29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 ARALIK 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA AVRUPA BtRLİGt İNSANIN SERÜVENİ ••« TURHAN SELÇUK DÜRlİST TA3ÎATLI- ÎSTA.VSÜL EFEtOÎSÎ ABDÖLCAN3A2' • IH MACERALAHI SıMl^ADiKPA SiftHİ, ÜA ME$ÎM! i T f e İ Î İ Î ISTEDİ - ISUTTI6-1 Lı yAĞ-LA OVIM v £ P t U Z ı / N MZMN OPTU . ıVA1 MIM ARI>f NPA ÎIE r5iATTt, VcENt>iSÎNE0<5KMMAN NIN İÎ AUİAft ^^^f AB'nin 'içten davranmadığını' söyleyen Sezer, Kopenhag'a gitmeme karan almıştı C umhurbaşkanıhaldıçıküANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Birliği liderlerinin Türkiye- AB ilişkileri konusunda 'içten dav- ranmadıldannr açıkladıktan son- ra Kopenhag Zirvesi'ne katılmayı reddeden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. AB'nin Türkiye'ye yönelik "düş lankhğr yaratan ka- rannı önceden öngörmüştü. Sezer, bazı konuşmalannda da "AB üyetiğinin tek seçenek değiL, cumhuri- vetin akılcı ve çok yönlii <hş poütikas- nın yönekiigi seçeneklerden biri" olduğunu vurgulamıştı. Sezer, geçen ay NATO zirvesi nedeniyle Prag'a yaptığı zi- yaretin son gü- 5 nünde düzenle- diği basın top- lantısında, \ "KhniHder- lerle özel gö- •r Kopenhag'dan Türkiye'de 'düş kınklığı" yaratan 'Kopenhag kriterleri yerine getirilirse, 2004 yılı aralık ayına değerlendirme randevusu verilmesi' karan çıktı. Cumhurbaşkanı Sezer'in böyle bir sonucun doğacağını önceden görerek zirveye katılmama karan aldığı yorumlan yapıldı. rüşmeteriındekendilerine'Kıbnssoru- dedeTürkiye'yemiizakere tarihi verü- nunun çözümünü Güney Kıbns Rum Yönetimi'nin AB'ye alınması mı, yok- sa Türkiye'nin AB'ye girmesi için mi istiyorsunuz' sorusunu yönefttim. On- larahangisiniistiyorsunuzdrvcaçıkçasor- diım. Hiçbirinden net bir yanrt aİama- dun" diye konuşmuştu. Sezer, sözleri- ni şöyle sürdürmüştü: "KraABfideriemteyaptıgımözelgö- rüşmelerde birülkeninfideriTürkiye'ye müzakere tarihi verilmesi konusunda kendileri açısından sorun olmadığuu, ancaksorunun birdiğer ülke tarafindan yaranldığını söylüyorlar. O sorun yarat- üğı iddia edilen ülkeyle görüştüğümüz- mesi konusunda kendileri açısından sa- kmcah bir durum obnadığun ama baş- ka ülkeierin engelkdiğini sö>1fiyoriar. Ben AB liderlerinin pek içten davran- dıklannı sanımyorum." Sezer, daha sonra da Türkiye'nin AB'ye üyelik ıçin müzakere tarihi bek- lediği Kopenhag Doruğu'na katılma- yacağını açıklamıştı. Kopenhag'dan Türkiye'de "düş la- nkhğT yaratan "Kopenhag kriterleri yerine getirilirse, 2004 yüı aralık ayına değerlendinne randevusu verilmesi" karan çıktı. Sezer'in böyle bir sonucun doğacağını önceden görerek zirveye katılmama karan aldığı yorumlan ya- pıldı. Sezer, geçen nisan ayında Harp Aka- demileri'nde verdiği konferansta da AB üyeliğine değinerek şunlan söylemişti: "AB üyeliğinin Türkiye'nin getenek- sel akua ve çok yönlü diş politikasında değtşüdik yapmasuu gerektirmediğini vurgulamak isterim. AB üyeliği tek se- çeneğuniz değfl, cumhuriyetimizin ku- ruluşundan bu yana vurgulanan temel ükeJeri büyiikAtatürk tarafindan betir- lenmiş olan akda ve çok yönlü dış poti- tikamizın yönddiği seçeneklerden biri- dir. AB yönetimimiz, uhısal çıkarlan- mız doğrultusunda gerçekçi potitikalar genştirmemize engel değildir. Başka bir anlanmla befli ülkeler ya da bölgesel ve ulusbraraaöYgütkıielişlderiniiziveçok yönlü isbirtiğimizi getiştirmemiz AB'ye tam üyetigin altematiil olarak algüan- maman, her biri kendi içinde degerten- dirilmetidir.'' 'TüridyeJ yi içlerine sindirecekler' ANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - AB'nin, Türkiye'ye müzakere tarihi yerine 2004 Aralık ayına tarih için randevu vermesi, hükümette ve muhalefet partilerinde tepkiyle karşılandı. Siyasıler, AB karannı değerlendirdiler. Olumlu tarlh değll TBMM Başkanı Bülent Armç da 2004'ün olumlu bir tarih olmadığını söyledi. Türkiye'nin yapılan reform çalışmalan ile müzakere tarihi almayı hak eden bir ülke olduğuna işaret eden Annç, aksi yöndeki tutumlann AB'deki çekişme ve ideolojik yaklaşımlardan kaynaklandığını savundu. Kelimeler önemll De\ let Bakanı ve Başbakan Yardımcısı AbduDatifŞener, son dakikaya kadar yeni gelişmelerin olabileceğine işaret ederek, taslaklarda küçük cümlelerin, kelimelerin değişmesinin büyük anlam değişiklikleri yaratacağını söyleyerek umudunu koruduğunu ortaya koydu. Şener, "Karar ne ohırsa olsun şunu da bilecegiz ki yüzümüz Baü'ya dönüktür" dedı. 'Aklı evvel öneriler 1 DSP lideri Bülent Ecevit, Kıbns sorununun, KKTC'nin varlığı ve bağımsızlığı ile Kıbns Türklerinin yanı sıra Türkiye'nin de güvenliği bakımından önemli olduğunu kaydetti. KKTC için ödün verilmesi yönündeki görüşlere de tepki gösteren Ece\-it, "Ö>1e 'Birkaç köy gitsin ne var' diyen akta ev\el bazı gazeteci ve yazaıiar konuşuyoıiar. Bu akü alacak şey değildir. Köy gitmez sadece, bütün Kıbns gkler" dedı. Ecevit, "Kıbns, pazarhk masasma katfyen konulamaz" dedi. Ecevit, Türkiye'ye müzakere tarihi \ermek için 2004'e randevu atılmasını da "Türkiye tam üye ohırsa, AB parlamentosunun çoğunhığıınu oluşturacakür. Bunu içlerine smdireıniyorlar" sözleriyle değerlendırdi. Uzlaşma zorlandı YTP Genel Başkanı tsmail Cem, karann Türkiye'ye fayda değil ziyan getiren ve Türkiye'nin AB içindeki konumunu geriye götüren bir nitelik taşıdığını söyledi. 2003'te elde edilecek sonucun 2004'e ertelenmesinin kabul edilemeyeceğini vurgulayan Cem, Kıbns'ta uzlaşmamn da zorlaştığını kaydetti. Cem, nedenin Türkiye'ye kesin tarih verilmemesi, diğerinin ise Kıbns'ın bir tarafinın tek hükümet gibi AB'ye kabulü olduğunu ifade etti. 'Refüze edilmek yaraşmaz* Kapatılan RP'nin genel başkanı Necmettin Erbakan, Türkiye'nin AB'ye girmek zorunda olmadığını sa\Tinarak "AB'nin ashnda Türkiye'nin arkasında koşması icap eder, Türkiye'nin onlann arkasında koşması değO. Bunca mesele varken, BaoJüarm kapısında dolaşmak yanfaşür, hatahdır. Refüze edflmiş otanak, Türkfye'ye yaraşmaz' n dedi. Işadamları çıkan sonuçtan memnunHaber Merkezi - Türk Sanayicileri ve Işadamlan Derneği (TÜŞİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ttıncay Ozilhan. AB üyeliği konusunda Türkiye'nin bundan sonra yapması gerekenin, yeni dönemin koşullannı sağlıklı biçimde değerlendirmek, tüm bu kritik alanlarla ilgili pozisyonlan belirlemek ve tam üyeliğin gereklerini yerine getirmek olduğunu söyledi. TÜSlAD'ın Ankara Sheraton Otelı'nde düzenlenen Yüksek îstişare Konseyi toplantısmda gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Özilhan, Türkiye'nin Helsinki Zirvesi'nden bu yana üzerine düşenler konusunda sadece son 3-4 aylık dönemde TÜSİAD'm toplantısına işadamlannın yanı sıra siyasfler de kaükü. (Fotoğraf: AA) SİYASET DÜNYASI • TBMM Başkanı Arınç: Sonuç, AB'deki çekişme ve ideolojik yaklaşımlardan kaynaklandı. • DSP lideri Ecevtt: Kıbns pazarlık masasına konulamaz. • YTP lideri Cem: Kıbns ta uzlaşma zora girdi. • Başbakan Yardımcısı şener: Karar ne olursa olsun şunu da bilecegiz ki yüzümüz Batı'ya dönüktür. İS DÜNYASI • TÜSİAD Başkanı Özilhan: Karamsar karşılamamak lazım. • İsadamı Sabanci: 'Dünyanın sonu geldi' demeyelim. • Yüksek istlsare Konseyi Başkanı Kayhan: Kazanan - kaybeden ikilemi içinde analiz etmek mümkün değil. • TÜGİAD Başkanı Kaya: 2004 Aralık'ına en iyi şekilde hazırlanmalıyız. bir performans gösterdiğini belirtti. Yeni hükümetin görevi de\Talmasıyla ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gayretleri ile Türkiye'nin biraz daha şanslı hale geldiğini öne süren Özilhan, Türkiye'nin artık "AB'nin radan" içinde olduğunu söyledi. Özilhan, dolayısıyla Türkiye'nin üzerine düşenleri gerçekleştirip rahatlıkla bir müzakere tarihi alabileceğini kaydetti. Bir gazetecinin, "o zaman çok karamsar karşılamamak lazım'' şeklindekı sözleri üzerine Özilhan, "Hayır, haym. karşılamamak lazım" yanıhnı verdi. Yeni bir sürece glrlldl TÜSÎAD Yüksek tstışare Konseyi (YtK) Başkanı Muharrem Kayhan da, Kopenhag Doruğu'nu kazanan- kaybeden ikilemi içinde analiz etmenin mümkün olmadığını söyledi. Kopenhag sonrası tespit edilmesi gereken en önemli gerçeğin, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinin artık yeni bir evreye gireceği olduğunu vurgulayan Kayhan, Türkiye'nin, 5 yıl içerisinde AB ilişkilerini "küDerinden yeniden doğar hale getirmekle" kahnadığını, ilk kez dişe diş pazarlık yapabildiği, bir büyük devlet olarak ağırlık koyduğu bir noktaya ulaştığını iddia etti. 'Daha fazla çahsmak lazım' Işadamı Sakıp Sabancı ise bundan sonra yapılması gerekenin "daha fazla akdh dryaloglar kurarak daha fazla çahşmak" olduğunu vurguladı. Sabancı, yetkilılerin son 40 günlük dönemde çok çalıştıklannı, ancak "önlerindeki rrenin 40 yıkn probtemfcri" olduğunu söyledi. 'Kosullu da olsa tarlh alındı' Türkiye Genç îşadamlan Derneği (TÜGlAD) Başkanı Hayati Kaya, "Türjdye, üzerine düşen sorumluhıklan yerine genrmiş ve koşuDu da olsa tarih almıştırn dedi. Kaya, yazıh açıklamasında, Türkiye'nin, 2004 Aralık ayına kadar en iyi şekilde hazıflanarak yoğun bir diplomasi trafiği sürdürerek Kopenhag kriterlerini gerçekleştirecek uyum paketlerini hızla Meclis'ten geçirerek uygulamaya geçirmesini istedi. Kaya, ancak bu durumda, Türkiye'nin, 2004 Aralık ayında, hiçbir olumsuz tartışmaya mahal vermeksizin müzakerelere başlama hakkına sahip olacağını ifade etti. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ 30 Yıl Geçmiş Ama... AKP Genel Başkanı'nın Amerika Birleşik Devlet- leri'ne yaptığı ziyaret, usta gazeteci Cüneyt Arca- yürek'e Nihat Erim'in yıllar önceki ziyaretini çağ- nştınyor. Arcayürek'in "Güncel" köşesindeki vur- gulamalan yüzünden kafama takıldı. Amerikan Ba- sın ve Kültür Merkezi'nin 1972 yılında yayımladığı "Resmi Temaslar" adlı kitabı bulup bir kez daha okudum. 12 Mart 1971 ara rejiminin ilk başbakanı olan Prof. Nihat Erim'in gezisi 18-23 Mart 1972 günleri arasın- da gerçekleşmiş. Gezinin, haşhaş ekimınin yasaklanması karşılığı alınacak dolarlarla ilgili Türkiye cephesini daha ön- ce yazmıştım. Bu kez de kitaptan kimi alıntılarla ABD cephesini ve günümüzle olan benzeriiklerini ak- tarmaya çalışacağım. • • • Kitapçık şöyle başlıyor: "Esenboğa Havaalanı'ndan 18 Mart 1972 günü hareket eden bir Türk Hava Yollan uçağı 'bugün bü- tün dünyanın hayranlık duyduğu ilerici, aydın ve güçlü bir önderlik sağlayan' Türkiye Başbakanı Prof. Dr. Nihat Erim ve eşini, Amerika Birleşik Devletleri Cumhurbaşkanı ve Mrs. Nixon'/n davetlisi olarak ziyaret edecekleri Birleşik Amerika'ya doğru yola çıkanyordu." Sonrasında Erim'in temaslan ve karşılıklı konuş- malar yer alıyor: "Sayın Başbakan'ın VVashington'dakiresmiprog- ramı 21 Mart 1972 sabahı Beyaz Saray'ın bahçe- sinde, özel bir merasimle, Cumhurbaşkanı ve Mrs. Nixon tarafindan karşılanışı ile başlamıştır. Başba- kan Prof. Erim, yanında eşi olduğu halde, merasim alanına geldiğinde otomobilden inerken Başkan ve Mrs. Nixon tarafindan hararetle karşılanmışlardır. Ara- basından inerken Başbakan Prof. Erim'i elinden tutan Cumhurbaşkan Nixon, beraberindekileri, Baş- bakan'a takdim etmiştir." "Sayın Başbakan öğle yemeğinde (22 Mart) Mil- li Basın Kulübü'nün misafiri olmuş ve yemekten sonra birhitabede bulunmuştur. Başbakan Prof. Erim, Türkiye'nin bulunduğu coğrafi bölge dolayısı ile özel bir yeri olduğunu işaret ederek demiştir ki: Atatürk tarafindan kurulan laik hükümet sistemi ve partamenter demokrasisi ile Türkiye, Doğu'da Ba- tı dünyasının ileri bir karakoludur. Türkiye Batı dün- yasının bölünmez bir parçasıdır." "Son zamanlarda birsorun ülkelerimiz kamuoyu- nu ciddi şekilde işgal etmiştir. Basın haberieri yo- lu ile uyuşturucu madde kullanma alışkanlığmın Amerikan gençliğinin fıziki ve ahlaki sağlığında aç- tığı tahrıbatı öğrenmiş bulunuyoruz. Bu konudaki endişemiz, Türkiye'nin büyük ölçüde haşhaş üre- ten birülke olması ve kaçakçılann da ürettiğimiz haş- haşı Amerika Birieşik Devletleri'nde satılan eroine çevirmekiçin kullanabilmelerigerçeğikarşısında da- ha da artmış bulunmaktadır. Geçen yıl radikal bir kararaldık; 1972yılından iti- baren bütün Türkiye'de haşhaş ekiminiyasakladık. Eğer ülkemizde haşhaş ekimini yasaklamamız konusunda aldığımız karar, bir müttefikimiz ve dos- tumuz olan Amerika Birleşik Devletleri'nin uyuştu- rucu maddelerin kullanılmasını önleme çabalanna katkıda bulunursa bundan büyük memnuniyet du- yacağız." "Türk kamuoyu Kıbns sorununu, büyük önem taşıyan bir ulusal sorun olarak görmektedir. Buba- kımdan Türk toplumunun anayasal ve anlaşmalar- dan doğan haklannı kabul eden, ilgili bütün taraf- lan memnun edecek bir çözüm yolu bulunmasını istemekte karariıyız." "Kalkınma hızımız,böyle sürerse ve memleketi- miz tabii afetler gibi bir durumla karşı karşıya kal- mazsa, Türkiye en geç 1995 yılında bugünkü Ital- ya'nın iktisadı seviyesine çıkmış olacaktır." • • • Gezinin Beyaz Saray bölümü akşam yemeginde- ki konuşmalarla sona ererken Nixon kadehine uza- nıyor: "Kadehimi, tabiatıyla, ülkelerimiz arasındaki dost- luğun devamı, Tün\iye halkının ileriemesi ve refahı ve özellikle Türkiye'de bugün bütün dünyanın hay- ranlık duyduğu ilerici, aydın ve güçlü önderlik sağ- layan Türkiye Başbakanı şerefine kaldınyorum." • • • Aradan 30 yıl geçmiş. Ama görüldüğü gibi pek de- ğişmemişız. özellikle de nezaket cümlelerini gerçek değerlendirme olarak algılama alışkanlığımızdan. oerinc@cumhuriyetcom.tr. TÜRKİYE'YE 25'Lİ GÜVENCE AB: Genişleme devam edecek KOPENHAG (Cumhuriyet) - AB, müza- kerelen, 10 ülkenin tam üye olarak birliğe kaülacaklan 1 Mayıs 2004'ten sonra baş- latacağı Türkiye'nin kaygılarını gider- mek için 25 ülkenin imzaladıgı "genişlemenin süre- ceğT güvencesinin verildiği "Tek Avrupa" başlıklı bir büdirge yayımladı. Ancak bu belgenin AB huku- kundaki geçerliliği tartışmalı olarak değerlendirili- yor. AB bildirgesinin başında dün alınan kararla 75 milyon kişinin birliğe girdiği kaydedildi. Bildirgede, birliğin mevcut ve yeni üyelerinin genişleme proje- sinin geri döndürülemeyeceği belirtilerek Romanya ve Bulgaristan ile Türkiye'nin süreçlerinin devamh- lığı konusunda güvenceler verildi. Bildirgede şöyle denildi: "Ortak arzumuz Avrupa'yı bir demokrasi, özgürtük, banş ve ilerleme kıtası yapmakür. Birlik, Avrupa'da istikran ve refahı sağlâvabilmek için Av- nıpa'nın yeni bölünmelere sahne olmasını engefleve- cektir. Amacunız tek bir A\rupa'dır." Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, düzenlediği ba- sın toplantısmda, bu bıldirinın Türkiye için bir ga- ranti olup olmadığı sorusuna, "Bu deklarasyon. Ko- penhag ölçüderinin müzakerelere başlamak için ge- rekttHği konusunda hiçbir şeyi değiştirmez. Bu dekla- rasyonda Türkiye'nin yeni bir aşama>-a geçtiğini memnunlukla karşıladığnnızı behrtiyoruz. Müzake- relerin başlamasnia Kopenhag ölçüderinin başlaması karar verecektir" diye yanıt verdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear