23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2002 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ StRMEN Yasa Değişikliği Yetmez Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Ale- vı ve Bektaşi Kuruluşlan Birliği Küttür Derneği'ni, Dernekler Yasası'nın 5. maddesinin 6. bendine dayanarak "Türk dilinden ve kültüründen ayn di ve kültürleri korumak veya yaymak suretiy- leazınlıkyaratmak, veya herhangi birbölgenin, ırkın, sınıfın veya bir dil ve mezhepten olanla- nn diğerlerine hâkim veya diğerlerinden imti- yezlı olmasını sağlamak için dernek ku/vlamaz" hûkmüne dayanarak kapatılması, üzerinde uzun uzun durulması gereken bir konudur. Hukukçular, daha önceki emsal karariara da bakarak bu kararın Yargıtay'dan döneceğine emin olduklannı söylüyortar. Gerçekten de Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Eğitim ve Kültür Vakfı hakkında 2000 yılında verilen aleyhte karar Yargıtay tarafından bozul- muştur. Ankara 2. Asliye Mahkemesi'nin verdiği ka- rara bir de TCK'nin 312. maddesi açısından bakmak gerekir. öyle ya! Türk kültürünün aynlmaz bir parça- sı olan Alevi kültürünü ve düşüncesini, aynm- cılık olarak gönmenin bizatihi kendisi acaba ay- nmcılık olmuyor mu? Böyle bir derneğin kurulması ile Alevilerin öbür mezhepler üzerinde baskı kurabilecekle- rini veya imtiyazlı duruma gelebileceklerini söy- lemek, acaba izan ve Türkiye'nin açık gerçek- leri ile ne kadar bağdaşıyor? • • • Her neyse, biz konunun bu yanını uzman hu- kukçulara bırakalım ve yalnızca bir noktayı vur- gulamakla yetinelim. Türk Alevileri iki bölüme ay- nlmış durumdadırlar. Bunlardan birincileri, Tür- kiye'de yaşayan Alevilerdir ki, onların dernek- leşme haklan önünde kimi engeller vardır. öbür- leri ise Almanya'da yaşayan Alevilerdir ki, on- lar serbestçe demeklerini kurabilirler. "Kimi engeller" deyimini kullanmamın nede- ni, Yargıtay'ın bu engeli kaldıracağını ileri süren hukukçuların görüşüne katılmamdır. Ancak burada bir başka sorunla karşı karşı- yayız. Şu anda Türkiye'de bulunan Avrupa'nın ge- nişlemekten sorumlu komiseri Güther Verhe- ugen, uyum yasalannı yetersiz bulmakta ve da- ha da önemlisi, diğer istekleri kabul edilse bile asıl olanın uygulama olduğunu söylemektedir ve bu görüşünde yalnız değildir. Bu davranışı dolayısryla Verheugen'e kızan- lar da az değil. Onlararasında bulunmadtğımı, tam tersine Bay Verheugen'e tümüyle katıldığımı belirtmek iste- rim. ölüm cezası ve isteyenin kendi anadilini öğ- renebileceği bir eğitim (okullardatemel eğitimin resmi dil dışında olması anlamını taşımıyor bu istek) ayn tartışma konularıdır ve onu da yapa- cağız. ••• Ancak şimdiye kadar birkaç kez değindiğim bir konuya tekrar dönmek istiyorum. Asıl sorun yasalarda değil kafalardadır; bu durumda da kafalan değiştirmeden yasalan de- ğiştirmek fazla bir anlam taşımayacaktır. Daha önce de değindim. Bugün Türkiye'de yürürlükte olan yasalan herhangi bir Avrupa ül- kesinde yürürlüge koysanız, oranın özgürlükler konusunda daha açık görüşlü yargıçlarının ya- ratacaklan içtihat Türkiye'dekinden çok farklı ola- caktır. Yasalan değiştirmek görece kolay bir iştir. Ama yargı organında egemen olan zihniyeti degiştirip, onu daha özgürlüklerden ve çağdaş- lıktan yana bir hale getirmek daha zordur. Burada, yargıyı suçlamak, önyargılı olduğu gibi bir sav ileri sürmek istemiyorum. Yalnızca yorumun biraz çağın gerisinde kaldığını vurgu- lamak amacım. Bu olgunun da, çeşitli nedenleri var ki, eğitim en başta gelenidir. Evet.. yalnızca yasa değişikliği yetmiyor, ay- nı zamanda kafa değişikliği de şart. Rahsan Ecevit'in sözleri MHP cevap vermeyecek ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-MHP Ge- nel Başkanı DevietBah- çelLDSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ece- vit'in bazı değerlendir- meler yaparak partisini hedef aldığı haberleri üzerine "bunlan ciddi- ye almadığııu'' söyledi. Bahçeli, "Hiçbir sub- jektifdeğeriendirınenin 57. hûkûmetin günde- mindeyer abnası ve tar- nşüroasmnı yaran vok" dedi. Bahçeli. kurmay- lanna "Bu konuyu tar- bşmayın, yanıt verme- yin" talimatı verdi. Rahşan Ecevit'in ba- zı gazetecilerle sohbeti sırasında"MHPdeğiş- medi TBMM'de katü- ler var" benzeri açıkla- malarla MHP'yi hedef aldığı söylentileri, MHP içinde tepkiyle karşılan- dı. Bazı intemet sitele- rine de yansıyan bu tür haberler, Bahçeli'ye ile- tildi. MHP lideri Devlet Bahçeli, kurmaylanyla yaptığı değerlendirme- de Ecevit'in ithamlan- nın ciddiye ahnamaz ol- duğunu söyiedi. Bahçe- li, konunun tartişılma- masını yanıt verilme- mesini istedi. MHP kurmaylan, Rahşan Ecevit'in değer- lendirmelerini ciddiye almamalannın, itham- lannı kabul ettıkleri an- lamına gelmediğini vur- gulayarak şunlan söyle- diler: "Bubeyanlar, ken- di takdiıieıidlr. MHP açismdan ciddiye ahna- cak bir tarafi yoktur. Bi- n sevmek gibi bir mec- buriyetJeriyok.Bu açık- lamalann özel bir nede- ni olduğunu da düşün- müyoruz. Laf gelmiştir söytenmiştir. Muhtemel ki bunu konuşmak ho- şuna gjdjyor" Alevi-BektaşiKuruluşlan: Biz bölücüysek, seçim zamanı kapımızdan aynlmayan siyasiler de bölücüdür Laik devletaynmyapmazANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alevi-Bektaşi Kuruluşlan Birliği (ABKB) adına açıklama yapan Tnr- gutÖker, Akvi-Bektaşiliğin birmez- hep ohnadığını belirterek "Laik dev- let, yurttaşlan arasında aynm yap- maz, birini diğerine tercih etmez" de- di. Öker. Ale\ ı yurttaşlar olarak "nü- ms cüzdanlanna nzahnnm d^mdaya- zılan sıfadar yerine Alevi sözcüğünün yazılması için nüfus düzeltme davala- n" açacaklannı, zorunlu din dersi kalkmadıkça v eya seçmeli hale geti- rümedikçe Alevi öğrencilerin bu ders- lere girmeyeceğini açıkladı. Mahkeme tarafuıdan kapatılması- na karar verilen ABKB'nin düzenle- diği basın toplanhsında açıklamalar- Sabih Kanadoğlu: Yasalan düzeltmekgerek tZMtR (Cumhuriyet Ege Bfirosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin, Alevi Bektaşi Kuruluşlan Birliği Kültür Derneği'nin feshine karar vermesiyie ilgıli olarak "Yasalann düzeltUmesi gerektiğmin bir örneğidn-'' dedi. Izmir'de Vali Alaaddin Yüksel ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'yı ziyaretinin ardından gazetecilerin konuyla ilgili sorulannı yarutlayan Kanadoğlu, "Yasaİan düzekmek lazun" dedi. da bulunan Ahnanya Alevi Birlikle- ri Federasyonu Başkanı Turgut Öker. birliğin, her türlü ayrımcılığa karşı olduğunu vurgulayarak "72 milleti birtutaraktüminsanlanneşitiiğinive kardeşliğini savunur. Çahşmalannı ırk. diî inanç. cinsiyet ve siyasal görüş aynmı gözetnıeden sürdürür. Laik ve detnokrasmin yıimaz savunucusudur" dedi. Öker, Anadolu'nun öz ve özgün bir kültürii, inancı, felsefe ve yaşam biçimi olan Aleviliğin, savcılık tara- fından "azuıhk, bölücülük unsunı mezhep olarak ele ahnriıgını" ve bu doğrultuda Alevi adından dolayı bir- liğin mahkemece kapatılmasınınm anlaşılmaz bir tutum olduğunu be- lirtti. Öker, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz bölücüysek eğer, seçim zaman- larmda demek.vakrfvedergâhlanmı- zm kapısından aynlmayan siyasiler de bölücüdür. Serçeşmemiz Hac ıbek- taş'ı ber nrsattaziyaret eden, Hünkâr Hacıbektaş Veti'nin sandukasma el ve yüz süren politikaalar da bölücüdür. Hacıbektaş eüdnfiklerimizi şereflen- diren cumhurbaşkanlan, başbakan- lar, kültür bakanlan. vahier ve kayma- kamlar da bölücüdür. Bir gerçekfik olan Alevilik yasaklanamaz." Yurttaşlık görevlerini, yükümlü- lüklerini Alevi kimhğiyle yerine ge- tirdiklerini kaydeden Turgut Öker, *Bu mahkeme kararmın Yargrtav 'dan döneceğine inanıyoruz. AİHM kapı- lanna gitmemize gerek katanavacagı- na inamyonız" diye konuştu. Öker, Alevi yurttaşlann, nüfus cüz- danlanna nzalan dışında yazılan sı- fatlar yerine Alevi sözcüğünün ya- zılması için nüfus düzeltme davalan açacaklannı belirtti. Karara tepkiler sürüyor Tarihibir hata yapılıyor tstanbul Haber Servisi- Alev i derneklerinın kapa- tılmasına yönelik karara tepkiler artıyor. Karan kı- nayan sivil toplum örgüt- leri, Aleviliğin, bölücü- lükle eşdeğer tutuhnasını tarihi bir hata olarak nite- liyorlar. Alevi Bektaşi Eğitim ve KültürVakn Kurucu Baş- kanı Lütfii KaM, Alevi- leri, "bölücülükvesiyaset yapmak"la suçlamanın büyük bir hata olduğunu belirterek "Alevilere yö- nelik bu hasmane tutum, bölücülük ifta'rası ve siya- setçüiksapörmasıyia basi- te indirgenip geçiştirile- mez. Bu yaklaşjmlarla Ale- vileri suçlamak, en büyük iftü-adır" dedi. Hacı Bektaş Veli Kül- tür ve Tanıtma Derneği Genel Başkanı Beyzade Özkahraman. Aleviliğin bölücülük değil sevgi, ba- nş ve hoşgörü olduğunu ifade ederek karann sağ- duyulu insanlan derinden yaraladığını kaydetti. Öz- kahraman, Alevi-Bektaşi inancı taşryan yurttaşlann Atatürk'ün önderliğinde ulusal kurtuluş savaşını gerçekleştiren Kuvayı Mil- liye ruhundan geldiİderine dikkat çekti. Sosyal Demokrasi Vak- fı (SODEV) Başkanı Er- can Karakaş. Alevilerin her zaman kültür ve ya- şam biçimleriyle toplumun aynlmaz bir parçası oldu- ğunu vurgulayarak "Tüm farkkfaklanbuülkeninvaz- geçflmezzenginlikleri ola- rakgörmediğimiz sürecene çagdaşlaşır, nedebütün- lüğümüzü koruvabiliriz*' diye konuştu. EskiCHPErzincanMil- letvekıli Nurettin Karsu. 16. yüzyıldan Atatürk ge- linceye dek bu inancı ya- saklayan kafalann, bu çağ- daki varhğının Türk ulu- su için bir talihsizlik oldu- ğunu ifade etti. însan Hak- Ian Derneği (İHD) Istan- bul Şubesi'nden yapılan açıklamada da kapatma karannın örgütlenme öz- gürlüğüne darbe olduğu ifade edildi. Betiil Uncular'ı uğurladık Yakalandığı amansE hastabğa yenik düşen gazeteci-yazar Betül l ncular dün toprağa verildL Uncukr'ın cenazesi için dün ilk tören, 25 }il sümle pariamento muhabiri olarak çahşbğı TBMM'de yapıldL Törende konuşan çahşma arkadaşbnndan, Ankara Milletvekili Uluç Gürkan, "O, bize unutturulmaya çahşılan onurhı değerlerimizm temsücish dL Betül l ncular'ı anmak, onu anlanıaktan gccer. Onun gerektiğinde bedel ödev erek savunduğu değerieri anlamahyız. Anısı ilketerini anlamamıza rehber okun" dedi Uncular'm çahşma arkadaşlanndan Hakkı Erdem de, "O gazetecOiğin >ahuz para kazanmak veya \almz haber adatmak ouiıadığmı, gazeteciliğin kamu yaranna bir mücadele abnı olduğunu bize öğretti. Son khabında, haberleri gibi. \ aşammı da en yahn şeküde anlattı. Bir Sevgüiler Günü'nün ardmdan onu uğurkmak daha da ağır, ama o hep gönlümüzün sevgUısi olarak kalacak" diye konuştu. Daha sonra Manepe Camisinde düzenlenen törene, TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, Kültür Bakanı tstemihan Talay, esld Başbakan Yarduncısı Murat Karayalçın. eski bakanlardan Nahit Menteşe. Onur KumbaracıbaşL Gürcan Dağdaş, Hamdi L çpmarlar, Bekir Sami Daçe. Akm Gönen, Cemil Erhan, Cafer Tayyar Sadıklar, Seyfi Oktav dakatıldı.tncular'uıcenazesi, Cebeci Asri Mezarhğı'nda toprağa verildL (Fotoğraf: A.A) Diyanet Alevileri reddetti Devlet de ikiye ayrıldı tçişien Bakanlığrnın geçen yıl Alevilik üzerine görüş istediği Diyanet, "Alevi dernekleri faaliyette bulunamazlar, yasa uygulanmah" yanıtını verdi. Kültür Bakanlığı ise Aleviliğin Türkiye kültürünün bir zenginliği olduğunu, kapatılmamalan gerektiğini iletti. tLHANTAŞCI Yekta Güngör Özden ve 19 aydının imzaladığı çağn mektubu 300 kişiye gönderildi Âtatürkçü yeııi yapılaıııııa çağrısı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Aralannda eski Anayasa Mah- kemesi Başkanı Yekta GüngörÖz- den" in de bulunduğu bır grup ay- dın, Atatürkçü yeni bir yapılanma- da bir araya gelinmesi için bugün çağnda bulunacak. Özden'in yanı sıra çeşitli kesimlerden 19 kişinin imza atnğı "çağn" mektubun, 300 kişiye gönderildiği öğrenilirken mektupta üUcenin bütünlüğünün, ulusun birliğinin ve bağımsızlığı- nın tehlikede olduğu belirtilerek kendisüıi yurtsever ve Atatürkçü olarak görenler, konuyla ilgili gö- rüşlerin ortaya konacağı bugünkü toplantıya davet edildi. Mektupta, emekli Anayasa Mah- kemesi Başkanı Özden, Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mıral Savaş. emekli Tuğgeneral AK Rıza Sehnanpakoğhı, gazeteci ts- met Solak ADD Genel Başkanı HaBl tbrahim Şahin, Prof. Dr. Se- • Ülkenin bütünlüğünün, ulusun birliğinin ve bağımsızlığmın tehlikede olduğu belirtilen çağn mektubunda, kendisini yurtsever ve Atatürkçü olarak gören herkes göreve davet edildi. çfl Karal Akgün. Prof Dr Necla Arat, Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan. Prof Dr AliNihat Bozcuk eğitimcı, Mehmet,41i Gür- büz, Prof. Dr. Sedat Işık, eğıtimcı- hukukçu Ertuğrul Kazancı. avu- kat Güler Tanyolaç. inşaat mühen- disi KadriÜn. yazar Meriç \eh'de- deoğlu, Prof. Dr. Özer Ozankaya, emekli Tümgeneral Osman Ozbek, Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gül- seven G. Yaşer, emekli Orgeneral Kemal Yavuz ve inşaat mühendisi Derya Kocabay imzalan yer aldı. Mektupta, "Neler yapılması ve khnlermyapmaa ff gerektiği konu- sunda bugün saat 10.00'da Anka- ra Dünya Ticaret Merkezi'nde ya- pılacak toplantıda görüşlerin orta- ya konacağı belirtilerek "gerçek vıırtseverler ve gerçek Atatürkçü- İer" toplantıya çağnldı. Mektupta ana hatlanyla şu görüşlere yer ve- rildi: • Uluslararası kuruluşlarda eşit konumda yer alarak çağdaş ola- naklardan en iyi biçimde yararlan- ma ilkesi, yerini EMF buyruklan, AB dayatmalan ve ABD baskıla- nyla biçimlenen onur kıncı bir ba- gimlılığa bırakmıştır. • Borç dilenen siyasal yaranma mektuplan, gereksiz ve sakmcalı dış destek çabalan, abartıh ve aşağıla- yıcı ilişkilerle süren ödünler ulusal kinüiğimizi zedelemiş, gelecek ku- şaklar ağır yükler altına sokularak gerçekler sorumluluk ilkesinin iş- lemediği bir düzende halkımızdan saklanmıştır. • Türk Devrimı'nin temelini oluşturan Atatürk ilkeleri bizim ortak değerimiz ve dayanağımız- dır. Bir kurtuluş ve kuruluş kayna- ğtmız. aydınlanma gücümüz olan Kemalızmi benimsemiş, yurttaş- lık bilinci ve sorumlulıık duygusu örnek. ulusal kimliğinden kıvanç duyan içtenliklı Atatürkçülerin ulu- sal yükümlülüklerinin sının çizi- lemez. • Kapitülasyonlan anımsatan ve Sevr'i çağnştıran ortamı, Büyük Atatürk'ün eserlerine sahip çıkarak Cumhuriyetimizi onun amaçladığı gerçek demokrasiye ulaştırıp, "Cumhurijietçi Demokrasi''yi ka- zanıp yapımızı yenileyerek değiş- tirebiliriz. Hukukun üstünlüğü ilkesini en sağlüdı güvence kılarak yannlara koşmak başlıca ülkümüzdür. ANKARA - Alevi-Bektaşi Kuruluşlan Birliği Kültür Derneği'nin "bölücülük" suçlamasıyla kapatılmasınm arkasında, Diyanet Işleri Başkanlığı'nın Içişleri Bakanlığı'na ilettiği "yazıh görüşün" etkili olduğu ortaya çıktı. Diyanet tşleri Başkanlığı, Alevi derneklerinin tüzüklerindeki "Alevi, cemevi, cem" ifadelerini bulunduran derneklerin faaliyette bulunamayacaklannı, aksi halde haklannda ilgili yasa hükümlerinin uygulanması gerektiğini savundu. Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik yolunda siyasi ölçütleri karşılama kapsamında, toplanma ve dernek kurma gibi özgürlükleri de genişleöneye çalışan Türkiye'nin, mahkeme karanyla, Alevi- Bektaşi Kuruluşlan Birliği Kültür Derneği'ni kapatmasına ilişkin tartışmalar büyüyor. Cumhuriyet'in edindiği bilgilere göre Alevi derneğinin kapatılması süreci, geçen yıllara dayanıyor. Içişleri Bakanlığı, MGK Genel Sekreterliği, Başbakanlık. Kültür Bakanlığı ve Diyanet Işleri Başkanlığı'na başvurarak tüzüklerinde 'Alevi, cemevi, cem vb.' ifadeleri bulunduran dernekler hakkında bilgi istedi. Kültür Bakanlığı, yanıtında, bu tür derneklerin "kültürümüzün bir zengmfigi olduğu" ve haklannda yasal hükümlerin uygulanmaması gerektiği görüşünü bildirdi. Diyanet ise tüzüklerinde Alevi, cemevi, cem gibi ifadeleri bulunduran derneklerin bu halleriyle faaliyette bulunamayacaklannı savundu. Diyanet, Alevi derneklerinin tüzüklerinden bu ifadeleri çıkarmak kaydıyla faaliyet gösterebileceklerini, tersi durumda haklannda yasal hükümlerin uygulanması gerektiğini ileri sürdü. Alevilik, cemevi, cem ifadelerinin "terim olarak kültürel yönü de sakh kalmak kaydıv la dini terim ouna hüvTyetkrini" de kabul ettiğini belirten Diyanet'in bu yaklaşımı Aleviliğin "mezhep" olarak değerlendirildiği yorumlanna neden oldu. Diyanet'in yine îçişleri Bakanlığı'na ilettiği 16 Ağustos 1999 tarihli bir başka yazısında ise cemevleriyle ilgili olarak, "Islam tarihinde cami ve mescit vardır, ceme\i binası yoktur" görüşü savunuldu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo. com Boynundan aşağısı felç olmuş bir insanı, bir mahkeme neden bırak- maz? Işte size bir acımasızlık öykü- sü: Hüseyin Yıldınm, geçirdiği bir trafik kazası sonrası felç olmuştu. Evinde tedavi görürken 5 Temmuz 2001 günü evi polislence basıldı ve gö- türülmek istendi. Eşi, bu haliyleceza- evi araana binemeyeceğıni, ambulans getirilmesi gerektiğini söyledi. Tabii ki dinlemediler. Dört polis, onu kucaklayarak polis minubüsüne götürüp yere yatırdılar. Şubede onu oturtarak sorguladılar. Birkaç saat sonra fenalaşınca bir sün- ger yatak getirdiler. Tuvalet ihtiyacını yanında bekleyen biryakınının yardı- mıyla yerine getirebildi. Sonunda Hü- seyin Yıldınm bu haldetutuklanıp ce- zaevine kondu. Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde önce revire konan Yıldınm, tek başına ora- da ihtıyaçlarını karşılayamadığı için üç kişilik bir hücreye nakledildi. Ora- dan Edirne'ye, sonra yeniden Tekir- dağ F Tipi Cezaevi'ne gönderildi. Şu anda kaldığı cezaevinde bir kişinin Bu însan Neden Bırakılmıyor? yardımıylatuvalete gidebiliyor, yeme- ğini yiyebiliyor. Hüseyin Yıldınm'ın boynundan aşa- ğısı tutmuyor. Yani ayakta duramadı- ğı gibi, elini de hareket ettiremiyor. Yıldınm, tutuklanmasının hemen ar- dından Tekirdağ Devlet Hastanesi'ne götürülmüştü ve hakkında bir heyet raporu tanzim edilmişti: "Kişinin özel bakıma ıhtiyacı vardır. Acilen cezası- nın tehihgerekir. Cezaevinde yatma- sı, sağlığı yönünden sakıncalıdır." Tekirdağ Devlet Hastanesi'nin bu ra- porunun ardından Yıldınm, Adli Tıp Ku- rumu 3.lhtisas Kurulu tarafından da muayene edildi. 3. ihtısas Kurulu ra- porundaşunlarbelirtildi: "Sonuç: Is- mail oğlu 1960 doğumlu Hüseyin Yıl- dınm'ın Spastik Quadripare arızası nedeniyle cezaevi şartlannda yaşamı- nı sürdürmesinin mümkün görülme- diğı, sürekli bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyacı olduğu, cezasının infazının CMUK 399. maddesi gere- ği 1 (bir) yıl süreyle tehiri gerektiği oy birliği ile mütalaa olunur." Hüseyin Yıldınm, ölüm orucunda değil. Zaten o durumda böyle bir şey yapması söz konusu olamaz. Alınan bu raporlarTekirdağ Cumhuriyet Baş- savcılığı'nca devlet güvenlik mahke- mesine gönderildi. Istanbul 6 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi bu raporlan değerlendir- mek üzere toplandı ve aşağıdaki ka- ran verdi: "Adli Tıp Kurumu Başkan- lığı'nın 14.01. 2002gün ve 206Ka- rar sayılı raporu ile sanık Hüseyin Yıl- dınm'ın 'cezaevi şartlannda yaşamı- nı sürdürmesinin mümkün görülme- dıği, sürekli bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç olduğu belirtilmiş ise de' sanıklann hastaklıklanndan dolayı tahliyesini gerektiriryasal her- hangi bir neden olmaması ve sanık- lann cezaevinde bulunduklan sırada hastalıklarından dolayı tedavilerinın, bakımlannın cezaevi ıdaresi tarafın- dan yerine getihldiği de dikkate alı- narak ve mevcut delil durumuna, dosya kapsamına, suçun vasıfve ma- hiyetine, suç ve tutuklama tarihine na- zaran sanık Hüseyin Yıldınm'ın tah- liyesinin reddine.. karar verildi." Mahkeme şunu söylüyor: Hüseyin Yıldınm, mahkûm değil de tutuklu ol- duğu için sakat da olsa, eli ayağı tut- masa da bırakılamaz. Eğer hükümlü olsaydı bırakılabilirdi. Böyle bir kara- rı ancak kanunları lafzi olarak yorum- larsanız verebihrsiniz. Yürürlükteki ka- nuna göre; Bir insan cezaevinde ken- disine bakamıyorsa ve sakat ya da hasta ise, Adli Tıp Kurumu'ndan bu durumu belgeleyecek birraporverir- lerse serbest bırakılıyor. Kanun koyucu bunu yaparken, "Tu- tuklular tutulsun, mahkûmlar bırakıl- sın" diye düşünmüş olabilir mi? Tu- tuklu, mahkûma göre kanun önünde her zaman daha masumdur. Beraat edebilir, tahliye edilebilir. Kanun ko- yucu kendine cezaevinde bakamaya- cak kadar sakat olan dışarı çıkarılsın diye bir kanun çıkarmış. Mahkûm ol- sa ne fark eder, tutuklu olsa ne fark eder? Üstelik Hüseyin Yıldınm felç. D- şanda ailesinın bakımıyia belki de bi- raz iyileşebilir. Cezaevi koşullannda ise iyileşmesi mümkün değil. Her geçen gün daha da kötüye gidiyor. ••• Hüseyin Yıldınm'ın eşi Nedime Yıl- dınm elinde raporlarla oradan ora- ya koşturuyor. Eşinin acil bakıma muhtaç olduğunu söylüyor. Dolaş- madığı kapı kalmamış. Böyle bir in- san, hangi hukuk mantığıyla içeride tutulur? Hangi vicdan, kanunu bu şe- kilde yorumlar? Bu konularda yazdı- ğım her yazından sonra Ceza ve Tev- kif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Er- tosun Bakanlık adına mutlaka bir açıklama yollar. Bu keznasıl bir açık- lama yollayacak, doğrusu çok merak ediyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear