Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2001 (
HABERLER
DÜNYADA BUGİJN
ALt SİRMEN
Oirenelim, Ama...
IMF'nin lcra Direktörferi Kurulu toplantısının
gündeminden Türkiye'yi çıkarmasının yarattığı
tepkilersürüyor ve öyle görünüyor ki Sayın Der-
viş'in ilk anda ileri sürdüğünün tersine, Türki-
ye-IMF ilişkilerini sanıldığından daha fazla ge-
riyor ve hatta kopma noktasına getiriyor.
Bu noktada, IMF ile iplerin koparılması paha-
sına da olsa, direnilmesi önerileri öne çıkıyor.
Bütün bu tartışmalar arasında durup bazı ger-
çeklere bakmak çok yerinde olacaktır.
Önce bir noktayı belirtelim, IMF karşısındaki
tutumumuz utanç vericidir. Beş dünya liginin
ancak dördüncüsünde yer alan Türkiye tam bir
ekonomik, sosyal ve siyasal çıkmazın içine düş-
müştür.
Türkiye'nin bu durumundan yararlanmak is-
teyen kimi çevreler, ülkemizle kendi işlerıne gei-
diği gibi oynamakta, kendi çıkarlarını kabul et-
tirebilmek için çaba harcamaktadırlar.
Bu gerçekleri göz ardı edemeyiz.
Ama bütün bunlan söylerken cesaretle ve dü-
rüstlükle bir noktayı daha belirtmeliyiz. Türki-
ye'yi bu duruma ne IMF düşürdü ne de Kemal
Derviş.
IMF'ye el açan da biziz; Kemal Derviş'i de, ki-
mi çevrelerdeki 'güvenilirkişi' niteliği dolayısıy-
la 'kurtarsın' diye getiren de...
•••
Evet, Türkiye'yi bu hale yöneticisiyle, hortum-
cusuyla, dızdızcısıyla, seçmeni ile getiren biz-
feriz.
Kimse suçu başka yerde aramasın!
Son anlaşmazlık konusuna bir bakalım!
IMF ile anlaşmazlık Telekom konusundan
kaynaklanıyor. Telekom'un siyasi arpalık olmak-
tan çıkarılmasını istiyor IMF.
Bizim burada çıkıp, Enis Öksüz'ün Tele-
kom'u kendisinin ve partisinin programı için ar-
palık olarak tutmaya devam etmesini savunma-
mız mı milli politika olacak?
Telekom'un 1998'de3 milyar873 milyon do-
lar olan gelirine karşılık 1 milyar 906 milyon do-
lar gider ile 1 milyar 967 milyon dolar kâr etmiş-
ken 2000 yılında hemen hemen aynı gelirde
kalmasına karşılık giderlerinin 3 milyar 183 mil-
yon dolara yükseldiğini, kârın 711 milyon dola-
ra düştüğünü, dünkü köşesinde Ismet Berkan
yazdı.
Şimdi Telekom'un kânndaki bu düşüşün ve
firmanın çok daha küçük çaplı bir kuruluşun
düzeyinde kâr elde etmesinin nedenlerini so-
ruşturmadan, Telekom'da nelerdöndüğünü iyi-
ce anlamadan neye karşı, neyi ve kimi savuna-
rak direndiğimizi açıklıkla söyleyebilir miyiz?
•••
Yöneticilerimizi IMF'ye direnmeye çağıran ve
onlara, "Direnirsenizsize destekolunız"(iiyen-
ler de var.
Direnmenin yolu, moratoryum ilan edip bü-
tün dünyaya dirsek çevirmektir.
Şimdi, moratoryumu ilan edip, dünyaya dir-
sek çevirip, ulusal seferberliği ilan ederek uzun
soluklu bir ekonomik program ile düzlüğe bizi
kimler çıkaracak?
Sorumsuz davranışlan ile bızi bugüne getiren-
ler mi, yoksa onlann siyaset sahnesindeki alter-
natifleri, Çiller'ler ve öbürleri mi?
Direnelim, evet!
Ama yanlışlarımızda, yanlış kişilerimizde di-
renmeyelim.
Direneceksek, önce içinde bulunduğumuz
durumun nedenlerini iyi tahlil edelim.
Bizi bugünlere getirenlerin arpalıkları için di-
renip üretimi durdurmaya, moratoryum laflan ile
her gün paralan yastık altına kaçırtmaya ve da-
ha büyük uçurumlara hayır.
"Milletin bağrına düşman dayamışsa hançe-
rini,
Söyler misiniz, bunlar mıdır kurtaracak bah-
tı kara maderini?"
Onu cumhurbaşkanı yaparım'
Aşık, Yılmaz'a
üçüncü rakip
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - ANAP
Trabzon Milletvekili
Eyüp Aşık partisinin 4-
5 Ağustos günlerinde
yapılacak oJağan genel
kongresinde, genel baş-
kanhea aday olacağmı
açıkladı. ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz
ile halk arasında
"gergmlik" ol-
duğunu savu-
nan Aşık, "Be-
nim yaptığım
işin Mesut Yıl-
maz lehine ola-
cağını düşünü-
yonun. Genel başkan
olursam ANAP'ı birin-
ci parti. Yılmaz'ı da
cumhurbaşkanı yapa-
nz" dedi.
Aşık'ın adaylığını
açıklamasıyla, Mesut
Yılmaz"ın yanı sıra 3
ANAP'lı daha genel
başkanlık yanşına ka-
tıldığını duyurmuş ol-
du. Yozgat Milletvekili
Lütfullah Kayalar ve
ANAP .Vferkez Karar
ve Yürütme Kurulu
üyesi Vehbi Dinçerier
daha önce adayhklanm
açıklamışlardı.
Eyüp Aşık, dün katıl-
dığı bir televizyon
progranunda, ANAP
da dahil olmak üzere
parlamentodaki hiçbir
partinin barajı aşacak
durumda olma-
dığını söyledi.
Aşık, "Bir bü-
yük deği^mi
gerçekleştirme-
mizlazun. Baş-
ta genel başkan
olmak üzere
parti yönetimini değiş-
tirmek lazun. Bunun
için genel başkanbğa
adayım" diye konuştu.
Genel başkan seçil-
mesi durumunda mer-
kez sağın birleşmesi
için çaba göstereceğini
belirten Eyüp Aşık,
"DelegdereANAP'ı \n-
rinci parti yapmayı. ba-
kan sayısını da 15'e in-
dinneyivaatediyonım *
dedi.
Kamuoyımda büyük tepki gören memurlann yargılanmasına ilişkin yasayı TBMM'ye iade e
Sezer'den yargı zırlıma vettANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sa-
bih Kanadoğlu başta olmak üzere
yargının büyük tepkisini çeken me-
murlann yargılanmalarına ilişkin ya-
sada değişiklik yapan yasayı
TBMM'ye iade etti.
Sezer, iade gerekçesinde ana hat-
lanyla şunlan vurguladı:
SavcuunyetirîJeri sımriamürürvor:
Yapılan değişiklikle, cumhuriyet baş-
savcılannın, memurlar ve diğer ka-
mu görevlilerinin, bu yasa kapsamı-
na giren suçlanna ilişkin bir durumu
öğrendiklerinde, ivedilikle toplanma-
sı gerekli ve kaybolma olasılığı bulu-
nan kanıtlan saptadıktan başka hiçbir
işlem yapmayarak ve ilgili memur ya
da kamu görevlisinin ifadesine baş-
vurmadan belgelerin bir örneğini iî-
Cumhurbaşkanı Sezer, yasayı iade gerekçesinde, ekonomik krizlerin, sosyal adaletsizliğin en büyük
nedeninin yolsuzluklar olduğunu vurgulayarak yasanın dokunulmazhkJan kısmen smırlandırması
gerekirken memurlann cezai sorumluluktan kurtulmalanna yol açacağına dikkat çekti.
gili makama göndermekle yetinmele-
ri amaçlanmıştır.
Oysa, cumhuriyet başsavcılıkları
suç işlendiğini herhangi bir biçimde
öğrendiklerinde, tüm kanıtlan topla-
yıp yapacaklan değerlendirme sonu-
cunda suçlamanın ciddi olduğu kanı-
sına vanrlarsa soruşturma yapmala-
nnda kamu yaran bulunmaktadır.
Adalet duygusu zedelenmemeli;
Yasa kapsamına giren suçu öğrenen
cumhuriyet başsavcılannın, tüm ka-
nıtlan toplamaları yerine, görevi ne-
deniyle suç işlediği ileri sürülen me-
mur ve diğer kamu görevlileri hakkın-
da ivedilikle toplanması gerekli ve
kaybolma olasılığı bulunan kamtlan
saptamaktan başka hiçbir işlem yap-
mayarak belgeleri ilgili idari makama
göndermeleri, kimi suçlann ve suçlu-
lann ortaya çıkanlmamasına yol aça-
bilecektir. Olayla ilgili kanıtlann ka-
rartılması, sağlıklı soruşturmanınya-
pılamaması durumunda suçlulann
cezalandınlması olanaksızlaşacak;
böylece, toplumun adalet duygusu
zedelenecektir.
Süreuzablması saJancah:Cumhu-
riyet başsavcılannın, yasa kapsamına
giren bir suç işlendiğini ihbar, şikâyet
ya da herhangi bir nedenle öğrendik-
lerinde, soruşturma izni istemeleri-
nin engellenmesi ve dolayısıyla so-
ruşturma yapmalannın önlenmesi.
geçecek sürenin uzunluğu nedeniyle
doğru ve sağlıklı yargılama yapılma-
sı yönünden ciddi sakıncalar yarata-
caktır.
Savcının haberi büe olmayabiur:
Kamu görevlilerinin, bu yasa kapsa-
mına giren bir suç işlendiğini ihbar,
şikâyet, bilgi, belge ya da bulgulara
dayanarak öğrendiklerinde, durumu
cumhuriyet başsavcılığına değil, izin
vermeye yetkili organa iletecekleri
belirtilmiştir. Bu durumda, işlendiği
öne sürülen suçlan soruşturup kovuş-
tunna yetkisi bulunan cumhuriyet
başsavcılığının böyle bir suçun işlen-
diğinden ve yapılan ön incelemeden
haberi de olmayacaktır.
Devlet Bahçeli liste güvencesi vermeyince 'kapımız açık' sözleri tutmadı
MHP'de tersine transfer• Parti içi muhaliflerin
ve yeni oluşumlann
önünü kesmek için
transfer kapısını açık
tutan MHP, eski ülkücü
Meral Akşener ve MHP
milletvekili Sadık '
Yakut'un Erdoğan'ın
yeni oluşumuna
katılmasıyla darbe yedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Parti içindeki mu-
haliflerin partiden kopmasını
engellemek ve yeni oluşum-
lann önünü kesmek için mil-
letvekillerine kapısını açan
MHP'nin "transfer stratejisi" geri
tepti. Eski DYP'li Yener Yıknnm'ı
saflanna katan MHP, Kayseri Millet-
vekili Sadık Yakut'un partiden isti-
fasıyla sandalye sayısında eski nok-
tayageri döndü. Eski DYP'li Meral
Akşener'in Tayyip Erdoğan ekibine
katılması ise MHP'de hayal kırıklı-
DYP'K Aksener'in ardından MHP'li Sadık
ğma neden oldu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bah-
çeti'nin "tnanç, ülkü ve gönül bnüği
içinde olan arkadaşlara kapınuz
açık" açıklamalannın ardından par-
tide başlayan transfer hareketi tersi-
ne döndü. MHP, transfer stratejisiy-
le parti içindeki mektupçu milletve-
Yakut da dün yeni oJuşum hareketine katddı.
killeri başta olmak üzere muhalif
milletvekilleri ile özellikle parti ta-
banı açısından tehlikeli görülen Tay-
yip Erdoğan'ın yeni oluşum hareke-
tinin önünü kesmeyi amaçladı. An-
cak bu strateji, Yakut ile Akşener'in
Erdogan'ın yeni oluşumuna katıl-
malanyla ilk darbeyi yedi.
Eski üikücülerden olması
nedeniyle Akşener'in partiye
katılmasmı bekleyen MHP
yöneticileri için Akşener'in
yenilikçilerin yanına geçme-
si çok büyük sürpriz oldu. Bir
MHP'li "Yakut'un yenilikçi-
lerin yanına geçmesini bekii-
yorduk. Ama bizim için asıl
sürprizAkşener'in gitmesi ol-
du" dedi.
MHP lideri Bahçeli'ye Ya-
kut ile birlikte mektup yaza-
rak eleştirilerde bulunan Kah-
ramanmaraş Milletvekili
Edip Özbaş'ın da yenililikçi-
lere katılacağı ileri sürüldü.
Ancak Özbaş, bu iddialan ke-
sin bir dille yalanladı. Erdoğancıla-
nn teklif götürdüğü Aksaray Millet-
vekili Sadi Somuncuoğlu'nun da
"şûndilik" öneriyi geri çevirdiği
kaydedildi.
Bahçeli'nin liste güvencesi ver-
memesi nedeniyle milletvekillerinin
MHP'ye ilgi göstermediği belirtildi.
145 adet taktik-taarruz savaş helikopterinin ilk üretimi gelecek yıl yapılacak
Askere 'atak' gücü geliyor• Atak
helikopterlerinin
üretimi için ABD'li
Bell Textron ile
Milli Savunma
Bakanlığı arasında
yapılan
görüşmelerde
anlaşma sağlandı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türk Savunma Sanayii'nin öncelikli
projeleri arasında yer alan 145 adet tak-
tik-taarruz savaş helikopterinin ortak
üretimi amacıyla ABD'li Bell-Textron
ftrmasıyla sürdürülen görüşmelerde so-
na gelındi.
Bell Textron ile Milli Savunma Ba-
kanhğı, TAI ve Savunma Sanayii Müs-
teşarlığı arasmda yapılan görüşmeler
sonrasında temel konularda anlaşma
sağlandığı bildirildi. Savunma Sanayii
Müsteşarlığı ile ABD'li Bell ve bağlan-
tıh olarak yerli üreticiler arasmda yürii-
tülen görüşmelerin de tamamlanması-
nın ardından projeye malzeme sağlayan
fırmalarla da sözleşme görüşmeleri ya-
pılacak ve daha sonra fiyatlandırma mü-
zakerelerine geçilecek.
Yetkililer, sözleşmelerin bu yılın son
çeyreğinde imzalamp yürürlüğe girme-
sinin hedeflendiğini kaydediyor.
TSK'nin mevcut lojistik yapısına bü-
yük güç katacak taktik-taarruz helikop-
terlerinin üretimi üç aşamada gerçekleş-
tirilecek. Ortak tedarik programı çerçe-
vesinde üretim, 50+50+45 adet olmak
üzere üç parti halinde yapılacak. îlk he-
likopter Kasun 2002 tarihinde, 145'in-
ci helikopter ise Ocak 2011 tarihinde
TSK'ye teslim edilecek. Projenin mab-
yetinin 4-5 milyar dolan bulması bekle-
niyor.
Bülent ve Rahşan Ecevit, milletvekilini evlerindeki görüşmeye davet etmedi
DSP'de Pîskinsüt dıslaadıANKARA(CumhuriyetBürosu)-Bas-
bakan Bülent Ecevit ile eşi, DSP Genel
Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit grup-
lar halinde milletvekillerini evlerine ça-
ğınrken Aydın Milletvekili Sema Pişkin-
süt'e çağn yapılmaması dikkati çekti.
Ecevitler, milletvekilleri ile eşlerini
gruplar halinde Oran'daki çalışma ofisin-
de kabul etmeyi sürdürüyor. Oran'daki
ofise önceki gün Fadıl Ağaoğhı, Necati
Alba>. MehmetKocabatmaz,Mustafa Vu-
ralileİsmetVursavuşveeşlerigeldi. Gö-
rüşmelerde ekonomik durumun yanı sıra
seçime yönelik çeşitli değerlendirmeler
de yapıldığı öğrenildi.
TBMM tatile girmesine karşın millet-
vekilleri ile görüşmeler sürerken bazı ya-
salara karşı aktif muhalefet yürüten ve
gruplanndan aylan oy kullanan Ankara
Millervekili Uluç Gürkan ve Bursa Mil-
letvekili Ali Arabacı'nnı da gelecek haf-
ta eşleriyle birlikte davet edilmeleri dik-
kati çekti. Buna karşm, Sema Pişkinsüt'e
herhangi bir davet yapılmadı. Pişkinsüt
"fiflen" partiden dışlandı. Bu arada, Kül-
tür Bakanlığı tarafından gönderilen ve
milletvekillerinin TBMM'deki odalan
önündeki bankolara bırakılan bazı CD'le-
rin Pişkinsüt'e de bırakıldığı, ancak daha
sonra geri istendiği aktanldı.
tdarenin işlenıi kesin hüküm
maz: Yasanın, "yapılan araşürm,
nucunda daha önce sonuçlandınl
konular"ın işleme konulmayaca
ve bu durumun ön incelemenin 1
hangi bir aşamasında saptanması
rumunda "ön üıceiemerapomdÜ2
kmeksizin konunun sonuçlandır
cağmT öngören düzenlemesi hul
anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Ic
organlann araştırma ve ön inceleı
sonuçlannı "kesin hüküm" değer
de kabul eönenin hukuksal dayan;
bulunmamaktadır.
Yürütme vargrya üstün kılınrvc
Cumhuriyet başsavcılıklaruıın gör
ve yetki alamna giren konularda id
re makamlanna yetki verilmesi, y
rütmenin yargı alanına el atması i
yürütmenin yargı erkine üstün konı
ma geçirilmesi anlamına gelmektedı
Sezer iptal davası açıyor
Teknoloji
bölgelerine
kısmi onay
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer, Teknoloji Geliştirme
Bölgeleri Yasası'nı onayladı. An-
cak Sezer, yasanın; arazi kulanı-
mı, yapı ve tesislerin projelendiril-
mesine ilişkin ruhsat ve izinlerin
yönetici şirket tarafmdan verile- •
cegı ve denetleneceği ile yönetici f
şirketin kamu yaran gerekçesiyîe #
adınakamulaştırmayapabileceği- I
ni öngören düzenlemesi için Ana- î
yasa Mahkemesi'ne iptal davası 'i
açacağmı bildirdi. I
Yasaya göre, teknoloji geliştir- «
me bölgeleri ile ilgili başvurular,
kurucu heyet tarafından yapıla-
cak. Bölge başvurulanm değer- ,
lendirmek üzere Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı Sanayi Araştuma ve
Geliştirme Genel Müdürü'nün
başkanlığında ilgili kamu kurum
ve kuruluşlan ile sivil toplmn ör-
gütleri temsilcilerinin yer aldığı j
bir değerlendirme kurulu oluştu-
nüacak. Bölgeler, değerlendirme
kurulunun uygun görüşü ve ba-
kanlığın teklifi üzerine Bakanlar
Kurulu karan ile belirlenecek.
Yasa uyannca bölgenin yöneti-
mi ve işletmesinden sorumlu ol-
mak üzere "yönetici şirket" kuru-
lacak. Şirkette, bölgenin içindebu-
lunduğu ilde yer alan en az bir üni-
versiteya da yüksekteknoloji ens-
titüsü ya da kamu AR-GE merkez
veya enstitüsü bulunacak. Aynca
TOBB'ye bağlı oda ve borsalar,
yerel yönetimler, bankalar, yerli ve
yabancı özel hukuk tüzel kişileri,
AR-GE ve teknoloji geliştirme ile
ilgili vakıf ve dernekler, ilgili ka-
mu kuruluşlan ve ihracatçı birlik-
leri de şirkete kaülabilecek.
İptal başvurusu
Sezer, onay karanyla birlikte
yapöğı açıklamada yasanın bazı
düzenlemeleri hakkında Anayasa
Mahkemesi'ne başvuracağını bil-
dirdi. Buna göre Sezer yasanın,
arazi kullanımı, yapı ve tesislerin
projelendirilmesi, inşası ve kul-
lanımıyla ilgili ruhsat ve izinlerin
özel hukuk tüzel kişisi olan yö-
netici şirket tarafindan verilmesi
ve denetlenmesi ile yine özel
hukuk rüzel kişisi olan yönetici
şirketin kamu yaran gerekçesiyîe
adınakamulaştırma yapabileceği-
ni öngören düzenleme hakkında
iptal davası açacak.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Şimdi size 19 Aralık'ta devletin "Ha-
yata dönüş" adını verdiği operasyon
sonrasında gazetecilerin yazdıklanndan
bazı bölümler aktarmak istiyorum:
1. "ölüm orvçlannda kumanda mer-
kezi olan Bayrampaşa başta olmak
üzere birçok cezaevine devlet uzun bir
aradan sonra, nihayet müdahale etti.
Mahkûmlar Kalaşnikofla karşılık verdi!
Şimdi bir düşünün, Kalaşnikoflu bir
mahkûm, içerideki 'son derece özgür"
şartlardan sonra, F tipi cezaevine gön-
derilmeyi ister mi!"
2. "Devlet çok akıllıca davrandı ve
cezaevlerini, yıllarca gecikmiş operas-
yonlarla sabıha ete geçirdi."
3. "Bedeniniyakacak kadar vahşile-
şen bir insan, başkalarının bedenini
yakmaktan çekinir mi? Yaşar Kemal,
Suavi ve diğerteri... Bir tepki koydular
mı?... 'Kendi bedeni de olsa, insanın
yakılması bir vahşettir' diyebildiler mi?
Demediler, diyemezler. Çünkü tüm ser-
mayelehbu tür istismaıîardan ibaret...
Örgüt üyelerinin meydan okumaları,
cezaevine silah sokmalan..."
Adalet Bakanı, Medya ve 'Operasyon'
4. "Oral Çalışlar, kendilenni yakan
kadın mahkûmlann hastaneye getirilir-
ken 'Bizi yaktılar* demesine dikkat çe-
kerek, 'Zaten zamanında da cezaevle-
rinden silah çıktıdendi, sonrada çıkma-
dığı açıklandı' gibi yine 'Bu noktada
acaba işlerin arkasında başka işler mi
var?' deyip mühim tenakuzlan (çeliş-
meleri) beyni az çalışanlann kafasında
oluştunnaya çalıştı."
5. "Bu operasyon 'atari' değil insani
idi."
6. "Ölüm orucu yapmıyohar, hepsi
sağlam..."
7. "Bayrampaşa 'da iki Kalaşnikofbu-
lundu."
8. "Bayrampaşa cephanelik çıktı."
9. "Ölümûn etiği mi olur doktor?"
Islamcı, devletçi ya da çok satan ga-
zetelerdenrasgeleyaptığım bu alıntılar,
o günkü medyanın bakış açısını yansı-
tıyor. Hepsi hemen hemen aynı şeyleri
söylüyortardı.
0 günlerin gazete haberlerine bakı-
yorum. Adalet Bakanı'nın açıklamalan-
na bakıyorum. Şimdi bütün bu açıkla-
malann yalan olduğu ortaya çıktı. Bay-
rampaşa'da yanarak ölen 6 kadın tu-
tuklu ve mahkûmun jandaımanın attığı
bombalarla yaşamlarını yitirdikleri, bilir-
kişi raporlarıyla kanıtlandı. Yine içeri-
den bir silahlı direniş gelmediği, yaşa-
mını yitirenterin tümünün ya yakılarak ya
da jandarma kurşunuyla öldürüldükle-
ri otopsi raporianndan anlaşıldı.
• • •
Bütün bunlar hepimizin gözü önün-
de oldu. Operasyondan iki gün sonra o
zamanın havasını yansıtan bir yazımda
şunlan söylemiştim: "Şimdiyine toplum
tek taraflıbirbombardıman altında. lçe~
ride ne olup bittiğini yalnızca operas-
yonu yapanlar anlatıyorlar. Herkes de
buna inanarak yonım yapıyor. Bazı
meslektaşlanm, eskisağduyulannıyitir-
miş birşekildeyazılaryazıyoriar. İki gün
bekleseler, içen'de neler olduğunu tu-
tuklu ve mahkûmlann ağzından da din-
ledikten sonra bir hükme varsalar da-
ha doğruolmazmı? Hangietik, sizin tek
taraflı kamuoyu oluşturmanızı doğru
bulabilir?..."
• • •
Son günlerde ortaya çıkan resmi ra-
porlar, Adalet Bakanı'nın, operasyonu
yapan güvenlik güçlerinin gerçekleri ak-
tarmadıklannı ve kamuoyunu yanıttt/k-
lannı ortaya koyuyor. Gazeteciler debü-
yük ölçüde bu yalan açıklamalan ger-
çekmiş gibi gazeteterin manşetlerine çı-
kardılar, bu açıklamalar doğrultusunda
yorumlar yaptılar. Bu yalanlara alet ol-
dular.
Şimdi yapılması gereken özeleştiri-
dir. Adalet Bakanı, bu raporfan açıkla-
yan gazetecilere kızmak yerine, bu ra-
porlann ortaya çıkardığı gerçeklerin he-
sabını vermelidir. Savcılan tehdit etmek
yerine, bu ülkenin adaletinden sorum-
lu kişi olarak kişisel sorumluluğununge-
reğini yerine getirmelidir.
Böyle bir skandal, herhangi bir de-.
mokratik ülkede olsa o ülkenin adalet
bakanı istifa ederdi. Doğru olan da buy-•
du. Bizim Adalet Bakanı ise gerçekleri
ortaya çıkaran raporun yayımlanması-
na kızıyor.
• • •
Burada bir söz de bu ülkenin en çok-
satan gazetesi Hürriyet'in Genel Yayın
Yönetmeni Ertuğrul Özkök'e söyle-
mek istiyorum: "Sayın Özkök, operas-
yon sonrası gazetenizdeki haberierde,
yazı ve yorumlannızda, yalnızca ope-
rasyonu yapanlann açıklamalan ger-
çekmiş gibi yansıtıldı. Bazı gazeteler
son günlerde bilirkişi ve otopsi rapor-
'annıyayımlayarakbiradım attılar. Şim-
$ size düşen görev de, otopsi raporia-
inı ve bilirkişi raporiannı yayımlamak.
'ialkın bu raporiarı da görmesine ve
Jerçekleri öğrenmesine yardımcı ol-
mak. Bir meslektaşmız olarak, meslek
etiği gereği, bunu yapmanızı bekliyo-
Mm."