23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16NİSAN2002SA OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gonis@cumhurryet.com.tr EVET?/HAYIR OKTAY AKBAL Haykuş Konmuş Tonguç Baba...' "Buyaz Ortaklan gezdim I Gezmez ola görme- seydim l Dökülmüş gülüm nergisim I Yeller es- miş Tonguç 3aba. Hani benim çiftliklerim / Işliklehm, dersliklerim I Sızladı yüreklerirn I Baykuş konmuş Tonguç Baba." Bir Köy Enstitülü, Nebi Dadaloğlu'ndan yeni bir şiir, bir ağıt. Her 17 Nisan öncesinde Dadaloğ- lu'ndan birşiir alınm. BirbiranarEnstitüleri. Hep- si yıkjlmış, yok edilmiş! Ogüzel, aydın, güvenli köy çocuklannın yetiştiği yerler, yuvalar... Yarın, yine bir 17 Nisan... Yurdun dört bir ya- n/ndatoplantr(aryapılacak. Yaşlanmış, ama ihti- yarlamamış, rıep genç kalmış, o kırklı y/lların ço- cuklan orda burda bir araya gelecekler; konuş- malar, şarkılar, Ziraat Marşı söylenecek... Birbüyükdevrirndi, biratılımdı... Geleceğin uy- gar, çağdaş Turkiyesi'nin kurulması, yaratılması yolunda ileri bir adımdı... Saffet Arıkan, Hasan Ali Yücel ve Ismail Hakkı Tonguç, en başta da Ismet Inönü... Çok zordu, köy çocuklarına öğ- retim vermeye kalkışmak, Türk halkının en önem- li bir kesiminin en iyi bir yöntemle yetiştirilmesini sağlamakL En başta ağalar, beylerkarşıydılTür- lü korkular içinde olanlar vardı... Daha yasanın Mec- lis'teki ilk görüşmelerinde bile bu girişimi tehlike- li bulanlar az değildi... 1939'da dünya savaşının patlak verdiği günler- de geçen şu konuşma çok anlamlıdır... Inönü, Yü- cel'e "Yeni silahlar, okumuş er istiyor. Biz aslın- da köylü çocuk/annı başka nedenlerte okutmalı- yızya... Bu nedenle de iyibireğitim gerekli. Eğit- men projesi iyi sonuç verdi. Ivedi yeni bir proje hazırlayalım." Bir ay sonra sorar: "Ne oldu o pro- je", "Savaş çıktt Paşarn!", Inönü'nün yanıtında ke- sinlik vardır, köy çocuklan karanlıktan kurtulma- lı, gerekli öğretimden geçmelidir: "Ne demeksa- vaş çıktı? Bir kere biz savaşta değiliz, girmedik. Girsek bile bu projeyi gerçekleştireceğiz." Şu günlerde Köy Enstitüleri konusunda yeni ki- taplaryayımlandı. Zaten Köy Enstitüleriyle ilgili ya- pıtlar artık kitaplıklara sığmıyor, odalar dolusu... Incelemeler, anılar!.. En yenisi de Yalçın Kaya'nın iki ciltlik belgesel yapıtı: "Antigone'den Mızraklı llmihale"... Bu kitapta Enstitü olayı, başından so- nuna dek büyük bir ağırbaşlılıkla ele alınmış, tür- lü yönlerden incelenmiştir. Önsözde Kemal Ka- ya, "Nice Köy Enstitüleri" sorusuna şu yanıtı ve- riyor: "Değişen dünyada modern dünyanın koşulla- nnda Köy Enstitüleri gibi bir anıtı anmak neden" sorusuna en güzel, en gerçek yanıtı Sevgili Uğur Mumcu'nun verdiğini yazıyor: "Kuvayı Milliye ile birlikte iki büyük halk hare- ketinden biri haline gelen Köy Enstitülerinisavun- mak özgür ve demokrat bir yaşam arayışında olanlann namus borcudur." Bu ödenek yalnız biz kültür yuvası çıkışlılarca değil, aydınlık bir Türkiye'nin yaratılmasının özle- mini duyan her gerçek aydına düşer!.. "Köy Enstitülerinden günümüzde de yararla- nabiliriz. Onlar, Türkiye'ningeçmişindeki, bugü- nü de aydınlatan, sönmeyecek ışıklar. Işıktan, ışıktanyüzümüzü çevirerek değil, aydınlattığıyö- ne bakarak yararfanabiliriz." Yazdık, konuştuk, anlattık. Imam okullan ardı ar- dına açılır, Türk çocuklan geriliğin akıntısına itilir- ken tek çıkar yolun Köy Enstitülerine yeni yaşam verilmesini tek çare gördük... Bir iktidar, halktan, çağdaşlıktan yana bir iktidann işbaşına gelmesi- ni boş umutlarla bekledik. Olmadı, olmadı! Kültür savaşçıları yorgun mu düştü? Hayır, bu ikinci Kuvayı Milliye eylemi olanca güncelligi, de- ğeri, etkinliğiyle yaşıyor, yaşatılıyor. Sevgili dostum Başaran'ın dizeleriyle anmak is- tiyorum ikibinli yılların içinde de yasatılacak, er- geç bir gün canlandırılacak bu eşsiz özlemimizi: "Çamlıbelde bir gül açsa I Uykulan kaçar Bo- lu beyinin I Çünkü kırmızıdırgül/ Toprağın ve hal- kın uyanışına benzer. I Bir değil bin gül açıyordu Anadolu'da I Ekmeği ikiye bölsen I Aydınlık se- siduyuluyordu halkın /Köyleri tutmuştu aşkın ve terin hüneheri I Bir oldular Bolu beyleri I Kapat- tılar Enstitüleri". ENGLISH CENTRE L a n g u a g e S c h o o I Genei İngilizce Programlan ve Kuruluşlar İçin Özei Programlar İş İngilizcesi TOER.-IELT5-KPOS Sınavfanna HazırUk Programları :lara Ozel Programlar Bfre-bir \ngilizce Eğitimferi Hanımlarma Özel Hafta İçi Gündüz İngilizce Programlan Öğrencilerimize Ücretsiz Akthriteler tomott tavsûfe e2itüfoi oâmanın artutatfâa... B A Ş A R I N I Z I zİRVEyc TAŞIMAYA İ1AZIRIZ... YA siz?... Rum.ll c*d. No 92 M220 0*m»nb»y btanbul T«l: (0212) 225 »172 -247 M W -241 10M •- «ngtishe«ntraC$sup«oniin«.GOfn Yalansız Dolansız Bir Yaşamöyküsü... Mahmut YAĞMLR K öylüyüm. Yaşamı- mjn kış döneminde- yım. Çocukluğum, zor koşullar altında geçti. Boğaz toklu- ğuna. el kapılannda süründüm. Uç- suz bucaksız bir bozkırda. davar ve sığır güttüm. Körpe gö\ demi, sa- n sıcaklar. sert ayazlar kemirdi. Karnımı. kurtlu ve kokmuş sular şişirdi. Ilkokulu yalınayak, yan çıplak. kitapsız. deftersiz. kalem- siz.. bitirdim. KöyEnstitüsü'nde. kara juzgun değiştiriklL Tenselve tinsel acılanm dindirildi. Beynim ve yüreğim, ohımJu bilimle beslendi. Düimin, eUerimin kaba yönJeri törpülendL Bilincim, istencim. özgüvenim. di- rencim bilendi. \etilerim birer bi- rer de\inime geçirildi. kişiliğim. özgün ve kılgın (pratik) bir eğitinı dizgesinin örsünde dövülerek bi- çimlendiriJdi. KısacasL yanlışlan- mı dözehecek, irdelemediğim dii- şünceleri benimsemejecek. kiriiçı- karlann ru/ağına düşmeyecek, ile- rici adtımlara omuz verecek, ay- dınlık eünlere yol döşoecek, öznel ve nesnel değerier üretecek, kendi- mi sürekü \enile\ecek olgunluğa eriştiriküm. Sonra, haritada adı ol- majan bir köye atandım. Atandıgıın köyde. yüreğimi bur- kan. be>iıimi zonklatan şu görü- nümle karşılaştım. Köy. ören yeri gibiydi. Köylü. sağır vedilsizdi. Or- talık çırçıplaktı. Damlara, yoksul- luğun ve bilisizliğin kara bayrak- lan dikilmişti. Köyü kuşatan bağ- nazlar. tepeden tırnağa pusathydı. Kjlıçlan kılağılı, kargılan ağılı. tü- fekieri çakmakJıydı. Fişekliklenn- de, dumdum kurşunu diziliydi. Alınlanna, Arap yazısıyla "Mü- cahit(!)" sözcüğü yazılmıştı. Okulun önündeki sekiye otur- dum. Ellerimi, çeneme dayadım. Kılı kırk yararak durum değerlen- dirmesi yaptım. Şu sonuca ulaştım: Önümde iki seçenek vardı. Ya kaç- mak, ya savaşmak! İkinci seçene- ği yeğledim. Öfkeyle ayağa fırla- dım. Adlan. olumlu bilim, insan sevgisi. ak tebeşir. karakalem. ki- tap.. Olan pusatlanmı kuşandun. Boş- lukta yankılanan bir çığlık attım. AJıcı kuş gibi köye saldırdırn. Çöp- lüklerde oynayan, burnu sümükJü, gözü çapaklı. yüzü çıbanlı. başı yavşaklı, şiş kannlı, çöp bacaklı.. çocukJan yakalayıp okula aşıdım. Devrimci sevecenliğiyle, sümük- lerini sildim, ırin bağlamış yarala- nna em (ilaç) sûrdüm. kanlanru emen yavşaklan ayıkJadım. Hep- sini, okur-yazar yaptım. BeyinJe- rini ve yüreklerini, Atatürk sevgi- siyle donattım. Okula, çıplak ve taş gibi sert bir- kaç dönüm toprak aynlmıştı. Del- gi (matkap) işlemeyecek bu topra- ğı, "ömekbahçe" yapmak yasal gö- revimdi. Görevimi yerine getirmek için kazmaya ve kürege sanldım. Damarlan kurumuş olan toprağı alrüst ettim. Alfüst ettiğim topra- |a, mcyve fidanlan diktim; sebze tohumlan ektim. Deyirgi süremi (hasat mevsimi) gelince, sepetler dolusu ürün devşirdim. Devşirdi- ğim ürünleri. öğrencilerimle üleş- tim. Onlara. emeğin en yüce bir değer olduğunu öğrettim. £1 ele vererek üretmenin, üretilenleri kar- deşçe bölüşmenin mutluluğunu tat- tırdım. Köyde çığır açan bu şöle- ni her yıl düzenledim. Yineliyorum: Hiçbir yalvacm, devrimcinin, aydının uğramadığı köye. kurtancı olarakgönderilmış- tim. Işim zordu. Yapayalnızdım. Çe%Tem, sinsi. kurnaz, azıh bagnaz- larca sanlmıştı. Atacağım çığlığı duyacak. yardımıma koşacak kim- sem yoktu. Öncelikli görevim. uyu- şuk ve yazgıcı köylüleri uyandır- mak. ören yerine dönmüş köyü ba- yındırlaştırmak, ot bitmeyen boz- kın canlandırmak için çalışmaktı. Köy Enstitüsü'nde öğretmişlerdi; Devrimciler yanmazsa, karanJık aydıniığa dönüşmezdi. Her köyün gömütlüğüne bir eğitimci gömül- mezse, bilisizliğin defteri düriiJ- mezdi. Köylü. kentli gönence ka- vuşamazdı. Bu gerçekleri anunsayınca, ki- şisel kaygılanmı unuttum. Usu- mun ışıldağını köye çevirdim. Yok- sul ve arkasız köylülere, beynimin, yüreğimin, evimin kapılannı aç- tım. Sevgimi, bilgimi, becerileri- mi sundum. Uzun sözün kısası. saynlara em (ilaç), susuzlara su, ışıksızlara ışık, üşüyenlere ateş. ekmeksizlere ekmek bulmak için çırpındım. Acılarını, sevinçlerini paylaştım. Bozulan, kınlan araçla- nnı, gereçlerini onardım. Onlara. coşkuyla kılavuzluk, sağınlık (dok- torluk), savunmanlık (avukatlık). bahçıvanlık, ustalık yaptmı. Dur- madan çalışmayı tapınç (ibadet) saydını. Hak aramanın en güçlü pusadı olan kaleme dört elle sanl- dım. Yurt ve ulus sorunlannı dile getirenyazılaryazdım. Yazılanm, duygulan dağlanmış yöneticileri, gözbağcı siyasacıları tedirginetti. Din tecimenlerinın, tefecileria üfii- rükçülerin, büyücülerin. muskacı- ların, otçulann.. kirJi çıkarlannı engelledi. Mustafa Kemal Ata- türk'ün devrim ve ilkelerini savu- nanJarı vüreklendirdi. Selam olsun! Abartmıyorum. Döktüğüm ter- ler boşa gitmedi. Ektiğim düşün tohumlannjn epeycesi çimlendi ve kök saldı. Örneğin, bilisiz köylü- ler birer birerbilinçlendi. Köstebek yuvasına benzeyen evlerin kimisi- ne uygarlık ışığı girdi. Ot bitme- yen bozkır yer yer yeşerdi. Vurguluyorum: Bu yaşamöykü- sü. tüm Köy Enstitülülerin yaşa- möyküsüdür. Köy Enstitülüler, öz- gün. kılgın. devrimci bir eğitim dizgesinin örsünde dövülerek ye- tiştiler. Emeğin, bilünin. deneyin sıkgözenekli süzgecinden geçmiş bilgilervebecerileredindiler. Ka- ra toprağı oya gibi işlediler. Tür- Jciiler söyleyerek ektiler, diktıler. ürettiler. DüzenledikJeri üretim şö- lenlerinde. saz çaldılar. horan tep- tiler. halay çektiler. Yurtlannı, ulus- lannı. ulusal dillerini, Atatürk'ü, öğ- rencilerini yürekten sevdiler. Ad- lannı. Anadolu'nun bağnna alın teriyle yazdılar. Köy Enstitülerini özlemle anan- lara selam olsun! Ankara'nın Sanatla Şenlenen Öteki Yüzü... Haydar YILMAZ Çankaya Belediye Başkanı Ankara, bugüne kadar, ve talan edilmiş Anado- yerleşik ve kolay yaıgıla- nn birparçası olarak bü- rokrasinin, düzenin, bo- ğuculuğun ve griHğin temsil edildigi biryer ola- rak görüldü. Elbette, si- yasal temsil ve kuvvet mekanizmalan, yasama, yürütme ve yargı erkleri başkent oluşuyla beraber Ankara ile simgeleşti. Genç Cumhuriyetimi- zin kendisini küllerinden doğan anka gibi yıkılmış lu bozkınnda yeniden ya- ratmasında Ankara hep öncü oldu. Bugün, An- kara sadece siyasetın göl- gesine bakılarak değer- lendirilebilecek bir yer olmaktan çoktan çıktı. Ankara farklı renkleri ve dinamikleri ile siyasetin üzerine ruttugu şemsiye- yi çoktan araladı. Anka- ra'da yofun bir sanatsal ve kültürel etkinlikler di- zisi, kendisini hep du- yumsattı, duyumsatma- sını sürdürüyor. Artık geJenekselleşen ve kentin kültürel coğ- rafyastnı değiştiren An- kara Film Festivali ve ka- dın sinema yönetmenJe- rinin filmlerinin gösteri- mıne ayarlı Uçan Süpür- ge Film Festivali, Çan- kaya Belediyesi'nin et- kin katılun ve katkılany- la her yıl Ankaralılarla buluşuyor. Sinemanın sa- yısız yaşantılarla bezeli. EMGLISH CENTRE ı L i n g u a g e S c fı o o I zenginliklere ayarlı ve uyaklı dünyası bu festi- vallerle Ankaralılara "merhaba" diyor... Aynca, Çankaya'daki sinema sahipJerinin yar- dımıyla geçen günlerde "Açık Pferdeler" adı al- tında sürdürdüğümüz sa- natsal etkinlik ile Anka- ralılann vizyondaki fîlm- leri sabah seanslannda ücretsiz izlemelerini sağ- ladık. Bugüne değin gö- rülrnemiş yoğun bir ilgi ile karşılanan "AçıkPfer- deler" yakuıda tiyatro ve bale ile devam edecek. Şimdi Sinema Sah adı altında her hafta sanatsal kriterleri itibanyla sesge- tirmiş filmleri Çankaya Belediyesi Çağdaş Sa- natlar Merkezi 'nde gös- terime sokuyoruz. Tek Kişilik Oyunlar Festivali, sahasında bir ilk olarak Ankara'da bü- yük bir ilgiyle karşılan- dı. Şimdi Dünya Tiyat- rolar Günü ile başlayan yeni Tek Kişilik Oyun- lar Festivalimiz, yine emeklerini, sanatın ger- gefıyle dokuyan tiyatro- nun yoruhnaz ve sahne kokusunu sonsuz bir öz- lemJe içlerinde duyum- sayan oyunculannı ko- nuk edecektir. Ankaralı- lar Turgut Uyar'ın Tı- yatrolar Id en scvdiğim boşluklanmdır" mtsra- sındaki gibi tiyatroya, ta antik çağdan bugüne ya- şama gücü ve cesaretini olanca ihtişamıyla gös- termekten çekinmeden yönelmekte ve tiyatroyu "sevdikleri boşluklan" haline getirmektedirier. Edebiyatçılar Derneği ile birlikte yürüttügumüz etkinlikler, Nâ2am Hik- met'in 100. dogum yıldö- nümüne yaraşır etkinlik- lerimız, Ankara'yı sana- tın renkli ve uyumlu dün- yası ile canlı, heyecanlı bir vizyonla bütünJeştir- di. Keza çocuklanmızın eğitimin yoğun ve yoru- cu gündemiyle yoğrulan minicik bedenlerini ve kocaman zihinlerini din- dirmek, dinlendirmek için ara tatilde 15 gün bo- yunca "Sömestr Çocuk Chıuılan Buiuşmasj" dü- zenledik. Ankara artık sadece grilik degil! Yerleşik si- yasetin sönük ve soluk, aynı zamanda kanıksa- nan bildik temalannın durmaksızın tekrar edil- digi birbaşkent değil. An- kara'nın öteki yüzü, onun üniversiteler kenti lcim- liğiyle de örtüşen kıpır kıpır, insani varoluş çiz- gisiyle ortak izler düşür- mektedır. Edebiyat, sat- ranç, piyano, gitar, dans, resim vb. pek çok etkin- ligi ücretsiz olarak sun- duğumuz son sanatsal projeksiyonumuzda vur- gumuz şöyleydi: "Sanat kann doyurmaz, akd do- yuruıf Aklı doygun olan- lann güvenJi ve aydınlık dünyası, yeniliklerin ve sanatla şenliklerin dün- yası ise eğer, Ankara ar- tık bu yola baş koymuş doygun akıllann da baş- kenti oknuş demektir! BRT Birleşik Rehberler Turizm KÜLTÜR GEZİLERİ NİSAN, MAYIS PROGR1\H 20-23[Nisan 20-23 Nisan II-i:\lavis MidasınCizemlilIkesi• FRİGVAl«ıstrononukgea) Sivrifcsar. fesinus. Afron. .Askntaş. üşak. Aızonai. KütahjB. Söğût. Hattnşaş. ,AflUS>a. Tokat (Gezgiııler Kulübi ife) Hamış^. .AkaİBjüt AIBBJÎ. Zilt, Nitsar. Fotat Merafon. Zeyrek'taı Evüp'e... Vaıikşıaan Vedihle'je... Gâfl«vdop|lçakile) Gazıaniep. Urfa. Nemnıl Sogmaıar. Şuaj-p Şehr. Hamn. Mardın. De\T-Ql Zafaran. Mıdyat. Hasankeyf. Malabadi. D:yarbakır.., [jak.Bir»ikıla Lidya hazinesinm öneral; bir bölümüniin sefgilend:|ı L'şak Mûzesı ve Osmanlı s:\il mımnsm:n en güzel ömeklerm 11 -14 Mayıs gğ Doğu Kanıkfliz, Çonıh \>disi ve Erzurnm. Trabzon. Uamgöl. Çaykara. Rce. Mnn, Çorulı Vadısi ve Erzmm. Erzurum. Kelkit Vadisi SKas. Kangal \t Dh rifj Eramım, Tercaa Kelkit Vadisi. Sivas. Kangal. Dıvnğı ve Kayseri. İnı Tahran. Khom. İstahan. Şıraz. Persepofa. Yezd. Kiman, Bam... Snrije, fnMıı Aınnıan. Petra. Waad-i Rum. Monte Nebo. Madaba. Jerasb, Bosa Şam. Palmıra, Lazkiye. ügant. Ebk, Halep. Sat Sıroeon. Gazianiep... Meşrııtivet Cıd. 19*5 Şiştane • fst. Tel: (212) 252 65 78 - 79-80 »mkıılnırgealf ri.com bilgir n kntargezikriMm 15-19 Mavıs 22-31 Mıvtt ,'lteHÖHjziniB PENCERE Yarın 17 Nisan!.. Orhan Bursah pazar günkü yazısında Türki ye'nin 20'nci yüzyılda neden yaya kaldığını irde lerken temelde bir sözcüğün altını çiziyor: Eğitim!.. • Cumhuriyetin ilanı: 1923!.. Öğretim Birliği Devrimi: 1924!.. Köy Enstitüleri: 1940!.. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bu suyun akışı nı tersine çevirip laik eğitimi baltaladılar, dinci eğ timi pompaladılar... Bursalı diyor ki: "Dünya eğitim tahhine Türkiye'nin çok özel bir katkısı olan Köy Enstitülerinin kapatılmasından bugüne (daha doğrusu 28 Şubat 1997'ye kadar) bir tarih çizgisi çekin!.. Bu çizgi üzerine eğitimin parçalanması, imam-hatip meslek liselerinin hız- la çoğalması, Kuran kurslannın bütün Türkiye'yisar- rnası, okuma yaşındaki çocuk ve gençlerin şeri- atçıların ve din tüccariarının eline düşmesiyle ilgi- li tarihi kayıtlan koyun..." Peki ne oluyor sonunda?.. "1950'de ekonomik ve kültürel olarak eşit dü- zeyde bulunduğumuz çoğu ülkeden 21'inci yüz- yıla girerken geri kalışımızı" Orhan Bursalı çok doğru ve haklı olarak öğretimdeki yoksunluğumu- za bağlıyor; öncelikle zorunlu eğitimin 5 yılda kal- ması ve dinsel içeriğe bağlanması, 20'nci yüzyıl- da yaya kalmamızın en önemli nedenlerinden bi- ridir. • Nasıl oluyor da 1924'te zorunlu eğitim 5 yıl iken tam 73 yıl bu sürede donduruluyor?.. Nasıl oluyor da Köy Enstitüleri gibi bir öğretim seferberliği baltalanıyor?.. Yanıt yine tek sözcük: Karşıdevrim! Ülkemizde çok partili rejim sözde demokrasiye açılımı sağlamak için benimsendi; ama, karşıdev- rim güçlerini iktidara taşıdı; toplumbilim ve tanh açı- sından anlaşılamayacak bir yanı yok bu işin... Batı'da demokrasi sanayileşmenin ürünü, düze- ni, rejimi olarak doğdu.... Türkiye'de -ve benzeri ülkelerde- tanma dayalı düzenin ilkel toplumsal güçleri partamentoya ağır- lığını koyduğu zaman olacak olanlar bellidir!... Ge- rici güçler Köy Enstrtülerinin icabına baktılar, üç çey- rek yüzyıl beş yıllık zorunlu öğretimi sürdürdüler, imam okullanna meslek öğretimi ötesinde ağırlık tanıya- rak temel eğitime dönüştürmek istediler... Sonre neoldu?.. 28 Şubat oldu. • 28 Şubat nedir?.. Beş yıllık zorunlu öğretimin 8 yıla çıkanlması 28 Şubat'ın özüdür... Kim yaptı bunu?.. Diyelim ki asker yaptı; eğer öyleyse sen yat kalk askere dua et!.. Siviller bu işi yapamadı diye ağla!.. Hiç duraksamadan ve gecikmeden zorunlu eği- timi 11 yıla çıkarmak için çalış!.. • Yann 17 Nisan!.. Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü Türkiye'nin 21'inci yüzyıl çağdaş öğretim seferberliği kapsa- mındadeğerlendirilmeli!.. 11 Eylül sonrasının dün- yasında devrim tarihimizin anlamı büsbütün orta- ya çıktı!.. 28 Şubat ile 17 Nisan bir takvimin iki yaprağıdır. T.C. ISTANBLl L'NÎVîRSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ AYDINLANMA KONFERANSLARI No: 15 Konu Köy EnstitüJeri Program 1. Açış Konuşması - Prof. Dr. Kemal ALEMDAROÖLU 2. Uğur MUMCU'nun Köy Enstitüleri hakkında yapmış olduğu bir konuşma (Banttan Yayın) 3. AçıkOturum - Prof. Dr. Yusuf AVCI (Yönetmen) Konuşmacılar - Mehmet BAŞARAN -TalipAPAYDIN 4. Köy Enstitüleri Belgeseli (Banttan Yayın) 5.1.Ü. Devlet Konservatuvan Nefesli Sazlar Orkestrası Şef: Cengiz ÖZDEMÎR Gün : 17 Nisan 2002 Çarşamba Saat : 14.00 Yer : î Ü. Fen Fakültesi. Ord Prof. Dr Cemil BİLSEL Konferans Salonu Aydınlık yannlar özlemi içindeki tüm yurttaşlanmız davetlidir. TEŞEKKÜR SAVAŞ'ın 14 yıl süren sav'aşımında bize omuz veren dostlanmıza; Prof. Dr. ÇETİN ÇUHRUK Prof. Dr. NEZİH ÖZDEMİR Prof. Dr. NİLÜFER GÜLER Prof. Dr. FARUK ZORLU ve Prof. Dr. ZAFER ÖNER'e çok şey borçluyuz. BAHAR YURTTAŞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear