17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 2001 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER @cumhuriyet.com.tr T emel Fen Bilimleri ve bun- lara dayalı oiarak gelişen modern teknolojinin, ge- ride bıraktığımız yüzyıla olduğu gibi yeni yüzyıla da damgasını vuracağı gö-, riilmektedır. Fennin insan yaşantısında- ki önemini ve gelişme hızını kavrayabil- mek için teknolojik alanlardaki bazı ge- lişmeleri gözden geçirelim: l)Fotoğraf makinesinın düşünülüp piyasaya sürül- mesı için tam 102 yıl geçmiştir. (1727- 1829). Buna karşılık daha kanşık tekno- lojisi olan transistöriin piyasaya sürüle- bilmesi için 5 yıl (1948-53) yeterli olmuş- tur. 2) Ilk kez 1946 yılında çalışmaya başlayan MARK-I adlı bilgisayar 5 ton ağırlığındaydı. Bugün kapasitesi bundan daha büyük olan bilgısayarlar avuç içi- ne sığacak kadar küçülmüştür. 3) Bilgi- sayar teknolojisindeki gelişme sayesin- de yüz binlerce ciltlik kitaplan bulunan birkütüphaneyi birkaç CD'de toplamaola- nağı dogmuştur. 4) Yine bilgisayar tek- nolojisinin uzantısı olan internet deni- len sistemle, aklı zorlayan iletişim ağı kurulmuş, bu iletişimin ürûnü oiarak k> talar bir bilgisayar ekranına sığacak ka- dar yakınlaşmıştır. Mahalle aralannda açılan, internet kafe denilen bilgisayar or- tamlannda bugünün gençleri bir iletişim ağına girerek dünya ile tanışmaya başla- mıştrr. Tüm bu baş döndürücü gelişme- ler. dünyanın ortaçağdan beri sıkı sıkıya sanldığı fen eğitiminin bir ürünü oiarak Fenden Bütünlemeye Kalmak! / Prof. Dr. İsa EŞME Maltepe Üniversitesi algılanmalıdır. Fendeki bu gelişme iv- sına uygun olan deneysel çalışma yön- cilerin sık sık dile getirdiği gibi fen öğ- mesine karşılık ûlkemizdeki fen eğiti- minin durumu nedir? Bunun somut gös- tergelerinden biri, her yıl 1.5 milyona yakın öğrencimizin girdiği üniversite sı- navlannda fen alanında aldıklan başan oranıdır. Bu sınavlann sonuçlan açık- iandığında kamuoyunun, daha çok dere- ceye giren ögrencilerle ilgilenmeleri ne- deniyle gazete haberlerirün arasında yer alan bazı sayısal bilgiler gözden kaçmak- tadır. Bu rakamlara göre bu yıl 44 fen so- rusunun sorulduğu ÖSS sınavında Tûr- kiye genelinde doğru olarak çözülen so- ru ortalaması 4'tür. Bu rakamlar mate- matik, sosyal ve Türkçe dallan için sıra- sıyla 7,13 ve 2O'dir. (Geçen yıllardaki so- nuçlar da buna çok yakındır). Bu sonuç, 11 yıllık ilk ve ortaöğretim sürecinde fen eğitimi verdiğimizi düşündüğümüz ço- cuklanmızın fenden 10 üzerinden 1 'in al- tında not alarak bütünlemeye kalması demektir. Diğer alanlara göre başan dü- zeyinde en düşük oranın fende olması fen açısından ayn bir değerlendirme yapıl- masını gerektirmektedir. Fen öğretimin- de bu noktaya neden gelüıdi? Çözüm için ne yapılrnalı? Fen öğretiminin amaç- lanna varabilmesi için, bu bilimin yapı- temini seçmek gerekir. GaBk dcn beri fen ögrerimi hep laboraruvar ortamında yapüagelmişrir. Fen bilimlerinde öğretim, gözlem yapma, ölçme, bulunan ölçüm- leri değerlendirerek sonuç bulma gıbı uygulamalı eğitimi gerektirir. Fennin yal- nız kitaptan okunarak ya da öğretmen- den dinlenilerek öğrenilemeyecegü bir dershanede bilmejen birisine yüzme öğ- retilemeyeceği kadar kesin bireğHün ger- çeğidir. İlk ve orta dereceli okullanmız- da özellikle son 30 yıldan beri fen öğre- timinde laboratuvar etkinligi unutulmuş- tur. Laboratuvar çalışmalan, üniversite sı- navlan hazırlığında zaman yitirilmesine yol açan bir engel olarak algılanmıştır. Gençlerimizin ilgisini fen bilimlerine çe- kebilmek, onlan araştırma ve inceleme- ye yöneltebilmek ve herkesi bir fen okur- yazan durumuna getirebilmek için bu eğitimin vazgeçilmez gereği olan labo- ratuvar ortamına yeniden dönebilmenin yollan araştınlmalıdır. Başanya giden yol öncelikle bu tercihten geçmektedir. Fen öğretiminde bir başka olumsuz et- ken, bazı okullarda fen öğretiminin ya- bancı dil ile yapılmış olmasıdır. Eğitım- retimindeki başan bu eğitimin ulusal dil- de yapılması ile yakından ilgilidir. Öğ- retenin ve öğrenenin iyi bildiği ortakla- şa bir ulusal dil varken, her iki tarafın da- ha az bildiği dılde fen eğitiminin veril- meye çalışıhnasının hiçbir mantıklı açık- laması yoktur. Bugün yabancı diBe eği- tim yapan okullarda fen öğretimi amaç olmak yerine \ abancı dil öğrenmede bir araç olarak kuUanıbnaktadır. En başan- lı öğrencileri bünyesinde toplayan bu okullann üniversite sınavlanndaki başa- nda eğitim dili Türkçe olan fen liseleri- nin alünda kalmaları bu gerçeğin en çar- pıcı kanıtı olarak değerlendirilmelidir. Fen eğitiminde başansızhk nedenlerinin belki de en önemlisi, bugün okullanmı- zırı büyük bölümünde medreseeğitimi an- layışiYİa eğitim yapılmasıdır. Fende birçok formül, tanım ve kura- lın ezberletilerek öğrencilerin beyninin ansiklopedik bilgilerle doldurulduğu ve sınavlarda bu bilgilerden ne kadannı ez- berlediğinin sorulduğu bu sistem çocuk- lanmızı fenden ürkütmüştür. Öğretmen merkezli eğitim denilen bu klasik eğitim biçiminden en çok fen alanının etkilen- mesi, uygulamalı bir bilim dalı olan fen eğitiminin klasik eğitim biçimine hiç uy- gun olmamasından kaynaklanmaktadir. Fen eğitiminde umulan sonuca varabil- mek için medrese eğitimi anlayışının ter- sine bu eğitimde görev alan fen öğretme- ni, bilgi aktancı değil, yol gösterici ol- malıdır. Öğretmen her bilgiyi açık seçik öğrenciye aktarmak yerine, öğrenciye belli ipuçlan vererek ve gerektiğinde de- ney yaptınp sonuçlannı yorumlatarak onlann temel fen yasalannı birer araşör- macı gibi keşfetmelerine fırsat vermeli- dir. Kısaca, öğrenci merkezli eğitim ola- rakadlandınlanbu eğitim biçimi, 1970'li yıllann başlannda çok sayıda pilot okul- larda uygulanarak fen alanında oldukça büyük başanlara ulaşımuştır. Ulke olarak spor, edebiyat ve güzel sanatlarda uluslararası düzeyde başan çizgisini yakaladığımız dönemler olmuş- tur. Buna karşılık fende yüzyıllardır bir varlık gösteremeyişimiz, uluslararası öl- çütlerdeki bilimsel araşnrma sıralamala- nnda üçüncü dünya ülkelerinin de geri- sinde kalışımız, içimize sındıremedığı- miz bir gerçektir. Bundan kurtulmarun yolu, başanlı ola- bildiğimiz dallara verilen önemin fen eğitimine de verilmesinden geçmekte- dir. Burada öncülüğü, eğitim-öğretim- den sorumlu olanlar ve tüm fenciler yap- malıdır. Bu yapılmadığı sürece, yalnız öğ- rencüerimiz degıl, tüm ülke olarak gelecek yıllarda da fenden bütünlemeye kalacağız demektir. ARADABtR KUBtLAY GÜLSEM Türkiye, Türkiye'den Yönetilmelidip... Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve siya- sal açmazı aşmanın yolu Türkiye'nin Türkiye'den yönetilmesidir. Başka bir anlatımla ulusal bağım- sızlığımıza ve ülkenin bütünlüğüne sahip çıkılma- sı kutsal birzorunluluktur. Tek çıkış yolu budur. Bu- nun dışındaki çözüm arayışları, kafalan karıştır- maktan ve ülkemizi daha bağımlı duruma getirmek- ten başka bir işe yaramaz. Şu anda ülkemizi yönetenler bunun aynmında mh- dır? Ne yazık ki değiller demek geliyor içimizden. Ülkemizi yönetenleri, emperyalistlerle işbirfiği için- de olmakla suçlamak popülist bir yaklaşımdır. Te- mel çözüm, sorunun nerede olduğunu görmekten geçer. Sorun doğru bir biçimde ortaya konmalıdır ki, çözüm sağlıklı olabilsin. Çözümün olabilmesi için de ülke yöneticilerinin ve toplumun sağlam bir alt- yapısının olması gerekir. Bu altyapı, Mustafa Ke- mal'in önderliğindeki ulusal kurtuluş savaşı ile baş- latılmış, devrimlerie sağlamlaştınlmaya çalışılmış, ancak Demokrat Parti iktidanyla biriikte ödünler ve- rilmeye başlanmıştır. Ulus devlet kavramı unutu- lurken emperyalizme göz kırpılmıştır. Ülkemizin girdiği bu olumsuz süreçte sosyal de- mokratlar, sanayi devrimini yapmış Avrupa için ge- çerii olan sermaye-emek çelişkisiyle uğraşırken ül- kemizin temel çelişkisi olan feodalizm unutulmuş- tur. İki ayn olgu olan doğru ve gerçek, çoğu kez birbiriyle örtüştürülmüştür. Oysa çoğu kez görül- müştür ki doğru olan gerçek olmamıştır, gerçek olan da doğru olmamıştır. Nedir ülkemizin gerçeği? "Ulusal önderimiz Ata- türk'ün başlattığı aydınlanma hareketine sahip çık- maktır." Bu, ülkemizi yönetemeyen, ulusal çıkar- lanmızı hiçe sayan, küreselleşme olgusunu doğ- ruymuş gibi topluma yutturan yöneticileri eleştir- mekten öte, onlan siyaset sahnesinden silmekle ola- bilir. Bu insanlann siyaset sahnesinden silinebilme- si (seçeneğimiz yok diyen Bülent Ecevft'e inat) seçeneğin somut olarak ortaya konmasıyla olur. Or- taya çıkacak olan seçeneğin: Ulus devlet olgusunun gereği olan ekonomik, siyasal ve yönetsel siyasalan (politikalan) savun- ması ve uygulaması gereklidir. Aydınlanma devri- mini kaldığı yerden sürdürmelidir. Sanayi, ticaret, banka, medya dörtlüsünü birbirinden ayırarak her- kesi kendi uğraş alanına çekmesi gerekir. Kamu ma- lına zarar veren, çalan, zimmetine geçirenleri affet- memesi gerekir. 1982 Anayasası'nı değiştirerek sosyal hukuk devletine işlerlik kazandırması gere- kir. Türk diline sahip çıkarak dilimizi "bilim dili" ha- line getirmek için gerekli kurumsal ve bilimsel ça- lışmalan yapması gerekir. Dışa bağımlılığı arttıran ulaşım politikalan yerine, demir ve deniz taşımacı- lığına ağırlık vermesi gerekir. Parasal ekonomiyi üretken ekonominin aracı durumuna getirmesi ge- rekir. Bütün bunlann yapılabilmesi için, yoğun fel- sefi eleştirilerin, sızlanmalann bir yana bırakılarak eyleme geçilmesi gereklidir. Unutulmamalıdır ki önderimiz Atatürk bağımsızlığımızı "sözle değil ey- lemle" elde etmiştir. Türkiye'yi Türkiye'den yönetecek siyasal olu- şum kaçınılmaz bir duruma gelmiştir. Ben, ülkemiz- de bu başanyı gösterecek namuslu insanlann az olmadığına inanıyorum. MUSTAFA BALBAY'DAN YENİ BİR ARAŞTIRMA KİTABI!.. yupIlMItltYl *Y* ğ W¥ KJJ wmmmm mmi m^ K * * ^ H KITAPÇINIZDAN ISTEYINI ÜMİT UmM î71MWUulı, MUM1 tsu Kiıapıa yer aıan konulann tümü gerçektir Türkıye'nin 901ı yıllarına damgasını vuran. banka boşaltmalarından küçük bir kesıtı aktarmaktadır Demıreller aılesmden veğen 1. Yahya, 1970li vıllarda ıseyeğen 11. Yahya. cepten para harcamadan banka sahıbı olup. kendi bankasının içıni boşaltmaya gırişen bir kışı olarak tanhtekı yerinı aldı Mustafa BALBAY, Y. Murat Demırel'in eserlennı ızlemekle kalmadı. yazdı. Siz ~~ı de okuyun... T Tipi' Cezaevleri ve Oruç Eylemleri... LânÜa ONAT Emekli Yargıç • nfaz konusuyla ilk karşılaş- I mam, Ankara ya da tstanbul Adliyesi'nde hâkim yardım- cısı (muavini) olarak çalıştı- ğım döneme rastlar. Bir gün masamın üzerinde, cezaevinden gönderilen ve imzamı gerektiren bir komisyon karanyla karşılaştım. Bir hükümJünün, cezaevindeki ni- zama aykın davranmasından dola- yı on beş gün süreyle "tecrit" ey- lemıne tabi tutulmasma daır verilen komisyon karannın hâkimlikçe onanması isteniyordu. Evrakı göz- den geçirdim. Içeriğini şimdi anım- samıyorum, ancak "hûcre" işlemi- nın insanlık dışı (gayri ınsanî) oldu- ğu düşüncesiyle, hâkimlığe sunulan karar sayfasına kısaca ^tasdikohın- mamıştır r ' cümlesını yazarak dos- yayı Cumhuriyet Savcılığı'na geri yolladım. Aradan yıllar geçti. Ne ya- zık ki aynı konulann, yanm yüzyıl sonrasında daha da ağırlaştınlmış olarak yine gündeme getirildiğini görmekteyiz. Bu nedenledir ki 1 %9 yılında yayımlanmış olan "İstiklal Savaşı'nda Edremit" adlı kitabım- da yer alan "SuçveCezaÜzerineÇîz- giler" adlı yazımdaicı bazı bölüm- celerinı bu yazıma alıyorum: "- tnsanlan sevmek fazilettir. - Insanlan sevmek, insan obnarun birinci şarûdır. - Suç işlemek kaçuıılmaz bir va- kıadır. Her insan bir suç işlemiştir ya da işle>ebüir. - Şikâyet edilmemek, gizlilik, de- 10 yetersizliği, zamanaşunı ve af ka- nunlan,suçlulan takipten \«>a mah- kûmiyetten kurtaran nedenlerrür. - lşlenen suçlardan toplum da va- tandaş kadar sorumludur. - Kanun koyucularla hükûrn ohış- turanlar, özgürlüğü sınıriayan bir cezanın, virmi dört saatlik infaz şek- lini yakından gözlemlemiş olmab- dıriar. - İnsan haklanyia bağdajmayan infaz sistemi işkencedir. İşkence ise bu yüzvılın yöntemi değOdir. - Cezaevleri ıslah edici ve öğretici niteükJerrvleokul düzeyinde bulun- mabdır. - Mahkûm. afle ve toplumun ken- disinde noksan bıraktığı değerieri, cezaevinde tanunah ve kazanabü- metidir. - Pikren ve bedenen çahşOrılma- yan mahkûmlar, bir tûr öhlme terk edilmişsavıüriar. - Yaşamak hakkı ilahi bir lütuf ve bunun içindir ki kutsal ve dokunul- maz haklardandır. - Cezaevlerine sadece adliye ve basuun değil,nbbın da eğOmişolma- suıda zaruret vardır. - Rad>o ve müzik yayuılan, zev- kin ve liiksün çok üstünde, fıkir ve ruh eğitiminin en etküi öğeleri ola- rak mahkûmun >ararlanmasına ha- zır bulundurulmahdır. - Mahkûmlann durumlanna gö- re kendilerinezaman zaman ev teri- ne dönüşolanağısağlanması,insan- ca düşünceye davanan, eğrtime yar- dıma ve yaşama dengesini güvence altuıa alan yerinde bir önkmdir. - Bir insan için evinden. işinden, çocuklanndan vesevilen her şeyden yoksun ve uzak bıraJalmak, cezala- nn en ağındır. -Gûneşi,denizi,doğanm bütûn gü- zeüikJerim,insaıüanseyredebflrnek, sahibi okluğumuz topraklar üzerin- dcözgüriükiçinde>aşavabilmek,en büyük mutiuluktur. - Başkalanna karşm değil, baş- kalarryla buiikte mutlu olmak, mut- luluğumuzdur." Bugün ıse artık ikibinbirli yıllara ulaştık. Türlü kültürlerden oluşan eğitim hayaumızın bize kazandırdığı en uygar en doğru ve en güzel duy- guların etkisinde bulunmamız gerekiyor. Adalet mensuplarının Cumhuriyet tarihimizin örneklerin- den de esinlenmesini dileyerek, Tür- kiyemizde görev başuıda bulunan bütün kuruluşlan, devletin itibannı ve yüksek çıkarlannı göz önünde bulundurmak suretiyle "adaletve in- san haklarT deyimlerinin gerektir- diği düşünce ve gelişimler açısın- dan gereken önlemleri almaya ve konuyu ilkel, bireysel ve partisel tutkulann tuzağından anndırmaya çaba göstermeye davet ediyorum. T.C. • • *~;r:\. YEDİTEPE ÜNÎVERSÎTESİ " r- Eğitinvöğretimini doğrudan Oniversite olarak dizaynlanmış Kayışdağı'ndaki çağdaş 26 Ağustos Yerleşimi'nde sürdüren ve bu yıl da ikinci mezunlanm veren YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ nin PLASTÎK SANATLAR (Resim, Heykel, Seramik) GRAFtK TASARIMI İÇ MÎMARLIK ENDÜSTRİ ÜRÜNLERİ TASARIMI PEYZAJ MÎMARLIĞI (*) MODA ve TEKSTİL TASARIMI SANAT YÖNETİMİ TtYATRO (••) Bölümlerine YETENEK SINAVI İLE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR Yukanda belirtilen programlara 2001 yılı ÖSS sınavından en az 105 puan (herhangi bir tiir) alanlar ön kayıt yapürmak için başvurabilir. Kayıüar Kayışdağı 26 Ağustos Yerleşimi'nde 06 Ağustos 2001 Pazartesi başlayıp 13 Ağustos 2001 Pazartesi akşamına kadar sürecektir. (*) Peyzaj Mimarhğı Böliimü'ne yerleştirme Merkezi Sistemle yapılmaktadır (**) Tıyatro Bölümü sınavlan aynca ilan edilecektir. ÖN KAYIT İÇİN GEREKEN BELGELER: * 2007 yılına ait ÖSS puan kartının aslı veyafotokopisi, * Lise diplomasının aslı veyafotokopisi, * Dört adet vesikalıkfotoğraf * KentbankKozyatağı Şubesi 251971-351 no'lu hesaba 15.000.000.-TL (Onbeş Milyon) ön kayıt harcı yatınldığını gösteren banka dekontu GİRİŞ SINAVLARI * 15Ağustos 2001 Çarşamba Saat 10:30'dayetenek sınavı * 16 Ağustos 2001 Perşembe Saat 10:30'da mülakat Öğretim Programlannın çağdaş sanat anlayışıyla hazırlandığı, öğretim iiyesi başına düşen öğrenci sayısının. ideal kabul edilen sayılarda tutulduğu YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ alanında iddıalı olmaya kararlı ve "Yannın Çağdaş Türkiyesi'nin sanatçt kadrolannda yer almayı isteyen gençlerimizi yetiştirmeye hazır bulunuyor. YEDİTEPE ÜNlVERStTESÎ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESÎ 26 Ağustos Yerleşimi Kayışdağı Caddesi 81120 Kayışdağı • İSTANBUL Telefonlar: (0-216) 578 08 47 - 578 08 48 • Santral: (0-216) 578 00 00 Fax: (0-216) 578 08 63 ATTİLÂ İLHAITin ŞİİRLERİ102. BASHIDA KIMI SEVSEM, SENSIN.. Attilâ llhan Bir büyük ustanm, Attilâ İlhan'm yeni şür kitabı "Kt'mi Seusem, Sensîn... Attilâ İlhan'm kendi deyişiyle "Bütün bir ömrün özetil ATTİLÂ İLHAN / BÜTÜN ŞİİRLERİ 1. DUVAR/10. bs. 2. SISLER BULVARI /11. bs. 3. YAĞMUR KAÇAĞI /11. bs. 4. BENSANAMECBURUM/14. bs. 5. BELA ÇİÇEĞI / 7. bs. 6. YASAKSEVIŞMEK/8. bs. 7. TUTUKLUNUN GÜNLÜĞÛ / 7. bs. •1974 TüA M Kurumu Şür Ûdûlû' 8. BÖYLE BİR SEVMEK / 8 bs 9. ELDE VAR HÜZÛN / 8. bs. 10. KORKUNUN KRAL.LJĞI / 4bs. 11. AYRIUK SEVDÂYA DÂHİL / 6. bs. 12. KİMİ SEVSEM, SENSİN... / 8. bs. 3500ooo 285Oooo 2000000 285Oooo 2000000 2000000 2850000 2850ooo 2OOOooo 2850ooo 2000mo 2500ooo [ www.bilgiyayinevi.com.tr BİUlİYmiNEVİ M^rutyet Cad 46/A Yeraşehır - 06420/ANKARA Tel: (0-312) 434 49 98 • 434 49 99 Fate' (0-312) 431 V 58 BİUU DAÖmM Nariıbahçe Sok. No'17. Kat1. Cağaloğlu - 34360/tSTANBUL Tei: (0-212) 522 52 01 - 520 02 59 Faks. (0-212) 527 4119 BROİ KİTABEVİ Sakarya Cad. 8/A Kızılay - 06420/ANKARA Tel: (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Fate: (0-312) 43319 36 Özal'ın Türkiye'yi savajo sokmak için üstün çoboları; soğduyulu bir generalin, cumhuriyet tarihinde, Özal'a vesavaşa görülmedik biçjmde karşı CUNEYT ARCAYUREK töyvMtre MasaUm Kifikhn Gvpkkr: 3 Kriz Doğuran^ Savaş I polHikadald Arcayürek, ibret belgeleri sunuyoı Oizinin öteki kitaplan 1. Demokrasi Dönemecinde Clç Adam / 3. bs. 7000ooo 2. Bir Giden - Bir Gelen - Bir Bekleyen / 2. bs. 7000ooo 3. Kriz Doğuran Savaş / 2 bs. 7000ooo 4. Bekleyen Adamın Gerçeklesen Duşü / 3. bs 7000ooo 5. Etekli Demokrasi / 3. bs 7000ooo r\ | www.bilgiyayinevi.com.tr MLOİ VMMEVİ Meşrutıyet Cad 46/A Yentsehır - 06420/ANKARA Tö. (0-312) 434 49 98 • 434 49 99 Faks (0-312) 431 77 58 BİLOİDAâlTIM Narlıbahçe Sok. No17, Kat1,Cagaloğlu-34360/İSTANBUL Tei: (0-212) 522 52 01 - 520 02 59 Faks: (0-212) 527 41 19 MLMKİTABEVİ Sakarya Cad. 8/A Kızılay - 06420/ANKARA Td: (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks: (0-312) 43319 36 ENGİN AŞKIN GÜLLERİN ÜRKÜnÜĞÜ ODYSSEY (ŞÜR) Düne dönerken güllerin ürküttüğü İmgelerin kıyısından uzanan deprem Tüm söylencelerde gecenin öptüğü Y.îzıtlara direnen o btimsiz özlem Pıyerlotı Cad. Ayberk Apt. No 7-9 Çemberlıtaş-lstanbul - (0212) 516 20 04 - Faks (0212) 516 20 05 E-posta- varlık@varlrk com.tr web sıtesı. www varlik com tr SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EtosyaNo: 2001/744 Mahkememizin 1.8.201 tarih, 2001/744 esas ve 2001/808 karar sayth dosyası ile mahcur Sinop, Dikmen, Kuzalan köyü nüftısunda kayıtlı, 1980 doğumlu Nazmi Gül'ün aynı yerde kayıtlı babası Settar Gül'ün velayeti al- tına alındığı hususu üan olunur. Basın: 45764 BAKPOCÖY3.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DosyaNo: 1999/12 Satış 27.7.2001 tarihinde Cumhuriyet gazetesinin 41865 basın numarah satış ilanının, satış şartlanrun 1. bölü- münde zuhulen satışın Bakırköy 4. lcra Müdurlüğü'nde yapılacağı yazılmış ise de bunun Bakırköy 3. lcra Mü- dürlügü olarak tavzihine ve ilanına karar verilmiştir. Bu tavzihin satış günü olan 10.9. 2001 tarihinden en az bir ay evvel yapımıası bilginize rica olunur. 3.8.2001 Eki: Gayrimenkul saçık satış arttırma ilanı Basın:45849
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear