29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2002 CUMARTESİ 3 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜINEYT ARCAYÜKEK • Baştarafı 1. Sayfada ralelin altında kalan Kerkük'ü başkent ılan etme- snder sonra Irak'ı da "yakından" ilgilendirmiyor IDLI? Sorulmayan ve yanıtı alı namayan soru; sorunu Anfcara'nın komşu devletlerle tartışıp tartışmadı- ği- örneğın Iran'la. Kürtsorununundoruğatırman- dığı günlerde Tahran'a giden Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel'in, Dışişleri Bakanı Harrazi ve öteki yüksek düzey yetkililerle yaptığı görüşme- lerde Kuzey Irak'ın masaya yatırılmadığı söylene- bılir mi? Elbette hayır! Tahran, yıllardır resmi açıklama- larırıda Kuzey Irak'ta bir Kürt devletine karşı çık- tı. Son gelişmeler Ankara ile Tahran'ı Kuzey Irak'a bakış açılarını yenıden gözden geçırmeye zorla- mış olabilir. Iki devlet dışişleri bakanlarının son günlerdeki açıklamaları birbirine benzerlikten öteye "aynıko- şulu" içeriyor. Iran Dışişleri Bakanı Harrazi; "Kürt devleti Tür- kiye ve Iran 'ı ilgilendiriyor. Komşular 'onay verme- den' Kürt devleti kurulamaz" dedi. Gürel (önceki gece Habertürk'te); "Türkiye'nin izni olmadan Kuzey Iraklı Kürtlerin bir adım ata- caklannı sanmıyorum" diye konuştu. Bir bakan "onaydan", öteki bakan "izinden" sözcükleriyle aynı kapıya çıkan politikalara işaret etmiyorlar mı? Iran'la Türkiye arasındaki "öteki sorunlar" bir yana; Kuzey Irak'ta iki kornşu ülkenin her açıdan birliktelik içeren politikalar izlemelerinde sayısız yararlar olduğu yadsınamaz. • • • 36. paralelin üzerinde kalan bölgelerde Kürt aşiretlerinin devlet oluşturmaya varıncaya kadar rahat hareket etmelerini, Cumhurbaşkanı Özal sayesinde biz elcağızımızla sağladık. özal, asker- leri, hükümeti devreden çıkardı. Başkan Bush- tan, Kuzey Iraklı Kürtleri Saddam'ın şerrinden korusun diye "Çekiç Güç " namıyla anılan hava güçlerini Türkiye'de konuşlandırmasını istedi. Amerikan ve Ingiliz uçaklannın himayesinde, Tür- kiye'nin Habur kapısıyla sağladığı ekonomik yar- dımla Kürt aşiretleri son beş-on yılda devlet ilan edecek konuma geldi. ABD'nin Saddam'ı ortadan kaldırmak için şey- tanla bile işbirliği yapmaya karar vermesi, Kuzey Irak'a olan gereksinimini arttırdı, aşiretlere yete- rince ödün vermeye zorladı. Ankara Büyükelçıleri Robert Pearson; ABD'nin Kürt anayasasını gormediğini, onaylamadığını söylüyor. Ya CIA'nin ulusal sorunlarda çoğu za- man hükümete karşın hükümetten habersiz giri- şimlerini yadsıyabiliyor mu? TBMM'de Çekiç Güç'ün süresiyle ilgili çetin görüşmeler yapıldı. Sonra tavsadı. Haziran 1999'da Çekiç Güç görüşmelerinde (tutanakları bana gönderen) Şevket Bülent Yahnici partisi adına bugünkü gerçeği resmeden bir konuşma yaptı, dedi ki: "Güney Irak'ta Irak milli marşı varsa, Kuzey I- rak'ta çalınmamaktadır. Irak Dinan Güney Irak'ta, Bağdat'ta geçerli, Kuzey Irak'ta başka para bi- n'mleri geçmektedir. Güney Irak'ta başka, Kuzey Irak'ta başka bayraklar daJgalanmaktadır. Karşı- mızda toprak bütünlüğü olan Irak, siyasi birliği olan Irak diye bir devlet yoktur. 36. paralelin ku- zeyinde kendi hükümlerini, kendi hükümranlıkla- rını sürdürmek için kavga eden (şimdi banşık) gruplar vardır.. 36. paralelin kuzeyine Saddam'ın hâlâ bir nüfuz bölgesi gibi gireceği düşünülemez. 0 zaman Türkiye hesaplarını buna göre yapmak zorundadır. Irak'ın toprak bütünlüğü, siyasi kimli- ğini korumak fılan gibi ütopik kalan ve bana göre de artık komik hale gelen sözlerden vazgeçme- miz gerektiği inancındayım." önceki günkü basın toplantısında da; Yahnici, beş yıldır Kürt devleti kurulacağının üzerinde dur- duklarını anımsattıktan sonra, uyanlara karşın ba- şarılı olmayan diplomatik temasları tek sözcükle özetledi: "Çuvalladık!" Araklı'da link hattına girdi • TRABZON (AA) - Trabzon'un Araklı Belediyesi'nde vericilerden sorumlu Veysel Altunalan, SP'nin Diyarbakır'da yapılan mitingini atvye ait link hattına girerek dün saat 13.00'ten 14.0O'e kadar canlı olarak yayınladı. Araklı îlçe Emniyet Amirliği'nin ikazı üzerine yayın durdurulurken Araklı Cumhuriyet Savcılığı, Veysel Altunalan hakkında, 'izinsiz yayın yapmak' iddsasıyla soruşturma başlattı. tçtşlerinde seçim toplantısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Içişleri Bakanlığı'nda dün seçim güvenliğine ilişkin degerlendirme toplantısı yapıldı. Içişleri Bakanı Muzaffer Ecemiş'in başkanlığında bakanlıkta yapılan topiantıya, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şeter Eruygur, MİT Müsteşan Şenkal Atasagun ve Ermiyet Genel Müdürü Kemal Önal katıldı. Öcalan için Yargıtay'a başvuru • BURSA (AA) - Terör örgütü lideri Abdullah Öcılan'ın avukatlannın, ölüm cezasımn, AB uyum yasalan çerçevesinde 'müebbet ağır hapse çevilmesi' karanyla ilgili Yargıtay'a temyiz basvurusunda bulundukları bildirildi. Öcalan'ın av\katlanndan Fırat Aydınkaya, karann, Türk Ceza Kamnu'nun 2. maddesi uyannca, infaz koşullan yötünden müvekkillerinin aleyhine olduğunu, bu necenle Yargıtay'a temyiz başvurusunda buunduklannı söyledi. Tadıses'e suç duyurusu • EDtRNE (AA) - Edirne'de, 15 ay önce bir kişiyi ölcürmek suçundan aranan zanlının televizyonda türdicü îbrahim Tatlıses'in yanında görüntülenmesi üzdne, öldürülen gencin ailesi, Tatlıses hakkında düı Edirae Cumhuriyet Savcılığı 'na suç duyurusunda buundu. Öldürülen Cüneyt Bilgiç'in babası Hayri ve anıesi Melika Bilgiç, davayı yürüten Cumhuriyet Sa7 cısı Müsebbih Ergin'e, Tatlıses hakkında suç duiırusunda bulundular. Bilgiç ailesi, verdikleri dibkçede, oğullannın katilini saklayan Tatlıses haıkında yasal işlem yapılmasını istedi. öcettme H stanbul Lisesi Koruma Derneği'nin dün yanmlanan kongre ilanındaki 19.11.2002 tarihi 17:1.2002 olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. 12 bin asker daha K.Irak'taANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Kürt grup- lann "devletleşme" yönünde- ki son girişimleri üzerine Ku- zey Irak'taki askeri varlığını hareketlendirdi. Yaklaşık 12 bin Türk askeri dün akşam Şırnak smınndan Kuzey Iraka 10 ki- lometre ilerlerken askeri kuv- vetin bölgede daha önce konuş- landınlan 2 tugayla birleştiği öğrenildi. Kuzey Irak'ta "tam- pon bölge" oluşturma yönün- de adımlar atan Türkiye, son dönemdeki mesajlannı giderek olumsuzlaştıran Barzani ve Talabani'ye en ciddi uyansını da yapmış oldu. Türkiye'nin operasyonunun bölgede 4 bin terörist banndıran PKK'ye "gözdağı", Erbil'i de "kont- rol" amaçh olduğu vurgulanı- yor. Tunceli muhabirimiz Ferit Demir'in edindiği bilgilere gö- re, dün akşam saatlerinde yak- laşık 12 bin Türk askeri. Şır- nak'tan Kuzey Irak smınnın 10 küometre kadar içine girdi. As- kerlerin bölgeye geçişleri yerel kaynaklarca doğrulanırken as- keri kaynaklar gelişmelerle il- gili yorum yapmaktan kaçındı- lar. Dışişleri Bakanlığı kaynak- lan ise "Bölgedeki asker sayı- sının tedricen arttırılnıası söz konusu" ifadesini kullandılar. Şırnak'ın Uludere, Çukurca. Balveren, Gülyazı bölgelerin- de bekletilen yaklaşık 12 bin askerin, Şırnak'ın Balveren Beldesi kırsal alanından Kuzey Irakın Sihant ve Ava GuzOe bölgesine girdiği belirtildi. Balveren ile Uludere alanlann- dan Kuzey Irak topraklarına gi- ren ve çoğu komando olan as- kerlerle birlikte çok sayıda zırhh araç ve ağır silahın da Ku- zey Irak bölgesine götürüldüğü kaydedildi. Son gelişmelerle ilgili bazı önemli unsurlar şöyle: •" Türkiye, bölgedeki geliş- meleri yerinde izlemek üzere yaklaşık 2 tugay askeri Kuzey Irak'ta konuşlandırmıştı. Ko- şullara göre değişmekle bera- ber bölgedeki Türk askerinin sayısı son dönemde 14 binı geçmiştı. • Türkiye, Kuzey Irak' ı ken- di güvenliğı açısından yaşam- sal öneme sahip bir bölge ola- rak görüyor. Bu bölgedeki ge- lişmeleri yakından takip eden Türkiye, Kürt gruplannın son dönemdeki girişimlerini de ba- ğımsız devlet arayışı olarak gö- rüyor. Kuzey Irak'taki gelişme- leri, "kontrol etmek" isteyen Türkiye, dün akşamki "kont- rol ve gözdağı operasyonu" ile şu mesajlan verdi: 1. Türkiye, Kuzey Irak'taki gelişmelere seyirci kalmaya- caktır. Irak Kürdistan Demok- ratık Partisi (IKDP) ve Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB) gruplannın son tutum- lan, Irak'ın toprak bütünlüğü- nüriske atacak şekilde planlan- maktadır. Bu gruplar. Türki- ye'nin sağladığı ekonomik ve güvenlik yararlannı da hiçe sa- yarak bölgesel dengeleri boza- cak tutumlarda bulunmaktadır- lar. Türkiye, bölgede kendi is- temleri dışında bir oluşumu as- la kabul etmeyecektir. 2. Kuzey Irak, Türkiye'nin güvenliği açısından yaşamsal öneme sahiptir. Bölgede P- KK'nin yaklaşık 4 bin teröristi bulunmaktadır. Bu teröristlerin son gelişmelerden alacakları cesaretle yeniden Türkiye'ye saldırmaları olasılığı bulun- maktadır. 3. Türkiye, otorite boşluğu- nun bulunduğu Kuzey Irak'ta kontrol unsurlannı ele geçir- melidir. Ancak bu yolla, bölge- de istenmeyen gelişmelerin ya- şanması önlenebilir. Türkiye, askeri varlığını arttırarak böl- gede belirleyici rolünü sürdüre- bılir. 4. Olası bir operasyon sıra- sında Türk sınınna geçmek is- teyen mülteciler, Türkiye'ye girmeden Kuzey Irak'ta durdu- rulacaklar. Türk askerinin oluş- turacağı tampon bölgede kuru- lacak "çadır kentleri"yle göç etmek isteyen kişilere hizmet sağlanması öngörülüyor. Barzani de tahrik etti IKDP hderi Mesud Barza- ni'nin son günlerde Türkiye'yi hedef alan açıklamalan da bü- yük tepki topladı. Barzani, Türk askerinin hareketlendiği saatlerde bir televizlona verdi- ği demeçte, "Türk askeri böl- geye gelirse yanıt veririz" me- sajı verdi. IKDP lideri, daha önceki açıklamalannda da "Kuzey Irak'ın Türk askeri- ne mezar olacağını" savun- muştu. Özilhan: ÂB konusunda ümitsiz değüim tSTANBUL (AA) - Türk Sa- nayicileri ve Işadamlan Derneği (TÜSÎAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, "Av- rupa Birliği konusunda ümit- siz değilim, ama tabii üzerimi- ze düşeni yapmamız lazım. Sırf karşıyı suçlayarak bu ko- nu olmaz" dedi. Avnapa başkentlerinde Türki- ye'nin AB üyeliği için bir süre- dir lobi faaliyetlerinde bulunan Özilhan, görüşmelerle ilgili so- rulan yanıtladı. Brükserdeki te- maslanndan sonra Kopenhag zi- yaretini gerçekleştirdiklerini anımsatan özilhan, AB ile ilgili Bakan ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşan ile görüştüklerini be- lirterek şunlan kaydetti: "10 üyeye çok kolay üyelik verildi. Tamam Kopenhag kriterleri- ne uydular, ama uygulama başladı mı başlamadı mı? On- lara toleransh davrandınız, a- ma bu toleransı Türkiye'ye göstermediniz diye bir mesaj verdik." Özilhan, Danimar- ka'mn Türkiye'yi desteklediği- ni, Yunanistan'da da gerek Pa- pandreu, gerekse Simitis'in açık destek verdiğini vurguladı. Dionysos iade edflecek ANKARA (AA) - Tür- kiye, bronz Dionysos Hey- keli için verdiği hukuk mücadelesini kazandı. tn- giltere'de görülen davada, hâkim, MO 2. yüzyıl He- lenistik döneme ait Tann Dionysos'u betimleyen bronz heykelin, Türki- ye'ye iadesine karar verdi. British Museum'da koru- ma altında tutulan bronz heykel, bu ay sonunda dip- lomatik kurye ile ait oldu- ğu topraklara geri getirile- cek. Ingiltere'nin başkenti Londra'da görülen davada, eserin Türkiye'den kaçınl- dığı belgelendi. 16 Ekim Çarşamba günü yapılan duruşmada nihai karan veren hâkim, bronz heyke- lin Türkiye'ye iadesini ka- rarlaştırdı. Yakalandığı Isviçre ma- kamlannca, "çahndığı ül- keye iade edilmesi şarüy- la" tngiltere'ye teslim edi- len heykel için Sara Eli- zabeth Dayman adlı tngi- liz vatandaşı, heykelin ta- sarruf yetkisinin, Nevzat Telliağaoğlu arasındaki borç ilişkisi çerçevesinde kendisine devredilmesi amacıyla mahkemeye baş- vurmuştu. Scotland Yard yetkililerinin uyansı üzeri- ne Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği, Dayman'ın davasında Kültür Bakanlı- ğı'nın da bir tngiliz a\*u- kat aracılığıyla temsil edil- mesüıin yararlı olacağını bildirmişti. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada ca, hard disk şundan, işlemci bundan... Toplam şu kadar eder. Daha ucuza gelsin istiyorsanız, he- men parçaların kalitesini düşürüyor... Alın size, markasız, toplama bilgisayar... Kusura bakmasmlar ama, siyasi partilerin du- rumu da bunu andırıyor. Apar topar, yasasız ta- sasız seçıme gitme kararı alan partilerimiz, yola çıkınca elde bir şey olmadığını anladılar. Ne yap- sak, ne etsek. meydanlarda ne söylesek, sorusu- na yanıt aramaya koyuldular. Her parti önce arşivine baktı. "Belki"ded\, "ora- daki sloganlardan bazılannı kırpıp yıldız yapabili- rim." DYP, kökenlerine indi. Baktı ki, "Hermahallede bir milyoner" zamanında tutmuş. Hemen, sıfırla- rı arttırdı, "Her mahallede trilyoner" dedi. Belki, milyonu değiştirmeyip, "Her mahallede bir dolar milyoneri" dese, daha samimi olurdu. ANAR SP de seçmenlerine mutlu yıllarındaki durumlarını anımsatmaya başladılar. Hak vermek zor bir tekine Seçim yolu başındaki arayış, "seçmenibulama- yış"\a sonuçlanınca yolda rota değiştirmelerin ya- şandığını görüyoruz. Yolun başında, AKP ile CHP arasındaki adı kon- mamış yakıştırmalara iki partinın yöneticıleri de ses çıkarmıyordu. Bugün hava değişmiş görünü- yor. DYP'lilerin, "CHP ile daha önce yapmıştık, şimdiyeniden niye olmasın. Türkiye bu koalisyon- la rahatlar" mesajının da, DYP tabanından en azın- dan şimdilik olumlu karşılık görmediği anlaşılın- ca, burada da rota değişikliği yaşanıyor. ANAP, "Seçim bölgem Brüksel'in yarattığı at- mosfer bana yeter" havasındaydı. Baktı ki bu tek başına yeterli değil, eski bir yöntem yeniden ısı- tıldı: ötekine çatarak, oy toplama! ANAP'a göre AKP ülkeyı karanlığa götürür, CHP 40'h yıllara... Yolun başında bu yoktu. Ama bu iki partinin ilk ikiyi paylaşacağı havası yerleşince yöntem değişikligine gıdildi. ANAP, 1983'te dört eğilimi birleştirme iddiasıy- la siyaset sahnesine çıktı. Her eğilım kendi parti- sini kurunca, ANAP'a kuruluş yıllarındaki mutlu- luk kalmış görünüyor. SP ve AKP arasındaki yarış ise kaygı verici. AKP'nin olabıldiğince geniş kesimleri kucaklama, Istanbul'un desteğini alma, dışarıya şirin görün- me arayışı beraberinde, varlık nedenini oluşturan konulara yumuşak bakmayı getırmiştı. Türban bi- rinci öncelik değildi, IMF ile yeniden masaya otu- rup sıkı pazarlık yapmak şartıyla yola devam edi- lebilirdi. SP, doğal tabanının önemli bir bölümünün AKP'ye gittığini görünce yolda rota değiştirenler arasına girdi. Son günlerde Recai Erbakan Ku- tan'ın. Yasin Erbakan Hatiboğlu'nun, Teoman Rıza Erbakan Güneri'nın demeçlerınde kulakla duyulur bir sertleşme dikkatı çekiyor. Imam hatip- ler mutlak arttınlacak, türban namus meselesi, IMF ayakkabı köselesi... SP'deki bu sertleşmeye koşut olarak AKP'nin de i-kincil adamlarla aynı tabana aynı sertlikte seslenme gereği duyduğunu görüyoruz. SP ve AKP'nin rotası dağınık, sotası kalabalık. 3 Kasım sürecinde yeri geldikçe vurguladığı- mız gibi, yukarıda aktardıklanmıza slogan kıtlığı- nı ve sığlığını da eklemek gerekiyor. Bu saatten sonra altın vuruş yapan çıkar mı bilinmez ama, üretilen sloganlar genel siyasi rotadaki dağınıklık- tan payını almış. Biz de sözü uzatmayalım, hep- sine toptan bir slogan armağan edelim: Hak vermek zor bir tekine, Al birini vur ötekine! ankcum@ttnet.net.tr AKP'de taktik açmazı SonerAğın son yolculuğuna uğurlandı Kültür Servisi - Yıllar önce seslendirdiği yabancı polisiye dizideki 'Baretta' tiplemesiyle tanınan tiyatro sanatçısı Soner Ağın dün Ankara'da son yolculuğuna uğurlandı. Kalp yetmezliği sonucu yaşarmnı yitiren Ağın için Büyük Tiyatro'da düzenlenen törene. Ağın'ın yakınlan, Kültür Bakanlığı MüsteşarYardımcısı Hasan Hüseyin Akbulut, Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Lemi Bilgin ile Ağmm sanatçı dostlan katıldı. Törenin ardından, sanatçının cenazesi Kocatepe Camii'nde öğle namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. 1945 tstanbul doğumlu Ağın, 1970 yılmda Ankara Devlet Konservatuvan Tiyatro Yüksek Bölümü'nden mezun oldu. Aynı yıl Devlet Tiyatrolan'nda göreve başlayan sanatçı. 50'den fazla oyunda rol aldı ve rejisörlük yaptı. En son Bursa Devlet Tiyatrosu için 15 Ekim'de prömiyeri yapılan 'ZiIIi Zarife' oyununu sahneye koyan sanatçı, rol aldığı 'Ölmek', 'Yedi Kocalı Hürmüz', 'DeUkanlı', Bağdat Hatun", 'Budala', 'Dördüncü Murat', 'Kanh Nigar', 'Atçalı Kel Mehmet', 'Hastabk Hastası', 'Beğendiğiniz Gibi', 'Ezik Otlar', 'Vur Emri', 'Vatan Diye Diye', 'Buzcu Geliyor', 'Olağan Cinayetler', 'Küçük Nasrettin', 'İnsanlar ve Hayvanlar' gibi o>r unlarla tiyatroseverlerin beğenisini kazanmıştı. TRT Ankara Radyosu'nda yayımlanan 'Tiyatro Saati' programının yanı sıra dizilerdeki seslendirmeleriyle de büyük beğeni toplayan Ağın, 1978 yılmda TRT'nin 'Yüın Seslendirme Sanatçısı' ödülünü kazanmıştı. Ağın aynca 1993 yılında 'Sevgililer' adlı oyun ile 'ttaha Kültür Heyeti Teşekkür Madalyası'na layık bulunmuştu. 2000 yılında 'Oyun Bozan' adlı filmde başrol oynayan sanatçının, başrolleri Yüksel Arıcı, Haldun Boysan ve Antonio Buil Puejo ile paylaştığı 2001 yılı Alman, Italyan ve Fransız ortak yapımı 'Derviş' adlı film, lsviçre'de gerçekleştirilen 54. Locarno Film Festivali'nde 'Genç Jüri Özel Mansiyonu'na layık bulunmuştu. BÜLENT SARIOĞLL ANKARA - Recep Tayyip Er- doğan'ın Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Seçim Kurulu kararlanna karşın genel başkanhğı sürdürme tavn, AKP'li hukukçular arasında da iç hesaplaşmaya neden oluyor. Bazı kurucu üyeler, "genel baş- kanlığı bir vekile terk etme veya onursal başkanlığa çekilme" öne- rilerini reddeden Tayyip Erdoğan'ın bilinçli olarak "yanıltıldığını" sa- \Tinuyor. Anayasa Mahkemesi,Yüksek Se- çim Kurulu ve Yargıtay gibi en yük- sek yargı organlannca siyasi yasa- ğı onaylanan Erdoğan'ın hukuku zorlayan karan parti içinde de tar- tışılıyor. Erdoğan önceki gün yapı- lan Kurucular Kurulu toplantısında ilk kez "liderlikten aynlması" önerileriyle karşılaştı. Aynı zaman- da Erdoğan'ın avukatı olan kurucu- lardan Haluk îpek'in de "15 gün lideriiğe ara vermesini" isteyerek genel başkanlığı üzerindeki kuşku- lan doğrulaması dikkat çekti. Avukat kökenli milletvekillerin- den Mehmet Mir Dengir Fırat'ın da şimdiye kadar gerçekleştirilen hukuksal girişimleri eleştirerek Er- doğan'ın "yanılnldığını" ima etti- ği öğrenildi. Alınan bilgiye göre, hukuki sürecin "usul hatalanvla" genel başkan aleyhine döndüğünü söyleyen Fırat, bu konuda 4 kez ran- devu istemesine karşın genel baş- kanla görüşemediğini söyledi. Erdoğan'la birlikte AKP'nin üç önemli kurucusundan bin olan BÎM şirketinin sahibi Cüneyt Zap- su'nun da Erdoğan'ın geçici olarak da olsa çekilmesini önermesi dikkat çekti. Bağımsız hukukçular da bir par- tiye üye ohna koşullan bulunmayan kişiyi genel başkan olarak taşıma- nın AKP hakkında kapatma davası- na kadar giden bir süreci başlatabi- leceğine işaret ediyor. MÜ öğretim üyesi Prof. Dr. tbrahim Kaboğlu. yargı organlaruıın Erdoğan'ın üye olamayacağına karar verdiğini, Si- yasi PartilerYasası'nın 14. madde- sine göre ise genel başkanın "doğal üye" olduğunu vurguladı. Prof. Ka- boğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: "Açık bir yasaya aykırıhk söz ko- nusu. Anayasa 69. maddede '68. maddesinin 4. fikrasında sayılan il- kelere aykın da\Tanan partiler Ana- yasa Mahkemesi'nce kapatılır' di- yor. Burada hem hukuka karşı hi- îe hem de hukuka aykırıhk var. Şu anda hukuka karşı hile oldu- ğu gibi açıkça SPY'ye de aykın- lık var. SPY ve anayasal açıdan genel başkan olamaz ve bu parti- yi kapatmaya kadar götürebilir." Ege'de taciz iddiası MURAT İLEM ATİNA - Ege Denizi'nde uçan bir yolcu uçağımn Türk savaş uçakla- nnca taciz edildiği öne sürüldü. Yunan basınının devlet haber ajansı ANA'dan aldığı habere göre, Ege Denizi'nde uçan sivil bir şirke- te ait yolcu uçağı, Türk savaş uçak- lan tarafından taciz edildi. To Vima gazetesindeki habere göre, önceki gün 18.05 sıralannda Hellenic Star Airvvays şirketine ait uçak, Sakız Adası'ndan havalandı. 36 yolcu- suyla Atina'ya gehnekte olan uça- ğın kalkışından kısa bir süre sonra Türk Hava Kuvvetleri'ne ait F- 16'lar ortaya çıktı. Pilotun ifadesi- ne göre Saab tipi uçağın kokpitine adeta sürünerek geçen Türk uçakla- n daha sonra bir süre yolcu uçağı- nın arkasında uçtu. Pilotun olayı telsizle haber vermesinden kısa bir süre sonra Yunan Hava Kuvvetle- ri'ne ait uçaklar yolcu uçağına eşlik etmek üzere 10 bin feet yüksekliğe çıktı. tddiaya göre Yunan uçaklan- mn geldiğini gören havadan havaya füzelerle donatılmış Türk savaş uçaklan kendi hava sahasına döndü. İlhan Selcuk: Ülke atılım yapacak evrede BARTIN (Cumhuriyet) - Cumhuriyet Gazetesi îmtiyaz Sahibi veYayın Kurulu Başka- nı tlhan Selçuk. Türkiye'de insanlann, laik cumhuriyetin etraftnda toplanması gerekti- ğini söyledi. Bartın Belediyesi'nce açı- lan "6. Kitap Fuan"nın onur konuğu olan ve etkinlikler kapsamında dün düzenlenen "Aydınlanma ve Demokra- si" konulu söyleşiye katılan Selçuk, bugün insanlarda de- mokrasi ve insan haklan ko- nusunda aydınlanmayı göre- mediğini söyledi. İnsanlann kendi başlanna aydınlanmış ohnalannın da yeterli olmadı- ğuıı ve örgütlenmeleri gerek- tiğini, bunun yazılı basının da umurunda ohnadığuıı ifade e- den Selçuk, "İnsanlar kaç gündür Derya Tuna'nın vu- rulmasını manşetlerden okuyor. Türkiye'de, 1950 yı- lından beri, laik Türkiye Cumburiyeti'ne layık bir hükümet kurulabildi mi? 1950'den 1990 yılına kadar 40 yıl, sürekli dincilik yatırı- mı yapıldı. Bu, Türkiye'yi kurtardı mı? Siyasüerin nu- tuk atarken 'ezan okunuyor' diye konuşmalannı durdur- malan Türkiye'yi kurtardı mı?^ dedi. "Ülkemiz, bence bir atüım yapacak e\Tededir" diye ko- nuşan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ülkede insanların, la- ik cumhuriyetin etrafında toplanması lazım. Sağ ve sol kesim bölük pörçük. Türki- ye'de dincilik, şeriatçıbk böyle giderse işte tran, işte Suudi Arabistan, işte Irak."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear