Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23TEMMUZ2001 PAZARTEÎ
OLAYLAR VE GORUŞLERolay.gorus(ff cumhuriyet.com.tr
Devlet Üniversiteleri Çökertiliyor mu? \Prof. Dr. Ayhan ÇAVDAR
• • nıversıteler çağdaş bir
U
toplumda bilimsel
araştırmalar ve üst dü-
zey eğitim-öğretim
yapan en önemli ku-
rumlardır. Temel işle-
vi bilimsel araştıımalar üretmek olan
üniversitelerin her şeyden önce ni-
telikli bilim insanlanna, bilimsel öz-
gürlüğe, yaratıcı düşünme ortamına
ve ekonomik güce sahip olması ge-
rekir. Üniversitelerimiz, bilindiği
üzere, 1933 reformunu izleyen dö-
nemlerde arka arkaya değişen yasa-
laria idare edilegelmişlerdir. Kuş-
kusuz üniversite yasaları içinde dar-
beci birzihnjyetin üriJnü olan 1981 'de
başlatılan YÖK yasası üniversiter
anlayışa her yönüyle en büyük dar-
beyi indirmiş, toplumun en saygın,
aydın ve bagımsız kesimi olması ge-
reken öğretim üyelerini, aşın hiye-
rarşik bir düzen içinde, silikleştire-
rek adeta yok saymıştır. Kamuoyun-
TÜBA Kurucu Başkanı ve Onur Üyesi
da yıllardır çeşitli platformlarda, hat-
ta geçen yıl TBMM'de gündeme ge-
tirilen YÖK tartışmalan toplumu-
muzu adeta bıktırmış, ancak ilginç
ve düşündürücüdür ki YÖK bir tür-
lü ortadan kaldırılamamıştır. Bu kı-
sa girişi yapmaktan amacımız, üni-
versitelerde esas çöküntünün YÖK
sistemi ile başladığmı belirtmektir.
Çeşitli üniversite yasalan zamarun-
da (4936, 1750 ve 2547 sayılı yasa-
lar) aktif olarak üniversitede çalışan
bir öğretim üyesi olarak önceki hiç-
bir yasada görülmeyen; öğretim üye-
leri arasında güveni, sevgiyi, saygı-
yı ve özgür bilimsel tartışma orta-
mını yok eden uygulamalanna biz-
zat tanık olmuş bulunuyoruz.
YÖK'ün burada sayılamayacak ka-
dar çok olan olumsuz yönleri arasın-
da en büyük çöküntü, kuşkusuz üni-
versitelerde kalitede kendini göster-
miştir. Pervasızca ve hazırlıksız ola-
rak açılan çok sayıdaki üniversiteye,
YÖK, nitelikleri tartışmalı öğretim
üyelerini cömertçe atayarak "bilim-
sel nitelik" açısından bu kurumlara
ve ülkemize büyük zararlar vermiş-
tir.
Öte yandan toplumumuzda.
1950'li yıllardan başlayarak gide-
rek artan ve son 20 yılda çok daha
hızla ilerleyen değerier kaybuıdan,
üzülerek belirtelim ki, üniversiteler
de nasibini almıştır.
Ancak yeni bir gelişme olarak
uzun yıllar suskun kalan üniversite-
lerimiz ve üst düzey yöneticileri (rek-
törlüklerimiz), belki de ilk defa top-
lu ve haklı olarak isteklerini dile ge-
tirmişlerdir.
Özellikle Ankara'daki büyük dev-
let üniversitelerinin rektörleri (An-
kara Üniversitesi., ODTÜ., Hacet-
tepe ve Gazi üniversitelen) bu ko-
nuda öncülük yapmış ve üniversite-
lerin belli başlı problemlenni yetki-
lilerle, Başbakan'la görüşerek alı-
nan senato kararlarını basına da yan-
sıtmışlardır. Ne acıdır ki verilen tüm
sözlere rağmen hükümetin aldığı
son kararlarla Devlet Üniversitele-
rine (D.Ü.) yeni bir darbe daha in-
dirilmiştir. Başta araştırma fonlan-
nın kaldınlmasıyla, temel işlevi bi-
limsel araştırma yapmak ve yaymak
olan üniversiteJere en büyük zarar ve-
rilmiştir. Aynca D.Ü.'ye aynlan kay-
naklar azaltılmış, araştırma görevli-
si kadrolannda kesintiye gidilmiş, ni-
hayet yine D.Ü.'de çalışan öğretim
üyelerinin özlük haklannda da gö-
rülebilir bir iyileştirme yapılmamış-
tır. Öte yandan yeni olarak YÖK ya-
sasının bazı maddelerinde yapılan de-
ğişikliklerle Özel Vakıf Universite-
lerine devlet desteği daha da arttınl-
mış, böylece D.Ü.'ler moral, akade-
mık ve ekonomik olarak çökecek
bir duruma getirilmiştir.
Oysa kanımızca çoğunJukta olan
D.Ü. ile Özel Vakıf Üniversiteleri
arasında makul ve adil bır denge ku-
rulması olanaklı iken, siyasiler ve
YÖK yöneticileri adeta bu iki gru-
bu karşı karşıya getirircesine, D.Ü.
aleyhine uygulamaları hızlan&ıri^ .
rak neredeyse bilinçli denileceft bir
çökertme işlemine ginşmışlerdirİ SijT
yasilerden, sonuçlan toplumuijıu*
zun bilimsel ve teknolojik gelişıte-
si bakımından yıkım olabilecek1
uygulamaJann, daha fazla gecikme-
den düzeltılmesini istemek herTürk
vatandaşı, her öğretim üyesi ve özel-
likle yaşamını D.Ü.'de iyi eğitim ve
bilimsel araştırmalara adamış öğre-
tim üyelerince hem hak hem de gö-
revdir.
Devlet Ünıversiteierinin mensup-
lan, rektöründen araştırma görevli-
sıne kadar, haklannı savunmaya et-
kın bir şekilde devam etmeli; kanı-
mızca fonksiyonunu yitirmiş, dev-
rini tamamlamış YÖK'ten bir şey
beklememelidirler. Bu konuda esas
işlevi bilimsel danışmanlık olan TÜ-
BA'nın görüşlerinin de (1996'da
YÖK ile ve 2001 'de araştırma fon-
larıyla ilgili) ne kadar isabetli ve
önemli olduğu bır kez daha anlaşıl-
mış bulunmaktadır.
İLÂ İLHAIM1 ŞİİRLfRİ 101.BASKIDA
KIMI SEVSEM, SENSIN
1 Âttilâ İlhan
ARADABİR
AHMET YORULMAZ
Arınma
Çok hızlı gelişen siyasal olayların çağnştırdığı bu
sözcüğün, eski Yunan'daki karşılığını (katharsi)
başlıkta kullanmak, yakışıksız olacaktı; bu neden-
le biz, Türkçemizdeki sözcüğü yeğledik. Üstelik bu
yeğleyişin temelinde değerli sosyoloğumuz Prof.
Emre Kongar'ın bir yanıtı yatıyor.
Eczacıbaşı'nın geçen yaz sonlannda Izmir'de
düzenlediği "Banş Kültürü Sempozyumu "nda, bir
bayan profesörümüzün tebliğini okurken "kathar-
si" sözcüğünü kullandıktan sonra, bunun anlamı-
nı Türkçede bir sözcükle vermesi yerine -örneğin
başlığımızdaki 'annma'yia- çoksözcükkullanarak
açıklamayaçalışması dikkatimizi çekmişti. Yemek
arasında karşılaştığımız Sayın Prof. Kongar'a, 'kat-
harsi'nin dilimizde birtek sözcükle 'annma 'yla kar-
şılanması daha yerinde olmaz mı diye, sormuştuk.
Emre Hoca, düşüne düşüne, bilim adamlığına ya-
kışırbirciddiyetle 'annma'sözcüğünün 'katharsi'nin
içerdiği anlamı vermekte zayıf kaldığını, dolayısıy-
la bayan profesörun öyle bir açıklama yapmasının
yerinde olduğunu anlatmıştı.
Sözlüğe bakıyoruz, katharsi için temizleme, açık-
lığa kavuşturma, (günahtan) anndirma, tasfiye, ka-
rantina, karşılığını veriyor. Hasılı biz bu denli uzun
biraçıklamayı, bir tek sözcüğün, 'annma'nın ifade
etmeye yettiği görüşünü benimseyerek uzun birsü-
redpn beri toplumu işgal eden vatan millet adına
adam öldürmelerin, yobazlıklann, tarikatçılan ko-
rumalann, yolsuzluklann, hırsızlıklann, hortumlama-
lann, devleti giderek yurttaşı bir don bir gömlek bı-
rakan rezilliklerin çağnştırdığı bu sözcüğü, içerdi-
ği (günahtan) annmayla hem suçlulara hem görev-
li hukuk adamlanna anımsatmak için bu yazıyı ya-
zıyoruz. Yani çağrışım, çağrışım üstüne!.
Suçlulara anımsatmak istiyoruz, kendiliklerin-
den başvursunlar, cezai ve mali sorumluluklannı çe-
kerek-ödeyerek, ruh huzuruna kavuşsunlar!.. Bu-
gün bunu yapmazlarsa, devran kesinkes değişe-
ceğinden, gelecekte metazori yerine getirecekler
ve daha çok acı çekecekler.
Sayın cumhuriyet savcılan da lütfen ellerini bi-
raz çabuk tutsunlar, bu tipleri açığa çıkanp yargı-
ya göndererek, bir an önce ruhsal huzura kavuş-
malanna yardımcı olsunlar.
Düşünün... Ingilteretersanelerinde yapılmış gör-
kemli yatlara, jet uçaklara binenler, Çankaya'larda
mide dolduranlar ve de şişinenler, birer birer ha-
pishaneyi boyluyor!
Yazının temelinde çağnşımlar var dedik ya, alın
size bir çağnşım daha.
Şeriatçılann, tarikatçılann, onlara destek veren-
lerin, verdimse ben verdim, işte benim ailem, ba-
na sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz, işa-
damının önü kesiliyor gibi lâf-ü güzaf (boş lakırdı)
edenlerin de annmaya gereksinimleri vardır. Onlar
annacak, onlarla birlikte biz de rahatlayacağız.
Haydi, biraz gayret edin!...
CUNEYT ARCAYUREK
Bvyvkfer* Mmaflor Köpklere Gerpkkr: 3
Kriz Doğuran,
SavaşOıal'ın Türkiye'yi
savaşa sokmak için
üstün çabaları;
sağduyulu bir
generalin,
cumhuriyet
tarihinde, Özal'a
ve savaşa
görülmedik
bi^imde korşı
çılaşı; ^
polrtikadaki
oynaşmalaı;
kayiMjmalaL
Arcayürek, ibret
belgeleri sunuyoc
Dizinin öteki kitapları
1. Demokrasi Dönemecınde Üç Adam / 3. bs.
2. Bir Gıden - Bir Gelen - Bir Bekleyen / 2. bs.
3. Kriz Doğuran Savaş / 2 bs.
4. Bekleyen Adamın Gerçekteşen Düşû / 3. bs
5. Etekli Demokrası / 3. bs
7000ooo
7000ooo
7000000
7000000
70000O0
www.bilgiyayinevi.com.tr
MLOI YOTINEV1
BİLOİ DAÖITIM
MeşrutıyetCad 46/AYenişehır-0642O/ANKARA
Tel. (0-312) 434 49 98 - 434 49 99 Faks (0-312) 431 77 58
Nariıbahçe Sok. No 17, KaL1, Cağaloğlu - 3436OİSTANBUL
Tel (0-212) 522 52 01 - 520 02 59 Faks (0-212) 527 41 19
BİUM tUTABEVİ Sakarya Cad 8/A Kızılay - 06420,'ANKARA
Tel (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks: (0-312) 43319 36
Bu Felaket Kaçınılmaz mıydı?
Doç. Dr. Yıldız
dma bunalım
değil felaket
diyorum, çün-
<ü gerçek bir
"ulusal felaket" yaşıyo-
ruz. Zekeriya Teraizel,
bunu çok iyi özetledi:
"Uluslararası sermaye-
nin geçerti olduğu bütün
alanlarda, ülkemiz ege-
menlik haklanndan vaz-
geçiyor. Devlet kendi ken-
dini yok ediyor. Omurga-
lan, kabuklan teker te-
ker ahnıyor." (Cumhuri-
yet, 13 Mayıs 2001).
Evet, Düyunu Umumi-
ye, kapitülasyonlar geri
geldi. Liberal politika-
larla devlet küçültülecek
diye; ulusal varlıklanmız,
bankalanmız yabancı ser-
mayeye peşkeş çekiliyor.
En değerli madenleri-
miz elden gidiyor. Mec-
lisimizden, tahkim gibi
yasalar geçiyor, stratejik
önemi olan enerji kay-
naklanmız özelleştirili-
yor.
tşsizlik diz boyu. Tan-
mın köküne kibrit suyu
dökülüyor. Açlık inanıl-
maz boyutlara ulaşıyor.
Her sabah yeni bir zam te-
Demizde şimşek çakıyor.
Üretim yavaşlıyor, ticaret
durgunlaşıyor.
Bir köşe yazan haklı
olarak soruyor: "Kemal
Derviş Türkiye'yi kur-
tarmaya mı geldi baür-
SERTEL
mava mı? İşte bütün so-
run burada." Bazılanna
göre bu durum kaçmıl-
mazdır. Küreselleşme sü-
recinin dışmda kalına-
maz, ABD büyüktür,
güçlüdür, ondan kopula-
maz. Yani sömürgeleş-
mekten başka çaremiz
yoktur.
Gerçekten başka
çaremiz yok mudur?
Başımızı yurdun dışı-
na çıkanp şöyle bir bakar-
sak görürüz ki, bizim gi-
bi yüksek dış borç ve fa-
izlerine gömülmüş ülke-
ler, her şeyden önce, borç
erteleme yolunu tutuyor-
lar. 1999-2000 yıllann-
da, IMF borçlannı öde-
yemeyen ülkelerin pro-
testolan üzerine, G-7 ola-
rak adlandınlan büyük
devletlerin başkanlan, 22
ülke için borç indirimi ve
ertelemesi kararı aldı.
Sonradan buna 11 ülke
daha eklendi. Rusya bir
tip moratoryum ilan etti,
borç ödemesini erteledi,
uzun vadede ödenecek
dilimlere böldü. Türki-
ye, Davos'ta Amerika'da-
ki büyüklertoplantılann-
da yapılan protestolara
katılmış, borçlannın er-
telenmesinde ısrar etmiş
olsaydı, bugünkü kadar
zavallı duruma düşmez-
di.
Bunun dışında da alın-
ması gerekli ve olası bir
yığın önlemle, bunalımın
halka yüklediği ağırlıklar
hafifletilebilir, IMF kre-
disi dışında dış kaynak-
lar bulunabilirdi.
Dünya Bankası'nı tem-
sil eden Kemal Derviş,
Türk pazarlarını ABD
ürünlerine açık tutmak
için, dışalımı kısmaktan
hiç söz etmiyor (savun-
ma için yapılan dışalım
dışında); oysa lüks oto-
mobil, lüks giyim ve koz-
metik, köpek maması gi-
bi pek çok maddenin dı-
şalımını durdurmakla,
önemli bir döviz tasar-
rufu yapılabilirdi. Yaban-
cı ülkelerdeki elçilikle-
rimizin lüks masraflan-
nı, buralara yapılan se-
yahatleri azaltmak da bir
döviz kaynağı olabilirdi.
Bu kadar önemli bir iç
ve dış borçlanmayla ya-
şayan bir başka devlet var
mıdır, bilmiyorum. Bildi-
ğim kadanyla devletle-
rin temel kaynaklan ver-
gilerdir. Adil ve kademe-
li bir vergi sistemi ile bü-
tün yurttaşlardan, geliri-
ne göre vergi alınır; ver-
meyenin malına, mülkü-
ne, gelirine el konur. Biz-
de, kayıt dışı ekonomi-
den. 20 milyar dolar ci-
varında vergi kaybı ol-
duğu hesaplanıyor. Dı-
Tek Seçenek CHP Ama...
Şaban SEZEN öğmmen
B
ir CHP üyesi olarak özeleştiri-
mizi yapacak olursak; parti üye-
si olarak pek çok eksiğimiz ol-
duğu açıkça görülecektir.
CHP'ye üye olacak bir kimse önce-
likle parti tüzüğünü, amaç ve ilkeleri-
ni alıcı gözüyle incelemelidir. Parti tü-
züğünde, amaç ve ilkelerini kendi ide-
olojisi, insan olarak yaşama nedenleri
ve amacı ile birleştirebiliyorsa üye ol-
malıdır.
Üye olduktan sonra da yükümlü ol-
duğu üyelik görevlerini (ki bunlann en
başında ödentilerini aksatmadan za-
manında ödemek gelir.) harfi harfine
yerine getirmelidir.
- Oy verip seçtiği kişilerin eylemle-
rini, bir parti üyesi olarak titizlikle iz-
lemelidir.
- Üst yönetim birimlerimiz olan il
örgütü ve genel merkezin, parti tüzü-
ğüne uyup uymadıklannı, amaçlanmız
doğrultusunda çalışıp çahşmadıklannı
izlemelidir.
- Yanhşlan, yapıcı eleştiri ve uyan-
larla engellemeli; doğrulann yanında
yer alıp destek olmahdır.
- Örgütün her türlü etkinliklerine ka-
tılmalıdır. (Seçim dönemlerindekı ka-
tılun ve canlıhğın, her dönemde ve her
etkinlikte yaratıhııası gerekir)
- CHP üyesi, özgür iradesinden asla
ödün vermemeli, örgütte ağa yaratma-
malıdır. Kişisel çıkarlan için ille de bi-
rilerinin adamı, maşası olmamalıdır;
sadece ulusun ve CHP'nin, adam gibi
adamı olmalıdır.
- Parti çatısı altında karşılıklı sevgi,
saygı ve güven ekseni oluşturmahdır.
- Bencilliğe, çıkarcılığa, bölgecili-
ğe, hizipçiliğe asla geçit vermemelidr.
CHP'nın bilinçli üye tabanı olarak bü-
tün bu yanhşlann karşısında olmalı-
yız. Bilimin ışığında. çağdaş değerler-
le yoğrulmuş. Atatürk ilke ve devrim-
lerinin ekseninde partimiz CHP'yi 'k-
tidara taşımalıyız. Ulusumuz bizden
bunu bekliyor. Asıl görevimiz budur.
Cünkü ülkemizde halkımızın serma-
yeye bu kadar bağımlı, bu kadar sefil,
bu kadar çaresiz kaldığı bir dönem ol-
mamıştır. Ülkemizin CHP"ye en çok ge-
reksinimi olduğu bir dönemdeyiz. CHP
için soldaki boşluğu dolduracak en uy-
gun zamandayız.
"Emek, en yüce değenör" ilkemizin
bayrak olacağı bir zamandayız.
Bu nedenle genel merkezimizden:
1. Partimiz CHPye, yurttaşlanmı-
zın umudu olacak bir nitelik kazandır-
masını,
2. Halkimızın yaşamsal sorunlany-
la ilgili çözüm önerileri üretmesini,
3. Iç çekişmelere; bilime, çağdaşlı-
ğa, Atatürkçülüğe uygun çözümler üre-
tip derhal son vermesini,
4. Işçiye, köylüye. esnafa, emekliye,
dar gelirliye yönelinmesını.
5. Her hafta bölge mıtıngleri yapıl-
masını,
6. Üretken, çalışkan, bilinçli genç
kadrolar yetiştirip partimize taze kan
sağlanmasını,
7. Üye tabanının eğitimi için çağdaş,
gerçekçi programlar üretip uygulama-
ya konulmasını diliyoruz ve bekliyoruz.
ŞİŞLİ 2. SULH HUKÜK MAHKEMESİ'NDEN
2001/804
Rize ili, merkez. Anbarlık köyü, cilt 38. hane 42'de kayıtlı bulunan Mehmetoğlu, Fat-
madan 1.1.1971 'de olma Mehmel Ali Öksüz'ün hacır altına alınarak kendjsıne aynı nufijs-
ta kayıtlı bulunan babası Mehmet Öksüz'ün velayetı altına konulmasına karar venlmiştır.
llanen duvıımlur. 20.7.2001 Basm: 43058
şandan alacağımız borç-
tan daha fazla. Bunalım
anında Servet Vergisi,
Knz Vergisi gıbı vergıler
alınır. Bizde, zamlar yo-
luyla, dolaylı vergileruy-
gulanıyor, bu da halkın
alım gücünü düşürüp
ekonomıyi durgunlaştı-
nyor.
Derviş, "Olmaz" dedi
diye ne servet vergisi ge-
tirildi, ne de dışanya dö-
viz akımını durdurmak
için önlemler alındı. Bu
da gerçekten. bunalımı
önlemek mi, yoksa de-
rinleştirmek mi sorusunu
gündeme getıriyor.
Özelleştirmeler, yük-
sek faiz, dövizin dalga-
lanması, sürekli dış açık,
üçüncü dünyanın borç-
landınlması vs. dünya öl-
çüsünde uygulanan bu
politikalar, bir dizi geri-
lemeye yol açıyor. Ulu-
sal ekonomilere, dünya
ekonomisine yaptığı za-
rar ne olursa olsun; bu
yollarla mah-rant serma-
yesine kendi çıkarlannı
sağlamak olanağı açılı-
yor.
Bu küresel kutuplaş-
manın yarattığı tepkiler
sonucu, bir yeni sosyal
düzen sorunu gündeme
geldi.
Seattle'de, Prag'da ve
diğer kentlerde yapılan
protesto gösterilerinden
sonra, Porto Alle'de bu
"yeni insancıl dûzenin",
özel sermayeyi, parasal
ekonomiyi kutsal sayma-
yan başka bir küreselleş-
menin temel ilkeleri or-
taya atıldı.
Bazı uzmanlara göre
yeni, çok merkezli, ileri-
ci bir sosyal anlaşma; pa-
zar ekonomisini denetim
altına alan ilerici bir dü-
zen kurma aşamasında-
yız. Yani çaresiz değiliz.
Bir büyük ustanın,
Atti/ü İlhan'ın
yeni şiir kitabı
"Kimi Sevsem, Sensin...
Attilâ İlhan'ın
kendi deyişiyte
"Bütün bir ömrün özeti!
ATTİLÂ İLHAN / BÜTÜN ŞİİRLERİ
1. DUVAH/10. bs. 35OOooo
2. SISLER BULVARI / 1 1 . bs. 2850ooo
3. YAĞMURKAÇAĞI/11.bs. . 2000ooo
4. BENSANAMECBURUM/14. bs. 2850ooo
5. B E U Ç İ Ç E Ğ İ / 7 . bs. 2000ooo
6. YASAK SEVİŞMEK / 8. bs 2000ooo
7. TUTUKLUNUNGÜNLÜĞÛ/7. bs. 2850ooo
•1974 Tüı* Dıl Kurumu Şıir Ödülü"
8. BÖYLE BIR SEVMEK / 8. bs. 2850ooo
9. ELOE VAR HÛZÛN / 8. bs. 2000ooo
10. KORKUNUN KRALUĞI / 4.bs. 2850ooo
11. AYRIUK SEVDÂYA DÂHIL / 6. bs. 2000ooo
12. KİMİ SEVSEM, SENSİN... / 7. bs. 2500ooo
bılğuyayıneyı www.bilgiyayinevi.cofn.tr
MLOİWmNEVİ
HLBİ DAâlTIM
M^rubyetCad 46/AYenisehır-06420/ANKARA
Tel- (0-312) 434 49 98 - 434 49 99 Faks. (0-312) 431 77 58
Nariibahçe Sok. No.17. Kat1, Cağaloğlu - 3436O/İSTANBUL
Tel (0-212)522 52 01 -5200259Faks:(0-212)5274119
HLOİ KİTA«CVİ Sakarya Cad 8/A Kızılay - 06420/ANKARA
Tel (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks: (0-312) 433 19 36
ÖZEL BİR
HASTAIVE
Gastroenteroloji Uzmanı
(tercihen Prof. veya Doç.)
ve Diyet Uzmanı (tecrübeli)
aranmaktadır.
Tel: 0 216 575 26 66
Fax: 0 216 575 79 37
ŞİŞLİ 1. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
2001/670
Davacı ıhbar eden Kadıkoy 1. Asliye Hukuk Hâkimtiğı
tarafından mahcur Necdet Üçoluk aleyhine açılan vasi ta-
yını davasında; Ankara, Çankaya, Cumhunyet Mah. cilt
18, hane 1422'de nüfusa kayıtlı, Ahmet Mümtaz ve Mü-
zeyyen'den olma 17.5.1927 doğumlu Necdet Üçoluk'un
MK'nin 355. maddesı uyannca vesayet altına alınmasına,
Mahkememızın 11.7.2001 gün. 2001/670 Esas,
2001/907 sayılı ilamı ıie kardeşi Metın Üçotuk vası tayin
edılmiştir. Keyfiyet ilan olunur. 17.7.2001 Basın: 43218
ADISOYADt
HRMAADI : t ı ı . ı
DOĞUMTARİHİ :
MESIEĞİ : , ı
DERGİ TESUM ADRESİ :
SEMT : L
ŞEHİR : ^
TEL :
-İ_L_L LJ
. I I L L
J-LJ
E-MAIl : ı
POSTA KODÜ : L^L_L_L
ı : ı ı ı ı i ı ı ı ı
FAKS : i i I ı _J
J_
IŞ/EVAORESI
POSTAKODU
VERGİ NO
ODEME SEKLI
• Havofe gonderr^5fuT> îş Sorkosi - Hesop no
f
!
î 3232faohesopfcjrdon bınne o-derm yop^ıi
pdresifr,e postoioytn veya foksiay'n
Abooelıfc bsdeJırt kjeci' Vct!fndap çe^.n'z
D ^ISA D 'MSTfStCAPÜ
a A/V£X O EUROCARD
fcedı lacî no I I I • I I I I i
Geçert;!^ SanKf l i i i L I
• 1...I. _t I I J_J
J_J_L _L_L_İ-J ^_L_J. _L_1_ '
I 1 _LJ_.
VERGJDAIRESI : ı _ ı J J _ : ± J j . U J X
• Her avift 20 sıne kodar ubşon abone boçvypjJar'. çıkocoi >k soyıdcn
14778 i w~fa Toprak Bant
ı Deton-la briıkte yukacıdokı
'tAZA
• DetQtntz abone ıjjemiennın tomamfcınfnoyndor' sor'O ozef uiojım
sjslenwyje duzen'ı olafak aöfesıpızetesiımedttecekîır
• Aooneki sonjnlamtz «;.n 0216 428 08 50 no kj tetehnı aıoyablırwnız
giMedıcai CNannel A/ogazıne Kanaî Tek Yavınalfk Sanoyı we Ttcare*
A $ Bu^uHu Caddesı K<m Sokok 8 H 90 tC Çomlco/ISTANBU.
Tei 0216 428 08 50 0216 326 8 6 6 7
fax 0216 42S 08 62 E-naıl mog&ırteOmedtccıkhamel ccxn It
Abonelik için TEL: 0 2 1 6 4 2 8 0 8 54 E-mail: maQazine@ntcdicalchannel.coni.ir