23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2002 ÇARŞAMBA HABERLER Miletvekiline tazmiiat davası • ZONGLXDAK(AA)- 'onguldak Milli Eğitim Kİüdürü Onur Kaya, yalan ve iftirada Hulunduğu* iddiasıyla AKP Bingöl Milletvekıli Mahfuz Gıiler hakkında 10 mifyar liralık tazminat cavası açtığını bıldirdi. Kaya, Millı Eğitım Bakanı Metin Eostancıoğlu hakkındaki Meclis soruşturrna önergesi üzerine TBMM kürsüsünden konuşan AKP Milletvekili Mahftız Güler'in, "Zonguldak Millı Eğitim Müdürlüğü"ne atanan Onur Kaya adh kışi, Öcalan ile Atatürk'ü eşdeğer gördüğiinü beyan etmiştir'* dediğıni ileri sürdü. 117kaçak yakalandı • VAN(AA)-Van'ın Erciş, Gürptnar ve Başkale ilçelerinde yurda kaçak yollarla giren 117 yabancı uyruklu yakalandı. Yetkililer, "pasaport kanununa muhalefet ve sınır ihlali" suçundan gözaltına alınan yabanctlann, yasal işlemlerin tamamlanmasından sonra sınır dışı edilecegini belirttiler. Tekerlekfi sandalye çetesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Büyükşehir Belediyesı ASKİ Genel Müdürlüğü'nden ihale alan şirket sahiplerine "tekerlekli sandalye" fotoğrafi göndererek baskı kuran çetenin, emekli orgeneral Kemal Yamak'ın yeğeni olan işadamı Bülent Berke'den 5 bin dolar haraç aldığı belirlendi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan çetenin lideri olduğu belirtilen Tuncay Sevindik'in ayn ca Istanbul ve Ankara'da 2 yaralama olayını azmettirdiği anlaşıldı. Sevindik'in ASKJ ihalesine giren Istanbullu işadamı Veysel Dursuna ait Karaköydeki bir işyerini, adamı olan Harun Bal'a kurşunlattığı da anlaşıldı. Internet düzenlemesi • ANKARA (AA) - DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı, internet alanına ilışkın düzenlemelerle ilgili kuşkulann ortadan kalkması için RTÜK Yasası'ndaki maddelere açıklık getirilmesi yönünde çaba harcayacağını bildirdı. înternet ile ilgili usul ve esaslann RTUK tarafindan belirlentnesi bir yana bunun düşünülemeyeceğini kaydeden Halıcı, "veri yayını" ile ilgili hükmün internetle uzaktan yakından hiçbir bağı bulunmadığını ifade etti. Tayin dayağı • ALADAĞ (AA)- Adana'nın Aladağ ilçesi Milli Eğitim Müdür Vekili Öcal Koreker. müdürlükte görevli şefin tayinini Pozantı'ya çıkardığı ve hakkında soruşturrna başlattığı gerekçesiyle, şefin kansı tarafindan sokak ortasmda dövüldü. Aladağ Cumhuriyet Savcılığı, müdür vekiÜni döven Muhteber Kır hakkında kamu davas: açtı. Idare mahkemesi karanyla yeniden Aladağ'daki görevine döndüğü bildirilen Mustafa Kır'ın ise Iınamoğlu ilçesine taym istediği öğrenildi. Devlet Bahçeli'ye göre, 'sürekli savunmaya dayalı dış politika olamaz' Milli çıkartemel öncelik Tüıidye'nin dış politikasını eleştiren Bahçeli, yeni oluşumlan "siyasi kandırmaca" olarak nitelendirdi. Şöhretier karması olmayacafc SHP'nin amblemi insan ve zeytin dalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Murat Karay-alçDi ve Fikri Sağlar ın nisan ayında kurmayı planladıklan "Sosyaİ Demokrat Halk Partisi T 'nin amblemi "insan ve zeytin dah" motiflerinden olu^acak. Karayalçın ve Sağlar" ın öncülüğünde "Sosyal Demokrat Halk Partisi'nin program ve rüzüğüne ilışkın çahşmalar sürüyor. Karayalçın, partinin amblemi olarak "insan ve zeytin dah motifini" kullanacaklannı belirterek "tki kavram yan yana. Hep hayvanlann amblem olarak kullanıldığı siyaset dünyasuıda insanın amblem olarak seçilmesinin kuruluş amacımıza da denk düşeceğini düşünüyoruz" dedı. Karayalçın, partinin bir "şöhreder kannasa'' olmasını düşünmediklerini söyledi. "Sosyal Demokrat Halk PartisTnin 26 Nısan'da resmen kurulması planlanıyor. DSP'li Halıcı en devamlı vekil SP'li vekiller Meclis'i astı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM'de son üç ayda gerçekleştirilen yoklama ve açık oylamalar dikkate alınarak yapılan hesaplamalara göre: yüzde 61.4 devam yüzdesiyle DSP'liler en devamlı milletvekılleri oldu. DSP Grup Başkanvekili Emrehan Habcı ise en devamlı milletvekili olarak belirlendi. En devamsızlar ise SP'liler. DSP Grup Başkanlığı, son 3 aylık devam raporunu açıkladı. Son üç ay içerisindeki 80 yoklama ve açık oylama dikkate alınarak yapılan hesaplamalara göre partilerin devam yüzdeleri şöyle: DSP: Yüzde 61.4, MHP: Yüzde 49.6, ANAP: Yüzde 28.6, DYP: Yüzde 5.7, AKP: Yüzde 5.4, SP: Yüzde 4.7. Tüm milletvekillerinin devam ortalaması yüzde 32.5 olurken; En devamlı 50 milletvekili sıralamasına ANAP'tan sadece Grup Başkanvekili Nihat Gökbuhıt ile Eskişehir Milletvekili Cengiz Aydoğan gırebildi. ANKARA (CumhuriyeC Bürosu)-MHP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardım- cısı Devlet Bahçeli, Türki- ye'nin yürüttüğü dış poli- tikayı eleştirdi. Devlet cid- diyeti ve milli çıkarlann korunmasınm dış politika- nın temel önceliği olduğu- nu kaydeden Bahçeli, "Yal- nızca hesap verme ve sa- vunma pozisyonuyla dış politika yapdâmaz" dedı Kulislerde, Bahçeli'nin bu eleştırisiyle Dışişleri Bakanı tsmaflCem ve Baş- bakan Yardımcısı Mesut Yıhnaz'ı hedef aldığı sav- landı. Bahçeli, yeni olu- şumlan "sryasi kandırma- • MHP lideri Bahçeli, Israil ile Filistin sorununun dünya dengelerini sarsacak nitelikte olduğunu belirterek banş zemininin oluşturulmasını istedi. ca" olarak nitelendirdi. MHP Genel Başkanı Dev- let Bahçeli, partisinin grup toplantısında, iç ve dış ge- lişmeleri değerlendirdi. İsrail-Füistin sonınu Israil-Filistin sorununun bölge ve dünya dengeleri- ni sarsacak nitelikte oldu- ğunu anlatan Bahçeli, ba- nş zemininin oJuşturulma- sı için uluslararası aktörle- re sorumluluk düştüğünü söyledi. AB'nin Israil-Fi- listın sorununun çözümün- de etkısiz ve yetersiz kal- dığını kaydeden Bahçeli, "AB, bugün Türkiye'niıı dengeleyki ve etkin rolün- den yoksundur. Yann da böyle bir yapıcı ortaktan yoksun kalıp kalnıayaca- ğının karannı da yine ken- disi verecektir" dedi. Dış politika konusunda ortak- DTP Genel Başkanhğı'na aday olmak için VVashington Büyükelçüiği müşteşarh- ğından istifa eden Mehmet An Bayar için Türk-Amerikan Dernekleri Asambie- si'nde bir resepsiyon düzenlendL (Fotoğraf: AA) Bayar'ın DTP'ye gelişiyle sağda harketlilik başladı Yenitransferlergündemde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mehmet Ali Bayarın DTP'nın genel başkanlığına adaylığıru açıklamasıyla merkez sağda başlayan hareketlilik sürüyor. Merkez sağm birleştiği adres ohna iddiasıyla geçtiğimiz aylarda ANAP'tan 7 milletvekili transfer eden DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in, DTP ile birleşme planı da boşa çıktı. DYP kurmaylan, DTP'nin yeniden canlandınlmasına yönelik girişimleri tepkiyle karşılarken "Kuru ağaç aşı tuünaz" değerlendirmesini yapıyor. DTP'nin ise, ilk etapta TBMM'de grup kurmak amacıyla eski Cumhurbaşkanı Süleyman DemireTe yakınhğ] ile bilinen ANAP ve DYP'li bazı milletvekillerini transfer etmeyi hedeflediği öğrenildi. Eski Cumhurbaşkanı Demirel'in danışmanlarından Mehmet Ali Bayar'ın DTP'ye genel başkan olacağının açıklanması Çiller'in merkez sağa ilişkin planlannın tutmadığını ortaya koydu. Çiller'in, merkez sağın toparlayıcı partısi ohnak amacıyla gerçekleştırdiği transferler ve desteğini alabilmek için Demirel ile sık sık görüşerek uygulamaya çalıştığı planı gerçekleşemedi. Demirel'in bir kişiye açık destek vermesini engellemek için yakmlaşma politikası uygulayan Çiiler, daha önce kendisiyle sık sık göriişmüş, sıcak mesajlar vermişti. Demirel'in eski danışmanını DTP'ye genel başkan olması yönünde teşvik ettiğini düşünen bazı DYP'li kurmaylar tepkilerini, "Kunı ağaç aşı tutmaz, ikinci Gökberk Ergenekon modeti" şeklinde dıle getiriyor. Bazı DYP'liler ise Demirel'in kendilerinden seçimlerden sonra TBMM'de grup kuracak kadar kontenjan alabilmek ve bu yöndeki pazariıkta elini güçlendirebilmek için bu girişimi desteklediğini savundu. Mehmet Ali Bayar'ın bu hafta sonunda ABD'den Istanbul'a geleceği, buradan memleketi Sakarya'ya geçeceği, bir süre sonra da Ankara'ya geleceği öğrenildi. lanru eleştiren Bahçeli, yal- nızca "kendieksikleriüze- rinde kaygılanmaya ve sü- rekli savunma halinde ol- maya dayalı bir dış politi- ka"" anlayışı olamayacağı- nı söyledi. Devlet ciddiyeti ve ulu- sal çıkarlann korunmasırun dış politikanın temel ön- celiklerinden biri olduğu- nu vurgulayan Bahçeli şu görüşleri dile getirdi: "Her- kesin anlaması gereken ilk husus, yalnızca hesap ver- me ve savunma pozisyon- lanyla dış politika yapıla- mayacağKhr. Bunun önüne geçmenintemelyoludamfl- liflgive etki alanlanna her- hangi bir suur koymamak- tir. Bu alanlann sınırlannı daraltmak orta ve uzun va- deli dış politika stratejileri ve hedefleri betirlemeyı ko- laylaştırmaz, tam aksine zoriaşanr. Türkiye'nin önü- ne gelen fırsatlan, etldli stratejik kozlan gereği gi- bi değerlendirmesini im- kânsız hale getirir." Peğişim ve reform Türkiye'de yıllardır de- ğişım ve reformdan söz edildiğinı kaydeden Dev- let Bahçeli, değışimin ya da dönüşümün önce bunu is- teyenlerden başlaması, bu kavramı sıkça telaffuz edenlerin gerçekten değiş- mesinin zorunlu olduğu- nu söyledi. Ekonomide ve siyaset- te hatalann tekranlanma- ması için zihniyetlerin de- ğişmesi gerektiğini belir- ten MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli şöyle ko- nuştu: "Türkiye'de yıflar- dır sorumhı mevkOerde bu- lunanlann, ülkenin kade- rini doğrudan ilgilendiren kararlann altırıda im/ala- n olanlann, istedikleri za- man bunlan yok farz eden söylemler geliştirmeleri, maalasef sıkça karşüaştı- ğunız davranış biçinıi ol- maya dev am etmektedir." Sorumluluk Yeni siyasi oluşumlara da değinen Bahçeli, Türk siyasetinde tutarhlık ve so- rumluluk kültürü olmadı- ğı sürece ilen adımlann cı- lız kalacağını \\irguladi. MHP Iiden Devlet Bah- çeli, "SKiltoplumörgütle- rinin ve medyanm bu konu- da sergileyecegi duyarhlık etkiu ve sürekli ohnayınca her dönemde sahte kurta- ncılar, değişinı ha\arileri veya mucize tüccarlan boy gösterecek, siyasi kandır- macanuı sonu gelnıey ecek- tir. Tûrkiye. kendini hem ge- reksiz bir profesyonelleş- me saplanösından hem de popüliznı bataklığına dfiş- nıekten mutlaka korunıa- hdır. Siyasi alanda olduğu gibi ekonomik alanda da yeni gelişmeleri ve araçla- n bütün bovutlanyla iyi iz- lemek ve ka\ramak zorun- dadu-" diye konuştu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Zekeriya Beyaz, son yılla- rın gündemdeki ısimlerinden. Önce 199O'lı yıllann ortasında uzun tartışmalı TV programla- rıyla ortaya çıktı. Aşın milliyet- çı, şoven fikirieri savunuyordu. Demokrasi, insan hakları, öz- gürlükler konusunda katı ve baskıcı eğilimleri destekliyor- du. Daha sonra MHP genel başkan adayı olarak arzı endam etti. Zekeriya Beyaz o yıllarda do- çent kimliğiyle konuşuyordu. Hangi konunun doçentıydi an- lamak mümkün değildi. Çün- kü uzman olduğu (!) konu, öz- güriük karşıtlığıydı. Sonradan öğrendim ki Zekeriya Beyaz vaizmiş. Vaizlikten profesörlü- ğe yükselirken nasıl bir yol iz- ledi, doğrusu merak ediyorum. Öğrenmeye çalışacağım. Onunla 199O'lı yıllarda sert tar- tışmalaryaptığımızı anımsıyo- rum. Sonra 28 Şubat sürecı baş- ladı. Zekeriya Beyaz yeni bir kimlikle karşımıza çıktı. Artık "irtica" ile mücadelenın onem- li aktörlerinden birisiydi. BırTV programında yanıma oturdu. Vaiz Beyaz'dan Entelektüel Beyaz'a Havası değişmişti, laıklik yan- lılanyla aynı dogrultuda konuş- malaryapıyordu. Daha doğru- su, Islamiyeti reformcu bir dil- le yorumluyordu.. • • • 28 Şubat, Zekeriya Beyaz'a yaradı. Bu arada profesörlüğe yükseldi. Sonra da Marmara Üniversitesi llahiyat Fakültesi Dekanlığı'na. Onun dekanlığa atanmasıyla llahiyat Fakülte- si'nde olaylartırmandı. Çatış- malar, tartışmalar birbirini izle- di. Birgün onu yaraladılar. Ünü daha da arttı. Artık dinle laikli- ğı bağdaşt/ran bilim adamı kim- liğiyle tanınıyordu. Zekeriya Beyaz'ın, dincı-ırk- çı bir geçmişesahıp olduğunu Islamcılar ortaya çıkardılar. Hat- ta bir dönemde Gaziantep'te vaizlik yaparken 19 Mayıs'ta kız öğrencilerin çıplak kıyafet- lerine radikal sözlerle saldınn- ca gözaltına alınıp yargılandı- ğı iddia edildi. Böyle bir iddı- ada bulunan Islamcı bir gaze- teye şunları söyledi: "Ben ko- münistlerle, hainlerfe müca- dele ettim. Hâlâ da ediyorum. Bırakın da bunu Cumhuriyet gazetesi sorsun." Zekenya Beyaz 1966'da tu- tuklanmasına neden olduğu söylenen olayı da bir Islamcı ga- zeteye aktanrken şöyle konuş- tu: "O devirde kanımla canım- la komünistlerle mücadele et- mişim. Şimdi bunlar, o köpoğ- luköpeklero mücadelenın ser- vetine kondular. Şimdi kalk- mış benden hesap soruyorlar. Komünistlere sataşıyoruz, ha- inlere sataşıyoruz. Komünist- lere, hainlere karşı vaazediyo- ruz. O vaazı hangi maddeye so- karız diye düşünmüşler, bu maddeye sokmuşlar." • * • Zekeriya Beyaz türban geri- liminın artmasıyla önemli bir din âlimı durumuna geldi. Bu arada Ankara'da Sheraton Ote- li'nde "Mooncular" diye anı- lan birtarikatın toplantısına ka- tıldığı soylendi. Tam bu tartış- malar surerken ve Beyaz, öf- kesi burnunda kavga ederken başka bir skandal patlak ver- di. Anlı şanlı, dinli imanlı hoca- mız, meğerse şeytana uymuş ve "pomo /?/m"tezgâhınadüş- müştü. Zekeriya Hocamız, oteldekı odasına girmış, TV'de adının yazılı olduğunu görmüş. Uzak- tan kumandanın orasına bu- rasına basarken karşısınatop- lu seks filmi çıkmış. Ne yapsın, soruna bir entelektüel olarak yaklaşmış. Başlamış, namus- suzların neleryaptığını seyret- meye. Seyrettikçe olayın va- hametinin farkına varmış. O kadar ciddi bir incelemeye gı- rişmiş ki saatlerin geçtiğıni bı- le fark etmemiş. Üstelik Mooncular bir oyun dahayapmışlarhocamıza. pa- rayı onun ödeyeceği bir sis- tem ayarlamışlar. Hocamızın söylediğıne göre, bu oyunun içinde Ayseli Göksoy da var- mış. Ayseli Göksoy, iddiaya göre Zekeriya Beyaz'ın fatu- rasını alıp gazetelere dağıtmış. Ayseli Göksoy ise olayı farklı an- latıyor. Göksoy'a göre; Beyaz 40 milyonluk porno filrn fatu- rasını görünce sınirlenmiş ve bunu Moonculara ödetmek ıçın ortalığı karıştırmış. Bu kavga sırasında Beyaz'ın porno film seyrettiğı ortaya çıkmış. Be- yaz'a göre bu faturayı kendisi ödemiş, Göksoy'a gore ise Mo- oncular. ••• Bu tartışma sırasında beni en çok Zekeriya Hoca'nın "por- no" sorununayaklaşımıetkile- di. Tam bir aydın (!) tavrıydı onunki. Bakın neler söyledi: "Bu filmlerin dakikası kaç pa- raysa... 4 milyon mu, 5 milyon liramı?Banaöylegeliyorki, 10- 15 dakika falan seyrettim. En- telektüel insan olarak porno filmi degöreceğim. Bırakırmı- yım, seyrederim. Bunu da ta- nımam lazım. Toplumda ne olup bitiyor. Olurmu öyle şey." Zekeriya Beyaz, bu ülkenin profesörlerinden, fakülte de- kanlanndan birisi. Bir bilim ada- mı yani. Onun entelektüel tu- tumu tüm ülkemize örnek ol- sun. Amin! GLOBALPOLITÎKÜLTÜR ERGIN YıLDıZOĞLU Darbenin Çatlağından Bakınca Venezüella'da darbe girişimi günlük olayların sahte olağanlığında öyle bir çatlak açtı ki 48 saat gibi kısa bırsürede birçok gerçek birden ortaya dö- küldü. Bu gerçeklerin hiç olmazsa en önemlilerıni saptamaya çalışmakta yarar olabilir. 1- Bush yönetimiyle ilgili.., Bush yönetiminın. ABD dış politikasında bir de- ğişiklik anlamına geldığıni, ABD liderliğini/hege- monyasını koruyabılmek için açık şiddete daha çok başvurmaya başladığını vurgulamıştık. Bush yönetimi, "terorizme karşı saı^aş" bağlamında, kendi ulkesinde vatandaşlık haklarının kısıtlanma- sına, dış politikada da silahlanmaya, uluslararası yasaların denetiminden kurtulmaya, sorunlu gör- düğü bolgelere doğrudan asken müdahaleye da- yalı bir çızgi benımsiyordu. Venezüella darbesı ABD'nin bu yeni yaklaşımının askeri darbeler po- litikasına geri dönmeyi de içerdiğıni gösterdi. ABD'nin Chavez yönetimine olan düşmanlığı, dar- beye doğru giden gunlerde Bush hükümetinın "il- ginç" sessizliği. 7-9 Kasım'da VVashington'da ya- pılan üst düzey güvenlik toplantısı, hemen herkes darbeyi kınarken, ABD'nin darbecilere arka çıkma- sı, süreçte ABD parmağının varlığını düşundürü- yordu. Darbe girişiminin iflas etmesiyle biriıkte or- taya dökülmeye başlayan bılgiler bu düşünceleri doğruladı. ABD entelıjans çevreleriyle yakın Strat- for, Venezüella ve VVashington'daki kendi "özelkay- naklanna" dayanarak, darbede ABD parmağı ol- duğunu, hatta darbe sırasında, CIA ve Venezüel- la'nınen "aşınsağcıkesimlerinin"(Strarfor, 15/04) (Stratfor bıle bunlan aşın sağcı buluyorsa...) ikinci bir darbeyle iktidarı ele geçirip, Meclis'i kapatıp, anayasayı askıya alıp kararnameyle yönetmeye kalktıklarını, bunun da darbe blokunu çatlattığını anlattı. Arkasından. The New York Times Bush yöne- tıminden üst duzey görevlilerin darbeden önce darbecilerle görüştüğünü, yeşil ışık yaktığını bildir- di (Christopher Marquis, 16/04). Darbeyi destek- lemekteki hevesi, ABD'nin "demokratik olarak se- çilmiş yönetimleri savunma konusundaki güveni- lirtiğinı zedelemiştı". Yazar üst düzey bir hükümet görevlisine, "Chavez seçilmiş bir devlet başkanı olduğuna göre meşruluğunun kabul edlimesi ge- rekmez mi" sorusuna "Meşruiyet yalnızca seç- menin oyçokluğuyla gelen bir şey değildir" ceva- bını almış. Şili darbesinden sonra da Henry Kis- singer Bir ülkenin halkı komünizmi seçecek ka- dar sorumsuzluk gösterdiyse biz buna seyirci mi kalacağız" diyordu. Bush'un başgüvenlik başda- nışmanı, Condaleeze Rice da Chavez için, "Uma- rım, Venezüella halkının kendısine verdıği mesajı anlamıştır"... "Yoksa Venezüella yönetilemezolur" ifadeleri, bugünkü yönetimin Kissingerdöneminin siyasi araçlarıyla hareket ettiğini gösteriyor: Bi- zimle uyum halinde olmayan hükümetleri, bunlar seçilmiş bile olsa değiştiririz. 2- Kavramlann inatçılığıyla ilgili... Yeni dünya düzeni, "bilişim devrimi'', küreselleş- me ve nihayet III. Yol tezleri, yaklaşık 15 yıldır bi- ze "sınıf aynmlannın, dolayısıyla da bunlara da- yalı politikalann" geride kaldığını anlatıyoriar. An- cak şimdi ortada ilginç bir durum var: Hem bu post-bilmem ne yaklaşımlarını benimseyenler ve hem de en muhafazakâr kesimler, Wall Street Jo- umal'dan Financial Times a kadar olayların ge- lişmesinı, sınıf mücadelesi kavramlanyla açıkla- maktan başka yol bulamadılar. "Sivil toplum", "de- mokrasi" gibi sözde evrensel kavramlann gerçe- ği gözler önüne serıldi: Bu kavramlan önlerine sı- fat takmadan kullanmak olanaklı değildi! Stratfor yazarları, Chavez yönetiminin Venezüella'da sınıf çelişkilerini keskinleştirmesinden, ülkeyi kapitalist demokrasinin sınırlannın ötesine götürmeye kalk- masından yakınırken, Financial Times ve Wall Street Journal, darbe sürecınde güçlerin dizil- mesinı, dengelerin değişmesini, ancak sınıflarsa- vaşımına, "işçi sınıfı bölgeleri", "orta ve üst sınıf- lar", "işveren sınıflan" gibi kavramlara dayanarak gerçekleştirebiliyordu. Postmodern bir sıvıl toplum kavramını benimsemış birçok yazann da, darbe- nin analizini yaparken, "zenginlehn ve orta sınıf- ların sıvil toplumu "yla, "yoksullann, gecekondu- ların sivil toplumu" arasında bir aynm yapmak zo- runda kaldığını gördük. 3- Chavez'in seçenekleri üzerine... Chavez'in ekonomik polıtıkaları, büyümeye, enf- lasyonun düşmesine, ışsizlikte birazalmaya, bu ara- da halkın büyük çoğunluğunun sağlık, eğitim ko- şullarında bir lyileşmeye yol açmasına karşın Ve- nezüella'yı bir iç savaşın eşiğine getirdi. Büyük toprak sahipleri, devlet işletmelerinden nemalanan bürokrasi, uluslararası sermayeyle bütünleşerek daha çok zenginleşmeyi uman özel kapitalist sı- nıfla bırleşerek bir blok oluşturdu ve ABD'nin po- litik müdahalesini kolaylaştıracak bir platform sun- du. Chavez'in verdiği sözleri tam olarak yerine ge- tirememesi, bu blokun direnişinden dolayı yavaş- latması, sulandırması, işçi sınıfında, gecekondu yoksullannda bir düş kırıklığı yarattı (Ama yine de bu sınıf ve tabakalar, en kritik anda tam bir sınıf ıç- güdüsüyle Chavez'i desteklediler). Bu etkenler bir- leşmeye başlayınca da darbe ortamı oluştu. Bu noktada da "so/"un asla unutmaması gere- ken bir gerçek gözler önüne serildi: Bugün karşı- mızda, küreselleşme sürecine ve IMF programına bağlı bir kapitalizm, ABD normlarına göre şekillen- meye zorlanan bir kapitalist demokrasi, sınıf özel- liklerı temelınde bölünmüş bir "sivil toplum" var. Kapitalizmin sınırları içinde kalarak halk/n yaşam koşullannı iyileştirebileceklerine inananlar bu güç- leri kabul etmek, bu sınırlann ötesine geçilmesini olanaklı görenler ise bu güçlerle hesaplaşmayı gö- ze almak zorundadırlar. Chavez'e gelince, o bun- dan sonra, ya programından daha çok taviz vere- cek ve toplumsal tabanını yitirip bir aşamada dev- rılecek. Ya da programına sadık kalarak tabanını korumaya çalışacak, o zaman da ordu-oligarşi-ABD blokunun yeni sabotaj, darbe girişimleriyle karşı kar- şıya kalacak... Muayene, Teşhis, Tedavi TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35 Internet: http://www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekretervf tkv.org.tr koordinatorfa tkv.org.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear