Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7TEMMUZ 2001 CUMAF
4 HABERLER
DUNYADA BUGIIN
ALl StRMEN
Program Çoktu
Toplumsal yaşamımızda öyle garip şeyler var
ki, yapması ayıp olmuyor da, söylemesi oluyor.
işte böylesine garip bir toplum olduk.
Efendim ayıp da olsa söylemesi biz yine söy-
leyelim: Bu ekonomik program (tabii eğer var idjy-
se) çökmüştür.
Kemal Dervfş'in çabalan da birsonuç verme-
yecektir. IMF'nin, Telekom olayını görmezden ge-
lip, yeni kredi dilimini serbest bırakması çok güç
görünüyor, Dünya Bankası için de durum aynı.
Zaten Telekom olayından önce de, yonetim ne
faizleri, ne döviz kurunu denetleyebilmekteydi.
Kemal Derviş'in bizzat kendisinin de, kapalı
çevrelerde bu durumdan yakındığı ve ne yapa-
caklarını bilemez bir duruma düştüklerini rtiraf et-
tiği söylentileri artmıştır.
IMF'nin, Telekom olayından da yararlanarak,
yol yakınken yeni bir bozguna ortak olmamak
için, sorumluluğu Ankara'nın sırtına yıkarak, çark
etmesi büyük olasılıktır.
Nitekim yabancı basında da, Türk politikacıla-
nna güvenilemeyeceği ve bu işin yürümeyeceği
yolundaki yazılar artmaktadır.
Yabancı basında çıkan yazılara kızmamak ge-
rek.
Gerçekten de Türkiye'yi yönetenler güven ver-
miyorlar.
•••
Çöküşten sonra, dolar iki milyona doğru yol
alır, işsizlik daha büyük boyutlara vanr, şirketler
birbirleri ardından iflas eder, sokaklarda asayiş-
sizlik kol gezerken müthiş bir vatan millet Sakar-
ya edebiyatı siyaset sahnesine egemen kılınmak
istenecektir.
Sakın bunları yutmayalım! Telekom olayının ulu-
sal çıkar ve bağımsızlıkla ilgisi olmadığını göre-
lim!
Şeker Yasası'nı, Tütün Yasası'nı kuzu kuzu çı-
karanlar, ulusal çıkarı o zaman akıllarına getire-
mediler de, şimdi Telekom'da mı anımsadılar?
Şu gerçeği görmemiz gerek, IMF ve Dünya
Bankası ile bu küçük kriz atlatılsa bile, asıl kriz at-
latılamayacak, program tümüyle çökecektir.
Gerçekte, ekonominin bir ölçüde düzelmesine
elverecek veriler yok değil. Ama Türkiye'de sis-
tem ile onun başoyunculan kimseye güven telkin
etmiyor. Bugün karşı karşıya bulunduğumuz en
büyük sorun, sisteme ve yürütücülerine duyulan
güvensizliktir.
•••
İki haftalık, ABD gezisinden sonra yurda dön-
düğümde, bir dostum sordu:
- Oradan Türkiye nasıl görünüyor.
Yanıtım acıydı:
- Aslında görünmüyor bile.
Sonra ekledim:
- Görünen kadarıyla da, güvenilmez adamlann
yönettikleri, sistemi ekonomisini yürütemeyen,
ekonomik yapısı da, demokrasi üretmeyen çağ-
dışı bir ülke imajı çıkıyor ortaya.
Bu yollu lafları, biraz daha kibar biçimde söy-
leyen çok kişiye rastladım orada.
Doğrusu, yurtsever duygularla onlan yanrtla-
mak üzere pek bir sav bulup, ileri de süremedim.
Adamlar doğru söylüyorlardı.
işte bu Türkiye'nin bugünküyle kıyaslanmaya-
cak bunalımların içine düşmesi artık kaçınılmaz
görünüyor.
Bugüne kadar kendi bildiği gibi davranan Tür-
kiye'nin geldiği yer burası.
Bunalımların, büyük toplumsal acılann yararla-
nna fazla inananlardan değilim.
Ama bu kez, "belki de böylesi daha iyi olacak"
dememek elde değil. Bu musibetin herkesin ak-
lının başına gelmesine yol açmasını dileyelim.
Çünkü artık yapacak başka bir şey kalmamış
gibi görünüyor; bütün siyasilerle biıiikte rejimi de
önüne katacak olan büyük bunalımdan hayırçık-
masını dilemek tek çare.
Çankaya Köşkii'ne
86 bin başvuru
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Cum-
hurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in göre-
ve geldiği 17 Mayıs
2000 ile 4 Temmuz
2001 tarihleri arasında
Çankaya Köşkü'ne re-
kor sayıda, 86 bin 130
başvuru yapıldı.
Cumhurbaşkanlığı
Sözcüsü Metin YaJ-
man. dün düzenlediği
basıtı toplantısında,
Cumhurbaşkanlığı
Yürütme ve Koordi-
nasyon Başkanlığı'na
iletilen başvurularla il-
gili bilgi verdi. Buna
göre, 17 Mayıs 2000
ile 4 Temmuz 2001 ta-
rihleri arasında Cum-
hurbaşkanlığfna kişi-
sel isteklerle ilgili 38
bin 798 adet, kurumsal
ışlemler ya da kanıu
hizmetlerine ilişkin
düzenlemelerle ilgili
47 bin 332 adet olmak
üzere toplam 86 bin
130 başvuru geldi.
Kişisel başvurularda
ış ve yardım istekleri,
çalışanlar ve emeklile-
rin sorunlan, yerel yö-
netimler, eğitim ve
kültür. yargı ve kamu-
laştırmaya ilişkin is-
tekler baş sıralarda yer
aldı. Kurumsal başvu-
rularda ise ilk sırayı
doğaj afetler, eğitim ve
öğretim sorunlan alır-
ken bunu genel ekono-
mi ve mali konular, ça-
lışanlann sorunları,
sağlık, orman-hayvan-
cılık. arazi sorunlan,
kanun- yönetmelik.
özelleştirme gibi ko-
nular izledi.
Sezer, bugüne kadar
Cumhurbaşkanlığı 'na
gönderilen 31 kanun
hükmünde kararname-
nin 24'ünü, bin 915
Bakanlar Kurulu kara-
nnın bin 843'ünü, 58
Bakanlar Kurulu ata-
masının 56'sını, 854
müşterek kararname-
nin 789'unuve 141 ya-
sanın 123'ünüonayla-
dı.
Sezer aynı dönemde
3 yasa, 7 kanun hük-
münde kararname, 4
Bakanlar Kurulu kara-
n ve 26 adet müşterek
atama kararnamesini
iade etti.
Basın toplantısında
Cumhurbaşkanlığı
Özel Kalem Müdürü
ve Dışişleri Başdanış-
manı Tacan Ildem de,
Makedonya'da bir
ateşkes anlaşmasına
vanlmış olmasını
önemli birgelişme ola-
rak değerlendirdikleri-
ni belirtti.
Türk Ceza Yasası Taslağı'yla ölüm cezası kalkıyor, yerine yaşam boyu hapis geliy<
vtroııik prangahhapisANKARA(CumhuriyetBürosu)-TBMM'de
geçen dönem kadiik olan, Türk Ceza Yasası ye-
ni taslağıyla, ölüm cezası kaldınhyor, yerine
ağırlaştınlmış müebbet hapis cezası getiriliyor.
2 yıl veya daha az süreli hapis cezalannın kısa
süreli olarak kabul edildiği taslakla, hükümlü-
lük süresi 6 ayı geçmeyen kadınlar, cezalannı,
oturduklan yerden "dektronikpranga" ile çeke-
cek. Taslakla, soykınm fiilleri de suç kapsamın-
da değerlendirildi. Radyasyon yayıcı (baz istas-
yonu gibi) maddelerin insanlann toplu bulun-
duklan yerlere yerleştirilmesi suç sayıldı.
Ord. Prof. Dr. Sulhi DÖnmezer'in başkanlığı-
nı yaptığı komisyonca hazırlanan TCY Taslağı,
dün Hâkimevi'nde Adalet Bakanı Hikmet Sa-
mi Türk'e sunuldu. Türk'ün "reform" olarak
nitelendirdiği TCYTaslağı'ndaki düzenlemeler
şöyle:
idam yerine ömür boyu ceza: Ölüm ce-
zası kaldınldı. Bunun yerine sıkı güvenlik reji-
mine göre çektirilecek ağırlaştınlmış müebbet
hapis cezası getirildi.
Ceza yerine l$te çalısma: 2 yıl veya daha
az süreli hapis ve hafif hapis cezalan, kısa sü-
reli kabul edildi.
Elektronik pranga: Hükümlülük süresi 6
ayı geçmeyen kadınlann cezalannın. elektro-
nik bir alete baglanarak oturduklan yerde çek-
tirilmesine. hükümlü veya savcının istemi üze-
rine mahkemece karar verilebilecek.
Soykınm SUÇ: Soykınm, milli, etnik, ırki,
dıni veya herhangi bir grubun tamamen veya
kısmen ortadan kaldınlması kastıyla işlenen suç
olarak tanımlandı.
ötenazi yasağl: Acıyı dindirmek amacıyla
adam öldürme suçu için 1 yıldan 3 yıla kadar
hapis cezası öngörüldü. Ötenazinin, dayanıl-
maz bir hastalığa yakalanmış bir kimsenin ıstı-
rabına son vermek amacıyla işlenen adam öl-
dürme fıîli olduğu belirtildi.
İSkence Üçe bölündü: Işkence, basit, nite-
likli ve ağır nitelikli olarak değerlendirildi. Su-
çun memur ve görevlilerce işlenmesinin nitelik-
li işkence olduğu belirtilerek suçlu için 5 yıldan
10 yıla kadar hapis cezası öngörüldü.
insan üzerinde deney: Bilimsel ve tıbb
dayanağı olmadıkça insan üzerinde deney
panlar cezalandınlacak.
özel hayatı koruma. Özel hayata gire
başkalan tarafindan görülmesi mümkün olr
yan olaylann tespit edilmesi suç sayıldı.
Bili$int SUÇU: Yasaya aykın olarak kişisel
rilen toplama, bilişim sistemine yerleştirr
muhafaza için gerekli güvenlik önlemJerini
mama, yetkili olmayanlara verme, imha etn
ifşa etme, özel maksatia kullanma, ele geçirn
süresinde yok etmeme fiilleri suç sayıldı.
Düsûnce yine SUÇ: 312. maddenin ikir
fıkrası ana hatlanyla özelliğini korurken sı
için "kamu düzenini bozma obsdığr aranaca
Bingöl
Yargısız
infaz savı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - insan Hak-
lan Derneği (IHD), Bin-
göl'de PKK'ye yönelik
operasyonda, kimyasal
silah kullanıldığmı ve
yargısız infaz yapıldığmı
öne sürdü.
ÎHD Genel Merke-
zi'nde düzenlediği basın
toplantısında polislerin
de bulunmasına tepki
gösteren İHDGenel Baş-
kanı Hûsnü Öndüi "tn-
san haklan ihlalleriniıı
anlatıldığı bir toplantida
yine insan haklan ihlal
edüjyor" dedi.
Basın toplantısında ha-
zırlanan raporu okuyan
Genel Sekreter Osman
Bsydemir, operasyonda
ölen 20 kişinin muayene
ve otopsi işlemlerinin
yapıldığmı belirterek
şöyle konuştu:
"BiKrkişidoktoriarbü-
tûn cesetter için kesin
öhtm sebeplerini ateşti si-
lah yaralanmasuıa bağn
hemerolojik şok olarak
tanımlanuşür."
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
n r^a üiiSU \
HizbuHah tetikçisi Bozkır da yakalandı
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyar-
bakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın öldürül-
meden önce adlannı açıkladığı Hızbullah'm 26
tetikçisinden Ahmet Bozkır da yakalandı. 9 ey-
lemde 7 öldürme ve 5 yaralama olayına katıldığı
belirlenen Bozkır'm, Okkan suikastıyla ilgisinin
olmadığı açıklandı.
Abdullah oğlu 1975 Diyarbakır doğumlu
"Asun" kod adlı Ahmet Bozkır'ın kanştığı ey-
lemlerden birinin faili meçhul, sekizinin failleri-
nin ise firari olduğu açıklandı.
Emniyet yetkililerinin açıklamalanna göre,
Bozkır sırasıyla şu eylemlere kanşh:
1993 yılında Bafıkçılarbaşı Köprülü Sokak'ta
Yalçın Yaşa'nın öldürülmesi, Yahya Yaşa'nın ya-
ralanması.
Aynı yıl Fatih Mahallesi Göçmenler Cadde-
si'nde Setim Bayar, Aziziye Mahallesi Muhtan
MehmetKaynak'ın. 1994 yılında Şehitlik'te Cev-
detGündeş'in. Seyrantepe'deÖmerGüneş'in öl-
dürülmesi.
Kaynartepe Mahallesi'nde Abdurrahim Er-
daş'ın bıçakla yaralanması.
Sağlık Ocağı Caddesi'nde Aydın Ticaret'e yö-
nelik bombalı saldında Ahmet Aydm'ın öldürül-
mesi, Mehmet Aydın ile Abdulmeeit Çetiner'in
yaralanması.
1999 yılında Emek Caddesi'nde Naciye Yol-
cu"nun silahla yaralanması. Camiikebir Mahalle-
si 'nde seyyar satıcı tbrahim Halil Gülen'in öldü-
rülmesi. Bozkır'ın adı Diyarbakır DGM'de idam
istemiyle yargılanan örgütün tetikçilerinden "Ay-
han" \e"Avni''kod adlı MehmetÇiğdem'ın dos-
yasında da geçiyor.
Iddianameye göre, Bozkır ve Çiğdem suç or-
tağı olarak yaptıklan eylemlerin talimatlannı bağ-
lı olduklan askeri birim sorumlusu Naşit Ta-
tar"dan alıyorlardı. Bazı eylemlerde tetikçilik ya-
pan Bozkır, kimilerinde de koruma oldu.
'Hoşçakalın Gözüm'
Fariste 8 a> önce yaşammı yitiren özgün müzik sanatçısı Ahmet Kaya'nın
'Seda" niteliğindeki."Hoşçakalın Gözüm" adlı son albünıü
müzJksev^rierin beğenisine sunuluyor. Kaya'mn Avrupa'va giüneden
tamamlanma aşamasına getirdiği albünıün Kazablanka Gaanosu'nda
yapılan tanıtımı. sanatçının dostlannı bir arava getirdi. Tanıüm gecesine
ODP Geoel Başkanı Lfuk L ras. ÖDP Genel Başkan Vardıracısı Saruhan
OJuç, HADEP Genel Başkan Yardıması Ahmet Türk,
İHD Onursal Başkanı Akın Birdal. sendikaa Münir Ceyian, avukat
Eşber Yâğmuntereli'nin yanı sıra sanatçılar Edip Akbayram, HaJfl
Ergün, îhas Salman, Cenı Karaca, Ferhat Tunç, Suavi, Onur Akm,
SÜIIKT E/gü. Mazlum Çinıen, Ali Rıza Binboğa, Banu, Grup Kızdırmak
ile şairier Nevzat Çelik, Yüsuf HajaJoğlu ve Aydın Oztürk'ün de
aralannda buhınduğu çok sayıda itişi katddL Hüzün doiu gecede
Ahmet Kaya'nın şarkttan dinknirken sanatçının birçok seveninin
gözyaşlanna hâkim olamadığı dikkat çektL
TİHV raporu
Alüaycfa
11 faili
meçhul
İstanbulHaberServisi- Türkiye
insan Haklan Vakfi
Dokümantasyon Merkezi'nce
hazırlanan 6 ayhk insan haklan
durum değerlendirmesi raporunda
son altı ayda 32 kitap, gazete, derg
ve yayınm toplatıldığı, 15 dergi ve
gazetenin de kapatıldığı
vurgulandı. Raporda
düşüncelerinden ötürü 22 yazar,
bilimadamı ve gazetecinin
mahkûm olduğu, 4 bin medya
emekçisinin işsiz kaldığı
açıklandı.
Vakıf Başkanı YavuzÖnen, son alt
ayda kullanılmaya başlanan "yol
haritası" kavramına karşın, ulusai
programa bakıldığında,
Türkiye'nin yeni bir yola girmeye
hazır olmadığının anlaşıldığını
savundu. Anayasa değişikliği
konusunda tartışmalann sürdüğüni
belirten Yavuz Onen, "82
Anayası'mn öziine dokunmadan
bir degisiklik olacak gibi
gözüküyor" dedi. Önen, gerek
ulusal programın hazırlanması
gerekse anayasa değişikliği
çalışmalannda "sivil toplum
örgütleri ve toplumla diyaJog
kurulnıamasını" eleştirdi.
Raporun içerlği üzücü
Konuşmalann ardından,
Dokümantasyon Merkezi
Koordinatörü Feraj' Salman
tarafindan okunan raporda, "11 fail
meçhul rinayetin işlendiğü 166
kişinin işkence ve kötii muameleve
maruz kaldığı ve 4 kişinin de
gözaltında öldüğü" ıddia edildi.
TMMOB eylem
kararı aldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Mühendis ve
Mimar Odalan Birliği
(TMMOB) Genel Sekreteri
Fikret Özbilgin, yolsuzluk ve
yoksuJluk düzenini yaratanlara
dur demek ve istemlerini dile
getirmek için 28 Temmuz'da
Ankara'da eylem yapacakJannı
açıkladı. Özbilgin, 28
Temmuz'da yapılacak eylemin,
Emek Platformu kapsamuıda
düzenlenecek daha geniş çaph
bir eylemin de habercisi
olabileceğini sözlerine ekJedi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
özelleştirme idaresi Başkanı Uğur
Bayar'a, "Türkiye'de şeriat tehlikesi
varmı?" diye sorsanız ne der bilemi-
yorum. Büyük bir olasılıkla "Var, ama
o kadar abartıldığı kadaryok" diyebi-
lir. Uğur Bayar, iyi eğrtim görmüş, laik
Türkiye Cumhuriyeti'nin parlak, genç
bürokratlanndan biridir. Onun, gele-
ceğin Türkiye'sinin temsilcilerinden
biri olduğunu da söyleyebilirsiniz.
Her şey öyle cilalı görüntüsü içinde
anlaşılmıyor. O çok modem Türkiye
Cumhuriyeti'nin parlak, genç bürok-
ratı, bir anda ahlak zabıtası kesiliveri-
yor. Kadınlann göbekleriyte, külotiany-
la uğraşmaya başlıyor. Bir Türk erke-
ği olarak, kadınları hizaya sokmak
amacıyla harekete geçiyor. Onlara,
'devlet dairesinin ciddiyetini' hatırla-
tıyor. Bayar, bu ahlak eğitimini daha
önce büyüklerinden almıştı.
TBMM'de de erkek milletvekilleri ka-
dınlann pantolon giymesini yasakla-
mışlardı.
Ahlak söz konusu olduğu zaman
îp Külot ve Hülya Avşar
erkeklerin aklına hemen kadınlar ge-
liyor. Onlan hizaya sokarak ahlakı ko-
ruyacaklarını, devlet ciddiyetini öğre-
teceklerini düşünüyorlar. Türban ko-
nusunda da benzer bir tavır söz ko-
nusuydu. Türbanı kışkırtan da, yasak-
layan da erkeklerdi.
Kadınlann nasıl giyineceği hep on-
lann derdi oluyordu.
Bütün bunlan yazdıktan sonra, aca-
ba UğurBayar bunlan gerçekten yap-
tı mı diye kendi kendime sormadan da
edemiyorum. Çünkü Bayar'ın gaze-
telere yansıyan açıklaması, bunu ya-
pıp yapmadığı konusunda tereddüt
etmeme neden oluyor.
Ancak Uğur Bayar yapmasa bile
gazetelere yansıdığına göre en azın-
dan yardımcısı böyle bir işe onun
adına kalkışmış. Özelleştirme Idare-
si'nde kadınlann giyim kuşamı ko-
nusunda bir erkek 'hassasiyeti' oldu-
ğundan söz edebiliriz.
•••
Ip külot ve kadın göbeği yasağının
tartışıldığı günlerde gündemimize
başka bir skandal daha girdi. Kaya,
Hülya'yı yine aldatmıştı. Hülya, bu al-
datmalan bir şekilde şimdiye kadar si-
neye çekiyordu. Hatta TV programla-
nnda kendisiyle alay edecek kadar
Vçe sindirme' gösterileri yapıyordu.
Bu kez iş biraz daha çatallaşmış gi-
bi görünüyor. Kaya, medyaya yalan
söyledi. Gitmedim dediği yere bir
mankenle gittiği ortaya çıktı. Ancak
gelen haberler, Hülya'nın bu olayı da
içine sindirmek durumda kalacağı iz-
lenimini veriyor. Hülya Avşar, çok pa-
ra kazanan, ülkenin en etkili kadınla-
nndan birisi. Bu nedenle, onun Ka-
ya'yı aldatıp başka erkeklerle beraber
olması daha olağan sayılabilir.
Gelin görün ki Hülya Kaya'yı değil,
Kaya Hülya'yı aldatıyor. Çünkü, her
zaman olduğu gibi erkek, aynı zaman-
da başka kadınlaria olmayı kendi do-
ğal eğilimi ve isteği kabul ediyor. Bu-
nu kendisi için hak görüyor. Toplum da
pek yadırgamıyor. Hatta, "Çocuk var
Hülya, bir hata için yuvanı yıkma" di-
yenler ağırfık oluşturuyorlar.
Aslında Kaya Çilingiroğlu'nun bir
başka kadınla beraber olmak isteme-
si, onun insani bir eğilimi sayılabilir.
Çünkü evlilikler bir süre sonra dura-
ğanlaşıyor, aşkın yerini evlilik kurumu-
nun korunması içgüdüsü alıyor. Bu da
aşkı öldürüyor. Mecburiyet aşkı öldü-
rüyor. İşte bu noktada Kaya harekete
geçiyor ve yeni aşklar peşinde koşu-
yor. Fakat, Hülya'yı, o paralı ve etkin
kadını da elden bırakmak istemiyor.
işte bu ikilemin içinde çırpınıp duruyor.
Olaya bir de Hülya tarafindan bak-
makta yarar var. Hülya, başka erkek-
lerle yaşamak, yeni aşklara yelken aç-
mak istemez mi? Artık bu kangren ol-
muş ilişkiyi kesip atmak istemez mi?
Bilemiyoruz. Böyle bir şey istemesini,
yeni aşklar peşinde koşmak isteme-
sini doğal karşılar mıyız? Evli bir ka-
dın böyle şeyler yapabilirmi? Kaya'ya
tanınan hoşgörü Hülya'ya tanınır mı?
Yoksa onu topa tutup yok etmek mi
isteriz? Sorun burada.
•••
Kadınlann göbeklerini, külotlannı
denetlemek isteyen erkek milleti, Hül-
ya'nın da 'yuvasını' yıkmamasını isti-
yor. Kaya mı?.. O erkek, onun böyle
kaçamaklar yapması, onun cinsinin
doğal bir özelliği. Erkekterin hovarda,
kadınlann ise ihanete uğrayan bircins
olması sürüp gittikçe, dünyada ada-
letin ve özgüriüğün olacağına inanmı-
yorum.