23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EYLÛL2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA TEROR VE SAVAŞ MuratKarayalçın, dünyada yaşanan sorunlann Türkiye olmadan çözülemeyeceğini söyledi: Avrupa ordusuyaraaldıHATİCETUNCER Eski dışişleri bakanlanndan Mu- rat Karayalçın, Avrupa'da, Ortado- ğu'da ve Avrasya'da yaşanan sorun- lann Türkiye olmadan çözülemeye- ceğınin ortaya çıktığmı belirterek "Gelişmeleri 'bize gün doğdu' şek- tindedeğil de uzun soluklu bir Türkj- ye ufku anlayışı içinde değerlendir- mck gerekir" dedi. Hükümetin ABD'ye saldın sonrası dış politika- da yanlış bır tutumunu gözlemediği- ni ifade eden Karayalçm, "Dış siya- settetemknüiolmakgöz anü edilecek bir şey değildir. Ancak bazışeyler da- ha vüksek sesle söylenebilirdi. Bush'un Haçlı seferleri' ifadesinin açık bir şekilde eleftirümesi gerekir- di" diye konuştu. Karay alçın, dünya- daki son gelişmelerle ilgili sorulan- mızı yamtladı -ABDBaşkanı,Amerikan Kongre- si'ndedünyaülkelerine "Yabızimle- sinız ya da terörden yanasınız" diye seslendl Kiireselbir savaşadoğru mu gidiyoruz? - Bush bu gelişmeleri kendisi ıçin başanlı bir biçimde kullanmakta. 11 Eylül'den sonra itibar ölçümlemesi- ni yükseltmiş durumda. Dünyada uluslararası örgütlerin terorizm ko- nusunda çok ciddi bir çahşma içinde Mlirat KarayalÇin'dail: însanlar daha iyi yaşamak için hem kendilerin hem de eşlerinin, çocuklannın, en değerli varlıklannın yaşamlannı tehlikeye atmaktalar. Yoksullukla ilgili bir küresel savaşın da devreye sokulması zorunluluğu vardır. Bu, kiiresel banşın elde edilmesinin en temel koşuludur. Bataklık kurutulmadan sivrisinekle mücadele etmek son derecede zordur. olduklannı bilmekteydik. Dünyada küreselleşme süreci ile birlikte yara- tdan gelirin çok baksız biçimde pay- laşıldığı bir dönemin içindeyiz. In- sanlanna başka ülkelere göç etmele- ri, birilerinin insan kaçakçıhğı yap- malan, yoksulluktan kaynaklanmak- tadır. Insanlar daha iyi yaşamak için hem kendi hem de eşlerinin çocukla- nnın en değerli varlıklannın yaşam- lannı tehlikeye atmaktalar. Yoksul- lukla ilgili birküresel savaşın da dev- reye sokulması zorunluluğu vardır. Bu küresel banşın elde edilmesinin en temelkoşuludur. Bataklık kurutul- madan sivrisinekle mücadele etmek son derecede zordur. Ancak çoğu ül- kede teröre baktığunızda onun yal- nızca yoksulluktan kaynaklanmadı- ğını, başka temellere dayandvğını açıklıkla görüyoruz. - ABD'nin saldınlan bahane edip bölgede etkinliğini artürmayı planla- dığuıı savunanlar var? - Zbigniev BrezinskFnın 1990'lann başmda ünlü "Büyük SatrançTahta- sı" adh kitabında ortayakoyduğu bir değerlendirme var. Şu anda Ameri- kan Savunma Bakanlığı Yardımcıh- ğı'nı yapan Paul Wolfowitz'in inter- nette yayımlanan bir stratejik değer- lendirmesivar. "Avrasyadenetfcnme- den dünya denetlenenez" görüşünü ortaya koyuyorlar.Amerika'nın ko- numunu güçlendirmesi için strateji- smin "Avrasva'da hrçbir gücün geKş- mesinefirsatvermemekolması gerek- Ü" öneriyorlar. önemll fırsatiar Balkanlar'da daKafkaslar'da da ve Orta Asya'nın ban yakasında da bü- tünbugelişmelerle Amerika, bu stra- tejınin gereğini yerine getirecek çok önemlifirsatlarelde etmektedir. Şim- di Kosova'da, Balkanlar'da önemlibir Amerikan gücü ortayaçıktı. Öyle an- laşılıyor ki Özbekistan ve Tacikis- tan'dakonuşlanmış. Evet sonuçta te- rörle mücadele edıliyor, ama hiç kuş- kusuz bunun yan ürünlerinden de ABD yararlanıyor ya da yararlana- caktır. • ABD, teröre karşı savaş acıhrken hakveözgüriükierin kısıtianacağı bir dünyaya gidikügi endişesi var. - Bu olasılık ciddi olarak göz önün- de tutulmalıdn". Terörle mücadele ederkenhaklannve özgüriükierin sı- nırlanmasımn, terörle mücadeleyi kolaylaştırmayacağını, tersine ciddi engeller çıkaracağmı düşünüyorum. Bunu yatoızca haklara ve özgürlük- lere inancım nedeniyle söylemiyo- rum. Terörlemücadeledehaklann ve özgürlüklenn kullanılmasının sürdü- rülmesınin dahabaşanlı sonuçlar ge- tireceği iddiasıylabunu söylüyorum. KAÇIŞ SÜRÜYOR- NewYorkveVvashington'ayapüanintihar saküralanndansonraAmerU^BiıieşikDevletleri'niııüIkelerinesavaş aça^nı düşünen Afganistanhlar yollara duştü. Pakistan suurma doğru kaçan göçmenler güvenli bir sığuıak bulmaya çahşryor. (Fotoğraf: AP) Göçmen Afganlar Van'da YUSUF ZÎYA CANSEVER VAN - Amerika'ya yapılan saldırıların ardından ABD ile Afganistan arasında savaş çıkacağı korkusu Afganlan göçe zorladı. Afganistan Genç îktidar Partisi lideri Sayyed Hosain AB Bamyani de Türkiye'ye sığınırken dün Datça ve Afyon'da toplam 114 kaçak Afgan yakalandı. Bir dönem Taleban zulmünden kaçan Afganlar şimdi de ABD'nin Afganistan'a karşı savaş çığlıklannı arttırması nedeniyle yeniden göç yollarma düştü. Yasadışı yollardân, İran üzerinden Türkiye'ye, buradan da Avrupa'ya gitmek isteyen Afganlann sayısının her geçen gün artüğını belirten yetkililer, kaçaklann özellikle Van'm Başkale ve Çaldıran ilçeleri ile Muğla'nm Datça ilçesinden Türkiye'ye girdiğini ifade ettiler. Son olarak, bir süredir îran'da bulunan Afganistan Genç îktidar Partisi'nin lideri Sayyed Hosain Ali Bamyani, mülteci olarak Van'a geldi. Afganistan'da Taleban'ın en güçlü muhalifi olmalan nedeniyle partilerinin kapatıldığını ve rahatsız edıldiklerini anlatan Bamyani, "Partnniz şimdi gjzii olarak faaliyet yürütüyor. Türkive'ye gehnemin en büyük nedeni de sivasi destek arayışıdır"" dedi. Türkiye'ye geldiğinden Dışişleri Bakanlığı'nın haberi bulunduğunu belirten Bamyani, şöyle konuştu: "Ancak Iran'daki Türidve Büyükelçinği'nin verdiğj 3 günlük sümi bekleyemedim ve başka yoOaria Türkiye'ye girdim. Çünkü Îran'da da sürekli tehdit ahyordum. Partimizin faaüyetini burada sûrdurmek istiyorum. Başanholacağnna da eminim. Çünkü özellikle Avrupa ve Asya ulkeieri Taleban'a karşı partimize destek veriyor. Bu ülkekrin içinde Türkiye de var." Datçada 104 kiyl Muğla'nm Datça ilçesinde dün kaçak olarak Yunanistan'a geçmek isteyen 104 Afgan yakalandı. Bir ihbar üzerine Emecik Köyü Alavan mevkiine giden jandarma ekipleri, sahilde bekleyen 32'si erkek, 26'sı çocuk ve 10'u kadın Afgan kaçakla karşılaştı. Kaçaklann, sorgulannda, Yunanistan'a kaçmak amacıyla Istanbul'dan Datça'ya geldüclerini itiraf ettikleri belirtildi. Mersincik Limanı'nın 2 mil açığmda "Dflayla'' adlı bir tekneye düzenlenen operasyonda da Yunanistan'ın tstanköy (Kos) Adası'na kaçmak isteyen 36 Afgan yakalandı. Afyon'un Sandıklı ilçesinde de istasyonda yapılan denetimler sırasında 10 kaçak Afgan yakalandı. - Avrupa ülkeleri desteğini açüda- sadaİngjltere dışındagönûltügörün- müyoıiar. - Hiç kimse düşman çekme sonu- cunu getirecek eylemlere girme eği- liminde değil. "Mümkünse ABD yapsın, biz katioda bulunmakla yeti- nelim" anlayışı var. Aynca NA- TO'nun çok ağırlıktaşıdığı bir döne- me girildi. Avrupa ordusu düşüncesi yara aldı. Amacı insani yaklaşımlar- la terörün önünü kesmek ya da ona benzer yaklaşımlarla çahşmak olan bir Avrupa ordusunun işleyişinin, yalnızca Avrupa coğrafya parçasıyla sınırlı kalarak sözkonusu olması ola- naklı değil. Türkiye şimdi AB'ye a- dayüye statüsünde. Bir siyasal birlik- te aday bir ülkenin üişkilerinde kıs- milik ya daparçacıhkolabiliyor. Söz konusu örgüt bir savunma örgütüyse "ya üyesin ya değüsin". Yani adaylık olamaz. Çünküsavunmabölünemez. Avrupalılann tutumu bu eğilinüer- den dolayı kaynaklanıyor. Türki- ye'nin elini güçlendiren bir gelişme. Tûrttlye'nln yerl . - Yeniden kurulacak gibi görünen dünyada Türkiye'nin yeri ne olacak? - 1999 kasımında dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'ın Türkiye'ye yaptığı ziyarette TBMM'de yapmış olduğu konuşmada "Türkiye'nin ka- zanacağı kimlik, içine gireceği yeni yapı dünya banşını birebir ölçüde et- kileyecektir.Türkiye'ninvereceği ka- rara göredünya banşı bundanohım- hıyöndedeetküenebihrohımsuzyön- de de etkilenebitir" demışti. Bu bölgede Türkiye'nin demokra- tik-laik yapısınm sürdürülmesi, Tür- kiye'nin güçlü istikrarh bir ülke ol- ması, bölgenin hatta dünyanın banşı ve istikran için yaşamsal derecede önemlidir. Soğuk savaş olsa da önemlidir, olmasa daönemlidir. Tür- kiye'nin vereceği karara göre dünya banşı bundanolumluyöndeetküene- cektir. . î ^ l ı ı3ı.«C.t ' 5. Madde £ v » -NATOanlaşmasının5.maddesin- deki değişiklikleriyorumlarmısııuz? - 5. maddenın iÛc kez kullamldığı görüşü ileri sürülüyor. Halepçe kat- liammdan ve körfez savaşından son- ra Türkiye'nin talebiyle Çekiç Güç oluşturulmuştu. Nisan 1999'da Ko- sova savaşında NATO Konseyi'nin karanyla müdahale edildi. Gerekçe- si de insan haklan ihlalleriydi. Yani NATO Ana Sözleşmesi'nde değişik- likten önce 5. madde fıilen devreye sokulmuştu. Washington'da NA- TO'nun kuruluşunun 50. ydı nede- niyle Mayvs 1999'da Washington'da yapılan toplantıda 5. maddedeki de- ğişiklik terörü çok ciddi uluslararası sorun olarak gündeme getirmişti. Bunun dışında enerji hatlannm gü- venliği, insan haklan ihlalleri, insan kaçakçıhğı, sanınm uyuşturucu ka- çakçıhğı da yine bu çerçevede gün- deme getirildı. Şimdi bunlar insanhğın önünde duran temel sorunlar. Bu sıcak sü- reçte Türkiye uluslararası hukukun üretihnesinin öncülüğünü yapmalı- dır. Ben bu gelişmeler smısında AGİT, BM, Avrupa Konseyi, Avru- pa Birliği, NATO'da hemen hemen tümuluslararası kuruluşlarda hemte- rör konusunda hem de bu alanlarda uluslararası normlann tanımlarin hatta yaptınmlann ortaya konulaca- ğmı düşünüyorum. Amerika Düşmanını Anyor! (2) HÜSEYtNBAŞ Gerçekten de Birieşik Devletler, 50 yıldan bu ya- na tüm dünyada ekono- mik, askeri ve siyasal gü- cünü kullanarak yakın ko- rumalığını üstlendiği yerel despot rejimlerle ortaklaşa kıyasıya talan ettiği ülkele- rin halklarına zerrece hayat hakkı tanımayan 'nalıncı keseri' politikaiarıyla, bay- rağındaki yıidızlardan çok düşman yaratmıştır. Kendi ülkesinde uyguladığı poli- takalar da bundan pek farklı değildir. Bu yüzden içerde de düşmanı vardır. Bu arada, terörü yaratan ve besleyen çıkar politika- ları bunca açıklıkla orta- dayken, bizim kimi ikinci sınrf cumhuriyetçilerimizin, Fukuyama'nın bitişinden sonra, bu kez, terörün 'din- ler ve uygarlıklar arası' ça- tışmanın ürünü olduğu saf- satasının mucidi Hunting- ton'un ipine sanlarak, işin özünü gözlerden saklama- nın beyhude çabası içinde nefes tüketmeierine, firsat budur deyip, oturup bu te- rör nasıl sona erer sorusu- nayanıt arayacak yerde in- sanlann acısını malzeme yaparak sabah akşam Amerikan yönetimine yağ çeken kişilik fukaralarına ne demeli? New York ve VVashing- ton faciasından sonra 'dünyanın artık eskisi gibi' olmayacağı yönündeki söylem, çok sayıda insa- na, acı olaydan gerekli derslerin alınacağı yönün- de umut venmişti. Ama çok geçmeden bu söylemi her- kesin farklı algıladığı ne ya- zık ki ortaya çıkmış bulun- maktadır. Birieşik Devletler'in ve onunla birlikte küreselleş- me olgusuyla zirveye ula- şan soygun düzenini da- yatanların, faciadan ders alıp son dişine kadar sıkış- tırdıkları talan mengenesi- ni bütünüyle gevşetecek- feri, elbette ki, sanılmama- lıdır. Bu, vahşi kapitalizmin tatlı kârlar için neler yapa- bileceğinden acınacak öl- çüde habersizlik anlamına gelir. Onlann sözlüğünde iç bayıltıcı tatlı kârlar, ulusal çıkar anlamındadır. Bu yüzden bu konuda kendiliğinden taviz verdik- ierinetarih hiçbirzaman ta- nık olmamıştır. Üstelik, kimsenin her şeyi istediği de yoktur. Şu anda isteni- len, mengenenin biraz gevşetilmesi, insanlara, kendi zenginliklerinden hakça yararlanma olanağı tanınması, yaşama hakla- nnauluortasaldırıdan vaz- geçilmesi, umutsuzluğun duvanna dayatılmamaları- dır. Ortadoğu başta olmak üzere, ulusal ve etnik kö- kenli çatışmalardan kay- naklanan ve yerel çerçeve- de kalan terör olaylan dı- şında, çok saytda çatışma bölgesinde terör, eşitsiz güçlerle dayatılan politika- lara karşı uluslararası are- nada verilen bir başka sa- vaşın, çoğu zaman vahşet boyutlannı aşan, umutsuz- luğun savaşı olarak ortaya çıkmaktadır. Şu anda Bush yönetimi bıçak sırtındadır. Ya bu korkunç faciadan gereken dersleri çıkartıp içte ve dış- ta yaşamın her alanında kâr hırsları gemi azıya al- mış sırtlan şirketlerini, bu arada, sırtını Bush yöneti- minin sozde aldıımazlığına dayayarak bir yıldır Filistin halkına kan kusturan Sha- ron yönetimini hizaya ge- tirecek -ki Sharon'un Bush yönetiminin el altından yü- reklendirmesiyle barış sü- recini rafa kaldınp zar zor vermeye razı olduklan bir avuç toprağa yeniden el koyarak çilekeş Filistin ulu- sunu harttadan silmeye yö- nelik saldırılarının New Y- orkve Washington faciası- nın tetiklenmesinde payı olabileceği savı yabana atılmamalıdır- ya da eski hamam eski tas, terörü ba- hane ederek saga sola sal- dırmanın yani sıra firsat fır- sattır diyerek, kimbilir bel- ki de baba Bush'un yanm bıraktığı işi tamamlamak üzere Irak'a saldırmanın yollannı arayacak, asker- sel sanayinin ağzına esas- lı bir bal çalmak için de 1000 milyar dolarlık 'füze kalkam' düşünü gerçekleş- tirerek yeni ve çok daha tehlikeli bir silahlanma ya- rışının kapısını açacaktır. George W. Bush ve Kör- fez Savaşı'ndan kalma eki- bine hangisi yakışır dersi- niz?.. BİTTİ GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERtNÇ Bilgi Vermek Zorundayım Bu köşe benim köşem değil. Ama kendimi, hem Cumhuriyet okurtarıyla çalışanlannı, hem de Tür-" kiye Gazeteciler Cemiyeti üyeleri ile yönetim kuru- lundaki arkadaşlanmı bilgilendirmekleyükümlü his- sediyor ve tatile bir gün ara veriyorum. Bu nedenle de hem kişiselliği hem de uzunluğu için hoşgörü diliyorum. • • • Bir muhbirle iki şikâyetçinin iddialan şöyle: Gazeteciler Konut Yapı Kooperatifi'ndeki yöne- ticiliğim sırasında, 1994 ve 1995 yıllannda "ortak- lardan genelkurulkaran olmadan imzaiatılarakpa- ralann tahsil edildiği, vaat edilen işlemleryapılma- dığı gibi, daha sonra yapılan genel kurulda parayı harcamalan ve top/ama/an rıakfenda aklama fcara- n çıkmadığı, paranın nereye harcandığının tespit edilemediği, dolayısıyla toplanan paranın zimme- te geçirildiği." • • • Bir yanlışlar zinciri ile karşı karşıyayız. llkyanlış, muhbir ile şikâyetçilerin, yargıyı kendi çıkarlan ve hırsları için kullanabileceklerini sanarak- suç duyurusunda bulunmuş olmalandır. İkinci yanlış, "çok sayıda ihbar mektubu alındı- ğı" iddiasıdır. 1996'dan bu yana aleyhimizde bel- ge bulabilmek için defterleri yüzlerce kez elden ge- çirdiklerine göre, başka başvurular olsaydı kesin- likle dosyaya koyarlardı. Üçüncü yanlış, gene) kurul karan olmadan para toplandığı iddiasında yatmaktadır. 1994 yılının son aylanndatoplanan paralar, aynı yılm çalışmave he- sap raporunda genel kurula sunuimuş, muhbir ile şikâyetçilerin de oylanyla oybirliği ile aklanmıştır. Aynı genel kurulda, yine oybirliği ile kabul edilen 1995 yılı bütçe tasansında yer alan ocak, şubat, mart aylanna ait ortak başına düşen 12 milyon 500 bin liralar ıçin de genel kurul karan oluşmuştur. Muhbir ile şikâyetçilerin bu konularda hiçbir iti- razda bulunmadıklan, genel kurul tutanağının ya- yımlandığı Ticaret Sicili gazetesinin fotokopisin- den anlaşılmaktadır. Dördüncü yanlış, "aklanmadığınız" iddiasıdır. 1994 yılı çalışma ve hesap raporunun oybirliği ile aklandığını yukanda belgelemiştim. 1995 yılına gelince, yönetimi ele geçirmek için tertipler yapan muhbir ve şikâyetçilerin çabası so- nunda, genel kurulda anasözleşmenin aradığı ni- sabaaykın sayıdaretoylan çıkmıştır. Ve aslındage- çersiz olan bu oylama sonucu, taVafımızdan "ak- lanmama" olarak nitelendirilmiştir. Ancak kararın iptali için lstanbul Asliye 4. Tica- ret Mahkemesi'nde tarafımızdan dava açılmıştır. Mahkemece atanan Prof. Dr. Oğuz Imregün baş- kanlığındaki bilirkişi kurulu, sadece 1995 yılınm de- ğil, 1992,1993 ve 1994 yıllanna ait tüm defterier- le kayıtları da inceleyerek "Aklamama karannın haksız ve iyi niyet kurallanna aykın olduğu" görü- şüne varmıştır. Mahkeme de oybirliği ile "ibra et- meme" kararını kaldırarak aklandığımıza hükmet- miştir. Iş bununla da kalmamış, kooperatifin 1997 yılm- daki genel kurulunda ortaklarca verilen "7995 yı- lında aklamayarak haksızlık yapıldığı ve bu neden- le de karann kaldınlmasını" isteyen önerge, muh- birle şikâyetçilerin de oylanyla ve oybirliğiyle kabul edilmiştir. Bununla ilgili tutanak daTicaret Sicili ga- zetesinde yayımlanmıştır. Muhbir ve şikâyetçilerin bunlan bilmezden gelmelen, art niyet, kimlikve ki- şilikleri hakkında bir başka önemli ipucunu da bel- gelemektedir. Beşinci yanlış, "Toplanan paralann, toplanma gerekçesindeki vaatlerkapsamındakiişleriçin har- canmadığı ve nereye harcandığının bilinmediği" iddiasıdır. Dönemimizde, yönetim kurulu karan almadan ödeme yapılmadıgı için karar defterierine göre, va- at edilen işler için harcanan paralar şöyledir. Su için: ISKİ dahil 5 milyar 149 milyon 500 bin li- ra. , Elektrik için: TEDAŞ dahil 3 milyar 769 milyon 323 bin. Doğalgaz için: İGDAŞ dahil 2 milyar 824 milyon 151 bin830lira. Iskân için: Aynlan ve Emlak Bankası'nda bloke edilerek 6 Mart 1996 tarihındeki devir-teslim sıra- sındadiğer paralaria bırlikte altındaşikâyetçinin de. imzası bulunan tutanakla devredilen 4 milyar 500 bin lira. Düzenlenen senetlerle ortaklardan toplanan pa- ranın toplamı 8 milyar 500 milyon liradır. Yalnızca su, elektrik ve doğalgaz için harcanan para ise 11 milyar 742 milyon 974 bin 830 lira olmuştur. Dev- redilen 4 milyar 500 milyon lira da eklendiğinde, yaklaşık 16 milyar liranın gittiği yer bellidir. Bu bil-' giler, iddiadaki art niyeti aynca belgelemektedir. Muhbir ve şikâyetçiler, ellerinin altındaki defterleri de bilerek yok sayma yolunu tutmuşlardır. Altıncı yanlış, "Harcanmayan paralann zimme- te geçirildiği" iddiasıdır. Beşinci yanlışın izahtndan anlaşılacağı gibi, toplanan paradan 7 milyar 742, milyon 974 bin 830 lira fazla harcama yapılmıştır. Harcanan ve devredilen para tutan, toplanan- dan fazla olduğuna göre, hangi paranın zimmete geçirildiği sorusu da muhbir ve şikâyetçilerin ya- nıtlaması gereken bir başka sorudur. Kendileri de makbuzlan ve muhasebe kayıtlan- nı değiştirerek zimmet suçu işledikleri iddiası ile Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan şikâyetçilerin, dikkatleri başka yöne çevirmek için suç duyurusunda bulunduklan bellidir. Başvuruta- rihinin (21 Mayıs 2001) aradan bunca yıl geçmiş- ken kooperatif genel kurulunun toplanacağı tarih (26 Mayıs 2001) öncesine rastlatılması da bunu belgelemektedir. Şimdi de site yönetimini ele ge- çirmek için kat malikleri kurulu "29 Eylül 2001" ön- cesinde tertiplerini sürdürüyorlar. Muhbir ve şikâyetçilerin son yanhşlan da iddiala- nna karşı, kendimizi belgelerle savunamayacağı- mızı sanarak "suç uydurma"ve "resmimercileriiğ- fal" anlamına gelen iddialan ortaya atmalan olmuş- tur. Oysa biz, kendilerinin kimlik ve kişiliklerini bil- diğimiz için, altındaimzamız bulunan belgelerinfo- tokopisini almıştık. Almasaydık, suçsuzluğumuzu kanrtlamak için çırpınıyor olacaktık. Onlar dazaten bunu bekliyoriardı. ••• ' Bir bilgi de kooperatifortaklanna. KimlikleriyleW- şiliklerini yakından bilmediğiniz, hırslannı ve çıkar- lannı vicdanlannın önüne geçiren kişilerin masal- lanna, çarpıtmalanna inanmayın, hiçbir organ için de oy vermeyin. Sonra siz de pişman olursunuz. oerinc(a cumhuriyet.com.tr.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear