Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURfYET 20 ARALIK 2002 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Şer
GENELLİKLE din konusundaki birçok söz gibi
bu dayabancı kökenlidir, amaTürkçeleşmıştır, her
gün kullanılır. Kmimiz, ses olarak "şeriaf'a yakın-
lığını düşünüp aralarında akrabalık aramaya kalkar.
Oysa, ılgisi yoktur.
Ama ne yazık ki, ülkenin ve halkın çıkarlanna ay-
kırı tutumlara gterubatta bu tutumlar uğruna ya-
bancıaüçtedeTşSirliğinegirişen insanlarımızın ara-
sına zaman zaman,"dİn adamldrı da girmış, dini de,
kendiferıne beslenen saygıyı da zedelemışlerdir.
Mütareke döneminin işbirlikçileri arasında Musta-
fa Kemal'in katlıni bile "dinen vâcip" görüp fetva
verenler çıkmıştır. Isyanlarda, üstelik kendı ınsan-
lanmızı yabancı istilasına karşı korumaya çalışan-
lara karşı başlatılan isyanlarda, sarıklılar eksik ol-
mamıştır.
Ama, buna karşılık, çok şükür, Milli Mücadele'ye
destek veren, bırakın destek vermeyi, toplara tü-
feklere göğüs gerip mücadeleye katılarak vuruşan
din adamları daha fazladır. Antep ve Maraş'ta da
onlar vardır, dualar ve kurbanlarta açılıp o şerefli sa-
vaşı yürüten Birinci Meclis'te de. Bundan dolayıdır
ki, Cumhuriyet, yeni üniversitelerinden birine "Süt-
çü lmam"ın adını vermekte tereddüt etmemiştir.
Bütün bunlaryaşandığı içın, ülkenin zor duruma
düştüğü, dıştaki şer güçlerinin üzerimize çul-
landığı dönemlerde gözler o "camia "nın da üzerin-
dedir.
Daha doğrusu, o insanlar adına konuştuğunu,
ınanç sahiplerinı temsil ettiğini, dinin toplumdaki ağır-
lığını arttırmak amacı güttüğünü söyleyenler üze-
rinde.
Bu açıdan bakınca, Necip Hablemitoğlu'nun
tam şu sırada öldürülmesi, dıkkatle incelenmesı, yer-
Ii yenne oturtulması gereken bir olaydır.
Niçin şu sırada? Yani, Avrupa Birliği ve Kıbrıs so-
runlannın Türkıye'yı kıskaca aldığı, Irak'a yönelik hak-
sız planların yürürlüğe sokulmaya çalışıldığı, eko-
nomısi ancak canlanmaya yüz tutmaya başlamış
bu ülkenin yeniden sıkıntıya sokulmaya çalışıldığı
günlerde?
Öldürülen bilim adamının "ılımlı Islam" görüntü-
süne sığınıp yabancı çıkar çevreleriyle işbirlıği yap-
maya kalkışan ve yurtdışından yurtiçıne uzanıp alt-
tan alta fesat çevirenler konusunda araştırmalar
yaptığı, onlann içyüzünü gün ışığına çıkardığı dü-
şünülürse?
Tabanca kurşunlanyla verilmek istenen mesaj
nedir?
Dıştan ıstenenler yapılmazsa içte kanşıklık
çıkarılacağı, insanlarımızın tekrar birbırine
düşürülecegi. "yedi düver'in çullanışlan yüzünden
zaten başı dertte bir devletin bir de bunlarla uğraş-
maya zortanacagı, dolayısıyla istenenleri vermek-
ten başka çaresinin kalmadığı mı anlatılmaktadır?
Öyleyse eğer, bunlara en açık yanıtı da, halk
yığınlannın inançlannı koruyacaklannı söyleyerek oy
almış olan iktidar sahipleri vermelidır.
Hukuk Reformuna Bak!
Biz reformlan başkalan istediği için yapacak değildik.
Türk insanı için yapacaktık ya... Biz şimdi reformlan
bıraktık, mehter marşıyla geri geri gidiyoruz.
Prof. Dr. Erdener YUKTCAN
Anesi EDA'nın - Babası HİLMİ'nin
yavrusu, cici bebek
DURU UYTUN
aramıza hoş geldin.
Nahit Dedecik - Sevinç Nenecik
20 12 2002 Acıhitm - hunbul
Tiirkıye Gazetecıler Cemıyetı'nın yayınladığı gunlük
Bizim Gazete
Ülke somnlanna ılışkın raportanyla, araştırmalanyia.
koşe yaalanyla. tarafstz habertenyte sıvıltoplumlanngazetesı
Düzenlı okumak ıçın abone olun. Tel: 0512.51106 75
B
u sayfada yazdığım
son yazımı şu parag-
rafla bıtirmışim:
Her zaman vurgula-
raaya çahştığım bir
noktayı yineteyerek yazunı nokta-
lamakistiyorum: Biz hukuk refor-
munuda ötekialanlardaki reform-
lan da 'başkalan" istiyor diye ya-
pacak değiliz. Türk insanı bunu
çoktan hakettiği için yapacağız,
Uzun zaman önce değil.. belki
bir hafta, belki on gün geçti bu dü-
şüncemin üzerinden, ama gel gör
ki. yasama düzlemindeki görüntü
hiç de öyle değil.
Nereden başlamah?
Hukukçular bas bas ba|ınyorlar:
Kişiye ve olaya özei yasa ve anaya-
sa yapümaz! Dinleyen kim...
AKP'ningenel başkanıpariamen-
to dışı kaldjğı için, anayasa değisti-
riMyor. Sormak gerekmezmi,yann
biri geiir ve bu normlar bana uy-
gun gebnedi Ben de şunlan şunla-
n değiştiriyorum, derse, sizce hu-
kuk düzeni yerie bir olmaz nu, ya-
salann egemenüği kahr mı bu üt-
kede?
Bu tavır aslında genellenecek
bir davranış biçimi görûntüsü ve-
riyor. Eldm 2001 anayasa değişik-
liğinde kimin aklına estiyse, ana-
yasaya bir kural eklendi: Bir söz-
leşmeden doğan yükümünü yeri-
ne getirmemekten ötûrü kimse hap-
sedılmez. Yaşasın, karşılıksız çek
suç olmaktan çıktı. Ülke, çek çe-
ken. borcunu ödemeyenler için
cennet oldu. Mahkemelerin -yar-
gıtay dahil- kafası kanştı. Davalar
durdu. Beklenmeye başlanıldı!..
Sonuçta Anayasa Mahkemesi so-
nınu çözdü: Karşıhksız çek suçu-
nun bu hükümle ilgisi yoktur. Bu
suç hapisle cezalandınlabiUr.
Yine "bazüan" bunu -ne hik-
metse- içine sindiremiyor. Gelen ha-
berler çok kötü: Karşılıksız çekten
yanan vatandaşı ceza boyutunda
korumak yok. Taslak hazırlanıyor-
mus. Sormak gerekmez mi? Siz
kimden yanasınız. dürüst ve na-
musludan mı, yoksa suçludan, göz
göre göre borcunu ödemevenden
mi?
Durun daha bitinedi: Adalet Ba-
kanlığı kökenli bir taslak ülkeye bir
başka arapsaçı hazırhyor.
Konu özetle şöyle: Yaşanan ban-
ka olaylan nedeniyle açılmış bu-
lunan ceza davalan halen ağır ce-
za mahkemelerinde görülüyor. Bu-
rada yargılanan sanıklara yapılan
suçlamalar arasında kısaca banka
zimmeti diyebileceğim suç da var.
Bu suçu son Bankalar Yasası ge-
tirdi. Anlamı şu: Bankayı yöne-
tenler, bankanın parasını, malını,
kendi malvarlıklanna katarlarsa,
bu yolla bankayı zarara uğratırlar-
sa, çok ağırbiçimde cezalandınlı-
yorlar. Ceza 6 yıl ağır hapisten baş-
lıyor.
Şimdi eldeki taslak devam eden
davalar için mahkemeleri değişti-
riyor. Bu davalar ağır ceza mahke-
melerinden alınacak ve DGM'le-
re verilecek. Her ne hikmetse.
ağır ceza mahkemeleri DGM'ler
kadar güven vermiyor. Her fırsat-
ta bu mahkemelerin yargı erki için-
deki bazı suçlar ellerinden alınıyor.
Oysa daha kısa bir süre önce ya-
sakoyucu halkın "çete" dediği
olaylan DGM'den alıp ağır ceza
mahkemesine vermişti. Bu kez
bankalar bünyesinde işlendiği id-
dia edilen yahıızca zimmet eylem-
leri DGM'ye gönderilmek isteni-
yor. Niçin? Herhalde DGM'ler bu
işi daha kolay çözer diye.
Aslında hiç de öyle değil. İlkin
görülmekte olan davalarda, aynı
mahkemede, aynı iddianame ile
büyük sayüarda -en azından 50-
kişi, içinde banka zimmeti de olan
başka başka suçlardan yargüanryor.
Örnek. dolandıncılık, emniyeti su-
istimal, bu suçlar için örgüt kurmak
örgüte girmek ve benzeri...
Bu taslak yasalaşırsa, ne olacak?
Ağır ceza mahkemeleri, dosyala-
n sayfalarla değil, klasörlerle be-
lirtilen (70-80 klasör gibi) davalar-
da, zimmet için görevsizlik karan
verecek, olayın bir kısmını
DGM'ye gönderecek Yargüama
hukuku böyle diyor. Söyler misi-
niz? Bu ayıklamayı kim. nasıl ya-
pacak?
Aslında işin bu tarafi önemli de-
ğil. Bu olayda önemli olan, bu ak-
tarma neden yapılıyor, bunu sor-
mak gerekir. Ağır ceza mahkeme-
leri, davaların ıçine girmış ve kısa
bir süre sonra bu uyuşmazlıklan çö-
zecekken, bu davalar uzasın mı is-
teniyor? Yoksa -hiç de düşünmek
istemiyorum- ağır ceza mahkeme-
leri yeterli bilgi ve deneyime sahip
değiller diye mi düşünülüyor?..
Oysa zimmet Türk sisteminde
Cumhuriyet'in kunıiduğu günden
bu yana ağır ceza mahkemelerinin
yargı erki içinde. Bu kadar davaya
bugune kadar bakan bu mahke-
meter. banka zünmetinin mi için-
den çıkamayacak? Hiç de inandt-
ncıdeğfl.
Biz istediğüniz kadar "DGM'k-
rin yargı sistemi içinde yeri yoktur.
Bu mahkemeler kaldınlmahdır"
diyelim. Bunun tam tersi yapılarak
yerleri pekiştirilmek isteniyor. Hem
de son taslakta oldugu gibi, siste-
mi arapsaçına çevirerek!.. Oysa iş
ağırceza mahkemelerinde de kal-
sa, suçlular elbette hakettikleri ce-
zalara çarptınlacaktır. Bunda en
ufak bir kuşkum yoktur. Başa dö-
nersek: Biz reformlan başkalan
istediği için yapacak değildik Türk
insanı için yapacakuk ya... Biz şim-
di reformlan bıraktık mehter mar-
şıyla gen geri gidiyoruz.
Ölüm Taciri ve Irak'a Savaş...
Prof. Dr. Altay GÜNDÜZ r. MM. trü
B
ugünlerde ülkemizi
yakından ılgilendi-
ren konulan içeren
iki kıtap okudum: Ölüm Sa-
tanlar(MehmetCoraL Büke,
2000) ve Irak'a Savaş (Scott
Ritterve VVHiaın Rivers Pitt
Metıs. 2002). Coral. Ams-
teıdam Üniversitesi ve Lahey
Uluslararası Akademisi'nde
ekonomi uzmanlığı kazan-
mışbiraraştırmacı. Buçalış-
masını sürdürürken. dünya-
nın çoğu ülkelenne satış ve
dağıtım yapan uluslararası
dev organizmalann, özellik-
le silah üretimi ve satışından
beslendiğıni fark etmiş ve bu
konuyu irdelemeye karar ver-
miş. ABD'deki üniversite ki-
taplıklanndan. ABD devlet
kayıtlanndan. uluslararası
araştırma kuruluşlanndan
sağladığı verilerle anılan ki-
tabı yazmış. Scott Ritter ise
Amerikan ordusunda istihba-
rat subaylığından emekli, es-
ki bir deniz piyadesi. Birleş-
miş MiHetler'in silah denet-
çiliğini yapmış. Savaşa ve
kapitalizme karşı değil ama
Başkan Bush un lrak'a savaş
açmasına karşı. Kitabın bü-
yük birbölümünü Pitt'in Rit-
ter'le yaptığı bir söyleşi oluş-
turuyor.
Coral'ın kitabını iki yıl ön-
ce notlar alarak okumuştum.
Notlardan kimi şöyle: Dün-
yanın. tartışmasız. bir numa-
ralı silah saacısı ABD. 1997
rakamlanyla dünyadaki kon-
vansiyonel silah ticaretınin
ulaştığı hacim 23 milyar
Amerikan Dolan. ABD'nin
payı bu rakamın yaklaşık yüz-
de 60"ı, 13 milyar dolar.
ABD'nin müttefiklerinde
sakladığı nükleer silahlann
1995 yıh için toplamı 480
adet. Bunun 75'i Balıkesir
ve tncirlik hava üssünde.
ABD'de "savıınnıa ürünle-
ri" üreten fırma sayısı yak-
laşık 1500. Bunlann yalnız-
ca yirmisi dışsatım yapıyor.
Adlan gizli tutulan, ama bi-
linenlerin bazılan şunlar Uni-
ted Aırcraft, Chrysler, Lock-
heed, Northrop, Boeing. Ge-
neral Motors, General Elect-
ricJTT, AVCO, IBM... Bun-
lann yanı sıra kimi bankalar
budışsatıma doğal olarak ka-
nşır. Örnekse, First National
City Bank, Chase Manhat-
tan Bank gibi. ABD hükü-
meti yabancı uluslara ilişkin
silahlan da depo eder. CIA
(ABD Merkezi Haber Alma
Örgütü), örnekse, bir ülkede
düzeni değiştirmek isteyen
sol gruplara, komünist kis-
vesine burünerek. Rus ya da
Çek yapımı silahlan verir.
Sonra tutucu hükümetin ya-
yın organlannca, bunun bir
komünist işi olduğunu yayar.
ABD Dışişleri. özgürbirül-
kenin komünizmin kucağı-
na düşmesine göz yummaya-
cağını söyler. Ardından, do-
layh ya da dolaysız ABD si-
lah satışı ya da yardımı ülke-
ye girmeye başlar... tkinci
Dünya Savaşı'ndan sonra
ABD'nin bombaladığı ülke-
lerin sayısı da 21 (Guardian.
Weekly,28Kasım2OO2).Bu
ülkeler şunlar: Çin 1950-3:
Kore 1950-3; Guatemala
1954. 60, 67-9: Endonezya
1958: Kübal 959-6 l;Kongo
1964: Peru 1965; Laos 1964-
73; Vietnam 1961-73; Kam-
boç>'a 1969-70: Lübnan 1983-
4:Grenadal983;Libyal986:
ElSahadorl980veardışık:
Nikaragua 1980 ve ardışık;
Panama 1989; Bosna 1995;
Sudan 1998: Eski Yugoslav-
yal999;Irakl991-2000'ler:
Afganistan 1998.2001-2. An-
laşılan ABD. canı sıkıldıkça,
yönetiminden rahatsız oldu-
ğu ülkeleri bombalıyor(!?).
En son da Basra'da bir petrol
şirketini bombaladı; 4 ölü, 27
yaralı, tümü sivil (Cumhuri-
yet. 2.Aralık 2002).
Otomobil
almadan
önce
Akbank Taşıt Kredisi
Akbank'ta,
hem 0 km hemde
2. el taşıt kredisi için
uygulanan aylık faiz oranı
i sadece
bir nefes 0 km taşıtların KDV ve 0TV dahil satış fiyatının %80'ine,
5 yaşını aşmamış 2. el taçıtlarda da noter satış fiyatının
% 80'ine kadar olan kısmı için kredi kullanabiürsiniz.
Ödemelerinizi 24 aya kadar vadelendirebilirsiniz.
Aylık % 3.25'ük faiz oranı, araç kaskosunun Akbank'tan yapılması durumunda
geçerlidır. Kaskonun Akbank'tan yapılmadığı durumlarda faiz oranı % 3.35'dir.
Faiz oranlan aytıktır ve yasal yükümlülukler harıçtir.
kkU 25 25
www.akbank.com.tr
Ritter'in Pitt'in sorulan-
na verdiği yanıtlann kimile-
ri şunlar: "ABDBağdat'ıdi-
ze getirmek zorunda: 5 mfl-
yon nüfuslu bir kentsel alan-
dan söz ediyoruz... 30.000-
40.000 sivil öldüreceğiz. tna-
ndmazsajida sivican kaybm-
dan söz edhoruz. hayatmı
kaybedecek on binlerce Irak
askeri ve güvenük görevlisi
de var_. Biz dünyada herkes-
ten daha etkin şekilde adam
öldürebüiriz_ Eğer her şe>
sarpa sarar ve 70.000 Ame-
rikan askeri Irak'ta kuşat-
ma ahında. \ok edilme tehfi-
kesh lc karşı karsıya kalırsa,
o zaman atonı bombası ata-
nz. Bundan şüphe ounasuı.
Bu. her açıdan kötü birsavaş.
Bu savaşta kazanan ülnıa>a-
cak."
Amerikalı ünlü muhalif
Prof. Noam Chomskj de
ABD'nin Irak'a karşı savaş
girişimi bağlamında şunu
söylüyor (Noam Chomsky.
Sam Anxa Ne istiyor. Miner-
va. 2000): "ABD açıkça şu-
nu söylüyor: Ben ne istersem
onu yapanm,başka Xxrşeybe-
ni ilgilendirmez: ne ulusla-
rarası hukuk. ne Uluslarara-
sı Adalet Dhanı, ne Birteş-
miş MiBetler ne de bölge ül-
kekrininve haDdannn görüş-
lerL. Eğer amacuna diplo-
masi yohıyla ulaşabilirsem,
diplomasiye başvururum;
yok eğer amacuna ulaşmam
için kuvvet kullanmanı ge-
rekirse kuvvrt kullanınm."
öte yandan ABD yönetimi,
söz konusu savaş için kitle ile-
tişim araçlannı (medyayı)
kullanıyor. Aptal kitleleri
"gerekli yanılsamalar*"la al-
datarak nzalannı almaya ça-
lışıyor. Önemli ölçüde başa-
nh da oluyor.
Kısa bir süre önce Irak.
var olan silahlanyla ilgili 12
bin sayfalık bir belgeyi Bir-
leşmiş Milletler silah denet-
çilerine verdi. Ne var ki bu
belge. ABD ve Ingiltere hü-
kümetlerinin Irak'a savaş ko-
nusundaki kararlılığını etki-
lemeyecek gibi. Nitekim, bu
yazının yazıldığı hafta bir
ABD askeri teknik heyeti
Irak harekâtında kullanmak
istediği havaalanlanmızı in-
celemek için Türkiye'ye ge-
lecek.
ABD, Kuzey Irak'a geçir-
mek istediği 60 bin asker-
den 30 binini Hakkâri'nin
güney bölgesine konuşlan-
dırmak istiyor (Cumhuriyet,
17 Arahk 2002). Avrupa Bir-
liği 'yse -îngıltere dışında-
savaş istemıyor.
Peki bizim deneyimsiz ve
devlet adamlığı olgunluğuna
ulaşmamış siyasilerden olu-
şan hükümet ne yapıyor? Ne
yapacak, bir yandan AB'ye
girmek istiyor ya da öyle gö-
züküyor; öte yandan karga-
yı kıla\iız alıyor. Kısaca iki-
İem içinde ya da ıkilı O>TIU-
yor. Türkıye'yi. sonu büyük
olasılıkla olumsuz bir serü-
vene sürüklüyor, görünümün-
de. Aldanmış oîmayı dile-
mektevim.
PENCERE
Çelenk.
Itatyan ressam ve heykelci Modigliani'nin yapıt-
ları öylesine çarpıcı bir bıçime sahiptırler ki ilk ba-
kışta tanınırlar; imzaya gerek yoktur, hele 'benim'
diye bağıran kadınlann uzun boyunlan kuğularataş
çıkartır.
Cemal Süreya'nın bu yoldaki dizeleri şöyle miy-
di:
Nedir başını alıp gidiş boynundaki
Modigliani oğlu Modigliani
Yaşam bir sanattır, değerlenmesi seçilen biçe-
miyle doğru orantılıdır, kimlik bu alanda ağır basar;
kimisi kimliksiz ya da kişiliksiztir; böylesine 'karak-
tersiz' de denebilir; kimisi de ilk bakışta algılana-
cak çapta kimlik sahibidir.
Halit Çelenk sağda olsun, solda olsun, herke-
sin saygı duyduğu bir kişilik...
O heykeli dikilecek adam değildir..
Yaşamında heykelleşmiş adamdır.
•
Çelenk seksen yaşına girmiş..
Dostlan bu yolda birtoplantı düzenlemişler, ben
katılamadım.
Ama -kabul ederse- Çelenk'in dostuyum.
1960'lıyıllann başında, Mecidiyeköy'de, sanınm
Sevinç Özgüner'in evinde tanıştık Halit Çelenk'le...
Demek ki kırk yıl önce...
O günden bu yana ortalık kan-ı revan; devrim,
karşı- devrim, darbe, eylem, mahkeme, hapis, iş-
kence, kelepçe, idam, hak, hukuk, zincir, falaka,
guguk, muguk, yargıç, savcı, mübaşir...
Veyazı, çizi, gazete, dergi, yayın, mayın...
Bilmiyorum, Çelenk kaç yıldan beri Cumhuri-
yet'in ikinci sayfasında yazıyor?..
Onunla biriikte olmak güneşe yolculuktur; 'Ay-
dınlık'\a hemhal olmaktır...
Hem eylem adamıdır..
Hem fikir adamı..
Çelenk'in yaşamı yalnız sosyalizmi değil, sosya-
lıstleri savunmakla geçti...
Deniz Gezmiş-Yljsuf Aslan-Hüseyin Inan'ın sa-
vunmanlanydı...
Kurtaramadı çocuklan...
Bir gün infaz gecesini bana anlatırken Çelenk'in
gözpınarında belli belirsız bir damla gördüm...
Tarih boyunca acı çeken insanlığın gözyaşların-
dan oluşan okyanusun en değerli damlasıydı o...
•
Sanırım on beş yirmı yıl öncesiydi, birşarkı mo-
da olmuştu:
"Paranın ne önemi var?
Mühim olan insanlık!.."
Şarkının modası geçti, artık anlamını tersine çe-
virip söylenmesi gerekiyor; paranın önemi insanlı-
ğın önüne geçti; işte bu kirli ortamda, Halit Çelenk'in
heykelini yapıp altına bir tek sözcük yazmalı:
Insan!..
•
Halit Çelenk'in yıllarca savunmanlıklarını yaptı--
ğı ve bu yolda hiçbir özverıden çekinmedıği 68'li
gençlervardı; bunların içinden kimileri parayates-
lim olup döndüter, insanlık onuriannı sattılar; bilmem
ki Çelenk üzülüyor mu?..
Üzülmesin..
Bir avukat, adalet terazisinde ölçü bozulmasın
diye, kimi zaman dolandıncıyı, rüşvetçiyı, sahteci-
yi de savunabilir; savunman sanıkla bir değildir, hem
kişinin mayasında döneklik varsa, ne yapmalı?..
Halit Çelenk'in sosyalizmi zamane gelgitlerınin
dışındadır. Kimlik belgesi gibidir..
Onu soyadı gibi alnında taşıyor.
BİRLEŞİK REHBERLERTLRİZM
Kurban Bayramı Kültür Gezileri
01-16 Şubat: 'RLTA MAYA' Meksika-Guatemala
Meksıko City, Oaxaea, Tuxtla Gutierrez, Sumidero.
Palanque, Campeche, Uxmal. Menda. Lzamal.
Itza. Cancun, Flores. Tıkal. Antıqua. Lago Atitlan.
Chıchicastenango. Guatemala..
08-15 Şubat: "ENDULÜS'TE R\KS' Ispanya
Sevilla, Granada. Alhambra, Cordoba, Medma
Azahaıa, Toledo. Madrid...
08-14 Şubat: 'TARSUSTATs IL\LEP'E'
Gazıantep, Halep, Stılıt Sen Sımeon. Ebla. Alalah,
Antakva, Harbiye, Selenueıa de Pıena. Payas, Bakras,
Karatepe, Anazarba. Hıerapolıs Kastabala, Mısis.
Kozan, Adana, Tarsus..
BRT - BİRLEŞİK REHBERLER TURİZM
Tel: (212) 252 65 78-79/80
www.kulnırgezileri.conı
Cumhuriyet
kitap kulübü
YIL SONU
KİTAP ŞENLİĞİ
o
İNDİRİM
50
20.12.2002 - 31.12.2002 tarihleri arasında
Taksim Şergi Salonumuza gelin,
indirim için ayırdığımız bölümden
kitaplarınızı seçin.
!al Cad. Zannbak Sok 4/1 (Fransız Konsolosfuğu yant)
Taksim-lstanbul Tel: (212) 252 38 81/82