Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÜL 2001 CUMARTES
SAVAŞ KORKUSU
DİJNYADA BUGUN
ALİ StRMElV
İki 12 Eylül
Türk 12 Eylül sürecinin 21. yıldönümünde,
dünyaAmerikan 12 Eylül, dahadoğrusu global
12 Eylül iletanıştı.
Türk 12 Eylülü'nü, önceden başlayıp 11 Ey-
lül 1980'de bardağı taşırma noktasına getiren
koşullar hazırlamıştı.
Başka bir deyişle 11 Eylül koşullan, 12 Eylü-
lü kaçınılmaz kılıyordu.
Amerikan patentli küresel 12 Eylülü ise önce-
den, inceden inceye hazırianıp 11 Eylül 2001
günü yaşama geçirilen büyük terör senaryosu
doğurdu.
Her iki 12 Eylül, özgürlükleri kısıtlama nokta-
sında da buluşuyoriar.
Türkiye'deki 12 Eylül'ün uygulayıcılan, terö-
rü bahane ederek özgüriüklere karşı savaşa gir-
mişlerdi.
Bütün gözlemcilerin üzerinde birieştikleri nok-
ta, Made in USA global 12 Eylülü'nde, başta
ABD olmak üzere, bütün Batı dünyasında ifa-
de ve örgütlenme özgüriüklerine bazı darbeler
indireceğidir.
llk başta özellikle Türkiye'de "Aman ne iyi te-
rörün başı eziliyor" diye sevinçle karşılanacak
bu yeni dönemin gelecekte dünya üzerinde
Türklerin hareket özgürlükleri de aralarında ol-
mak üzere, birçok alanda nasıl kısıtlamalar ge-
tireceğini yaşayarak göreceğiz.
•••
Unutmayalım ki Türk kamuoyu 21 yıl önceki
kısıtlamalan da "Aman ne iyi terörün başı ezi-
liyor, eh canım teröıie özgühük ortamında da
mücadele edilmezdiki; hem demokrasi diye di-
ye teröristlerin bitini kanlandırdılar" gerekçesiy-
le sevinçle kabul etmişti.
Ama sonra ne oldu?
Yerli 12 Eylülümüzle, küresel 12 Eylülümüzün
bir başka ortak noktalan da, her ikisinde de, te-
rörün özgürlüklere karşı bahane oluşturmasıdır.
Yerli 12 Eylülümüz, 24 Ocak Kararian'nın ge-
reklerini yerine getiriyordu.
24 Ocak Kararlan'nın ekonomisi ise özgürlük-
çü bir rejimle yürütülmesi olanaksız özverileri
yüklüyordu, emekçi kitlelerin sırtına.
Başka bir deyişle terör olmasaydı da ekono-
mikyapı, özgürlüklerin kısıtlanmasını zorunlu kı-
lıyordu.
Küresel 12 Eylülümüz de pek farklı değil, mer-
kez ile çevre ve aynı zamanda hem merkez hem
çevre ülkelerde sermaye ile emek arasındaki
uçurumu büyüten küresel düzenin, kimi özgür-
lüklere bazı kısıtlamalar getirmesi kaçınılmaz-
dı. Küreselleşme karşıtlanna yönelik, polis sal-
dınsına, hatta cinayetine dönüşen gaddariıklar
sırasında, ikiz kuleler yıkılmamıştı.
Bilgisayar haberleşmesine, internete getiri-
len kimi kısıtlamalar da, yine ikiz kuuleler ola-
yından önceye uzanıyor.
•••
Yerli ve küresel 12 Eylül'e açık bırakılan tek
pencereden, salt terörle sınıriı bakarsanız, bu
ikisinin ekonomik yapılannı ve amaçlannı göre-
mezsiniz.
Afganistan'ın hedef haline gelmesinde, yal-
nız Usame bin Ladin etkenini göz önünde bu-
lundurursanız, çöl bombalayarak Ladin yaka-
lamadaki abesliği açıklayamazsınız.
Ama, Afganistan'ın hedef seçilmesinin, pet-
rol ve doğalgaz ve bunlann taşınması açısından
önemli olan bölgenin, küreselleşmenin gerek-
leri doğrultusunda, yeniden biçimlendirilerek,
bu yeni oluşuma eklemlenmesi niyetlerinin de
ürünü olduğunu gördüğünüz anda, ilk bakışta
abes gibi görünen girişimlerin büyük plan için-
deki yerlerini fark edebilirsiniz.
Son zamanlarda, gazetelerde yazılanlara ve
TV ekranlannda söylenenlere bakınca, bu so-
ğukkanlı bakışı, Cumhuriyet mensupları dışın-
da (Sevgili okurlanm, bu tür gazetemizi övme
girişimlerinde bulunmaya alışık olmadığımı bi-
lirler, bu kez de bunca saçma yazı ve laf karşı-
sında, elimde olmadan yaptığım, böyle bir "bi-
zim gazete.." şişinmesinden dolayı özür diliyo-
rum) pek fazla kimsede görmek mümkün olmu-
yorneyazıkki....
Cumhurbaskanı Sezer:
Istikrar ortamı
|egemen olmalı
ı KARS (Cumhuriyet)
[ - Cumhurbaşkanı Ah-
1
met Necdet Sezer. Türki-
ı ye' nin tüm Kafkaslar'da
[ banş ve istikrar ortamı-
ı nın egemen olmasını is-
! tediğini belirterek "İs-
tikrarortamıve bölgesel
I işbirliğikoşullannınsağ-
; bnmasımn kuzeydoğu
Ulerimizin ekonomik
'• canlanmasına da katkı-
j da bulunacağı bir ger-
1
çektir" dedi.
, Sezer, Kars'ta, valilik,
114. Mekanize Piyade
ı Tugayı ve Kafkas Üni-
J versitesi'ni ziyaret etti,
> Kazun Karabekir Pa-
J şa'nın vagonu ile Gazi
| Ahmet Muhtar Paşa Ko-
ı nağı'nı gezdi. "Tarihi
İKentkrBirBği-KarsBu-
ı luşması" konulu toplan-
Jüya katılan Sezer, bir
' konuşma yaptı. Verimli
(topraklar ve dinamik in-
j*san gücüne sahip Kaf-
hcasya'nın geçmişte ol-
duğu gibi gelecekte de
stratejik önem taşıyaca-
ğını vurgulayan Sezer,
"YüzyıDar boyunca çe-
şitü dinlere ve tophıluk-
lara mensup halklarm
bir arada yaşadıklan ve
köklü uygarhklar kur-
duklan bu coğrafyanın,
yeniden insanlann öz-
gürce dolaşabüecekleri,
birbirteriyle dayaıuşma
içindeyaşamdûzeylerini
vükseltecekleri bir bölge
olmasınıistiyonız" dedi.
Güney Kafkasya ül-
kelerinin Batılı demok-
ratik ve ekonomik kn-
rumlan hızla yaşama
geçirmesini mutluluk
verici olarak niteleyen
Ahmet Necdet Sezer,
"tstikrar ortamı ve böl-
gesel işbiriiği koşullan-
nın sağlanmasının ku-
zeydoğu Ulerimizin eko-
nomikcanlanmasına da
katkıda bulunacağı bir
gerçektir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı kendisini telefonla arayan Bush'a Ankara'nın desteğini yineledi
Sezer:ABD dikkatliolmalıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, 11 Eylül'deki te-
rörist saldınlann ardından ilk
kez ABD Başkanı George W.
Bush'la telefonda görüştü. Se-
zer, Türkiye'nin terorizmle mü-
cadelede ABD'nin yanın-
da yer alacagını
kaydederken,
«DikkadLtitizbir
hareket,atüacak
adunlannhakb-
hğının sonra-
danyolaçacak
durumlann
önlenmesi
açısından
da önem
• Sezer, Türkiye'nin 15 yıllık terörle mücadele deneyimini ABD'yle paylaşarak elinden
gelen desteği vermeye hazır olduğunu iletti. ABD'ye 'dikkatli, titiz hareket edin,
uyansında bulunan Sezer, "Bu, atılacak adımlann haklılığırun sonradan sorgulanmasına
yol açacak durumlann önlenmesi açısından da önem taşıyor" dedi.
ğı Dış Politika Başdanısmanı Ta- den beri terorizmle savaşnnda ön
can tldem, dün düzenlediği bilgi- saflaruıda yer alnuş iki ülke oidu-
lendirme toplantısında, Bush-Se- ğunu ve şündi bu son saldınlaria
zer görüşmesinin, taraflar arasın- boyutu ortaya çıknuş bulunan te-
taşunaktadn-" dedi. Bush da, tero-
rizmle mücadelede dost ve mütte-
fik Türkiye'nin ABD'nin yanında
yer almasmı istediklerini, bunun
kendileri açısından çok önemli ol-
duğunu söyledi. Cumhurbaşkanı
Sezer, görüşmenin ardından Baş-
bakan BüJentEcevit'i arayarak gö-
riişmeyle ilgili bilgi verdi.
ABD Başkanı Bush, 11 Eylül
saldınlarının üzerinden 10 gün
geçmesinin ardından Cumhurbaş-
kanı Sezer'i telefonla arayarak 15
dakika görüştü. Cumhurbaşkanlı-
da yapılan çalışmanın sonunda
gerçekleştiğini belirtti.
Bush'un, Türkiye'nin de arala-
nnda bulunduğu 80'den fazla ül-
kenin yurttaşının terörist saldın-
larda yaşammı yitirmiş olmaların-
dan üzüntü duyduğunu, Türk ulu-
suna da başsağlığı dileklerini ilet-
mek istediğini anlatan lldem, "Sa-
yın Bush, Tûrkiye ve ABD'nin öte-
roriznıe karşıetldn bir uluslarara-
a işbirliğinden yana oJduklannı ve
böylebir savaşundaABD'nin müt-
tefiki ve çok uzun yıllara dayanan
dostluk ilişkilerine sahip olduğu
Tûrldye'yi de yanlannda görmek
istediklerini vurgulannştir" dedi.
Türkiye'nin nedeni ve gerekçe-
si ne olursa olsun terorizmin her
türüne karşı olduğunu belirttiğini
kaydeden îldem, şunlan söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımız,
Türkiye'nin öteden beriterorizme
karşı uluslararası düzeyde kap-
samh, güçlü, etkili ve sürekli bir iş-
birliğinin başlaölması için ısrarh
çağnlarda bulunmuşolduğunu,bu
çerçevede bir işbirliğinin daha faz-
la zaman geçirilmeden kurulabil-
mesi için Türkiye'nin bu 15 yıflık
deneyimini de paylaşmak suretiy-
leelinden gelendesteği vermeyeha-
zır olduğunu da kaydetmiştir. El-
bette dikkatlL titiz bir hareketin
atılacak adımlann haklılığmın
sonradan sorgulanmasına yol aça-
cak durumlann önlenmesi açısm-
dan önem taşıdığı ve her iki taraf-
ça da bilinen bir hususrur."
tĞNELt FIRÇA ZAFERTEMOÇİN Destek mektubu şekilleniyor
ABD'ye üs
var, asker yok
• Türkiye, ABD'deki terörist saldınnın
ardından yaşanan gelişmelerle ilgili
görüşlerini, bölge ile ilgili istihbaratını ve
ABD'ye vereceği desteği bir mektupla
Bush'a iletecek. Mektuba bugün son şekli
verilecek.
Suudi Arabistan kökenli Usame bin Ladin'e büyük kaynak aktanldı
Paralar şeriatçı Rabıta
9
dan
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ameri-
ka'ya yönelen saldınlann sorumlusu olarak
gösterilen Suudi Arabistan kökenli terörist
Usame bin Ladin yanlılannın Pakistan ve Af-
ganistan'daeğitilmesine, şeriatçı Rabıta örgü-
tü büyük kaynak aktardı. Amerika-Suudi Ara-
bistan ortaklığı Aramco petrol şirketinin fon-
lanyla beslendiği bilinen Rabıta örgütünün,
12 Eylül dönemınde Bakanlar Kurulu'nun
onayı ile Ban Avrupa'daki Türk imamlannı
dolarla maaşa bağladığı ortaya çıkmıştı.
1980'lerin başından itibaren Afganistan'a
yönelik yapılan "cihat" çağnlannın ardında
Rabıta örgütünün önemli desteği bulunuyor.
Bin Ladin, Suudi Arabistan'da Kral Abdüla-
ziz Üniversitesi'nde okurken hocası olan Ab-
duBahAzzam'ın aynı zamanda "şeriatçdıkesa-
sı üzerinde bir Islam devietleri büiiği kurma"
amacını taşıyan Rabıta örgütünün "eğitim bö-
hunü" sorumlusu olduğu ortaya çıktı. Daha
sonra Azzam'ın, Sovyetler Birliği'nin Afga-
nistan'ı işgali üzerine gittiği Peşaver'de, döne-
min Pakistan Devlet Başkanı Ziya 01 Hak'ın
sorumluluğunda yürütülen ve tüm dünya Müs-
lümanlanna Afganistan'da savaşmalan için
"dhat" çağnsı yapılması projesinin başına
geçtiği belirlendi. Bu çerçevede özellikle
Amerika ve Suudi Arabistan'dan gelen para-
sal kaynaklar ve silahlarla Peşaver'de "müca-
hit kamplan" oluşturuldu.
Fransız Bilimsel Araştırma Merkezi yöne-
ricisi Gflles Kepel'e göre, 1988 yılında Rabı-
ta'nın bu uğurda verdiği parasal yardım 445
milyon Suudi Riyali'ne ulaşıyor. Aynca, Ra-
bıta'nın Afganlılann "şeriat eğitiıni'' alabil-
meleri için bölgede 159 Kuran kursu ile 85 Is-
lami okul açtığı da saptanan bilgiler arasında.
Rabıta'nın "eğitim sorumlusu" ve Peşaver'de
açılan cihat cephesinin yürütücüsü Azzam'ın
öğrencisi olan Ladin'in de aynı dönemde Su-
udi Gizli Servis Şefi Prens TurkibinFaysal ta-
rafindan Peşaver'e gönderildiği de bin'niyor.
Azzam ile Ladin'in "savaşçı" eğitiminde
önemli rol üstlendikleri ifade ediliyor.
Pakistan'ın Ziya ül Hak yönetiminde Rabı-
ta'dan gelen kaynaklarla Peşaver'de "mflca-
hit" yetiştirilmesine destek verdiği yıllarda ay-
nı örgütün Türkiye'ye el attığı biliniyordu.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türkiye,
ABD'den gelen istem
üzerine hava sahasını
dün saat 15.00'te savaş
uçaklannın kullanımına
açarken Afganistan'a
asker göndermeme ka-
ran aidı.
ABD'deki terörist sal-
dmnın ardından yaşanan
gelişmelerle ilgili görüş-
lerini, bölge ile ilgili is-
tihbaratını ve ABD'ye
vereceği desteği bir
mektupla ABD Başkanı
George Bush 'a iletecek
olan Türkiye, Afgan mu-
haliflerine de askeri eği-
tim verebileceği mesajı
verdi.
Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer'in,
ABD Başkanı Bush ile
görüşmesinin ardından
Başbakanlık'ta gerçek-
leştirilen zirvede, Türki-
ye'nin ABD'nin istem-
lerine vereceği yanıtlar
belirlendi.
Başbakan Bûlent Ece-
vit'in başkanlığında sa-
at 15.15 'te başlayan top-
lantıya Genelkurmay
başkanı Orgeneral Hü-
seyin Krvnkoğlu, Başba-
kan Yardımcıları De>let
Bahçeli ve Mesut Yü-
maz, MİT Müsteşan
Şenkal Atasagun ile Dı-
şişleri Bakanlığı Müste-
şan Uğur Ziyal katıldı-
lar. 35 dakika süren top-
lantının ardından saat
19.15'te Genelkurmay
Başkanhğı Harekât Baş-
kanı ve Ecevit'in askeri
danışmanı Korgeneral
KöksalKarabay Başba-
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Dünyada, örgütlü ve örgüt-
süz şiddet diyebileceğimiz
"terör"e karşı nasıl mücadele
edilebileceği yeniden gündeme geldi.
Türkiye'de de eski tartışma şimdi yeni-
den alevlendi. Bu ülkedeki tartışmanın
esası, düşünce ile şiddet arasındaki ay-
nmın birtürlü kaldınlmak istenmemesiy-
di. Türkiye'deki sorun, hiçbir terör eyle-
miyle ilişkisi olmayan, hatta terörü onay-
lamadığı bilinen insanlann, bir yazılan,
bir konuşmalan nedeniyle "terör suçu"
kapsamında yargılanmalanydı.
Bu mantık halâ Türk ceza yargılama
sistemine egemen. Önceki gün anaya-
sa değişiklikleri TBMM Anayasa Komis-
yonu'ndatartışılırken de aynı anlayış bi-
raz muğlaklaştınlarak korundu. Bu yak-
laşımın şu anda uygar dünyadaki "te-
rörle mücadele" anlayışıyla paralel ol-
madığı bir gerçek. Bu nedenle elmalar-
la armutlan birbirine kanştırarak tartış-
mayalım. Türkiye'nin Avrupa'da olduk-
lan söylenen şiddet eylemcilerini verme-
mesinin temel nedeni de Türkiye'de
ölüm cezasının yürürlükte olması.
Bu tutumlarında samimi olmadıkJan
söylenebilir. Ancak şurası bir gerçek ki,
ölüm cezası yürürlükte olduğu sürece
Batı bu konuda eski tutumunu sürdüre-
cektir. Onlann, Avrupa'da neden ellerini
Saldınnın Ardından Terörle Mücadele
kollannı sallayarak doiaştıklan tartışılabi-
lir, Avrupa bu noktada eleştirilebilir. Bu
işin başka bir boyutu. Bu noktadaki
eleştiri, Türkiye'nin terörle düşünce ara-
sına sınır çekmediği gerçeğini değiştir-
mez.
•••
"Terör nedir, terörist kimdir" sorusu-
nun Batı'nın karşısında Türkiye tarafın-
dan yeniden gündeme getirildiği ve bu
noktada Türkiye'nin haklı olduğunun an-
laşıldığı yazılıyor. Bu noktadaTürkiye ne-
rede haklı? Yaşar Kemal'i, Ahmet Al-
tan'ı, Perihan Mağden'i ve daha birçok
yazar ve aydını Terörle Mücadele Yasa-
sı'ndan yargılaması mı haklı? Batı, ken-
disine dokunmayan teröre karşı çifte
standartlı davrandığı için eleştirilebilir.
Ancak Batı, düşüncenin terör kapsamın-
da sayılmasını eleştiriyor. Bu tutumlann-
da haklılar ve bundan sonra da eleştir-
meye devam edecekler. Çünkü Türkiye
bu noktada gereken yasal değişiklikleri
yapmış değil.
Terörle mücadele, şimdi yeniden tar-
tışılacak. Burada duygulan ve tepkileri
öne çıkarmak yerine, dünyanın ulaştığı
yeni anlayışlan irdelemeliyiz. Evet, örgüt-
lü şiddet dünyanın hemen her yerinde
can almaya, yıkıma devam ediyor. In-
sanlığın bu felaketten kurtulması için cid-
di bir çabaya gerek var. Ancak terör, onu
vareden gerçekler göz önüne alınmadan
sırf polisiye önlemlerle engellenemez,
durdurulamaz.
•••
Günlerdir Afganistan'ı TV kamerala-
nndan izliyoruz. Yoksulluk, sefalet ve ge-
ri kalmışiık içinde zavallı bir görünümü
var. Burada insanlar çarösiz ve umutsuz.
Afganistan neden bu hale geldi? Sovyet
müdahalesi, arkasından ABD destekli Is-
lamcı direniş ve iç savaş, Afganistan'ı
mahvetti. Usame bin Ladin işte bu fe-
laket içinde bir anlam kazanıyor. Usame
bin Ladin'in Afganistan'a yerieşmesinin
arkasında da bu dram yatıyor.
Filistin'e yağan Israil bombalan oldu-
ğu sürece çaresiz Filistin halkının acı du-
rumu insaniığın ve özel ofarak da Islam
dünyasının öfkesini arttıracaktır. Hiçbir
polisiye önlem, Filistin'deki bu büyük
haksızlık ve zulüm sürdükçe "terör"ü so-
na erdiremez. Birileri çılgınlık yapmaya,
bomba atmaya devam eder.
Terörle mücadele, insan gerçeği dik-
kate alınmadan, dünyada-
ki büyük eşitsizlik ve den-
gesizlik dikkate alınmadan
başanya ulaşamaz. Gelişmiş ülkelerde
yapılan küreselleşme karşıtı eylemlere
bakalım. Bu eylemleri onaylayın onayla-
mayın, eylem biçimlerine katılın katılma-
yın, sonunda bir toplumsal tepki, bu ey-
lemlerde dile getiriliyor. Bu eylemler za-
man zaman şiddete dönüşüyor. Yann bu
eylemlerin ardından, Batı'da yeni şiddet
örgütleri oluşabilir. Onlara silah sıkıp öl-
dürerek Batı bu sorunu çözebilir mi?
Ispanya'da ETA'nm şiddet eylemleri
hâlâ sokaktaki insanın canını alıyor. Bü-
tün bunlara rağmen Ispanyollar, Türki-
ye'de olduğu gibi düşünceyi, şiddet ey-
lemiyle aynı kefeye koyup yargılamalar
yapmıyorlar.
•••
Terörle mücadelede yine Türk tarzı gi-
diyoruz. Eline kalem alan, "Bak bizim
dediğimize geldiler" diye övünüyor. Tür-
kiye'nin ciddi bir iç şiddet sorunu oldu-
ğu gerçek. Ancak bu sorun yalnızca ör-
gütlerden gelen şiddetle sınıriı değil. Gü-
venlik kurumlannın da terörle mücadele
mantığının içinde çok ciddi ve aşın bir
şiddet gizli olduğu gerçeğini unutmaya-
lım. Yoksa yeniden başladığımız yere
döneriz.
kanlığa geldi.
Ecevit, toplantımn bu-
gün de süreceğini ve
mektuba son şeklinin
verileceğini bildirdi.
ABD'nin terorizme kar-
şı başlattığı mücadeleye
Türkiye'nin "içtenlikle
katkıda bulunacağuu"
vurgulayan Ecevit,
"Eğer annacak önlemfcr,
Afganistan'da yoğunla-
şacaksa mekrupta buna
ne gibi katkılanmız ola-
bileceğini belirteceğiz.
Bu konuda devletin üst
kademesinde tam bir
uyum var" dedi.
Zaten blrlnin adı
da 'Postum'
Ecevit, Afganistan'a
yapılacak operasyonda
Türkiye'nin izleyeceği
stratejiye ilişkin şu me-
sajlan verdi:
• ABD bizim müttefi-
kimiz. ABD uçaklannın
Türkiye'deki hava saha-
sına geçiş izni alması,
Türkiye'de ikmal yap-
ması doğal.
• Türkiye'nin askeri
destek gibi bir düşünce-
si yok. Zaten öyle bir is-
tek de olmadı.
• Afganistan'ın kuze-
yindeki liderler ve ku-
mandanlar da bizim dos-
tumuzdur. Zaten birinin
adı da Raşid Dosrum.
Eğer Türkiye'den askeri
eğitim yardımı isterler-
se bunu da elbette değer-
Iendiririz.
• Afganistan'daki re-
jim değişmeli. Bu konu-
da ABD'ye büyük görev
düşüyor.
• ABD'nin terorizme
karşı nasıl bir hedef be-
lirleyeceği merak konu-
suydu. Başkan Bush,
Kongre"de yaptığı ko-
nuşmada bu konuya
açıklık getirdi. Bu, ule-
manın açıklamalarına
önem vermeden, Tale-
ban'm ve özellikle Ka-
ide örgütünün tek bir he-
def olarak alındığını or-
taya koyuyor.
• Afganistan'ın kuzey
kesiminde muhalif grup-
lar var. Fakat aralarında
şimdiye kadar bir birlik
yoktu. Onlar arasmda
birlik sağlayarak askeri
kara harekâtım daha çok
Afganlann kendilerin-
den beklemek uygun
olur diye düşünüyorum.
Bu arada istihbarata son
derece önem vermek ge-
rekiyor. Bizim bu konu-
larda yararh katkılanmız
olabilir. Şu anda muha-
liflerin gücü yok ama, o
güç verilebilir. Afganis-
tan, bu kadar çağdışı bir
rejimle baş başa bırakı-
lamaz.