22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 ARALIK 2002 ÇARŞAMBA + CUMHURİYET SAYFA AVRUPA BtRLİĞİ zirve öncesi AB'ye mesaj Başbakan Gül: Avrupa f nin karan siyasi olacak ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Başbakan AbduDah Gül AB'nin 12 Aralık'ta Tüıkiye'ye haksızlık yapması durumunda bu karann "Hderlerin siyasi tavn otacağuu" savundu. Gül, "AB'nin alacağı siyasi karar. şiiphesiz ki bizi her törlü sonımluhıktan uzak tu tacakür. Kimse bize, şunu da yapmadmız. deme hakkma sahip olınayacakür. Daha zengin, dünya olaylarında daha stratejik rol oynamayı hedefleyen bir AB'yi öztfiyorlarsa, o zaman Türknenin de AB'ye çok şey katacağını hesaplamalan gerekir'' dedi. Başbakan Gül, Insan Haklan Günü nedeniyle düzenlenen konferansta ve partisinin Meclıs grup toplantısında Kopenhag Zirvesi öncesinde AB'ye mesajlar verdi. AB liderlerine "Getinyeni bir dünyanın inşasında önemli roüer alahnT diye seslenen Gül, "Kurnazhk ve bahander ileri sürülürse Türkiye onurunu her zaman muhafaza edecektir. Türkiye her zaman güçlü olacakür" görüşünü dilegetırdı. Gül, AB ile Kıbns sorununun çözümü arasında bağlantı G — ^ — — — ^ ^ — — bulunduğunu _ belirtirken Avrupa ul, ABnınalacağı ülkelerinin siyasi karar, şüphesız kı hderlerine dönük bızi her türlü uyansını "Bu evin sorumluluktan uzak içüıe hep beraber tutacaktır. Kımse bize, girdiğimizde zaten şunu da yapmadınız, sorunlar deme hakkma sahip kendiüğinden olmayacakrir. Daha çözülecektir. Ama zengin, dünya AB, Kıbns olaylannda daha stratejik sorununun rol oynamayı hedefleyen çözümünü daha bir AB'yi özlüyorlarsa, o kronikhale de zaman Türkiye'nin de gedrebüir. Çözümü AB'ye çok şey zorlaşünnak çok katacağını hesaplamalan kcrfav biryoMur" | gerekir" dedi. sözleriyle sürdürdü. " — — — — — ^ — — Evrensel kurallan herkesin uygulaması gerektiğini aktaran Gül, Türkiye'nin de bunu amaç edindiğini, bu yönde birçok reformlar yaptığını vurguladı. Gül, i Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğuna işaret ederken "Bazı eksikHklerin farkında olduğunuız için yeni yeni reform pakederi geçiriyoruz. 57. hükumet döneminde önemli refonnİar yapıku. Bb göreve geiir gehnez iki reform paketini TBIVEVFye gönderdjk" diyerek üzerlerine düşeni yapöklannı belırtü. Başbakan Abdullah Gül. Türkiye'nin son 10-15 yıl içinde yaşadığı korkunç terör eylemleri nedeniyle karşılaşılan sıkınülann insan haklan reforralannın gecikmesine yol açtığınnı altını çizdi. Le Monde'a makale Fransız Le Monde gazetesinin bugün tarihli erken baskısında bir makalesi yayımlanan Başbakan Gül, "Türkiye Azimle AB'de" başlıklı yazısında, Tüıkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerinin başlama tarihinin en geç 2003 ohnası gerektiğini söyledi. Gül, "Türkiye, ilk genişleme dalgası sona ermeden, yani 2Ö04'ten önce, Kopenhag'da AB'den müzakerelere başiamak için kesin tarih bekliyor* dedi. Gül, işkence ve kötü muameleyle mücadelede "smr hoşgörii" yaklaşımının hedeflendiğıni belirtti. İKV Baskanı Eris: GümrükBirliği'ne yeni düzenleme Ekonomi Servisi - tktisadi Kalkınma Vakfi (ÜCV) Başkanı Meral Gezgin Eriş, AB'nin çok uzak bir müzakere tarihi vermesi durumunda Türkiye'nin Gümrük Birliği'nde zarar gördüğü konulan yeniden görüşebileceğıni söyledi. Eriş, Kopenhag'da verilmesi goreken müzakere tarihinin 20O3 yılı olduğunu belirtti. ÎKV Başkanı Eriş, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası'nm (MESS) "ABUyuni Projesi'nin" tanıhldığ] toplanhsının ardından gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Eriş, "Müzakere tarihinin 2005 ohnası uygun mu? Eğer bu şeküde uzun vadeh' bir tarih öngörülürse Türkiye GB'den çıkmah m" yönündeki soruya "AB, 2005 derse — — — — — — — — — bunu mutiaka \jf revizeetmek 1VI eral Gezgin Eriş, zorunda kalacak, AB'nin çok uzak bir 2005 mutabık müzakere tarihi vermesi olduğumuz bir durumunda Türkiye' nin tarih değü. Bence Gümrük Birliği'nde müzakerenin zarar gördüğü konulan başlama tarihi yeniden görüşebileceğini 2003 oünah. söyledi. Eriş, Gümrük Kopenhag'da verilmesi Büüği'nhı gereken müzakere Tüıidye'ye zarar tarihinin 2003 yıh veren yönleri var. olduğunu belirtti. Süreç daha da 11 uzunsürerse Türkrve bu yönleri yeniden müzakere edebifir" diye yanıt verdi. Eriş, Türkiye için AB'nin alternatifinin olmadığını belirterek Cumhurbaşkanı Sezer'in Kopenhag Zirvesi'ne gittnemesinin anlayışla karşılanması gerektiğini kaydetti. Eriş. "Saym BaykaPın gftmemesi de sürpriz değiL Eğer gitseydi şaşüacak şey olurdu. Cumhurbaşkanı Sezer'in gitmesi de zaten gereğinden fazla ağırhk oluştururdu" dedi. Bütün Türkiye'nin 12-13 Arahk Kopenhag Zirvesi'ne odaklandığını belirten Eriş, şunlan söyledi: "Peld eğer tam arzu ettiğimiz gibi bir sonuç çıkmazsa ne olacak? 40 yılhk ortakuk iişkimizL, uyıım çabalanmıa bir kenara bırakıp tam üyetik hedeflnden vaz nu geçeceğiz. Keânlikle böyle bir şey olmaz. AB üyeliği Türkiye'nin çağdaş geleceğidnf Ankara tavır belirlemeye çalışıyor. AB ile köprüler atılmayacak, gümrük birliği sürecek Türkiye'nin kozuihalelerSERKAN DEMİKTAŞ ANKARA - Türkiye. Avrupa Bir- liği'nin (AB) kritik Kopenhag Zirve- si'ne birgün kala zirveden çıkabile- cek sonuçlara göre uygulayacağı po- litikayı saptamaya çalışıyor. Cum- hurbaşkanı Ahmet NecdetSezer baş- kanlığmda yapılan sürpriz zirvede, Kopenhag'dan ne tür karar çıkarsa çık- sın AB ile köprülerin atılmaması an- cak Türkiye'nin üyelik sürecıne za- rar veren Almanya ve Fransa gibi ül- kelere tepki gösterilmesi göriişü be- nimsendi. Bu ülkelerin başta savun- ma sanayii olmak üzere ihalelere alınmaması da verilecek tepkiler kap- samına alındı. Tam üyelik müzake- relerine 2003 yıh içinde başiamak BerlİII Ve ParİS'e t e p k i Türkiye, Kopenhag Zirvesi öncesinde son pozisyonunu Cumhurbaşkanlığı'nda yapılan sürpriz zirvede belirledi. Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Gül ve Genelkurmay Başmanı Özkök'ün katıldığı toplantıda AB'nin, en geç 1 Mayıs 2004'e kadar tarih vermemesi durumunda Türkiye. Almanya ve Fransa'ya sert bir tepki verecek. Başta savunma sanayii olmak üzere bu iki ülke şirketlerinin ihalelere ahnmamalan verilecek tepkilerden biri olarak görülüyor. isteyen Türkiye, pazarlıklar kapsa- mında son tarih olarak, birliğin 25 üyeye çıkacağı 1 Mayıs 2004 tarihi- ni masaya yatınyor. Kıbns Rum Yö- netimi'nin (KRY) "Kıbns Cumhu- riyeti" adı altında AB'ye davet edil- mesi durumunda ise Türkiye, sert bir açıklamayla tepkisini dile getir- meyi planhyor. Türkiye'nin son 2 yıldır bekledi- ği, AB ile ilişkilerinin geleceği açı- sından büyük önem taşıyan Kopen- hag Zirvesi umut vermiyor. 12-13 Arahk günlerinde toplanacak AB Konseyi, aralannda Kıbns Rum Ke- simi'nin de bulunduğu 10 ülkeye üyelik için kapılannı açarken Türki- ye'yle müzakerelerin başlaması için önerilen 1 Temmuz 2005 tarihini öne çekmeye yanaşmıyor. AB'den son gelen olumsuz duyumlar, Cumhur- başkanlığı'nda yapılan zirvede değer- lendirildi. Cumhurbaşkam Sezer'in başkanhğında yapılan toplanüya Baş- bakan AbduDah GüL Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Büyü- kelçi Uğur Ziyal katıldılar. Zirvede ele alınan bazı konular ve Türki- ye'nin geliştirdiği politikanın ana hatlan şöyle: Son tarih Mayıs 2004: Tür- ldye, Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirmiştir. Hükümet, Danimarka'ya gönderilen "niyet mektubunda" TBMM'ye sevk edilen ve sevk edi- ÜYELİĞtN KOŞULU Kopenhag kriterleri karşılanmalı 22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nin genişlemesinin Merkezi Doğu Avrupa ülkelerini kapsayacağmı kabul etmiş ve aynı zamanda adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken kriterleri de belirtmiştir. Bu kriterler siyasi, ekonomik ve topluluk mevzuatının benimsenmesi olmak üzere üç gnıpta toplanmıştır. Siyasi kriter: Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklannı ve azmlık haklannı güvence altma alan kurumlann varlığı. Ekonomik kriter: Işleyen ve aynı zamanda birlik içinde rekabetçi baskılara ve diğer serbest piyasa güçlerine dayanabilecek bir serbest piyasa ekonomisinin varlığı. Topluluk mevzuaünın benimsenmesi: Siyasi, ekonomik ve parasal birliğin hedeflerine bağlı kalmak üzere üyelik için gerekli yükümlülükleri yerine getirebilme kapasitesine sahip olmak. Avrupa Birliği 1993 Kopenhag Zirvesi'nde kabul edilen tam üyelik kıştaslan Siyasi kıstas: Ülkede demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklanna ve azmlık haklanna saygıyı teminat altma alan istikrarh kurumlann varlığı. Ekonomik kıstas: (1) İstikrarh piyasa ekonomisinin mevcudiyeti: (2) başta AB olmak üzere dış dünya rekabetine dayanma kapasitesi. Uyum kıstası: Siyasi birlik ile ekonomik ve parasal birlik de dahil obnak üzere, AB'nin müktesebatma uyum kapasitesi. Tayfiın Gültekin, dün Kopenhag şehir meydanında Danimarkahlatia ve dünya basınıyla buluştu. Birçok Danimarkahnın şaşkm bakışian arasında etinde Türk bayrağıyia şehir meydanında bulunan Noel ağacı etrafinda birturatan Gühekin, insanlann farkh olmalanmn dışlama ile sonuç vermemesi gerektiğini söyiedL Üyelik için bisikletle 2400 km. SADtTEKELİOĞLU KOPENHAG - Besteci Tayfun Gültekin, Türki- ye'nin Avrupa Birliği üyeliği için başlattıgı bisiklet- le Avrupa turunu Kopenhag'da tamamladı. Almanya - Danimarka sınınndan cumartesi akşa- mı gıren Gültekin, dün Kopenhag şehir meydanında Danimarkalılarla ve dünya basınıyla buluştu. Birçok Danimarkahnın şaşkın bakışian arasında elinde Türk bayrağıyla şehir meydanında bulunan Noel ağacı et- rafinda bir tur atan Gültekin, insanlann farklı olma- lanmn dışlama ile sonuç vermemesi gerektiğini söy- ledi. AB politikacılannın sergilediği aynmcılık ve dışlama çabalanna karşı protesto olarak nitelediği bi- siklet turu esnasında Yunanistan, ttalya, Almanya'yı geçen Gültekin, Kopenhag'da tanıtma çalışmalanna konserve dinleti çalışmalanyla devam edeceğini söy- ledi ve zirvenin yapılacağı Bella Center kongre mer- kezi önünde davasının savunuculuğunu yapacağını bil- dirdi. 14 Kasım günüIpsala sınırkapısından çıkan Tay- fun Gültekin 2400 kilometrelik bisiklet turunu Ko- penhag şehir merkezinde bir tur atarak tamamladı. î ^ ^ ^ ^ lecek olan reform paketleri hakkın- da bilgi verdi. Böyle bir ortamda Tür- kiye'yle tam üyelik müzakereleri 2003 yılında başlatılmahdır. Türkiye için kabul edilebilecek son tarih, 1 Ma- yıs 2004'tür. Bu tarihten sonra AB, 25 üyeli bir birlik olacakhr ve Türki- ye karan daha da zor alınacaktır. Ankara b e k l e m e d e : Alman- ya ve Fransa, Türkiye ile müzakere- lerin Aralık 2004'te bir kez daha gö- rüşülmesinin ardından 1 Temmuz 2OO5'te başlatıhnasını istiyorlar. Bu, Türkiye için geç bir tarihtir. AB için- deki bazı ülkeler de bu tarihin öne çe- kilmesi için uğraşıyorlar. Dolayısıy- la zirveden çıkacak karar ortada. 2003 Selanlk beklentlsi: Ankara'ya gelen duyumlar arasında, AB'nin Türkiye için karannı Ko- penhag Zirvesi'nde almaması, bunun gelecek yıl Selanik Zirvesi'ne erte- lenmesi önerisini geliştirdiği de bu- lunuyor. Böylece AB'nin, yeni Türk hükumetinin çıkardığı reformlan uy- gulaması sırasında gözlemleme ola- nağını elde edeceği kaydediliyor. Böyle bir önerinin gelmediği, gelir- se değerlendirilebileceği belirriliyor. AB güvenllirliğfni kaybe- d©T: Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Ve tarih verihnesini isteyen Portekız, Is- panya, Italya v e hıgıltere büyükelçi- lerini davet ederek Ankara'nin me- sajlanm bir kez daha AB'ye iletti. Uğur Ziyal, göriiştüğü büyükelçile- re, "AB ûıandmcıhğını kaybetnieye başhyor" mesajı verdi. AB'nin çifte standart uyguladığını anlatan Dışiş- leri, "AB. bir kurallar bürünüdür. Ada>'ülkelerin uyacagı kuralar ise Ko- penhag Kriterleri'dir. \B, 2 ülkenin (Almanya, Fransa) kendi değerien- dirmeleri ışığında geliştirdiği tutumu takımrsa Kopenhag Kriterleri'ni bir yana aünış olur. Bu da AB için bir çe- Kşki yaranr. AB'nin yaratnğı bu çe- ttşkryi gidermesi ve ne olduğuna ka- rar vermesi'' gerekir mesajını iletti. AB İle köprüler atılmama- ll: Zirvede, AB'nin 2005 için tarih için tarih karannı vermesi durumun- da izlenecek politika da görüşüldü. Se- zerve Özkök'ün, Türkiye'nin AB'den başka bir seçeneği olmadığı görüşü- nü vurgulayarak Gül'e de "köprüle- rin atümamasr gerektiği mesajını verdikleri öğremldi. Bu kapsamda, tepkinin bir kurum olarak AB'ye de- ğil, Türkiye'nin adaylık sürecini en- gelleyen Almanya ve Fransa'ya ve- rilmesi öngörüldü. Başta savomma sanayii ihaleleri olmak üzere bu iki ülkenin devlet ıhalelerine alınmaya- bileceğı kaydediliyor. Bir hükümet yetkilisi, "2005 karannı verirlerse, teşekkür eder, döneriz ama yolumu- zu değiştirmeyiz, Türkiye'nin başka seçeneği yoktur" dedi. Kıbns İçin zaman: Zmede. Kıbns sorunu ve BM'nin girişimle- ri de değerlendirildi. Türkiye'nin Kıb- ns'ta çözüm istediğini, ancak bunun için zaman gerektiği değerlendirme- sinin yapıldığı öğrenildi. BM'nin ye- ni planının zirvede ele ahnmadığı kaydedildi. Ecevit: AKP lideri egosunu tatmin ediyor. Baykal: Cumhurbaşkanı'nin zirveye katılmama karan yararlı ANK\RA (Cumhuri>et Bürosu) - DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, ÂKP Genel Başkanı Re- cep Ta>yip Erdoğan'ın yurtdışı gezılerinin ve te- maslannın anayasal bir dayanağı olmadığını be- lırterek "Samyorum kendi egosunu tatmin ediyor. Acayip bir dunun. Yapüğı görüşmelerin devieti bağİayan bir tarafiolamaz" dedi. Ecevit, AB'nin yeni hükümeti tanımak ısteyeceğini, hemen umut- suzluğa kapılmamak gerektiğini vurguladı Cum- huriyet'in sorulannı yanıtlayan Ece- vit, AB ile ilgili şu değerlendirme- yi yaptı: "Kopenhagiaügflişuaşa- madâ ön açıklama yapmak istemi- yorum. 1999 Arahk aymdaki Hel- sinkitopianosmda, Lüksemburguan daha ohımhı bir hava oluşmuştu. Bizbazı konulan kabul ermediğimi- zi biklirince, gece \-ansi zharete ge- b'p orta >ol bubna>a çahşmışlardL Bunınmuştu da. Şimdi yeni bir hü- kümet kuruidu. İktidar değişikU- ğini görmek isteyeceklerdir. Işimiz kola> değil. Hemen umutsuzhığa kapılmamak gerekir. Türkrve'nin büyüktüğünden gelen kaygüan var. Onun için çok ivimser, umuthı de- ğilim. Bu iktidar döneminde geoşmelerin ne ola- cağmı bir süre izkmekten yana görünüvorlar.'" Ecevit, Erdoğan'ıngezilerineilişkinsoruyuya- nıtlarken "Acelesi \ar gibi hareket ediyor. Resmi bir kimliği de yok. Anayasal yetkiyle dolasmıyor. Esjgörühnemiş bir ola>'.Milletvekffi[otamayan, baş- bakan olaman'an bir kimse, başbakan üstü v^tkî- leıie dünyayı dolaşmaya kalkrvor. Bu ciddhetten uzak bir şey. Kendi egosunu tatmin etmiş oluyor" diye konuştu. ABD Başkanı George Bush'un ve öteki Banlı ülkelerin Erdoğan'ın hızla bir şeyler yapma duy- gusundan yararlanmak istediğini söyleyen Ece- vit, "Tabii onlann bu degerlendirmesine dhece- gim bir şey yok. Kendi açılanndan bakryorlar. Ama dunun üzücü. tşbaşma gelen bir kişryi ger- çi hangi işbaşında belli değü, ama hemen istem- îerini kabul ettirmenin arayışma girnoriar'" de- ğerlendirmesini yaptı. DSP Genel Başkanı Ecevit, Erdoğan'ın bu gezilerinin devlet işleyişi açısm- dan bağlayıcı olamayacağına dik- kat çekti. "Erdoğan seçilemediy- se seçilemedi, böyle mi yapması lazım, hükümetin en bü\ük zaafi bu durumdur" diyen Ecevit, ya- sa ve anayasa değişiklikleri pa- kerini de parti kurmaylanna ince- lettiğini söyledi. Ecevit, "Kıbns'tald süreci na- sddeğerlendniyorsunuz" sorusu- nu şöyle yamtladı: "Saym Denk- taş'la New York'tan hareket et- meden önce konuştum. Bir ikigün içindeyinekonuşacağtm. Yoğungö- rüşmeleri var. Umarun gelisme- ler onun ko>duğu perspektif çer- çevesinde ohır. Denktaş'labizim Dışişleri arasın- da bir görüş aynoğı yok. Kimileri sanki Denktaş ortadan kalkârsa bu iş hallohır diyorlar. Kendi- lerini aMatnorlar. Denktaş'la Türkiye Cumhu- riyeti'nin çizgisi hep a> nı olnıuştur." Hükümetin IMF ile görüşmeleri sürdürme ka- rannda olduğunu vurgulayan Ecevit, "Ekono- miyi bizim de\Tettiğimiz mirasm üzerine otur- tuyoriar. Umanm değerini binrler. Enflasyonun düşmesi hükümetin ve tophımun lehine bir du- rumdur" dedi. tstanbul Haber Servisi-CHP Genel Baş- kanı Deniz Ba> kaL Türkiye'nin AB 'ye üye- lik muzakerelennin başlatılmasındaki "er- teleme ve ayak sürüme yaklaşunlarmın, Türldye'ye objektif davranüdığı iddiasını kökhl bir biçimde çüriittüğünü'" söyledi. Kıbns gibi bir konunun üyelik müzakere- leri için bir aday ülkenin karşısına getiril- mesinin ilk kez karşılaşılan bir yaklaşım ol- duğunu belirten Baykal, "Çok kaba bir bi- çimde 'Kıbns sorununu çö- zün, diğer sorunlan ondan sonra ele alınz' dhe Kıbns Türkiye'nin önüne konuhı- yor. Bunu sağhkh bir dış po- titika olarak kabul etmekçok güçtür'' dedi. Marmara Üniversitesi Av- rupa Topluluğu Enstitüsü ile Bremen Üniversitesi tarafin- dan dün MÜ Rektörlüğü' nde "Türldye'nin Avnıpa Birü- ği'ne Geçiş Sürednde Türk- Ahnan ffişkikrinin Etkfleri" konulu bir konferans düzen- lendi. Toplantı başlamadan önce gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Baykal, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, 12 Aralık'ta Kopenhag'da yapüacak zirveye kaûlmama karanna hakver- diğini söyledi. Baykal, Cumhurbaşkanı'nın karannın, Türkiye'nin tatminsizhğinin, mem- nuniyetsizliğinın, kırgınlığının uluslararası düzeye yansıtıknası bakımından yararlı ol- duğunu belirtti. Almanya Başbakanı ile Fran- sa Cumhurbaşkanı'nın, Türkiye'ye üyelik müzakereleri için 2005 yıh temmuz ayında bir takvim verilebileceğini açıklamalannın Türkiye"de ciddi bir tereddüt yarathğını be- lirten Baykal, a Bu. Türkiye'nin hakhobna- yan bir muameleye tabi tutubnası anlgmma genr" dedi. Baykal, AB'ye üye olmuş ve olacak ülkelerden hiçbirinin müzakerelerin başlaması için Türkiye gibi yıllarca bekle- mek zorunda kalmadıklannı ifade ederek "Konu, sadece umduğumuzdan daha uzun süre bekleyecek olmanuz değildir. Asıl so- run. bu süreç içinde karşılaşa- cağunız engellerin de artacak oimasHhr" diye konuştu. Kıbns konusu ile Türki- ye'nin AB'den tarih alması arasında bir paralelliğin ku- rulduğunu belirten Baykal, "Denktaş Kopenhag'a cagrû- nuştır. ElbetteKlerides de çağ- nlacaknr. Onlerine bir paket konulacaktır. Önce bunu im- zalaym, dh eceklerdir ve onun imzalanmasından sonra Tür- khe'nin AB için takvim tale- bi ortadaki bütün açıklamala- ra, belgelere iribar ermeden değerlendirilecektir'' dedi. Almanya'nin Türkiye Büyükelçisi Dr. Rudoh"Schmidt ise Türkiye'nin AB'ye üye ohnası için Kopenhag kriterlerinin yanı sı- ra ekonomik rekabet gücünün de bir kıs- tas olduğunu belirterek "Türkiye acaba ge- lecek kuşaklara iş imkânı sağlavabilecek midir>t>ksa üyeükten sonraTürk vatandaş- lan Barı'ya mı göç edecektir; bu bir kıstas- ür ve Türkij'e bu rekabet gücünde olnıab- dır" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear