Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2002 CUMA
DİZİ
1975-1994 yıllan arasında işlenen 908 faili meçhul cinayetten yalnızca 218'inin faili bulundu
Sis perdesi aralanamadı
HEDEF LAIK
CUMHURİYET
İlhan TASCI
D,oğu ve
Güneydogu'da işlenen
cinayetlerin birçoğunun
Hizbullah örgütünce
yapıldığı, emniyet
birimlerinin özellikle
geçen yıl yaptıklan
operasyonlar sonucunda
açıklansa da bu olaylarda
devlet birimlerinin
parmağı olduğu görüşü
tartışılıyor. TBMM'de
oluşturulan komisyonlarca
yapılan uzun soluklu
çalışmalar, ifadeleri ve
bilgilerine başvurulanlann
anlatımlanyla sınırlı kaldı.
Türkiye'de 12 Eylül darbesi önce-
sinde başlayan ve bugüne kadar süren
faili meçhul cinayetlerin kamuoyu
vicdanını rahatlatacak nitelikte çözü-
lememesi, net olarak faillerin arka-
sındaki güçlere ulaşılamaması, devlet
ve güvenlLk güçlerini hep "töhmet"
altında bıraktı.
Cinayetlerin aydınlanması konu-
sunda adımlar atıldıysa da özellikle si-
yasi cinayetlerin çözümünde yetersiz
kalındı. Faili Meçhul Cinayetleri Araş-
tırma Komisyonu'nun belirlemeleri-
ne göre 1975-1994 yıllan arasında
908 cinayet işlenirken, bunlardan yal-
nızca 218'ınin faili yakalanabildi.
Komisyonun çahşmalan "devletsr-
n" adı altında hep kesintiye uğradı. Ha-
zırlanan raporla devletin kuçük dü-
şürüldüğü iddiası öne sürülürken, ko-
misyonun raportörü Akman Akyü-
rek, "kuşkulu" bır trafık kazasında ya-
şamını yitirdi.
Doğu ve Güneydogu'da işlenen ci-
nayetlerin birçoğunun Hizbullah ör-
gütünce yapıldığı, emniyet birimleri-
nin özellikle geçen yıl yaptıklan ope-
rasyonlar sonucunda açıklansa da bu
olaylarda devlet bınmlerinin parma-
ğı olduğu görüşü tartışılıyor.
TBMM'de oluşturulan komisyonlar-
ca yapılan uzun soluklu çalışmalar,
ifadeleri ve bilgilenne başvurulanJa-
nn anlatımlanyla sınırlı kaldı. Faili
meçhul cinayetlerin arkasındaki güç-
lere, kurumlara veya devletlere ulaşı-
labilmiş olsaydı, daha sonrakı faili
meçhul cinayetlerin önüne geçilebil-
miş olacaktı. Araştırma komisyonla-
nnın "iyi niyetfi" çalışmalanna karşın,
olaylardaki sis perdesının aralanama-
masının nedenlerini bu komisyonlar-
da görev almış eski parlamenterler
değerlendirdi.
Devlet üzerlne gidemlyor
TBMM Faili Meçhul Cinayetleri
Araştırma Komisyonu Başkanı Sadık
Avundukluoğlu. Türkiye'nın devlet
olarak, faili meçhul cinayetleri, polis
marifetiyle çözme konusunda ciddi
gayret gösterdiğini belirterek "Ancak
faüi meçhul cinayetlerde faillerin be-
lirienmesi yeterü değildir. Olay, siyasi
cinayetlerin arkasındaki güçlerin or-
taya çıkanlması ola>ıdır. O gücü orta-
ya çıkarmak konusunda aynı duyar-
lüıkgösterilmiyor" dedı. Yalnızca ci-
nayeti işleyen örgütlerin ve üyelerinin
yakalanmasıyla sorunun çözülmedi-
ğini vurgulayan Avundukluoğlu, "En
önemtisi Uğur Mumcu cinayetidir. Fer-
de arkasını biitün çıplakhgıyla ortaya
koymadıkçaroeseleçözühnflş ohnaz.
Mumcu, banagöre, öiüm fermanmı ya-
zanlan kitaplannda vazdL Bugüne ka-
dar ne devlet tarafindan ne de resmi
mercilerce konunun üzerine gidileme-
di" diye konuştu.
Perln devlet engellivor
TBMM Uğur Mumcu Cinayetini
Araştırma Komisyonu üyesi, CHP
Genel Başkan Yarduncısı EşrefErdem,
yükselişe geçen sol düşünce \ e ışçı ha-
reketine yönelik olarak 12 Eylül'den
sonra linç girişiminin arttığı bir süre-
cin başladığını kaydetti. Erdem, özel-
likle 1990-1997 döneminin, faili meç-
hul cinayetlerin arttığı "karanflk" bir
dönem olduğunu vurguladı. Erdem, bu
dönemdekı faili meçhul cinayetlerin
tüm yönleriyle çözülememesinin ne-
denıni "TBMM'de oluşturulan araş-
orma komisyonlan yetersiz kaldı. Ye-
terince bilgryi devletten alamadı. Ko-
misyonlara çağnlan asker ve shil ki-
şiler, gelmekten kaçuıdılar. Bunlara
karşı bir yapünm yokuı" sözleriyle
açıkladı.
"Devlet sırn" adı altında önemli
bilgilere ulaşılamadığına işaret eden
EşrefErdem. suç duyurusunda bu-
lunulan kişilerin terfi ettirildiği, hi-
maye edildiği Türkiye'de faili meç-
hullerin ortadan kalkmasının, faille-
rinin bulunmasının olanaksız oldu-
ğuna dikkat çektı. Faili meçhulleri
Türkiyenin "karalekesi" olarak ni-
telendiren EşrefErdem, cinayet dos-
yalannın yeniden yeniden açılması
ve tüm yönleriyle aydınlatılması ge-
rektiğini söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Er-
dem, faili meçhul cinayetlerde, kilit ci-
nayetin Uğur Mumcu olduğuna işaret
ederek "Eğer bu çözüJürse arkası ge-
lecektir. Çağdaş bir ülkede yaşamak is-
tiyorsak. bu pish'ğin üzerinde yürüye-
meyiz. Cinayetlerin failleri bulunma-
h ve kamu \icdanı rahatianlmahdır"
dedi.
TBMMnln gücü yetmedl
Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma
Komisyonu'nun 200 sayfalık, 10 bin
belgeyi içeren raporuna karşın kesin
adreslere ulaşıünası engellendi. Ko-
misyonraporunda, Güneydogu'da in-
celemeler yapacak heyetin çalışmala-
rını engellemek için, 20 helikopter
boş beklediği halde helikopter veril-
memesi de değerlendirildi. Raporun
sonuç bölümünde çahşmalan engel-
lemeye çalışan oluşumlar şöyle irde-
lendi:
• Yargı organlannca soru sorula-
mayan bu örgütler istedikleri gibı dev-
let iradesine hâkim olmakta ve dev-
leti her türlü emellerine alet edebilmek-
tedüier.
• Bunlar yasal hiçbir dayanağı ol-
mamasına karşın istedikleri insana si-
lah taşıma izni verebilmekte, gizli ko-
rucu adı altında görevlendirebilmek-
tedir.
• Emniyet güçlen üzerinde idare-
nin yeterli denetimi kurulmalı, emni-
yet güçleri içerisinde hukuk dışı olu-
şumlara izin verilmemelidir.
Dosyalar kapanmaz'
UğurMumcu,Ahmet TanerKışla-
h suikastlanrun faillerinin yakalandı-
ğı belirtilen Umut operasyonu için
düğmeye basan dönemin îçişleri Ba-
kanı Sadettin Tantan, cinayetlerle il-
gilı yeni bilgı akışı geldiği sürece ola-
yın arkasındaki hedeflere ulaşılabile-
ceğıni, bu nedenle dosyalann tamamen
kapandığının söylenemeceğine işaret
etti. Tantan, "Ankara'nıngöbeğiııde"
böylesı cinayetlerin işlenmesinin ka-
falarda soru işaretıne neden olduğu-
nu, polısiye ve diğer alandaki istihba-
rat zaafiyetlennin öne çıktığını vur-
guladı. Tantan. eksikliklerin belirlene-
rek, bunlann gidenlmesi gerektiğini
söyledi. Hiçbir zaman bu tür cinayet-
leri işleyenlerin hedeflerinin ne oldu-
ğunun ve amaçlanna ulaşıp ulaşma-
dıklannın araştınlmadığını belirten
Tantan, "Bu çalışmalar zamamnda
yapdmış obaydı. arkadaki güçlere de
uzanılabilirdi" dedi.
Eski İçışleri Bakanı Sadettin Tan-
tan, faili meçhul cinayetlerde sınır
aşan büiiktelikler olduğu için arkada-
ki güçlere ulaşılmasının zorluğuna
işaret ederken, Ankara'nnı göbeğin-
deki öldürme eylemlerinin kafalarda
soru işaretlerine neden olduğunu söy-
ledi.
Türkiye'de bugüne kadar iç ve dış
terör hareketleriyle ılgili olarak çok
yönlü araştırma yapılmamasını eleş-
tiren Tantan, yalnızca dosya bazında-
ki e\Taklar üzerinden çalışmalar ya-
pıldığmı, uluslararası istihbarat ör-
gütlerinin kullanılabılir boyutu, para,
insan ve mal hareketleriyle ilgili araş-
tırma yapılmamasının eksikliğinin ya-
şandığını belirtti. Sadettin Tantan, ba-
kanlığı döneminde böyle bir çalışma
yapmak için girişimde bulunduğunu,
ancak bakanlıktan aynldıktan sonra-
ki durumunun ne olduğunu bilmedi-
ğini söyledi.
Faili meçhul cinayetlerde çok sayı-
da ülke insanının kullanıldığıru belir-
ten Tantan, "Niteükli,üretken güçyok
edilrvor. Konuya yalnızca terörist fa-
aliyetier açısından değil, ekonomik ve
sosyal açıdan da bakümalı" dedi.
Umut davasındaki karar, faili meç-
hul cinayetierdeki dosyaiannkapatıl-
dığını söylemenin mümkün olup ol-
madığı yönündeki soruya, Tantan,
"Bügi akışı geldiği sürece, mahkeme-
yi başka hedeflere götürecektir" di-
yerek, dosyalann kapanmadığının sın-
yalinı verdi.
Terör hareketlennin kendıliğinden
gelişmediğini, faili meçhul cinayet-
lerin önüne geçilebilmesi için Türkı-
ye'nin uluslararası boyutta araştırma
yapıp, elde edilen veriler ışığında ön-
lemlerin geliştinnesi gerektiğini an-
latan Tantan, sözlerıni şövle sürdür-
dü: "Faili meçhul olaylara ülke çıkar-
lanvesosyolojikboyutta.tehdhunsur-
lannı banndıran dış ülkelerdeki hare-
keüihgi de bunun içerisine ko>makge-
reki>or. Bö\le bir \öntemle. soru işa-
retlerinin olduğu konulara da açıklık
gdecektir."
Tantan, faili meçhul cinayetlerin
hep olay bazında ele alınmasını da
eleştirerek şunlan söyledi:
"Olayı sadece öldürme olayı olarak
görmemek gerekir. O öldürmeye iten
nedenlerin neler olduğuna, anıacına
ulaşıp ulaşmadığma bakmak gereki-
yor. Bu yalnızca laik düzenin \ ıküma-
sı olarak da algüanmamah. Birtaknn
menfaatler zincirinin ortaya çıkma-
sında korku etkili midir? Bu insanlar
bir başka istihbarat güçlerince kulla-
mlmışsa amaçlan nedir? KendUerine
karşı yapılan bir harekete karşı misil-
leme mi \apmı^lardır? Bunlara bak-
mak gerekivor.'"
Dönemin îçişleri Bakanı Tantan,
faili meçhul cinayetlerin önlenebil-
mesi için, istikrarlı bir yönetim ve
ekonominin çok güçlü olması gerek-
tiğini vurguladı.
Sürecek
Katledilen Turan Dursun'un oğlu Abit Dursun, faili meçhul cinayetlerin amacını değerlendirdi:
Koııtrollü Islam istendiKatledilen, laikcumhuri-
yet savunucusu Turan Dur-
sun'un oğlu Abit Dursun,
Ortadoğu ve hatta Orta As-
ya cumhuriyetleri üzerinde
"konfroDü ıslam kuşağını''
yaratmak isteyen ABD, Al-
manya ve Avrupa ülkeleri-
nin, bunun için tran ile el al-
tından işbirliği yapüğına işa-
ret etti. Yaratılmak istenen
kontrolhı îslam kuşağına kar-
şı çıkabilecek donanımlı ay-
dınlann sistematik olarak
yok edildiğini kaydeden Dur-
sun, ancak 11 Eylül saldın-
larıyla kontrollü Islamın
mümkün olmadığının görül-
düğünü söyledi.
Abit Dursun, 1990yıhmn
başından itibaren başlayan,
faili meçhul olarak bilinen,
aslında "faili mahım" cina-
yetlerin Turan Dursun ile
başladığını kaydetti. Doç.
Dr. Bahriye Cçok, Prof. Dr.
Muammer Akso> ile devam
eden sürecin 1993'te Uğur
Mumcu ile tamamlandığını
anlatan Dursun, en sonunda
da Prof. Dr. Ahmet Taner
Kışlalı'nm katledildiğini
anımsattı.
Katledilentüm aydınlann
demokratik-laik cumhuriyet
için farkh alanlarda mücade-
le ettiğine işaret eden Dur-
sun, Turan Dursun'un doğ-
rudan hedefe dönük müca-
dele yolunu seçtiğini söyle-
di. ABD başta olmak üzere
özellikle Almanya'nın Orta-
doğu ve hatta Orta Asya'da-
ki cumhunyetler üzerinde
kontrollü İslam kuşağını ya-
ratmayı amaçladığını anla-
tan Dursun, "Humeyni ile
biıükte gelişen tran'm rohl
busüreçteöneçıkı\or.Herne
kadar ABD ve Aİmanya ile
ters düştükleri görûlse de el
alündan işbirliği söz konu-
suydu. Yarbay Nort skanda-
üyla, ABD'nin el altından
İran'a silah saüşı >aprtğj or-
tsç% çıkn. Böyiece,ABD'nin
trania asunda çaüşmadığı
anlaşıkb" diye konuştu.
Abit Dursun, Almanya'nın
da şeriatçı örgütlenmelere
kucak açtığına işaret ede-
rek, ölen Kaplancılar'ın ku-
rucusu Cemalettin Kaplan
ve yandaşlan başta ohnak
üzere, Sıvas Katliamı'nda
rol alan şeriatçdan da bann-
dlrdığını vurguladı. Turan
Dursun cinayetindeki silahın
da Alman menşeli olduğu
ortaya çıktı*" diye konuştu.
Yaratılmak istenen kont-
rollü tslama karşı çıkabile-
cek Turan Dursun, Bahriye
Üçok. Muammer Aksoy ve
Uğur Mumcu gibi donanım-
lı insanlann varhğına işaret
eden Abit Dursun, "Bu ay-
dınlann ortadan kakünhşı
sistematikolarakgerçekleş-
tirikfi''dedi.
Iran'daki kamplarda ye-
tiştirilerek Türkiye'ye gön-
derilen çok sayıda kişinin
bulunduğunu vTirgulayan
Abit Dursun. bunlar arasın-
da diplomat sıfatıyla SA-
VAMA ajanlannm da bu-
lunduğunu belirtti. Dursun,
îran'm suikastlardaki rolü-
nü şöyle açıkladı:
"Bu ajankr avdm suikast-
lannda yer aldığı gibi, bir-
çok muhalifi de yok etmiş-
lerdir. Tetiği çekenler, Bat-
man yöresinden 1980'H yri-
larda götürülüp yetiştiril-
diktefl sonra Türkive'ye ge-
tirileninsanlardır.Tetikçek-
meleri öne çjkıyor ama geri
planda,Iran lojistik desteğj-
ni vermiş, silah ve eğitim,
maddi kaynaklaryaratmış-
ür. Bu işin ana projesinde
de ABD, Aİmanya ile Avru-
pa ülkeleri vardı. Bundan
yararianan onlardır. En al-
tında tetikçiler,onun üstün-
deİran başta oonak üzereet-
kili devletler, en üstte ise
ABD, AİmanyaveAvrupa."
Abit Dursun, "Kontroi
ediBp başka ülkelere kendi
çıkartaniçin kuBanan ABD
kendi yararrjğı cana% ar ta-
rafindan 11 EylüTde vunü-
du. Kinıileri, tslamın iste-
nildiği gibikontroiedilerek,
istenilenyeresaldırDknıaya-
cağuu gördüler" diye ko-
nuştu.
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLt
İnsanca Yaşamak...
Nâzım Hikmet'ın yaşamı üstüne pek güzel eser-
leryazılmıştır. Daha da yazılacak. Onlann içinde be-
ni en çokdoyuranı, Memet Fuat'ın yazdığı, Adam
Yayınları'nda çıkan Nâzım Hikmet adlı kitaptır.
Konusuna o çapta eğılen bir çalışma, sanıyorum
başka dillerde de yapılmış değil.
Bir de, büyük şaırin kendi yaşamı üstüne yazdı-
ğı, Otobiyografi adlı şiiri var. Bir buçuk sayfa için-
de, şair, yaşamını özetler. Şiır, 1961 Eylülü'nde Do-
ğu Berlin'deyazılmıştır. Demekoluyorki, ölümün-
den iki yıl kadar önce kaleme alınmış.
Ama nasıl da guçlü bir şiırdir o!
Dev bir ömür, onca az bir sayfa çerçevesınde na-
sıl olur da bu denli özlü ve çarpıcı biçimde dile ge-
tirilir, her okuyuşumda şaşırtmıştır beni.
Şiirin de gücü, dıyeceksıniz. Öyle!
Işte o şiirınde, şair, 1902'dedoğumundan 1961
yılına değin başından geçenleri vurgularken, so-
nunu şöyle getirir:
Sözün kısası yoldaşlar
Bugün Beriin'de kederden gebermekte
olsamda
İnsanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım
başımdan neler geçer daha
kim bilir.
Şiirde geçen "insanca yaşamak" deyimi beni
pekdüşündürmüştür. Milyarca ınsanın içinde, ka-
çı çıkıp da, bir ömrün sonunda "insanca yaşa-
dım" diyebilir şair gibi?
Deyimin, en başta felsefî bır ıçeriği var.
Filozoflar, kaç yüzyıl öncesınden, yaşama anlam
vermenin de üstünde dururken, çeşitli ölçütler ile-
ri sürmüşlerdir: Ahlaklı olmak, mutluluğu amaç
edınmek, özgür olmak, onlann ilk akla gelenleri.
Ne var ki, bu saydıklarımız da üzerlerınde ayn-
ca düşünülmesı gereklı kavramlar: Nedir ahlak,
ne demektır ahlaklı olmak? Mutluluktan neyi an-
lamalı? Ya özgürlük ne anlama geliyor?
"İnsanca yaşamak", belkı hepsıni kavrayan ve
aşan bir şey. Insanlar tek başlanna düşünüleme-
yeceğinden, işin içine mutlaka, toplum da girece-
ğinden, belki asıl açıklayıcı olanı. "özgür ve birlik-
te yaşamak"\
Nâzım Hikmet'in kendisi de, yine pek ünlü bir
şiirinin sonunda, bunun altını çizer ve şöyle der:
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim.
"İnsanca yaşamak" bu!
İnsanca yaşamanın önüne yığınla engel gelip
dikildiğinden, insanca yaşanacak birtoplumu ve
dünyayı kurmak da bizı bekliyor. Savsaklanacak
bir görev de değil bu. Goethe'nin sözleri hep ha-
tırlarda olmalı: "Yaşamaya olduğu gibi özgürlüğe
de, ancak onu hergün yeniden fethetmek zorun-
da olanlarlâyıktır."
Denecek odur ki, kolay değil insan olmak ve in-
sanca yaşamak!
Böyiece, ömürlerinin sonunda "insancayaşadım"
dıyebilenler ne mutlu insanlardır.
Nâzım Hikmet, onlardan biri oldu.
•
Şu yakın günlerde aramızdan aynlan Cahit Ağa-
bey deöyleydi.
Prof. Bülent Tanör'un babasının. sevdikleri ve
dostlan arasında adı, Cahıt Ağabey'dı. Kafası, gön-
lü ve sofrası açık bır insandı. Sohbetine doyum ol-
mazdı.
Askerliği meslek olarak seçmişti.
Cumhuriyet'ı kuranların anılarına ve ilkelenne
yürekten bağlı bır asker!
Çağdaş olmanın anlamı buydu ona göre; yur-
duna ve insanlığa yararlı bir kışi olmak da ona bağ-
lıydı.
Seksen beş yıllık bir ömür hep bu idealle sar-
maş dolaş olduğundan, öleceğı güne değin de
kafa ve ruh dinçliğini sürdürdü; geleceğin guzel gün-
lerine inancını da kaybetmedi.
Ve bir gün de, "insanca yaşama"nın gereklen-
ne uyup onu tatmanın mutluluğuyla, "Elveda dün-
ya, merhaba kâinat" dedı.
Nur içinde yat, sevgili Cahit Ağabey!...
^ tmmob
makina mühendisleri odası
izmir şubesi
GENEL KURUL TOPLANTISINA ÇAĞRI
ŞUBEMİ2İN XXI. DÖNEM OLAĞAN GENEL KURUL
TOPLANTISI aşağıdakı tanh, yer ve gündem çerçevesınde,
çoğunluk aranmaksızın gerçekleştınlecektır. Üyelerimizin
katılımı önemle rica olunur.
XX. DÖNEM YÖNETİM KURULU
GENEL KURUL TOPLANTISI:
Tarıh : 26 Ocak 2002, Cumartesı
Saat : 09.30
Yer : D.E.U. Sureklı Eğitim Merkezı
(DESEM) 75. Yıl Anfisı
(tzmır Sineması Karşısı)
Alsancak - İZMİR
SEÇİMLER
Tarih. 27 Ocak 2002. Pazar
Saat: 09.00-17.00
Yer MMOLokali
Alr Çetınkaya Bul. No: 12/1
Alsancak • İZMİR
GÜNDEM:
1. GÜN (26 Ocak 2002. Cumartesil
LAçıhş,
2. Başkanlık Dıvanı Seçımı,
3. Saygı Duruşu.
4. Şube Başkanının konuşması,
5. Konuklann konuşması.
6. Şube Çalışma Raporu ve Malı Raporun okunması ve
cteğertendirilmesi,
7. Dılek ve önerıler,
8. Adayiann belırienmesı,
8 1 Şube Yönetim Kurulu aöaylarının belırlenmesı,
8.2 Oda Merkez Genel Kurulu delegetennm belırlenmesi,
9. Adayiann tutanağa bağlanarak ılanı ve kapanış.
2. GÜN (27 Ocak 2002. Pazari
10. Seçımter
www.oumhuriyetevleri.org