Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1—EMMUZ 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Fıkir-zikirÇüalışma ve Sosyat
GSîüvenlik Bakanı Yaşar
Okuyan, SSK
rvastanelerinin
r>»iyasalaştınlmasında
k^rarlı. SSK hastanelerinin
t» aşhekimlerini geçen
h afta toplayıp hedefini
a-çıkladr.
"£3SK hastanelerinde
arvacımız, müşteri
rnemnuniyetini
s&ğlamaktır. Bunu
s&ğlayamayan başhekim
arKadaşlarırnıza hayatın
c/j'kenli yollannda
b^şanlar dileriz."
Oervişin fikri, Okuyan'ın
uygulamalarına z'kir
oHarak yansırken
sendikalar, işçi
hastanelerinin adım adım
özelleştirilmesini "müşteri
memnuniyeti" içinde
seyrediyorlar.
Aday
Şcı şıhın müridi o partiye,
ş u şeyhe biât eden
diğerine; şu hocanın
talebesi o partiye, şu
efendinin tekkesindeki
diğerine; şu tarikattakiler
o partiye, şu dergâhtakiler
diğerine geçiyormuş.
Şıhlar, şeyhler..
şeyhlerin talebeleri,
hocalar.. hocaların
müritleri, efendiler,
tekkeciler, tarikatçılar,
dergâhçılar, iki
ayrı koldan Türkiye
Cumhuriyeti'ni
yönetmeye aday
oluyorlar!
ISIK KANSU
Başkent'teki gelişmeleri çok
yakından izleyen birikimli göz-
lemciler, genel gidişi, "Kötü,
çok kötü" diye tanımlıyoıiar.
İki yıl önce IMF'ye verilen ni-
yet mektubundaki, iki öngö-
rünün, yani "tanmın ve mali
sistemin tasfıyesi" aşamala-
rının tamamlanmak üzere ol-
duğundan söz ediliyor.
Tanmın çökertilmesiyle, nü-
fusun neredeyse yansına ya-
kın bir kesiminin elinden meş-
leğini alan; köylüyü, çiftçiyi
işsiz bırakan, tarımda üretim-
sizliği pompalayan bir siyasi
modele geçiliyor. Görünen o
ki, köylü bu tehlikenin henüz
bilincine varabilmiş değil.
Mali sistemin tasfiyesine
Kuşatmayı kırmak içîngelince... Uluslararası serma-
ye; Arjantin, Meksika, Brezil-
ya, Uzakdoğu, Macaristan,
Bulgaristan vb. ülkelerdeki
ulusal mali sistemleri "kapa-
ta kapata" Türkiye'ye doğru
sokuluyor, sokuldu. Türki-
ye'deki bankalar, ulus ötesi
finans sermayesi tarafından
her iki anlamda "kapatılıyor."
Çok ucuza satın alma anla-
mında kapatma, hem de ulu-
sal olmaktan çıkarma, yaban-
cılaştırma anlamında kapat-
ma... Bu sürecin en basit ifa-
desiyle sakıncası şu:
"Mali sistem, bir ülkedeki
öteki sistemleri de idare eder.
Mali sistemi, çoğunluğu ya-
bancı bankalardan oluşan bir
ülkede ulusal tasanmlar için
kredi verilir, kaynak aktanlır
mû Hayır. Ama, mali sistemi
ele geçirmiş çokuluslu ser-
mayenin kendi gruplan o ül-
keye gelmek isterse kredi ve-
rilir, kaynakaktanlırmûElbet-
te."
Gözlemcilerin, verileri der-
leyip ulaştıkları sonuçların
odağındaki görüşleri şöyle
özetlemek olası:
"Mali sistemi olmayan ve
tanmdan vazgeçen bir Türki-
ye'nin yönetilebiliriiği, ayakta
durması kuşkulu hale gelir.
Yurttaşlan, kendisini güven-
likte hissetmez. Ülkenin, do-
layısıyla ordunun korunma ka-
biliyetizayıfdüşer. Diğeryan-
dan da ülke kendini besleye-
mez."
İçinde soru banndıran bir
başka saptama: "Türkiye'nin
önce, 1980'lerin başındaki
adımlaria siyasi sistemi çö-
kertildi, ardından da ekonomi-
si. Son 20 yıldırgenel bir dün-
ya değeriendirmesi yaparak
Türkiye'nin bütünü hakkında
kendi başına karar verebilen
bir siyasi sistemden söz edi-
lebilirmi?"
Çözüm?
Türkiye'nin soluksuz bırakı-
lacak biçimde kuşatılmasını,
neredeyse kökten silkelen-
mesini algılayabilen demok-
ratik siyasi yapıyı ve iradeyi
ivediiikle filizlendirmek.
DlSK'e bağh Birteşik Me-
tal-!ş Sendikası uyarıyor:
"Uluslararası tekellerin pek
çok pazarı var. ABD'nin pek
çok sömürgesi var. IMF'ye
bağımlı ülke sayısı hayli faz-
la. Ama, 70 milyon Türkiye
Cumhuriyeti yurttaşının baş-
ka Türkiye'si yok!"
Sendikanın "Ûlkemize ve
demokrasiye sahip çıkalım"
çağrısını içeren belgede,
"unutulmaması gereken ger-
çeğ7n"altıçiziliyor:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin
kunıcusu Mustafa Kemal,
mandacılık ve her türiü sö-
Yunttaşın başka Türkiye'si yok
rnürgecilikpeşinde olan em-
peryalist güçlere karşı ulusal
onuru yüksek tutarak, halkt-
na gûvenerek, halkla biriikte
bedeli ağır, fakat gurutv bü-
yük bir bağımsızlığı elde et-
miştir."
Bugün ülkenin IMF dayat-
ması ile çekildiği noktanın,
Cumhuriyet'in kuruluş süre-
cinde ABD'nin önerdiği
"manda" anlayışı olduğuna
da dikkat çeken Birleşik Me-
tal-lş'in bildirgesi, bir anlam-
da karamsarlık bulutlanndan
sıynlıp asıl tehlikenin görül-
mesi çağnsı niteliğinde:
"Unutulmasın ki, bütçe
açıktan kapatılabilir. Borçlar
ödenebilir. Ancak, yaralanan
onurun tamiri, ulusal moralve
ulusal değerierin yerine ko-
nulması o kadar da kolay ol-
mayabilir. Bu nedenle, krizi
aşmakgerekçesi ile toplum-
sal dokumuzun yaralanma-
sı, hırpalanması belki krizin
en ağırbedellerindendir. Kuş-
kusuz, tamiriçok zor olan asıl
husus da demokrasininyara-
lanmasıdır. Uluslararası te-
kellerin memnun edilmesiiçin
demokratik işleyişten ödün-
ler verilmek istenmesi ve ve-
rilmesi, demokratikleşmenin
ertelenmesi, göz ardı edil-
mesigibigirişimlerin toplum-
sal faturası ekonomik fatu-
ralardan ağırolabilir.
Demokrasiyiyitirmekten da-
ha büyükbirkayıp olabilirmi?"
Birleşik Metal-lş Sendika-
sı, hep uyanık kalabilmek için
soruyu tam yerinde ve za-
manında soruyor.
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
SSK Emeklisinin
Yeniden Çahşınası (2)
Sosyal Sigortalar Kurumu emeklilerinin, sosyal güvenlik
Jestek primi ödemeleri koşuluyla yaşlılık ayhkları kesilmek-
^ızin çalışmalarına. 6 Mayıs 1986 günlü Resrni Gazete'de ya-
v ımlanan 3279 sayılı yasa ile olanak tanınmışür.
Yasanın uygulamasıyla ilgili, SSK Genel Müdürlüğü'nün
27.5.1986 günlü ve 3529 sayılı genelgesinde uygulamayla il-
ilijzleneçek yoLaçıklanrnjştJ
"Yeni âüzenlemeye göre:
1- Yaşlılık aylığı almakta iken 506 sayılı kanuna tabi ola-
rak çalışmaya başlayanlar, sosyal güvenlik destek primine
tabi tutularak yaşlılık aylıklarının kesilmemesi için talep-
te bulunnıaması halinde bağlanmış bulunan aylık, önceki
uygulamada olduğu gibi, çalışmaya başladığı tarihte kesi-
iecek ve çalıştıkları sürece tüm sigorta kolları primlerine
tabi tutuİacaklardır."
Ancak. yargı SSK Genel Müdürlüğü'nün bu uygulamasına
<atılmamıştır. Bu yazımızda. pek çok sigorta emeklisini ilgi-
endiren bu konuyla ilgili yargı kararlannı özet olarak aktar-
naya çahşacağız.
(1) "ÖZET: Sosyal Sigortalar Kurumıf ndan yaşlılık ay-
lığı almakta iken sigortalı bir işte çalışmaya başlayanlann
ayhkları. sosyal güvenlik destek primi ödedikleri sürece ke-
»ilmez. Yaşlılık aylığının kesilip kesilmeyeceği konusunda
aylık sahibinin tercihi sorulmadan yaşlılık aylığının kesil-
tnesi ve ödenmiş olan aylıkların geri istenmesi kanuna ay-
kındır."
(Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 21.2.2000 tarih, 2000/1366
Esas ve 2000/1322 Karar)
Bu konuyla ilgili aşağıya aldığımız yargı kararlannı bize ile-
:en. sayın Akın Yılmaz'a teşekkür ediyoruz.
(2) "ÖZET: Yaşlılık aylığı şartlarının oluşması halinde,
sigortalının, destek primi vererek çalışmasına devam etme
ve yaşlılık ayhğını da alma olanağı vardır."
(3) "ÖZET: 506 sayılı SSK'nin 63. maddesinde yapılan
yeni düzenlemede. kurumdan yaşlılık aylığı alanlar, ayhk-
ları kesilmeden sosyal güvenlik primlerini ödeyerek yeni-
den çahşmaları ve ilerde de primleri eklenmek suretiyle ay-
lıklarının arttırılması imkânına kavuşrurulmuştur.
Bu bağıtta da iştirakçi (sigortab) böyle bir durumda, ya
vaşlıhk ayhğını almaya devam edecekya da ayhğını almak-
la biriikte, çalışmak istiyorsa, ayrıca sosyal güvenlik pri-
mi yatıracaktır.
Kurum bu iki seçenekten birini tercih etmesi için, sigor-
talıya; Anayasal Sosyal Güvenlik haklarını hatırlatacak-
tır. Bu nedenle iştirakçinin; yazılı başvuruda bulunmadı-
%\ gerekçesi ile yaşlılık aylığının kesilmesi ve ödenen aylık-
ların geri istenmesi yasaya aykındır."
(Hukuk Genel Kurulu. 17.2.1999 tarih, 1999-10-60 Esas ve
1999/105 Karar)
Özet olarak yargı kararlarında SSK'den "yaşhlık aylığı al-
makta iken" SSK kapsamında çalışmaya başlayanlann. "ya-
nlı başvuruda bulunmaksızın" sosyal güvenlik destek pri-
TU ödeyerek çalışabilecekleri vurgulamıştır. Kararlardan,
SSK'den yaşlılık ayhğı alarak çalışan sigortalılara, "ayhğını
kestirip, kestirmeyeceği" konusundaki seçeneğini (tercihini)
îigortahya kurumun soracağı anlaşılmaktadır.
Kaynak : (1) Lebib Yalkın Yayımlan, cilt AA/13. Sıra No.
581
(2) Yargıtay Kararlan Dergisi, Nisan 2000. sayfa: 553
(3) Yargıtay Kararları Dergisi, Mayıs 2000, sayfa: 669
Tokuşlar
köyünün derdiDüzce'ye bağlı Tokuşlar
köyü sakinleri, yaklaşık iki
yıldır hani neredeyse
cehennem azabı
çektiklerini dile getiriyorlar.
Öykülerini dinledik:
Tokuşlar köyü yakınına
Divapen Entegre Ağaç
Panel Fabrikası kuruldu
kurulalı, çevreye toz, koku
ve gürültü yayar. Ziraatçı
bilirkişilerin hazırladıkları
rapora göre fabrikanın
bacasından çıkan "tutkallı"
ince tozlar fındıkların,
ağaçların yapraklarına,
gövdelerine yapışır.
Evlerde durulmaz olur,
yurttaşlarda boğaz
kuruması, burun ve
gözlerde yanmalara tanık
olunur. Konu, Düzce
Valiliği'ne, Çevre ll
Müdürlüğü'ne iletilir.
Yakınma dilekçelerini
veren yurttaşlarla
ilgilenilirmiş gibi yapılır,
ama sonuç değişmez.
Bunun üzerine, bölgedeki
yurttaşlar, çevre kirlHiğini
protesto etmek için
yürüyüş yaparlar.
Soluğu karakolda alırlar.
Fabrika ise etrafa yine toz,
gürültü ve koku
saçmayı sürdürür.
En son, 4 Haziran
2001 günü Tokuşlar
köyünden isa Yıldız,
Düzce Merkez Jandarma
Komutanlığı'na gidip
şikâyet dilekçesi verir.
Şimdi bu dilekçenin
sonucu bekleniyor.
KtM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK behicskÇı turk.net
HARBt SEMİH POROY semihporoyCa yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MlMTAZ ARIKAN 23 Temmuz
HAVA ÛSTUNDE YOLCULUKİ.
1888 'O£ SU&UAJ, J-OHH eOYD DUNLOP, HAVAYLA Ş-/f«ei£JEA/ lASTİK
PAmHTİNİ ALDl. İSKOçyALI DuHLOP,ASUNPA SİS VETE&MBIPİ.
TBietZEĞiN PIŞ L4S7İGİ /ÇiA/6 YeeiEÇrİBOlĞi LAST'K
ü HAVAYLA ÇiŞHZEHEK 6£B-
BU BUlüŞU İIK
OĞLUNUN BİS-İK-LETİNPE
BÖYLECE eSNEKLI-
§t AKTAN MİAÇ LAS-
tt*U£J£i ÇAĞOAŞ G£-
IZelCSİA/İME OLANAK
SAĞUVABiLECEKTİ.
flŞME LASTfe KONU-
SUMDAKJ /LK ÛGETİMİ
DE DUNLOP SE&ÇEK-
LEŞTt/ZBCEKTİR.
|02U|H3H7l|JRtf]
İLAN
T.C.
BÜYÜKÇEKMECE SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
2001 200
Davacı Hüsnü Ataç vekili Av. Mehmet Yılmazer tarafından açılan
veraset davası Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2001/200
Esas sayılı dosyasında dava de\am etmekte olup, Büyükçekmece il-
çesi Hoşdere köyü cilt 8, hane 4'de nüfusa kayıtlı 1282 doğumlu mu-
ris Kerime Kayah'nın 4.2.1931'de vefat ettıgi. Mehmet Ali ve Fat-
ma'dan olma muris Kerime Kayalı mirasçısının bulunup bulunmadı-
ğının, mirasçılan vârise gazete ile ilan tarihinden itibaren 30 gün için-
de mahkememize müracaatlan ilanen bildirilmiş sayılacağına karar
verilmiştir. Basın: 42926
2001 YAZ KARMASI
avni arbaş
cihat burak
nejad devrim
abidin dino
burhan doğançay
bedri rahmi eyüboğlu
hamit görele
julide
ihsan cemal karaburçak
komet
fikret mualla
miibin orhon
orhan peker
selim turan
burhan uygur
eşrefüren
adnan vannca
nejdet vergili
ADTOAN
ŞAKAYMCSK.N.54/1 NİŞANTAŞI
TEL247 9O81
»rowniJ»ıı«
•0V0K0O0U)•VTHK UUUVV ^ a
GEL vıGOR
AKAOEMIISTANBUL SİNEMASI
12.00-14.15-16.30-18.45-il.15
SATILIK ARSA
veARAZİ
Marmans"e bağlı De-
gırmenyanı, Hısarönü, Se-
lımıye, Orhaniye, Turgut ve
Söfüt köylennde satılık par-
sel ve araziler
Tel.: O 542 415 20 97
ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ
İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÖDEME EMRİNİN
İLANEN TEBLİĞİ
Dosya No: 2001/299 Alacaklı: Arçelik AŞ
Vekili: Av. Semih Güner - Atatürk Bulvan Sıhhiye Merkez îşhanı 12/20
Ankara Borçlular: 1- Alpay Dayanıklı Tüketim Mallan Pazarlama Sanayii ve
Tıcaret Lımited Şirketi. 2- Cengiz Aktaş, 3- Güldane Çelik. 4- Songül Gör-
gülü, 5- Gülnazik Baydar, 6- Halıt Aktaş, 7- Ayhan Aktaş, 8- Suna Aktaş, 9-
Alpay Aktaş. Müşterek adresleri: Ekici Maballesi Pazar yeri karşısı Şerefli-
koçhisar'Ankara
Alacak tutan: 8.000.000.000.-TL.
Ipotek belgesi: Ş.Koçhisar Tapu Sicil Müdürlüğü'nün 6.2.1995 gün 251,
4.7.1997 gün 1293 yevmiye No'lu ipotek belgeleri. Merhunun ne olduğu:
Borçlu şiıket dışındaki gerçek kişiler adlanna kayıtlı Ankara, Şereflikoçhisar
ilçesi, tstiklal Mahallesi 123 ada, 19. parseli teşkil eden taşınmaz. Ipoteğin
paraya çevrilmesi yolu ile borçlular hakkında yapılan işbu takipte Cengiz Ak-
taş, Güldane Çelik, Songül Görgülü, Gülnazik Baydar, Haht Aktaş, Ayhan
Aktaş ve Suna Aktaş'ın adresleri tespit edilemedığınden adlanna ilanen teb-
ligat yapılmasına karar verilmiş olup, işbu ödeme emrinin teblığine ilişkin ila-
nın yayımı tarihinden itibaren 30 gün içinde borcun ödenmesi, borca karşı bir
itiraz varsa tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde yazılı veya sözlü olarak
(ipotek hakkına itiraz edilemez md. 150) icra dairesine bildirmeleri, borcun
bir kısmına itirazlan varsa o kısmın cihet ve miktannı açıkça gösterilmediği
takdirde itiraz etmetniş sayılacaklan. senet altındaki imzayı ınkâr ediyorlarsa
aynca ve açıkça bildirmeleri, aksi takdirde senetteki imzayı kabul etmiş sayı-
lacaklan, süresi içinde itiraz edilemez ve borç ödenmezse alacaklının gayri-
menkulün satışını isteyebileceğı, ödeme emrinin tebliği yerine kaım olak üze-
re ihtaren ilan olunur. 4.7.2001 Basın: 41749
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Cenova Kurbanları
ROMA - "Piazza Cario Giuliani" (Carlo Giuli-
ani Meydanı) yazıyor şimdi küreselleşme karşıtı
gencin öldügü yerde. Meydanın eski adı (Gaeta-
no Alimonda) silinmiş ve bir gecede kalın boya-
lı kalemle "G-8 şehidinin" adı yazılmış bir duva-
ra...
Kameramanlar, fotoğrafçılar, tüm televizyonlar
orada. Elmacık kemiğinden girip, ensesinden çı-
kan bir kurşunla vurulan gencin yaşamını yitirdi-
ği yer çiçeklerle bezenmiş. Vurulduğu an sırtın-
da olan beyaz ti-şort atletin bir benzeri bırakıl-
mış çiçeklerin yanına. Mumlar ve mumların ara-
sına küçük mesajlar serpiştirilmiş: "Yaşamın bo-
şuna sönmemiş olusn...", "No justice, no pe-
ace..." (Adalet yoksa barış da yoktur) yazıyor
üzerierinde...
Carlo Giuliani'nin ölümünün vicdanlarda ya-
ra açtığı kesin. Çok açıdan böyle bu. Ne denli tap-
ripkâr ve tahrik edici olursa olsun göstericilerin
suratının ortasına "kurşun sıkmak" diye bir ge-
lenek yok çünkü demokrasilerde. Özgür göste-
ri hakkına tecavüz olarak yaşanan ve algılanan
bir ölüm bu. Giuliani'nin anısına sahip çıkmaya
çalışanlar bir "demokrasiayıbıyla" yüzleşmeye ça-
iışıyor bu nedenle her şeyden önce. Yok yere bir
yaşam kaybına yanıyor; saçma, önlenebilir, ge-
reksiz bir ölüm olarak görüyorlar bunu. Ne ge-
rekçeyle olursa olsun 23 yaşındaki bir insan ya-
şamını söndürmeyi "gayri insani" ve "faşizan"
buluyorlar. "Giuliani'ye ateş eden güvenlik güç-
lerinin amacı meşru müdafaa idiyse" diyorlar,
"ayağına, bacaklarına ateş edebilirierdi. Yüzüne
değil..."
"G-8 şehidinin" babası Giuliano Giuliani'nin
söyledikleri de ilginç bu açıdan: "Oğlumu vuran
jandarmaya kin duymuyor, bilakis ona acıyorum"
diyor baba Giuliani; "Kabahat (jandarmada) as-
keriik hizmeti yapan o genci oraya gönderen si-
yasi iradede, Carlo'yu vuran çocuk da çokgenç.
20yaşında. Panikleyip silaha sanlmış. Hayatı ce-
henneme dönecek bundan böyle. O çocuğun
yerinde, eğitim almış, gerçek bir profesyonel ol-
muş olsaydı olaylar başka türiü gelişebilirdi..."
63 yaşında sol bir sendikacı Giuliano Giuliani.
Herhangi acılı bir baba gibi değit, siyasi analizle
bakıyor olaylara. Biryangın söndürme aletiyle cip
içinde kıstırılmış genç jandarma askerlere saldı-
ran oğlunu -aynı siyasi gerekçelerle- suçlu bul-
muyor. Vuran ve vurulanın aynı sistemin "kurban-
lan" olduğunu düşünüyor. Saldırı ile gösterilen
silahlı tepki arasında büyük bir "orantısızMc" ol-
duğunu söytüyor sadece. Hiç olmazsa bundan
böyle oğlunun ölümünün bir şeyleri değiştirece-
ğini ummayı yegliyor. Bu umutla yaşamak istiyor.
Cenova'ya hâkim bir tepede, ortancaların çe-
virdiği bahçeli orta sınıf evinde kabul ediyor ga-
zetecileri Giuliano Giuliani. "Oğlum şiddet yan-
Iısı biranarşistdeğildi" diyerek anlatıyor: "G-8 kar-
şıtı gösterilere katılacağını söylediği zaman en-
gelleyemedim onu. 23 yaşındaki bir gence fikir-
leri adına mücade/e vermemesini nasıl söyleye-
bilirdim? G-8 liderierinin küstah kibirine karşı çı-
kıyordu Car/o. Benim gibiılımlı değildi. Büyük bir
haksızlık olarak algılıyordu bunu. Genç yaşamın-
da önüne çıkan tüm engellerin nedeni olan birhak-
sızlık... 'Gitme!' diyemedim..."
Cuma gecesi TV'lerin tüm haber bültenlerin-
de gösterilen ölüm sahnesini izlediğinde, kara
maske ardındaki oğlunu tanıyamamış Giuliano
Giuliani. Taa ki gece yarısı evine gelen bir polis
eşliğinde morga gidene kadar... Şimdi en çok oğ-
lu için yazılıp çizrlen "ipsizsapsız.. serseri"tarnm-
lamalarına üzülüyor.
Baba evinden geçen yıl ayrılmış Carlo Giuliani.
Fakültede tarih öğrenimini yarıda bırakmış. Bir dö-
nem "Komünizmin Yeniden Doğuş Partisi" ve
"Uluslararası Af örgütü"nûe çalışmış. Giderek son-
ra Zapatistalar gibi marjinal gruplaşmalara kay-
mış. Uyuşturucu (esrar) alışkanlığı yaşamış bir sü-
re. Sevgilisinden yeni ayrılmış. "Zamane gençli-
ğinin tipik temsilcilerinden biriydi" diyor babası
Carlo için: "Tutunacak bir dal, inanacak bir da-
va, bir yol anyordu kendisine..."
E-mailnil.gun(a superonline.com
1 2 3 4 5 6 7
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Ağaç san- 1
sarı. 2/ Esk- '
rimde kulla- 2
nılan üç silah- 3
tanbiri... Ayı 4
yavrusu. 3/
Ruhsal... Lan- 5
tan elementi- 6
nin simgesi.
4/ Katılmış,
ulanmış par-
ça... Cinsel
zevkleri çağnştıran,
cinsel istek uyandı-
ran. 5/ Tunus'un pla- 2
ka işareti... Bir soru 3
sözü. 6/ Aşırı olma- .
ma durumu, ölçülü-
lük... Eski Mısır'da
güneştannsı. 7/Çiz-
giyle mizah sanatı.
8/Zayıf ve ince uzun
boylukimse. 9/ Biri-
nin etkisinde kalarak onun sözünden hiç çıkma-
yan kimse... Giysiyi vücuda daha iyi oturtmak için
üst ya da alt bedene ya da ikisine biriikte uygu-
lanan kesim biçimleri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bir sorunun çözümünü bulmaya yönelik fel-
sefe yöntemi. 2/"—tiyatro": Bertolt Brechfin
öncülüğünü yaptığı tiyatro anlayışı... Doğu Ka-
radeniz'e özgü yelkenli birtekne. 3/Evcil bir ge-
yik türü... Bir geminin baş ve kıç taraflannda
çektiği sular arasındaki fark. 4/ Üyelerinin ortak
mesleki çıkarlannı savunmak için kurulmuş ör-
güt. 5/ Orta Anadolu'da bir göl... Bir süs taşı. 6/
Belçika'da yaşayan başlıca iki halktan biri. 7/
Isim... Bir cetvel türü... Istem dışı yapılan hare-
ket. 8/ Dört Halife'nin sonuncusu... Namazda el-
leri dizlere dayayıp öne doğru eğilme. 9/ MÖII.
binyılda Tuna, Karadeniz ve Ege Denizi arasın-
daki bölgeye yerleşen ve buraya adını veren halk.