25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 KASIM 2002 PAZARTESİ 10 D I Ş H A B E R L E R dishab@cumhuriyet.com.tr A KP LlDERl 2. AB TURUNDA Erdoğan: Karpaz ve Güzelyurt'u Rumlara vermeyiz ANKARA(Cumhuri- yet Büroso) - Adalet ve KalkınmaPartisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan. Avrupa BirÜği'nın (AB) Kopen- hag Doruğu'nda Türki- y e Ve görüşme tarihi ve- rilmesi amacıyla Dışiş- l e n Bakanı Yaşar Ya- kış'la gerçekleştirdiği A B turunun ikinci bölü- rnüne bugün başhyor. Zi- yaret öncesinde BM pla- nınm aynnhlanna inen Erdoğan, Karpaz ve Gü- zelyurt'un Rum tarafina verilmesinı kabul ede- meyeceklerini söyledi. Erdoğan, bugün Porte- lciz Başbakanı Jose Durao Barrosoileça- lışma toplan- tısına katıla- cak. Çalışma yemeği ve or- tak basm top- lantısının ar- dından Sosya- list Parri Baş- kanı Berro Rodriguesıle görüşecek olan Erdoğan daha sonra Helsinki'ye geçecek. Erdoğan, Birliği gezisine çıkan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Hıristiyan Kulübü olursa medeniyetler çatışması başlayacağını söyledi. „ .. .... i yann Finlandiya Başba- kanı PaavoLipponen ile yapacağı görüşmenin ar- dından Kopenhag'a ha- reket edecek ve Dani- marka Başbakanı An- ders Fogh Rasmussen ile bir araya gelecek. Çar- şamba günü Isveç Baş- bakanı Göran Persson ve Parlemento Başkanı ile temaslarda buluna- cak olan Erdoğan, Fran- sa'da Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafın- dan kabul edilecek. Ay- nı gün yurda dönecek olan Erdoğan cuma gü- nü Lüksemburg'a hare- ket edecek. Lüksembırrg temaslannın ardından Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende ile gö- rüştükten sonra Türki- ye'ye dönecek olan Er- doğan, Avusturya dışın- da tüm AB ülkelerini zi- yaret etmiş olacak. Poütika değişikliği Erdoğan, ziyaretinden önce yaptığı değerlen- dirmede, "KzAvnıpa'yı bir Hıristiyan Kulübü olarak görnıek istemiyo- ruz. Hıristiyan Kulübü olsun istemiyoruz. O za- manişternedeniyetierça- nşması başlar. Bu vesi- leyle Avrupa bir medeni- yetier çabşmasma yatak- J_ hketmenieiidir. ! AB'nin bugün- küyaldaşnıtar- aböyteflaniha- ye devam ede- cek olursa, hal- kmbakıpdade- ğişecektir. Bu olumlu bakış, yannohımsuza dönüşecektir'' görüşünü dile getirdi. Kıbns konu- sundaki poüti- ka değişikliğini yorumlarken "Devletinpoüti- kalan ilanihaye degişmez diye bir şey yok. LTkenin menfaafJeri böy- le bir degişimi gerektiri- yorsa böyle bir değişimi de süratle yapmak gere- kn-" diyen Erdoğan, Kıb- ns'la ilgili eleştirilerde "40yıIhkrrıalryetindehe- saplanmasının" gerekti- ğini söyledi. AKP lideri, BM pla- nıyla ilgili değerlendir- mesinde "GefipKarpaz'ı vereceğiz dediğin zaman, olmaz. Bu banşı bozar. Güzelyurt da veribnez. Güzelyurt buranm tek su bölgesi. O gittiği anda Kuzey Kıbns'ın hayat damanghmişdemektir'' diye konuştu. Denktaş'la görüşen Yakış, BM planı konusunda Lefkoşa'yla Ankara'nın aynı görüşte olduğunu söyledi NewDışHaberlerServisi-Nevv York'ta Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı RaufDenk- taş ile önceki akşam bir araya gelen Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Bir- leşmiş Milletler'in (BM) sunduğu Kıbns planının "müzakere edilebi- lir'' olduğunu ve Ankara'yla Lefko- şa arasında görüş aynlığmın bulun- madığını bildirdi. Yakış, New York'taki Columbia- Presbytarian Hastanesi'nde tedavisi süren KKTC Cumhurbaşkanı Denk- taş ile görüşmek ve kendisine yeni hükümetin "geçmiş olsun" dilekle- rini iletmek üzere önceki akşam Nevv York'a gittı. Görüşme öncesinde Türk ve Rum gazetecilere açıklamalarda bulunan Yakış, BM Genel Sekreteri Kofi An- nan'ın taraflara sunduğu Kıbns pla- birlik mesajı • Dışişleri Bakanı Yakış, Kıbns belgesinin müzakere edilebilir olduğunu, ancak toprak hattının düzeltilmesine ve su kaynaklanmn daha eşit dağıtılması gerektiğine inandıklannı belirtti. myla ilgili olarak, "Toprak hattının düzehümesi ve su kaynaklannın bi- raz daha eşit şeküde dağıûlması ge- rektiğine inaruyoruz" dedi. "Planın müzakere edilebilir olduğunu düşü- nüyoruz" diyen Yakış, bir Rum ga- zetecinin. "Türk hükümeti olarak planı kabul edryor musunuz" soru- suna karşılık. "Yasal ve diplomatik jargonda kabul etmek başka, müza- kere etmek başkadır. Biz müzakere yolunun açık oktuğuna inanryoruz. En azmdan müzakereyi reddetmiyoruz" diye konuştu. Dışişleri Bakanı Ya- kış, Toprak hatünın düzehümesi ve su kaynaklannın biraz daha eşit şe- kilde dağrtüması gerektiğine inanı- yoruz. Devletin yapısıyla alakah so- runlar var. Çok sayıda konu var üze- rinde görüşütecek" dedi. Yakış, Cumhurbaşkanı Denktaş'la yaptığı 2 saate yakın görüşmenin ar- dındansa. "Hükümetimiz adına Sa- yın Cumhurbaşkanı'na geçmiş ol- sun demek için geldim. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'm Av- rupa başkentkrine yaptığı ziyaret- lerdeki görüşmeler hakkmda kendi- sine bflgi verdim* dedi. Yakış, şunlan söyledi: "KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş ile Kıbns planını müzakere etmek için gelme- dik. Sadece fıkir teatisinde bulun- duk. Plan üzerindeki kendi değer- lendirmeterimi söyledim. O da ken- di değerlendirmelerini söyledi. He- men hemen aynı noktadayız. Yani biz ne düşünüyorsak plan hakkmda, Sa- yin Cumhurbaşkanı da aşağı yuka- n aynı şeyleri düşünüyor." Dışişleri Bakanı Yakış, dün sabah kahvalhsında ABD Dışişleri Bakan Yardrmcısı Marc Grossman ile bir araya geldi. Yakış daha sonra yeni- den hastanede Rauf Denktaş ile bir araya gelerek uzun bir değerlendir- me toplantısı yaptı. Yaşar Yakış bu- gün New York'tan aynlarak Lizbon'a gidecek ve AKP lideri Erdoğan'ın zi- yaretine katılacak. Dışişleri Bakam, Erdoğan'ın gezilerinin ardmdan Cumhurbaşkam Ahmet \ecdet Se- zer'e de A\Tupa ülkelerine yapmak- ta olduğu ziyaretlerde eşlik edecek. YUNAN ELEFTEROTİPİA GAZETESİ: RaufDenktaş i Kıbnshn veziri • Elefterotipia'ya göre Cumhurbaşkanı, 4 Rum lider ve 5 BM sekreteri eskitti. \IURAT tLEM 'Adanın Türkleştirilmesine hayır' Kıbns planıyla ilgili tartışmalar sürerken Rum kesiminde de plan karşıtı eylemler yapılıyor. KKTC ile Rum kesimi arasında bulunan Lefkoşa'daki geçiş noktası Ledra Palace Barikaû'nın Rum taranndaki bölümünde, uzun zamandan beri eylem yapan ve "Barikat analan" olarak adlandınlan Rum ka>ıp analan dün Rum lider Glafkos Klerides'ten planı imzalamamasım istedi. Siyahlar gjy en ve kendilerini zincirlerie birbûierine bağlayan Rum kadınlar, gittikkri Rum Başkanhk Sarayı'nda KJerides'e Uetilmek üzere bir yazryı görevliye verdiler. Lefkoşa'daki Eleftheria Spor Salonu'nda da 4 bin Rum plan karşıtı gösteri yapu. Kanlımcüar. u Annan'ın planına hayır," "Adamızı Türkleştirecek bir çözüme hayir" yazıh pankratlar taşKİL (Fotograflar: AP) ATtVA-Kıbns'taBM Ge- nel Sekreten Kofi Annan'ın taraflara sunduğu Kıbns pla- nı konusunda tartışmalar de- vam ederken KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş gündemdeki yerini onlarca yıldır koruyor. Yunan Elefterotipia gaze- tesinde yer alan habere gö- re, adada sorunlann başla- dığı 1950'li yıllann sonun- dan itibaren, banş harekâtı- nın yapıldığı 1974 ve son- rasmdaki dönemde bir tek Rauf Denktaş adı gündem- deki yerini korudu. Gazete- nin "Kıbns'ın veziri'' ola- rak tanımladığı Türk lider, yaklaşık 40 yıllık dönemde pek çok muhatabının tarihe kanşmasını sağladı. Özel- likle 1974 Kıbns banş ha- rekâtmdan sonra 5 BM ge- nel sekreteri, 4 Rum lideri, 12 ABD'li arabulucu ile sa- yısız tngiliz arabulucu değiş- mesine rağmen Denktaş hep kaldı. Karar venci isim olarak liderliğini sürdüren Denk- taş'ın yaptığı görüşmelerin sayısıyla çözüm yolundaki muhataplannın sayısı belir- lenemiyor. Ancak Atina'da- ki diplomatik çevrelere gö- re, BM metni artık sonun başlangıcı ve Denktaş bu aşamada belki de son kozla- nnı oynuyor. Aynı kaynak- lara göre, Denktaş buna rağ- men kesinlikle "Ne olursa olsun çözetim" politikasını kesinlikle oynayacak karak- terde değil. Yıllann eskite- mediği lider Türklerin çıkar- lannı konımakta kararlı ve bu konuda sağhğı elverdiği ölçüde hâlâ sert birdiplomasi savaşı veriyor. ümtaz Soysal, Türk tarafımn planı reddetmeyeceğini, arafı ile yürüteceklerini söyled A\HANŞtVlŞEK ANKARA - KKTC Cumhur- başkanı RaufDenktaş'ın anayasa daıışmanı Mümtaz Soysal, Türk ta-anmn BM'nin Kıbns planını reddetmeyeceğini, doğrudan gö- rüşmeler sürecinde "yararlanıla- blecek bir belge" olarak ele ala- cîğını söyledi. Türk tarafının çö- zün istediğini ancak bunun Kıb- n< Türklerinin varlığını ve gele- ceğini "güvencearanaalacak'' bir çczüm olması gerektiğini vurgu- laan Soysal, "Bu açıdan bakıldı- ğnda belge üzerinde önemli çe- kbceferimizvar' dedi. Soysal'ayö- netilen sorular ve yanıtlan şöyle: • KKTC belgeye nasd bir yanıt vcrmeyi düşünüyor? 3elgeyi reddetmeyi düşünmü- ycruz. Genel Sekreter'e belgede ka)ul edemeyeceğimiz unsurlan, değiştirilmesi gereken noktalan ileeceğiz. Belge Rum yönetimiy- leioğrudan görüşmelerde, diğer begeler yanında ikili olarak ele ala- biiceğinüz yararlı bir metin ola- biii. Ama bunun BM ile müzake- recre dönüştürühnesi söz konusu deiil. Türk kamuoyunda sanki Tirkiye bu belgeyi BM ile müza- ke^ edecekmiş gibi yanlış bir gö- rüsü yaratıldı. Konunun asıl mu- haabı KKTC"dir, onun adı ise pek gejniyor. Bu çok yanlış. Dahası bege kabulü ya da reddi gereken birilrimatom da değil. Taraflann uzaşmalanna yardımcı olmak ni- yeıyle hazırlanmış bir belge. •Türk tarafinm belge üzerinde çeknceleri neler? nceukle, "egemen eşith'ğe da- yaı^niortakhk" 7 kavTamı son de- reemuğlak. Uluslararası alanda, adaın rümünü "Kıbns Cumhu- riyd" adıyla temsil etme ıddi- asıda olan Rum yönetimi, bu şe- kik tanınmaya devam ediyor mu, etnyor mu belli değil. Belgede "fcins* devletinden söz ediliyor, buıun yeni bir devletin adı oldu- ğu öylense de ashnda "Kıbns Craıhuriyeti'' bu adla tamnıyor. Annan belgesîne 7 çekinceBöyle bir tehlike var. Belgede açık- ça "Kıbns Cumhuriyeti ile KKTC adlannı değiştirecekler şu adı ala- caklar" ya da bu adlardaki devlet- ler, kurucu devlet olacaklar ama yeni devletin adı da şu olacak, den- miyor. Yeni devletin adı yok bu- rada. Taraflar bunu bulacaklardır, ancak en azmdan taraflann böyle bir ad üzerinde uzlaşmalan gerek- tiği belgede yer almalıydı. - Türk tarafının egemenük bek- lentileri bunun dışmda karşılanı- yor mu? Bunu söylemek mümkün değil. Yeni ortaklığuı oluşturulmasında şöyle bir süreç izleniyor. Önce iki tarafin liderleri "toplum lideri" olarak anlaşacaklar ve bundan ye- ni bir ortaklık çıkacak. Demek ki bu yeni ortakhğı iki devlet oluştur- muyor, oysa bizim savunduğumuz şey iki devletin kendi egemenlik- lerinden bir kısmım vererek yeni bir ortaklık oluşturmalanydı. Ye- ni ortaklık devlerinin egemenliği bunlann egemenliklerinden olu- şan bir egemenlik olmalıydı. KKTC hiç ohnazsa imzalanacak anlaş- madan Ihaftayadaenazından24 saat önce tanınmış ohnalıdır ki, biri tanınmış devlet, öteki sadece "cemaat örgütienmesiymiş" gibi bir durumla kurulmuş ornıasm. - Bu tanmma neden bu kadar önemh? Belge şuna yönelik. Bir anaya- sa değişikliği yapılıyor Ancak ye- ni bir anayasa yeni bir devletin doğduğu anlamına gelmez. Cün- kü anayasa değişikliği bizde de sık sık yapıldı, Türkiye adı Tür- kiye Curnhuriyeti oldu. 1961 Ana- yasası yapıhrken Fransa'daki gi- bi 1., 2. Cumhuriyet gibi sözler kullanılmasın dendi. Bu Türkiye Cumhuriyeti'nin devamlılığıydı. Kıbns'ta bu belgenin kabul ettir- mek istediği bu mudur? Yani ana- yasa değişikliği olsa bile aynı dev- let devam mı etmektedir? 1960 Kıbns Cmhuriyeti, artık Rum Cumhuriyeti haüne gelmiş bir dev- lettir. Türk tarafı için garantiler yeterli değil. Türk tarafımn ıleri- de bu Cumhuriyet'in içine giren taraf sayıhna tebiikesi var. Kıbns halkı için şu önemli 1963-1974 arasında olaylar olduğu zaman Kıbns Cumhuriyeti 'ne egemen ol- muş olan Rumlar, bu bizim iç me- selemizdir, ayaklanma var, Türk- ler yönetimden çıktılar, onun için bu olaylar oluyor diyebiliyordu. ele ahmşıTürk tarafinı tatmin edi- yor mu? Belge garanti anlaşmalan ile sağlanan güvenceyi 1960'taki sü- reçten de geriye götürüyor. Belge- ye göre "toplum Bderleri'' önce bir anayasa imzalayacaklar, son- ra Kıbns devleti şekline dönüşe- cek olan devlet. garantör devlet- ler ile anlaşma yapacak. 1964'te ise daha güvenceli, Kıbns Türk tarafi, Rum tarafi, Ingiltere, Yuna- nistan ve Türkiye ile 5 taraflı an- laşma söz konusuydu. Rum yönetimi bugüne kadarso- rununun Kıbns Cumhuriveti fize- lar içeriyor. Kıbns'ta ilk bakışta sayıca eşit gözükmeyen iki halk var. Geçmişteki olaylann tecrübe- siyle biz siyasal eşitlik dediğimiz zaman, bu sayısal görüntüyü aşan bir eşitlik istiyoruz. Bu Türk hal- kının güvencesı açısmdan çok önemli. Ancak belgede topluluk ayrdmasına dayalı bir oylama de- ğil, herkesin katılımıyla bir oyla- ma öngörülüyor. Kararlarda taraf- lardan birinin "en az 4'te rinin" oyunun bulunması gerekiyor deni- yor. Yani 48 kişilik bir mecliste, 24 Rum oy kullanmış olsa, Türk ta- rafından da buna 4'te 1 kahlım. 1- Yeni ortaklık devleti için Türk tarafı devletlerarası anlaşma istiyor. 2- Kıbns Türk halkımn varlığının güvence altına alınması için KKTC anlaşma öncesinde, en azından 24 saat için tanınmalı. 3- BM belgesi garanti anlaşmalarmda 1960'tan daha geri yeni bir durum getiriyor. 4- Türk tarafina geçecek Rumlar, siyasal eşitliği bozacak. 5- Toprak düzenlemesi adaletsiz. 6- Mal mülk değişimi gerilim yaratacak. 7- Haritalar güvenlik açısından büyük sakıncalar getiriyor. Dünya da buna kanıyordu. Halbuki biz ileride bu çeşit olaylar olduğu zaman bunun iki devletçe kurulmuş iki ortaklıkta olduğu ve iç mesele sayılamaya- cağını göstermek üzere, görüşme- ler sonrasında ortaya çıkması is- tenen çözümün anayasa değişik- liği ile değil, devletlerarası an- laşma ile oluşmasını istiyoruz. Kıbns Türkü'nün varlığı ancak bu şekilde güvence altına alınabilir. Yeni ortaklık devletinin, iki dev- letin oluşturduğu bir varlık oldu- ğunu göstermek için, iki devlet arası anlaşma istiyoruz. - Belgede garanti anlaşmalanmn rinde bir anayasa egzersizi ile çö- zümlenmesini sa\Tinuyordu. Beİge bu yönüyle Rum yaklaşımına da- ha mı yakın? Bizim izlenimimiz, bu belgenin yalnız BM değil. başta Ingiltere ve ABD olmak üzere, başka dev- letlerin de katılımıyla özellikle AB ve de Rumlarca ortak hazırlandı- ğı. Belgenin önce Rum basınına sız- mış ohnası bunu zaten gösteriyor. - BM'nin önemli çözümpara- metrelerinden biri "siyasal eşit- likti." Bu konuda belge tatmin edici mi? Belge bu konuda beklentileri- mizi karşılamadığı gibi, bazı tuzak- yani 6 üyenin oyu olsa bu karar çı- kıyor. Bugüne kadarki deneyime göre, Rum tarafi tüm partilerin uz- laştığı bir Elenizm peşinde. Türk tarafinda ise çoğulcu bir hava var. Türkhalkırun çoğunluğunun onay- lamadığı durumlarda diğer tarafin istediği kararlar çıkabilir. - Türktarafi, Türkkesinune yer- leşmesi öngörülen Rumlar hak- kuıda ne düşünüyor? Bu siyasal eşitliği etkiley ecek bir durum mu? Buna iki nedenden karşı çıkıyo- ruz. Birincisi, geçmişin tamamen unutulduğu iddiası ne kadar doğ- nı bihniyonız. Rum tarafı geçmi- şi unuttuk diyorsa da orada dahi bü- yük fark var. Bizim gençliğimizin büyük bölümü, bilgisizlikten mi, bilinçsizlikten mi, geçmişi unutmak istiyor. Ancak öteki tarafta genç- lik, son derece milıtan bir şekilde bu davalan için neredeyse vuruş- maya hazır. tkıncisi, her iki toplum- da geçmişi kolay unutamayacak ınsanlar var. Belgeye göre aşama- lı bir şekilde 20 yıl sonunda ken- di tarafimızda 3'te 1 Rumnüfusolu- şacak. Parça devletin vatandaşla- n olacak, aday olabilecek, oy kul- lanacaklar. Bu bazı bakunlardan da- ha tehlikeli bir durumu yaratabi- lir. Bu insanlar, demin sözünü et- riğimiz oylama geçerli olursa kar- şı taraf için her zaman hazır bir 4'te 1 oluşturacak. - Toprak düzenlemesi konusun- daki değeriendirmeniz nedir? Yeni toprak düzenlemelerinin öngörüldüğü haritalann şu aşama- da çıkanlması büyük birhata olmuş- tur. Çözümü güçleştirecektir. Cün- kü harita çıkanldığı anda iki taraf- ta da bazı duygular ortaya çıkmak- ta. Türk taraftnda tedirginlik, öbür tarafta mutlaka tatmin edilmesi ge- reken bir beklenti. Taraflar bu duy- gulardan etkilenecek. daha zor uz- laşrr hale gelecekler. Bu harita se- çeneklerinin, KKTC'nin toprak ve ekonomik bütünKiğü ile halkının ya- şama olanaklan bakımından kabul edihnesi mümkün değildir. Istenen topraklar, başlıca ihraç maddesi narenciyenin yetiştiği alanlar. Ha- ritayı öyle yapmışlarki görünürde insani bir temele dayanıyor. Diyor- lar ki mümkün olduğu kadar az in- sanın tedirgin edibnesine dayanı- yor. Bunu hesaplarken şımdi bura- larda oturan Türklerin değil vakriy- le oturan Türklerin tedirginliğini hesap ediyorlar. Daha 1977-1979 zirvelerinde kararlaştınlan ilkeler ile bunlar ters. Her iki kesimin ekonojnisi- ni kendi kendine sürdürebilmesi gerekiyor. Bu haritalar kabul edil- se, Türk tarafi için böyle bir ola- sılık mümkün değil. - Mal mülk istemJeri konusun- da farkh önerikr belgede yer ab- yor. Burada Türk tarafi açısmdan kabul edilebilir bir çözüm var mı? Bu bölüm belgenin en kusurlu bölümlerindenbiri. Bizim önerdi- ğimiz ve daha önce BM tarafindan da benimsenen toptan çözüm ve tazmınat usulü yerine, bireysel hak- lar çakışmasma dönüştürülüyor. Burada Avrupa tnsan Haklan Mah- kemesi'nin tartışmalı Louzidou karanndan esinleniliyor. Bunlar adada gerilim havası yaratacak se- çeneklerdir. - Haritalan güvenlik açısmdan nasıl değerlendiriyorsunuz? Askerlerin "derinKk" olarak ad- landrrdıklan, savunma açısından önemli bir kavram var. Bu hanta- larla bu ortadan kalkıyor. Askeri bakımdan önenüi Geçitkale Hav^- limanı'na kadar uzanan Mesarya topraklan ve batıdaki topraklann terk edilmesi adadaki iki Türk tü- meninin yer değiştirmesini gerek- tirecekrir. - Kıbns'ta çözüm süreci, belge- yevereceğmizyanrtm ardmdan na- sıl geüşecek? Cok umutlu değilim. Sürecin bi- zim istememize karşın kendiliğin- den lonbna yaşayacağından endi- şe duyuyorum. Kopenhag'daüye- lik bekleyen Rumlann adım atma- ması, çözümü güçleştiriyor. Biz bütün kusurlanna karşın belgeyi yi- ne süreçte yararlanılabüecek unsur- lardan biri sayarak müzakereleri sürdürmek istiyoruz. Ancak Ko- penhag Doruğu'nda Kıbns konu- sunda üyelik karan çıkması duru- munda süreç ister istemez etkinli- ğini yiterecektir. O zaman bizim de sürecin devam etmesi için bazı şartlanmız olacaktır. Bu da Kıb- ns'ın Türkiye ilebırlikte AB'ye gi- rebilmesi için KKTC'nin tanın- ması yolunun açılarak ambargola- nn sona erdirilmesi olacaktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear