Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 ŞUBAT20O2CUMA CUMHURİYET SAYFA
15
ücaktMauovepgU
ıscekonĞu
trtbiofuktolazor!
Bektronttt posta: dentzsomeciOTifciaiyet.com.tr Tel: 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512*
- Derviş'e görs yoğun
bakımdan çıkmışız...
"Mevta olarak mı!"
Kel alaka
Mîmar Prof. Dr. Enis
Kortan, Maçka Bayıldım
yokuşunda yayalar için
yapılan yürüme ve
dinlenme
alanlarına
otomobillerin
park ettiğini ve
bundan kaplama
taşlannın da zarar
gördüğünü bir
dilekçeyle Istanbul
Büyükşehir Belediye
Başkanı Ali Müftt
Gürtuna'ya bitdirip
gereken önlemin
alınmasını istiyor... Bir
süre sonra belediyeden
Prof. Kortan'a yanıt
geliyor. "Maçka
Bayıldım (belediyeye
göre Bayıltan)
yokuşunda yayalar için
yapılmış olan yürüme
ve dinlenme yerlerinin
bir süre önce
onanmının yapıldığı, yol
kenarlarına yanm
küreler şeklinde
engeller konduğu
belirtilmiş, ancak
civardaki araç sahipleri
tarafından bu engellerin
söküldüğü ve bu
yerlerin otopark olarak
kullanıldığı,
kaplamalara araçlann
zarar verdiği, çökmeler
meydana geldiği
belirtilmektedir.
Bilgilerinizi ve gereğini
rica ederim."
1 ürkiye'ye yargıianmak için gelmek isteyen
Amerikalı solcu Noam Chomsky ile Prof.
Dr. Alpaslan Işıklı, 1999'da internet orta-
1 mındatartışmıştı... Kuvayı Milliye dergisinde
yayımlanan tartışmada Işıkh'nın yanıtlarından bir bö-
lümü:
"Sizin gibi emektar bir solcunun Türkiye'nin güney-
dogu bölgelerinden büyük kentlere ve ülke dışına yö-
nelik göç olgusunu, Türklerin Kürt azınlık üzerindeki
baskılarının sonucu' olarak açıklaması çok acıdır. Ül-
kenin kuzeyinde ve kuzeybatısında bulunan Artvin,
Kastamonu, Kars gibi pek çok ilin ve köyün nüfusu da
kronik olarak azalmaktadır. Bilmelisiniz ki 'baskı altın-
daki' Kürt kökenli yurttaşlar, Kuzey Irak gibi Kürt kö-
kenli insanların çoğunlukta olduğu yörelere değil; fa-
kat tam tersine istanbul, Izmir ve Ankara gibi Kürt kö-
kenli insanların azınlıkta olduğu kentlere göç etmek-
tedirler.
Beni 'bağımsız öğretim üyeleri' kategorisine sokmak
lütfunda bulunmayan ilk siz değilsiniz. Beni hapse at-
mış ve kamu kesiminde çahşmamı yasaklamış olan 12
Noam Chomsky
Eylül cuntası da aynı görüşteydi. Sizin 'güvenilir1
kay-
naklarınızdan ve ABD kurulu düzeninin önde gelen
organlanndan VVashington Post'un muhabiri J. Ran-
dal'dan sağladığınız, 1 milyon insanın Diyarbakıra
göç ettiğine ilişkin iddia da, başka bazı iddialannız gi-
bi yanlış temele dayanmaktadır. Bilmelisiniz ki Diyar-
bakır kent merkezinin toplam nüfusu, 1997 verilerine
göre yarım milyondur.
'Devletterörü'nden sözederken, PKKterörünün de
gerçekte bir devlet terörü olduğunu ve burada söz ko-
nusu olan devletinTürkiye Cumhuriyeti olmadığını çok
iyi bilmek durumundasınız. Irak'tan binlerce 'CIA Kür-
tü'nü Guyam adalannda misafireden birgücün, ülke-
mizin güneydoğusunu kaosa çevimne yolunda neler-
den yararlandığını anlamak çok zor olmasa gerektir.
Diyarbakır'ı 'Kürt başkenti' ilan ettiğinize göre, niçin
ABD'de de, Ispanyol, Italyan asıllılarve Kızılderililer, Si-
SESSİZ SEDASIZ (!) NURJKURTCEBE
yahlar için de birer başkent ilan etmiyorsunuz!
Ne yazık ki Dr. Ismail Beşikçi hakkında da yanlış
bilgilendirilmiş bulunuyorsunuz. Dr. Beşikçi'nin mah-
kûmiyet nedeni, Kürtçe konuşması veya Kürtçe ko-
nuşmanın serbest olmasını savunması değildir. Zaten,
Dr. Beşikçi Kürtçe bilmez ve Kürt kökenli degildir.
Türk resmi kaynaklannın güvenilir olmadığı görüşün-
desiniz. Besbelli ki bu kaynaklar 'resmi' oldukları için
değil 'Türk' oldukları için bu görüştesiniz. Eğer böyle
olmasaydı, Ingiltere Parlamentosu insan Haklan Gru-
bu'nun da 'resmi' bir kaynak olduğunu nazara alma-
nız gerekirdi. Bununlabiıiikte, bu yazışmalanmızın so-
nucunda anarşist ve libertarian geleneğin günümüz-
deki en önde gelen temsilcisi olmaya fazlasıyla layık
olduğunuzu anlamış bulunuyorum. Bu akımın öncü-
lerinden Bakunin, 'aziz pederim' diye hitap ettiği Çar
1. Nikola'nın önünde boyun eğmişti. Siz de 'büyük
birader'in 'böl ve yönet' politikasına hizmet sunmak-
ta çok istekli görünüyorsunuz. Bilmiyorum, siz de,
Petro-Pavlovsky zindanındaki Bakunin gibi ağır bas-
kılar altında mı bulunuyorsunuz?"
Kapitalizm yandaşları sokağa dokülürse!
Avustralyalı bankerlerin destekledi-
ği Prodos Enstitüsü'nün dünyaçapın-
da başlattığı kaprtalizmi savunma ve
övme gösterilerine ilişkin haberleri To-
ronto'dan Engin Aşkın bildiriyor:
Londra'daki mitinge ellerinde "Kapi-
talizm, Hemen Şimdi" yazılı pankart ve
"ParayaTapıyorum" yazan san balon-
larla katılan göstericilerin sayılan 15
kişiyi geçmedi... Kapitalizm savunu-
culan, kent merkezindeki kısa biryü-
rüyüşten sonra dağıldı. New York'ta-
ki gösteriye yaklaşık 50 kişi katıldı.
Göstericiler, kentin ünlü 5. Caddesi'n-
de yürürken, kapitalizm sözcüğünde-
ki harflerden esinlenerek "Bana bir K
ver", "Bana bir A ver" şeklinde fakat cı-
lız bir sesle bağırdılar. Halktan biri "Siz-
den neden ses çıkmıyor" diye laf atın-
ca, göstericilerden "Biz sermaye düş-
\
manlan gibi bağırmayız" yanıtı geldi.
Güney Afrika'nın başkenti Johannes-
burg'daki gösterinin "Kapitalizm çok-
tan kazandı" görüşü üzerine iptal edil-
diği açıklandı. Kapitalist gruptan biri
ise "Yıida 21 bin cinayetin işlendiği Gü-
ney Afrika'da kapitalizmi överek cad-
delerde yürümek sorun yaratabilirdi"
dedi. Hindistan'ın Yeni Delhi kentinde
toplanan ve çoğu banka müdürü, üst
düzey yönetici 40 kişilik grup, iş dün-
yasının bulunduğu caddede toplana-
rak, birbirierine kurdeleye sanlmış ar-
mağanlar dağıttı. Caddedeki McDo-
nald's hamburgercisinin önünde, lo-
kantanın müdürüne de kurdeleli amna-
ğan vermek isteyen göstericiler, mü-
dürün paniğe kapılarak saklanması
üzerine armağanı kapıdaki özel koru-
ma görevlisine vermek zorunda kaldı.
Cüzam Komısunda
Neredeyiz.
Prof. Dr. TÜRKAN SAYLAN
Cüzamla Savaş Derneği
Yeryüzü canlılanndan olan
insanlar, kendilerine benzeme-
yenleri hep dışlamışlardır. Özel-
likle, onulmaz, öldürmez ama
yüzü, eli ayağı sakat edip, duı-
duk yerde insanı çirkinleştiren,
garip şekillere sokan hastalık-
larda, özürlülüklerde bu davra-
nış, ne yazık ki, geçmişte de gû-
nümüzde de geçerlidir. Nedeni
ve sağaltımı bılinmeyen dö-
nemlerde cüzam hastalığına ya-
kalananlan bekleyen bu durum
sonunda, o masum ve hasta in-
sanlan, "Tannlann günahkâr
kuflarT olarak tanımlayan
"öbür"leri, akla gelmedik iş-
kence, damgalama ve dışlama-
lan yapmayı "hak ve görev* bil-
mişlerdir!..
Geçenlerde, doğu köylerimi-
zin birinde yeni atanan öğret-
men, sınıfinda, köyün eski cü-
zamlı hastalannın çocuklannın
bulunduğunu öğrenince, edin-
diğı çağdışı bilgiler ya da bilgi-
sizlik uyannca, bu çocuklan,
kulaktan duyma safsatalan yi-
neleyerek dışan atmaya kalkı-
yor.
Ne yazık ki, 21. yüzydda hâ-
lâ bu saçmalık ve bügisizlik ör-
neklerini yaşamak durumunda-
yız; çünkü yanlış bilgiler, hura-
feler, cahil halk arasında kolay-
ca yayılırken bizler, bilimsel
doğruları, hedefkitleye, eğitim-
cilere, sağlıkçılara geîektiğince
ulaştınp yaygınlaştıramıyoruz.
Cüzam konusunda çagdışı tu-
tumun son örneği geçen yıl, Ja-
ponya'da yaşandı ve dünyanın
gözieri önüne seriliverdi. 19. ve
20. yüzyıllarda Japonlar, ülke-
lerinde saptanan her cüzamh
hastayı, aile ortamından, çoluk
çocuğundan kopanp, sonsuza
dek Kumomoto Sanatoryu-
mu'na kapatirlarmış. Çoğun-
lukla aile de hastalanndan uzak-
laşır, onu ölmüş sayar, defter-
den silermiş.
Sanatoryuma kapatüan ka-
dınlı erkekli hastalarsa, çoğun-
lukla adlannı değiştirir, kendi
aralannda yeni bir komün ve
yeni bir yaşam kurmak duru-
munda kalırlarmış. Devlet, ku-
rallan geregi, aralannda evlen-
mek ve birlikte yaşamak iste-
yen hastalara "kBiriaşörma"
koşulu koyarauş. Her şeyin bi-
lindiği ama kimsenin konuş-
mak, dile getirmek istemediği
bu insanlık dışı tutum, 20. yüz-
yılın ikinci yansında, daha çok
son on yılında, oradan kurtulan,
tedavi gönnüş bazı yürekli has-
talann örgütlenmesi sonunda
kamuya, uluslararası kurumla-
ra iletilebilmiş.
Cüzam hastalannın da 'insan
haklan" için çalışan "gönüDü
kuruluşlar" ve büim dünyası,
tanısı kolay ve sağaltımı kesin
duruma gelmiş olan bu hastahk
• *
nedeniyle ınsanlann çağdışı şe-
kilde dışlanma, damgalanma ve
özgürlük kısıtlamasına uğratıl-
masuıı engelleme ve ortadan
kaldırma konusunda büyük bir
savaş vermişler.
işte tüm bu girişimler sonun-
da, Japon hükümeti, geçmişte-
ki korkunç uygulamanm yan-
hşhğını kabullenmiş, Japon
Başbakanı Koizumi, 24 Mayıs
200 l'de bu uygulama nedeniy-
le hastalardan özür dilemiş,
TV'lerin önünde ellerini sıka-
rak bu çağdışı duruma. gerçek-
lerin ve bilimselliğin önderli-
ğiyle son vermiştir.
"Cüzam" ne yazık ki, yeni
yüzyıhmızda bile, bunca eğiti-
me, teknolojik olanaklara kar-
şın hâlâ, "korkunçtuk". "uzak
dunna" '^yanjnayaklaşınanıa"
ve "çirkinlik" gibi anlatımlann
betirnlenmesi için kullanılmak-
ta. çoğu geri kalmış ülkede var
olan milyonlarca hastanın yü-
reğini burkmakta ve yaşamını
dayanılmazlaştırmaktadır.
Umarız, Japon hükümetinin
bu yürekli davraruşı, halen dün-
yada, cahil, önyargüı ve çağdı-
şı tutumu sürdürenlere örnek
olur.
Son kırk yıldır. ülkemizde,
cüzam konusunda, çok önemli
ilerlemeler gerçekleştirilmiş,
Sağük Bakanlığı, üniversiteler
ve gönüllü kuruluşlarm el ele
vermesıyle, Cumhuriyet kayıt-
lanna gıren on bin civanndaki
hastanın kayıtlan gözden geçi-
rilmiş; ölenler, çift ve yanlış ka-
>ıtlar çıkarümış, tek tek her has-
tanın köyüne-evine gidilerek
kendileri incelenmiş ve yakı-
nmdaki yeni hastalar saptana-
rak en çağdaş sağaltunlan ya-
pılmış, gerek görülenler hasta-
ne tedavisine ahnmış ve sosyal
destek verümiştir.
Bugün sokaklarda dilenen
"cûzamh" görmek neredeyse
olanaksızdır. Toplam 2 bin 500
hastanın tümü, modern tedavi-
lerini gönnüş, yaşlı ve sakat ol-
manın zorluklanyla yaşhlık dö-
nemlerini geçirmekte, erken
dönemde hiçbir iz kalmadan
iyüeşenlerse, toplumdan hiçbir
tepki görmeden başanh yaşam-
lannı sürdürmektedirler.
Bu ciddı çaba sürebüirse, bel-
ki bir on yıl sonra, Türkiye'de
tek bir yeni hasta ortaya çıkma-
yacak ve bir sağlık savaşı daha,
onu başlatan değerli insan Dr.
Etem Utku ve öbür sağlıkçüa-
rın yürekli ve sürekli çabalany-
la son bulacaktır.
Dünya Cüzam Günü ve Cü-
zam Haftası bize, biz insanların,
safsatalann ve bilgisizliğin ka-
ranhğında, birbirimiz için ne
denh acımasız olabileceğimizi,
oysa tüm çözümlerin, gerçekle-
rin anası olan bilimde yatuğını
anımsatmah, önyargüı, insanlık
dışı ve içgüdüsel davranışlardan
uzaklaşmamızı sağlamalıdır.
KİM KtME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakfa turk.net
ÇÎZGtLlK KÂMİL MASÂRACI
KEDÎ LEVO APTÜÜKA aptulikaastudyoimge.com.
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN
Smffmtarı SÛCİey**
bir dmcttt.FINANCIAL TfMBS //V TURKfYE SAftSf
1937'O£ SUSÜM, İNSİUZ Ek*OMOMi OCIfSiSİ *?ltJ4AtCI/*L
" i itsiu
f l l l l
EFSANE devam ediyor!
TÜM GAZETE BAYİLERİNDE
Nüfus kâğıdimı kaybettim. Hükümsüzdür.
MİKAİL GÖÇMEN
Kirlenen Dünyamızı Fidan Dikerek Arrtalım
ORMAN BAKANLIĞI
Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır.
Kalbinizi koruyun.
19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/İSTANBUL
Tel: (0212) 212 07 07 (pbx) • Faks: (0212) 212 68 35
Intemet http://wwvY.tJcv.org.tr
e-mail: gen.sekreterMv.org.tr • koofdinatorWcv.ofg.tr
TÜRKKALPVAKR
ANKARA...ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Kadıköylülere Çağrı
Arada bir hayli ilginç mektuplar gelir okurlanm-
dan. Kimi över, kimi söver. Kimi aşka dair birkaç
söz eder, kimi kapıyı açar ardına kadar, mutlu bir
buluşmayı kutlar, onurlanınz.
Son mektup bir müzik öğretmeninden. Güzel
okşuyor kalemimi:
"Sayın Hekimoğlu, diyor. Yazılanntzı yakından iz-
leyen (kesip biriktiren), öğrencilerine okuyan, öğ-
retmen okurunuzum.
Çoksesli müziğe karşı duyariı olduğunuzu bil-
diğimden çoksesli bir oda korosunun içinde bu-
lunduğu durumu anlatan bir faks mesajını (dört
sayfa) tarafınıza gönderme gereğini duydum.
Bize vereceğiniz aydınlatıcı küçük bir bilgi bü-
yük bir ışığa dönüşebilir.
Müzikle kalın."
Bir solukta okudum dört sayfayı. Bilmediğim bir
konudaaydınlandım, umutlandım, aynca utandım.
Çünkü Kadıköylüyüm! KASDEV Korosu ilk kez ge-
liyor gündemime! Araya iki arneliyat girdi, belli olay-
ları atladım galiba! Oysa saygın bir kuruluş KAS-
DEV. Amacı çoksesli müziğe katkı. İlginç olaylar var
gündeminde. Konserler, etkinlikler, boyutlu bir
program. KASDEV gönüllüleri halk konserleri, Hey-
beliada Deniz Harp Akademisi konserleri, Kuleli
Askeri Lisesi konserleri, Uğur Mumcu konserle-
ri, Saint Assomtion Kilise Konseri, okul konserle-
ri, Bulgaristan turnesi. Müzik devriminin güzel
ürünlerini, değişik konserleri dinleyecek müzikse-
verler.
Acı ama gerçek. Güzel programlanna karşın uy-
gulama olanağı yok her zaman. Ekonomik darbo-
ğazlar nedeniyle açık yollar kapanıyor, köprüler
kurulamıyor! Dahası öncelikler başka alanlara ka-
yıyor. Sanat ve kültür yaşamındaki beklentiler gün-
deme gelemiyor, amacına ulaşamıyor, düş kınklı-
ğına uğruyor sözün kısası. Sayın müzik öğretme-
ni E. Mutlu'nun mektubu son örnek buna. Para her
şey değil, ama parasızlık nedeniyle güzel birtasa-
n yaşama geçemiyor. Müziksever kişilerden para-
sal destek sağlayarak ses verecek Kadıköylüler.
Çoksesli müziğe katkı niteliğinde bir olaya duyar-
sız kalamaz. Bir şeyler yapmak, güzel bir tasanyı
gerçekleştirmek zorundalar. Yaşayarak öğrendik,
gönüllü kuruluşlar büyük destek görüyor halkımız-
dan. Kültür ve sanat yaşamında belli boşluklar do-
luyor, güzel bir eyleme dönüşüyor. örnekleriyle
onurlanıyoruz. Ama coşkumuz da emeğimiz de
yeterli düzeye varamıyor her zaman. Çünkü ters
olaylar da yaşanıyor. Oysa damlaya damlaya
amaçlanan göller yine oluşabilir. Çoksesli müzik-
le sessizliği deler, güzel şarkılar söyleriz hep bir-
likte.
10 milyar büyük para degil. Bir kişinin-iki kişinin
ödeme gücü olmaz ama.. kişiler yan yana gelir,
güçlenir, soluklanırdernekler, kuruluşlar. KASDEV
orkestrası da sesini, soluğunu duyurup gündeme
yerleşebilir. 26 kişi tüm koro elemanlarının yurtdı-
şına çıkış vergisi 1 milyar 820 milyon. Bulgaristan
transit geçiş ücreti 4 milyar 940 milyon. Gidiş-dö-
nüş yol ücreti (son zamlarla birlikte) 7 milyar 300
milyon. Büyük para değil, ekranda sergilenen giy-
siler, takılar yanında çok geride kalıyor ama, ola-
ya bu açıdan bakılmıyor her zaman! Bu nedenle
başka eylemler, başka söylemler gerekiyor. Kuş-
kusuz onlar da gelecek, ancak acelemiz var. Se-
simizi, soluğumuzu duyurmak için buluşmak, bir-
leşmek, güzel birlikteliği yaşamak onuriu bir görev
artık. Kadıköylüler de bu görevden geri kalamaz.
Yolumuz açık olsun!
KASDEV Korosu'na ulaşacağınız faks numara-
sı 0. 216. 318 58 84. Telefon: 0. 216. 586 59 37.
lletişim kopukluğu nedeniyle yazma gereğini duy-
,dum. Tüm kopukluklann onanlması dileğiyle, KAS-
DEV'e başanlar diliyorum. Beni uyaran müzik öğ-
retmenini de teşekkür ve sevgiyle selamlıyorum.
BULMACA SEDAT YAŞAYAıS
1 2 3SOLDAN SAĞA:
1/ îsviçre'nin
efsanevi halk
kahramanı. 2/
Biriik, birleş-
miş olma du-
rumu... Hava-
daki su buha-
n. 3/ Istan-
bul'dakı
a
Tak-
smCumhuri-
yetAmö"nıda
yapan ünlü
Italyan heykeltıraş.
4/ Bir topluluğu
oluşturan bireyler-
den her biri... Yöne-
tim. 5/ Sürülmemiş
tarla... tlaç. 6/ Ateş-
li, coşkun... Katıl-
mış, ulanmış parça.
II "Cep delik, cep-
ken delik/Kol delik, 8
— delik" (Orhan
9
Veli). 8/îçine başka bir sıvı kanştrnlmamış içki...
Ad kavmi hükümdarı Şeddad tarafından cennete
benzetilerekyaptınlan efsanevi bahçe. 9/Çok sert
odunu olan bir sıcak ülke ağacı... Müslümanlann
bir çocuğun doğumundan yedi gün sonra, Allah'a
şükretmek amacıyla kestikleri kurban.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Halk dilinde şubat ayına verilen ad. 2/Iyilik...
Bir nota. 3/Tekrarlamak. 4/Yapısına girdiği söz-
cüğe "kendi kendine" anlamı katan yabancı
önek... Telli çalgılarda telleri yüksekçe tutan tah-
ta köprücük. 5/ Sperma... Küçük mağara. 61 Öz-
deş. 7/lşi sonu... Nazilerin politikasmda Gennen
ırkından kimselere yakıştırılan ad. 8/ "Kral — " :
Shakespeare'in oyunu... Yanağın alt kısmı. 9/Bir
işi yaptırabilme gücü... Eski dilde su.
BAKIRKÖY1. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1978/105
Mahkememızce verilen 25.10.2001 tarih 1978/105
Esas, 1978/34 sayılı karar ila maJıcur Gülcan Candeler'e
vasi tayin edilen annesi Hikmet Candeler"in 09.05.2001
tarihinde vefat etmiş olduğundan Bekir ile Hikmet'ten
olma 1938 doğumlu Gülcan Candeler'e kardeşi 1936
doğumlu Ercan Candeler 23.01.2002 tarih ve aynı esas
numarası ile verilen karar numarası ile vasi tayin edilmiş
olup, işbu vasi kararına itiraz edenlerin kanuni süresinde
itiraz etmeleri, aksi takdirde hükmûn aynen kesinleşece-
ği tebliğ yerine kaim olnıak üzere ilan olunur.
Basın: 5428