Peki, biz AB'ye girmek için Mesut Yılmaz'ın her dediğini hemen yapalım da bu işleri kim yönete- cek?.. AB'ye girmişler, ama, benim bildiğim Ai- manya'yı Almanlar, Fran- sa'yı Fransızlar, Italya'yı Italyanlar, Ispanya'yı Is- panyollar yönetiyoriar... AB'ye girince bizi yine biz yöneteceğiz, değil mi?.. Desene yine çuvallaya- cağız... KADKÖY2.SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN DosyaNo: 2002 95 Vasi Tay. Mahkememizce ve- rilen 29.04.2002 tarih ve 2002/95-380 E.K. sayılı ilamı ile mah- cure Ahmet Sabahat- tin ve Ferhunde kızı 1955 dogumlu Semra Kunfun vasisı Fer- hunde Çelıkşan'ın ve- fatı ile yerine vasi olarak Zeynep Feryal Solakoğlu vasi tayın edilmiştır. Keyfiyet ilan olu- nur. 29.04.2002 Basın: 27878
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear