23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 TEMMUZ 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kulturv/ cumhuriyet.com.tr 15 Frank Sinatra Jr.'a göre günümüzde yapılan müzikte bir bozulma söz konusu abasmm izmden gîdiyorGAMZE AKDE.VÜR Müzikte 40 yılı geride bırakan Frank Sinatra Jr.. Woddy Herman Orchestra'yla 8. Uluslararası Istanbul Caz Festivali kapsamında geçen cuma akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salo- nu'nda cazseverlerle birlikteydi. Sa- natçı, Frank Tiberi'nin yönettiği 21 kişilik orkestra eşliğinde babası efsa- ne aktör, şarkıcı Frank Sinatra'v ı an- dıran tok sesiyle 4O'lı, 50'Ii yıllardan günümüze uzanan geniş bir yelpaze- de sevilen şarkılan seslendirdi. 1951 yılında boşanan Frank-Nan- cy Sinatra çiftinin ikinci çocuklan olarak 10 Ocak 1944'te Nevv Jer- sey'de dünyaya gelen ve Kaliforni- ya'da büyüyen Sicilya kökenli sanat- çı, Las Vegas başta olmak üzere Amerika ve dünyanın birçok yerin- de çeşitli gruplarla çalıştı. Univer- sity of Southern California'da klasik müzik eğitimi aldıktan sonra pıyano ve orkestra şefliğinde yoğunlaştıysa da ilerleyen yıllarda kariyerini baba- sının çizgisine yönlendirdi. 6.5 yıl babasının müzik direktörlüğünü yaptı. Sicilya gelenekleri gereği bü- yük büyükbabası Francis'in ismini taşıyan sanatçının 15 yaşında Mike adlı bir oğlu var. - Las Vegas'ın, müzik yolculuğu- nuzda önenıli bir yeri var. FRANK SİNATRA JR.- Kesinlık- le. Çocukluğumda babamla sık sık, Las Vegas'a giderdim. Orada birçok sanatçıyı izleme imkânı buldum. Bu şehirde 6O'lı yıllardan itibaren 90'h yıllann başlanna dek aralıklarla mü- zik yaptım. Benim için müthiş bir tecrübeydi. Fakat son yıllarda Las Vegas olumsuz anlamda çok dina- mikbirdeğişımeuğradı. Müziğinön planda olduğu eski zamanlardaki eğ- İence anlayışı kalmadı. Günümüzde müzikte bir bozulma söz konusu. - Müzikteki bu bozulmadan etki- lenmemeyi nasıl başardınız? SLNATRA JR. - Bu bozulmadan sakınmanın en iyi yöntemi her za- man için daha iyi müzik yapma ni- '""«"><" 8. ULUSLARARASI KULTUR İSTANBUL VAKFI CAZ FESTİVALİ yıldanbu yana müzik anlayışı ve disipliniyle büyüdüğüm babamın yolundan gidiyorum. Müziklerimiz arasında hiçbir farklılık yok. Aynı müzik dilini konuşuyoruz. Eğer Frank Sinatra'nın oğlu olmasaydım, çok farklı bir yerde olurdum. Büyük olasıhkla klasik müziğe yönelirdim. Babamın izinden gidemediğim bir nokta varsa o da dans etmektir. Tannm, ben dans edemem. Hem de hiç.' yetiyle yola çıkmak. daha iyi enstrü- mantasyona ve orkestrasyona yönel- mek. Ben müzigimi bu sayede saf tututuyorum. Bugün 'rock', 'rap\ 'hip hop' gibi müzik türlerini icra edenlerin çoğu. bizim gibi gerçek enstrümanlar kullanmıyor; aşka. sevgiye sahip olmayan elektronik, tekno, müziği sentetik bir hale dö- nüştüren enstrümanlar kullanıyorlar. Müzikte tutucu birtavra sahip oldu- ğum düşünülmesin. Bence müzikte farklı rürlerin olması ve bunlann kaynaşması, gerçek müzik yapma kaygısını taşımak kaydıyia çok fay- dalıdır. Geçmişte de birçok insan bu- nu yaptı. Mesela klasik müziği caz ile karma yorumladılar. George Gershwin'den sonra caz, klasik mü- zik anlamında ilerleme kaydetti. mü- kemmel bir ortaklık yaratıldı. - Birlikte çalıştığuuz orkestralar- dan ve müzikal vizyonunuza katkıla- nndan bahseder misiniz ? SİNATRA JR. - Müziğe başladı- ğım 60*lı yıllarda ilk olarak SamDo- nahue Oritestrası ile çalıştım. Daha sonralan HarryJamesOrkestrası ve YVoody Herman Orkestrası -ki mü- zik yolculuğumda çalışmaya 70'li yıllarda Woody Herman henüz ha- yattayken başladığım bu orkestrarun kalan en önemli caz orkestralann- dan biri olması ve aynı müzik dilini kullanmamız açısından çok önemli bir yeri var- gibi başlıca gruplann yanı sıra Las Vegas'ta büyük göste- ri orkestralarıyla, Hollyvvood'daki belli başlı televizyon orkestralanyla çalıştım. Bana müziği nasıl yorum- layacağımı öğrettiler. Müzisyenlerin konuştuğu dili anlamaya başladım. onlarla ortak bir duygu bütünlüğü geliştirmeyi öğrendim. Müzikte ge- lişme için her alanda olduğu gibi en önemli anahtarın pratige ağırlık ver- mek olduğunu kavradım. - Babamzm müzik yaşamınızdaki yerini nasıl tanımlıyorsunuz? SİNATRA JR. - 40 > ıldan bu yana müzik anlayışı ve disipliniyle büyü- dügüm babamın yolundan gidiyorum. Müziklerimiz arasında hiçbir farklılık yok. Aynı müzik dilini konuşuyoruz. Eğer Frank Sinatra'nın oğlu olmasay- dım, çok farklı bir yerde olurdum. Bü- yük oiasılıkla eğitimini aldığım kla- sik müziğe yönelirdim. Babamın izin- den gidemediğim bir nokta varsa o da dans etmektir Tannm, ben dans ede- mem. Hem de hiç. - Film müziklerinin yanı sıra baba- nız gibi aktöriük de yapfınız... SİNATRA JR. - Evet. Birçok so- undtrack çalışması yaptım. İlk film müzigimi 20yaşımdayken 'Monster and The Surfgirls' (Canavar ve Sörf- çü Kızlar) adlı bir film için yaptım. Berbat bir filmdi. Hatta o zamanlar- ki kız arkadaşım, onu kızdırdığımda, beni o filmi seyrettirmekle tehdit ederdi. Aynca Japonya ve Meksi- ka'da birtakım sinema filmlerinde, Amerika'da televizyon filmlerinde küçük rollerde göründüm. Kısa sü- reli birdizi filmde Frank Sinatra'nın şarkılannı Frank Sinatra olarak ses- lendirdim. Kim Basinger ile 'Cool VVorfd' filminde oynadım. CUBANİSMO'NUN KONSERİ BUAKŞAM SAAT22.00VE Esma Sultan1da Küba gecesi CUMHUR CANBAZOĞLU Latin cazının en önemli gruplanndan Cubanismo bir kez daha Istanbul'da sahneye çıkıyor. Esma Sultan Yabsı'nda 22.00'de başlayacak konserde, 'Mardi Grass Mambo1 başlığıyla Nevv Orleans cazıyla Küba 'son'Jannı harmanlayan bir projeyi sunacak grup. Bu proje için 'New Orleans yakasa'ndan Terri Deg- ruy da sesiyle "Cubanismo'ya katıla- cak. Altı yıl önce Havana'da dünyaya ge- len 'Cubaıüsmo'nun babası ünlü genç trompetçi Jesus Akmany. Karayip ez- gileriyle tatlandırümış caz üreten, Kü- ba klasiklerinin yamnda birçok özgün parçayı da yorumlayan grup çizgisini daha çok dans ritimleri ve elemanlan- nın virtüözitesini öne çıkartan bir per- formans üzerinde yoğunlaştınyor. Afro-Kûba soundunu dünyanın dört bir yanma taşıyorlar. Bölgeden çıkan en güçlü grup değil belki Cubanismo ama samimi ve canlı performansıyla, sabneden taşan sıcak iletişimiyle kısa sürede zdrvede dolaş- nayı başardı biJe. Ekibin öyküsü şöyle şekilleniyor; ka- riyerine, klasik Küba müziği çalan Si- erra Maestra grubunda trompet çalarak başlayan Jesus Alamei, geleneksel mü- zıkleri yeniden ayaga kaldırmak için zor bir projeyi yaşama geçirmeye karar veriyor ve ada dışında yaşayan piyanist AMredo Rodriguez'i ahp Havana'ya gi- diyor. Küba müziğini dünyaya tanıtan müzisyenlerordusundan 'Castro'yasa- dık' ekibe mensup Cubanismocular. Havana'da görüşmeler yaptıktan son- ra 'Irakere' grubunun temel adamlann- dan Orlando 'Marakas' Valk'yı. Migu- el 'Anga' Diaz ve Carios Alvarez'i. vur- malılar ustası Tata Guines'le Yosvany Terry'i, Carnto Del Puerto'yu yanlan- na ahp Cubanismo projesine başhyor- lar. Ekiptekilerin sayısı kısa sürede 15 kişiye çıkıyor. İsimlerini verdikleri, 1996 tarihli ilk albümleri dünya çapmda ses getirivor. Küba müziğinin müthiş rüzgânnın yar- dımıyla ikinci albümleri 'Matemba' da (1997) iyi satıyor. Rumba, ça ça, son, danson gibi ritimlerin yanı sıra çok az bilinen "pa'ca"yı da dünya sahnesine ta- şıyorlar. Bu albümün tanıtımı çerçevesinde grup ilk kez Istan- bul'da da boy gösteri- yor. Uzun yıllar ulus- lararası alanda arka planda kalmış Küba müziğinin, arayı ka- patıp Latin müziği kuJvannda hak ettiği yere gelmesinde bü- yük paya sahip olu- yorlar. Yasamın için- den gelen, vücuda çok yakışan ritimlere sahip olan, tatlan ve hayalleri çok güçlü olan Afro-Küba so- undunu dünyanın dört bir yanına taşı- yorlar. 1998 'de üçüncü albüm 'Reencarnaci- on'u kaydeönek üzere stüdyoya giriyor- lar. Ça çadan mamboya, daha az bilinen descargo. pilon, guarachaya kadar bir- çok geleneksel Latin müziği türünü kul- lanıyorlar Bu albüm de kısa sürede lis- telerin üst sırasına yerleşiyor. Gecen yıl da Bob Mariey'nin reper- tuvanndan bazı parçalan salsa, ça ça ve sonla birleştirmeyi deniyor grup. Fransız veCezayirli müzisyenlerden oluşan DezorientaL Babylon'daydı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Transa dönüşen konser BURCL'GÜNÜŞEN 10 yıl önce kurulan Avrupa Caz Festivalleri Büiiği (European Jazz Festival Organısation), ıkı yıldır yeni yeteneklere değişik ülkelerin fes- tivallerinde kendilerini tanıtma olanağı sağlı- yor. Geçen çarşamba gecesi Babylon'da bir konser veren 'DezorientaT de bunlardan biriy- di. Cezayirli ve Fransız elemanlardan oluşan topluluk. Fransa'nın St. Etienne kentinden ge- liyor. 'DezorientaT bu yaz Istanbul'dan önce Montreal dahil pek çok caz festivalinde konser- ler verdi. Dianne Reeves'in dans ederek dinlediği konserde 'DezorientaT Istanbul'a dair "La Vache İstan- bul* (Vay Be Istanbul) adlı şarkı- sını da yorumladı. Topluluğun ut, gitar. akordeon, perküsyon ve tu- banın şaşırtıcı birleşimınde Doğu ezgilerinden. Çigan müziği ve blues'dan esintiler taşıyan konse- rinden önce vokalist Âbdel Wa- heb Sefsaf la konuştuk. - Dezoriental adı, yaptığıruz mü- ziği de tanımlıyor sanırım... ABDEL VVÂHEB SEFSAF - Biz Fransa'dan geliyoruz ve Fran- sa. müziğin evreninde bürün kül- türlerin yer edebileceğine inancın olmadığı bir yer. Ama bız buna ınanıyoruz ve bunu da gös- termeye çalışıyoruz. Müzik natürel değildir, her kültürün kendine göre bir müziği \ardır. - Doğu müziklerinin Batı formlanyla yorum- landığı parçalar oldukça popüler. Bunun tam tersi hakkmda ne düşünürsünüz? SEFSAF - Yıllardır her zaman Batı müziği egemen oldu. Batı müziği formunda Doğu mü- ziği dediniz ya... Aslında yıllarca tam tersi ol- du. Ama son yıllarda Doğu müziği de dinlen- meye başladı. Dünyada yıllardır Amerikan rock müziği etkili oldu. Şimdi yavaş yavaş etkisini ir şarkının klişe olmaması için bazı yerlere gidip bazı olaylan yaşamak, bazı yerleri görmek gerekiyor. Ancak bu şekilde orijinal şarkılar ortaya çıkabilir.' kaybeden bir müzik bu. Bu sayede belki de o- nun dışında neler olabileceğinin farkına var- maktayız. Internetin yaygınlaşması, iletişimde demokratikleşme de buna yardımcı oluyor. Ya- vaş yavaş rock müziğin o kadar zengin bir mü- zik olmadığmm, onun dışındaki zenginliklerin de farkına varmaya başladık. - Tekrara ve klişelere düşmekten nasıl kaçmı- yorsunuz? SEFSAF-Müzik yaparken içimizden geleni dinlemeye çalışıyoruz. 'Manök'la değil. çok daha duygusal ve etkilenimlere açık bir müzik ^ ^ ^ ^ ^ ^ yapıyoruz. O yüzden tekrara düş- ~ ~ ~ ^ ~ ~ memiz söz konusu değil. Örneğin ben Istanbul'a geldiğimde bir şok yaşadım, çok güzel bir şehir oldu- ğunu gördüm. Bunlar 'La Vache Istanbul' şarkısına esin kaynağı oldu. Bir şarkının klişe olmaması için bazı yerlere gidip bazı olay- lan yaşamak, bazı yerleri görmek gerekiyor. Ancak bu şekilde oriji- nal şarkılar ortaya çıkabilir. - Konserlerinizde dinleyiciyle nasıl bir Uişki kuruyorsunuz? SEFSAF- Bızimmüziğimiz in- sanlara değişik duygular aşılaya- bilir. Ve bunu değişik yöntemler- le yapabiliriz. Bu da ilk olarak bu müziği rahat bir şekilde dinlemekten geçiyor. Konserlerde, orada olmaktan hoşnut olup olma- dığımız duygusunu da seyirciye yansıtıyoruz. Bir konser aslında bir transa dönüşebilir. Biz bu konseri bir transa davet olarak görüyoruz. Mü- ziğimizde Afrika, Pakistan, Halep'te dinlediği- miz trans müziklerinden de çok etkilendik. - Festivalin programı hakkmda ne düşünü- yorsunuz? SEFSAF-Genel olarak dünyadaki caz festival- lerinde ticarileşmeye doğru bir eğilim var. Bura- daki festivalin birtakım değerlere daha bağlı kal- dığını ve ticariye kaçmadığını düşünüyorum. Deep Purple Istanbul'a geliyor • Kültür Senisi - Ünlü heavy-rock grubu Deep Purple, ikinci kez Istanbul'a geliyor. 8 Eylül Cumartesi günü Bakırköy Fildamı Arena'da hayranlarıyla buluşacak olan grubun konser biletlerinin satışı, 20 Temmuz Cuma gününden itibaren satışa sunulacak. (Bilgi için: 212-236 75 60) Royal Shakespeare'de oylama • Kültür Ser\isi- 'Royal Shakespeare Company (RSC) eleman fazlası nedeniyle oylamaya gıdiyor. RSC'nin bağlı olduğu 200 üyeli BECTU (Yayın. Eğlence, Sinema ve Tiyatro Birliği) yapılacak oylamada işten çıkarılacak elemanlara 31 Temmuz'a kadar süre verilmesi istegini reddetti. BECTU'nun sözcüsü çıkarılacak kişilerin sahne arkası. set çalışanlan ve gişe görevlilerini kapsadığını açıklarken RSC'nin sözcüsü de "Bu, RSC'nin gelecegi için atılan bir adım. Pozisyonumuzu koruyup dünyanın kaliteli tiyatrolarından biri olarak hizmet vermeye de\am edeceğiz" dedi. Oylama için kesin bir tarih belirtilmedi. Naidoo'ya Carnegie Ödülü I Kültür Servisi - Yazar Beverley Naidoo. 'The Other Side of Trurth' (Gerçeğin Diğer Yüzü) adlı kitabıyla. çocuk kitapları ödülü dalında 'Carnegie Ödülü'nü kazandı. Yazarın kitabını. okuldan evine dönerken bıçaklanarak hayatını kaybeden Damilola Taylor'a. yeni ülkelerde yeni yaşamlarla mücadele eden ınsanlara ve onların ailelerine ıthaf ettiği açıklandı. Ülkesi Güney Afrika'da 'ayrımcı rejim' zamanında büyüyen Naidoo, 30 yıl önce lngiltere'ye sürgüne gönderilmış. Yazann ayrımcılığı ele aldığı iki kitabından 'Journey to Jo'burg', Ingiltere ve ABD'de ödül alırken Güney Afrika"da 6 yıl yasaklanmış. Yazar, ödül töreninde yaptığı konuşmada "Amacım dünyaya yeni bir pencere açmak ve okuyuculanmı hayal güçlerinı geliştirmek için cesaretlendirmek. Umanm yazdıklanm ınsanlara sorgulama ısteği verecek" dedi. Postexpress üçüncü istasyonda • Kültür Senisi - lçeriğinde güncel konulara ve kültür sanat etkinliklerine yer \eren Postexpress dergisinin temmuz sayısı çıktı. Sayfalannı geniş kapsamlı söyleşilere ve yazılara ayıran derginin bu ay ele aldığı konulardan birkaçı şöyle: 'Diyarbakır Cocuk Şenliği'nin aynasında Biz ve Onlar', 'Ardahan'daki Atatürk Gölgesi ve Uzay Araştnmalan Demeği'nin Yorumu', 'ODTÜ McDonald's'ı Hazmeder mi?'. 'Anti-McDonald's Kampanyasının Ruhu', "Moskova Film Festi\ali'nden Notlar', 'Ölüm Yıldönümünde Refik Halit Karay'm Düşündürdükleri' ve "Yavru Vatan mı, Yan Vatan mı?. 'Bölünmenın Yıldönümünde Kıbns'. Gibson'dan müzayedeye destek • ROCK H1LL (AP) - Amenkalı oyuncu Mel Gibson, tarihi eser olan ve bağımsızlık savaşmda üs olarak kullanılan 'Tarihi Brattonsville' adlı kasabanın restorasyonu için sağlanan geliri arttırmak için her yıl geleneksel olarak düzenlenen müzayedeye destek oluyor. Müzayedede 1700'lü yıllann ortasından kalan el yapımı pipo, tüfek. düğme. iğne. demir para, anahtarbk gibi eşyalar \e 'The Patriot' filmi oyuncularının, yapımcılannın kendi imzaladıkları fotoğraflar satışa sunuldu. Yerebatan'da yaz konserleri • İSTANBUL (AA) - Yerebatan Sarnıcı'nda Istanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Işleri Daire BaşkanlıgYnca düzenlenen yaz konserleri. 18 Temmuz Çarşamba günü başlayacak. îstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre 'Istanbul Şarkılan'nın güzel örneklerinin seslendirilmesiyle açılışı yapılacak olan yaz konserlerinde gitar. ney ve kemençe resıtali. sema gösterisi ve fasıl ile Istanbul Çiftetellisi'ne kadar birçok müzik etkinliği yer alacak. Sarnıcın mistik ortamında. 30 Eylül tarihine kadar devam edecek konserlerde Türk müziğinin seçkin besteleri sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Yerebatan Sarnıcı konserleri. saat 15. OO'te başlayacak. Konserler, sarnıca giriş biletleriyle izlenebilecek. Pavarotti'yle pîknik konseri H Kültür Servisi - Ünlü tenor Luciano Pavarotti. Londra'da Hyde Park'ta verdiği 'Pavarotti'yle Piknik' adlı konserinde Ingiliz hayranlarıyla buluştu. Londralı operasev erlerin akşam güneşinde sereserpe yayılarak dinledikleri konserde Pavarotti, \'erdi'nin La Traviata'sından seslendırdiği bir parçada Italyan soprano Annalisa Raspagliosi ile düet yaptı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear