22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
*0 ŞUBAT 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Anadolu insanı 5000yıldır şarap, 2000yüdır rakı içiyor, meyhanegeleneği nesilden nesilegeçiyor tstanbul'un küfecileri gündüz yük taşır, gecderi de "küfefik" olan "serhoşlan" evlerine götürürlerdi... 1980'lerde Çiçek PasaJL.. tstanbul şarküannı yürekten söyleyebilmenin halk konservatuvaru. Erdoğan 'tarihle' dekavgalı Red Bull tartısması 'Gazoz değil içecek9 Hsber Merkezi - Türkiye'deki içecek pazan, 1998 yılından bu yana iki markanın birbiriyle mücadelesine tanık oluyor. Bunlardan birisi 1995 yılında Orbital Kimya AŞ tarafindan ûretımıne başlanan "Fower Bull". öbürü de Avusturya kökenli, 1998'de Türk pazanna giren "Red Bull". Işin ilginç olan yaru Red Bull'un, haksız rekabet yaratögı gerekçesiyle ve marka iptali talebiyle Powell Bull'a 1997'de açtığı davanın farklı kurumlann çelişkili kararlar almalanna yol açması. Red Bull'un Türkiye temsilcileri, hatta 2001 'in son aylan ve 2002 'nin ilk aylannda kendileri ve pazarladıklan ürün aleyhinde basın ve medyada ciddi bır karalama kampanyası açıldığını, hatta "Red BuIFun "korsan gaznz" olarak nitelendığınden yakınıyorlar. "Oysa temsüdsi okhığumuz içecek gazoz değfldir" diyorlar Red Bull'u Türkiye'de ithal ederek pazarlayan SOE Gıda Ürûnleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin Genel Müdürii Aykut Ferah, Red BıuTla ilgili olarak piyasada çok aleyhte söylentilerin çıkanldığı ve satışuıın "her nedense" engellenmek istendiğine şöyle işaret etti: "tş Tanm BakanhğVnda ükandı. Red Bull, 1998-2001 arasndaki 3 yıflık süre içinde Türkiye've 5 milyon dolar yabancı sermaye getirmiş,bunakarşıhk313ınilyondolaritıracat yapmıştır. Kaldı ki Red Bull, 2009-10 yülannda Türkiye'de kuracağı bir tesiste üreteceği Red Bufl'u dünya nüfusunun 2/3'finün yaşadığı Asya ve Afrika iilkderine ihraç etmeyi planbvordu. Tanm BakanhğYnın engelleyici uygulamalan karştsuıda Avusturya hükümeti meknıplar yazarak sorunu çözmeye çahşmış. ancak bakaıütğuı sorun çözmek bir yana, yanıt büe vermemesi üzerine ilk etapta Türidye'den yapıian Red Bull alımlan durduruhnııştuı:' 1 Iddialar asılsız' Genel Müdür Ferah, "Red BuD" marka içeceğin insan sağhğına zararlı olduğu. hatta üç kişinin ölümüne yol açtığı iddialannııı asılsız olduğunu da şöyle ifade etti: "Red BuD 71 ülkede saâlan bir ürün. AB ûlketerinde tkaretinin yapdabihnesi için serbest dolaşım sertifikalarma sahiptir. AB'de her ürün bu sertifikayla serbestçe sauiabilmektedir. Yani bu belge bir anlamda pasaporttur. Eğer söz konusu ürün Red Bull örneğinde olduğu gibi bir gıda ürünüyse, yapılan tüm tahhHerin ve anahzlerin sonucunda insan sağhğma uygun olmak zorundadır. Vapüan anatizler sonucunda Red Bull bu anlamda sağakh bir ürün olarak tescB edfldiği için serbest dolaşun sertifikaa alabilmiştirf Tanm Bakanlığı'nın, Red Bull marka içeceğin içeriğinde bulunan maddelerle ilgili itirazı olduguna işaret eden Genel Müdür Ferah sözlerini şöyle sürdürdü: "Yapdan farkfa analizlerde çıkan sonuçlar hem birbirleriyle hem de uluslararası ölçümlerle uyumludurlar. Buna göre Red BuU'un içeriğinde bulunan maddeter kabul edUebihr sınıriar içindedir. Yani, Tanm Bakanhğı'nın iddia ettiği gibi ulusal ve uluslararası bir belirsizlik otanaym bu konuda hayh' sağhkh bir mevzuat buhınmaktadır. Ancak sorun mevzuatta değil, onun oygulanmasuıdaduf Tarıın Bakanlığı'nın, Red Bull'un içeriğindeki 300 mg. kafeini fazla bularak bunun 150 mg'ye düşürülmesini ıstediğini vurgulayan Ferah, "Ancak bu oranm, kahvede 400 ile 650 mg. arasmda olduğu gözden kaçıyor. Eğer 300 mg. kafein insan sağhğma zararhysa, kahvenin zaran mishyte fazladır" Jedi. Verilen bilgilere göre rrulli sennayeyle ûretildiği söylenen Power Bull, Red Bull yetidlilerinin açtığı dava sonucu geçen yıl başında adını "Power BalPolarak değiştirmek ve bu adı tescil ettirmek zorunda kaldı. OKTAY EKtN'Cİ <j>eriatçı sağın "yenflikçilideri'' ima- jıyla laik cumhuriyetin demokratik si- yasetine "yakıştınlmaya" çalışılan Recep Tayyip Erdoğan. son günler- de de "içki yasağı" polemiğiyle gün- demde tutuluyor... Ne var ki bu "zoriama" polemik- te Erdoğan'ı eleştirmek için yeğle- nen "demokrasiyevakışmıyor" söy- lemi de bir bakıma yine şeriatın işi- ne yarayacak ortam hazırlıyor... Çünkü, özellikle şu "EVEF dayat- masT yasalann, onlara oy veren ki- mi milletvekillerini bile "vicdanla- nnda huzursuz kılacak" şekilde bir "ulusalazmhk" görüşüyle Meclis'ten hızla geçirildiği günlerde, Erdoğan'uı "referandum" önerisine; "demok- rasi matematiğiyle özgürlükleri kı- sıtiama" vb. gibi gerekçelerle karşı çıkmamn hiçbir anlamı kalmıyor. Bir yandan aynı yasalara karşı olan "sesi duvuruhnavan çoğunhık" sürek- li göz ardı edilerek IMF yanlısı ya- yınlar yapıp, öbür yandan; "tçldj'e yüzde 51 hayır derse yüzde 49'un hakkı ne olacak?" diye soru sorma- nın da insanlan gülümsetmekten öte- ye bir etkisi olamıyor... Blnlerce yılın lcültürü Peki, Erdoğan'ın bu tür fikirleri ve tutumlan, demokrasi kültürünü zaten içermesi mümkün olmayan "şeriatçı ruhunun" dışında, asıl ne- yin göstergesidir?.. Yenilikçi deni- İen bu "fstanbulhı" din siyasetçisi, sadece demokrasıyle mi çelişiyor?.. Bu sorulann tek ve tartışmasız ya- nıtı var; o da 50 yıllık şu yaralı be- reli demokrasimizden önce, binler- ce yıllık köklü "uygarhk ve kültürta- rihimize" bakmak... O zaman görülecektir ki Erdoğan ve yandaşlan. şu oy avcılığına daya- lı "sandık demokrasimizle" değil, asıl daha derinlerden gelen ve hem dünyada hem de hiçbir Islam ülke- sınde olmayan "Anadolulu ohna kim- Kğunizk" çelişiyorlar... Çünkü Anadolu insanı, üstelik yi- ne Erdoğan gibilerin tarihte de zaman zaman ortaya çıkmalanna rağmen. ne- redeyse "5000 yıldn-" şarap üretiyor ve içiyor... Istanbullular da en az "2000 yıkhr" rakıyla ve meyhane- lerle birlikte bu kenti dünya mirası yapan değerleri yarattılar ve bugün- lere dekyaşattılar... Nuh'un cemlsinde vardı Önce Anadolu'daki içkinin "derin tarihini" özetlersek, "Nuh'un Ge- misi'nde" bile içilen şarabm serüve- ni için Hititlere kadar uzanmamız gerekir. Bu coğrafyanın insanlarındaki uy- garlık kimliğinde önemli bir yeri olan Hititler, kutsal dini törenlerinde tan- nlara en değerli kaplarda "şarap" sunarak ibadet ederlerdi... Aynı kültür Urartularda da vardı ve yakın geçmişteki arkeolojik kazı- larda büyük "şarap mahzenlerinin" ortaya çıkması tarihçileri şaşırtma- dı... Hıristrvanhk Anadolu'da sahne- ye çıktığuıda da şarap yine kutsallı- ğını korudu. Hatta şarap ticaretıni de önemli oranda "Türkınenler'' üst- lendiler, yaygınlaştırdılar... Tekvin kitabında ise Nuh peygam- berin şarap içip, sarhoş olduğu bile yererek değil övgüyle ve saygıyla anlatılır... Antik çağlarda tahta fiçı- larda ya da keçi derisinden tulumlar- da saİdanan şarap, ağzı yağlı bezle kapatılmış toprak kaplarda da Ana- .amusal alanlarda içki yasağı için referandum öneren Recep Tayyip Erdoğan'ın sadece demokrasi kültürü değil 'tarih bilinci' de tartışma konusu... Çünkü hem belediye başkanlığı yaptığı îstanbul'un, hem de partisini örgütlediği Anadolu'nun uygarlık ve yaşam tarihi, aynı zamanda şarabın, rakının ve meyhanelerin tarihi... Dualan kabul olsa bile düşüncetere gerçekleşeme>ecek_ Çünkü, binlerce yılhk Anadolu kültürleri bu coğrafyayı Suudi Arabistan'dan "farkh" yapacak» dolu'daki ve Akdeniz'deki ticaretin en değerh zenginlik kaynağı olarak pazarlanırdı... Fskenderun dan Trab- zon'a kadar, bu ülkeyi çevTeleyen hemen tüm limanlann gözdesi şa- raptı... şaraba verilen değer Anadolu'da "bizim" tarihimizi 1071'de başlatmayı yeğleyen siyasal gericiliğin hemen hiç dile getirme- diği çok önemli bir gerçek de Selçuk- lufar'da şaraba \erilen değer ve önem- dir... O kadar ki, ömeğin Selçuklu sa- raylannda efsanevi "şarap ayinfcri" bileyapılırdı... Geçen Aralık (2001) ayında Istan- bul-Galatasaray'daki Yapı-Kredi ga- lerisinde düzenlenen "Alaaddin'üı Lambası" adlı Selçuklu uygarlığını tanıtan sergiyi gezenler, bu Anado- lu Türklen ve Müslümanlannın hiç de Recep Tayyip gibi olmadıklannı tarihsel kanıtlanyla gördüler... Meyhanelerln başkentl Bizans ve arduıdan Osmanh dö- nemi Istanbul tarihi ise bir bakıma "meyhane ve içki kültürü tarihi" ile ancak yaşamla da bürünleşecek şe- kilde algılanabilir... Sayısız şarkı, şiir ve yaşam öykü- süne kaynak ve "tanık" oluşturan bu içki ve meyhane geleneğindeki en önemli özellik ise farklı inanç ve kül- türler arasında yarattığı dostluk, hoşgörü ve "uygarhk bifinci" değil midir?.. Çünkü meyhaneler, o yorgun "ser"lerüıi (kafalannı) şeytanlığa de- ğil "hoş"luğa teslim eden temiz kalp- li ve candan insanlann, o hesapsız ki- tapsız "serhoş" halleriyle aynı kent- li olmanın ortak keyfinı paylaştıkla- n yerlerdi... Gamide, kilisede, hav- rada ve sinagogda ayn ayn ibadet eden ama tümü "IstanbuDu" olanla- nn, yine bu ortak kimlıklerinı doya- sıya ve "eşsaygmhkiçinde" yaşadık- lan toplumsal kültür yuvalanydı... O kadar ki, örneğın "küfefik" ol- duklannda bile, onlan meyhaneden e\ lenne götürecek "küfecfler" için ceplerınde para kalıp kalmadığrna hiç aldırmazlar, kendilerini bu "kent- sel dayamşmanm'' güvencesine ema- net ederlerdi... Calata ve Tahtakale Eski Arapçada "ter" anlamına ge- len "arak", bugünkü rakının atalan olarak "Hindistan'da şekerkamışm- dan, Türldstan'da arpa \e dandan, tran da hurma ve kuru üzümden, Ba- ü Anadolu, Ege, Yünanistan ve Mar- mara'da da üzümden elde edilerek bü- tün bu coğrafyadaki her kültürden ve inançtan insanlann yaşamlanyla bütünleşti... tmbikten ter damlası gibi çıktığı ve insana sıcaklık verdiği için bu adıy- la kültür tarihine yerleşen rakının özellikle bir sosyal kimlik ve kent ge- leneğine kaynak oluşturduğu mekân- lar ise îstanbul'un meyhaneleriydi... Nitekim, Fatih Suhan Mehmet de tstanbul'u aldıktan sonra, Bizans'm sadece önemli dinsel merkezlerinin değil, meyhanelerinin de varlık ve "işlevlerini" sürdürmelerine olanak ve ortam sağladı... Latifî'nin 16. yüz- yıl Istanbul'unu anlatan "Evsaf-ı ts- tanbul"unda Galata ve Tahtakale meyhaneleri de yer alır... EvfiyaÇelebi ise sayılannın 1000'i geçtiğini söylediği ve çalışanlannın da 6000 kişiyi bulduğunu belirttıği ts- tanbul meyhaneleri için, Galata ve Sa- matya'nın dışında Eyüpve Üsküdar gibi bugün şeriatçı siyasetin kendi- lerine "kafe" yapmak istedikleri semt- lerde bile çok sayıda ve ünlü örnek- lerinin bulunduğunu anlanr... Müslüman müşterller Osmanh yöneticilerinin de şimdi Recep Tayyip Erdoğan gibi zaman za- man yasaklama girişimlerine rağ- men meyhanelerin sayılannın sürek- li çoğaldığını gösteren çok sayıda belgenin arasında belki en çarpıcı olanı ise şu bilgidir: "Meyhaneciler, ramazan ayı bittikten sonra hanrh Müslüman müşterilerinin evlerine bayramm ilkgünü birerbüyüktabak midye veya uskumru dohnası yofla- yarakonbnn ba>Tanılannı kutiariar- du." (Istanbul ,\nsiklopedisı) Meyhaneler ve meyhaneciler, özel ve "konmmasjgereken" meslek alan- lan ve "ustahklar" olarak loncalar- da da temsil edildiler... Rakı küple- rini şaraptan ayırmak için üzerleri- ne konan aslan resimlerinden ötürii, rakının tstanbul kültüründeki adı gi- derek "aslan sütü" oldu... Saygın meyhaneler "Koltuk meyhaneleri", "Gedikti meyhaneler", "Ayakh (gezici-sey- yar) me>haneciler". "Küphî meyha- neler", "Tektekçfter"... Bütün bun- lar tstanbul'un tarihsel yaşantısının meyhanelerdeki kesitlerini ayn ayn yansıtan toplumsal değerleri olarak kültürkimliğinde yeredindiler.. O ka- dar ki Abdülaziz döneminde de (1860'lar) ünlü ve önemli meyhane- lere \Sdatin Meyhander" denerek bir tür saygınlık ve dokunuhnazlık yük- lenmişti... Bu meyhane türleri arasuı- da, yine Recep Tayyip Erdoğan'uı iç- ki yasağı söylemindeki "kamusal alanlarda içilmemeK" sözüyle bir- likte akla gelen en tipik "tstanbul geleneği" ise ayaklılardı; yani, simıt- çi gibi, bozacı gibi, "geaci içki saü- cüan w ydı... Ayakiistü Ikram Gaddede, sokakta, meydanlarda.. yani "kamusal alanlarda" da mey- haneye gitmeye vakti veya parası ol- mayanlara, "tas-ı arak" (rakı tası) denen kadehlerle birer ya da ikişer tek "ayaküstü" ikramda bulunulan bu tek kişilik gezici meyhanenin kendi- ne has özel giysisi bile "hizmetine uy- gun" özellikîer taşırdı... Genellikle omuzlanndaki "peşkirierivle" (hav- lu) dolaşan ayaklılann bellerine do- ladıklan ve ucuna bir musluk taktık- lan uzun ve geniş bağu-sağm içinde rakı bulunur, kadehlerini ise cüppe- lerinin iç ceplerinde taşırlardı... tşte bu seyyar içkicilerden ayaküs- tü "demleııen* müşteriler, rakıyı hız- la içip ardından ağızlannı elleriyle sil- dikleri için de tstanbul'un içki kül- türüne, "yumruk mezesi" deyimini kazandırmışlardır... Keyifli günlerde içkiyle dostluğu birleştirmek, "dinibavramlarda" bi- le sürmüştür... Bugün bile sayısız ev- de sadece bayramlar için yapılan ve saklanan özel "Kkörlerimiz" bile baş- lı başuıa bir kültür zenginliğimiz de- ğil mıdir?.. şarkılara bile yabancı Şimdi, işte böylesine bir tarihin ar- dından ve aynı tarihin köklü kültür izleri ile "insancd gelenekleri" var- lığını ve izlerini hâlâ sürdürürken, Erdoğan'uı içki yasağı tezlerine sa- dece demokrasi söylemiyle karşı çık- manın anlamı ve "etkisi" olabilir mi?.. Erdoğan zaten eski tstanbul Belediye Başkanı olmasına rağmen, örneğın; "Bu akşam bütün meyha- nelerini dolaştnn tstanbul'un; seni aradmı kadehlerdeld dudak izkrin- de.M" şarbsını bile şöyle yürekten söyleyen bir "gerçektstanbuBu" kim- liğüıi hiçbir zaman taşımadı... Aynı şarkılan bilse ve hatta belki de içinden sevse bile, bu insan sı- caklığıyla yoğrulmuş tstanbul ruhu- nu "siyaseti gereği" dışa vuramadı ve iyice köreltti... Bu nedenle içki konusundaki düşünceleri de demok- rasinin ötesinde ne tstanbul'a yakı- şıyor, ne de Anadolu'ya ve koca bir uygarlık tarihine... Demokratiık maçı Sözün kısası, Istanbul'da tarihi ca- miler kaçak camilerin yanında "azm- hğa" düştükçe, Anadolu aydınlan- masuıı da körelten şeriat kökenli din- ci siyaset palazlandı... Benzer şekil- de o eski ve "salaş" meyhaneler de amerikanbarlann, "restoran*'lann ve içkili kafelerin arasuıda azınlıkta ka- lıp hatta "ender" bulunan yerler ara- sına girince, tarihe ve kültürel kaza- nımlanmıza karşı duyarsızlık "laik yaşamın'" bile genel karakteri hali- ne geldi... tşte şimdi bu iki tt yabancılaşma"nın sözde uzlaşmaz taraflan, Erdoğan' m içki yasağı için referandum çağnsı- na sanlmışlar, birbirleriyle "demok- rathk maçı" yapıyorlar... Nesilleri tükenmekte olan meyhaneciler ise tarihten gelen bilgelikleriyle olan bi- teni alaycı bakışlanyla "sessizcesor- gulayarak" izliyorlar...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear