23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Y_ÜL2ÛO1CUM*RTES» CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15 ünyadaödül rekortmeni olan CahilPeriler 28 Eylül'de Türkiye'degösterimegirecek Aşk heryerde aynıFerzan Özpeek yine bir imkânsız aşkın diyesini anlattığı filminde günlük hayatta ûnden geçip gittiğimiz ayrıntıların jında yaşamrnta kendisi olduğunu bkaha ve gözyaşı içinde anlatıyor. IITEMKERRAR •asan Ozpetek,. hari şu hamamcılan bir anda ayağa «dıran ve tuhaf birşekilde Türkiye'de hamamcılann lobüen olduğunu(!) sayesinde öğrendiğimiz oetmen. Ama artıL 25 yıldır yaşadığı ttalya'da ^esınden daha çoktanınıyor o. Oscar'da îtalya'yı nsil edebilecek ve 'büyük' kritiklerce 'İtaryan genç ışak sinemasnın e» iyi üç yönetrneninden biri' olarak sterilecek kadar. Özpetek'ın geçen yıl Italya'da pek k ödül kazanan son. fılmı 'Cahil Perüer' nihayet 28 flüTde Türk sinemalannda gösterime giriyor. Serra Isnaz ve Kargo'daı Koray Candemir'in de oynadığı n u n başrollerini Margherita Buy ve Stefano Accorsi lylaşıyor. Özpetek in senaryosunu 9 kere değiştirip )*uncusunu oyuncıılarla birlikte sette yazdığı film, bir r Mmkânsız aşk' hkâyesi. Yönetmeninın 'aşkm, aflenin ; arkadaşuğın bütiuüeşmesinden doğan yeni anlamlarm /fcûsü' olarak tanıınladığı film, yaşamın içinde aslında îrkesçe 'aynı' olduğunu sandığımız aynntılann, ne ıdar 'başka' olduğunu gösteriyor. Roma'nın seçkin ;mtlerinden birinde lüks bir villada yaşamını 15 yıldır v\i olduğu Massiroo'ya adayan Antonia'nın mutluluğu, ocasının bir trafıkkazasında aniden ölmesiyle son ulur. Depresyona giren Antonia, 'cahflperi' adlı bir ıblonun izini sürerken kocasının eşcinsel bir ilişkisi Iduğunu keşfeder. Yıllar sonra büyük bir tesadüf onucu tanıştığı bu gerçek, bambaşka bir dünyanın japılan açar Antonia'nınönüne. Her yeni yüz, gülen, •ğjenen, yaşamı hafıfe alır gibi görünen, kısacası rolünü çokryi oynayan' birer cahil peridir aslında... •arklı blr dostlufc • 'Cahil Perikr' Türkiye'ye getene kadar, ttalya'da birçok idülün sahibi ohnasunn yanı sıra, kritikkrden de tam t»ot akh. Siz başaruuan kaynağuu aerede görüyorsunuz. ÖZPETEK - Filmın insanlar üzerinde bu kadar ilgi ve etki uyandıcağını hıç düşünmüyorduk. Çıktıgından itibaren algıladığım kadar en çok yarattığı şey 'heyecan'. Güldürüp ağlatması.. En çok duyduğum şey, 'füroden çıknktan sonra iki-üç gün hep akhmda kaldı' cümlesı oluyor. Bunlar önemlı şeyler, çünkü sizin akluuzda iki- üç gün kaldıysa başkasına da git gör diyorsunuz. - Yönetmen yardımahğ> yaptiğnuz fömîerin çoğunhığu komediydi ama, siz şimdi gülmekle ağlamayı bir arada kuBanıyorsunuz. Bu, yaşama daha yakm ohnak mı? ÖZPETEK- Tamamıyla öyle. Hayatta karşılaştığımız bir sürü olayı anlatabilmek. Dramatik şeylere ben kendi hayatvmda da komik bir yanından bakmaya çahşınm. Filmi görenler, keşke ben öyle bir yerde yaşayabilsem diyorlar. îsrail'de de Amerika'da da gösterildi film, ama insanlann tepkısi hemen hemen aynıydı. - Hem tanıdık hem yabancı unsurlan bir araya getiriyorsunuz. OZPETEK - Duy gulan yakalamak önemli, çünkü duygular dünyanın her tarafında aynı. Aşk her yerde aynı. Bir insanın bir insanı sevmesi, acı her yerde aynı. - Neden hep imkânsa aşk_ ÖZPETEK - Benim için en iyi film, yapıhnanuş film; en iyi roman, yazumamış roman; en büyük aşk da tamamıyla sonuçlanmamış aşk gibı geliyor. Her şey kafanızdayken mükemmel. Tûrtt yönetmenln rtalyan filml - Morettive Tornatore ile birlikte İtarya'nın genç kuşak en iyi üç yönetmeninden biri olarak gösterilhorsunuz. Bu f3m ne kadar Türk, ne kadar ttaryan? ÖZPETEK - Bir Türk yönetmenin îtalyan fdmi diyelim. Buradaki insanlann dediği de şu: O adamın bakışı çok değişik, hepimizin önünden geçip gördüğü şeyi, o çok farklı bir şekilde anlatabiliyor. Bir ödül töreninde Scola konuşurken "ttalyan sinemasının en iyi \önetmenleri eskflenkn Fellini, yenilerden Moretti ve Özpetek" dedi. Törenden sonra Scola'ya 'Size çok teşekkûr ederim, bana çok gurur verdiniz' dedim. 'Benim gerçek düşüncem bu' dedi. Beni çok şaşırüyor, acaba bu ben miyim diyorum! - 'Cahil Perüer' otobiyografik unsurlar içeriyor. Kendi vaşamöykünüz sinemada nasd bir yol gösterici? - Hiçbir zaman kendi yaşamımı anlatmıyorum sinemada. Kendi yaşamımdan esinlenerek belirli şeyleri anlatıyorum. Ajda Pekkanvar filmde örneğin. 0nun inanumaz hayranı bir arkadaşım var, bu bir üham kaynağı örneğin. Kendi yaşamımı tamamıyla gerçek olarak anlatmıyorum, onu fantezimle birleştirerek anlatıyonmv, o yüzden de gösteri oluyor. Kendi yazdıklan fümleri yapan yönetmenlerin çoğu, kendi yaşamlanndan esinlenerek anlatırlar, bu çok normal bir şey. Fransızlann 'Azlyade' ısran - Harem Suare'den sonra bir daha tarihi fîhn çekmek istemediğinizi söylediniz. Piyer Loti'nin 'Aziyade'sini çekmekten de bu yüzden mi vazgeçtiniz? - Fransızlar çok ısrar ettiler o filmi çekmem içîn, araya bakanlıklar girdi, Fransız Kültür Bakanlığı aradı, ama ben istemedim. Tanhi fıkn benim için çok zor. Üzerinde oynayamıyorsunuz, sette son anda bir sürü değişiklik yapmak benim en çok yaptığım şey. Bir de Türkiye ile ilgılı bir tarihi füm yapacaksanız bu çok daha zor. - Ilkfilminizdenberi uluslararası festrvalterde yer aldnuz ve gerisi geldi FesüvaDer konusunda ne düşünüyorsunuz? - Benim ona artık ihtiyacun yok, ama ilk başta vardı, 'Hamam'da bunu yakaladım. 4. filmimi yazmaya başladım, daha ne olduğunu bümeden satın ahnaya kalkanlar var, böyle bir yol açıyor festivaller ama ilk fıhnin çok sükse yapması lazım. 'Cahil Perifcr' Ispanya, Fransa'da çıkıyor, ardından Almanya'da çıkacak ama bunlann ardında hep 'Hamam'ın çıkış yapması yatıyor. OSCAR HEYECAN1 - Ferzan Özpetek' in Cahil Periler isimü fümi ekim ayında İtalya'da yapüa- cak Oscar oylamalannda Moretti'nin Oğlumun Odası fılmiyle yanşacak. Zorunhı bir yanıt MUSTAFA ŞERİF ONARAN "Binbir Gece Masallan r 'ıyn Âfim Şerif Onaran çevirisiyle ilgili olaylan anlatışunı Atilla Birkrye kendisine yönelik eleş- tm olarak yorumluyor, yanıt veriyor (Curnhuriyet, "Işddak ve Yeipaze*, Bu Nasıl Bir 'Gö- rüşM, 6 Eylül 2001). Bu oîayı neden bu kadar üs- telediğini, neden gerçekleri saptırmak istediğini anlayama- dıîn. Aslında anlamasına anlıyo- rum da, anlamazdan geliyo- rum. ••• Önce bir konuya açıkhk ge- tireyim: Rahmetli ağabeyim Âlim Şerif Onaran'ın telifhak- lan banageçmiş değil. Yengem de öldükten sonrabuhaklar on- lann iki torununa kaldı. Ben, başanh geçtiğine inan- dığımuzunbirmeslekçahşma- sından sonra emekliliğe çekı- len bir cerrahım. Ama Atilla Birkiye'nin yaşmdan çok ede- biyata emek verdim. Telif haklarma saygıh oldu- ğumu, yazar örgütlerinde görev ahrken, yazarhğınmeslekhaK- ne gelmesi için özellikle çalış- tığımı söylemiştim. Atilla Bir- kiye'nin de emeğine saygı du- yuyorum. Afa Yayınlan'nın ya- yın danışmanı olarak "Masal- kr"ın tek bir sözcüğüne bile katkısı olsa, emekemektir. Ügi- liler kendi ölçülerine göre bu- nu değerlendirirlet Ancak Atil- laBirkiye'nin "istememvance- bHnekoy" anlayışı içinde söy- lediği, "Bentetif falan istemm>- rum, gerçi hakkım olduğuna tnamyorum, ama istemryorum, MustafaBe\'eödesinkr" söz- leri saygı sınınnı aşmıyor mu? ••• Şu "AnlatŞehrazat" konusu- na da açıkhk getirelım: Âlim Şerif Onaran, şaghğı iyi olmadığı günlerde,i ^nsöz''ün genişletibnesi için gereklı bel- geleri verdi. Kitabı ywıma ha- zırlayan Selahattin Ozpalabı- yıklar bunu benim düzenleme- mi istemiştı. KoşuUanm uygun olmadığındanbuçahşmaya ka- tılamadım. Ağabeyim geniş müzik kül- türü olan bir insandı: Doğu'da kaymakamlık yaparken köylü- nün sofrasma bağdaş kurmayı, dinlediği türküleri notaya çek- meyi bilen bir halk insanı. Ama Âlim Şerif in verdiği belgeler arasında "Anlat Şeh- zadem"le ilgili not yoksa. ne yapahm? Aüm Şerif'i mezann- dan kaldınp sıygaya mı çeke- lim? "AniatŞehrazat" müzikaliy- le ilgih onurkıncı bir söz daha var. "..JJstefik hiçbir yasal zo- runluluk olmadığı halde Atıl Ant'm önerİM ve benim tekö- fımk müzikalin yapımcı şirketi Âlim Şerif Onaran'a teüf ode- dl" Atilla Birkiye "TeBf Haklan Yasasrnda "komşu haklan^ diyebirbölüm olduğunubilmi- yor mu? Müzikali düzenleyen- ler "Binbir Gece MasaBa- n"ndan yararlanırken, yıllar süren çevin emeğini gözardı edecek, "Hiçbiryasalsorumlu- lokyok" diyebüecekler! Hem de Atilla Birkiye gibi, "MustafaBeyemektenyanade- plse onu buemiyonun" diyen bir yazar söylüyor bunu! Atilla Birkiye bana. Âlim Şerif'e "ulufe" dagvtaayı bıraksm da, gücü yetiyorsa, Âlim Şerif in yargıda sonuçlanan haklannın ödenmesine yardımcı olsun. ••• BenYapıKrediYajTrüan'nm yayın danışmanı değilim. Bir yayınevinin yaym sıyasetini oluşturançeşiüinedenlerolabı- lir. Afa Yayınlan'run eski ya- yın danışmanı gibi, "Bence-" diye söze başlayıp "ahkâm'' kesmeyi de uygun bulmam. Yapı Kredi, elli yıh aşkm bir zamandan bu yana yayın dün- yasmın ıçindedır. Tıbbiye'de okuduğum yülarda, Vedat Ne- dim Tör dönermndeki çalışma- larmdan biliyorum. Şimdigörevbaşındabulunan EnisBatur,Gfiven Turan,Ayfer Tunç gibi arkadaşlan da iyi ta- nıyorum. Onlar edebiyatımızm nabzmı tutan, yayıncılığa geniş açıdan bakan düzeyli insanlar- dandır. Yayın dünyamızda IŞ- BN numarası alan 5000'in üze- rinde yayvncı olduğunu anım- sayalım. Bu karmaşık düzeni iyüeştirmenin ne denli zorbir iş olduğunu o zaman daha iyi an- lanz. En azmdan şunu bümek gerekir ki, kayıt dışı ekonomi- den yardımummakartıkyayın- cılann sığınağı olmayacaktır. Yapı Kredi Yayınlan "Masal- lar"m fihnlerini neden elinde tutmak gereğini duymuş? On- lardan yararlanmadığına, öz- gün resimlerini Fransa'dan ge- tirttiğine göre ne iş'ıne yaraya- cak? Belkı kaçak kitap basma ahşkanlığı olan bir yayıncının onurunu korumak istemiştir. Bir yayınevinin kendi güvenli- ği için önlemler almak isteme- si ilgimi çekmiyor. Yayıncüık, kültür dünyamı- zın can daman olan, onurlu bir meslektir. Sınırlı olanaklanyla genişbwyayın ortamıoluşturan Erdal Öz'ün kımi görüşlerini paylaşıyorum. Bu, üzerinde du- rulması gereken ayrı bir konu. Cumhuriyetgazetesı gerçek- lerin ortaya çıkması için var. Atilla Birkiye'nin tt Işüdak"h köşesi debunayaramalı, kişisel çıkarlan anımsatmak adma, birtakımkurumlan,kişüeri kir- letmeye çalışmaya değil. İTALYA Cahil Perüer'in Oscar yanşı Ferhan Özpetek'in Oscar yolu için gün saydığı filmi 'Cahil Periler', ekim ayında yapılacak oylamada Moretti'nin 'Oğlumun Odaa' fılmiyle yanşacak. Oylama sonunda hangi fılmin Italya adma Oscar'a gideceğı belli olacak. Bu durum bir Türk yönetmen olarak biraz kafa kanştuıcı olmuş onun için. "tki tarann da lobisi var. Kafama yatmayan, nasıl ttah/a'da Oscar'ı Türk'e temsü ettirirkr? Çok zor ohır diye düşünüyorum ama bura>a \armak bik beni çok memnun ediwr ve şaşırtivocT FumdeNâzan Hikmet'ın şiirlerinın ttalyancası, Ajda Pekkan resımleri gibi Türkiye'ye ait aynntılar var. 'Bütfin bunlar hayatunda olan şeyfer zaten' dıyor. Küçük bir anektod: Özpetek'in filmde kapağuu değıştırdığı şairin kitabı, îtalyan kitapçılannda, insanlann "Cahü Periler'dcki kitabı istryorunT talepleri üzeoneft^^nnHp'Cahil ,. Perilerin Kitabı' yazan bir bantla satılmaya başlamış. Fitaûnsanat vönetmenliğini 'Son Imparator' ve 'Yetenekfi Ba> Riplej' fümlerinın sanat yönetmenı Bruno Cesari yapo. BtENAL Ençok beğenilen fılmler TÜYAP'ta Kültür Servisi- Türk halkının en beğendiği dört film, "7. Uluslararası İstanbul Bienali" kapsamuıda, TÜYAP Sergi Sarayı önünde bugün 21.00- 24.00 saatieri arasında dev ekranlarda gösterilecek. tnternet üzerinde gerçekleştirilen ankete göre seçılen tüm zamanlann en iyi Türk fılmı kategorismde 'Eşkrya', geçen senenin en iyi Türk fikni kategorisinde 'Vızontele', tüm zamanlann en iyi yabancı fümi kategorisinde 'Ucuz Roman/Putp Fktion', geçen yılın en iyi yabancı filmi kategorisinde ise 'Dövüş KulübüyFîgrtClub'ük sırayı aldılar. Tekrar gösterimleri ise pazar ve pazartesi günleri yapılacak. ESİNTÎLER ZEYNEP ORAL Her Göruügünüze hanmayın... Görmemiş olamazsınız... Görüp şaşmamış ola- mazsınız... 11 Eylül'de, ikiz kulelerin vurulmasından hemen sonra bir görüntü geldi televizyon ekranlarına. Dünya terörist saldınnın şokundayken yeryüzü- nün bir başka yerinde, çoluk çocuk, kadın erkek, genç ihtiyar bir grup insan sevinç içinde gülüp oy- nuyor, göbek atıyor, zafer çığlıklan arasında, New York'taki binlerce ölümü kutluyordu. Biryandan on bin, yirmi bin, otuz bin sivilin ölü- mü söz konusu edilirken bir yandan da bu ölüm- ler karşısında sevinç naralan atanlar gösterildi. Ve açıklandı: "Işte Filistinliler" dendi. önce, iletişim devlerinden Amerikan CNN'de yer alan bu göruntüler, aynı gün ve sonraki gün- lerde dünyanın birçok televizyonunda olduğu gi- bi bizde de yer aldı. Görmemiş olamazsınız... Görüp şaşmamış ola- mazsınız. Şaşmaktan öte, belki "ne biçim insan bunlar böyle" dediniz, belki "bunlarinsan olabilirmi" di- ye isyan ettinız, kızıp öfkelendiniz ve birçırpıda on- lan insanlıktan sildiniz... Belki bedduaettiniz, baş- lanna bin kat beteri gelsın dediniz... Belki onlan mazur görecek birçok neden sıraladınız aklınızda, onlan anlamaya çalıştınız... Öyle ya da böyle bir tepki gösterdinız. O tepki- yi içinizde çoğalttınız. Çogalttıklannızı başkalany- la paylaştınız. İçinizde biriktirdiniz. Birikimleriniz düşüncelerinize yön verdi. Sonra... Sonra... önce intemette dolaşmaya başladı bu görün- tülerle ilgili haberier... Gerek ABD gerek Kana- da'daki çeşitli üniversitelerin iletişim fakülteleri bu görüntülerin 11 Eylül günü çekilmedığini söyjü- yordu. Derken kesin açıklama BBC (Britanya Rad- yoTelevizyon Kurumu) Iç İletişim Başkanı Russell Grossman'dan geldi. Hepimizin şaşkınlıkla izledigi Filistinlilerin gö- rüntüleri 1991 yılında çekilmişti. Kuveyt işgali sı- rasında. "Aynı göruntüler 1991 yılına ait BBC ar- şivlerinde de var" diyordu Grossman ve insanla- rin en paniğe kapılmış, en acılı, en hassas olduğu bir anda, onlan Filistinîilere karşı öfke, nefret ve şid- dete yöneltmeyi "korkunç bir sorumsuzluk" ola- rak değerlendiriyordu. Bu mektup, bu açıklamalar bilinmeyen ne- denlerle (!) internet saytalarından yok olsa, yok edılse de yine de çeşitli kaynaklardan yollanma- ya devam ediliyor. Gelelim o günkü görüntülere. Yalnız CNN de- ğil, birçok kanal ve ertesi gün yazılı basından birçoğu, ölümler karşısında sevinen Filistinliler fotoğrafını yayımladı. Ama ne CNN'den ne de o görüntüleri CNN'den alıp kullanan diğer ka- nallardan, hatta o fotoğraflara yer veren yazılı basından, benim izleyebildiğim kadar herhan- ., gi bir düzeltme, bu yazıyı yazdığım ana dek gel- medi. İletişim, haber alma özgürlüğü, bilgilenme öz- gürlüğü, demokrasilerin "olmazsa, o/maz" ilke- lennden biri. Medyanın kendi içindeki amansız rekabeti... Yazılı yayınların görsel yayınlaria yarışa girme- si... Sansasyon düşkünlüğü... Acelecilik, yüzey- sellik, hiçbir olayın derinine inememek... llan, reklam baskısı... Taklitçilık... Ekonomik baskı... Bütün bunlar tamam da manipülasyona, yala- na ne demeli... Milyonlarca izleyiciye "Sen sen o/ Filistinlileri düşman belle" diyerek, "Bak şu Müslümanlara" diyerek hedef gösterme yayın- cılık ilkeleriyle bağdaşabiiir mi? (Gelin de şim- di, Ignacio Ramonet'in "Medyanın Zorbalığı" -Om Yayınlan- kitabını anımsamayın!) Uydular aracılığıyla dünyanın her yerinden "anında görüntü alma" yeteneğine sahip oldu- ğundan ben televizyon, medyanın baş tacıdır. Görüntü, kraldır. "Görüntü yoksa gerçek de yoktur." Ama görüntü yoksa da canlandırmayla, can- lı bağlantılara, teknolojik üstünluğe sanlabilirsi- niz. "Size gösterdiklenm doğmdur, çünkü tek- nolojiktır." Bu kez, bizde çok revaçta olan bu yönteme bile gerek kalmamış. Arşivler sağ ol- sun! Kafalanmıza "görmek, anlamaktır" kavramı lyice yerleştirilmiş durumda. Televizyondan ge- ri kalmak istemeyen günlük basın onu taklit et- meye çalışıyor. Sonuçta bu da bir iletişim terörü değil mi! Biliyorum bu ne ilk, ne de son örnek. Ama her örnek karşısında benim midem bulanıyor, kus- maya başlıyorum. Ya siz? Savaşsız günler dileğiyle... e-mail: zeynep@2eynep0nu.com BUGUN • BABYLON'da saat 23.00'te Dâhan&Kamien performans sergileyecekler.fO 212 292 73 68) • FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'nde yönetmen Serkan Özkaya'mn saat 12.00 ve 21.00'de Zencüer BirbirineBenzcmez' adlı filmi, saat 15.00'te 'Amerikan Dolan' adlı fümi, saat 18.00'de 'Kendi Yolundan Gidenler' adlı filmi gösterilecek.(0 212 252 61 55) • İŞ SANAT'ta Sam Raimi'nin yönettiği 'Basit Bir Plan' adh fümi izlenebılir. (0 212 316 15 77) ,(Xİ 15 Ekim'de başhyor... Kayıtlar 25 Eylül'de MİA1YİA btiklal cad. fialep Pasajı. Kaf.2140/20 (Beyoglu Sineması'nm pasaj) sahne tasarımı müzik+söz+ şür ses atölyesi tat-chi-chuan görsel iletişim oyunculuk atölyesi "hayat bilgisi" atölyesi çocuk+drama akdeniz'in ortak uygarlığt Kayıtlar 25 Eylül+ 10 Ekim arası. Ayrıntılı çalışma/gösteri programı ve Katılma koşulları için 0212 252 74 52 ve WWWJTtayasanatcom
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear