Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2002 CUMA
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ SİRMEN
Laiklik Saptaması
Necdet Uğur, tanıdığım polıtikacılann en ilginç-
lerinden biriydi.
Tam bır aydın olan Necdet Bey, yaşamın her ya-
nıyla ilgiliydi. Sanatı da spo' olaylannı da izlerdi.
Bir gün kendisinin de ada/ olduğu bir seçim kam-
panyasının ısındığı aralardakendisini Fatih ŞehirTi-
yatrosu fuayesinde görünce çok şaşırmıştım. Şaş-
kınlığım üzerine,
- Salt politikayla sınııianrsak ayakta kalamayız.
Bu da yaşamın bir parçası, /anrtını vermişti.
Tek parti döneminin kaymakamı, daha sonra 6-7
Eylül olaylan sırasında. Istarbul Emnıyet Müdür Yar-
dımcılığı gıbi görevlerde bu unan Necdet Uğur, so-
runlann daha katılımcı, çoğücu birdemokrasiyle da-
ha rahat aşılabileceğini düşünen, otoriter yöntemle-
re itibar etmeyen gerçek bir sivil demokrattı.
Seksenlı doksanlı yıllarda da, Türkiye'nin önemli
sorunlarından biri olan iman hatip okullannın duru-
munu tartışırken,
- Çoğu zaman, yoksul ınsanlar orada çocuklannı
bedava okutarak, onlara gelecek hazıriıyoriar. Şim-
di onların yerine aynı fırsatı getirecek, Anadolu îise-
leri açabıliyorsan ne âlâ, yok onu yapamadan yal-
nızca kapatmayla yetiniyorsan, bu çözüm değil, de-
miştı.
Sonra da eklemişti:
- Laikliği savunmak, salt yasakla değil, laik çö-
zümler üretmekle mümkündür.
Necdet Bey'den çok şe> öğrendim, birçok sözü
kulağımda küpedir.
••*
"Laikliği savunmak, laik çözümlerle mümkündür"
sözü bunlardan biri.
Çok haklıydı Necdet Bey, zaten laikliğin zorlanma-
sının toplumsal nedenlerınin başta gelenlerinden br-
ri de buydu.
Necdet Bey artık polrtik yaşamdan çekildı. Ama Ke-
mal Derviş'in bu hafta başında Radikal'de yayım-
lanan söyleşisini okuyunca, onu hatırtadım.
Kemal Derviş de, Neşe Düzel ile yaptığı söyleşi-
de aynı gerçeğe değiniyor ve
- Türkiye'de bugün tehlike yok, ama ekonomik
krizi çözemezsek şeriat gelır, diyor.
Kemal Bey'in görüşündeki ve ekonomik sorunla-
nnı çözemeyince demokrasiyi yaşatamayıp Hrtler tu-
zağına düşen Almanya örneğindekı ısabeti belirt-
mek gereksiz.
Gerçekten de toplumlann sorunlanna yanrt geti-
remeyen, çözüm üretemeyen rejimlerin hiçbirinin ya-
şaması mümkün değildir.
Diktalar için olduğu kadar. demokrasiter için de ge-
çeriidir bu kural.
Bu yüzdendir ki, demokrasilerın yaşamalan an-
cak kendilerinden öncekı dönemdetemelleri atılmış,
altyapılann sağlamlıklanna bağlıdır.
Altyapı ekonomik olduğu kadar, sosyal ve kültü-
reldir de.
Mustafa Kemal, bu gerçeği gördüğü için, eğitim
konusunda daha Kutuluş Savaşı sırasında başlaya-
rak, Cumhuriyet'in ılk yıllannda, attyapıyı oluşturacak
reformlan yaşama geçirmiştir.
•••
AmaTevhid-i Tedrisat'ın 22. yılında geçilen çok par-
tili yaşam, ne yazık ki, bu konuda aynı başarıyı gös-
terememiş, laikdemokratikçözümlerüretmekteya-
ya kalmış, eğitim seferberliği yolunda atılan adımla-
ra yenilerinin eklenmesi bir yana, bunlann bir bölü-
mü de geri alınmıştır.
Bugün Türkiye'nin nüfusunun ortalama eğitim sü-
resi üçbuçuk yıldır.
Bu durum bir rastlantı değil. Cehaletın bağında fi-
lizlenen politikacı, onu neden kurutmak istesin ki?...
Laikliği savunduğunu ileri sürenlerin de, laik demok-
ratik çözümler ürettiklerini söylemek mümkün değil.
Allahtan ki, laiklik karşıtlan da, Türkiye'nin sorun-
lanna çözüm getiremıyor, hatta öbür politik kadro-
lardan daha gerıde kalıyorlar.
Bu olgunun en canlı ve çarpıcı ömeği, Necmet-
tin Erbakan dır.
Efsaneyi bütün çabalara karşın söndüren ve çö-
kerten bu olmuştur.
Bugün de siyasi partılerin hiçbirinin Türkiye'nin
sorunlan karşısında tam donanımlı olduğunu söyle-
mek mümkün değil.
Ancak içlerinde öbürierine oranla ehveni şer olan-
lan kendinizi zorlarsanız bulabilirsiniz.
Ama görünen o ki, bunlar içinde en donanımsız-
lan, Refah Partisi döneminde de çapının küçüklüğü-
nü gözler önüne sermış olan kadrolann oluşturduğu
AKP gibi geliyor bana. Tabii bu kişisel bir düşünce.
Ama bu düşuncede olanlar, o zaman bıraz daha
ileri giderek şu soruyu soramadan da edemiyorlar
- Acaba, ekononomık sorunlara çözüm getireme-
yeceği çok belli olan AKR salt bu niteliği dolayısıy-
la, kendisi tam tersini de istese, laikliği tehdit eden
tehlikenin karşısındaki en büyük güvence mi?
Liderler nerede?
Recep TayyipErdogan
(AKP): Konya (14.00),
Kanal D'de Uğur Dün-
dar'ın prograraına katı-
lım (22.00).
Bülent Ecevit (DSP):
Ankara'da.
Deniz Baykal (CHP):
Kanal D'de Uğur Dün-
dar'm programına kau-
lım (22.00).
RecaiKutan(SP):Ma-
latya (13.00), Sıvas
(16.00).
Mesut Ydmaz
(ANAP): atv'de A'dan
Z'ye programına katılım
(16.00), HabertürkTV'de
Basın Kulübü programı-
nakatılım (21.00).
Tansu ÇUler (DYP):
Kahramanmaraş (11.00),
Sıvas (13.00), Bursa(Fo-
marza Meydanı-16.30)
DevletBahçeti(MHP):
Trabzon (13.00), Gümüş-
hane (16.30).
İsmaüCem(YTP):Is-
parta'da halkı selamla-
ma (Cuma Pazan kavşa-
ğı-10.35), şehir turu ve
vatandaşlarla sohbet
(10.40-11.30), Burdur
(Cumhuriyet Meydanı-
12.00), Alanya ilçe bi-
nasının açılışı (14.00),
Antalya'da( 15.30), An-
talya tl Başkanlığı'nın
açüışı (16.45), partililer-
le dayanışma toplantısı-
na katılım (Antalya Ata-
türk Kapalı Spor Salo-
nu-17.30), Hacıbektaş
Derneği dayanışma gece-
sınekaülım(19.30),''AB-
TüridyeİKşkflerindeSon
Durum" konulu toplan-
tıya katılım (Antalya-
Sheraton Oteli-20.00).
Doğu Perinçek (IP):
Demzli (12.30), Dinar
(16.00).
Ufuk Uras Ankara
Umum Otomobilciler ve
Şoförler Odası Genel
Başkanı AhmetÇiçekve
Yönetim Kurulu'nu ziya-
ret( 17.00).
Başbakan, bakanlar ve milletvekilleri, seçim gezilerini makam araçlanyla yapamayacaklar
Seçimyasaldan başladıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 3 Kasım
milletvekili seçimine ilişkin propaganda ya-
saklan başladı. Bu dönemde başbakan, ba-
kanlar ve millervekilleri, seçim gezilerini ma-
kam araçlanyla yapamayacaklar. Seçim gezi-
lerinde karşılama ve uğurlama ile temel atma
törenleri yapılamayacak, resmi ziyafet verile-
meyecek. 27 Ekim'den itibaren basın-yayın
araçlannda siyasi parti reklamlan yapılama-
yacak.
Propaganda dönemi ve bu döneme ilişkin ya-
saklar dün başladı. Bu süre içinde propagan-
da için kullanılan el ilanlan ve her türlü kâ-
ğıtlar üzerinde Türk bayrağı ve dini ibareler
bulundurulamayacak. Radyo ve televizyonda
yapılacak yayınlar ile diğer seçim propagan-
dalarında Türkçe'den başka dil ve yazı kulla-
nılamayacak. Kamu kuruluşlan, teşekkül ve
müesseseler ile Bankalar Yasasfna tabi kuru-
luşlara ait kaynaklardan yapılan iş ve hizmet-
YTP Genel Baskam Cem:
Çözüm bulan
başbakan
olacağım
• Halka tutamayacağı sözler
vermediğini, YTP'nin demokrasinin ve
Türkiye'yi büyütmenin tercihi
olduğunu söyleyen îsmail Cem,
iktidara gelmeleri halinde, ilk günden
itibaren her konuda iyileştirmenin
hissedileceğini savundu. Cem, yanşın
henüz bitmediğini ve ipi göğüsleyenler
arasmda YTP'nin de olacağını belirtti.
İstanbul Haber Servisi - YTP Genel Başkanı
tsmafl Cem, "Bizim başbakanhğımız,
meseleye sahip çıkan, çözümünü bulan ve
hayata geçiren başbakanhk olacak" dedi.
YTP Avcılar tlçe Başkanlığı önünde halka
seslenen Cem, insanlann seçimlerde,
çocukiannı hangi genel başkana emanet
edeceklerine karar vereceklerini belirterek
"İnsanlar, 'Ben çocuklanmı saçma sapan
petrol kokan savaşa sokacak olana mı, yoksa
çocuklanma gelecek, iş yaratacak olana mı
vereceğim' buna bakacaktar" diye konuştu.
Halka, tutamayacağı sözler vermediğini öne
süren Cem, partisinin, akhselimin,
demokrasinin ve Türkiye'yi büyütmenin
tercihi olduğunu, iktidara gelmeleri halinde,
ilk günden itibaren her konuda iyileştirmenin
hissedileceğini söyledi. Gemileri yakrp
önlerine çıkan barajlan yıkarak yola
çıktıklannı vurgulayan Cem. "tnsanlann iyi
gününde yanında dost buhnak koiay. Siyasetin
güç zamanında Yeni Türkiyeu arkadaşlar gibi
yüregiyle, aklrvla omuz veren insanlan
buhnak zordur" dedi. Cem, partisinin Esenler
ilçesinde gazetecilere yaptığı açıklamada,
Türkiye'de suni bir iktidâr ve ana muhalefet
oluşturmak için demokrasi anlayışıyla
bağdaşmayan bir hava yarahlmaya
çalışıldığmı savunarak "tnsanınuz yukandan
gelen şartJanmayla, iradeye konulan
ipoteklerle değil; kendi züıniyle, gönlüyle
oyunu kuDanacak" diye konuştu. Seçim
öncesi yayımlanan anketlere hep ihtiyatlı
yaklaştığrnı anlatan Cem, buna karşın son
yayımlananlarda *tek başma iktidar olacağa"
iddiasıyla yola çıkanlann, yüzde 13-14'lük
bir oy potansiyeline sahip olduklannm
görüldüğünü anlattı. Cem, yanşın henüz
bitmediğini ve bu yanşta ipi göğüsleyenler
arasmda YTP'nin de olacağını vurguladı.
Cem, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih
Kanadoğhı'nun. AKP'nin kapatılması
istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava
açmasına ilişkin olarak "Mesetenin hukuki
yönnne bJçbir şey söykyemem. Bizira
yakkşınumız sryasette herkesin özgür
ohnasıdır. Hâkhnler bir yerde ellerindeki
kanun neyse ona göre karar verirter" dedi.
• Propaganda dönemi ve bu döneme ilişkin yasaklar başladı. Hükümet üyelerinin
seçim gezilerinde 3 Kasım'a kadar olan süreçte karşılama ve uğurlama ile temel
atma törenleri yapılamayacak, resmi ziyafet verilemeyecek. 27 Ekim'den itibaren
de basın-yayın araçlannda siyasi parti reklamlan yapılamayacak.
ler nedeniyle törenler düzenlemek, demeçler
vermek ve bunlar hakkında her türlü vasıta ile
yayınyapmakyasaklandı. 3 Kasım'akadar baş-
bakan ve bakanlarla milletvekilleri yurtiçin-
deki yapacaklan seçim propagandası ile ilgi-
H gezileri makam otomobiîleri ve resmi hiz-
mete tahsis edilen araçlarla yapamayacaklar.
Bu araçlarla yapacaklan geziîerde protokol
gereği olan karşılama ve uğurlamalarla, tören-
ler yapılamayacak ve resmi ziyafet verileme-
yecek. Başbakan, bakanlar, milletvekilleri ve
adaylann seçim propagandası ile ilgili olarak
yapacaklan gezilerine hiçbir memur katıla-
mayacak.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 27 Ekim Pa-
zar gününden itibaren oy verme gününden ön-
cekigünsaat 18.00'e kadar yazılı basın ilerad-
yo ve televizyonlann yayınlannda uymalan ge-
reken kurallan da belirledi. YSK'nin karan-
na göre bu dönemde, özel radyo ve televizyon
kuruluşlan TRT'de yayımlanacak siyasi par-
ti konuşmalannı, bütün konuşmalan tümüy-
le vennek koşuluyla aynı gün ve saatte yayım-
layabilecekler. Bu kuruluşlar, TRT'de yayım-
lanacak konuşmalar dışında siyasi parti pro-
paganda konuşmalannı yayımlayamayacak-
lan gibi propagandaya ilişkm herhangi bir ya-
yın da yapamayacaklar. Yazılı, sözlü ve gör-
sel basm, siyasi birpartinın lehinde veya aley-
hinde veya yurttaşlann oyunu etkileyebilecek
yayınlar yapamayacak, siyasi reklam yayım-
İayamayacaklar.
Kamuoyu araştırmalan, anketler, tahmin-
ler, bilgi iletişim telefonlan yoluyla mini re-
ferandum gibi adlarla yayınlar yapılamaya-
cak. Bu dönemde, siyasi partilerin propagan-
da çahşmalan, mitingleri ve her türlü etkin-
likleri yamızca siyasi bir partinin propagan-
dasına yönelik ourıamak, bütün siyasi parti-
lerin katılımına açık olmak koşuluyla yorum
yapılmaksızın haber olarak yayımlanabilecek.
Radyo ve televizyonlarda oy verme günün-
den önceki son 7 günlük sürede yine yalnız-
ca bir siyasi partinin propagandasına yönelik
olmamak, seçime katılan bütün siyasi parti-
lerin katılımına açık olmak koşuluyla açıko-
turum ve benzeri tartışma programlan yapı-
labilecek. Bu tür yayınlarda, radyo ve televiz-
yon kuruluşlanrun tarafsızlık, adalet ilkesine
uygun bir tutum içinde olmalan gerekecek.
tĞIVELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
ÖDP LtDERl UFUK URAS:
Partîler borç
ödeme yarışında
KOCAELİ (Cumhuriyet) - Özgürlük ve Daya-
nışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Ufuk Uras,
AKP ve CHP'ye yüİdenerek "CHP'ye verilecek
her oj AK Parti'yeverflmiş olacaktir. Çünkü bun-
tar koatisyon olarak borç ekonomisini uygulaya-
cakhnhr" dedi.
Uras, partisinin il örgütünde yaptığı basın top-
lantısında, kayıtsız şartsız demokrasi ve banş is-
tediklerini ifade ederek "Bizülkenin,ABD'ninuçak
gemisi veya sıçrama tahtası ohnasma'hayır' dtyo-
ruz, ABD'nin askeri ohnayacağız
n
diye konuştu.
Hükümetin üretim yerine borç ekonomisiyle ül-
keyi yönettiğini behrten Uras, ülke gehrlerinin yüz-
de 23'ünün de borç faizlerine gittiğini vurguladı.
Tüm partilerin IMF'ye olan borçlan ödeme ya-
nşında olduğunu ifade eden Uras, "Bunu yapa-
bibnekiçin daha fazla borçiamp ülke>i batağa sö-
rüklûyoıiar. 57. Hükümet'İD üîas eden progranu
CHP ve AK Parti üe devam ettirilmek isteniyor"
dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal a \iikle-
nen Uras, şunlan söyledi: "Ansiklopediye bakm,
faazip kefimesinin anlamı açıklanırken Baykal ör-
nekolarak gösterilir. CHP'ye verilecek her oy AK
Parti'ye verilmiş olacaktir. Çünkü, bunlar koaüs-
yon olarak borç ekonomisini m'gulayacaklardır."
İP GENEL BAŞKANI PERlNÇEK:
Amerîka'nın
oyunu bozuldu
ÖZCANÖZGÜR
MUĞLA-Işçi Partisi (tP) Genel Başkanı Do-
ğu Perinçek, Muğla'daki mitingde Amerika'nın
oyununun bozulduğunu belirterek "ABD, Orta-
doğu'ya gelemhor. Askeri müdahalesini yapanu-
yor. ABD'nin Örtadoğu poMtikasma bağh CHP-
ÂKP cumhuriyeti de suya düştü. CHP barajm al-
ünda kakh, AKP kapaölryor" dedi.
Perinçek, Muğla'da daha önce ÇüTer, Uzan ve
Erbakan'ı ağırlayan alanda yaklaşık bin ldşiye ses-
lendi. Perinçek, "tPgeüyor.MiBihükünıetgeliyor.
4 Kasun'da tP Mecüs'te. Panik içindeler, kaçacak
yer am'orlar. Türkiye'de EVIF'nin istikrar prog-
ranu değil, İP'nin mİDi programı; işçinia esnafin,
köylünün, miIB sanavicinin, miBetin programı uy-
gulanacak" diye konuştu.
ABD'nin Örtadoğu programınınfiyaskoile so-
nuçlandığmı kaydeden Perinçek, ABD'nin Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin ve mazlum ülkelerin dire-
nişi karşısında Irak'a gelemediğini söyledi. Ko-
nuşmasında AKP lideri Recep Tayyip Erdogan'ı
eleştiren Perinçek, "Erdogan o hale düştü ki, Ha-
seld Hastanesi'nden mahkemeden kaçmak için
rapor ahyor. Sahte rapor alana devlet emanet edi-
ür mi?* diye konuştu.
Mesut Yılmaz:
AKP ile CHP
elmanın iki
yansıgibi
TEKtRDAĞ (Cumhuriyet) -
ANAP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Mesut
Ydmaz, seçim günü yaklaştıkça
kamuoyu anketlerinde en
yüksek oy oranına sahip olarak
görünen AKP ile CHP'ye daha
çok yüklenmeye başladı. Mesut
Yılmaz, "Ikisi bir elmanın ild
yansı gibL Biri istismarcıdır,
birisi yasakçıdır. Al birini, vur
ötekme" dedi.
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, partisince Tekirdağ'm
Cengiz Topel Meydanı'nda
düzenlenen miting sırasında
meydandaki kalabalığın "V"ur
vur inlesin, Recep Tayyip
dinlesin" sloganlan üzerine
u
Bu meydana daha önceki üç
seçimde de getdim, Ancak bu
kez 1999,1995,1991
seçimlerinden daha iyi
görünüyor. \'a benim gözlerim
yanlış görüyor, ya bu anketler
yalan söylüyor" diye konuştu.
Konuşmasında AKP'ye
yüklenen Mesut Yılmaz, "Dün
tzmir'de, bugün Tekirdağ'da
gördüm kt bu şişirme
ampullerin 10 günlük ömrü
kaldı" dedi. Türkiye'nin AB
üyeliği konusuna da değinen
Mesut Yılmaz, şunlan söyledi.
"Bu meydandan söz veriyorum;
AB bayrağını onlar devrahp
mücadeleyi bizim bıraktığunız
yerden devam etririrlerse,
sonuna kadar destek ohıruz.
Ama meydan me> dan dolaşıp,
kendi kendine gelin güvey olup,
her gün hükümet kurup,
hükümet yıkan, seçim
yapdmadan milletin oyunu
çantada keklik gören AK
Parti'ye ve CHP'ye bakügımız
zaman aradığınuz saminmeti
bulamıyoruz, Her şeyden önce
bunlann kadrolan bizi
tereddüte sevk ediyor. Her ne
kadar siyaseten ters düşseler de,
ekonomi ve AB'ye bakışlannda
birçok karanhk nokta var. AKP
ve CHP bir elmanın ild yansı
gibidir. Biri istismarcıdır, birisi
yasakçıdır. Al birini, vur
öteküıe."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected]
Yargının siyasallaşması üzerine çok
şeyler söylenip yazılıyor. Yargının si-
yasallaşmasının zarariı olduğu söy-
leniyor. Bunun bir başka boyutu ise
siyasetin yargıya müdahaie etmesi-
dir. AKP'nin kapatılması amacıyla açı-
lan yeni davayı, bu tartışmalar için-
de değerlendirirsek nasıl bir sonuca
varabiliriz?
Türkiye, bir siyasi partiler mezarlı-
ğı olarak dünyada ün yaptı. Ne ka-
dar parti kapatıldığını saymakla biti-
remeyiz. Partileri Anayasa Mahke-
mesi kapatıyor. Özellikle 12 Eylül as-
keri darbesi sonrası Anayasa Mah-
kemeleri neredeyse mesailerinin
önemli bir bölümünü parti kapatma
davalarına ayırdılar. Kapatılan parti-
lerin birçoğunda iki temel gerekçe-
den söz ediiebilir. Şariat ve bölücü-
lük.
Şeriat ve bölücülük, en temel iki teh-
like olarak Milli Güvenlik Kurulu top-
lantılannda neredeyse son 15 yıldır sü-
rekli vurgulanır. Böyle bir tehlike sap-
taması öne çıkarılınca, mahkemeler
ve yargıçlar da hukuku bu temel sap-
Neden Erken Seçim îstemişlerdi?
tama doğrultusunda yorumlamayı
alışkanlık haline getirdiler. Zaman za-
man bu yorumlar bazı "militan" hu-
kukçulann elinde aşın siyasi göste-
rilere bile dönüşebildi.
• • •
Yargı ve bürokraside oluşan militan-
lık, Meclis'teki siyasi parti yönetim-
lerini de kendilerini savunacak ön-
lemleralmayasevketti. "Odak oluş-
turmak" gerekçesi, bu nedenle par-
ti kapatmalarda aranması gereken
bir koşul haline getirildi. Tayyip Er-
doğan'ın parti genel başkanlığından
ayrılmaması üzerine açılan kapatma
davasını bu süreç içinde değeriendir-
mek gerek.
Erdogan, birkonuşması yüzünden
aldığı ceza nedeniyle milletvekili ada-
yı olamadı. Bu konu bileyargıdafark-
lı yorumlara neden oldu. Bir mahke-
me, milletvekili olmasının önünde bır
engel görmezken Yargıtay Başsavcı-
sı, tersi yönde girişimlerde bulundu.
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk, böyle bir engel bulunmadığını
söylerken ve Meclis'te yapılan deği-
şikliğin bunu amaçladığını vurgular-
ken, Yüksek Seçim Kurulu tersi yön-
de karar verdi.
Bütün bu süreçlerde görüldü ki, si-
yasi tercihler hukuki yorumlan büyük
ölçüde etkiliyor. "Şeriat tehlikesi" çe-
şitli çevrelerde, farklı boyutlarda yo-
rumlanıp değeriendiriliyor. Bu konu-
da hukukun zorlandığı da bir gerçek.
•••
AKP'nin, bu seçimlerde en çok oyu
alacak parti olacağı, çok uzun za-
mandır biliniyordu. Kamuoyu yokla-
maları bir yıldır AKP'yi en hızlı büyü-
yen parti olarak gösteriyordu. Paldır
küldür gidilen bu seçimlerde yuzde
10'luk baraj dururken AKP'nin tek
başına iktidara gelme şansı bulaca-
ğını da hemen herkes biliyordu.
Hafızam beni Meclis'in açıldığı 1
Ekim tarihine götürüyor. O gün, er-
ken seçimin kabulü. Meclis için bir
"onur sınavı" olarak gazete manşet-
lerine yansımıştı. Oylama sanki bir
onur savaşı olarak değerlendirilmiş-
ti. Ülkenin önde gelen kuvvetleri,
medyanın önde gelen ısimleri, erken
seçımi "olmazsa olmaz" bır koşul
olarak gördüklerini belirtmişler, se-
çimlerin ertelenmesinin "tehlikeliso-
nuçlar doğrucağı" saptamalarında
bulunmuşlardı. Bunu o zaman da an-
lamamıştım.
•••
AKP, tek başına iktidara geliyor en-
dişesi mi, yeni yenı girişimleri doğu-
ruyor? O zaman, neden hep birlikte
erken seçim istemişlerdi? Inanın an-
lamakta güçlük çekıyorum. Bu anlam-
sız seçime Türkiye'yi sürükleyenler,
şimdi de bu sonuçların ortaya çıka-
racağı tablonun korkusuyla başka
yolları mı deniyorlar?
Erken seçimi en çok isteyenlerden
birisi de Tayyip Erdogan ve AKP'lıler-
di. Çünkü ortaya çıkacak tabloyu bi-
liyorlardı. Peki şimdi telaşlananlar, o
zaman neden erken seçim istemiş-
lerdi? Gerçekten uzun zamandır bu
sorunun cevabını bulmaya çahşıyo-
rum. Bir komplo mantığı içinde dü-
şünüyorum ve şu soruyu kendi ken-
dime soruyorum: Acaba ABD, Kuzey
Irak'a yapacağı saldın sırasında "ılım-
lı Islamcı" birpartiyi mi tercih ediyor-
du?
AKP için açılan kapatma davası,
sonuç olarak hukuki bir süreç içinde
yoluna devam edecek. Bu davanın se-
çimlerden önce bitmesi mümkün de-
ğil. Seçimlerden sonra ıse parti ka-
patılsa bile AKP'lilerin mılletvekillik-
leri sürecek. O zaman yeni bir parti
kurulacak ve aslında çok da bır şey
değişmeyecek.
Türkiye, huzur içinde yaşayabıle-
ceğimiz ülke haline ne zaman gele-
cek? Sürekli tehdit edilen ve süreklı
"kurtarılan" bir ülke olmaktan çıkıp,
sosyal bir hukuk devletine ne zaman
dönüşecek?