01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10EKİM 2002 PERŞEMBE DİZt ürkiye, çok çeşitli senaryoların konuşulduğu, sahnelenmeye çahşıldığı bir sürecin sonunda seçimlere gidiyor. Bu sürece, Başbakan Bülent Ecevit'in sağhğıyla ilgili gelişmeler damgasım vurdu. Yazılan senaryolarda ençok"ABD", "IMF", "AB", "troyka"sözcükleriile Kemal Derviş, Hüsamettin Özkan, tsmail Cem, Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli 'nin adları geçti. Bakanhklarda, TBMM kulislerinde, ıstanbul sermayesinin önemli isimlerinin evlerinde, işyerlerinde hükümetîer kuruldu, yıkıldı. Bu sürecin en önemli akîörlerinden Kemal Derviş, CHP 'yi seçince bazı senaryolar bozuldu, yenileri yazılmaya başlandı. 1 Temmuz günü, DSP 128 sandatyeyle parlamentoda en çok sandalyeye sahip partiydi. 8 Temmuz günü deprem başladı ve DSP parçalandı. Bugün, DSP ile YTP parlamentoda beşinciliği paylaşıyor. Her ikiparti de 58 sandalyeye sahip. Rahşan Ecevit'le Hüsamettin Özkan 'ın yollanmn aynlmasından, Başbakan Ecevit 'in hastane günlerine, "troyka "nın hesaplanndan, YTP "rüya "sının bitişine dek seçim sürecinin önemli gelişmelerinin perde arkasım araştırdık. * '* "Seçim yfyk, hükümet sürüyor " denilen 1 Temmuz liderler zirvesinden, seçim karanmn bir anlamda kesinleştiği 1 Ekim gününe dek yaşanan sürecin içinde - yer alan bazı politikacılarla konuştuk. Yakın çevresine Tartiyi tamamen ele geçirdim' diyen Özkan'a öfkelenen Rahşan Ecevit, ipleri kopardı: Bülent iyileşsingörürüzTÜREY KÖSE "Hüsamettin Ozkan, her yer- de DSPüohnadığınısöyiüyor. Ta- banda bize, sizin partiiıiz çok te- mizama sizin deHüsamettin Öz- kan'uuz var. dByorlar-" DSP Genel Başkan Yardımcı- sı Rahşan Ecevit, 11 Şubat 2002'de Oran'da çalışma bürosu olarak aldıklan, ancak daha son- ra kendı ifadesiyle "misafir oda- a"na dönüştûrdükleri evde ka- bul ettiği gazetecilere bunlan söy- lüyordu. Once "havadansudan" konuştuk. Başbakan Bülent Ece- vit'in formda görünmesinin "bir sımolmadıgınr. "bahkyedirdi- ği" için iyi göründüğü haberleri- ne Rahşan Ecevit'in de şaşırdı- ğını öğrendik. O zaman henüz kabineye gırmemiş olan Genel Başkan Yardımcısı Tayfun tçli gazetecilere çay servisi yaparken sıcak bir atmosfer vardı. Henüz, Başbakan Ecevit "hastaneye" kaldınimamışh ve eşi de "zmde" göründüğü haberlerinden mem- nundu: "Bülent'e iyi görünmesi için bahk yedirmedim. Bu haberi okuyunca şimdi herkes bahkyi- yecek diye düşündüm. İyi gö- rünmesi ADah'ın işl" Rahşan Ecevit. bu görüşmede "astmdaçaysevmediğinr de açık- ladı. Hatta, son günlerde medya- nın pek ilgi gösterdiği "aldat- mak" konusuna bir dönem kendisinin de nasıl bulaş- tınldığını bıle anlattı: "YıDar önce, bir gaze- tede, Rahşan Ecevit eşini aldaüyor. başhğıyla bir haberçıko. Başhğ) görün- cebüyük üzüntü yaşadnn. Sonra haberi okuyunca gördüm. Demişim ki,' Ben çay sevmem. Tanıştığımız- da gördüm ki Bülent günde 20- 25 bardak çay içiyor, o kendisi- ne çay koyduğunda ben de koyar, üzerinden birkaç yudum alınm.' Bu doğru ama başhk beni çok üz- dü. Hâlâ çayı çok sevmem ama ayıpür söylemesi iyi yapanm." 'Koşup resme glrlyordu' Rahşan Ecevit, gazetecilerin asıl merak ettiği konulara girmek istemedi. "Sryasetkonuşmayaca- ğnn* dedi. Oysa, Hüsamettin Öz- kan'la ilişkilerinin "soğuk" ol- duğu biliniyordu. Özkan DSP Genel Merkezi'ne uğramıyordu, Rahşan Ecevit de Başbakanlığa. Rahşan Ecevit eşirün yanında ol- duğu zamanlarda, Özkan fotoğ- raf karesinden çıkıyordu. Henüz "agzmdan" bir sözcük bile duyul- mamıştı ama "RahşanEcevit'eya- km kaynaklar" diye andığırnız parti yöneticileri, Ozkan'la ara- lanndaki soğukluğu doğruluyor- du. Teypleri kapartıktan sonra, Rahşan Ecevit'e bu konuyu sor- duk. Yanıh çarpıcıydı: "Hüsamettin Özkan her yerde DSP'h' nhnafhgını söyiüyormuş. Tabanda bize, sizin partiniz çok O nce Rahşan Ecevit Hüsamettin Özkan'la yollanm ayırdı. Sonra da Özkan DSP'yi ve 'babam gibi' dediği Başbakan Bülent Ecevit'i terketti. Başından beri aralan 'soğuk' olan Özkan ve Rahşan Ecevit arasındaki gerginlik, af tartışmalan sırasmda zirveye çıkmış, af yasasıyla ilgili sert eleştirilere hedef olan Rahşan Ecevit, yasanm son biçimini almasından Özkan'ı sorumlu tutmuştu. Son kurultaya da yansıyan gerginlik, Başbakan Ecevit'in hastalanmasıyla 'açık savaş'a dönüştü. Artık iki taraf da kılıçlannı çekmişti... temiz ama sizin de Hüsamettin Ozkan'mız var, djyoriarj" "Ama Özkan hep Başbakan'm yanmda. Tüm fotoğraf kareleri- ne guiyor'' dediğimizde, Rahşan Ecevit gülümsedi: "Kendi koşup getiyorsa, kafa- smı uzaüyorsa ne yapacaksınız?'' Bu sözlerin arkasından "Baş- bakan Ecevit'ten Ozkan'mya da diğer bazı bakanlann görevden ahnmasım istedmiz mi" sorusu geldi. Rahşan Ecevit, "Hayır. Bü- lent, bakanlarmı değiştinnekten hoşlanmaz" yanıtını verdi. Rahşan Ecevit, gazetecilerle konuşurken ilk kez "resmen" Öz- kan'la aralanndaki göriiş aynlık- lannı ortaya koyuyordu. îküi ara- sındaki görüş aynlıklan af tar- tışmalan sürecinde başlamıştı. Rahşan Ecevit, 8 Aralık 2000'de TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen Af Yasasını "içine sindi- remedi". Bu yasayla ilgili sert eleştirilere hedef olan Rahşan Ecevit, yasanın son biçimini al- masından Özkan'ı sorumlu tutu- yordu. Başbakan Ecevit'in de bu süreçte yanlış yönlendirildi- ği görüşü dile getiriliyordu. Ni- tekim, af tartışmalan sürecinde gönderilen ve genel merkez kay- naklı olduğu belirtilen ımzasız mektuplarda açıkça Özkan he- def alınıyordu. Genel Merkez tarafından hazır- lanan "Afve Rahşan Ecevit" baş- hklı kıtapta -Bu af, Rahşan Ece- vit'in başından beri düe getintiği ve sonuna dek arkasmda durdu- ğu afdeğüdir. Çünkü bu afla Rah- şan Ecevit'in öngörmediği bazı kişüer de affedflmiştir.'' Rahşan Ecevit, "kader kur- banlarT için af istediğini söy- lerken; Özkan cephesinde "Hu- kuk bümiyor, sadeceekmekçalan çocuklar, kader kurbanlan affe- dflsin, ohnaz. Hukukta eşnük 0- kesi var" değerlendirmesi yapı- lıyordu. Rahşan Ecevit-Hüsamettin öz- kan soğukluğu kurultaya da yan- sıdı. Sema Pişkinsüt'ün tartak- landığı DSP nin son kurulta- yında, Parti Meclisi (PM) lis- tesinde en çok "çuüea" isim Özkan oldu. Rahşan Ecevit 998 oyla PM üyelijğine seçi- lirken Hüsamettin Ozkan 921 oy alarak en düşük oyla PM'ye giren üye oldu. O gün- lerde Başbakan Ecevit, "Par- timize değerti hizmetleri ot- muştur" diyerek Özkan"a sahip çıktı. TBMM kulislerinde, Rah- şan Ecevit-Hüsamettin Öz- kan ekipleşmesi giderek be- lırginleşmeye başlamıştı. Baş- bakan Ecevit'in sağlık duru- muyla ilgili çeşitli haberler yayıldı. Tayfun tçli, "Onlann hesabına göre Özkan'm ardmdan 93-94 miDetveküi gjde- cekti" diyor... Ve kartlar açıldı... Başbakan Ecevit "zmde" gö- ründüğü sürece, bir sorun yaşan- madı. Ancak Ecevit, "hastane- ye" kaldınldıktan sonra kartlar daha açık oynanmaya başladı ve iki ekip arasında açık "savaş"ilan edildi. Rahşan Ecevit, "9'lar" olarak anılan milletvekilleriyle görüş- tüğünde **Başbakan Ecevit'in yakın çevresini yenilemesi gere- ği" üzerinde duruldu. 9 "lar ara- sında yer alan bir milletvekili " Kurultaya gidümezse, hiç bek- lenniedikolaviarlakarşılaşabflir- âniz. Bir hükümet darbesi ola- 000-" dedı. Rahşan Ecevit "Bu nasıl olur" diye sorduğunda ise "Başbakan'a işgöremez raporu verilebihr" yanıtını aldı. Rah- şan Ecevit bu görüşmede Öz- kan'ı açıkça hedef almaktan ka- çınmadı: "Partiyi ele geçinüğıni söyhl- yormuş. Her şeyi kendisinin yö- netdğinisöyiüyormuş.Bülentçok vakmda Kikşecek,o zaman göre- ceğtz_" " YARIN: Karaoğlan' hastanede... I Temmuz: Liderler zirvesinden "Seçim yok, hükümet devam ediyor* karan çıktı. 4 Temmuz: Ekonomi zirvesi toplandı. Derviş "Yenibir senaryo laznn" dedi. 5 Temmuz: DSP Grup Başkanvekıli Emrehan Hahcı, Özkan'ı istifaya çağırdı. 7 Temmuz: Devlet BahçeK, Bursa 11. Kocayayla Türkmen Kurultayı'nda 3 Kasım'da seçim istedi. 8 Temmuz: Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Ozkan istifa etti. DSP'den kopmalar başladı. II Temmuz: Dışişleri Bakam tsmail Cem istifa etti. Devlet Bakan Kemal Derviş istifa etti, Seçime giden 90 gün Sezer devTeye girince istifasını geri aldı. 16 Temmuz: Liderler zirvesinden seçimin 3 Kasım'da yapıknası karan çıktı. 29 Temmuz: TBMM erken seçim ve AB yasalannı görüşmek üzere olağanüstü tsmail Cem ve Kemal Derviş'in kendileriyle birükte hareket eden nüDervekifle ri>1e birlikte istifa etrnesL, DSPiçi dengeleri değJştirdi toplandı. 31 Temmuz: 3 Kasım'da seçim karan genel kurulda 449 oyla kabul edildi. 5 Ağustos: Emrehan Halıcı, Derviş'i istifaya çağırdı. 6 Ağustos: Başbakan Ecevit, "Derviş karar vermeH. DSP'nin sabn kalmadı" dedi. 10 Ağustos: Kemal Derviş kabineden istifa etti. Yerine Masum Türker atandı. 21 Ağustos: Kemal Derviş, CHP'li oldu. 1 Ekim: TBMM aç-kapa yaprı. "Küskünlerin" genel kurulu açık tutma ve sonra da seçimi erteleme girişimi sonuçsuz kaldı. TayrantçM. 1 ÇÜ'DENPARÇALANMA SÜRECİ: Başbakan 'ın etrafi kuşatdmıştı Rahşan Ecevit'in en yakınındaki isimlerden, Devlet Bakam Tayfun tçli, Özkan'la yollannnı aynlması ve partinin parçalanma süreciyle ilgili sorulanmızı yanıtladı. îçli'ye sorulanmız ve yanıtlan şöyle: - Hüsamettin Özkan ile Rahşan Ecevit arasındaki soğukhık flk ne zaman başladı? - Bazı şeylerin iyi gitmediğirıi görüyorduk. Şimdi partimizden aynlanlann Başbakan'm etrafmı kuşattığını hissediyorduk. Seçimlerden 1 yıl sonra bunu hissetmeye başladık. Emareler vardı ama kanıtlar yoktu. Rahşan Ecevit görüyordu, bizler görüyorduk. Başbakan'a her şeyi 'iyi'' diye sunuyorlardı, sonra Başbakan "tçime sinmiyor" diye açıklamalar yapıyordu. Başbakan'm yanhş yönlendirildiğini, yanlış bilgilendirildiğini görüyorduk. - Ozkan, Başbakan Ecevit'in en yakuundaki ishndL Eşhün gördüğünü, sizin gördüklerinizi Başbakan gönnedü mi? - Yoğun bir kriz döneminden geçüiyordu. Müthiş süratli gelişmeler yaşanıyordu. Parti grubunu tamamen özkan yönlendiriyordu. Anayasa değışiklikleri sırasmda dokunulmazlıkla ilgili 83. maddeye ret oyu verdiler. Ben özkan'a, bunun altında kalırsın, dedim. Nitekım, bu madde reddedildi, paketten düştü. - Başbakan Ecevit, neden müdahale etmedi? - Bizim gördüklerimizi Sayın Başbakan da tecrübeli bir devlet adamı olarak elbette görmüştür. Bu, güç meselesi. Yıllardır birükte çalışmışsınız. Sonra, olayın şekli değişti. Tam bir kuşatma söz konusuydu. Bakanlıklara hep adamlan getirilmişt. - HerhaMe, Başbakan'm hastahğı döneminde Rahşan Ecevit kendisini ikna ettL. - Başbakan, hastahğı döneminde durumu gördû. Medya kendisine saldınyordu. Hüsamettin Özkan'm medya üzerindeki gücünü biliyordu. Ama dikkat çekici bir şekilde sesiz kalıyorlardı. Bu iş çok önceden kotanlmıştı. Mesut Yılmaz, Hüsamettin Özkan başbakan olsun. diye açıklama yapıyordu, vekâletten söz ediliyordu. Başbakan, kendisine karşı sessız hareketın hastahğı döneminde atağa dönüştüğünü gördü. - Bir kurultaya gkfikeydi bu parçalanma durdunnamaz mıydı? - Biz kongre hazırlıklanna başlamıştık. Ama sonra seçim gündeme geldi. Bu yaşananlar da bize Tannnın lütfu oldu. Bazı kdşîleri partiden atsaydık, linç edilirdik. Kongre sürecini başlatıp solculuk yapmaya kalkışanlardan Ertuğrul Korncuoğhı şimdi MHP'de. 9'lar o zaman, güçlü genel sekreter istiyorlardı. Genel sekreteri PM seçer, aslmda kendilerini tanımhyorlardı, PM'yi ele geçirelim, diyorlardı. Bazılan CHP ile ihşki içindeydi. Grubu böldüler. lçimizde Truva atlan bıraktılar. Bu, taktikti. tstifalan sürece yaydılar. - Seçime DSP de bir anlamda bir başbakan adayı otmadan giriyor. Başbakan seçimlerden sonra maknl bir sürede çekflecegmi söylüyor. Kurultay ne zaman toplanacak? - Kurultay normal olarak nisan ayında toplanacak. Olağanüstü kurultay takdiri bize ait değil. Bu konular, şimdinin sorunu değü. DSP kültürü içinde bunlar sorunsuz aşıhr. - DSP 7 nin parçalanması için uhıslararası komplo yorumlan yapıhyor. Bunlann dayanağı ne? - Bütün veriler, spontane bir hareket olmadığmı gösteriyor. Birçok insanın canını yaktık. Başbakan Ecevit'in politikalan, dışardaki bazı insanlann da hoşuna gitmedi. Yönetim anlammda değil, ama onlann da kişisel olarak bu senaryolara desteği oldu. Bir ülkenin bankası kamuoyu yoklaması yapıp sızdnıyor. Bunu biz yapsak, AB normlan açısından nasıl karşılarlar? Bunun kaynağuıı yahıız içte aramak o kadar kolay değil. - Başbakan, Başkent Hastanesi'nden neden kaçn? - Bu konulara giremem. Yaşananlar herkesin gözü önünde oldu. Başbakan'm şu andakı sağlık durumunu da herkes görüyor. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Avrupa Üyeliği Avrupa Birliği'ne uyelik süreciyle ilgili llerleme Ra- poru'nun, müzakerelere başlatılması için tarih veril- mesı önerisi beklentisinde olan Türkiye'yi memnun etmeyeceği açıktı. Aralık ayında yapılacak Kopenhag zirvesinin ve bu zirveye giden sürecin, Türkiye ile AB arasında "savaş alanına" dönmesi muhtemel. Kopenhag darboğazdır. Ülkemız doğal olarak bü- tün kuvvetleriyle bastıracaktır ve bastırmalıdır. Avru- pa'ya en büyük baskı, AB'ye uyum yasalannın bir an önce uygulamaya konması olacaktır. Bunun yanı sı- ra henüz eksik bıraktığımız, 3 Ağustos uyum yasa- lanna kıyasla ikinci ve üçüncü derecede önem taşı- yan diğer yasalan da çıkartmalı ve tamamen kendi irademiz içinde olan işkence gibi rezıl yasadışı ey- lemleri yok etme kararlıhğını göstermeliyiz. Türkiye sürpriz bir ülkedir. Bunlan yapabilir, eğer devlet ve hükümet isterse... Uyum yasalannı AB üyeliği için yaptık, şimdi bun- lann aslmda kendimiz için olduğunu anlama ve ya- salan içselleştirme, hazmetme sürecini hızlandırma- lıyız. Bunları yaparken ülke olarak bütün gücümüzle AB'ye tarih verilmesı için yüklenmeliyiz. Avrupa Birliği'nin elinde muhtemelen birkaç karar taslağı/önerisi olacaktır. Bunlar arasında en son se- çenek de uyelik müzakeresidir. Bu baskı sonucu, en azından koşullu bir müzakere tarihi alınması müm- kün olabilir. Ama koşulsuz tarih de alınabilır. Bu süre içinde Türkiye reformlannı, uyum yasala- nnı gerçekten kendisi için yaptığını gösterme şansı- nı kullanabilirse... • • • Türkiye'nin üyeliğınin, AB için sorunlu olduğu açık- tır. Türkiye üye olmalı mıdır, yoksa olmamalı mı? Içe- riğinde çok şey olan bu stratejik soru, AB için hâlâ ortadadır. Avrupa Birliği'nin sınırlannın Balkanlar"da sona ermesi gerektiği düşüncesı güçlüdür. Bazılan AB'yi Hıristiyan kulübü olarak da görüyor. ŞJmdiki gün- cel çekinceleri, ülkemizin büyüklüğüdür. Ancak süreç, Türkiye'nin tam üyeliği yolunda iler- liyor. Ve ülkemiz her bakımdan çok güçlü kozlara sahip- tir; Avrupa Türkiye'yi dışlayamaz; ne bölge ve dün- ya siyaseti, ne ekonomik gelişme perspektifieri bu- na izin verir. Avrupa, tam uyelik karannı mümkün olduğunca ge- ciktirme ve böylece zaman kazanma peşındedir. Ama Türkiye de daha anlamlı bir uyelik perspek- tıfi bekleyişi içindedir. Hem içte hem dışta hızlı bir yüklenme ile şu şan- sımızı arttırma olanağı da elimizdedir. • • • Avrupa Birliği, dünyanın siyasi ve ekonomik ola- rak yükselen gücüdür. Yenı üyeler ve Türkiye'nin ka- tılmasıyla 500-550 milyon nüfuslu, dünyanın her açı- dan en büyük potansiyeli oluşacak. Bilimsel, teknik ve ekonomik olarak AB'ye büyük atılım yaptıracak altyapı projeleri devreye sokuluyor. Avrupah beyin gücünün ABD'ye göç etmesini engelleyecek ve krta içinde tutacakönlemleryürürlüğe konuyor. Yeni üye- ler gelişen ekonomileriyle AB ekonomisine yeni bir büyüme perspektifi de sunuyor. Orneğin Newsweek dergisi, AB'yi yükselen yıldız olarak tanımlıyor ve 10 yıl sonrası için mucize ger- çekleştirecek, diye yazıyor. Türkiye'nin yeri ve geleceği AB içindedir. Onlar "Sizi almayacağız" demedikleri ve kapı- ları açıktuttukları sürece, ülkemiz bu kapıdan içe- ri girecektir. Kopenhag zirvesinde değilse, Atina zirvesinde... [email protected]. IVIilli Piyango çekfldi 600 mllyarllra: 0118:2 60 mllyar llra: 330483 10 mllyarlira: 262315 5 mllyar llra: 093506 614^28 a: 004443 012188 013432 128649 161627 192921 221079 242169 325917 344301 356985 413123 480463 503437 592359 626619 655863 6855^8 694528 696838 500 mllyon llra: 014259 014291 064704 069O82 113334 182351 224752 244760 245686 247345 251472 312806 339516 343025 343701 384048 400435 403635 422040 434422 435329 484266 527509 570864 578460 598029 635314 646224 658158 659053 250 mllyon llra: 001013 005186 032909 040458 052033 054635 0^8278 092568 122740 150544 161590 163398 169649 173006 202544 210700 212353 243124 246505 261661 277985 313360 317364 317427 329022 349227 352089 384984 393217 400186 403078 409509 420805 426155 496579 499504 501498 501875 541845 546840 548440 556371 562148 584074 607162 652412 671583 677395 695179 697313 150 mllyon llra: 00797l 009945 016374 016578 038362 041614 046642 048835 048963 0506T? 0 7 802l 08038"? 0870^2 089058 091622 092013 098121 10069! 103984 108250 129596 134307 154521 154559 157212 167610 172230 172958 180492 197917 206391 207758 208653 2P650 223839 225789 227944 230410 234041 295855 300502 301000 313966 315187 330230 337872 341675 350313 351944 382293 384263 387040 392011 397926 413711 424286 447719 452823 452936 456177 456263 462268 476152 479498 479970 480844 486208 492272 499048 500961 503544 515672 518311 520736 522885 525766 534069 537182 539699 541911 542311 550695 562113 563169 571725 575299 586056 589683 596669 602060 603232 626492 633041 643885 653684 664243 669362 672450 680209 691775 100 mllyon llra: 001976 004102 005462 006O80 009028 013210 021672 025781 029469 033180 036717 040957 041088 053240 059718 070931 080125 081922 083103 092759 105520 114751 118932 123262 125503 131022 132333 135223 139428 143248 146431 148709 149746 151347 154194 157500 159479 159615 162836 173409 182429 191567 198154 198566 202897 214651 216730 218385 22^634 229484 236973 238074 245162 249741 250697 258598 262000 274269 2^4271 275553 280821 283448 283898 285323 293253 294341 296736 299285 299331 304782 310236 310886 312522 313003 320940 323144 326851 329731 329775 343882 344432 348755 353495 360858 365060 374241 381051 382314 388169 389659 396462 407131 407251 408519 412030 414655 415527 419360 420902 433246 436431 447145 450395 458976 462444 463676 464870 466821 467461 473096 479690 48358"? 486">82 494361 504747 514902 520141 522383 527164 537151 539400 540425 544123 548257 562296 566195 568228 577011 580009 583183 584394 585124 588168 604165 612386 614830 616574 618986 631862 636181 637527 650331 659511 662120 663657 669563 671366 672509 687244 696890 flO mllyon llra: 00575 O4434 09180 1581125137 34686 46830 49163 49869 69220 82305 95562 95704 97966 50 mllyon llra: 0128 04341113 2223 3225 5497 5505 5558 5992 629'? 7483 7881 8142 9582 20 mllyon llra: 254 316 645 710 928 956 993 10 mllyon llra: 15 20 25 62 83 Amortf:0\e5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear