26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 2001 ÇARŞAMBA HABERLER 415mnyarlık kaçak sigara ele geçirildi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mersın'de, MSC Atastaila adlı gemiye yapılan operasyonda, piyasa değeri 415 milyar lira olan kaçak sigara ele geçirildi. Devlet Bakanı Mehmet Keçecıler'in makammdan yapılan açıklamada. 276 bin 500 paket kaçak sigara ele geçirilen geminin yükünün, 216 kutu yapma çiçek olarak beyan edildiği belirtildi. Aramalar sırasında arka sıralarda bulunan 553 kutu içerisinde piyasa değeri yaklaşık415 milyar lira olan Kent marka sigaralara el konulduğu bildirildi. Açıklamada, sigaralarla birlikte değeri 439 milyar 750 milyon lirayı bulan kaçak eşyaya el konulduğu, olayla ilgili kişiler ve gemi yöneticilerinin hakkında soruşturma açıldığı belirtildi. Timmer suçu da aymlıyor • İstanbul Haber Servisi - İstanbul DGM'nin Bankekspres davasında "dolandıncıhk" suçuyla ilgili görevsizlik karan vermesinin ardından, çete oluşturarak Et- Bahk Kurumu'nun Zeytinburnu Kombinası'ndan et çahp sattıkları ileri sürülen 19 sanığın yargılandıği davada cumhuriyet savcısı, dosyanın "çete" ve "zimmet" olarak ikiye aynlmasını istedi. Mahkeme heyeti, heyet değişikliği nedeniyle "zimmet" suçunun dosyadan aynlmasına dair talebin bir sonraki oturumda düşünülmesine ve sanıklann tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. cinnet • İstanbul Haber Servisi - Bağcılar'da cinnet getiren, psikolojik sorunlan bulunan Kadir Aslan. annesi Ayşe Aslan ve Fransa'da işçi olarak çalışan ve kısa bir süre 5nce izne gelen babası Hüseyin Aslan'ın boğazını bıçakla keserek öldürdü. Mersin Emniyet Müdürü Turgay Pamuk, polislerin uyuşturucu sattığını doğruladı Karakolda esrar iıııalatıMERStN (Cumhuriyet) - Mersin'in Kazanlı beldesin-- deki polis karakolunda esrar satan polislerin gizlice ekil- diği tespit edilen hintkene- virlerine el koyarak karakol- da kuruttuklan. ekenleri de rüşvet alarak serbest bırak- tıklan belirtildi. 20 sanıktan 11 'i tutuklanırken 9'u tutuk- suz yargılanmak üzere ser- best bırakıldı, 2 kişi hakkın- da da gıyabi tutuklama kara- n çıkanldı. Rüşvet aldıklan belirlendi İçel Emniyet Müdürü Tur- gay Pamuk, yazılı açıklama- • Pamuk yazılı açıklamasında. karakolda görevli amir ve polislerin ekilen hintkenevirlerine el koyduktan sonra sahiplerini rüşvet alarak serbest bıraktıklarını, daha sonra karakolda esrar imal ederek aracılar vasıtasıyla piyasaya sattıklannı kaydetti. sında, 23 Temmuz Pazartesi günü kendisine ulaşan ihbar mektubu sonrasında. konu- nun araştırıldığını, doğrulu- ğunun belirlendiğini. ancak hazırlık soruşturmasının giz- lilik içerisinde yürütülmesi için titiz bir çalışma gerçek- leştirdiklerini bildirdi. İhbar mektubunda Kazan- lı Karakolu'nda görevli bazı personelin, gizlice ekilen ke- nevirlen tespit etmelerine karşın sorumlular hakkında işlem yapmadıkları ve rüşvet aldıklarının belirlendiğini anlatan Pamuk, şunları söy- ledi: "Personelin hintkenevirle- rini toplayarak karakolda kurutup sattıklannın belir- lenmesi üzerine müdürlüğü- mûze bağlı ekipler, 3 gün sü- reyle çalışmalar yapmıştır. Olayın doğru olduğunun an- laşdması üzerine 26 Temmuz tarihinde saat 13.00 sıralann- da daha önceden planlana- rak seri numaraları alınan paralarla karakolda görevli ve bu olayda irtibatları oldu- ğu tespit edilen personel ile esrar maddesi alışverişi ger- çekleştirümiş ve olaya suçüs- tü olarak müdahale edilmiş- tir. Bu olayda 294 gram esrar maddesi, 14 gram hintkene- viri tohumu, 2 kök hintkene- viri bitkisi, 1 adet ruhsatsız silah ele geçirilmiştir." 11 sanık tutuklandı Aralannda 1 başkomiser, 1 komiser yardımcısı, 8 polis memuru ve 2 bekçinin de bu- lunduğu 20 kişinin Cumhu- riyet Savcılığı'na sevk edil- diğini belirten Pamuk, sanık- lardan ll'inin tutuklandığı- nı, 9'unun tutuksuz yargılan- mak üzere serbest bırakıldı- ğını ve 2 kişi hakkında da gı- yabi tutuklama karan çıkarıldığını bildirdi. HKK acıkladı CASA dümenleri incelendi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Hava Kuv- vetleri Komutanlığı, CA- SA uçaklannda uygula- nan İstikamet Sistemi Kontrolü'nün sık sık kul- lanılan uçuş emniyet yön- temlerinden biri olduğunu acıkladı. Hava Kuv vetleri Komu- tanlığı Genel Sekreterli- ği"nin yaptığı açıklama şöyle: "Hava Kuvvetleri envanterinde mevcut CN- 235 uçaklanndan bir tane- sinin istikametdümeni sis- teminde meydana gelen arızanın nedcnlerinin in- celenmesi neticesinde, an- zaya neden olan teknik hu- susun,ilgiliteknikyönetim sorumlusu tarafindan tüm CN-235 uçaklannda kont- rol edilmesine karar veril- miş ve kontroller tanıam- lanmıştır. Bu tip kontrol- ler, Ha\a Kuvvetleri Ko- mutanlığı'nda sık sık kul- lanılan uçuş emniyet yön- temlerinden biridir." İĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Niyazi çağlar'a 10 yıl verildi îşkenceci polise rekor hapis cezası TURHANNARLER ÇANAKKALE - tşkence iddiasıy,la iki yıldır Çanakka- le Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu yargılanan polis me- muru Niyazi Çağlar'a "kasn aşan fıîl oluşturarakadam oi- dürmek*' suçundan 8 yıl ha- pis cezası verildi. Böylece Türkiye'de ilkkez işkence id- dialı bir davada en uzun süre- li hapis cezası verilmiş oldu. Mahkeme aynca TCK'nin 245. maddesini gerekçe gös- tererek polis memuru Çağ- lar'ın cezasını 1/3 oranında arttınp 10 yıl 8 aya çıkardı. Cezayı daha sonra 1/4 o- ranmda azaltan mahkeme TCK'nin 59. maddesini ge- rekçe gösterip takdir hakkmı da kullanarak verilen cezayı 6 yıl 8 aya.indirdi. Çanakkale'nin Yenice üçe- sinde 2 yıl önce çevreye küf- rettiği gerekçesiyle gözaltma alınan Mustafa Koca, 3 saat sonra fenalaşınca hastaneye kaldınlırken ambulansta can vermişti. Eşi DuriyeKoca, ko- casmm karakolda gördüğü iş- kence nedeniyle öldüğünü ileri sürerek polis memurlan hakkında dava açti. Bursa Ad- li Tıp Kurumu'ndan verilen raporda, Koca'nın vücuduna aldığı darbeler sonucu öldüğü tespit edilmişti. Olayın ardın- dan gözaltma alınan polis me- muru tutuklanarak cezaevine konulmuştu. Duriye Koca'nın avukatı Ililmi Baydar işken- ce iddiasıyla yargılanan Ni- yazi Çağlar'a verilen cezanın Türkiye'de şimdiye kadar ve- rilmiş en uzun süreli hapis ce- zası olduğunu belirtti. Cebze Belediye Başkam Pembegüllü için 260 yıl ceza istemi İstanbul Haber Servisi - Gebze Belediye Başkanı Ah- met Pembegüllü'nün siyasi ve sosyal bir görüşten kay- naklanan amaç ile çete oluş- turmak suçundan 260 yıl hapsi istendi. İstanbul DGM Savcısı Ab- dulaziz Özatlan tarafindan hazırlanan iddianamede, ka- patılan FP'li Belediye Baş- kanı Pembegüllü. 18 villaya kanunsuz ruhsat verme kar- şıhğında 125 milyar lira rüş- vet almakla suçlandı. Başkanhk görevine gelir gelmez, laik sistemi yıkma- ya çahşan kişilerin nitelikle- rine bakılmadan başkan yar- dımcılıklan ve müdürlük kadrolarına getirildiği kayde- dilen iddianamede, "Sanık- lar eski ahşkanhklannı sür- dürerek Kıhk Kıvafet Yönet- meliğj'ne aykınolaraksakal- h ve türbank olarak çahşmış- lardır. İrn'cai terör ağntkhol- mak üzere 71 sabıkalı ve fişli şahıs işe aünnuşnr"' denıldi. Pembegüllü'nün de aralann- da bulunduğu 24 sanık hak- kında hazırlanan iddianame- de, belediye ihalelerinin, Hizbullah davası sanıkları- mn da aralannda bulunduğu kişilere \erildiği. Huzurkent toplu konut ihalesinin Albay- raİdar firmasma verildiği ve karşılığında Pembegüllü'nün seçimmasraflannın karşılan- dığı ileri süriildü- İddianame- de aynca Sydney'de ay yıl- dızh forma giymeyen güreş- çi Harun Doğan'ın Gebze Belediyesi Güreş İhtisas Ku- lübü güreşçisi olduğu ve bir Mercedes otomobil bağış- landığına dikkat çekildi. şırnak Köylüye işkence iddiası DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesine bağlı 2 köyün boşaltıldığı, 3 köye de giriş çıkışm yasaklandığı ve gıda ambargosu uygulandığı iddia edildi. Geçen günlerde mayın patlaması sonucu bir askerin yaşamını yitirmesinden sonımlu olduklan gerekçesiyle gözaltma alınan köylülere ellerine çivi çakılarak işkence yapıldığı ileri sürüldü. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Osman Baydemir, Beytüşşebap'a bağlı 10 haneli korucu köyü Aşat ve 25 haneli Ortaklı köylerinin 20 Temmuz'da zorla boşaltıldığını öne sürdü. 142 hanelik Ulucak, Dağaltı ve Hisarkapı köylerine de giriş çıkışın yasaklandığını ve gıda ambargosu uygulandığını savunan Baydemir, bu köylerin de boşaltılma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Askeri operasyon sırasında köylerin yakınlannda mayın patlaması sonucu 1 askerin yaşamını yjtirmesi ve 10 askerin de yaralanmasından köylülerin sorumlu tutulduğunu anlatan Baydemir "Köylerden toplam 33 kişi gözaltma alınnuş, İlçe Jandarma Komutanhğfnda günlerce sorgulannuş ve işkence ile gayri insani muameleye maruz kalmışlardır. İlk gözaltına atuıanlardan özelliklel978doğunüu Cafer Aslan, 1%6 doğumlu Kerim Acar ve 1%1 doğumlu İsa Abi 10 gün boyunca copla tecavüz. elektrik şoku, kızgın güneşte tutma, elkre çrvi çaküması gibi işkencelere maruz kalmışlardır" dedi. STFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Bu ülkede "şeriaf'ın ciddi bir tehlike olduğu konusu, devlete egemen olan çevrelerin önemli tezlerinden birisi. De- mokrasi istemeyen ve otoriter sistemin devamını isteyen çevreler de bu tehlike- yi sürekli bir tehdit unsuru olarak kulla- nıyorlar. Işin komik olan tarafı, şertatın yasaklarıyla, bu devlete egemen olan anlayışın yasaklan arasında tam bir pa- ralellik bulunması. Bunun en tipik örneklerinden birisi iç- ki yasağı. Dün Cumhuriyet gazetesinde "Madrid Galata'ya taşındı" başlıklı bir habervardı. Güldüm. Çünkü, Galata Ku- lesi çevresinde içki yasağı vardı. Bu yö- rede açılmış birçok kafe-bar içki yasa- ğına toslamış durumda. Hatta burada bir şarap içilmiş diyerek yapılan baskın- lar sonucu btr çok kafe-bar günlerce ka- palı kaldı. Galata, Istanbul'un en önemli turistik merkezlerinden birisi. Cenevizler döne- minden kalma binalan, eski sokakları, kiliseleri ve sinagoglarıylatipik bir Italyan kentinin görünüşünü andınyor. Ancak Galata, Madrid Olur mu? yalnizca andınyor. Çünkü burası yasak- lar ve pislikler bölgesi. Bazı açıkgözler Galata Kulesi'nin bulunduğu yeri birşe- kilde otopark olarak kullanıyorlar. Kule- nin dibi de çeşitli gerekçeleıie trafiğe açıldı. Kulenin hemen yanı başında açığa atı- lan çöplerin yaydığı kokular ve pis man- zara, "Buraya turist istemiyoruz" diye bağınyor. Aynca bu yörenin turistik bir yöre olarak gelişmesi, çevresinin can- lanması için eğlenceyerierine ihfıyaçvar. Bu bölgeyi seven insanlar, buraya bazı turistik kafeler açmaya giriştiler. • • • Şeriatla mücadele ettiğini söyleyen devletin kurumlan, bu kafeler buralarda görünmeye başlar başlamaz harekete geçtiler. Hemen ruhsatlar kontrol edildi. İçki içilip içilmedtği sürekli ve sıkı bir de- netim altına alındı. Bu arada bazı bar- daklarda şarap izlerine rastladığını söy- leyen polisler, buralan birer ikişer mühür- lemeye giriştiler. Sorduk soruşturduk, bu uygulamanın arkasında nasıl bir sistem olduğunu öğ- renmeye çalıştık. Bize anlatılan şu: Her ilçede "Içkili Yer Tespit Komisyonu" bu- lunuyor. Bu komisyon, içkili yer krokisi çıkanyor. Bu kroki ise eğitim yerierine ve ibadet yerierine uzaklık ölçü alınarak ha- zırianıyor. Içkili YerlerYönetmeliği'negö- re açıkta içki satacak yerterin bir eğitim kurumuna 200 metre uzaklıkta olması gerekiyor. Ibadethaneler için ise uzaklık hakkında daha esnek bir mesafe söz konusu. • • • İstanbul gibi yerterde ne olacak? Her yer okul ve her yer cami, kilise, sinagog. Özellikle turistik yöreler olarak kabul edi- len eski İstanbul bu açıdan yoğun ku- rumlara sahip. Işte burada da eğitim ku- rumlanna 100 metre, ibadethanelere 20 metreye kadar içkili yer izni verilebiliyor. Bu ise komisyonun takdirine bırakılmış. Ancak bu takdir ne kadar esnek uygu- lanıyor bilemiyoruz. Bildiğimiz bir şey daha var. Eskiden bira, alkollü içkiler kapsamında sayılmıyordu. Avrupa'da ise birçok ülkede şarap ve bira alkollü iç- kiler arasında kabul edilmiyor. Sonuçta bu yönetmelik, İstanbul gibi bir turistik kentte yasakçılığa dönüşüyor. Hele Ga- lata gibi yörelerde bir teröre dönüşüyor. ••• Galata'nın Madrid'e dönüşmesi ha- yaldir. Çünkü Türkiye, fikir yasaklannın yanında, içki yasağına da sahip bir ül- kedir. Bu nedenle, turizmin geüşmesi mümkün değıldir. Haa! Şöyle olur, bu yörelere Arap ülkelerinden turist çeke- biliriz. Çevreyi şerbet satan dükkânlaria doldururuz. Böylece sorunumuz çözül- müş olur. Ama o zaman İstanbul, Madrid ola- maz, olsa olsa Tahran, Şam olabilir. Bu dabize yeter diyorsanız, söyleneceksöz yok. • • • Işin komik olan yanı 28 Şubat'la şeri- ata karşı mücadele başlattığını söyte- yen MGK, her konuyla ilgilendiği halde, bu içki yasağını bir türlü gündemine al- maz. Hükümet de almaz, Turizm Bakan- lığı da. Sonra kendi kendimizi kandınrve Ga- lata'da açılan Iberiko kafenin ilk Ispan- yol tarzı kafe olduğunu söyleriz. Gidin bakalım orada Ispanyol içkileri bulabilir misiniz? Bir Ispanyol şarabı içmek ister- seniz size verebilirier mi? Galata'da ba- zen Ispanyol turistlere rastlıyorum. On- lar içkiyi seven bir millet. Yörede oturup iki tek atacaklan bir yer bulmalan müm- kün değil. Galata, Madrid mi olacak? Bir şey mi dediniz?.. GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Egede Melankoli Mavi deniz, tılsımlı bir ışık gökyüzünde ve ço- rak adalar, metruk yıkıntılan bekleyen terk edilmiş zeytin ağaçları, boş sarnıçlar... Ege'nin kendine özgün bir melankolisi var. Artık olmayan mede- niyetleri düşündürür... Ve Odiseus Elitis çok uy- gundurbuortamdaokumakiçin.. "Ah! yeşil mü- ceyher, gün doğumunda ışığı durduran I Dünya- nın iki gözünün doğumundaki ışık I Hangi ftrtına habercileri gördü seni daha önce..." (Ege Melan- kolisi). Şiiri bir kenara bırakıp, beş günden beri ilk kez gazetelere bakınca, bu Ege melankolisi daha da ağırlaştı. Nereden nereye gelmiştik! Gazeteler- deki haberier, köşe yazarlarının hem kendileri hem de birbirleriyle çelişen çözümlemeleri, hüküme- tin politika yapma araçlarını teker teker yitirdiği- ni gösteren işaretler, evlere şenlik garip bir "top- lumsal patlama" tartışması... Ve nihayet IMF ka- pısından geçerek içine girilen tünelin öbür ucun- da belirmeye başlayan "ara rejim" karanlığı... DDn "öteki Türkiye'nin" derdine sahip çıkarmış gi- bi görünerek "reyting" yükselttikten sonra, şim- di "öteki Türkiye'ye" demokrasi ve refah istiyor- sa önce demokrasi ve refahtan vazgeçmesi ge- rektiğini anlatan bir yazar. Hem de kahve muhab- betlerinde bile iç bayacak "Türkiye'de tam de- mokrasiyi (tam demokrasi dene? - E. Y.) isteme- yen Batılı (nereli?), bilgili (hangi konuda ?), birikim- lifnerede, nasıl birikmiş?), çıkar hesaplannın (öte- ki Türkiye'nin mi yoksa beriki Türkiye'nin mi?) üstüne çıkmayı bilen (burası neresi ve bana niye 1930'lu yılların Almanyası'nı hatırlatıyor?) insan- lar..." gibi içi gereğinden fazla boş bir fıçının çı- kardığı seslere benzeyen yankılanmalarla uzayıp giden argümanlar... Bu karmaşanın arkasında dünyada ve Türki- ye'de gelinen bir dönemeç var. Ayrıntılı bir biçim- de irdelemeyi düşünüyorduk bu dönemeci. Ama üzerime düşen melankoliden kurtulmak için der- dimi hemen kısaca paylaşmaya karar verdim. Gazino ekonomisinden... Küreselleşmenin anlamı üzerine tartışmaya de- vam edeceğiz şüphesiz. Ama bir konuda hemen anlaşabiliriz: Mali (faiz kazancına dayalı) serma- yenin genişleme alanı, dolaşım hızı, 1990'lardan bu yana ilk kez bu kadar büyük bir oranda arttı. Merkez ülkelerde borsalar yükselirken, çevre ül- kelerde "yükselenpiyasalar", "sıcakpara" olgu- su doğdu. Ama bildiğiniz gibi bu süreç kendiliğin- den gerçekleşmedi. Başta ABD olmak üzere, merkez ülkelerin benimsediği ve çevre ülkelere IMF / Dünya Bankası aracılığıyla dayattığı ekono- mi politikaları (serbestleştirme, dışa açma, tah- kim, dolarizasyon...) sayesinde malı sermaye her ulusal ekonomiye istediği gibi girip çıkabilir, spe- külasyon yapabilirhale geldi. Böylece dünya eko- nomisi birçok ekonomistin işaret ettiği gibi dev bir gazinoya dönüştü. Mali sermaye bu gazinoda "yükselen piyasaların " ulusal servetleri ile kumar oynadı. Mali sermaye (faiz geliri ve spekülasyon ile yaşayan bir organizma olarak) ulusal ekono- milerin birikimlerinin havuzlarını boşalttı, gelecek- te üretilecek değerterin üzerine ipotek koydu. Bu kumarhane, hep kumarhaneyi kuran ve yö- netenlere çalıştı. En çok da kumarhanenin başın- daki ülkeye... Başta ABD ve birkaç gelişmiş ülke, çevre ülkelerden merkeze yapılan transferler sa- yesinde uzun bir ekonomik toparlanma yaşadı. ABD, teknolojik üstünlüğü yeniden ele geçirdi, askeri teknolojisini yeniledi, hegemonyasını güç- lendirdi. Ancak, "busaaderz/nc/r/n/n" halkalan 1990'la- rın ikinci yarısında kopmaya başladı. 1997-1999 döneminde Asya, Rusya, Brezilya krizleri gazino ekonomisinin sorgulanmasına neden oldu. 2000- 2001 döneminde bir seri gelişme, gazino ekono- misinin artık onu işletenler açısından da işlevsel- liğini yitirmeye başladığını gösteriyordu: a) ABD yönetimi, mali sermaye çevrelerine yakın bir kad- ronun elinden, üretime yönelik sanayi, enerji, sa- vunma ağırlıklı sermaye gruplarını temsil eden bir yönetimin eline geçti. b) Dünya ekonomisi eşza- manlı bir resesyona girmeye başladı. c) Arjantin ve Türkiye krizleri IMF programlarının içtutarlılık- larını kaybettiklerini ve programın her parçasının diğer parçasına karşı işlemeye başladığını (bakı- nız enflasyon, yüksek faiz, dalgalı kur, ekonomik büyüme ilişkisi üzerine tartışmalar) gösterdi. Ga- zino ekonomisi bitmişti. Gasp ekonomisine Çevre ülkelerin ulusal birikimlerinin havuzunu boşaltmaya dayalı gazino ekonomisi, artık bu havuzlar boşaldığı için yerini bu havuzları doldur- maya yönelik yeni arayışlara bırakıyor. Ancak ga- zino ekonomisi, gazinocuya, müşterilerinin (az- gelişmiş ülkelerin) birikim havuzlarını doldurma araçlarına karışma, hatta el koyma olanağını ge- tirmişti. Bu yüzden o şimdi tahkim, toprak mülki- yeti edinme hakkı ve benzerlerini içeren yeni bir modele geçiyor. Bu, havuzu boşaltmanın ötesi- ne geçen, havuzu doldurma araçlarının mülkiye- tini gasp etmeye yönelik bir modeldir. Bu model klasik sömürgecılige çok benziyor. Üstelik bu ara- da baş gazinocunun (ABD) etkisi zayıfladıkça di- ğer gazinocular da bu gasp modelini kendileri için kullanmak istiyorlar. Şimdi gazinocular salt bu gazino ekonomisine yeni müşteri çekmek için yarışmakla kalmayacaklar. Şimdi az gelişmiş ül- kelerin salt piyasaları değil "gerçek ekonomile- ri", doğal kaynaklan, toprakları, hatta bizzat var- lıkları tehlikededir. Tabii dünya barışı da... Büyük güçler salt piyasalar üzerinde değil de bizzat üret- ken alanlar üzerinde rekabet etmeye başlayınca da... Bakınız1900-1945. VEFAT AVUKAT HÜSEYİN GÜLHAN vefat etmıştır. Aziz meslektaşımızın cenazesı 01/08'2001 Çarşamba *ıinü (Bugün), Bahçelıevler Yayla Camıı'nde kıhnacak ıkındi namazmı müteakıp ebedı ıstırahatgâhına defnedılecektir. Merhuma Tanndan rahmet, kederlı aılesıne ve meslekiaşlannuza başsağlığı dılenz. tSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear