25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2002 ÇARŞAMBA DEI îyi ki doğdun Nâzım!..Nâzrnı Hikmet 15 Ocak 1902 yı- lında Selanik'te doğdu. Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu yer- de. Selanik, Osmanlı devletinin bir kültür kentiydi!.. Adeta ikinci birbaşkentti. Avnıpa'ya açılan ka- pısıydı. Atılımcı, devrimci siyasi görüşlerin doğduğu ve yaşandığı birkent, 19O8Devrimfnin beşiği. Selanik, caddeleri. "kordonbo- yu", balkonlu apartmanlan ve hat- ta insanlan ile famir'e çok benzer. Güzel bir kenttir Selanik. Türk- Rumkardeşliğinin simgesibirdost kent!.. Bugün Türkiye'de yaşayan Selanik kökenli Türkler, ne ilginç- tir, Selanik] i olmakla övünürler. Haklan da yok değil hani!.. Nâzım Hikmet'in ve Mustafa Kemal'in hemşerisi olmak, oldukça keyifli olsagerek!.. Nâzım Hikmet'in aile kökleri çokkültürlü bir özelliğe sahip. Ba- ba tarafından dedesi Nâzım Pa- şa'dır. Nâzım Paşa özgürlükçü bir kişidir. Şairdir. Mevlevi tarikatm- dandır. Arapça ve Farsça bilir; bir- çok çevirisinin yanı sıra şiir kı- taplan vardır. Babası HikmetBej r ise Mekteb-i Sultanî (bugünkü Ga- latasaray Lisesi) mezunudur. Ön- celeri ticaret yapmış, daha sonra Kalem-iEcnebiye'ye (dışişlerine) girmiştir. Nâzım'ın annesi ise dil- ci, eğitimci Enver Paşa'nın kızı CeJile Hamm'dır. Celile Hanım, Fransızca konu- şan, güzel sanatlarla ilgili, ressam- lık yönü de bulunan çağdaş birka- dındır. Celile Hanım, Mustafa Ke- mal Paşa'nın yakın silah arkada- şı General AB Fuat Cebesoy'un kız kardeşidir, büyükbabalan ara- sında Pölonya'dan, Fransa'dan ve Almanya'dan Osmanlı împarator- luğu'nagelip lslam dinini benim- seyen ve Osmanlı ordusunda gö- rev yapmış kişiler bulunmaktadır Ömeğin, Alman kökenli olan Meh- met Ali Paşa, Nâzım Hikmet'in annesinin dedesidir. Ailenin bir kısmı ise Gagavuz Türklerinden- dir. Pölonya'dan göçüp gelmiştir. Nâzım'ın aile ortamı dışma ilk çıkışı 1920'li yıllann başında.he- nüz 18 yaşında iken gerçekJeşri. h- tanbuLtnebolu,Ankara,Bohı, Ba- tum,Moskova güzergâhındaki bü- yük yürüyüşü ise onun yaşam çiz- gisini belirledi. UNESCO'nun Nâzım Hlkmet armaflani!... 2002 yılının, Nâzım'ın doğu- munun 100. yılı olarak tüm dün- yaca anılması ve kutlanması dü- şüncesi, Nâzun Hikmet Kültür ve Sanat Vakfi'nın gırişimı ile Kül- tür Bakanüğı'nın başvurusu üze- rine UNESCO tarafından benim- sendi. Nâzım Hikmet'in 100. do- ğumyılı, böylece tüm dünyanın ko nusu oldu. Ve tüm dünya ve "bü- yök insanhk", onun doğumunun yüzüncü yılını kutluyor, onu ve tabii Türİciye'yi anıyor!.. îyi ki doğdun Nâzım!.. Kültür Bakanı İstemihan Ta- lay'ın Nâzım Hikmet'in yüzüncü doğum yılınm uluslararası bir bo- yuta yükseltilmesi yolundaki giri- şiminin ve Türkiye'deki etkinlik- lere katkısının anlamını çok iyi kavramak gerekiyor. Işte sonuçlar ortada!.. Evet, 2002 yılı, iyi ki Istemihan Talay'uı Kültür Bakanlığı'na rast- ladı!.. Uluslararası Nâzım Hikmet Yı- lı'nın açılış gecesi Istanbul'da ya- pıldı. istanbulDevletOperaveBa- ka, Nâzım Hikmet ile Beetnoven'ı buluşturdu. GencoErkal, Nâzım'ın şiirlerini her zamanki güzelliğiy- le oynadı. ZüMü Livaneu'nin duy- gulu konseri Nâzım dostlannı ku- cakladı, hasretleri geride bıraktı. FazıISay, 100. yıl anısma "Nâzım Hikmet" bestesi ile Ankara ve Is- tanbul'da müzikseverleri ve Nâ- zun dostlannı selamladı. Yapımı- nı Nâzım Hikmet Kültürve Sanat Vakfi'nın gerçekleştirdiği, Can Dûndar'ın yönettiği, özgün müzi- ğini Fazıl Say'ın yaptığı ve şiirle- rini Genco Erkal'ın, şarkılannı ise Sertab Erener'in yorumladığı Nâ- zım'ın özel yaşamından bazı ke- sitleri içeren "Nâznn Hflanet" bel- gesel filmi, Nâzım'ı milyonlarla buluşturdu!.. Devlet Hyatrolan çeşitli illerde Nâzım'ın oyunlarını sahneledi. Ankara Sanat Tîyatrosu, Dostlar Tryatrosu ve daha birçok özel ti- yatro Nâzım'ın oyunlanyla ve şi- irleriyle birlikte oldu. Nâzım dost- lanna ve Nâzım'a verilen 100. do- ğum yılı armağanlan birbirini iz- ledi, sevinç gökleri sardı, Nâzım'ın 100. doğum yılı Türkiye'de ve dün- , Nâzım Hikmet!.. Türkşairi, iyiyürekli, sevgi dolu bir insan!.. Dünyayı değiştirmek isteyen bir devrimci!.. Bir komünist!.. Ozgürlüksavaşçısı!.. Türkiye âşığı!.. Hasretlerin ve ayrılıkların bilgesi!.. Türk dilinin ustası!.. Duygularımızın ve yüreğimizin sözcüsü!.. O, bir insan!.. O, bir dünya sanatçısı!.. yada gerçek olarak yaşanmaya başladı, hayaller geride kaldı!.. Nâzım"ın yüzüncü doğum yı- lında, çeşitli kurum ve kuruluşla- nn, yerel yönetimlerin, sanatçıla- nn, aydınlann, siyasetçilerin, dost- lannın ve elbette yoldaşlannm Nâ- zım 'la kucaklaşmasının çeşitli bi- çimleri yaşanıyor. Yüzüncü yıl, Nâzım'la dolu, dopdolu geçiyor. Nâzım için dü- zenlenen özel geceler, paneller. lında gerçekleştirilen bu sempoz- yum, uluslararası düzeyde katı- hmla yapılan ilk etkinlik oldu. Sempozyuma değişik ülkelerden çok sayıda yabancı sanatçı, yazar, araştırmacı, akademisyen katıldı. Nâzun Hikmet üzerine son dere- ce ciddi ve bilimsel bildiriler su- nuldu, ilginç tartışmalar yapıldı. Güzel anlar yaşandı. Nâzun Hikmet'i magazinleştir- mek isteyen gazetelerin ve haber- mamdı. Kültür Bakaru da gelmiş- ti, tlhan Selçuk Mimar Sinan Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. Ismet Vildan Alpteldn, Rektör Yardım- cısı Beril Anjlanmertile üniversi- tenin pek çok öğretim üyesi, öte- ki konuklarve basın çahşanJan da yerini almıştı!.. Programa göre sempozyum MimarSinan Üniver- sitesi Konservatuvan öğrencileri korosunun müzik dinletisi ile açıl- dı. Öğrenciler, sözleri Nâzım Hik- ante gibi, Goethe gibi, Nâzım Hihnetimiz var diyebiliriz (...) Nâzım Hikmet'i duyumsamak (...) Beethoven 'ı duyumsamakgibi, insanların yarattıkları güzelliğin özüne erişmekle bir sayılmah. Nâzım Hikmet 'in böyle, Nâzım Hikmet Vakfı 'nca ve bütün Türkiye 'ce, bütün dünyaca anılması, hepimizin göğsünü kabartıyor.' açıkoturumlar. sergiler, gösteriler, gösteriler ve gösteriler sürüyor!.. Bu bağlamda düzenlenen bir etkin- lik var ki son derece önemli ve an- lamlı. Özel olarak bu etkinliğin üzerinde durmak gerekiyor!.. Iş- te bu yazının konusu da bu etkin- lik: "2002 UhıslararasıNâzon Hik- met Sempozyunnı"!.. 2002 Uluslararası Nâzım Hlkmet Sempozyumu Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfi ile KültürBakanlığı Köröp- hanelerGend Müdürlüğü'nce Nâ- zım Hikmet'in 100. doğum yıldö- nümü anısma bir sempozyum dü- zenlendi. Bu girişim ile, ahşılmış Nâzım Hikmet anmalanna ya da toplantılanna değişik bir boyut ka- tılmış oldu, Nâzım Hikmet'in şi- iri, kişiliği, sanatı, düşünce dün- yası, yaşamı, yapıtlan ve mücade- lesi üzerine değerlendirmeler ya- pıldı, ciddi çalışmalar sergilendi!.. Nâzım'ın doğumunun 100. yı- cilerin ilgi göstermediği ve hatta kimi ciddi gazetenin yöneticileri- nin ayırdnıa varamadığı ya da son- radan peşine takılmaya çahştığı bu etkinlik, örnek bir sempozyum olarak edebiyat tarihindeki yerini aldı. Alışılagelen sempozyumlar- dan farkı, izleyici kitlesüıin yo- ğunluğu ve sahip olduğu nitelik- ti. Sempozyum her gün bir müzik dinletisi ile başladı ve üç gün sür- dü. Evet, Nâzım Hikmet için ilk kez uluslararası bir sempozyum yapıldı. Bu bir yenilikti. Başarılı olması son derece önemliydi. Ve başanlı oldu!.. Nâzım Hikmet Kül- tür ve Sanat Vakfi yöneticilen ne kadar övünse yeridir!.. Vakıfyöneticileri ve tüm görev- liler heyecan içindeydi. Yoğun bir çahşma yapılmıştı. Konuklar ağır- lanıyor, armağanlar ve plaketler hazırlanıyordu; simultane çeviri hazu-lıklan tamamlanmış, bildiri- ler Türkçe ve Ingilizce olarak çev- rilmiş, çoğaltılmış, basın bölümü düzenlenmişti. Hemen her şey ta- met'in, bestesi Cumhıır Bakış- kan'ın "Bu Bir Rüyachr" ve "Sev- mek Bu" adh eserlerini yorumla- dılar. Sempozyumun Nâzun Hikmet Kültürve Sanat Vakfi adına açılış konuşmasını, Cumhuriyet Gazete- si Yayın Kurulu Başkanı ve Nâzun Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı 'nın Danışma Kurulu üyesi llhan Sel- çuk yaptı. llhan Selçuk konuşma- sında, Nâzım Hikmet'in 100 ya- şında olmasına işaret ederek şair- lerin ve bilim insanlannın böyle uzun yaşadıklarının altını çizdi. Nâzım Hikmet'in Türk dilinin en büyük şairlerinden olduğunu be- lirterek "Dante gibi, Goethe gibi, Nâzım Hikmetimiz var diyebiliriz (~)Nâzun Hikmet'i duyumsamak (.„) Beethoven'ı duyumsamak gi- bi, insanların yararüklan güzeüi- ğin özüne erişmekle bir sayılmah. Nâzun Hikmet'in böyle, Nâzım HikmetVakfi'nca vebütünTürid- ye'ce, bütündünyaca anıfanası, he- pimizin göğsünü kabartıyor'' de- di. llhan Selçuk, "vatanşairi" olan Nâzım Hikmet'in a>Tiı zamanda in- sanlığın sosyal eşitliği temelinde enternasyonalist bir bakışa sahip olduğunu belirtti. Adaletli birdün- yada yaşama özlemi içinde olan Nâzun Hikmet'in, hem kendi va- tanuıın, hem kendi insanının, hem dünya insanının ve hem de tüm gezegenimizin otundan, böceğin- den insanına kadar tüm gezegeni- mizin şairi olduğuna işaret ede- rek "Onun böyle anılması, 100 yı- hnm törenlerleveanlamlaıiaüst üs- te karmanlaria gelerek onun şiir- lerini okuyarak ve bugün yapıkn- ğı gibi biUmsel açıdan da anlamı- nı tartarak anılması çok güzel bir şey. Hiç kuşkusuz Kültür Bakam- nnzui da burada bulunması ve bu anma>a kaübnası, Türkrye'nin ner- den geldiğini gösteren iyi bir gös- tergedir. Hepinize saygilar sunu- yorum" dedi. Kültür Bakanı'nm konusması Kültür Bakanı Istemihan Talay, sempozyumun ikinci konuşması- nı yaptı. Talay konuşmasında, ül- kemizin çok zengin kültür değer- lerine sahip olduğunu, bu değer- leri korumak ve onlara sahip çık- mak gerektiğini belirterek "Ana- dohı'dald Hitit, Roma, Bizans, Sel- çuk, Osmanlu Cumhuriyet döne- mi eserleri arasında nasd bir ayrun yapmı>orsak, nasd hepsinikoruyor- sak ve nasıl hepsine sahip çıkryor- sak; Türkçemizi zenginleşriren, manevi mirasımızı sanatta, şiirde, edebiyatta ulusal ve evrensel de- ğerlereulaşoranyazarlanmızı,şa- irkrimizi desteklemekvebenimse- mek de bizini en tabii görevimiz- dir" dedi. Sanatı, sanatçıyı ideolojik ölçü- lerle değerlendirmenin önyargısı içinde olmadan, onu ulusal ve ev- rensel kültüre olan katkısı ile ir- delemenin, en doğruyaklaşım ol- duğunu dile getirdi. Istemihan Talay konuşmasında, kişisel olarak ve Kültür Bakanlı- ğı olarak Nâzım'ın ideolojisi ile il- gili olmadıklannı, ama onun Türk diline ve Türk şiirine getirdiği ya- lın, duru, akılcı ve insan belleği- ne kazınırcasına resmolan, ger- çekçi sanatıyla ilgili olduklannı belirtti. Bakan Talay konuşması- mn son bölümünde ise özetle şun- lan söyledi: "Nâzun Hikmet,yaşamı boyun- ca ve bugün bazı çevrelerde aşın derecede hayranhk uyandınrken bazı çevrelerde de o ölçüde tepki, hatta nefret topladı. Bence bu du- runı. Nâzun'ın kendisinden değfl, fakat Nâzun'ı nıenfi ya da müspet olarakdeğerlendirenlerin aşın bir duygusalhk içinde bulunmalann- dan kaynaklanmaktadu*.Hatta bu duygusaUığı irrasyonellik boyuru- na çıkaranlar da var. Öte yandan, hiç beklenmeyen çe\Telerden Nâ- zım'ın şiirine ve sananna övgüler duyanlar da görülmektedir. (...) Nâzun Hikmet tarüşma ve değer- lendirmeleri, uiusumuzun hoşgö- rü gelenegine yeni bir katkı, çağ- daş bir boyut ve derinlik kazandı- racaktu*. Bu duygular içinde sem- pozyumun başanb geçmesim diü- yorum. Büyükşairi saygıyla amyo- rum. Tüm değerti katılımcılara karkılan için teşekkür edrvor, he- pinizi saygıyla selamhyorum." Nâzım'ın 100. yılı etklnHklerlnden bazıları Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfi Genel Sekreteri KıynıetCoş- kun, 2002 yılının Uluslararası Nâ- zım Hikmet Yıh olarak tüm dün- yada anılması yönündeyaptığı so- nuç alıcı girişimleri ve de Türki- ye'deki anma törenlerine ilişkin katkılan nedeniyle NâzunHikmet Kültür ve Sanat Vakfi adına Kül- tür Bakanı Istemihan Talay'a bir plaket vererek teşekkür etti. Kıymet Coşkun, Nâzım Hikmet Fotoğraflan Sergisi'nin sempoz- yum sırasında ve daha sonra da yıl boyunca yurtiçinde ve yurtdı- şında sergileneceğini söyledi. Ay- nca Nâzım Hikmet Kültür ve Sa- nat Vakfı 'nın Rusya Federasyonu Moskova Devlet Kütüphanesi ile Türkiye Milli Kütüphanesi Başkan- lığı'nın işbirliği ile gerçekleştirdi- ği Nâzun Hikmet Kitaplan Sergi- si'nin de açılışunn Rusya Fede- rasyonu Istanbul Başkonsolosu ta- rafından yapılacağını belirtti ve sempozyum konuşmacılannı ta- nıtarak davet ettı. AVRUPA'DAN GURAYOZ SÜRECEK... Avnupa Kaygılamyor ABD Başkanı W. Bush'un kabalığını onun ca- hilliğine verirsek içinde yaşadığımız dönemi anla- makta güçlük çekebiliriz. Son olarak Avrupalılan "dizleri titremekle suçlayan Bush, neoliberal kü- reselleşmenin yeni bir evresinin, bu evreye uygun düşen sözcüsüdür. Sözcünün söylediği ise bun- dan böyle CSüney'in, Ortadoğu'nun, Asya'nın yok- sul ülkelerinin değil, gururlu Batı'nın öteki ülkele- rinin de ABD'yi dinlemesinin gerektiğidir. Burada asıl hedefin ihtiyar Avrupa olduğu karşılıklı atışma- lardan yeterince anlaşıimıştır. Herhalde ABD'nin ve onun "sözünü esirgemez" başkanının işi de kolay değildir. Kolay değildir, ama ne gerekiyorsa o yapılacaktır. Bu durumda, yani yeni dünya düzeninin bu ye- ni evresinde kahramanlanmız hazıneyi bulduklan çukurun başında birbirini kollayan define avcıları- na benziyorlarsa da paylaşım daha bir zaman "hakkıyla" ve "uygarca" yapılacaktır. Ama sonrası için garanti verilemez. • • • Avrupa Birliği'nin yeni Dönem Başkanı Ispanya Başbakanı Jose Maria Aznar ABD ileAB arasın- daki atışmalarda daha "mutedil" bir tutum takınan Avrupalılardandır Der Spiegel dergisinin bu haf- taki sayısında yer alan söyleşide, bu mutedil tutu- munu oldukça keskin sözlerie ifade etmekte ve ör- neğin şunlan söylemektedir: "Terohzme karşı olanaklanmız çerçevesinde ne yapmamızgerekiyorsayaptık. Terorizme karşı mü- cadelede uluslararası koalisyonda herhangi bir çatlak olmamalıdır. Ama sözü edilen ve tehlike arz eden kötü ülkelere karşısaldınyageçmek terotizm- le mücadele ile aynı şey değildir. Amerikan dış po- litikasının bu yeni çizgisini tartışmak zorundayız. Bizşimdi Avrupa ile KuzeyAmerika arasında bir- llğin yeniden onaylanmasının gerektiği tarihi bir dönemiyaşıyoruz." • • • Kulaklarımız böylesi demeçlere alıştığı için, ar- tık pek doğal gelen bazı sözlerin altını çizmek ve onlann "derin" anlamlan üzerinde düşünmek işe yarıyor arada bir. Görüldüğü gibi Senor Aznar, "tehlike arz eden kötü ülkeler" tanımlaması ile Mr. President'm "şere/csen/'"tanımlamasına, Avrupai bir içerik kazandırmış bulunmaktadır. Avrupa'nın bu ülkelere vurmak için daha başka gerekçelere ihtiyaç duyduğu da ortadadır. Üstelik yine aynı söyleşide Senor Aznar'ın altını çizdiği gibi, Avru- pa'nın silahlı gücü henüz yeterli değildir. Avrupa ya da daha doğru bir ifade ile Avrupa Biriiğı, silah- lanma konusunda karar vermeli ve acele etmeli- dir. Yoksa.. bundan sonrasını anlamak açıkça ifa- de edilmese de artık daha kolaydır; yoksa "atı alan Üsküdar'ı geçecektir". Hatta geçmiş bile olabilir. Çünkü Mr. Bush'un şa- hinleri "bizim size ihtiyacımız yok" demeye baş- lamışlardır bile. • • • Görüldüğü gibi ey okuyucu, durum Avrupa açı- sından kaygı verici, bizim açımızdan ise vahimdir. Bugünlerde yeniden biçimlendirilen politikalar, ya- nnlann pek parlak olmayacağını, kapışmanın şid- detli olacağını, bugün olmazmış gibi gelen felaket- lerin yann bizim de başımıza çöreklenebileceğini göstermektedir. Ama bu son söylediğimin aslın- da pek safça sözlerden ibaret olduğunu ve fela- ketin çoktandır üstümüze çöktüğünü, ödenemez hale gelen borçlanmızla IMF'nin; siyasa) düzeyde ise açıkça hem AB'nin, hem ABD'nin şimdilik yu- muşak görünen şantaj silahını bıze karşı sık sık kul- landıklannı siz zaten biliyorsunuz. Mr. Bush'un ifadesiyle "şere/csen/"ne yada Se- nor Aznar'ın ifadesiyle "kötü ülkeler" kategorisı- ne dahil olmadığımızı düşünüp, rahatlayabilir miyiz? Ya öyfe olmadığımızı unuturlarsa! MİLI PİYANCO 600 mllyar llra: 242143 (Mersin) 60 mllyar llra: 023242 10 mllyar llra.-45263 i 5 mllyar llra: 2016i6 489345 632721 1 mllyar llra: 045806 054701 056130 066524072325116946205096220392225701 263951271484289438328272350317363870 401111429689451807458271506093 518866 534220565346607471625940656360662658 664419 674369 682600 500 milyon llra: 000794 001131005618 011751028929034710035402035956044486 058214062160079167081245091701095808 102124109380112722118520122463 139656 141049146594160193 161885 170481193105 198683 203898 203844209769214227218156 232643245512253873 273176286042292091 292021294497300054307495315410319670 322019322120325307329311331394347111 351007360506361196369762376298398199 419061422467435071445368480439487178 491897 530546 562858 573470586720592867 594455601136605781615736641597652281 658630 662446 681054 695901 697085 200 mllyon llra: 005593 010594 024559 044674051596061403 075142075645083363 093555094462 099717115118123720129207 130534130959139540155904162802176914 179349205027223492227794234112235592 241249242048242907247570247801248825 252294270901277547287120289243 311169 313753317198320071324067340162341615 344986352119361992366377371101375515 3776O338125138303238679139I644412411 415853426749426934454168457541468128 470419475759484733 495530497470 501148 513255514669519597529514543525546747 549806551446551617562222567909569080 570307576595 580226587031595583 606246 615059616359621472628130632286633854 636942649004655991659312684513696122 696482 30 mllyon llra: 0702317836 20977 22192 22454283654356772342 73663 8332184406 86387 89350 94883 20 mllyon llra: 11851595 25214252 4408 6360 6475 8659 9012 9268 9331 9719 15 mllyon llra: 102 411600 658 765 10 mllyon llra: 0189 90 Amortl: 2 ve 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear