Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 ARALIK 2002 PERŞEMBE
8 HABERLERIN DEVAMI
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Başbakan Abdullah Gül, "Vaktimiz dar. Bir an
önce taleplere cevap vermek zorundayız. Ameri-
ka da ona göre 'hazırlık' yapacak" diyor.
ABD yönetimine yakınlığı ve etkenliği bilinen
"şahinlerden" Richard Perle, "Türkiye'nin Ame-
rika ile biıiikte hareket etmeye karar verdiğini"
söylüyor.
Pentagon'un, Türkiye'nin isteklerini kabul et-
memesi durumunda "sonucuna katlanır" dedıği-
ni haber ajansları ıletiyor.
CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan'ı "karar-
gâh ve cephe olmayalım" diye uyanyor.
AJt alta sıralandığında haberlerden bir sonuç çı-
kıyor:
Deniz Baykal'ın CHP grubunda söylediği -her-
halde Gül'le konuşmasında da yinelediği- gibi
"ortada uluslararası meşruiyet temeli oluşmadan,
Türkiye bir askeri harekâta sürükleniyor. Hükü-
met, bu sürüklenişi kabul etti, katkı vermeye baş-
ladı".
Ne var ki, katkının ölçeğiyle ilgili söz de, riva-
yet de, haberler de muhtelif!
Hükümetı ikilem ıçine düşüren asıl sorun; baş-
ka bir sorun. Başbakan Gül'ün Baykal'a söyledi-
ği rivayet olunan sözlerine bakılırsa; "ABD'nin,
kuzey cephesi için Türkiye'ye göndereceği as-
kerlerin 40 bini 'lojistik destek' için üslerde -veya
Güneydoğu'da birbölgede- kalacak; sınırötesin-
de görev alacak 40 bini de transit geçecek."
Transitmiş, üslerde bekleyecekmiş, hepsi ma-
sal. Sonuç açık: ABD askerleri uzuuun bir süre
Türkiye'de konuşlanacak!
• • •
40 bin Amerikan askerinin üslerde "lojistik des-
tek amacıyla" bulundurulması, ABD'nin en az beş
yıl Irak'ta kalması demek. Bu olasılık, yabancı bir
devletin topraklarımızda "yerleşik -hatta kalıcı-
birduruma hazırtandığı anlamına geliyor.
Tarihten ders alıyor mu iktidar; bilinmez elbet-
te. Oysa yaklaşık 150 yıl önce benzeri bir olay, bu-
güne benzer koşullar, sonuçlar yaşadık:
Türkiye, Kırım Savaşı'ndan beri (1853-56) top-
raklarında yabancı asker konuşlandırmadı.
0 sıra kazanan tarafta yer almasına karşın, sa-
vaştan sonra Avrupa devletleri kimi koşulları ye-
rine getirmemizi istediler. Osmanlı devîeti daya-
tılan koşulları kabul etti.
Paris Anlaşması'ndan sonra (30 Mart 1856)
Fransa ve Ingiltere'nin başı çektiği müttefikler,
"Osmanlı devletinin Avmpa devletler topluluğu-
na girmesini, toprak bütünlüğünü ve bağımsızlı-
ğını garanti altına" aldılar. Bugün de ABD, Türki-
ye'nin bölünmesine olanak verecek (Kürt devle-
ti gibi) gelişmelere karşı güvence veriyor, AB üye-
liğimizi destekliyor.
Bugün ABD; dayattığı istekler karşılanmazsa -
tabii başta Kuzey Irak'ta ve ekonomideki olası ge-
lişmelerin olumsuz sonuçlarına- katlanacağımızı
içeren "tehditlerde" bulunuyor.
Üstelik lojistik destek adıyla konuşlandıracağı
asker sayısını savaşın gereklerini öne sürerek her
zaman arttırma olanağı elinde.
Savaş sonrası oluşmalara ne ölçüde katılaca-
ğımız da henüz belli değil.
Üstelik ABD, "bildirimsizgihş çıkış" yani Türki-
ye'ye ne getirdiğıni ne götüreceğini bildirme zah-
metine katlanmadan üsleri ve limanlan babasının
tapulu malı gibi kullanmaya hazırlanıyor.
Ankara isteklerini yeterince karşılamış olmalı
kı; VVashington'da duyarlı kaynaklara erişebilen
Yasemin Çongar. dün ABD'nin "Türkiye'nin I-
rak'a olası harekâtta Amerika ile yapacağı işbirii-
ğinin kapsam ve koşuilannı 'nihayet' belirieyerek
'harekâtın içınde yer almayı' kararlaştırmasını
memnuniyette karşıladığını" yazdı.
• • •
ABD'nin isteklerinin yaklaşık iki-üç yıllık bir geç-
mişi var. örneğin mülteci sorununun dört yıllık
geçmişi var. 1998'de planlandı. Ne çare, hükü-
met ne verecek, nasıl verecek, açıklayamıyor. Hü-
kümetin karar verirken dikkate almak zorunda
kaldığı daha önemli öğe, partisel bir kaygr. "Ken-
di dinci tabanlannın Irak'a karşı savaş açılmasına
herkesten fazla karşı çıkar" olması!
Kendi tabanı, kamuoyu ile ABD arasında sıkış-
tı. Hükümet şaşkın!
Avrupa Reform
Merkezi:
Türkiye başarüı
LONDRA/ANKA-
RA (AA) - Avrupa
Birliği'nin (AB) dü-
şünce kuruluşlanndan
Avrupa Reform Mer-
kezi (CER), Türki-
ye'nin Kopenhag Zir-
vesi'nden olumlu so-
nuçlarla çıktığını bil-
dirdi.
Kuruluşun AB'nin
genişlemesiyle ilgili
yayınından derlenen
bilgilere göre Türki-
ye'nin, Kopenhag So-
nuç Bildirisi'nde,
AB'yi bağlayıcı karar-
lar aldırdığı belirtile-
rek "Arahk 2004'te,
Türkiye'nin kriterle-
ri karşıladığına ka-
rar verilmesi halinde,
AB'nin, üyeliğe giriş
görüşmelerini 'gecik-
meksizin' başlatması,
AB'nin güçlü bir ta-
ahhüdünü yansıtan
üsluptur" denildi.
Bunun sonucunda,
müzakerelerin fiilen
2005 yılında başlaya-
cağı vurgulandı.
D'Estaing'iıı etkisi
CER, Avrupa Kon-
vansiyonu Başkanı
ValeryGiscardd'Es-
taing'in olumsuz yak-
laşunının ise büyük bir
olasılıkla AB 'nin Tür-
kiye'ye açık bir tarih
vermesinde etkili ol-
duğunu belirtti. Türki-
ye'nin, Kopenhag Zir-
vesi öncesinde, üyelik
görüşmeleri için ola-
ğanüstü bir çaba sarf
ettiğinin belirtildiği
yorumda, yeni hükü-
metin siyasi reformla-
n gerçekleştirmedeki
gayretinin AB liderle-
ri tarafindan da alkış-
landığı vurgulandı.
AB' nin, Türkiye' ye,
gümrük birliğinin da-
ha da genişletilmesi ve
üyelik müzakereleri
öncesi daha çok mali
yardun önerisinde bu-
İunduğu da kaydedil-
di.
CER'nin yorumun-
da, AB'de, Kıbns'ı
temsilen sadece Rum
kesiminin bulunması-
nın, Türkiye'nin üye-
lik görüşmelerine baş-
lama isteğine zarar ve-
rebileceğine işaret
edildi. AB'ye sadece
Rum kesiminin dahil
olması halinde KK-
TC nin, AB'nin tahsis
edeceği 273 milyon
Euro'luk mali yardım-
dan da feragat etmiş
olacağı vurgulandı.
Memura IMF maası1 Baştarafı 1. Sayfada
en düşük derecedeki bir memu-
run maaşı, yapılan yüzde
13.7'lik artışla 373 milyon lira-
dan 424 milyon liraya çıktı.
*/ Evli ve iki çocuklu bir ge-
nel müdürün maaş artış oranı
ise yüzde 6.5 oldu.
Buna göre genel müdür maaşı
2 milyar 175 milyon liradan, 2
milyar 318 milyon liraya çıka-
nldı.
• Aile yardım göstergesi
700'den 1000'eyükselirkenço-
cuk yardımı göstergesi de
50'den 100'e çıktı. Söz konusu
düzenleme eşi çalışmayan me-
murlann maaşlannda 10 milyon
290 bin lira, her bir çocuk için
yapılan yardım da 1 milyon 715
bin liralık ilave artış getiriyor.
• 1 Ocak 2003 tarihinden iti-
baren geçerli olmak üzere, ay-
lık katsayılan 32 bin 650'den 34
bin 300'e, taban ayhk katsayısı
288 bin 300'den 329 bin 250'ye,
yan ödeme katsayısı da 10 bin
365'ten 10 bin 885'e çıkanldı.
• Yapılan artışla 1/4 derece-
de bulunan bir şube müdürünün
702 milyon lira olan maaşı 770
milyon liraya, 9' 1 bir memurun
388 milyon lira olan maaşı 440
milyon liraya, 1/4 bir öğretme-
nin 641 milyon lira olan maaşı
706 milyon liraya yükseldi.
•" Araştırma görevlisinin ma-
aşı 607 milyon liradan 670 mil-
yon liraya, 12'3 bir hemşirenin
maaşı 461 milyon liradan 516
milyon liraya, 8 1 bir hâkimin
HALEN ÇALIŞAN MEMURLARIN AYLIKLARI
Unvonkır
Genel möttor
Şubemüdürö
Memur
Hiımetii
Oğretmen
Öğretmen
Vali
Kaymokom
Hâkim
Başkomiser
Polis memufü
Doktor
Hemşire
Mühendh
Teknisyen
Profesöf
Araştırma gör.
Boşkonlık voiz
Avukoi
Derece
1/4
1/4
9/1
15/1
1/4
9/1
1/4
7/1
8/1
2/6
ıı/ı
8/3
12/3
1/4
12/2
1/4
7/1
1/4
1/4
2002 Arahk maaşı
2 mityar 175 milyon
702 ıralyon
388 milyon
373 milyon
641 milyon
504 milyon
2 mSyar 192 milyon
845 miiyon
841 milyon
845mâyon
675 milyon
695 milyon
461 milyon
767 milyon
421 milyon H
1 milyar 825 milyon
607 milyon
561 milyon
756 miyon
2003 Ocak moosı
2 mfyar 318 milyon
770 mâyon
440mSyon
424 milyon
706 milyon
562 miiyon
2 milyar 335 milyon
920 miyon
916 milyon
920 milyon
741 milyon
763 miiyon
516 milyon
838 miyon
475 milyon
1 milyar 949 miiyon
670 milyon
622 miiyon
826 miiyon
%Arhş
6.5
9.7
13.4
13.7
10.1
11.5
6.5
8.9
8.9
8.9
9.9
9.7
12.1
9.3
12.7
6.8
10.8
10.8
9.3
NOT: Aile yardımı ödeneği dabildir. (Evli ve 2 çocuklu)
841 milyon lira olan maaşı 916
milyon liraya çıkanldı.
• Emekli bir genel müdürün
maaşı, yapılan düzenleme so-
nucunda 1 milyar 680 milyon
liradan 1 milyar 786 milyon li-
raya çıkanhrken, 3 '8 bir memu-
run emekli maaşı da 429 milyon
liradan 474 milyon liraya yük-
seldi. 1/4 emekli bir öğretme-
nin maaşı ise 534 milyon lira-
dan 583 milyon liraya çıktı.
• 57. hükümet ile memur
sendikalan arasında vanlan uz-
laşma gereği, memur maaşlan-
na ocak ayında yansıtılması ge-
reken net 53.7 milyon liralık
seyyanen zamda gecikme olma-
ması benimsendi.
^ Yapılan düzenlemelerden
sözleşmeli personelin yararlan-
ması öngöriilürken zam için
2003 yılı geçici bütçesinde per-
sonel ödeneği olarak aynlan 6
karrilyon liralık sınınn içinde
kalındığı belirtildi.
• 2003 yılının ilk 3 ayında
milletvekillerinin ödenek ve
yolluklannda artış yapılmama-
sı yönündeki düzenleme de ge-
çerliliğini korudu.
Zaıııma sendikalardan tepki
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hükümetın memur ma-
aşlanna yüzde 6.5 ile 13.7 ara-
sında kademeli zam karanna sen-
dikalardan sert tepki geldi. Emek
Platformu Dönem Sözcüsü Sami
Evren, artışm çahşanlann bek-
lentilerini karşılamadığını vurgu-
layarak demokratik tepkilerini
kullanacaklannı söyledi. Kamu-
Sen Genel Başkanı Bircan Ak-
yıldız da hükümetin bildiğini
okuyama devam ettiğini belirte-
rek "Kamu çalışanlan öfkesini
ve tepkisini ortaya koyacak"
dedi.
Emek Platformu Başkanlar
Kurulu dün Başbakan Abdullah
Gül ile görüştü. Görüşmenin ar-
dmdan açıklama yapan KESK
Başkanı EvTen, Emek Platfor-
mu'nun toplanarak hükümetin
acil eylem planını ve Irak'a yöne-
lik ABD savaş politikasını değer-
lendirdiğini, bu değerlendirme-
leri Gül'e aktardıklan söyledi.
Hükümet tarafindan açıklanan
memur maaşlanna yapılacak
zamrrun kamu çabşanlannın bek-
lentisini karşılamadığını bildiren
Evren, açıklanan zamma karşı
demokratik tepkilerini göstere-
ceklerini kaydetti.
Platform olarak savaş mesele-
lerini çok önemsediklerini anla-
tan EvTen, bundan sonraki süreç-
te Emek Platformu'nun bütün sa-
vaş karşıtı eylem ve etkinliklere
destek vereceğini söyledi. Evren,
KESK olarak bu konuda üretim-
den gelen güçlerini kullanmakta
dahil olmak üzere birçok eylem
ve etkinlik yapmayı planladıkla-
nnı söyledi.
Kamu-Sen Genel Başkanı Bir-
can Akyıldız, memur maaşlanna
yapılan yüzde 6.5 ile 13.7 arasın-
daki zamma tepki göstererek
"Beklentilerimize uygun bir
artış değil. Kamu çalışanlan öf-
kesini ve tepkisini ortaya koya-
cak" dedi.
Türkiye Kamu-Sen, bir önceki
hükümet tarafindan verilmesi be-
nimsenen 25 milyon liralık artı-
şın da hükümet tarafindan yapı-
lan zam hesaplamalanna dahil
edıldiğini savundu. Memur ma-
aşlanna yapılan yüzde 5'lik zam-
mın, en düşük memur maaşında
18 milyon 600 bin liralık bir artı-
şa neden olduğu belirtilen açıkla-
mada, 57. hükümetin vermeyi be-
nimsediği 25 milyon liralık zam-
mın netinin de 21 milyon 250 bin
lira olduğu kaydedildı.
Emek platformundan
hükümete rapor
Emek Platformu Dönem Söz-
cüsü Evren, Başbakan Gül ile gö-
rüşmesinde Emek Platformu'nun
taleplerini içeren bir raporu da
Başbakan'asundu. Demokratik-
leşmenin önündeki en büyük en-
gelin 1982 Anayasası olduğuna
dikkat çekilen raporda, evrensel
hukuk ilkeleri temelinde ulusal
bağımsızlığı ve ulusal egemenli-
ği, laikliği. demokratik hak ve öz-
gürlükleri güvence altına alacak
çağdaş ve özgürlükçü bir anaya-
sanın hazırlanması gerektiği bil-
dirildi. tş Güvencesi Yasası'nın
hiçbir şarta bağlı olmaksızın uy-
gulanmasının istenildiği Emek
Platformu'nun raporunda, işve-
ren çevrelerinin 15 Mart 2003 ta-
rihinde yürürlüğe girecek olan îş
Güvencesi Yasası'nı işlevsiz ha-
le getirmek için "iş yasa tasarı-
sını" dayathklan belirtildi. Çah-
şanlann Tasarrufu Teşvik Fo-
nu'ndaki ana para ve nemalan-
nın rayiç bedelleriyle derhal ve
nakden ödenmesi gerektiği vur-
gulananraporda,kamu çalışanla-
nna grevli, toplusözleşmeli sen-
dika hakkının tanınması istendi.
Sezer: Türkiye'nin çağdaş uygarlığı yakalamasında yadsmamaz katkıları var
İnönü ölümünün 29. yılında anıldıHaber Merkezi - Türkiye
Cumhuriyeti'nin 2. Cumhurbaş-
kanı ve Büyük Önder Atatürk'ün
sılah arkadaşı İsmet tnönü, ölü-
münün 29. yılında Amtkabir'de-
ki mezan başında düzenlenen
resmi törenle anıldı. Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer,
Inönü'nün Türkiye Cumhuriye-
ti'nin çağdaş uygarlığı yakala-
masında yadsınamaz katkılan
olduğunu belirtti.
Anıtkabir'de Inönü'nün meza-
n başında yapılan törene, Cum-
hurbaşkanı Sezer'i temsilen
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekre-
teri Kemal Nehrozoğlu, Anaya-
sa Mahkemesı Başkanı Musta-
fa Bumin, hükümetı temsilen
Devlet Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Ertnğrul Yalçınbayır,
Genelkurmay 2. Başkanı Orge-
neral Yaşar Büyükanıt. Danış-
tay Başkanı NuriAlan, Sayıştay
Başkanı Mehmet Damar, CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal,
Inönü'nün oğlu Prof. Dr. Erdal
1nönü ve kızı Özden Toker, TB-
MM temsilcileri, kuvvet komu-
tanlıklannın temsilcileri ile çok
sa>ida üst rütbeli subay ve bü-
rokrat kahldı.
Cumhurbaşkanı Sezer, tnö-
nü'nün ölümünün 29. yılı dola-
yısıyla çocuklan Erdal ve
Ömer tnönü ile Özden Toker'e
mesaj gönderdi. Sezer mesajın-
Anıtkabir'deld törende Erdal tnönü ve Özden Toker, tnönü'nün mezarına çelenk koydu. (AA)
da, "Yüce Atatürk'ün Türk
çağdaşlaşma hareketinin özü-
nü oluşturan devrimlerinin
başanyla gerçekleştirilmesin-
de ve Cumhuriyet'in sağlam
temeller üzerinde yükselme-
sinde en büyük destekçisi olan
İsmet tnönü, saygın kişiliği,
kararlan, düşünceleri ve ilke-
11 çalışmalan ile tarihimize
damgasını vurmuştur" dedi.
îstanbul'da CHP tl Başkanlı-
ğı'nca Maçka'daki Inönü Anıtı
önünde bir tören düzenlendi. Tö-
rende konuşan CHP Istanbul tl
Başkanı Şinasi Öktem, savaş çı-
ğırtkanlığı yapıldığı bu dönem-
delnönü'nünTürkiye'yi2. Dün-
ya Savaşı'na sokmamakla ne ka-
dar isabetli bir iş yaptığının an-
laşıldığını belirterek "Bugün o-
nun kıymetini daha iyi anlıyo-
ruz" dedi.
tzmir"de, Inönü'nün doğduğu
Konak'taki evde gerçekleştirilen
törende de, Inönü'nün komutan-
lık sıfatınnı yanı sıra Lozan Ant-
laşması'nda gösterdiği banşçıl
performansı üzerinde duruldu.
Malatya'da düzenlenen tören-
de konuşan Vali Mustafa Yıldı-
rım da Inönü'yü anarken a-
macın onun hayatım anlatmak
değil. mesajlannı tüm topluma
iletmek olması gerektiğini söy-
ledi. Yıldınm, "Çoğu yerde
Atatürk'e hücum etmek is-
teyenler İsmet tnönü'ye yönel-
mişlerdir" dedi.
AKP lideri Erdoğan, geçmiş hükümetleri 40 yıl sorunu çözememekle suçladı
Kıbrıs, taşmıa sıı ile ayakta
İSTANBUL (AA) - Adalet ve
Kalkınma Partisi Genel Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan, Kıb-
ns'la ilgili partisine yönelik "yı-
kıcı eleştirilerde" bulunuldu-
ğunu ileri sürdü. Erdoğan, Kıb-
ns'ın şu anda "taşıma su ile
ayakta" tutulduğunu açıklaya-
rak "Nereye kadar tutacaksı-
nız? 40 yıl eğer bir Kıbns so-
runu çözülemiyorsa bunu çö-
zemeyenleri sorumlu addetme-
yenleri ben sorumlu addediyo-
rum. Kıbns'ta yaşayan insan-
lanmızı orada tutamazsanız
bunun hesabını kime verecek-
siniz" diye konuştu.
Erdoğan, dün îstanbul Sanayi
Odası (ÎSO) Meclis Toplantı-
sı'nda yaptığı konuşmada Kıb-
ns'la ilgili açıklamalarda bulun-
du, eleştirilere "geçmiş hükü-
metleri ve yetkilileri" suçlaya-
rak yanıt verdi. Erdoğan şunlan
kaydetti: "Kimileri Kıbns'ı sa-
tacağımızdan bahsediyor. Ya-
zıyorlar çiziyorlar. 40 yıl eğer
bir Kıbns sorunu çözülemiyor-
sa bunu çözemeyenleri sorum-
lu addetmeyenleri ben sorum-
lu addediyorum. Yarın Kıb-
ns'ta yaşayan insanlarımızı
orada tutamazsanız bunun he-
sabını kime vereceksiniz. Öy-
leyse çözüm lafını söylemekle
çözüm olmaz. Önce bu çözüm
nedir bunu konuşmak gerekli.
tşte biz hep bunun arayışı için-
de olduk ve şu anda Kıbns ta-
şıma su ile ayakta tutuluyor.
Nereye kadar rutacaksınız?"
Erdoğan, siyasetin sorun çöz-
me sanatı olduğunu, sorun üret-
me sanatı olmadığını da \Tirgula-
yarak "Asla 'Verkurtul' mantı-
ğı ile yaklaşmadık bugüne ka-
dar, bundan sonra da yaklaş-
mayız.Ama oradaki kalıcı, adil
çözümle beraber banşı da tesis
etmek herhalde hepimizin gö-
revidir" diye konuştu.
Erdoğan çin'e gldlyor
Erdoğan, ABD ve Rusya ziya-
retlerinden sonra Çin ve Türk
cumhuriyetleri ziyaretlerinin
gündeme geleceğine işaret ede-
rek davetlerin geldiğini, önü-
müzdeki ayın ortalannda Çin'e
veTürk curnhuriyetlerine gitmek
suretiyle yine işadamlanyla bir-
likte bu atağı devam ettirecekle-
rini bildirdi.
G U N D E M IVIUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
temel politikasını yurtta barış dünyada barış ilke-
sine oturrtu. Öyle de devam ediyor.
2- Irak'a bu bağlamda nasıl bakılabilir? Görü-
nümün özeti şu:
Güzel bir evde oturuyorsunuz. Hemen dibinız-
deki evde herkesle kavgalı, kolay pes etmeyen
başka bir kişi oturuyor. Uzakta ama, ortaklık etti-
ğiniz güçlü bir kişı yanınızdaki evi yıkıp, kendisi-
ne uygun şekilde yeniden yapmak istiyor. Size
geliyor, 'arkadaş, ben bu evi yıkacağım. Temeline
kadar yok ederken, senin temel de bundan etki-
lenebilir. Istersen gel, sen de yardım et, ma/zeme-
lerimi de senin eve koyayım. Kabul etmezsen ken-
di işimi kendim yapanm, senin temele de zarar ge-
lirse kanşmam' diyor.
Türkiye, kendisini stratejik bir karar verme nok-
tasında görüyor.
3- ABD, Saddam'ı devirip gıtme niyetinde de-
ğil. En az 8-10 yıl kalıp, tamemen kendisine ya-
kın bir yapı kurup ondan sonra ayrılmayı planlı-
yor. 'Türkiye'ninyenikomşusu ABD'dir' yorumla-
rı durumu özetliyor. Devlet kurumları şu ikilemi
tartışıyor:
Bugünü kurtarmak mı, geleceği sağlama almak
mı?
Birinci şık daha kolay, ikincisi daha önemli ve
riskli. Zira, gelecek öngörüsü kolay yapılabilecek
bir bölgede değilız. Ikinci şıkkın kendı içinde çok
karmaşık boyutları var.
Barzani-Talabani-Türkmenler
4- Bir ülkenin güvenliği sadece kendi sınırları
içindeki duruma bağlı değildir. Komşularla ilişki-
ler de iç ve dış güvenliği doğrudan ılgilendirir. Tür-
kiye'den başka, komşularından üçü terör destek-
çisi ilan edilmiş ülke yok. Iran, Irak, Suriye'nin
uluslararası kabul görme sorunları devam ediyor.
K. Irak'ın durumu ise çok daha farklı... Herşeybir
yana 5 bin silahlı terörıst hâlâ burada eğitim ya-
pıyor. K. Irak'taki grupların kuracağı ayrı bir dev-
let, Türkiye'nin iç güvenliğini de doğrudan etkili-
yor.
5- Barzani ve Talabani özellikle Körfez Sava-
şı'ndan sonra doğan boşlukta kendilerine ulusla-
rarası statü edindi. Zaman zaman devlet başka-
nı havasında gelip gitmelerinin nedeni bu. Bu
gruplarla Türkiye de değişik biçimlerde ilişkisini
sürdürdü. Bu ilişkilerın ne tür sonuçlar verdiğini
ortaya koymak ayn bir yazı konusu. Gelinen nok-
tada Türkiye, Kerkük ve çevresindeki Türkmen-
lerin en azından bu iki grubun statüsüne çıkarıl-
masını hem Türkmenler hem kendisi için daha
güvenli buluyor.
6- Devletin çeşitli katlarında yapılan zirvelerde,
Türkiye'nin gelişmelerin dışında kalmaması ilke-
si benimsendi. Bütün değerlendirmeler, pazarlık
havasındaki karşılıklı görüşmeler bu zemin üze-
rinden yapılıyor.
Görünen o ki, AKP hükümeti siyasal sorumlu-
luğu üzerine almak istemiyor. Gül, CHP'ye bilgi
vermek üzere değil, destek almak üzere gitti. As-
kerler de 'bir asker dahı gönderecek ya da çağı-
racak olsak, mutlaka siyasi irade ve Meclis kararı
gerekir' diyor.
Erdoğan sürekli, 'siyasi irade bende' diyordu.
önden buyurun!
7- Bütün bu değerlendirmeler, ABD'nin BM'den
bir karar çıkarması koşuluyla geçerli. Bunun na-
sıl olacağı, ABD'ye bugün hayır diyen ülkelerin ya-
rın ne diyeceği henüz kesinleşmiş değil.
Yaşadıklarımız, dünyayı tek kutba sığdırma gi-
rişimlerinin sancıları... Karşı karşıya kaldığımız du-
rumun Aziz Nesin'sel bir paradoksu var:
- K. Irak'ta Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden
boşluğu kim yarattı?
ABD...
- Sorunun giderilmesi için ittifak yapmak duru-
munda olduğumuz ülke hangisi?
ABD...
United States ooofff of America!
ankcum@ttnet.net.tr
Terörün nedeni
kapalı rejim
• Baştarafı 1. Sayfada
Tacıkistan, Katar, Tür-
kiye, Senegal ve Bah-
reyn gösterildi.
Haberde, 30 yıllık
anket kayıtlarının, Isla-
mi çoğunluğa sahip
pek az ülkenin demok-
rasi ile yönetildiğini
gösterdiği, ancak bu-
nun "tslam ve tiran-
lık" arasında, bazılan-
nm son zamanlarda öne
sürdüğü gibi "mutlak
bir bağ" anlanuna gel-
mediği vurgulandı.
Yazıda, Hindistan,
Bangladeş, Endonez-
ya, Türkiye, Batı Avru-
pa ve Kuzey Ameri-
ka'da yaşayan Müslü-
manlann hepsi sayıldı-
ğında, dünyadakı 1.2
milyar Müslümanın
çoğunun gerçekte, de-
mokratik olarak işbaşı-
na gelen yönetimler al-
tında yaşamakta oldu-
ğuna dikkat çekildi.
Anketin, demokrasi
ve refah arasmdaki "ta-
vuk ve yumurta" tar-
tışmasını yamtlamama-
sına rağmen, ikisi ara-
sında kayda değer bir
bağıntı ortaya koyduğu
savunulan yazıda, gü-
nümüzde dünyadaki 89
özgür ülkenin, dünya-
daki GSYlH'nin de
yüzde 89'unu kontrol
ettiğine işaret edildi.
"Kısmi özgür" ve "öz-
gür olmayan" 103 ül-
kenin ise geri kalan
yüzde 11'i kontrol etti-
ği belirtildi. Dünyadaki
ekonomik, teknolojik
\e askeri kaynaklann
çoğunluğunun demok-
ratik ülkelerin elinde
oluğu kaydedilen yazı-
da, bu durumun, açık
toplumlara yönelik ge-
lecekteki adımlar açı-
smdan, "özgür dünya
geç de olsa konuya da-
ha fazla dikkat etmeye
başladığı için" iyiye
işaret olduğu belirtildi.
Sayasl özgürlük
Yazıda, siyasi özgür-
lüğün, ABD yönetimi-
nin milenyum progra-
mı çerçevesindeki yar-
dun reçetesi için gerek-
li olan bir koşul olduğu,
dolayısıyla Dünya
Bankası gibi kredi sağ-
layan kuruluşlann ka-
rarlannda da bir etken
olacağı anlamını taşıdı-
ğı belirtildi.
Yazıda, özgür ve öz-
gür olmayan ülkelerin
siyasetçiler için başka
ipuçlan da taşıdığı be-
lirtildi. Dünyanın en az
özgür ülkeleri olarak
tanımlanan pek çok ül-
kenin, "'uluslararası
terorizm ihracı" ile
ilişkili olduğu savunu-
lan haberde bu ülkeler
Irak, Suriye, Suudi
Arabistan ve Libya ola-
rak belirtildi. Aynı du-
rumun, "tartışmalı sı-
nırlara sahip olan Çe-
çenistan, Filistin ve
Keşmir" için de geçer-
li olduğu öne sürüldü.