Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2002 ÇARŞAMBA
HABERLER
Miletvekiline
tazmiiat davası
• ZONGLXDAK(AA)-
'onguldak Milli Eğitim
Kİüdürü Onur Kaya,
yalan ve iftirada
Hulunduğu* iddiasıyla
AKP Bingöl Milletvekıli
Mahfuz Gıiler hakkında
10 mifyar liralık tazminat
cavası açtığını bıldirdi.
Kaya, Millı Eğitım
Bakanı Metin
Eostancıoğlu hakkındaki
Meclis soruşturrna
önergesi üzerine TBMM
kürsüsünden konuşan
AKP Milletvekili
Mahftız Güler'in,
"Zonguldak Millı Eğitim
Müdürlüğü"ne atanan
Onur Kaya adh kışi,
Öcalan ile Atatürk'ü
eşdeğer gördüğiinü
beyan etmiştir'* dediğıni
ileri sürdü.
117kaçak
yakalandı
• VAN(AA)-Van'ın
Erciş, Gürptnar ve
Başkale ilçelerinde yurda
kaçak yollarla giren 117
yabancı uyruklu
yakalandı. Yetkililer,
"pasaport kanununa
muhalefet ve sınır ihlali"
suçundan gözaltına
alınan yabanctlann, yasal
işlemlerin
tamamlanmasından sonra
sınır dışı edilecegini
belirttiler.
Tekerlekfi
sandalye çetesi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Büyükşehir
Belediyesı ASKİ Genel
Müdürlüğü'nden ihale
alan şirket sahiplerine
"tekerlekli sandalye"
fotoğrafi göndererek
baskı kuran çetenin,
emekli orgeneral Kemal
Yamak'ın yeğeni olan
işadamı Bülent
Berke'den 5 bin dolar
haraç aldığı belirlendi.
Ankara Emniyet
Müdürlüğü Kaçakçılık
ve Organize Suçlar Şube
Müdürlüğü ekiplerince
gözaltına alınan çetenin
lideri
olduğu belirtilen Tuncay
Sevindik'in ayn ca
Istanbul ve Ankara'da 2
yaralama olayını
azmettirdiği anlaşıldı.
Sevindik'in ASKJ
ihalesine giren Istanbullu
işadamı Veysel Dursuna
ait Karaköydeki bir
işyerini, adamı olan
Harun Bal'a
kurşunlattığı da anlaşıldı.
Internet
düzenlemesi
• ANKARA (AA) - DSP
Grup Başkanvekili
Emrehan Halıcı, internet
alanına ilışkın
düzenlemelerle ilgili
kuşkulann ortadan
kalkması için RTÜK
Yasası'ndaki maddelere
açıklık getirilmesi
yönünde çaba
harcayacağını bildirdı.
înternet ile ilgili usul ve
esaslann RTUK
tarafindan belirlentnesi
bir yana bunun
düşünülemeyeceğini
kaydeden Halıcı, "veri
yayını" ile ilgili hükmün
internetle uzaktan
yakından hiçbir bağı
bulunmadığını
ifade etti.
Tayin dayağı
• ALADAĞ (AA)-
Adana'nın Aladağ ilçesi
Milli Eğitim Müdür
Vekili Öcal Koreker.
müdürlükte görevli şefin
tayinini Pozantı'ya
çıkardığı ve hakkında
soruşturrna başlattığı
gerekçesiyle, şefin kansı
tarafindan sokak
ortasmda dövüldü.
Aladağ Cumhuriyet
Savcılığı, müdür vekiÜni
döven Muhteber Kır
hakkında kamu davas:
açtı. Idare mahkemesi
karanyla yeniden
Aladağ'daki görevine
döndüğü bildirilen
Mustafa Kır'ın ise
Iınamoğlu ilçesine taym
istediği öğrenildi.
Devlet Bahçeli'ye göre, 'sürekli savunmaya dayalı dış politika olamaz'
Milli çıkartemel öncelik
Tüıidye'nin dış politikasını eleştiren
Bahçeli, yeni oluşumlan "siyasi
kandırmaca" olarak nitelendirdi.
Şöhretier karması olmayacafc
SHP'nin
amblemi insan
ve zeytin dalı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Murat Karay-alçDi ve Fikri Sağlar ın
nisan ayında kurmayı planladıklan
"Sosyaİ Demokrat Halk Partisi
T
'nin
amblemi "insan ve zeytin dah"
motiflerinden olu^acak.
Karayalçın ve Sağlar" ın öncülüğünde
"Sosyal Demokrat Halk Partisi'nin
program ve rüzüğüne ilışkın
çahşmalar sürüyor. Karayalçın,
partinin amblemi olarak "insan ve
zeytin dah motifini" kullanacaklannı
belirterek "tki kavram yan yana. Hep
hayvanlann amblem olarak
kullanıldığı siyaset dünyasuıda insanın
amblem olarak seçilmesinin kuruluş
amacımıza da denk düşeceğini
düşünüyoruz" dedı. Karayalçın,
partinin bir "şöhreder kannasa''
olmasını düşünmediklerini söyledi.
"Sosyal Demokrat Halk PartisTnin
26 Nısan'da resmen kurulması
planlanıyor.
DSP'li Halıcı en devamlı vekil
SP'li vekiller
Meclis'i astı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM'de son üç ayda
gerçekleştirilen yoklama ve açık
oylamalar dikkate alınarak yapılan
hesaplamalara göre: yüzde 61.4
devam yüzdesiyle DSP'liler en
devamlı milletvekılleri oldu. DSP
Grup Başkanvekili Emrehan Habcı
ise en devamlı milletvekili olarak
belirlendi. En devamsızlar
ise SP'liler. DSP Grup Başkanlığı,
son 3 aylık devam raporunu açıkladı.
Son üç ay içerisindeki 80 yoklama ve
açık oylama dikkate alınarak yapılan
hesaplamalara göre partilerin devam
yüzdeleri şöyle: DSP: Yüzde 61.4,
MHP: Yüzde 49.6, ANAP: Yüzde
28.6, DYP: Yüzde 5.7, AKP: Yüzde
5.4, SP: Yüzde 4.7. Tüm
milletvekillerinin devam ortalaması
yüzde 32.5 olurken; En devamlı 50
milletvekili sıralamasına ANAP'tan
sadece Grup Başkanvekili Nihat
Gökbuhıt ile Eskişehir Milletvekili
Cengiz Aydoğan gırebildi.
ANKARA (CumhuriyeC
Bürosu)-MHP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yardım-
cısı Devlet Bahçeli, Türki-
ye'nin yürüttüğü dış poli-
tikayı eleştirdi. Devlet cid-
diyeti ve milli çıkarlann
korunmasınm dış politika-
nın temel önceliği olduğu-
nu kaydeden Bahçeli, "Yal-
nızca hesap verme ve sa-
vunma pozisyonuyla dış
politika yapdâmaz" dedı
Kulislerde, Bahçeli'nin
bu eleştırisiyle Dışişleri
Bakanı tsmaflCem ve Baş-
bakan Yardımcısı Mesut
Yıhnaz'ı hedef aldığı sav-
landı. Bahçeli, yeni olu-
şumlan "sryasi kandırma-
• MHP lideri Bahçeli, Israil ile Filistin
sorununun dünya dengelerini sarsacak
nitelikte olduğunu belirterek banş
zemininin oluşturulmasını istedi.
ca" olarak nitelendirdi.
MHP Genel Başkanı Dev-
let Bahçeli, partisinin grup
toplantısında, iç ve dış ge-
lişmeleri değerlendirdi.
İsrail-Füistin sonınu
Israil-Filistin sorununun
bölge ve dünya dengeleri-
ni sarsacak nitelikte oldu-
ğunu anlatan Bahçeli, ba-
nş zemininin oJuşturulma-
sı için uluslararası aktörle-
re sorumluluk düştüğünü
söyledi. AB'nin Israil-Fi-
listın sorununun çözümün-
de etkısiz ve yetersiz kal-
dığını kaydeden Bahçeli,
"AB, bugün Türkiye'niıı
dengeleyki ve etkin rolün-
den yoksundur. Yann da
böyle bir yapıcı ortaktan
yoksun kalıp kalnıayaca-
ğının karannı da yine ken-
disi verecektir" dedi. Dış
politika konusunda ortak-
DTP Genel Başkanhğı'na aday olmak için VVashington Büyükelçüiği müşteşarh-
ğından istifa eden Mehmet An Bayar için Türk-Amerikan Dernekleri Asambie-
si'nde bir resepsiyon düzenlendL (Fotoğraf: AA)
Bayar'ın DTP'ye gelişiyle sağda harketlilik başladı
Yenitransferlergündemde
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Mehmet Ali Bayarın DTP'nın genel
başkanlığına adaylığıru açıklamasıyla
merkez sağda başlayan hareketlilik
sürüyor. Merkez sağm birleştiği adres
ohna iddiasıyla geçtiğimiz aylarda
ANAP'tan 7 milletvekili transfer eden
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in,
DTP ile birleşme planı da boşa çıktı.
DYP kurmaylan, DTP'nin yeniden
canlandınlmasına yönelik girişimleri
tepkiyle karşılarken "Kuru ağaç aşı
tuünaz" değerlendirmesini yapıyor.
DTP'nin ise, ilk etapta TBMM'de grup
kurmak amacıyla eski Cumhurbaşkanı
Süleyman DemireTe yakınhğ] ile bilinen
ANAP ve DYP'li bazı milletvekillerini
transfer etmeyi hedeflediği öğrenildi.
Eski Cumhurbaşkanı Demirel'in
danışmanlarından Mehmet Ali Bayar'ın
DTP'ye genel başkan olacağının
açıklanması Çiller'in merkez sağa ilişkin
planlannın tutmadığını ortaya koydu.
Çiller'in, merkez sağın toparlayıcı
partısi ohnak amacıyla gerçekleştırdiği
transferler ve desteğini alabilmek için
Demirel ile sık sık görüşerek
uygulamaya çalıştığı planı
gerçekleşemedi. Demirel'in bir kişiye
açık destek vermesini engellemek için
yakmlaşma politikası uygulayan Çiiler,
daha önce kendisiyle sık sık göriişmüş,
sıcak mesajlar vermişti.
Demirel'in eski danışmanını DTP'ye
genel başkan olması yönünde teşvik
ettiğini düşünen bazı DYP'li kurmaylar
tepkilerini, "Kunı ağaç aşı tutmaz, ikinci
Gökberk Ergenekon modeti" şeklinde
dıle getiriyor. Bazı DYP'liler ise
Demirel'in kendilerinden seçimlerden
sonra TBMM'de grup kuracak kadar
kontenjan alabilmek ve bu yöndeki
pazariıkta elini güçlendirebilmek için bu
girişimi desteklediğini savundu.
Mehmet Ali Bayar'ın bu hafta sonunda
ABD'den Istanbul'a geleceği, buradan
memleketi Sakarya'ya geçeceği, bir süre
sonra da Ankara'ya geleceği öğrenildi.
lanru eleştiren Bahçeli, yal-
nızca "kendieksikleriüze-
rinde kaygılanmaya ve sü-
rekli savunma halinde ol-
maya dayalı bir dış politi-
ka"" anlayışı olamayacağı-
nı söyledi.
Devlet ciddiyeti ve ulu-
sal çıkarlann korunmasırun
dış politikanın temel ön-
celiklerinden biri olduğu-
nu vurgulayan Bahçeli şu
görüşleri dile getirdi: "Her-
kesin anlaması gereken ilk
husus, yalnızca hesap ver-
me ve savunma pozisyon-
lanyla dış politika yapıla-
mayacağKhr. Bunun önüne
geçmenintemelyoludamfl-
liflgive etki alanlanna her-
hangi bir suur koymamak-
tir. Bu alanlann sınırlannı
daraltmak orta ve uzun va-
deli dış politika stratejileri
ve hedefleri betirlemeyı ko-
laylaştırmaz, tam aksine
zoriaşanr. Türkiye'nin önü-
ne gelen fırsatlan, etldli
stratejik kozlan gereği gi-
bi değerlendirmesini im-
kânsız hale getirir."
Peğişim ve reform
Türkiye'de yıllardır de-
ğişım ve reformdan söz
edildiğinı kaydeden Dev-
let Bahçeli, değışimin ya da
dönüşümün önce bunu is-
teyenlerden başlaması, bu
kavramı sıkça telaffuz
edenlerin gerçekten değiş-
mesinin zorunlu olduğu-
nu söyledi.
Ekonomide ve siyaset-
te hatalann tekranlanma-
ması için zihniyetlerin de-
ğişmesi gerektiğini belir-
ten MHP Genel Başkan
Devlet Bahçeli şöyle ko-
nuştu: "Türkiye'de yıflar-
dır sorumhı mevkOerde bu-
lunanlann, ülkenin kade-
rini doğrudan ilgilendiren
kararlann altırıda im/ala-
n olanlann, istedikleri za-
man bunlan yok farz eden
söylemler geliştirmeleri,
maalasef sıkça karşüaştı-
ğunız davranış biçinıi ol-
maya dev am etmektedir."
Sorumluluk
Yeni siyasi oluşumlara
da değinen Bahçeli, Türk
siyasetinde tutarhlık ve so-
rumluluk kültürü olmadı-
ğı sürece ilen adımlann cı-
lız kalacağını \\irguladi.
MHP Iiden Devlet Bah-
çeli, "SKiltoplumörgütle-
rinin ve medyanm bu konu-
da sergileyecegi duyarhlık
etkiu ve sürekli ohnayınca
her dönemde sahte kurta-
ncılar, değişinı ha\arileri
veya mucize tüccarlan boy
gösterecek, siyasi kandır-
macanuı sonu gelnıey ecek-
tir. Tûrkiye. kendini hem ge-
reksiz bir profesyonelleş-
me saplanösından hem de
popüliznı bataklığına dfiş-
nıekten mutlaka korunıa-
hdır. Siyasi alanda olduğu
gibi ekonomik alanda da
yeni gelişmeleri ve araçla-
n bütün bovutlanyla iyi iz-
lemek ve ka\ramak zorun-
dadu-" diye konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Zekeriya Beyaz, son yılla-
rın gündemdeki ısimlerinden.
Önce 199O'lı yıllann ortasında
uzun tartışmalı TV programla-
rıyla ortaya çıktı. Aşın milliyet-
çı, şoven fikirieri savunuyordu.
Demokrasi, insan hakları, öz-
gürlükler konusunda katı ve
baskıcı eğilimleri destekliyor-
du. Daha sonra MHP genel
başkan adayı olarak arzı endam
etti.
Zekeriya Beyaz o yıllarda do-
çent kimliğiyle konuşuyordu.
Hangi konunun doçentıydi an-
lamak mümkün değildi. Çün-
kü uzman olduğu (!) konu, öz-
güriük karşıtlığıydı. Sonradan
öğrendim ki Zekeriya Beyaz
vaizmiş. Vaizlikten profesörlü-
ğe yükselirken nasıl bir yol iz-
ledi, doğrusu merak ediyorum.
Öğrenmeye çalışacağım.
Onunla 199O'lı yıllarda sert tar-
tışmalaryaptığımızı anımsıyo-
rum.
Sonra 28 Şubat sürecı baş-
ladı. Zekeriya Beyaz yeni bir
kimlikle karşımıza çıktı. Artık
"irtica" ile mücadelenın onem-
li aktörlerinden birisiydi. BırTV
programında yanıma oturdu.
Vaiz Beyaz'dan Entelektüel Beyaz'a
Havası değişmişti, laıklik yan-
lılanyla aynı dogrultuda konuş-
malaryapıyordu. Daha doğru-
su, Islamiyeti reformcu bir dil-
le yorumluyordu..
• • •
28 Şubat, Zekeriya Beyaz'a
yaradı. Bu arada profesörlüğe
yükseldi. Sonra da Marmara
Üniversitesi llahiyat Fakültesi
Dekanlığı'na. Onun dekanlığa
atanmasıyla llahiyat Fakülte-
si'nde olaylartırmandı. Çatış-
malar, tartışmalar birbirini izle-
di. Birgün onu yaraladılar. Ünü
daha da arttı. Artık dinle laikli-
ğı bağdaşt/ran bilim adamı kim-
liğiyle tanınıyordu.
Zekeriya Beyaz'ın, dincı-ırk-
çı bir geçmişesahıp olduğunu
Islamcılar ortaya çıkardılar. Hat-
ta bir dönemde Gaziantep'te
vaizlik yaparken 19 Mayıs'ta
kız öğrencilerin çıplak kıyafet-
lerine radikal sözlerle saldınn-
ca gözaltına alınıp yargılandı-
ğı iddia edildi. Böyle bir iddı-
ada bulunan Islamcı bir gaze-
teye şunları söyledi: "Ben ko-
münistlerle, hainlerfe müca-
dele ettim. Hâlâ da ediyorum.
Bırakın da bunu Cumhuriyet
gazetesi sorsun."
Zekenya Beyaz 1966'da tu-
tuklanmasına neden olduğu
söylenen olayı da bir Islamcı ga-
zeteye aktanrken şöyle konuş-
tu: "O devirde kanımla canım-
la komünistlerle mücadele et-
mişim. Şimdi bunlar, o köpoğ-
luköpeklero mücadelenın ser-
vetine kondular. Şimdi kalk-
mış benden hesap soruyorlar.
Komünistlere sataşıyoruz, ha-
inlere sataşıyoruz. Komünist-
lere, hainlere karşı vaazediyo-
ruz. O vaazı hangi maddeye so-
karız diye düşünmüşler, bu
maddeye sokmuşlar."
• * •
Zekeriya Beyaz türban geri-
liminın artmasıyla önemli bir
din âlimı durumuna geldi. Bu
arada Ankara'da Sheraton Ote-
li'nde "Mooncular" diye anı-
lan birtarikatın toplantısına ka-
tıldığı soylendi. Tam bu tartış-
malar surerken ve Beyaz, öf-
kesi burnunda kavga ederken
başka bir skandal patlak ver-
di. Anlı şanlı, dinli imanlı hoca-
mız, meğerse şeytana uymuş
ve "pomo /?/m"tezgâhınadüş-
müştü.
Zekeriya Hocamız, oteldekı
odasına girmış, TV'de adının
yazılı olduğunu görmüş. Uzak-
tan kumandanın orasına bu-
rasına basarken karşısınatop-
lu seks filmi çıkmış. Ne yapsın,
soruna bir entelektüel olarak
yaklaşmış. Başlamış, namus-
suzların neleryaptığını seyret-
meye. Seyrettikçe olayın va-
hametinin farkına varmış. O
kadar ciddi bir incelemeye gı-
rişmiş ki saatlerin geçtiğıni bı-
le fark etmemiş.
Üstelik Mooncular bir oyun
dahayapmışlarhocamıza. pa-
rayı onun ödeyeceği bir sis-
tem ayarlamışlar. Hocamızın
söylediğıne göre, bu oyunun
içinde Ayseli Göksoy da var-
mış. Ayseli Göksoy, iddiaya
göre Zekeriya Beyaz'ın fatu-
rasını alıp gazetelere dağıtmış.
Ayseli Göksoy ise olayı farklı an-
latıyor. Göksoy'a göre; Beyaz
40 milyonluk porno filrn fatu-
rasını görünce sınirlenmiş ve
bunu Moonculara ödetmek ıçın
ortalığı karıştırmış. Bu kavga
sırasında Beyaz'ın porno film
seyrettiğı ortaya çıkmış. Be-
yaz'a göre bu faturayı kendisi
ödemiş, Göksoy'a gore ise Mo-
oncular.
•••
Bu tartışma sırasında beni
en çok Zekeriya Hoca'nın "por-
no" sorununayaklaşımıetkile-
di. Tam bir aydın (!) tavrıydı
onunki. Bakın neler söyledi:
"Bu filmlerin dakikası kaç pa-
raysa... 4 milyon mu, 5 milyon
liramı?Banaöylegeliyorki, 10-
15 dakika falan seyrettim. En-
telektüel insan olarak porno
filmi degöreceğim. Bırakırmı-
yım, seyrederim. Bunu da ta-
nımam lazım. Toplumda ne
olup bitiyor. Olurmu öyle şey."
Zekeriya Beyaz, bu ülkenin
profesörlerinden, fakülte de-
kanlanndan birisi. Bir bilim ada-
mı yani. Onun entelektüel tu-
tumu tüm ülkemize örnek ol-
sun. Amin!
GLOBALPOLITÎKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
Darbenin Çatlağından
Bakınca
Venezüella'da darbe girişimi günlük olayların
sahte olağanlığında öyle bir çatlak açtı ki 48 saat
gibi kısa bırsürede birçok gerçek birden ortaya dö-
küldü. Bu gerçeklerin hiç olmazsa en önemlilerıni
saptamaya çalışmakta yarar olabilir.
1- Bush yönetimiyle ilgili..,
Bush yönetiminın. ABD dış politikasında bir de-
ğişiklik anlamına geldığıni, ABD liderliğini/hege-
monyasını koruyabılmek için açık şiddete daha
çok başvurmaya başladığını vurgulamıştık. Bush
yönetimi, "terorizme karşı saı^aş" bağlamında,
kendi ulkesinde vatandaşlık haklarının kısıtlanma-
sına, dış politikada da silahlanmaya, uluslararası
yasaların denetiminden kurtulmaya, sorunlu gör-
düğü bolgelere doğrudan asken müdahaleye da-
yalı bir çızgi benımsiyordu. Venezüella darbesı
ABD'nin bu yeni yaklaşımının askeri darbeler po-
litikasına geri dönmeyi de içerdiğıni gösterdi.
ABD'nin Chavez yönetimine olan düşmanlığı, dar-
beye doğru giden gunlerde Bush hükümetinın "il-
ginç" sessizliği. 7-9 Kasım'da VVashington'da ya-
pılan üst düzey güvenlik toplantısı, hemen herkes
darbeyi kınarken, ABD'nin darbecilere arka çıkma-
sı, süreçte ABD parmağının varlığını düşundürü-
yordu. Darbe girişiminin iflas etmesiyle biriıkte or-
taya dökülmeye başlayan bılgiler bu düşünceleri
doğruladı. ABD entelıjans çevreleriyle yakın Strat-
for, Venezüella ve VVashington'daki kendi "özelkay-
naklanna" dayanarak, darbede ABD parmağı ol-
duğunu, hatta darbe sırasında, CIA ve Venezüel-
la'nınen "aşınsağcıkesimlerinin"(Strarfor, 15/04)
(Stratfor bıle bunlan aşın sağcı buluyorsa...) ikinci
bir darbeyle iktidarı ele geçirip, Meclis'i kapatıp,
anayasayı askıya alıp kararnameyle yönetmeye
kalktıklarını, bunun da darbe blokunu çatlattığını
anlattı.
Arkasından. The New York Times Bush yöne-
tıminden üst duzey görevlilerin darbeden önce
darbecilerle görüştüğünü, yeşil ışık yaktığını bildir-
di (Christopher Marquis, 16/04). Darbeyi destek-
lemekteki hevesi, ABD'nin "demokratik olarak se-
çilmiş yönetimleri savunma konusundaki güveni-
lirtiğinı zedelemiştı". Yazar üst düzey bir hükümet
görevlisine, "Chavez seçilmiş bir devlet başkanı
olduğuna göre meşruluğunun kabul edlimesi ge-
rekmez mi" sorusuna "Meşruiyet yalnızca seç-
menin oyçokluğuyla gelen bir şey değildir" ceva-
bını almış. Şili darbesinden sonra da Henry Kis-
singer Bir ülkenin halkı komünizmi seçecek ka-
dar sorumsuzluk gösterdiyse biz buna seyirci mi
kalacağız" diyordu. Bush'un başgüvenlik başda-
nışmanı, Condaleeze Rice da Chavez için, "Uma-
rım, Venezüella halkının kendısine verdıği mesajı
anlamıştır"... "Yoksa Venezüella yönetilemezolur"
ifadeleri, bugünkü yönetimin Kissingerdöneminin
siyasi araçlarıyla hareket ettiğini gösteriyor: Bi-
zimle uyum halinde olmayan hükümetleri, bunlar
seçilmiş bile olsa değiştiririz.
2- Kavramlann inatçılığıyla ilgili...
Yeni dünya düzeni, "bilişim devrimi'', küreselleş-
me ve nihayet III. Yol tezleri, yaklaşık 15 yıldır bi-
ze "sınıf aynmlannın, dolayısıyla da bunlara da-
yalı politikalann" geride kaldığını anlatıyoriar. An-
cak şimdi ortada ilginç bir durum var: Hem bu
post-bilmem ne yaklaşımlarını benimseyenler ve
hem de en muhafazakâr kesimler, Wall Street Jo-
umal'dan Financial Times a kadar olayların ge-
lişmesinı, sınıf mücadelesi kavramlanyla açıkla-
maktan başka yol bulamadılar. "Sivil toplum", "de-
mokrasi" gibi sözde evrensel kavramlann gerçe-
ği gözler önüne serıldi: Bu kavramlan önlerine sı-
fat takmadan kullanmak olanaklı değildi! Stratfor
yazarları, Chavez yönetiminin Venezüella'da sınıf
çelişkilerini keskinleştirmesinden, ülkeyi kapitalist
demokrasinin sınırlannın ötesine götürmeye kalk-
masından yakınırken, Financial Times ve Wall
Street Journal, darbe sürecınde güçlerin dizil-
mesinı, dengelerin değişmesini, ancak sınıflarsa-
vaşımına, "işçi sınıfı bölgeleri", "orta ve üst sınıf-
lar", "işveren sınıflan" gibi kavramlara dayanarak
gerçekleştirebiliyordu. Postmodern bir sıvıl toplum
kavramını benimsemış birçok yazann da, darbe-
nin analizini yaparken, "zenginlehn ve orta sınıf-
ların sıvil toplumu "yla, "yoksullann, gecekondu-
ların sivil toplumu" arasında bir aynm yapmak zo-
runda kaldığını gördük.
3- Chavez'in seçenekleri üzerine...
Chavez'in ekonomik polıtıkaları, büyümeye, enf-
lasyonun düşmesine, ışsizlikte birazalmaya, bu ara-
da halkın büyük çoğunluğunun sağlık, eğitim ko-
şullarında bir lyileşmeye yol açmasına karşın Ve-
nezüella'yı bir iç savaşın eşiğine getirdi. Büyük
toprak sahipleri, devlet işletmelerinden nemalanan
bürokrasi, uluslararası sermayeyle bütünleşerek
daha çok zenginleşmeyi uman özel kapitalist sı-
nıfla bırleşerek bir blok oluşturdu ve ABD'nin po-
litik müdahalesini kolaylaştıracak bir platform sun-
du. Chavez'in verdiği sözleri tam olarak yerine ge-
tirememesi, bu blokun direnişinden dolayı yavaş-
latması, sulandırması, işçi sınıfında, gecekondu
yoksullannda bir düş kırıklığı yarattı (Ama yine de
bu sınıf ve tabakalar, en kritik anda tam bir sınıf ıç-
güdüsüyle Chavez'i desteklediler). Bu etkenler bir-
leşmeye başlayınca da darbe ortamı oluştu.
Bu noktada da "so/"un asla unutmaması gere-
ken bir gerçek gözler önüne serildi: Bugün karşı-
mızda, küreselleşme sürecine ve IMF programına
bağlı bir kapitalizm, ABD normlarına göre şekillen-
meye zorlanan bir kapitalist demokrasi, sınıf özel-
liklerı temelınde bölünmüş bir "sivil toplum" var.
Kapitalizmin sınırları içinde kalarak halk/n yaşam
koşullannı iyileştirebileceklerine inananlar bu güç-
leri kabul etmek, bu sınırlann ötesine geçilmesini
olanaklı görenler ise bu güçlerle hesaplaşmayı gö-
ze almak zorundadırlar. Chavez'e gelince, o bun-
dan sonra, ya programından daha çok taviz vere-
cek ve toplumsal tabanını yitirip bir aşamada dev-
rılecek. Ya da programına sadık kalarak tabanını
korumaya çalışacak, o zaman da ordu-oligarşi-ABD
blokunun yeni sabotaj, darbe girişimleriyle karşı kar-
şıya kalacak...
Muayene, Teşhis, Tedavi
TÜRK KALP VAKFI
19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul
Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35
Internet: http://www.tkv.org.tr
e-mail: gen.sekretervf tkv.org.tr
koordinatorfa tkv.org.tr