01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 11 NİSAN 2002 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER [email protected] EYET/HAYIR OKTAY AKBAL Şu Taranoya' Konusu! Bır koşe yazaı var Ikıde bır "ırtıca gerçeğı'nden soz edenlerle aay eder1 Ona gore, bır "parano- ya "dırbu ırtıca İOTKUSU' Oysa oyle bır şey yok- tur, hıçbır zaman da olmamıştır1 Amaç, dını bu- -tün yurttaşlan ytârmakttr1 Bın kezyınelerrıştır. bın kez ırtıca ılesavaşmak gerektığını yazantera karşı çıkmıştır Goz onun- dekı gerçeklen ıasılgormez?Toprakatondançı- kartılan sayısız ;eset, her toplumsal olayda hal- kı ayaklandırm<ya kalkışan yobazlar, sureklı or- da burda Cumhjnyet yonetımını, laıklığı değıştı- np bır şerıat de>letı kurmaya heveslenenler TBMM uyesı seçılmış olanlann bıletoplantılar- da "Kan akacas. mıs gıbı o/acak", "Va tatlı o/a- cak, ya kanlı olaca*" gıbı sozlennı nasıl duymaz? TC mahkemeleinın Anayasa Mahkemesı'nın ır- tıca kışkırtıcılarna verdığı cezalan, bırbın ardına partı kapatmala"inı rıasıl gormez9 "Irtıca korkuıu bır paranoyadır Paranoyının sımgesı turbanı kızlara modem bılgılen yasak- layan haksız veakla aykın otonteryalızmdır" dı- yor Imam okullama kız oğrencıler neden alınır kı? Islamıyette kadn dın adamı var mıdır'? Islamıyet- te zaten dın adamı da yoktur Dın adamlan Hıns- tıyanlıkta vardır Bu okullardan çıkan genç kızla- ra dınsel çalışrra alanlan kapalıdır Kız oğrencı- lenn ımam okulannda yerı olabılır mı? "Paranoya'c yazara gore "başörtulu kızlann modern bılgıler öğrenmelen" yasaklanıyormuş1 Başları ortulu dye ımam okullarına alınmadıkla- rı ıçın1 Acaba ou okullarda hangı 'modern' bı- lımler oğretılryor'? Bır de bunu anlatsa1 Turk kız- lanna çağdaş bfim oğretmek ıstıyorsak ışte dev- letın okulları, lısslen, unıversıtelen Hemen her yazısında başkalanna 'paranoyak' der, ama durma<sızın "ırtıca" koruculuğunu yap- masının da bır oeşıt paranoyaklık sayılabıleceğı- nı nıye duşunmez'? Bakın, 'Paranoıa'y\ sağlıkkıtapları nasıl tanım- lamış Duşunce bozukluğu Aşın alınganlık ve yanlış yorumlara dayanan, çoğunlukla zulme uğradığı temasını ıçeren bılıncın yennde olmasına karşı- lık, sureklı ve sıstemlı hezeyanlarla ortaya çıkan kronık psıkoz Paranoyak denılen ınsanlar da "yersız korku ve kunıntularla doianmış bır kışılığı olan, guvensız ve saldırganlıkle belırgınleşen marazı ınsanlar" Kendısıne aynlan gazete koşesınde herfırsat- ta gencı eyiemlen savunan, ırtıca davranışlannı sureklı hafife alan, bır de yazdıklanna bır bılımsel ıçenk kazandırmak ıçın 'sosyo/oy//c'yorumlaryap- tığını soyleyen bır kışının durmaksızın başkalan- nı paranoyak olmakla suçlaması, ırtıca başkaldı- nlanna, cınayetlenne ıse goz yumması da başka bır çeşıt parancya değıl mıdır 1 ? Yirmı bırıncı yuzyıldayız Uygarlık alabıldığıne ılerledı Baş ortmekle dınsel ınancını koruduğu- na ınanmak uygar çağın ınsanına yakışan bır tu- tum mudur' Hem ınanç saçta, başta mı, yoksa kışının ıç dennlığmde mı? Dılınden yazısından duşurmedığı ŞL 'paranoya' suçlamasını bır kez de kendıne uygulasa lyı eder, bu koşe yazan 1 Sanatsız Toplum Çürür... Prof. Dr. Erbİl DURSUN Kocaeh Unnersıtesı Fızıksel Tıp ve Rehabıhtosvon Anabüım Dah Başkam Sanatla ılgılenen bır toplum ol- lannın kazanılabılmesı ısteğınden- duğumuz soylenebılır mı9 Bence hayır Sanata ılgı duymayan bır ulusun mutlu olabılmesı olanaklı jnıdır9 Bence yıne hayır Coşku, sevgı, çalışkanlık ve yapıcı duşun- cenın atardaman olan sanata, yuz- yıllardırgerekenonemınver(dır)ıl- memış olması, belkı debızlen bu- gun ıçınde bulunduğumuz zor ko- şullara ıteleyen onemlı etmenler- den (aktorlerden) bın olmuştur Sanat, yaşamın kendısını taşır 0nun ıçındeyaşamak, soluk almak. gulmeİc ve ağlamak vardır Sanat, ınsanlan tanımayı ve anlamayı ıçe- rır Sanatla ügısı olmayan bır ın- san ve toplum, yaşamla da ılgısı- nı kesmış demektır Sanatı onem- semeyenlenn ılışkılen donuk ve sevgısızdır Bunlar, kendı çember- lennın dışındakı dunyalan algüa- yamadıklanndan, yaşamın guzel- hğını kavrayamazlar, yaşam ve mutluluğunyalnızca bıreysel ve/ya da sınıfsal guç edınme savaşımla- nndan oluştuğunu duşunurler Oy- sa soluk abnamayan, gulunemeyen, ağlanamayan bır yaşantı ıçınde guç edınmış olmak mutluluk ge- tırmez Mutsuzluk, soluklan daha da kesınce, bır kısırdongu oluşur Bu kısırdongu, guç edınme muca- delelennı daha fazlakızıştırarak be- yınlerdekı tatmınsızlığın v e umıt- sızhğın artarak devam etmesuıe neden olur Sanatın engellenme nedenı bı- reysel, sınıfsal, ulusal guç savaş- dır Boyle bır sıstem ıçınde ın- sanlar torpulenerek aynılaştınl- maya çalışılmaktadır Benzerleş- me \e uyumlaşma üe ozgur duşun- ce, bılım \ e pozıtıf gelışme yok ol- makta, bunlann sonucunda top- lum guçsuzleşmekte ve gıderek yıkılmaktadır Ronesans'labırhk- te Avrupa'da sanat ve bılım alanın- da buyuk ılerlemeler olmuş ve ona ayak uyduramayan Osmanlı De\ - letı nde çokuntuler başlamıştır Daha sonraları zaman zaman re- formıst atılımlar yapılmaya çalı- şılmışsa da bu gelışmeler hep en- gellenmıştır Omeğın Lale Dev- n'nde sanat ve pozıtıf duşunce alanlannda ılerlemeler olmuşsa da ıç ve dış başat guçler, egemen sınıflardakı artmış sefahatın ya- rattığı hoşnutsuzluğun da sağla- dığı uygun şartlar ıle bu atılımla- n ığdış etmışlerdır Bunlann ıçın- de en acıklı olanı belkı de 300 yü- lık bır gecıkme ıle ancak bu do- nemde kurulabılmış olan matba- anın, yanm yuzyıluk ek bır sure> - le tekrar uzaklaştınlmasıdır Sa- nat v e bılımde gen kalmış bır ım- paratorluk ıse su alan bır gemı gı- bı beklenıldığı gıbı yavaş yavaş batmıştır Mustafa Kemal. Osmanlı tm- paratorluğu'nun çokuş nedenleri arasmda kultur temeUi olanlan çokiyı saptamışOr. Sanattan uzak- laşmış bır toplumun en onemlı ha- yat damarlanndan bınnın kopmuş olduğunu v e boyle bır ulusun ıler- leme yolunda yen olamayacağını soylemıştır Ataturk, her şeyden once buyuk bır kultur devnmcısı ve gerçek bır sanatseverdır Ata- turk'un sanata yakınlığı \ e hayran- lığı çok nettır Ulke çapında sana- tın yaygınlaştınlabılmesı ıçın yur- dun onemlı merkezlermde kutup- haneler, konservatuvarlar muze- ler, basunevlen, sanat atolyelen kurdurmuş, butçenın çok kısıtlı olmasına rağmen sanata buyuk yaünmlaryapılmasını sağlamıştır Ne yazık kı 1950'lerden sonra sa- nat, hak etüğı ılgıyı gorememeye başlamıştır Bugun kıtaplar, artan nufusa karşın, 1940'lıyıllardaba- sıldığından daha az sayıda basıl- maktadır Gunumuzde kıtap fuar- lan. şehırmerkezlennden kaldınl- maktadır Tıyatrolarbırerbırerse- yırcılenne perdelennı kapatmak- tadır Muzüc olduğu üen surulen yoz şarkılar mızah olduğu sav la- nan cıvık dızüer, fıkır tartışmala- n denen duzeysız oturumlar ıse televızyonlann en yoğun ızlenen saatlennı ışgal etmektedır Spor adına futbola buyuk parasal kay- naklar aynlmakta ve futbol stad- yumlan tıklım tıklım dolmakta ıken, sanat ıcra edılen salonlar. her geçen gun daha da ıssızlaşmakta- dır Bu ulkerun sanattan uzaklaşan ınsanlan anadıllennı kullanamaz v e kendılennı ıfade edemez duru- ma gelmektedırler Ulkemızın dı- şında ve ıçınde bulunan ve guç ıs- temı peşınde koşanlann bekledık- len ıse tam da budur. yozlaşan kulturle bırlıkte, anadıllennı bıle kullanamaz hale gelenlenn, soru soramaz v e doğruyu arayamaz bır duruma enştınlmelendır Çunku bu duruma gelmış olanlar, ya gu- cu elınde bulunanlarlabırlıkte ha- reket etme>e başlayacak> a da ate- şın yanındakı kuçuk buz parçala- n gıbı hızla enyıp yok olacaklar- dır Oysa sanatı yaşayanlar ve sa- natı duyumsayanlar (hıssedenler) bu dunyayı ve tum evrenı farklı bo- yutlarda algılar ve değer venrler Wagner'ın armonısını duyabılen- ler, guç edınebılmek ıçınkuçulmez- ler Bach'lacoşkulanabılenler, pa- rasal zengınlık ıçın eğılmezler Aşık Veysd'ın "Dost dost di>e ni- cesme sanldım. Benimsadıkyarim karatopraktır'' dızelen ıle duygu- lanımın doruğuna çıkabılenler, entnkaya yuz \ ermezler Sart Fa- ikın. herşeyinbirmsanısevmek- lebaşladığısoylenııne ulaşabılen- ler, egemen olabılmek ıçın bırbır- lennı parçalayan ınsanlann duru- muna duşemezler Leonardo da \"ınci"nnı MonaLisa'sı karşısında zamanlanru değerlendırebılenler, bu kısacık v aşam surecınde çıkar ılışkılenne sure ayıramazlar Bu ınsanlar, bıreyselkalkınmanın za- vallılığım büır, yaşamsal kalkın- mayı hayal eder ve rum canlılann olabıldığınce mutlu olduğu bır dunya kurmak ısterler Dılenz kı bu yenı yuzyılın baş- langıcı ıle bırlıkte uÜcemızde, sa- nata daha çok onem venlır. ço- cuklanmız v e gençlenmız yozlaş- mışkulturle değıl, sanatla yoğrulur- lar Banş İçin Eğitim... Dr. Yasemin ALPTEKİN - OĞUZERTEM5j/^nr Umversıtesı erkes ba- re odaklanıyor Bunu soy- donemındebaşlayacağıve 'H.A. 1.1 nştan söz etse,sa\aş- . lar hiç ol- mazdı''dıyen Oslo Unıv er- sıtesı Eğıüm Araşhrmala- n Enstıtusu Profesoru Kr- gft Brock-Ltne, Banş Içın Eğıtım başlıklı kıtabında ve banş araştırmalan ça- hşmalannda, hayatın her aşamasında ve dunyanın her yennde kadınlann ma- ruz kaldıklan baskılara karşı v enlen mucadelele- lerken de banş eğıtımı gı- bı bır konunun çok zor bır ış olduğunu vurguluyor Gelelım "banş", "banş araştmnalan" ve "banş eğMmi"nrn ne demek ol- duğuna Banş, savaşın zıddı, ya- nısavaşsızlıkdunımu Ay- nca, ulkelerarası ılışkıle- nn olumlu duzeyını dıle geürmekte de kullandabı- lıyor Banş eğjtimi ıse bu eğıtımın hangı oğrenım ıçenguun ne olacağı gıbı konular v e Iskandınav ul- kelennde buyuk dev let ve unıversıte fonlanyla des- teklenen "banşaraştırma- lan" kapsanundakı çahş- malar Yam, ne bır kışı- nın gayretı ne de bır kıta- bın etkısı yetıyor ses getır- meye, "şMdrt" sorununun kokûne ınmeye Burada ılgınç olan, ba- nş konusunun bılımsel ku- rumlarda bu denlı cıddıyet- Keşke cep telefonuma bakacak bir sekreter olsa! Var zaten. SekreterCell'i kullanm! Mesela Ericsson'da, cebiniz ulaşılamazken SekreterCell'e yönlensin istiyorsanız, önce yönlendirme mer^üsüne gelin. (C* şıkkını seçin. -Sonra"Aktif" böHimüne girin. 13 OurıjRı bılgısı Telefonunuzun yönlendırme menüsüne gelin. Ekranda "meşgulken", "ulaşılamazken", "her çağrıyı", "cevap yokken" şıklarından birine veya hepsine girin. 7533 yazın. Artık SekreterCell'iniz çalışmaya başladı. Mesaj bırakıldığında size kısa mesajla uyarı gelsin. 7532'yi arayın. Mesajları dinleyin. Hepsi bu kadar! Kaç mesaj bırakılmış olursa otsun, her dinleme artık sadece bir kısa mesaj fiyatına! 7533 yazın. İNumara 17533 SekreterCELL 444 0 532 - 4~=M 0 535 www.turkcell.com.tr TURKCELL le ele alınması va "banş eğfömT gıbı bır eğıtım tu- runun olması KorfezSa- vaşı sırasında Amenka'da sıvıl toplum orgutlennce pek çok savaş aleyhtan gosten v e çalışma yapıldı Bu etkınhklere bakıldığın- da, banşın kendılığınden oluşan bır sureç değıl, ça- bayla, oğrenmeyle, eğı- trnıle ortaya çıktığı göru- luyordu nıtekım, Baba Bush Amerikan toplumun- dan gelen baskılar karşısın- da Saddam'ı deviremeden Bağdat ı bombalamayı durdurup eve dondu, o do- nemde Amenka'dakı sa- vaş karşıtı seçmemn sayı- sı. pek çok senatorun Bush'u etkıleyıp savaşı durdurtacak kadar çoktu Yıne o donemde sıvıl top- lum orgutlen pohtıkacıla- n etkılemekte. yanı sava- şı durdurmada etkın rol oynamışlar, çok genış kap- samlı banş eğıtımı etkın- lıklen duzenlemışlerdı Banş eğıtımı öylesıne çok yonlu ve öylesıne uzun vadelı kı ev, okul, yakın çevre, medya, ulkenın yo- nenm bıçımı, yonetıcılen v e dunya lıderlennın ver- dıklen mesajlar, bır gen- cın kafasında banş fıkn- nı v e anlayışını bıçımlen- drnyor (ya da tam tersı1 ) Ote yandan, banş ıstemek hıçbır zaman "pastfîzm" değıl, tam tersıne tum hak- sızlıklarla, adaletsızlıkler- le mücadeleyı gerekhren, toplumdakı her tur şıdde- te karşı tavır alan bır "ak- tivizm" Oncehkle armele- nn çocuklanna "banş"ı oğretmelen ve daha "ba- nşçı" ortamlann yaratıl- ması ıçın çaba harcamala- n gerekıyor, çunkü evde, ışyennde. savaşta, kısaca- sı toplumdakı her turluba- nşsızlık ortarmnda en bu- yuk yuku taşıyan ve bu or- tamlann haksızlıklanndan \ e acılanndan en çok na- sıbını alan kadınlar olu- yor Kadınlann aleyhıne gıtgıde buyuyen kavnak eşıtsızlıklennden, erkek egemen kurumlarda kadı- nın yen olmayışına kadar pek çok konuyu ıçenyor "banşeğitiım'' Bu konu- lar çozume ulaşmadan, toplum ıçı huzuru sağla- mak kolay olmadığı gıbı dunyada banşı sağlamak da guçleşıyor Bu uzun \ adeh yatırun- dan yola çıkarak, kuruluş amacı "dunyada banş" olan Bırleşmış Mılletler, pek çok sıyasal anlaşmaz- lığı "savaşgücu"yle değıl "banş gucü"yle çozmeye çalışıyor ama bu uygula- ma bıle şu anda daha emekleme aşamasında \ e buyuk ulkelenn etkısıyle amacından saptınlarak farklı hızmetlerde kulla- nılabılıyor Dunyanın çe- şıtlı ulkelennde başlahlan Model BM toplantılannın amacı da "Banşeğitimine kadar erkeny^ştaahnırsa, o kadar etkfli ohrvor" ılke- sınden hareketle yanrrın lıderlen konumuna gele- cek gençlere bugunden olaylara "karşı tanıFın gözuyle bakmasını oğret- mek Orneğın, geçen yıl Turkıye'den Hollanda'da- kı Model Bırleşmış Mıllet- ler toplantısına katılan bır lısenın oğrencüen toplan- tıda Yunanıstan'ı temsıl etmışlerdı Aynıtoplantı- da Turkıye'yı de Flon- da'dan bır okul temsıl edı- yordu Bu toplantılarda, başka bır ulkenın masa- sından olaylara bakmak ışın en zor tarafi tabu O gune kadar okuduklan ta- nh derslennde, dınledık- len haberlerde her şey, oğ- rencılere geldıklen ulkenın "milh gonış ve devlet söy- lemi" ıle ve kendı ulkele- nnm çıkarlan açısından venlırken, bu gençler bır andakendılennı "kanata- raPın savunucusu duru- munda buluyorlar Karşı taraf adnıa BM Güv enhk Konseyı'nden lehte karar çıkarmak ıçın "çözûmone- rflerPhazıruvor tartışma- larda hangı noktalann al- tını çızeceklennı araşunr- ken dev let polıkalannda- kı ınce noktalan ve hatta stratejıktaktıklen öğrenı- yorlar Yanı araştırmalar hakıkı, tartışmalar ve ka- rarlar "modd" oluyor Dünyamızda haması devlet, fanatık mılhyetçı- hk ve radıkal dın soylem- len var oldukçabanşçı bır gelecek ozlemenın safdıl- lıkten oteye gıtmeyeceğı kesın Once demokrasının tannnmın ıçınde bu kav- ramlann sorgulanması v e "farkhhklar"ın temelde sav aşacak kadar onemlı olmadığının bılıncıne VB- nlması gerekıyor Eğıtı- mın, polıtıkalann v e tanh kıtaplannın "en buyiik bi- ziz" soylemınden vazgeçıp "Banşiçinde nasılvaşaru. bunu gençlere nasıl aşıla- nz, farkhhktan doğan so- runlan nasıl aşanz" kay- güanyla hareket etmelen ıstenmelı Içınde bulun- duğumuz banşsızlık orta- rmnda buna her zaman- kınden daha buyuk bır ge- reksmımı var dunyanm Banş, banş ısteyenler, banşa ınananlar, banşı ko- nuşanlar arttıkça gerçek- leşecektır Herkes banş- tan soz etse savaşlar hıç çıkmaz PENCERE Utanmıyorlar da!.. Metın Bostancıoğlu nu yemek ıstıyorlar Kımler? Meclıs'te orumcek kafalıların başını çektığı ke- sım ıttıfak oluşturuverdı AKP'nın kılavuzluğunda yola çıkanlar Bostancıoğlu hakkında soruşturma ıstıyorlar, Meclıs kursusune çıkan adam neler soy- luyor — "- Mıiletın mukaddesatına karşı savaş açtınız' " "Mılletın Mukaddesatı"na Mıllı Eğıtım Bakanı Metın Bostancıoğlu mu savaş açtı? Bır başka dın- cı mılletvekılıne gore Bakan neymış "- Materyalıst bır eğıtım anlayışına sahıp, Ku- ran kurslarını kapatanlara destek veren kışı " Yobazlık Meclıs kursusunde dıle geldı, paria- mentoda ışbırtığı yaptı Geçen gun bır toplantıda konuşuluyor ve tartı- şılıyordu, soz 28 Şubat'a geldı, soruldu - 28 Şubat tyı mı oldu, kotu mu7 Salon kalabalık Ancak ış geldı dayandı asker-sıvıl hıkâyesıne, as- kerın mudahalesı ters değıl mıydı'' Sordum - 28 Şubat nedır? Herkes 28 Şubat'ı unutmuş, ıçenğı ne, anlamı ne, bır yana bırakmışız, asken konuşuyoruz Dedımkı - 28 Şubat bır MGK (Mıllı Guvenlık Kurulu) ka- rarıdır, altında sıvıllenn de ımzası var, en onemlı maddesı zorunlu eğıtımı 5 yıldan 8 yıla çıkanyor, dunyada 5 yıllık eğıtım -bırkaç gen ulkenın dışın- da- kalmamıştı Gerçekte zorunlu eğıtım 8 değıl, en aşagı 12 yıl olmaiı1 28 Şubat Turkıye'nın bu ayıbını ortadan kaldırdı Yobaz, softa, bağnaz, dıncı ve entel propagan- dası 28 Şubat'ı yanlış tanıtıyor Başarılı da oluyor' 1924'te Ogretım Bırlığı Yasası' ıle laık Cumhu- nyet'ın eğıtım temelı atılmıştı, 20'ncı yuzyıl boyun- ca beş yıllık zorunlu oğretımde takılı kalan Turkı- ye'de ancak yuzyılın sonunda zorunlu eğıtımın 8 yıla çıkanlması utanılacak bır gecıkme değıl mıdır^ Zorunlu eğıtımı beş yılda bırakarak ılkokutdan çı- kan 11-12 yaşında çocukları ımam okullannda dıncı eğıtımle şerıatçı mılıtanı yapmak planı 28 Şu- bat'la suya duştu 28 Şubat'tan sonra ımam okul- lanndan çıkanlar, meslekte kalmak zorunluğuyla karşılaştılar hukuk, ıktısat sıyasal bılgıler vb fa- kultelere gırerek devletı ıçınden ele geçırmek tez- gâhı bozuldu Imam okullan temel oğretım kurumlanna do- nuşturulmuştu, 28 Şubat'ta 1 mılyonu aşan ımam okullan oğrencılennın sayısı bugun 70 bınlere bo- şuna duşmemıştır • Meclıs'te Mıllı Eğıtım Bakanı'na yonelık yobaz ofkesının ozunde yatan tepkı bu Yazık kı bugun dunyada çoğunlukla Islam orta- çağı geçerlıdır 1 mıtyar 250 mılyon nufuslu Mus- lumanlık coğrafyasında bır tek Ataturk Turkıyesı laık devlettır Pekı, bu acınacak durumdakı hantada geçerlı dın- cılık, yobazlık, şenatçılık, bağnazlık ne ışe yan- yor'' Ne ışe yaradığı bellı değıl mı ? Amerıka bugun Afganıstan'ın tepesındedır, beş mılyonluk Israıl, Fılıstın'ı tepelıyor; 1 mılyar 250 mılyonluk Musluman kıtlenın gıkı çıkamıyor, bu karanlıkdıncılerın manfetlen Ataturk Turkıyesı'nde aydınhk Mıllı Eğıtım Bakanı'yla uğraşmak... Utanmıyorlar da' BfiTINlN DSCİL f SEBMAYINÎN DEĞİL GAZETESİ t TURKSOLU MANIFESTOSU •> Turic Solu Geleneğı ^ Kapok Inttfcda ya Devom ^ YON Demokralıkleş/yor Erol Man salı Turlcel Mınıboş Arslan B Kofooğlu Sunay Akın Oner Yoğcı Tar k A! yoı lanylo TURKSOLU roc www turitsoiu org 0212 293 72 92
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear