23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
' NİSAN 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Anadolu halkına eğitim eşitliği getiren 'Köy Enstitüleri'nin kuruluşunun 62. yıldönümü Kamnlıklan aydınlattı1954 YILINDA KAPATILDI Tarihe damgasını vuranproje İstanbul Haber Senisi - Köy Enstitüleri. Anadolu da yasayan halkın üretıme dönük eğitımini sağlamak amacıyla 17 Nisan 1940'ta çıkanlan yasayla kuruldu. Enstitülerin yaşama geçirilmesi yolundakı ilk girişim. Tanm ve Milli Eğitim bakanlıklannın işbirliğiyle uygulamalı tanm okullannın açılmasına karar verilmesiyle gerçekleşti. Bu amaçla kurulan karma komisyon. 1936 yılında okullar için 40 yer saptadı. Proje. Tanm Bakanlığı"nın arazi. araç ve gereç sağlayamaması nedeniyle gerçekleştirilemedi. Bunun üzenne Milli Eğıtim Bakanhğı. 1936'da askerlikte çavuşluk ve onbaşılık yapmış olanlann kurslarla eğitmen olarak yetiştirilmesinı öneren yeni bir proje hazırladı. Aynı yıl İzmir. Eskişehir ve Kastamonu'da ögretmen okullan açıldı. 21 verde kuruldu Milli Eğitim Bakanı Saffet Ankan zamanında başlayan bu uygulama Hasan .\li YüceTin 1938de bakan olması ile Türkiye'nin aydınlanma tarihine damgasınr \iıracak bır proje halirte dönüşrtirüldü. İsmail Hakkı Tonguç'un tasarladığı proje kapsamında 1940'ta 3803 sayılı "Köy Enstitüleri Kamınu" çıkanlarak Köy Enstitüleri kuruldu. Enstiriilerin yönetimi Tonguç'a verildi. Hemen ardından "Köy Okullan ve Enstitüleri Teşkilatı Kanunu" kabul edildi. Köy Enstitülen. yerleri saptanırken çevre köylere de katkıda buiunabilmesi göz önünde bulundurularak. 21 yerde kuruldu. Enstitülerde okutulan derslerin yüzde 50"si kültür. yüzde 25'i tanm dersleri ve yüzde 25"i de teknik derslerdi. Enstirüler. 1946"dan 1947'ye kadar 5 bin 447 öğretmen, 8 bin 756 eğitmen. 547 sağlık memuru mezun etti. Öğrenci sayısı 16 bin400'e ulaşırken. Enstitülere öğretmen yetiştirmek için Yüksek Kö> Enstitüsü açıldı ve kapanana kadar 104 mezun verdi. 1946'da girilen çok partili dönemde Enstirüler. kanunla yasaklanmış ideolojik bir teşkilat. ahlak kurallan ve geleneklere aykın davramşlann merkezi olmakJa suçlandı. Bu nedenle Reşat Şemsettin Sirer'in Milli Eğitim Bakanhğı sırasında Yüksek Köy Enstitüleri kapatıldı. Enstirüler Demokrat Parti iktidan dönemınde 1954 yılında tamamen kapatıldı. ÖZLEM GÜ\r EMLİ HİLALKÖSE Köy Enstitüsü mezunu eğıtimci- ler. yazarlar "aydınlanmanın kilo- metretası''Köy Enstitülerinin 1954 yılında Demokrat Parti iktidan dö- neminde kapatılmasının. Türki- ye'nin demokrasi tarihinde kapan- ması zor yaralar açtığı görüşünde birleşiyorlar. Köy Enstitüsündeki eğitimin tanığı aydınlara göre "Köy Enstitüleri kapaölmasaydı. Türki- yebugün,'imam-hatip lıseleri. tür- ban, köyden kente göç. tarikat. pa- ralı eğitim' gibi sorunlarla uğraş- mayacakn" Köy Enstitüleri konusunda görüş- lerine başvurduğumuz eğitimciler. gericilerin şeriat taleplerinin zir- veye çıktığı. türbanın bayrak hali- ne getirildiği. Atatürk'ün adının unutturulmaya çalışıldığı bir or- tamda alınan 28 Şubat kararlan- • Köy Enstitüsü mezunu eğitimciler, bu aydınlanma yuvalannın kapatılmasının demokrasi tarihinde kapanmaz yaralar açtığını vurguladılar. Köy Enstitüleri'nin kapatılmasının Anadolu insanına yapılan en büyük haksızlık olduğunu belirten eğitimciler, "Bu olmasaydı, 28 Şubat'a gerek kalmayacaktı" görüşünü dile getirdiler. nm. "Köy Enstitülerinin gerek eği- tün gerekse siyasi yaşamda ne ka- dar büyük bir önemesahipolduğu- nu ortaya koyduğuna" dikkat çek- tiler. Köy Enstitülerinin ilk mezun- lanndan emekli öğretmen. yazar TalqpApa\ dm. enstitülerkapatılma- saydı. tarikatlann. aşiretlerin bu- günkü kadaretkin, gerici partilerin de iktidarda olamayacaklannı be- lirtti. Köy Enstirülerinin karanlık- ta kalmış Anadolu köy lüsünü çağ- daş insani değerlere getirmeyi amaç- ladığını vurgulayan Apaydın. köy çocuklannın köyden kopanlmadan üretici eğitimin parçası yapılıp tek- rar köylere gönderildiğini anım- sattı. Apaydın." Enstitüleroyıllar- daki diğer okullardan çok farkby- dı. Alışılmış eğitim kalıplaraun dı- şına çıkmısn. Avnıpa'da da örnek eğitim modeli olarakgösterilhordu. Bu nedenle çok eleştiri aJdı" dedi. Eğitimciler Derneği (Eğit-Der) Genel Başkanı Mustafa Gazalet Köy Enstitülerinin yerini doldurmak için açılan imam hatip liselerinin, bu enstitülerin yerini doldurmak- Köy Enstirülerinde okutulan derslerin yüzde 50'si kültür, yüzde 25'i tanm ve yüzde 25'i teknik derslerdi. tan çok uzak olduğunu belirtti. Köy Enstitüleri ile bilınçlenen toplumu yönetemeyeceğini anlayan siyaset- çilerin enstitüleri kapattığını ifade edenGazalcı. "Yerineimamhatip- leri niceliği ve niteliği düşük ezber- ci eğitim sistemini koymaya çalışo- lar. Buralardan yeni vöneticiler, bi- lim adamlan, aydınlar yetişmedi. Bu tikanma 28 Şubat 1997'ye ka- dar sürdü" diye konuştu. Ga2alcı. 62 yıl sonra Köy Ens- titülerinin hâlâ özleniyor olmasının burada ortaya konan ilkelerin çağ- daşlığını gösterdiğini ifade ederek bugünkü eğitimin ya dine ya da ez- beredayalı olduğunu söyledi. 1997 yılında 8 yıllık kesintisiz eğitimin toplumun pek çok kesiminden bü- yük destek gördüğünü anımsatan Gazalcı. "Busıçramadanvolaçıka- rak eğitim ve aydınlanma rüzgân devam ettirilebilirdL Ancak Ecevit hükümeti eğitim alanına laikve de- mokratik isimleri getiremedT de- di. Gazalcı. enstitüye duyulan ih- tiyacın eğitim bırliğine verilen öne- min gösterdiğini vurguladı. Aydınianma engellendl Köy Enstitülerinin ilk mezunla- nndan Mehmet Başaran da 1946'da başlayan karşıdeMİmin. Türkiye'nin laik olan eğitim sistemini değişti- rerek "gericileştirdiğine" ve günü- müzdeki sorunların ana nedenini oluşturduğunadikkat çekti. 1946 yı- lından itibaren okullarda laiklik il- kesinin delindiğini anımsatan Ba- şaran. "tlk önce isteğe bağlı din dersleri konuldu. Daha sonra Uahi- yat fakülteleri açıldı. 1950 yılında ezan Arapça oMu. İmam hatipler açıkü. daha sonra okula dönüştü- rüldü ve bu insanlar üniversitelere girebUdiler" diye konuştu. Başaran. dönemin başbakanının "Hilafeti bile getirebitinz" şeklin- de açıklamalar yaptığını anımsata- rak bu sürecin 27 Mayıs, ardından 12 Mart ve 12 Eylül'ü getirdiğini söyledi. Köy Enstitülerinin aydın- lanan Anadolu insarunın gelişme- sini engellemek isteyen siyasetçi- ler ve ağalann işbirliği üe kapatıl- dığını belirten Başaran. "12 Eylül darbesi ile Anadolu'nun aydın bi- rikiminin üstünden tankla geçtiler. Enstitüler kapaölmasaydı darbe- lere, 28 Şubat'lara gerek kalmaya- caktTdedi. Eğitim ışığındaKöy EnstitüleritGÜRŞENKAFKAS 10 Kasım 1938 Atatürk'ün öiümünden sonra İsmet İnö- nü'nün cumhurbaşkanı seçilme- siyle Başbakan Celal Bayar, Mil- li Eğitim Bakanlığı'na Hasan ÂK Yücel'i getirdi. Hasan Âli Yücel hayatını eğıtime adamış. milli eğitimin birçok kademele- rinde bulunmuştu. Bakanlıkta tam birdevTİm yaptı. Milli eği- timde devTİm denecek yenilikle- re. projelerde başan sağladı. - Cniversite kanununu çıkar- dı. özerldiği güvence altına aldı. - Dünya klasiklerinden 500'den fazla eserin dilimize kazandınl- ması amacıyla tercüme bürola- n kurdurdu. - Hasan Âli Yücel'i ölümsüz- lüğe kavuşturacak asıl eseri "Köy Enstitülen'1 " oldu. Hasan Âli Yücel. milli eğitim şûrasında Köy Enstitüleri proje- sini tartışmaya açtı ve bir yasa tas- lağı hazırlatarak ülkeyı. tanm koşullanna göre 21 bölgeye ayır- dı. Herbölge 3-4 ili kapsıyordu. Şehirlerden uzak. fakat ulaşım nedeniyle tren istasyonuna yakın yerler seçilecektı. "Köy Enstitüleri'' köyün ve köylünün kalkınması. okur ya- zar sayısının artması için gerek- li olan öğretmenlerin yetiştiril- mesi amaçlıydı. Köylerde. oku- ma-yazma öğretebilmenin ya- nında. modern tanm teknikleri. marangozluk. sağlık sorunlan. müzik. spor vb.. birçok alanda yol gösterecek "tophıbflgj"" sahibi öğ- retmenlere görev verilmesi he- deflenmişti. Bir anlamda küçük yerleşim yerleri olan köylere "yerelönder ayduüar" yetiştinlmekteydi. Bu proje ile köyden şehre göç ön- lenecek. geri kalmış bölgeler kal- kınacaktı. Bu projedeki okulun adının •'enstitü" olması, bilgiji-iş hali- ne getirerek uygulayan bir eği- tim sistemi oluşundandır. Hasan Âli Yücel, Köy Ensti- tüleri projesinin uysulanması ve geliştirilmesi için fsmail Hakkı Tonguç'u görevlendirdi. Ton- guç. Isveç ve Alman eğitim bi- limcılerinin. yoksul çocukJann topluma kazandınlması ve oku- tulması konulanndaki kitaplan- nı Türkçeye tercüme etmişti. 1940 yılında. Türkiye'nin o za- manın koşullannda "iş içinde eğitim'"in çözüm getireceği inan- cı vardı. tsmail Hakkı Tonguç, Köy Enstitülerinin yerlerinin tespıti ve oluşumu ile ilgili yurt gezisine çıktı. Düzenlediği raporu Hasan Ali Yücel'e verdi. 1940'tadüzen- lenen yasa taslağı Meclis'te gö- Köy Enstitüleri amacmdan uzak- laştınldı. 1954'tede kapatıldı. 1936'da geçici "eğitmen ye- tiştirme kurslan" açıldı. Bu de- neyin olumlu sonuç verdiği gö- riildü. 1937'de İzmir (Kızılçul- lu) ve Eskişehir"de (Mahmudiye) yalnız köy çocuklannın alındı- ğı ve köye yönelik öğretim prog- ramı uygulayacak köy öğretmen okullan açıldı. 1940'ta Köy Enstitüleri'nin açılmasıyla bu okullar da kapsam içinealındı. 1942'de Köy Ensti- tülerinin öğretmen gereksinımi- ni karşılamak üzere iki yıllık "Yüksek Köy Enstitüsü" kurul- du. Köy Enstitüleri kuruldukla- n geniş vahadan mezunlannın siklerin, yerli. yabancı yazarla- nn kitaplanndan oluşan zengin bir kütüphane \ardı. Her öğren- cinin yılda, bu kütüphaneden 25 kitabı okuma zorunluluğu vardı. Okumanın dışında isteyen öğ- renciye müzik öğretmenleri ta- rafindan keman. mandolia akor- deon, bağlama. saz dersleri ve- rilirdi. Mahalli âşıklar da KÖy Enstitülerini gezerek yetenekJi öğrencılere "ustaöğretici" özel- likleriyle saz. bağlama dersleri verirlerdi. Ömeğin Aşık Vfeysd" in bu hizmetı yıllarca yaptığı eörii- lür. Bu okuma. aydınlanma v e öğ- renme yoluyla bozkırlann orta- sından ulusumuzun geleceğine vatandaşından cumhurbaşkanı- na kadar nerkes "ekmekle kita- bı ' bir araya gerinebilirse gerçek kalkınma başlamış demektir" der. Köy Enstirülerinde eğitim. teorik ve pratik eğitim yani uy- gulamalı eğitim. başka biranla- tımla "iş eğitimr şeklinde yapı- lıyordu. Eğitimin yüzde 25'i uy- gulamalı tanm dersleriydi. Zirai teknıkleröğreniliyor, ürünlerye- tiştiriliyor. bu ürünlerin bir kıs- mı sofralannda tüketiliyordu. Geri kalan değerlendiriliyordu. Eğitim araştırmacılannın yıîlar- ca tartıştığı "iş içinde uygulama- lı eğitim". Köy Enstitülerinin eğitim işlev inin bir parçasıydı. Avnca teknik derslere de vüz- Enstitüleri, köyün ve köylünün kalkınması, okur yazar sayısının artması için gerekli olan öğretmenlerin yetiştirilmesi amaçlıydı. Köylerde, okuma-yazma öğretebilmenin yanında, modern tanm teknikleri, marangozluk, sağlık sorunlan, müzik, spor gibi birçok alanda yol gösterecek 'toplu bilgi' sahibi öğretmenlere görev verilmesi hedeflenmişti. Bir anlamda küçük yerleşim merkezi olan köylere 'yerel önder aydm'laryetiştirmekti. rüşüldü. Kâzun Karabekir ve bazı millehekilleri taslağı eleş- tirdiler. Onlaragöre. "köy-şehir uçurumunun". bu yasa iîe iyice derinleşeceğı savunuldu. Hasan Âli Yücel ise "Asıl amaç köylü- nün cğitinıinin sağlanması ile bu uçurumun \e ayrınun ortadan kaldınlmasıdır.." diyordu. Yasa kabul edildi. 17 yeni Köy Ens- titüsü açıldı. Köy Enstitüleri. ulusumuzda yaşanmış ilginç ve önemli bir eğitim deneyidir. Amaç: köy kal- kınmasına önderlik edecek "be- cerilerle donannuş". köy öğret- meni yetiştirmektir. Halkın uyan- masına engel olundu; 1940'ta kurulan. 1947'de öğretim prog- ramlarında değişiklik yapılan dağıldıklan \urdun her yanınaya- yılacak ışığın bütün ulusu ay- dınlatacağı umudu taşıyordu. tkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü. Hasanoğlan Köy Enstıtü- sü'nü zi\aretinde el yazısıyla okulun anı deftenne şunlan ya- zar: "Kö\ Enstitülerini Cumhu- riyetin eserleri içinde en kıymet- lisi ve en sevgilisi saydım. Köy Enstitülerinde yetişen evlatian- mızm başanlannı ömrüm bo- >unca yakmdan ve candan i/Je- yeceğim»»" İsmet tnönü öğrencilerin gün- lük çalışmalannı izler. Öğrenci- ler spor yerine topluca zeybek oy- nayarak güne başlar. birlikte kah- valtı yapıp, okuma saatine baş- larlardı. Köv Enstitülerinde. kla- damgasını \iiracak "köylü ay- dmlarkuşağı''yetişti. FakirB^'- kurt. Mehmet Başaran. Dursun Akçam, Mahmut MakaL Talip Apa\dm. Adnan Binyazar bun- lardan bazı örneklerdir. .Artık Anadolu. bin yıllık uy- kusundan uyanmaya başlamıştı. Köy çocuklan köyü ve köylüyü aydınlığa ulaştırmanuı çabası ve sorumluluğu içindeydi. İsmet İnönü. Kepirtepe Köy Enstitüsü'nde bir kız öğrenciye çantanda ne \ar. görebilir mi- yim diye sorar. Öğrenci çantasın- dan ekmek-köfte ve dünya kla- siklerinden bir eseri çıkanr. gös- terir. İnönü çok sevinir. Çe\re- sindekilere, "Ne zaman Türki- ye'de erinden. generaline, sade de 25 yer\eriliyordu. Erkek öğ- renciler yapı. demir, marangoz işlerinde eğitüiyorken kızlar: biç- kı-dikiş, elişi. yemek vb.. iş kol- lannda eğitim göriiyor: yaparak. yaşayarak. u>gulayarak öğreni- yorlardı. Bulunduklan bölgenin koşullarına uygun olarak hay- vancıhk. ancılık. balıkçılık öğ- reniyorlardı. Kuru vahalarağaç- landınlıyor. her tür meyve ağaç- lan dikiliyordu. Yörenin özel- liklerine göre bol miktarda seb- ze ekiliyordu. Böylece meyve- lerini. sebzelerini ve her türlü hay\'ansal. tarımsal ürünlerini elde etme. tüketme ve hatta de- ğerlendirerek maddi gelir sağla- ma projenin uygulama kapsa- mındavdı. İsmail Hakkı Tonguç, çok iyi bir eğitımciydi. Köy Enstitüle- rinin her biriyle ayn ayn ilgile- niyor. okullan geziyor, fotoğraf çekiyor \ r e enstitülerin işlerliği ko- nusunda genelgeler gönderiyor- du. bu genelgelerde, eğitim öğ- retimin yanında öğrencilere na- sıl davTanılması gerektiği. da- yak atılmaması. kötü söz söy- lenmemesi gibi konulara ağırlık veriliyordu. Köy Enstitüleri ka- dar hiçbir kurum bu kadar ulu- sal. bu kadar yerel ve bu kadar da devnmci olmamıştır. Musta- fa Kemal'in düşüncelerini, ilke- lerini ve devrimlenni geniş ve an- lamlı şekilde yeşerten Köy Ens- titüleri olmuşrur. Anadolu köy- lüsünden yeni. yepyeni bir ulus doğacaktı. DevTİm kendi okullannı, ken- di kurumlannı oluşturacak hal- kaulaşmasını sağlayacaktı. Köy Enstitüleri birer demokrasi ku- rumu idi. Ama demokrasi gere- ği ilk önce onlar ortadan kaldı- nldılar. Çünkü halk aydmlannın karşısına ağalık düzeni, set olup çıkmıştı. Onlar kendilerine uy- gun olan demokrasıye sahip çık- tılar. Köy Enstitülerinde kızlann ve erkeklerin yatılı olması. ens- titülerin yeterince milliyetçi ol- madıklan gibi eleştirileryapılma- ya başlandı. İsmail Hakkj Ton- guç. öğrencilerin "Tonguç Baba- sı" olmuştu. Ama Köy Enstitüleriyle ilgi- li eleştirileri. sağ-sol suçlamala- nnı önleyemedi. Bu suçlamalar "aydmlıksesi". kısma. "köy-köy- lü aşkını ve ain terinin hünerie birleşmesini" yok etmeye yöne- likti. Karalama kampanyalan gi- derek bü>üdü. gelişti ve bu va- halarda açan güzelim. "eğitim güDerinin" 1954'te kapatılarak soldurulmasma kadar sürdürül- dü. Yazık. çok yazık edildi. Köy Enstitülen kapatılmasaydı. bugün okuma-yazma oranı >üzde yüz ve aydtnlanma daha ileri düzey- de olacaktı. AVRUPA'DAN GURAY OZ Almanya'nınParadoksu Şu sıralarda Almanya'da en önemli tartışma konu- larından birisi, "Israil-Filistin çatışması"dır. Ger- çekte böyte bir çatışmadan söz edilemeyeceğini söy- leyenlerolacaktır; Israil'in, Filistin Otonom Devleti'ne ait kasaba ve köyleri işgalinden söz etmek daha doğ- rudur. Ama Almanya'daki tartışmanın tarafian, Filis- tinli teröristlerle israil'in askeri harekâtını eşitlemeye bile cesaret edememektedirler ve bu durum, dedik- lerine göre tarihi bir zorunluluktan kaynaklanmakta- dır. Işin doğrusu, günah gözleri kör etmektedir. Ne terörün sosyal ve tarihsel nedenleri üzerinde ne de Hamas ve Hizbullah'la Israil kışkırtmalannın ortaklı- ğı ya da örneğin Şaron'un Mescid-i Aksa'ya paldır küldür girişinin kışkırtıcı rolü üzerinde konuşulacak- tır. BöylebirdurumdaAlmanyagerçekten israil'i eleş- tirebilir mi? Şaron'a "Kıyıma son ver" diyebilir mi? En azından Filistin'in işgalini kınayabilir, "Terörü ön- lemek için uğraşmak başka, bir ülkeyi işgal et- mek başka" diyebilir mi? Zor, çok zor. Ne kadar zor olduğunu Alman gazetelerinde yayımlanan makale- lerde, sorumlu politikacılann demeçlerinde görmek mümkün. Hemen hemen hepsi. "Hayır, biz yapa- mayız; hayır, biz geçmişteki günahlanmız yüzün- den İsrail'i eleştiremeyiz" ana fikrinde birleşiyor. İs- rail'i eleştirme cesareti gösteren politikacılar ise ckj- diye bile alınmıyor. öyle makaleler var ki. onlardaki açıklığa insan hayran kalabilır. 0 sözler ki, başka bir zamanda söylendiğinde insanın gözleri yaşanr. • • • örneğin Almanya'nın Yeşil Dışışleri Bakanı Fisc- her, "Bizim Almanlar olarak Israil'e karşı özel bir sorumluluğumuz var" diyor. Bu cümle, geçmişte Ya- hudilere karşı soykınm gerçekleştirmiş bir ülkenin dı- şişleri bakanına gerçekten de yakışan bir cümledir. Ama o cümle şimdi Israil'de egemen olan Şaron'un, Rlistin'de döktüğü kanı gizlemektedir. O cümlenin için- de Filistin halkına söylenmış şu tuhaf özür var: "Ku- sura bakmayın, o size saldıranlara karşı geçmiş- te öyle büyük bir günah işledim ki ben, şimdi si- zi savunamryorum. Istesem de savunamıyorum." Schröder hükümetinin eski Kültür Bakanı, Die Zeit Şef Redaktörü Michael Nauman geçen perşembe, gazetesinde bu durumu net bir şekilde kayda geçir- di: "Başka ülkeler Israil ile Filistinliler arasında ah- laki olarak eşit mesafe gözeten bir tutumu be- nimseyebilirler. Biz bunu hiçbir zaman yapama- yız." Böylece soru, bir günahın kefareti olarak, bir kra- vat iğnesi gibi parlıyor ve mideyle yürek arasında bir yerlerde kalıveriyor: Ama geçmişteki o unutulmaz ve affedilmez günah, başka halklara karşı şimdi işlenen suçlan, günahlan affettirebilir mi? Geçmişte Yahudilere soykınm uygulayanlar bu- gün Filistin halkının kırımına göz yumarsa suçu tek- rarlamış, derinleştirmiş olmazlar mı? Almanlar ne yapacaklannı bilemiyorlar. Almanlar böyle düşünmekte haksızlar, ama onla- rı anlayabiliriz. Anlayabiliriz, çünkü geçmişteki günahlan büyük, çok büyüktür. Yine de onlara söyleyebileceğimiz söz; "Günahlannızı çoğaltmayın" olabilir. • • • Peki kendimizi anlayabilir miyiz? Kanşan kafamı- zı yeniden bir düzene sokabilir miyiz? Antisemitizm, berbat. insanlık dışı bir şeydir. Ya- bancı düşmanlığı, Türk düşmanlığı, Kürt düşmanlı- ğı, Eımeni düşmanlığı, Rum düşmanlığı, Arap düş- manlığı gibidir. Üstelik Yahudi soykınmı şu yakın ta- rihteki en büyük kınm olduğu için. tarihin derinlikle- rindeki bütün büyük kırımlan da temsil hakkına sa- hiptir. Sonuçta halk düşmanlığını ifade eder. Hangi halkolursaolsun, halklann kırımına karşı çıkanlaran- tisemitizme karşı çıkarlar. Bu nedenle, tam da bu nedenle şimdi antisemitiz- me karşı çıkanlar Filistin halkını desteklemek duru- mundadırlar. Ve bu hiçbir zaman İsrail'i yok etmek is- teyen Arap milliyetçiliğine prim vermek anlamı taşı- maz. O nedenle bugün "terorizmle savaşıyoruz" adı altında halkları kıranlara; Afgan halkının tepesine bomba yağdıranlara, Filistin otonom bölgesini karış kanş tarayıp sivil halkı, çoluğu çocuğu öldürüp "te- rörist" arayanlara karşı çıkmak, antisemitizme karşı çıkmak, onunla mücadele etmek anlamı taşır. Antisemitizmle savaşın anlam kazandığı yer bugün Ramallah'tır, Cenin'dir. Orada tankıyla, tüfeğiyle karşımıza çıkan düşman- sa, antisemit Şaron'dan başkası değildir. Tüm yurtta etkinlik yapılacak Enstitülerin hedefi bağımsız Türkiye'ydi AJVIC\RA/İZMİR (Cumhuriyet)-Köy Ens- titülerinin 62. kuruluş yıl- dönümü bugün yurt ça- pında düzenlenecek tö- renlerle kutlanacak. CHP.^nkarallBaşkan- hğı'nca düzenlenen "Köy Enstitülerinin Kuruluşu- nun 62. Yıhnda Eğitim" konulu panel. bugün saat 19.00'da gerçekleştirile- cek. Prof. Dr. Cevat Ge- raj'ın yöneteceği panele konuşmacı olarak Prof. Dr. MerayUysal Doç. Dr. RıfatMiser ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet BiKr katıla- cak. Panel. KennedyCad- desi 4 No'lu adresteki Çankaya Belediyesi Çağ- daş Sanatlar Merkezi 'nde izlenebilecek. Ankara 1 ve 2 No'lu Eğitim-Sen Şubeleri'nce düzenlenen "Köy Enstitü- leri Anma Resim Sergisi" de aynı yerde saat 18.30'da açılacak. Öğretmen Dün- yası Dergisi Yazıişleri Müdürü Zeki Sarıhan. yaptığı açıklamada. Köy Enstitülerinin. nasıl bir eğitim düzeni kuruiması gerektiği konusunda yol gösterdiğini vurguladı. Gereksınim du>Tilan eğitime, eğitim düzenini AB'ye uydurarak ka\"u- şulamayacağını anlatan Sanhan. "Türkiye eğiti- mi ya bağımstdıkçu halk- çı bir ikridar eliyle Köy Enstitülerindeki eğitim anlayışına dönecek ya AB'yegirerekvatansız in- san yetiştirecektir" dedi. Izmir'de Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derne- ği Başkanı Prof. Dr. Ke- mal Kocabaş. "Köy Ens- titüleri Aydınlanması Işı- ğı Altında Eğitimde Yeni Arajışlar" konulu prog- ram düzenlediklenru bil- dirdi. Bugün başlayacak etkinlikler kapsamında dört gün süresince ensti- tülüler ve onlann yakın- lan bir araya gelecekler. Buluşmada atölye çalış- malan yapılacak ve yeni projeler üretilecek. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği'nin düzenlediği etkinliklerin rümü Kül- türpark tzmir Sanat'ta ger- çekleştirilecek. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Geçersizdir. ELİF BLLLT
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear