Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 5 EYLÜL 2001 SALJ CUMHURİYET SAYFA
TEROR VE SAVAŞ
İngiltere'de
turizm kaybı
• LONDRA(AA)-
Turizmden her yıl büyük
gelır elde eden
Ingiltere'nin, ABD'ye
yönelik terör
saldınlannın ardından
büyük bir turizm gelıri
kaybına uğrayacağı ve
bu ülkeyi ziyaret eden
turist sayısında yüzde
'20'ye yakın azalma
olacağı tahmın edildi.
2001 'in sonuna kadar
normalde beklenen turist
sayısından 5 milyon daha
az kişinin Ingiltere'ye
geleceğine işaret eden
"Ingiltere'ye Turist
Getiren Tur Operatörleri
Birliği" Başkanı Richard
Tobias, hükümete,
sektöre ciddi bir maddi
destek verilmesi yolunda
çağn yaptı.
Zorımlu kimlik
kartı
• LONDRA(AA)-
Terörle mücadele
konusunda yeni yasal
hazırlıklara girişen
Ingiltere'de her
vatandaşa taşınması
zorunlu birer kimlik
kartı verileceği
açıklandı. lçişleri Bakanı
David Blunkett
tarafindan yapılan
açıklamada. bugüne
kadar günlük yaşamda
yeri olmayan "kimlik
kartı taşınması
zorunluluğunun", terörle
mücadele hazırlıklan
kapsamında
düşünüldüğü ve
uygulanmasına karar
verildiği belirtildi.
Ingiltere'de halkın kimlik
kartı taşıması
zorunluluğunun yanı sıra
polise daha geniş
yetkiler veren
düzenlemeler yapılması
bekleniyor.
Havaalanlarma
yüztarayiolan
• \VASHINGTON (AA)
- Washington Post'ta yer
alan bir haberde, ABD
hükümetinin ve havacıhk
yetkililerinin, şüpheli
teröristleri yakalamak
için havaalanlanna yüz
tarayıcılan yerleştirmeyi
düşündüğü bildirildi.
Habere göre, firma
başkanı, komisyona
verdıği brifingde,
sistemlerin birkaç hafta
içinde takılıp faaliyete
geçinlebileceğini
bıldırdi. Firma başkanı,
güvenlik noktalanndaki
kameralara bağlanacak
tarayıcı sisteminin,
şüpheli teröristlerle ilgili
bilgıyi internet
aracılığıyla hükümet
yetkililerine
iletebileceğini ve
böylelikle ülke çapında
bir kalkan yaratılacağını
kaydetti.
terörü çizecek
• ANKARA (ANKA)-
Aydın Doğan Vakfı,
2O02yılında 19'uncusu
düzenlenecek
Uluslararası Karikatür
Yanşması'nın konusunu
'"terorizm" olarak
beldedi. Aydrn Doğan
Vakfi Yürütme Kurulu
Basianı Orhan Birgit
yaptığı yazılı
açıklamada, 2001 yıluıda
insanlık tarihinde eşi
göıûlmemiş bir terör
olayı yaşandığını
bebterek "Aydın Doğan
Vakfi olaydan
etküenerek, 2002 yılı
Uluslararası Karikatür
Yanşması'nı tema olarak
teronzm konusuna
ayrdı" dedi.
Resepsiyon iptal
• \NKARA(AA)-
Suıdı Arabistan'ın milli
gihü nedeniyle Ankara
Btyükelçiliği'nin dün
aksanı vermeyi
pladadığı resepsiyon
ipa edildi. Büyükelçilik
yeiüsi, Hilton
OEIİ nde yapılması
plaüınan resepsiyonun
ipal edildiğini
dcğruladı. Yetkili,
kzam gerekçesini
açilamadı.
Prof. Özdağ, teröristlerin istihbarat ve güvenlik şemsiyesi altında olduğunu savundu
SaldırıiçeridendesteldiAYHANŞİMŞEK
ANKARA-Avrasy a Stratejik Araş-
tırmalar Merkezı (ASAM) Başkanı
Prof. Ümit Özdağ, ABD'ye yapılan
terörist saldırının güvenlik ve istihba-
rat sistemi içinden destek görmeden
yapılmadan gerçekleştirilemeyeceği-
ni söyledi. Prof. Ümit Özdağ, konuya
ilişkin sorulanmızı yanıtladı.
- Bin Ladin saldınlan ûstknmedL
Sizce bu olaylarm arkasında gerçekten
Ladin mi var?
ÖZDAĞ: Biraz önce ıfade ettiğim
gibi benim ciddi şüphelerim var. Bu
saldın güvenlik ve istihbarat sistemi
içinden ittifak yapılmadan gerçekleş-
tirilebilecek bir eylem değil. Ekibi
analiz edersek, iyi bir teknolojik alt-
yapıya sahipler. istihbarat servisleri-
nin kendilerine yönelik istihbarat ça-
lışmalanna karşı kmcı istihbarat ça-
• Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Özdağ,
Devlet Bakanı Derviş'in "ABD'ye kayıtsız şartsız destek"
sözlerini sert bir dille eleştirdi. Özdağ, "Bu ancak Türkiye'nin
ABD'nin 53. eyaleti olması durumunda mümkün" dedi.
lışması yapabilmeleri önemli. Ülkeler
ve kıtalar arası operasyon için üç se-
nelik bir hazırlıktan bahsediliyor ama
buna 1-1,5 sene de yetebilir. Bu ara-
da içlerine sızılamıyor. Tüm bunlar
bir araya getirildiğinde ABD sistema-
tiğini çok iyi biliyorlar ve bunu mani-
püle ediyorlar. Şu ana kadar hiçbir te-
rör yapılanması böyle bir şeyi başara-
madı. Eğer bir istihbarat örgütünün
bunlara sağladığı bir koruyucu şem-
siye yoksa. Ya da eski istihbaratçılar-
dan, askerlerden oluşan bir yapı bun-
lara teknik destek vermedi ise. Soru
desteği kimin verdiği. Rusya ve Çin
gibi sorumlu sistemlerin böyle bir şe-
yi göze alabileceklerini düşünmüyo-
rum. İstihbarat savaşında her iki taraf
da bilir ki, istihbarat servisleri birbir-
lerinin içine sızmışlardır. Bir istihba-
rat bunun içindeyse, diğer istihbarat
bunu er ya da geç haber alır. Bir dev-
let başka bir dev lete eğer savaş açma-
yacaksa böyle bir operasyona cesaret
edemez.
-Saym Derviş ise Tûrkrye'nin 'kayrt-
sız şartsız destek vermesi' gerektiğini
söyledi. Bunu nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
ÖZDAĞ: Saym Derviş'in ne dedi-
ğıru anlamak mümkün değil. Bir ulus
devletin başka bir ulus devletin poli-
tikalannı kayıtsız şartsız destekleme-
si...Bu ancak Türkiye'nin ABD'nin
53. eyaleti olması durumunda müm-
kün. Halbuki burada kayıt ve şart Tür-
kiye'nin menfaatlan çerçevesinde be-
lirlenecek. Eğer ABD'nin yön verdi-
ği gelişmeler bizim menfaatlanmız
çiğnerse ve biz buna kayıt ve şart koy-
madan gidersek...Bu ohnaz. Türkiye,
terörle mücadelede çok ciddi dene-
yimleri olan ülke olarak, son gelişme-
lerin hiçbirşey yapmasa da kendisi-
nin menfaatına olabileceğini düşünü-
yor. Böyle birşey yok. 5. madde, ABD
için işletildi. Yann Türkiye'nin göbe-
ğinde dış kaynaklı olduğu bilinen bir
bomba patlar ve 15 bin kişi bir saniye
içinde ölse NATO 5. maddeyi yaşama
geçirmez, hiç kimsenin bundan kuş-
kusu ohnasın. Batı'nın uluslararası
ilişkilerde ahlaki bir temel üzerine po-
litika üretmesi söz konusu değüdir.
PQWELL İLE GÖRÜŞECEK
BakanCem
ABD yolcusu
ANKARA (Cumhu-
riyet Bûrosu)
ABD'nin Afganistan'a
yönelik operasyonu
için gergin bekleyiş sü-
rerken Dışişleri Bakanı
Ismail Cem, değerlen-
dirmelerde bulunmak
üzere Washington'a gi-
diyor. Perşembe günü
Washington'da olacağı
öğrenilen Cem, ABD
Dışişleri Bakanı CoBn
Pövvell ile bir araya ge-
lecek.
Türkiye, 11 Ey-
lül'deki terör saldınla-
nnnı ardından yaşanan
gelişmeleri ve olası et-
kilerini Cem'in
ABD'ye gidişinden bir
gün sonra, 28 Eylül
Cuma günü yapılacak
Milli Güvenlik Kurulu
(MGK) toplantısında
değerlendirecek.
Hava sahası
Imzada
Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer'in
başkanlığında sivil ve
askeri kurul üyelennin
katılımıyla gerçekleş-
tirilecek toplantıda
"askeri, sivaffl" ve "is-
tihbari" boyutta her
türlü gelişme ve alına-
cak önlemler masaya
yatınlacak. Kurulda,
olayın askeri, siyasi ve
istihbari açıdan her tür-
lü boyutunun incelene-
ceği ve Türkiye'nin
kendi güvenliği açısın-
dan da önemli bazı ka-
rarlann alınacağı öğre-
nıldi. tstahbarata daya-
lı yeni bir savunma
stratejisini tartışan
Türkiye, Özbekis-
tan'ın ardmdan Iran'a
gönderdiği bir heyetle
gelişmelenn bölgeye
yansımasmı öngörme-
ye çalışıyor. ABD'nin,
komuta merkezini Tür-
kiye'ye taşımak için bir
istemde bulunmadığı
bildirildi. Bakanlar
Kurulu da Türkiye'nin
hava sahasını ABD'ye
kullandırmasına ilişkin
karan imzaya açtı.
Pentagon'dan
yalanlama
AA'nın haberine gö-
re, ABD Savunma Ba-
kanlığı kaynaklan, Af-
ganistan'da askeri ope-
rasyon hazırlıklan sü-
rerken Suudi Arabis-
tan'daki Amerikan ku-
manda merkezinin
Türkiye'ye taşmacağı
yolundaki haberleri ya-
lanladı. Ingiliz Obser-
vergazetesi, ABD'nin,
Suudi Arabistan'da bu-
lunan Prens Sultan as-
keri kumanda merkezi-
nin Türkiye'ye taşına-
cağını iddia ederek
ABD Savunma Bakanı
Donald Rumsfeld'in,
"Kumanda merkezini
Türkiye'ye taşıyaca-
ğtz" dediğini ileri sür-
müş, bu iddia da dün
Türkiye'de bazı gaze-
telere yansımıştı. Pen-
tagon kaynaklan,
Rumsfeld'in böyle bir
açıklamada bulunma-
dığını ve kumanda
merkezinin taşınmaya-
cağını belirttiler.
Başbakan Bülent
Ecevit ile Başbakan
Yarduncısı Mesut Yıl-
maz da aynı konuyla il-
gili bir soru üzerine
ABD'den bu yönde bir
istem gelmediğini kay-
dettiler. Yılmaz, "Ta-
lep getirse tavnmız ne
ohır" sorusuna ise
"Gebin o zaman baka-
nz" yanıtını verdi.
Tayhnd'da savaş karşıtianfîUerinüzerine yazdıklan yazdarla banş istemlerini dile getirdikr. (REUTERS)
Koalisyon hükümetinin fiilen savaş karan verdiğini ileri sürdü
Erdoğari^gizb oturum istedi
ANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su) - Adalet ve Kalkınma Partisi
Genel Başkanı Recep Tayyip Er-
doğan, Afganistan'a dönük saldı-
n hazırlığı sürerken Türk hükü-
metinin "fiilen savaş karan verdi-
ğini" savunarak Mechs'in hemen
gizli oturum yapmasmı önerdi. SP
Genel Başkanı Recai Kutan, Tür-
kiye'nin kesinlikle çıkacak bir sa-
vaşın tarafı olmaması gerektiğini
söyledi. Kutan, "Her karar Mec-
Ksten geçirilmeKdir. Ancak görün-
düğü kadanyla Mecüs'e itibar et-
tikkri yok. Zaten bunlar bugüne
kadar bu ü'p meseleleri hiç Mec-
lis'e getirmedüer" dıye konuştu.
Erdoğan, partisinin grup toplan-
tısmda yaptığı konuşmada, saldı-
nda ABD'nin Türkiye'yi komuta
merkezı yapabileceğıne ilişkin ha-
berleri değerlendırdi. Dünyanm
yeni bir döneme girdiğini ve bu-
na "soğuk banş" adı verildigini
vurgulayan Erdoğan, klasik savaş
anlayışı dışında yeni bir yaklaşım
geliştığini söyledi. Tayyip Erdo-
ğan, şunlan söyledi: "Tûrldye'ye
düşentek bir mermi Tûridye'yi fi-
üen büyük bir savaşın içine çeke-
cektir. Türkiye, müttefiklerle, çı-
karlan arasuıda hassas bir denge
kurmahdır. Bunlan kapab bir otu-
rumda Mecüs'in tarüşması gereki-
yor. Türkiye büyük bir çaüşmanm
göbeğinde kalmakla karşı karşı-
yadır. Bu oturum da yermez, hükü-
met her adımda Meclis'ten yetki is-
temelidir. Meclis'in sorumlulu-
ğunda olan savaş yetldsini hükü-
metin kuDanması anayasa ihlaö-
dir."
Tüm vergi gelirinin faiz ödeme-
lerine yetmediğine dikkat çeken
Erdoğan, "Göz göre göre ülkemiz
iflasa sürükleniyor. Bu hükümete
müfhs rüccar demek bile hafif ka-
hyor" dedi.
Pakistan
y
a destek ntesajı
Cem, Pakistan Dışişleri Baka-
nı Sattar ile telefonda görüştû.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Dışişleri Bakanı tsmail Cem,
Pakistan Dışişleri Bakanı Abdul
Sattar ile telefon görüşmesi
yaparak "Dost ve kardeş ülke
Pakistan'm bu zor günlerinde
yamndayız" mesajmı verdi.
ABD'nin Afganistan'a yönelik
hazırhklanm sürdürdüğü askeri
müdahale nedeniyle sıkmtılı bir
dönem yaşayan Pakistan
yönetimine destek Ankara'dan
geldi.
Edinilen bilgilere göre Dışişleri
Bakanı Cem, Pakistan Dışişleri
Bakanı Sattar ile dün telefonda
görüşerek son gelişmeleri kapsamlı
olarak değerlendirdi. Yaklaşık 25
dakika süren görüşme su^smda
Cem, Pakistan'ın, ABD'ye yönelik
terörist saldınnm ardından
sergilediğı kararh tutum ve
gösterdiği dayamşmadan duyulan
memnuniyeti dile getirdi.
Sattar da, gösterdiği ilgi nedeniyle
Cem'e teşekkür etti.
TlRMIKI AYPIN ENGÎN aengin@ doruk.net tr
Çarşamba günü YÖK yöne-
ticileri önlerine gelen okkalı bir
çjosyayı ele alacak(tı). Istanbul
Üniversitesi'nin rektörlük ma-
kamına oturan zatın gazabını
görüşecek ve Profesör Bülent
Tanörün meslekten ihraç edi-
lip edilmemesini karara bağ-
layacak(tı).
Çarşamba günleri Tırmık izin
yapıyor. O yüzden yazıyı bir
gün öne çekip bugün yazmak
gerekti. Gerekti, çünkü Bülent
Tanör üstüne kaynatılan cadı
kazanlannı devirmek artık bir
demokratlık görevi olmayı aş-
tı, bir yurtseverlık ödevine dö-
nüştü.llk paragrafta tırnak içi-
ne konmuş "ftiargözünüzden
kaçmamıştır. Tam yazıya otur-
duk ki haber geldi: YÖK'ün bu
toplantısı 31 Ekim'e ertelen-
miş. Haberi doğrulatmak he-
nüz mümkün olmadı. Ama
doğrusu ya "Eh, biz de yazıyı
erteleyelim bari" gibi bir dü-
şünce de aklımızın ucundan
bile geçmedi.
Bugün yazanz, 31 Ekim'e
doğru bir daha yazanz. Yıne
ertelerierse yine yazanz. Ge-
Demokratikleşmeye Mayın Döşemek
rekirse her gün yazanz.
Bu ülkenin aydınlan, ülkele-
rinde demokrasi ölçütlerinin
incelmesi, demokrasi çıtasının
yükselmesi, Avrupa standart-
lanna yaklaşması için inatla
çabalayacaklar. "Bülent Tanör
Vakası" bu çabalann simgele-
rinden biri. Demokratikleşme
sürecine mayın döşeyenlerin
salt yasalardan, o yasalan çı-
karan, değiştirmeyen politika
esnafından ibaret olmadığının
somutlandığı bir "vaka".
Artık biliyorsunuz: TÜSİAD,
Bülent Tanör'eTürkiye'nin de-
mokrasi standartlannı tartışan
bir rapor ısmariadı. Profesör
Tanör de TÜSlAD'ın çapını, et-
ki alanını çok çok aşan, Türki-
ye'de demokrasiyi kendine
dert edinenler için başvuru ki-
tabı değeri taşıyan bir çalışma
yaptı: "Türkiye'de Demokratik
Standartlann Yükseltilmesi."
Çalışma TÜSİAD tarafindan
yayımlandı ve iç kapakta ra-
poru kimin yazdığı açık seçik
belirtildi.
Istanbul Üniversitesi'nin
rektörlük koltuğunda oturan
zat için anlaşılan Türkiye'de
var olan demokrasinin stan-
dartlannı yükseltmek bir
"suç". O yüzden Profesör Ta-
nör'ü topun ağzına koydu. A-
ma rektöre bir "hukuksal ge-
rekçe" lazımdı. Bir gerekçe
bulundu: YÖK Yasası'na göre
kitap yazımı için alınan para
döner sermayeye gelir kayde-
dilmeliydi ve TÜSİAD bunun
için istanbul Üniversitesi'ne
başvurmalıydı. Bu yürekler
acısı gerekçeye, aynı üniversi-
tenin hukuk fakültesinin birin-
ci sınrfına giden bir çocuk bile
güler. YÖK yasasındaki "telif
haklan hariç" notunu alıp iddia
sahibinin önüne koyar.
Ama kuzuyu yemeyi kafası-
na koyan kurt için hukuksal
geçerliği olan bir gerekçe de-
ğil, kuzuyu yemek önemlidir.
Rektörlük koltuğunda otu-
ran zat, YÖK Başkanlığı'na
başvurup Bülent Tanör'ün
"Üniversite öğretim üyeliği
mesleğinden çıkanlması"n\ is-
teyince kıyamet koptu. Bir haf-
ta önceki gazeteleri anımsa-
yın. Yazariardan habercilere
kadar gazeteci takımı kolları
sıvayıp bu rezaleti teşhir etti.
• • •
Rektör ve tayfası besbelli ki
bu çapta birtepki beklemiyor-
lardı. El altından haberier bile
uçurdular. "Yazıp çizenler Bü-
lent Tanör'ün arkadaşlandır.
Duygusal nedenlehe böyle
yazdılar" filan dendi.
Bülent Tanör'le arkadaş ol-
manın keyfıni de onurunu da
bilirim. Ama duyariık gösteren
gazetecileri kaleme sanlmaya
yönelten itici güç "arkadaşlık"
değil, demokrasi saygısıydı.
Rektörün vetakımının anlama-
dığı da işte bu.
Şimdi yarınki toplantıyı erte-
lediler. Araya bir ayı aşan bir
zaman dilimi koydular. Sanı-
yorlar ki bu bir esintidir. O gün-
lerdeyazarlaryazdı, haberciler
haberleştirdi. Ama gelır geçer.
Unutulur. Halep ordaysa arşın
burda; rektör ordaysa duyarlı
gazeteciler de burda. Görelim
bakalım, biresinti mi? Görelim
bakalım gelir geçer mi? Göre-
lim bakalım unutulur mu?
Başta söyledim. Toplantının
ertelendiği haberi bu yazı ya-
zılırken geldi. Doğru mu, değil
mi henüz belli değil.
Ama dert de değil.
Bugün yazanz. 31 Ekim'e
doğru bir daha yazanz. Yine
ertelerierse yine yazanz. Ge-
rekirse her gün yazanz.
Kurt, suyunu bulandırdığı gi-
bi saçma sapan bir gerekçey-
le kuzuyu yer ama, Bülent Ta-
nör kuzu değil, demokrat.
Bu ülkenin gazetecileri de
belleği çürük, befkemiği bükük
yaratıklar değil. Ister yann, is-
ter 31 Ekim, ister 35 Kasım, is-
ter 42 Aralık...
Halep ordaysa arşın bura-
da...
POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Köln Halifesi... ?
Berlin'de dikkat çekici bir gelişme izleniyor...
Berlin Eyaleti Eğitim Bakanı Klaus Boger, Mil-
li Görüş yanlısı Islam Federasyonu'nun okullarda
idare mankemesi karanyla 'Islam din dersi' ver-
me hakkını almasını yeniden gündeme getirdi...
Boger diyor ki:
"Bu durumdan oldukça rahatsızız!"
Oysa Alman yetkililer 11 Eylül 2001 'e dek bu ko-
nuda farklı düşüncelere sahiptiler...
11 Eylül 2001 günü Nevv York ve VVashing-
ton'ın terör saldınsına uğraması Alman yetkilileri
yeniden düşündürmeye başladı...
Alman yetkililer şimdi tedirginlik yaşfyor...
Almanya'da günün konusu 'Köln Halifesi' ola-
rak tanınan Metin Kaplan'ın durumu...
Bugüne dek Alman hükümetinden ve politika-
cılanndan destek gören Kaplancılar sıkı denetim
altınaalındılar...
Acaba neden?
Aynı durum Milli Görüş, Süleymancılar ve diğer
dini gruplar için de geçeli...
Almanya'yı mesken tutan tarikatlann milyonlar-
ca mark bağış topladıkları biliniyor...
Alman Anayasası Koruma Örgütü, dinci grupla-
nn Mısır'daki Müslüman Kardeşler ve Lübnan'da-
ki Hizbullah ile sıkı ekonomik ve siyasi ilişkileri ol-
duğunu açıklıyor...
Bu arada Federal lçişleri Bakanı Otto Schilly,
Demekler Yasası'nı değiştirmek için çalışmalarya-
pıldığını söyledi...
lçişleri Bakanı Otto Schilly, dinsel nitelikli kuru-
luşlann ekonomik ve siyasal amaçlarla çalıştı-
ğını vurgulayıp şöyle konuştu:
"8u istismann önüne geçmek gerekir. Siyasal
Islam Avrupa için büyük tehlike taşıyor. Gerekli ön-
lemleri almak zorundayız..."
• • •
Almanya'nın Islam karşısındaki 'liberal havası'
niye değişiyor?
Bir zamanlar dinci gruplan koruyup kollayan,
hatta kilise vergisi gibi 'cami vergisi' almaları için
yasal düzenlemeye kalkışan Almanya'yı ABD sı-
kıştırmaya başladı...
öteden beri Ingiltere, Almanya, Fransa, Hollan-
da, Belçika gibi ülkeler, özellikle Türkiye'deki te-
rör olaylannı önemsemiyor; dinci dinstz, sağcı
solcu tüm terör eylemlerinin önde gelen isimleri-
ne ülkelerinde oturma izni veriyordu...
Şöyle 199O'lı yılların sonlanna bir bakalım...
Almanya, silahlar konusunda Türkiye ile ciddi bir
sürtüşmeye girdi...
199O'lı yıllann ilk yansında eski Demokratik Al-
manya Cumhuriyeti ordusunun depolanndaki zırh-
lı taşıyıcılan Türkiye'ye veren Federal Almanya
daha sonra şu karan aldı:
"Bu silahlan Güneydoğu'da kullanamazsınız!'
Türkiye sordu:
"Neden?" ' ' '' ' •<"-"•
Federal Almanya diretiyordu:
"Türkiye bu silahlaha Kürtlerin üzerinde baskı
kurup insan haklan ihlalinde bulunuyor..."
O tarihte Federal Almanya'da CDU, CSU ve
FDP koalisyonu vardı. Koalisyon hükümeti, Tür-
kiye'nin PKK ile mücadelesini "Kürtler üzerinde
baskı yapıyor" diye tüm dünyaya yayıyordu...
Türkiye Kohl hükümetini birkaç kez uyardı...
Sonuç değtşmiyordu...
• • •
Asıl büyük sürtüşme 1999-2000 yıllannda pat-
lak verdi...
Türkiye tank ihalesi açmıştı!
Ihalede Leopard-2 tanklarının büyük şansı var-
dı...
Bu kez iktidarda SPD-Yeşiller koalisyonu bulu-
nuyordu...
Ihale SPD-Yeşiller koalisyonunu kanştırdı...
Araya Başbakan Gerhard Schröder girdi ve bir
ortayol bulundu...
Schröder şu açıklamayı yaptı:
"1 adet Leopard-2 tankını test edilmek üzere
Türkiye'ye göndehyoruz. Ancak bu, bin adet tank
satışı anlamına gelmez."
Federal Almanya hükümetinin gerek küçük or-
tağı Yeşiller'in, gerekse büyük ortak SPD'nin en
üst düzeydeki isimleri, Türkiye'ye bu koşullarda
silah ihraç edilemeyeceğini açık bir dille belirttiler...
Almanya'ya göre Türkiye bir kriz bölgesiydi; Tür-
kiye PKK'yi bahane ederek Kürtleri öldürüyordu...
Bu bir insan haklan ihlaliydi!..
Şimdi Almanya teröre karşı önlem alıyor!..
Biraz geç değil mi?..
hikmetcetinkayaû; cumhuriyet.com.tr.:
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
TROYA'dan İYONYA'ya
Mitolojik Aşklar Cografyası
Bir ayda 2. Basım
G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k
Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72