Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TEMMUZ2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JljJvl_f IN UIVIJL / ekonomico cumhuriyet.com.tr 13
ÎRKETLERDEN
• NETAVORK.
Advantage kart
;ataiplerine yüzde 40
indirimle birlikte 4 taksit
irakanı sunuyor. Şirket,
aynca nakit ve tek
ödemelerde yüzde 50
ındirim uyguluyor.
• BİLİŞİM'01.
sigortacılıktan
bankacıhğa venmlılık
arttırmaya yönelik.
Türkiye'nin koşullanna
ve yasalanna uygun
çözümlerinı eylülde
dözenlenecek Bilışim
Haftası'nda sunacak.
• CAROUSEL. 20
Eylül'e kadar sürecek
kampanyasında 30
milyon liralık ahşveriş
karşüığında verilecek
kuponlar arasında çekilış
yaparak iki Mazda hediye
edecek.
•DIŞ YATIRIM Menkul
Kıymetler'in hazırladığı
finansal yaşam rehberi
www.yatirimyap.com
faaliyete geçti.
• GUESS saatlen, yaza
uygun renkleri ve farklı
çızgileriyle gençlerin
ilgisini çekmeye aday
olan Jelly serisini
piyasaya sürdü.
• PHILIPS, çevresınde
toplayarak sivri sıneklen
azaltan ampulü
Buglezzz'ı piyasaya
sürdü.
• DERİSHOVV.
Nişantaşı, Akmerkez.
Suadıye. Ankara ve lzmir
mağazalannda 2001
Ilkbahar-Yaz
tasarımlannı kapsayan
indinme başladı.
• RENAULT nun
düzenledıği para ödüllü
"10 Sanıyede Yaratıcılık"
yanşmasımn son katılım
tarihi 3 Eylül'e kadar
uzatıldı.
• CARLSBERG
biralan, Parkorman-Pıne
Club'da düzenlenen bir
basm toplantısıyla
piyasaya sunuldu.
Carlsberg bıralan. Türk
Tuborg fabrikalannda
üretiliyor.
• ORIFLAME,
dudaklan dolgun ve
hacimli gösteren.
nemlendirici özelliğı de
olan yeni ruju Liquid
Volume Lip Colour'u
tanıttı.
• EUTELSAT merkezi
Pans'te bulunan ve 1
milyar Euro kayıth
sermayeye sahip Eutelsat
Anonim Şirketi'ne
devredildi.
• FORDOTOSAN
ürünlennın satış ve satış
sonrası hızmetlerinı
sunan altı şırket
bİTİeşerek Otokoç adı
altında toplandı.
• MERCEDES-BENZ
Türk, sürücü hava
yastığmda tespit edilen
bir anza nedeniyle
1<)95/I996döneminde
üıetilen binek
oiomobillerini ücretsiz
Lontrole çağınyor.
Geri ödemedeki tıkanıklık yüzünden kanser tedavisinde kullanılan ithal ilaç dar gelirliye ulaşamıyor
Yoksıılailaç yok• İstanbul Eczacı Odası
Yönetim Kurulu Başkanı Erkan
Önsel, sosyal güvenlik
kurumlannın. geri ödeme
sistemindeki tıkanıkhklan bir
türlü aşamaması nedeniyle
yoksul insanların ithal ilaca
ulaşamadıklarını söyledi. Yine
aynı nedenle lstanbul'daki
eczanelerin yüzde 40'ı kapandı
Istanbul Haber Servisi - İstanbul
Eczacı Odası Yönetim Kurulu
Başkanı eczacı Erkan Önsel,
sosyal güvenlik kurumlannın,
geri ödeme sistemindeki
tıkanıkhklan bir türlü aşamaması
nedeniyle yoksul yurttaşlann
"ithal ilaca ulaşmakta büyük
sıkınü yaşadığmı" belirtti.
Geri ödeme sistemindeki tıkanıklık
nedeniyle Istanbulclaki eczanelerin
yüzde 40'ının kapandığına.
birçoğunun da kapanma aşamasına
geldiğine dikkat çeken
Önsel. ılgilileri soruna acil
çözüm bulmaya çağırdı.
Bulunamayan ilaçların listesi
llacın Adı Fıyatı
Actılyse Rakon
lntron
«•» Rebetol
Mitomycın-C Flakon 42 milyon 582 bın lıra
Bleocım Ampul
CamptoiOO
Taxol 100
Lastet Ampul
30 gun Hepatıt C
30 gun Hepatıc C
15 gun Kanser
1 milyar 410 milyon lıra
97 milyon 531 bın lıra
554 milyon 661 bın lıra
51 milyon 785 bın lıra
224 milyon 787 bın lıra
704 milyon 662 bın lıra
24 milyon 994 bın lıra
297 milyon 194 bın lıra
144 milyon 892 bın lıra
Başkan Erkan Önsel, ekonomik
krizin ardından özellikle
Hepatit B. Hepatit C ve kanser
hastalıklarının tedavisinde
kullanılan pek çok ithal ilacın
bulunamadığını, yurttaşlann
bunun sorumlusu olarak eczacılan
gördüklerını ıfade etti.
Bulunan ılaçlann da bedelinin
BAĞ-KUR. SSK ve Emekli
Sandığı tarafından ancak 45-50
gün sonra geri ödendiğini anlatan
Erkan Önsel. "BAĞ-KUR ithal ilaç
ödemesini, 4S-50 günde yaparken
eczacı bu tür ilaçlan depolardan
düşük vade>le saün almaktadır.
Eczacı ithal ilaçtan yüzde 11.6
kazanmaktadır. Bu oranla
eczacdar çalışamaz hale
gelmektedirler" dedı.
Halk sağbğı tehdit altında
Son 6 ayda tstanbul'da 40'a yakın
eczanenin kapandığını vurgulayan
Önsel, geri ödeme sistemindeki
sorun çözülmedikçe halk
sağlığının tehlike altında
olduğunu, yoksul insanların tedavi
hakkının engellendiğini vurguladı.
Başkan Önsel, Hepuman Berna
ısimli Hepatit B tedavisinde
kullanılan ilacın yaklaşık 6 aydır
çıkmadığını belirterek "Hepatit
B"li anne doğum yapüğında 48 saat
içinde bebeğe bu iğne yapümazsa
bebek Hepatit B taşıyıcısı oluyor*
dedi. Önsel, bu ilacın 6-7 ay önce
185 milyon liraya, şimdi ise kaçak
yolla 550 DM'a satıldığını ifade
etti.
îlaç sıkıntısı yeniden gündemdeANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ekonomik krizin
patlak verdiğı günlerde. Sağ-
lık Bakanlığı ve ilaç ithal
eden f irmalann dolar kurun-
da anlaşamaması nedeniyle
bazı yaşamsal ithal ilaçlarda
yaşanan sıkıntı yeniden gün-
deme geldi. Bu kez ilaç itha-
linde sorun olmamasına kar-
şın, eczacüar, içinde bulun-
dukları mali krizı gerekçe
göstererek piyasaya ilaç süre-
miyorlar.
Türk Eczacüar Birliği
(TEB) Genel Başkanı Meh-
met Domaç. eczacüann için-
de bulunduklan mali kriz so-
na ermedığı sürece. yüksek
fiyatlı ilaçların piyasaya sü-
rülmesinde sorun yaşanabi-
• Bu kez ilaç ithalinde sonın yok. Ancak pîyasada ithal ilaç zor bulunuyor.
Piyasaya ilacı sürmeyenler eczacılar. îlaç satışlanndaki kârlıhk payının
arttınlmasını ve kamu kurumlannın eczanelere olan borçlannı
leceğini, mali krizin sona er-
mesi ıçin ise eczacüann ilaç
satışlanndaki kârlıhk payının
arttınlması ve kamu kurum-
lannın eczanelere olan borç-
lannın ödenmesi gerektığini
söyledi.
Ekonomik krizin ilk patlak
verdigi günlerde bazı kanser
ve transplantasyon (doku
nakli) ilaçlarının ithalinde
yaşanan sıkmtı. Sağhk Ba-
kanhğı'nın dolann kurunu
serbest bırakmasıyla çözüm-
lenmişti. Ancak, yurttaşlann
söz konusu ilaçlara ulaşma-
ödemelerini istiyorlar.
daki sıkıntısı bir türlü aşıla-
madı. Bu yöndekı yakınma-
larının artması üzerıne konu-
yu değerlendiren Mehmet
Domaç, piyasada üaç sıkın-
tısı olmadığını söyledi. An-
cak, eczanelerin ilaç satışla-
nnda >üzde 20 olan kârlıhk
payının yüzde 16.6'yadüşü-
rüldüğünü, kamu kurumları-
na aynca indirim yapüdığını
anlatan Domaç. kamu ku-
rumlarının eczanelere olan
borçlannı ödememelen ne-
deniyle eczanelerin mali knz
ıçine girdiğini söyledi. Do-
maç. eczanelerin zarar ettiği-
nı ve bu nedenle yüksek fı-
>ath bazı ilaçlan veremedik-
lerinı kaydetti.
Eczanelere yüzde 5 kârlılı-
ğın geri verılmesı ve kamu
kurumlannın zamanında
ödeme >apmalan gerektiği-
nı vurgulayan Domaç. piya-
saya ilaç sürülmesi konusun-
dakı sıkıntının ancak böyle
aşılabüeceğini belirtti. Do-
maç. bu durumda hastalann
nıağdur durumda kaldığının
anımsatüması üzerine de.
"Ne yapalım? İnsaniyet bir
yere kadar oluyor. Ne desin
eczacılar? Parasım almadan
veretim bu ilaçlan mı desin-
ler? Tahammül bir yere ka-
dar. Dünyanın hiçbir yerinde
eczaneler hayır kurumu de-
p d i r " diye konuştu.
Kamu kurumlannın eczane-
lere olan borcunun 400 trilyon
lira olduğunu belirten Domaç,
devletin sağhk güvencesine
aldığı kişilere, bu güvenceyi
sağlaması gerektiğinın altını
çızdı.
İlaç lşverenler Sendika-
sı'ndan ahnan bilgiye göre
de. sektörde herhangi bir so-
run yaşanmıyor ve ilaç itha-
linde şu anda bir sıkıntı bu-
lunmuyor.
DUNYA EKONOMISINE BAKIŞ / ERGIN YILDIZOĞLII LONDR.4 «»
Böyle Gelmiş Olabilir Ama, Böyle Gider mi? -1
"Yeni Dünya Düzeni" ve "Küresel-
leşme" (Dünya ekonomisinin, ABD
hegemonyası altında, neo-liberal bir
düzenleme sıstemiyle, gelişmiş kapi-
talist ülkelerin kullanımına sunulması
süreci) artık kendi ağırlıkları altında
ezilmeye başladılar Bu ezilmenin
belirtileri çoğahyor. Daha da önemlisi,
ilk anda, aralarında bir ilişki yokmuş
gibi görünen çeşitli belirtiler, sık sık bir
neden-sonuç ilişkisi zinciriyle birbirle-
rine bağlanarak diyalektik bir bütün-
lük oluşturuyorlar.
Örneğin: ABD'nin Ortadoğu'daki
düzenleyici etkinliği zayıflama belirti-
leri gösterirken Israil-Filistin çatışma-
sı yeni bir aşamaya giriyor. Avrupa ve
Japonya'nın bölgedeki etkinliklerini
arttırma çabaları yoğunlaşıyor. Bu ar-
tan ilginin arka planını oluşturan ener-
ji krizi, enerji sektöründeki birçok ana-
liste göre geçen 20 yılm neo-libe-
ral/serbest piyasacı uygulamaların-
dan kaynaklanıyor; aynı anda Ceno-
va'da G-8 zirvesi sırasında toplanan
yüz binlerce gösterici, dünyada yok-
sulluğun artmasından, sıklaşan kriz-
lerden, doğal çevrenin tahribatından
neo-liberalizmi, ABD hegemonyasını,
hatta kapitalizmi sorumlu tutuyor...
Tam bu noktada. Seattle'dan sonra
giderek gelişen küreselleşme karşıtı
muhalefetin, Cenova'da sendikalann
ve işçi hareketinin yaygın, aktif katılı-
mıyla bir üst aşamaya geçmek üzere
dönüşmeye başladığı görülüyor. Böy-
lece 20 yıldır böyle gelen "şeyin" ar-
tık böyle gitmeyeceğine ilişkin bir bi-
linç, "küreselleşmenin" hem taraf-
tartarı hem de karşıtlan arasında
yayılıyor. Öyleyse. neo-liberalizme ve
küreselleşmeye alternatif, yeni bir
"düzenleme sisteminin" sentez olma-
sının olasılıklan da şekilleniyor.
ABD hegemonyası
ve Ortadoğu
Israil'in Batı Şeria'daki askeri birlik-
lerini büyük bir güçle takviye etmesi
ve hükümetin Filistinli militanları öl-
dürmeye devam edeceğine ilişkin ka-
rarını yinelemesiyle hızlanan gelişme-
ler birçok gözlemciye göre Israil-Filis-
tin çatışmasının yeni ve çok daha
kanlı bir aşamaya girdiğini gösteriyor-
du. Jarusalem Post'tan Michael Fre-
und, "Savaş gelîyor" başlıklı yoru-
munda (18/07), tsrail için topyekûn ve
giderek bölgede genişleyen bir savaş
olasılığının artık neredeyse engelle-
nemez bir noktaya geldiğini savundu.
Michael Freund çok trajik ve karam-
sar dille, Arafat'ın 1967 değil, 1948
smırlanna kadar olan bölgeri ele ge-
çirmeyi hedeflediğini ve Israil'in sonu-
na kadar savaşacağını anlatıyordu.
Daha liberal eğilimli Ha'aretz'den
Amos Harel'in yorumu (18/07) ise,
üç hafta boyunca, hem Sahron hü-
kümetinin hem de Arafat yönetimi-
nin, CIA direktörü Tenet'ın yardımıy-
la oluşan ortak anlayışı sistematik bir
biçimde yıprattıklarını savunuyordu.
Jordan Times. Sahron'un uzun erim-
li hedeflerini askeri yöntemlerle elde
etmeyi planladığını yazarken (19/08),
TheGuardian, "Bu, israil'in 'sonoyu-
nu' mu?" diye soruyordu. Artık her-
kes, Oslo sürecinin olasılıklarından,
nihai çözümden umudunu kesmişti,
topyekûn bir savaşın çıkmaması için
dua ediyordu.
Yorumcular, özellikle israil tarafı,
oluşan çıkmazdan, Filistin yönetımi
kadar Bush hükümetininde de so-
rumlu olduğunu düşünüyor. Jarusa-
lem Post'un bir baş makalesine göre,
"Bush yönetimi, Mitchels raporunun
İsrail ve Filistin yönetimi tarafından
kabul edilmesi için güçlü bir lobi fa-
aliyeti yürütmüş, ancak Colin Powell
bölgeden ayrılırken arkasında, taraf-
ların ateşkese uyup uymadığını de-
netleyecek bir yapı bırakmayı başa-
ramamıştı". Daha da kötüsü, "ABD
yönetimi artık bölgede kanşık sinyal-
ler vermeye başlamıştı", hem çözüm
üretemiyordu hem de önce Filistinli-
lerin, şimdi de israil tarafının güvenini
kaybetmeye başlamıştı.
Bunlar, bir hegemonik güç olarak
ABD'nin, küresel enerji kaynakları açı-
sından en önemli bölgesinde. kendi-
sinden beklenen "kamu hizmetini" bir
süredirsunamadığının kanıtıydı. Böy-
lece Ortadoğu'da ABD hegemonyası
önceki döneme göre zayıflıyor, bir ik-
tıdar boşluğu oluşmaya başlıyordu.
İktidar, boşluğu sevmez!
Avrupa'nın Ortadoğu'da daha aktif
bir rol üstlenmeye hazırlanması, Rus-
ya'nın, ama çok daha önemlisi, Ja-
ponya'nın bölge ülkeieriyle. kimi za-
man ABD iradesini hiçe sayarak yeni
ilişkiler geliştirmeye girışmesinin ar-
kasında işte yukanda özetlediğim sü-
reç var. ABD hegemonyasının zayıfla-
ması olasılığına karşılık diğer ülkeler
bölgede kendi çıkarlannı daha yakın-
dan izleyebilecek konuma gelmek için
gerekli adımları atmaya başlıyorlar.
Diğer taraftan. Avrupa'nın Ortado-
ğu'da etkinliğinin artması, Israil'in ve
ABD'nin uzun dönemli çıkarları açı-
sından hiç iyi haber değil. Avrupa'nın
etkinliğini arttınnası İsrail için iyi haber
değil, çünkü bu. 18 Temmuz günü
G-8 ülkeleri dışişlerı bakanları toplan-
tısında Almanya. Fransa ve Italya'nın
birlikte önerdikleri gibi "bölgede ça-
tışmalan engellemek için tarafların
arasına tampon olarak yeheştirilebi-
lecek, tarafsız, uluslararası gözlemci-
lerin gönderilmesini içeriyor". İsrail
bu tür önerilere karşı (Ha'aretz 19/07),
böyle önerilerin, sorunu uluslararası
alana, dolayısıyla ABD-Filistin-lsrail
üçgeninin (Filistin'i ikiye bir bırakan
denklemin) dışına çtkarmasından en-
dışe ediyor. ABD ise, süreç içinde
kendi inisiyatif'ıni azaltabilecek bu
öneriyi G-8 zirvesinde isteksizce ka-
bul ediyor. Ancak Avrupa ülkeleri ka-
rarlı: Fransa Dışişleri Bakanı Hubert
Vedrin'in işaret ettiği gibi, "uluslara-
rası gözlemciler önerisi giderek dün-
yada taraftar buluyor, zira dünya gi-
derek İsrail ve Filistin'in (ve tabii AB-
D'nin- E.Y) sorunu çözmekten aciz
olduklanna inanıyor." (The Mew York
Times ve VVashington Post 19/07)
Saatli bombanın tiktakları!
Bölgede kendine yeni bir yer açma-
ya çalışan bir diğer ülke de Japonya.
Üstelik Japonya'nın bölgeye dönme
çabaları, kısa bir süre önce iran'la,
ABD ambargosunu hiçe sayarak im-
zaladığı 26 milyar varil kapasiteli bir
petrol bölgesini geliştirme anlaşması-
nın (Stardfor 16/07) da gösterdiği gi-
bi, salt israil- Filistin denklemiyie de sı-
nıriı değil. ABD ambargosunu ilkönce
Fransa'nın Total şirketi delmişti. Ge-
çen sene Malezya Patronas ve Rus
Gazprom şirketleri iran'la 2 milyar do-
larlık bir kontrat imzaladılar. Temmuz
başında da Italyan ENI, 1 milyar do-
larlık bir kontratla bu trene atladı.
Ancak ABD'nin, Japonya'nın am-
bargoyu delmesinden hoşnutsuz ol-
masına karşın İsrail, Japonya'nın İs-
rail-Filistin sürecine, bir olasılıkla da
Avrupa'yı dengelemek için girmesin-
den yana olduğunu söylemek müm-
kün.. Kudüs İbrani Üniversitesi'nden
Prof. Ehud Haran'ın International He-
raldTribune'deyayımlanan "Japonya
sahneye geri dönmeli" yorumu, "Or-
tadoğu'da bir saatli bombanın tiktak-
ları duyuluyor, ama 1999'dan beri
Tokyo'dan hiç bir üst düzeyyetkili Is-
rail'i ziyaret etmedi" paragrafıyla açı-
lıyor. Haran, daha sonra "Belki Japon-
ya, bölgede Avrupa'nın tarihsel ilişki-
lerine sahip değil, ama oluşmakta
olan boşluğu, heriki tarafa dayardım
ederek kapatabilecek konumda di-
yerek" devam ediyor, Japonya ve Is-
rail'in ilişkilerini geliştirmeleri gerekti-
ğini savunarak bitiyordu. Haftaya, bu
olguların arka planındaki enerji krizi...
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Uzlaşan 'Sol'
Bu yılm Abant Toplantısı da yapıldı. Kimi "solcu-
lar" ve "Islamcılar", "Çoğulculuk ve Toplumsal
Uzlaşma" konusunda birleşmişler. Soyut düz-
lemde, toplum kesimlerı arasında uzlaşma arayı-
şı, olumlu sayılmalıdır.
Abant Toplantısf nda. solcuların. solun, genel
olarak dine özellikle de islama bakışını ve bunda-
ki değişimi irdelediklerine ilişkin hiçbir haber çık-
madı. Yalnız, toplantıya katılanlardan bırı, "Sol kö-
kenli aydınlann getirdiği bir şey yok" demiş. Bir
başka katılımcı "Herhalde bızde aydın sınıfdışlan-
dı, ıstırap çekti. Ondan dolayı biraraya geliyorlar"
diye gerekçe açıklıyor (Hürriyet. 17 Temmuz).
Gerekçede bir dengesizlik var. islamcı aydınla-
nn ıstırap yani acı çektiğıni söylemek. olanaksız
değilse bile çok güçtür. Oldürülme, hapse atılma,
işkence görme, üniversitelerden kovulma, Cumhu-
riyetçilere ve solculara özgüdür. Işleyenı bulunma-
yan cinayetler bir yana, islamcı kesım kaç Sıvas
katliamı yaşamıştır? Öyleyse bu uzlaşmaarayı-
şının nedeni nedir? Bu çelişik geçmiş mi?
• • •
Ancak, Siyasal islam, çok sınırlı da olsa. yasa-
lara takılıyor. İnsanların din duygulartnı sömürerek
iktidar arayışı kimi zaman Cumhuriyet'in temeli
olan laikliğin duvarına çarpıyor: partiler kapatılıyor,
liderlere siyaset yasağı getırilıyor. Bu yıl dörduncü-
sü yapılan Abant toplantılarının bir amacı da bilim-
sel bir elbise giydirerek Islamın siyasallaşması-
nı kolaylaştırmaktır. Sonuç Bildirisi bunu kanıtlıyor
Örneğin (m.9):
"Modernleşme adına homojen bir toplum ya-
ratma çabalan kabul edilemez:... Türkiye 'nın te-
mel sorunlarından biri devlet yönetimi ile hal-
kın talepleri arasındaki uyuşmazlıktır. Devlet...
toplumdaki farklılıklan tanıyarak tercıhlenni dikka-
tealmalıdır. Türkiye'nin... bütünfarklılıklann ka-
musal alanda temsil edilmesini mümkün kılan
bir devlet anlayışına ıhtiyacı vardır" diyor. (Vur-
gular benim YK).
"Kabul edilemez" bulunan türdeş toplum yarat-
ma çabalan, gerçekte 1923 sonrasının Cumhuri-
yet devrimidir. Bildiriyle, laiklikten uzaklaşılarak
her alanda şeriatın önü açılmak isteniyor. Oysa,
özellikle eğitimde türdeşlik diye pek bir şey kalma-
mıştır. Eğitim, 1946'dan bu yana ilkelleşerek çe-
şitlenmiştir. Bu oluşumu sürekli besleyen de ta-
rikat destekli sağ siyasettir
"Devlet yönetimi ıle haikın talepleh arasındaki
uyuşmazlık" sözleri, okullarda türban kullanımı is-
teğini anımsatıyor. Bildiri, ilginçtir, haikın, iş, çağ-
daş eğitim ve sağlık isteklerini uyuşmazlık ne-
deni saymıyor.
"Bütün farklılıklann kamusal alanda temsili" ıs-
teğine imza atan yerii solcular, bu istekte bulunur-
ken Avusturya'da seçim kazanan aşırı sağın Avru-
pa Birtiği solcularının büyük çabasıyla nasıl işba-
şından uzaklaştınldığını da herhalde değerlendir-
mişlerdir.
Abant Bildirisi, Marks'ın "Feuerbach Üzerine
Tez/er"i gibi, 11 maddedir. Ve yine onun gibi, 11.
maddesi, zurnanın zırt dediği noktadır:
" ...alınan kararlann hayata geçirilebilmesi
için, eğitim ve öğretim, Türkiye 'nın sosyo-kültü-
rel gerçekleri doğrultusunda, sivil toplum örgüt-
lerinin katkılanyta yeniden düzenlenmelidirf'
Daha ne densın? Bıldin, açıkça. eğitim ve öğre-
timi şeriatçılara teslim edin diyor. Ancak tarıkat-
lar sivil toplum kuruluşu özelliği taşımaz, dtyemi-
yor!
İslamcı "çoğulculuğun" veeşitlik anlayışının bir
gereği mi, bilinmez; ancak, toplantıya, birı "İslam-
cı feminist" olmak üzere iki kadın ve çoğu sağcı
siyasetçi erkek olan yaklaşık 60 kişi katılmış. Bu
tabloya üç gün de olsadayanmak kolay değil; çok
dayanıklı solcu olmak gerekır!
• • •
İslamcı kesimde partileşme çabalan var. Bunlar-
dan Yenilikçi sayılanlar, eski soldan esinlendikle-
rini, Abant'a çağnlı olan A. Gül'ün ağzından söy-
lüyor. Olabilir; kırmızı bir gül, Avrupa sosyalistleri-
nin simgesidir. Geçmişte "adil düzen" uydurma-
sıyla yapıldığı gibi, günümüzde de, sol söylemden
yararlanarak haikın kandırılmasına çalışılacaktır.
Bay Gül, bununla da kalmıyor, solun lideri olarak
Kemal Derviş'i saptıyor
Kimi kendilerinı solcu sayanlar, yıllardır. serma-
ye, şeriat ve ticaret üçlüsünün dişlilerini döndüre-
rek Islamın siyasallaşması ve buradan Cumhuri-
yet'in temellerinin çökertilmesi ıçin didinenlerin de-
ğirmenine su taşıyor. Bu amaçla uzlaşıyor. Sömü-
rülenler, ezilenler ya da işçi sınrfı için mi?
yakup@metu.edu.tr
Kilo başına 1 milyon 900 bin lira
Tütüne son destek
ANKARA (ANKA)
- Bakanlar Kurulu,
2001yüıtütündestek-
leme alım fiyatlarını
belirledi. Tekel destek-
leme ahmını yapacaği
2000 yılı ürünü ekicı
tütünlerine bölgelerine
göre kilo başına 1 mil-
yon 900 bin lira ile 2
milyon 250 bin lira
arasında destekleme
fiyatı ödeyecek.
Bakanlar Kuru-
lu'nun 2001 Yılı Tü-
tün Destekleme Kara-
n Resmi Gazete'de ya-
yımlandı. Buna göre.
2000 yılı ürünü randı-
man nispeti yüzde 80
ve daha üzerındeki
Ege tütünleri için 2
milyon 200 bin. Kara-
denız ve Marmara tü-
tünleri için 2 milyon
250bin,Doğu(Bitlis-
Mutki - Hizan - Kaya-
baş - Yolalan) tütünle-
ri için 2 milyon v e Do-
ğu (diğerleri) ve Gü-
neydoğu illerindeki tü-
tünler içm de 1 milyon
900 bin lıra destekle-
me fiyatı verilecek.
Destekleme fıyatla^
nnın Dünya pıyasa fi-
yatları, maliyetler ve
uygulanan ekonomik
program göz önüne
alınarak belirlendiği
bildırildi.
Bakanlar Kurulunun
tütünle ılgılı olarak aldı-
ğı destekleme kararı bu
yönde alınan son karar^^
olacak. Destekleme uy4
gulaması gelecek yıl-[
dan başlayarak kaldın-
lıyor. i
Tekel, yaprak tütiin
ıhracatının arttınlma-
sı. yurtiçınde tütünl
mamullennuı kalıtesi-
nin yükseltilmesi \e;
tütün üretimindeki is-
tikrann sağlanması
ıçin üretıcilere toplam
7 milyar lira ikramiye
ödeyecek. i
Tekel bu yıl da stok1
fazlası tütünleri yaka-
bilecek.