23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 TEMMUZ 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA H i J V U i ı V / 1 V J J . / ekonomitgcumhuriyet.com.tr 13 PetrolYasa Tasarısı tamam • AJNKARA(AA)- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakauılığı, Petrol Piyasası Kanunu Tasansı taslağını tamamladı. Taslak ile petrol üretimi, temini, stoklanması, rafinajı, ürünlerin dağıtımı ve satışına ilişkin yeni düzenlemeler getiriliyor. Akaryakıta bazı maddeler kanştırmak, akaryakıt tüketim vergisini hiç ödememek veya noksan ödemek suretiyle vergi kaybma, dolayısıyla haksız rekabete neden olan durumlann engellenmesi amacıyla düzenlemeler yapılıyor. Bconominin sigortası: KOBİ • GAZİANTEP(AA)- Türkıye'de, "ekonomı ve sosyal yaşamın sigortası" kabul edilen ve nüfusun yüzde 40'ını temsil eden 200 bin küçük \e orta ölçekliişletme(KOBl) ile 4 milyon esnaf ve sanatkâr bulunuyor. Küçük ve Orta Olçekli Sanayü Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) verilerine göre, Türkiye'de işletmelerin yüzde 99.5'ini, istihdamın yüzde 61 'inı ve katma değerin yüzde 27 sini oluşturan KOBl'ler, 318 küçük sanayi sıtesi ve 48 organize sanayi bölgesinde üretim yapıyorlar. Bromoney'den Kiödiil • LONDRA(AA)- Dünyaca ünlü fınans dergısı "Euromoney" bu yıl ikıncısini düzenlediğı yanşmada Akbank ve Global Menkul Değerler şirketini Türkiye'nin en iyileri olarak belirledı. Dergınin ödül dağıtım töreninde Akbank'ı Genel Müdürü Zafer Kurtul temsil ederken. Global Menkul Değerler firması da Finans Direktörü Mehmet Sağıroğlu tarafindan temsil edildi. Tüpraş'tan sermaye atağı • ANKARA(ANKA)- Tüpraş Türkıye Petrol Rafinerileri AŞ, tam anlamıyla sermaye atağına geçti. Kayıtlı sermayesini 500 trilyon liraya yükseltmesi uygun görülen şirket, ödenmiş sermayesinde de 175.7 trilyon liralık bedelsiz arttınma hazırlanıyor. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Tüpraş'm kayıtlı sermaye tavanını büyiitmek için yaptığı başvaruyu kayda aldı. Şirket, 100 trilyon lira düze/inde bulunan kayriı sermaye tavanını 500 rilyon liraya çıkaıacak. İTOnun ünffersitesihazr • LTANBUL(AA)- lstaroul Ticaret Odası (İTCl Eğitim ve Sosyal Hiznetler Vakü taralndan kurulan Istanul Ticaret Üni^rsitesi, ek konmjandan öğrenci alarx bu yıl eğıtime başlmayı planlıyor. Ünhrsıte Rektörü Prof. Dr. ait Sevginer, 8 bin metkara net alanı olan üni\rsıtenın tüm fiziki yenemesini yaptıklannı beliErek "Ağustos ayına öğretime başlama ıznı;in YÖK'e başıracağız" dedi. Krizle çalkalanan Arjantin'de hükümete 1.2 milyar dolarlık vergi avansı teklif edildi Ozel sektörden deslekEk kredi istemedi Amerikalı ekonomi uzmanlan, Arjantin krizinin dünya krizine dönüşeceği yorumunu abartılı buldu. Arjantin, IMF'den ek kredi istemezken özel şirketler ve bankalar da hükümete 1.2 milyar dolarlık kaynak önerdi. Ekonomi Servisi - Ekono- mik olarak çalkantıh bir dö- nem geçiren Arjantin'de kri- zin aşılması için özel sektör ve bankalardan hükümete somut destek geldi. Şirket ve banka- lar 1.2 milyar dolarlık vergi avansı önerirken ekonomi ba- kanı da Uluslararası Para Fo- nu'ndan (IMF) ek kredi iste- mediklerinı duyurdu. Diğer yandan söz konusu krizden Amerıkan bankalarının kârlı çıkacagını dıle getıren Amen- kalı ekonomi uzmanlar, ülke- dekı krızın bir dünya knzine dönüşeceği yorumunu da abartılı buldu. Arjantin Ekonomi Bakanı Domingo Cavallo, Reuters'e verdığı demeçte, Arjantın'ın IMF ile olan programı doğrul- tusunda hedeflennin tanıamına ulaşmakta olduğunu. IMF ve Başta işçi örgüderi olmak üzere, Arjantin halkının EV1F ve hükümetin uyguladığı programa yönelik öfkesi giderek büyüyor. Dünya Bankası'nın vaat ettiğı ödemeleri yerine getirdığinı, dolayısıyla da şimdilik taze pa- ra talep etmediklerini söyledı. Yorumlar abarüb Cavallo. ülkenin cidden acil durumunu dıkkate alan özel sektordeki bazı şirket ve banka- lann. 1.2 milyar dolarlık vergi avansı teklıflerine karşın Arjan- tin hükümetinın kemer sıkma planına uyduğunu da belırttı. Hükümetin böyle bir talep- tebıılunmadığınınaıtınuızen Cavallo. özel sektörün. kamu finansmanının. bilhassa da sosyal programların destek- lenmesı, güçlendırilmesi için vergi avansı ödemesinın teklif edildiği için üzennde düşünü- lebileceğini ve kabul edilebi- leceğini de sözlerıne ekledı. Öte yandan. uluslararası kre- di derecelendirme kuruluşu Moody s Investors Service, Ar- jantin'in dövız cinsınden ülke kredibilite derecesıni B2'den B3 e düşürdü. Böylece, Arjan- tin borçlanma tahvıllerine ya- tınm yapmanm riski Ekvador, Rusya ve Türkiye'ninkinden daha yüksek oldu. Arjantin dekı ekonomik knz ve borçlannı ödeyemeyeceği kaygısının, Türkiye de dahil, gelışen piyasalan olumsuz et- kilemesi abartılı bulundu. Amenkalı ekonomi uzman- lan. " Arjantin'deki ekonomik krizin son aylarda çok sansas- yonel hale getirildiği, bu krizin potansryel zararuun daha ön- ceki krizlere kıyasla çok daha az olduğu" kanısındalar. Şikago'daki yatınm şirketi Griffin. Kubık. Step- hens&Thompson'ın başeko- nomistı Brian YVesburyye gö- re Arjantin'ndekı ekonomik krizin durumu Asya'dakinden farklı. Çünkü Arjantin'de dur- gunluk yıllardır, devalüasyon ve borç ödemelerinde sorun aylardır konuşuluyor. Asya'da ise tüm bunlar aniden, üst üs- te belirmişti. Mali piyasalar uzmanlanna göre. krizin dünyanın başka alanlanna yayılma işaretlen bu kez görünmüyor. Mesela tah- vil ve bonolann getirileri ara- sındaki farklar Rusya krizm- deki kadar açılmadığından, yatınmcılar, ellerindeki tahvıl- leri ve hisse senetlerinı kolay- ca satıp başkalannı alabilıyor. Bankalar kâr edecek Arjantın'e milyarlarca do- larlık borç vermiş önde gelen Amerikan bankalannın kredi riskinin çok daha büyük olma- dığı. hatta yerel bankalardaki mevduat hesaplannm çözülüp yabancı bankalara yönelinme- siyle, ABD'li bankalann Ar- jantin "deki gerginlikten kâr bi- le edebilecekleri konuşuluyor. Yarı özel düzenleme kurulusları, banka yerine batık kredlleri satın alarak ülkeyl mall krizden kurtardı Malezya'da bankalar batamıyorEkonomi Senisi - Malezya, 1998 yılında alevlenen Asya krizinden. uluslararası finans çevrelenne tamamen karşı ge- lerek tamamen kendı kaynakla- nna dayalı özgün bir model uy- gulayarak kurtulmav ı başardı. Krizin en önemli öğelerin- den biri olan batık krediler \e körü durumdakı bankalar so- rununu çözmek için Malezya, bizdeki Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na (BDDK) benzetilen, ancak sta- tüsü ve işleyişi bakımından ol- dukça farklı biryapı oluşturdu. Malezya Ulusal Ekonomik Eylem Konseyi'nce. Finans Bakanlığı'na bağlı ancak 'özel şirket' gibi çalışan üç kurum oluşturuldu. Bunlar kötüyöne- tilen şirketleri ve alacaklannı tahsil edemeyen bankalan kur- tarmayı hedefliyordu. Bu kurumlar; bankalarla kredi gereksinimi olanlar ara- sında tampon görevi yapan Da- naharta, bankalara sermaye sağlayan Danamodel ve reel sektörün borçlannı düzenleyen CDRC idi. BaükiarrehabiüteediKyor Danamodal, bankacılık sek- törünün güçlendirilmesi rolü- nü üstlenmiş. Ancak bu amaç- la bankalara el koymak yerine batık kredilenni ayınp satın alıyor. Böylece banka daha ıyı bir fınansal yapıya sahip olu- yor. Daha sonra Danamodal, bankanın sermaye yapısını da güçlendirmek için yardımcı oluyor. Batık kredıleri ise Da- naharta ile eşgüdümlü olarak rehabiüte edıyor. Yönetim ve çalışma ilkele- ri, Malezya Merkez Bankası ve hükümetle birlikte saptanı- yor. ancak Danamodal'ın et- kınliklerinden bağımsız ol- ması sağlanıyor. Danaharta'nın 2 temel ku- ruluş ilkesı; yasalar aracılı- ğıyla batık kredileri hayata döndürmek ve şirketlere yö- netimsel yeterlilik kazandır- mak. Bu amaçla Danaharta, bankalardan batık kredileri bono karşılığında satın alıyor. Yani, batan bir bankanın bü- tün malvarlığını almadan borçlan üstleniyor. Bu borcu rehabilite ettikten sonra kre- di isteyenlere veriyor. D Ü N Y A E K O N O M İ S İ N E B A K I Ş / ERGÎN YILDIZOĞLUlOiVD/^ergin.yildizoglurabtintemet,com Tedavi Başarıyla Uygulandı, Hasta Komaya Girdi An! Bahçeli ile Derviş barışsalar, so- runlu bakanlar ıstıfa etse, koalısyon or- taklan bir araya gelıp programın arkasın- da oldukiarını açıklasalar, böylece gü- ven sorunu çözülse, herşey düzelecek! Her fantezi gıbı bunun da gerçekleşme- diği sürece hoş bir tadı var. Ama gerçek- leşirse (her fantezi gıbı) bir düş kınklığı yaratması kaçınılmaz. 1994-95 Meksi- ka krizi sırasında uyarmıştık; sorun programı uygulayamamaktan değil, biz- zat programdan kaynaklanıyor. Aslında çok başarılı, ama... Geçen hafta, Arjantin iflasın eşığine gelince, birçok "gelişmekte olan piya- sayı" sarsan deprem sırasında, CN- N'de, ibret verıcı bir haber yayımlandı: "Arjantin, IMF'nin yılın ilkyarısı için sap- tadığı bütçe açığı hedefine ulaşmış, hatta 150 milyon dolar da ötesine geç- miş" (13/07). Arjantin, gerçekten övgü- ye deger, çünkü (Julius Cesar trajedi- sinden Mark Antony'nın retoriğini ödünç alarak devam edersek) Arjantin, IMF programını başarıyla uygulamış, ama şimdi iflasın eşığınde! Arjantin programı başarıyla uyguluyor, ama 3 yıl- dır resesyondan kurtulamadı! Arjantin programı başanyla uyguluyor, bütçe he- deflerini tutturuyor, ama hâlâ kamu işçi ve emeklilerinın maaşlannı yüzde 8-yüz- de 10 oranında indirmek istiyor! Arjan- tin programını başanyla uyguluyor, ama "belki de bir devlet olarak yok olmakla karşı karşıya" (Buenos Aires Herald'ın yorumu, 6/07). Arjantin, IMF programı- nı başarıyla uyguluyor, ama aynı B.A.H. yorumcusu sormadan edemiyor: "Önü- müzde ya ekonomik çöküş ya diktatör- lük seçeneklerı mi kaldı?"... Bu övgü- nün sonu gelmez. Gelın biz başka yere gidelim. Ancak Arjantin'ı terk etmeye de içim el vermiyor. Biraz daha durmak istiyo- rum üzerinde. Arjantin. IMF'nin ıstedik- lerini canla başla yerine getinyor. Hatta Wall Street Journal ın IMF yetkililerin- den aktardığı gıbı "maaşlarda yapmayı planladığı yeni kesintiler, programın ötesine bile geçiyor" (13/07). Şimdi, siz IMF'nin Arjantin'in yardımına koşması- nı beklemez mısıniz? Halbuki, ne AB- D'nin ne de IMF'nin "masasında böyle biröneriyok!"ABD ve IMF, Arjantin'den sorunu "kendi olanaklanna dayanarak çözmesini" bekliyorlar. (New York Ti- mes, 14/07). Bu hayırsızlık niye? Şundan: ABD ve IMF'nin "alet çantalarında" uygun bir tedbiryok. Arjantin'in de verecek birşe- yikalmadı. IMF'nin Arjantın'e sırtınıdön- düğü gün Standard & Poors ve Mo- ody's Arjantin'in kredi notunu düşürdü- ler, notun daha da düşebilecegi konu- sunda müşterilenni uyardılar (lnterna- tional Herald Tribune, 14/07). Mo- ody's'in risk yönetımi bırimi başkanı Vîn- centTruglia bu tutumlannı "Arjantin'in krizi çözmek için deneyebileceği seçe- neklerini tüketmiş olmasıyla" açıkladı. (IHT). Truglia'ya göre Arjantin'in krizi atlat- mak için gerekli parayı bulmasının üç yolu var: "Dış ticaret fazlası, uluslarara- sı piyasalardan borçlanmak ve varlıkla- rını satmak". Arjantin'in parası dolara bağlı, yanı degerii, dünya piyasalannda resesyon var, öyleyse dış ticaret fazlası hayal. iflasın eşığindekine kım yeni kre- di verir? Varlıkfannı satmaya, yani özel- leştirmeye gelince Truglıa şöyle diyor: "Elindeki cazip variıklann hepsini çok- tan sattı". (Demek ki, Arjantin, özelleş- tirmeyi tamamladı, şimdi de satacak bir şey kalmayınca, ortada kaldı - Ah! "Bak- tıkça titrerim hayal-i istikbalime"). Işte bu yüzden Truglia'ya göre "Arjantin'in sorunlannın bilinen bir çözümü yok!" Çizilene kadar çalınan plak: Piyasa reformları Şimdi Latin Amerika'ya geçebiliriz. Önce bir noktayı açıklığa kavuşturayım. Bu bölümün başlığındaki "sekter" ifa- de bana değil, M.I.T. 'den Prof. Rudi Durnbusch'a ait. Dumbusch, Financi- al Times'taki (10/07) bir yorumunda, şu sıralarda Latin Amerika'da işlerin kötü gittiğini, 1970'lerin (diktatörlüklerdöne- mi-EY) "tatltparasının", Menem döne- minin "pizza- şampanya " günlerinin ge- ride kaidığını anlatıyor. Dumbusch, böl- ge ülkelerinin uyguladığı "başanlı" anti- enflasyonist politikalara değindikten sonra ekliyor: "Arkasından reformlar geldi: Deregülasyon, daha iyi hükümet, özelleştirme. Meksika, Brezilya, Arjan- tin ve Latin Amerika'nın çoğu, bu şar- kıyı plak çizilene kadar çaldılar". Re- formlar başlangıçta "çığ gibi yabancı para getirdi", ama "reformların siyasi yükü de çok ağır oldu", siyasi istikrar bozuldu. (Ben bundan, gelen paradan halkın faydalanamadığı sonucunu çıka- rıyorum. Siz ne dersıniz?) Truglia'nın değindiği konuya Dum- busch da geliyor: "Şimdi Latin Ameri- ka'nın kamu varlıklarının çoğu satıldı. Devletlerin kasası da boş (Hey! Bu, çığ gibi para nereye gitti yahu?). Kurtarmak için bile para verilmiyor. En son keşif, borçların yeniden yapılandırılması". Durnbusch'a göre "Şimdi (yani IMF programlan sonuna kadar uygulandık- tan sonra -E.Y.) büyümeyi yeniden sağ- lamak daha zor. Bu işi onlar için yaban- cı sermaye de yapmayacak." Dumbusch, tek "kötümser" yorumcu değil. Bakın The Economist ne diyor: "On yıl boyunca uygulanan piyasa re- formlarına rağmen, bölge hâlâ tehlikeli bir biçimde yabancı sermayeye bağım- lı (bu ifadeleri biz kullansak, damga ha- zır: III. Dünya solcusu!) olmaya devam ediyor. Şimdi bu da kıtlaştığma göre, Meksika hariç (ABD'ye ihracatı biraz da- ha düşün, onu da konuşuruz -E.Y.) Latin Amerika'nın hemen tümünü, kamu ve özel tasarruflannı ve ihracatlannı arttı- nncaya kadar bir yavaş büyüme döne- mi bekliyor" (14/07). "Peki tasanvflar na- sıl artacak ekonomik büyüme olma- dan?" diye soralım mı? Yoksa başımızı, bilgece sallayıp, "yine bir azınlık toplu- mun geri kalanını soymaya hazırlanıyor" mu diyelim? Kısacası, Latin Amerika'da da deniz bitti. IMF, yabancı sermaye ve yerel oligarşiler alacaklannı aldılar. IMF ellerini yıkıyor. Yabancılar evlerine dön- dü. Yerel oligarşilerse, şu sırada bizim ki- mi mümtaz, "soleğilimliyazahanmızın" da gündeme getirmeye başladığı türden "ara rejim" rüyalan görmeye başladılar. Çünkü, Arjantin'in en büyük sendikasının başkanı Hugo Moyana'nın dediği gibi "bu açığın yükünü işçilerin, emeklilerin değil son yıllarda servet yapanlann üst- lenmesi gerekir" (VVSJ'nin "Gerginlik Yükseliyor" başlıklı yorumu, 13/07). Bu "servef yapanlann" ise hiçbir şey üst- lenmeye niyetleri yok! Dev şirketler, uluslararası mali ser- maye, 20 yıldır, IMF'nin dünya ekono- misinde açtığı yollardan geçerek ta- lancı barbar ordulan gibi at koştur- dular. Ancak talan edilecek alanlar hızla bitiyor. Dünya ekonomisi de bir resesyona girdi. 20 yıldır izlenen IMF politikalan işlevsizleşti, hatta yol aç- tıkları yıkım, uluslararası mali serma- yenin degerlenmesinin de önünü ke- siyor. Şimdi, gelişmekte olan ülkele- re kimse borç vermek istemediği, ve- remediği için, bunların kendi yagıyla kavrulmaları bekleniyor. Takas veya konsolidasyonla borçların yeniden düzenlenmesinden, ülke ekonomisin- de yeni bir büyüme trendinin yakalan- ması için yeni ekonomik-sosyal-ku- rumsal politikalardan söz açılıyor. Bu- rada bir yol kavşağı var Ya bir dik- tatörlük altında, uluslararası sermaye için kullanılır hale gelecek bir biçim- de yeniden formatlanmak ya da ken- di kaderini tayin etmek, bağımsız bir gelişme yolu aramak için bir hamle yapmak. Hâlâ satacak bir şeyleri kal- mış olan ülkelere gelince. Oraların halkları halen, ülkeleri talan edilirken, çeşrtli fantezilerle uyutulmaya devam ediliyortar. Ama uyandıklarında onları da, fantezinin vaat ettiklerinin aksine, bir kâbus bekliyor. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Eklemlendik mi?! Ülkeyi yönetenler sonunda bir konuda ba- şarılı oldular. Yaklaşık yirmi yıl öncesinden başlayarak ülkemize sürekli olarak önerilen dünya ekonomisiyle eklemlenme süreci başanyla tamamlandı. Geçen perşembe sa- bahı bir de uyandık ki ekonomimiz Arjantin ekonomisinden etkileniyor ve yeni bir buna- lım yaşamaya başlıyor. Bu başarı kutlanmaya değer! • • • Beş yıl önce, 20 Mayıs 1996'da bu köşede çıkan yazının başlığı "LA Olmak"t\. Bilirsiniz, LA, Latin Amerika'nın kısa yazılışıdır. Geldiği- miz noktada, LA olmak da ne demek? Yalnız- ca LA'ya benzemekle yetinmedik. Ekonomi, benzemeyi geçti, LA'dan doğrudan etkilenir oldu. Arjantin nereden çıktı? Ne dış ticaret ne de yatırımlar bakımından güçlü bir ekonomik iliş- kimiz var. Yine de Arjantin'in durumu Türki- ye'deki ekonomik bunalımı etkiliyor. Neden? Uluslararası sıcak para daha doğrusu para- dan para kazanan spekülatörler, Arjantin'in borçlannı ödeyemeyeceği kaygısını taşıyor, Türkiye'nin de aynı duruma düşeceğini düşü- nüyorlar. Para sermaye, borç ödeme yeterli- liği bakımından her iki ülkeyi aynı özellikte gö- rüyor. Arjantin'de enflasyon oranı sıfır. Kavga faiz oranlarından çıktı; Arjantin, borç veren çev- relerin istediği yüzde 14'lük faizi vermek iste- miyor; faizin yüzde 9 olmasında ısrar ediyor. Aynı gün ünlü The Economist, LA ekono- milerinin yeni bir çöküntünün alacakaranlı- ğına sürüklenmekte olduğu yorumunu ya- pıyordu. Brezilya parasının yılbaşından bu ya- na dörtte bir oranında değer yitirdiği; sanayi üretiminin düşmekte olduğu; yabancı doğru- dan sermaye yatırımlarının üçte bir oranında azaldığı vurgulanıyordu. Oysa daha birkaç ay önce aynı Brezilya, hızlı büyüme kaygısı ta- şıyordu. Türkiye'ye ayak basar basmaz Ke- mal Derviş, Brezilya'nın başarısını örnek alı- yordu. Economist'in de yazdığı gibi şimdiler- de Arjantin ile birlikte Brezilya, Şili ve Meksi- ka dahil LA'nın güçlü ekonomiieri baş aşağı gidiyor. Unutulmaması gereken, onyıllardır, LA ekonomilerinin, katı bir biçimde, tıpkı son yıl- larda bizde olduğu gibi ABD-IMF istekleri ekseninde biçimlendiğidir. Son Arjantin örneği gösteriyor ki hükümet ne kadar yemin billah ederse etsin, kaç kez ye- ni niyet mektubu verirse versin, para serma- yenin gözünde değer kazanması ya da ona güven vermesi olanağı yoktur. Böyle bir uğraş boş bir çabadır; çıkmaz sokaktır. Çünkü doğa- sı gereği sermaye kârını en çoklaştırmaya ba- kar, bu amaçla her yola başvurur; başbakanın öldüğünü de yayar, Arjantin'den etkilendiğini de. Bu anlayışa, neyinizi verirseniz verin, gü- ven veremezsiniz. LA ülkeleri de on yıllardır veremiyor. Hükümet güveni yanlış yerde arıyor. Güve- ni istenenler, işsiz kalan milyonlar; maaşı ve ücretlerinin alım gücü her gün azalan çalışan- lar; siftahsız kepenk kapatan esnaf, ürününü nasıl elden çıkaracağını bilemeyen çiflçi; üret- ken sanayici değildir. Hükümet, bu kesimle- rin güvenini sağlamaya çalışmıyor; tam tersi- ne, bu kesimleri ezerek ve yoksullaştırarak, pa- radan para kazananların güvenini kazanmak için çırpınıyor. Çırpındıkça da batıyor. önemli olan, para sermayenin oyun delik- lerini, sağlıklı politikalarla tıkamaktır. Bunun için de önce, sıcak para dolaşımını, en azın- dan Avrupa Birliği ülkeleri oranında denetim attında tutmak ve işlemlerinden vergi almak gerekiyor. Sonra, kamu finansmamnı, akar- yakıt, elektrik ve ulaşım gibi dolaylı vergiler ye- rine, özellikle üretim dışı işlerden elde edilen yüksek gelirlileri vergileyen bir temele da- yandırmak zorunludur. Bunlara bağlı olarak da yatırımı, işbulması, üretimi, verimliliği, ye- niden yapılanması ve dışsatımıyla bütüncül bir ulusal gelişme programını yaşama ge- çirmektir. Dünya ekonomisiyle eklemlen- menin doğru yolu budur. e-posta: yakup(« metu.edu.tr TCMBcJen kur değerlendirmesi Döyizi, siyasi gerilim arttırdıANKARA(ANKA). Merkez Bankası, döviz kurlannda haziran ayın- da yaşanan artışın siya- si tedirginliklerden kay- naklandığını, bu dö- nemde bankalan takas ihalesine katılmaya teş- vik etmek amacıyla kur- lara müdahale etmedi- ğini bildirdi. Merkez Bankası, iç borç takası sonrasında faizlerin yükselmesini ise IMF'nin program hedeflerinin aşılmasın- dan duyduğu kaygıyı di- le getirmesi, FP'nin ka- patılması ve Arjantin ekonomisindeki geliş- meler gibi faktörlere bağladı. Merkez Bankası Araştırma Genel Mü- dürlüğü tarafindan hazi- ran ayına ilişkin olarak hazırlanan Aylık Eko- nomik Gelişmeler Bül- teni yayımlandı. Ay ortalannda banka- lann sendikasyon öde- melerinin bulunmasına ek olarak siyasi tedir- ginliğin etkisiyle döviz kurlannın yükseldiği vurgulanan raporda, "Bu dönem içerisinde Merkez Bankası dövize müdahale etmeyerek bankalan, açık pozis- yonlannı kapatmakiçin piyasadan döviz almak yerine borç değişimi iha- lesine kanlmaya teşvik etmişnr T> denildi. Bankalara telldn Haziran başında, Ha- zine'nin borç takası ya- pacağı haberinin olum- lu karşılanması nede- niyle düşüş eğilimine giren faiz oranlannın, IMKB Tahvil ve Bono Piyasası'nda, 5 Haziran ihalesi öncesinde gelen kâr satışlan, IMF'nin niyet mektubundaki he- deflerin aşılmasından duyduğu kaygıyı dile getirmesi nedeniyle yükseldiği belirtildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear