23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 IAZİRAN 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Etetrtronik posta: denizsomecumhuriyet.coin.tr - Yerti turiste tatil hayalmiş... "Vatandaş haval aibi ortada dolaşırken tatil nasıl vaosın!" İşteistikrar 3aşbakan Bülent Ecevit, f&rden göge kadar hak- ı... Bu hükümet istikra- -in ta kendisidir... Sîya- si istikrar demek 57. hü- <ümetdemektir... Geri- /e dönüp baktığınızda -. Devlet BakanıHik- ,#A met Uluğbay, inö- j^Jk^> har girişiminde bulunmuş; yerine geçen Recep Önal cum- fıuriyettarihinin en ağır ekonomik krizlerinden birinin bedeli olarak kol- tuğunu Amerika'dan ge- (en (gönderilen) Kemal Derviş'e bırakmış... Enerji ve Tabii Kaynak- lar Bakanı Cumhur Er- sümer, adı yolsuzluk id- dianamesinde geçince istifa etmek zorunda kalmış... Özelleştirme- den sorumlu Devlet Ba- kanı Yüksel Yalova, sa- bah açtığı ağzını akşam üstii "görülen lüzum üzerine" kapatip istifa- sını vermiş... Koalisyon ortaklarından biri Cum- rıurbaşkanına sataşırsa öteki Türk Silahlı Kuv- vetleri'ne laf atmayı ilke edinmiş; biri savcılan it- ham ederse öteki ken- di bakanını eleştirmiş; herkes birbirinin arka- sından konuşmayı ilke edinmiş... Ama hükümet dımdik ayakta... Türkiye böytesini görmemişti... H zmir Barosu Başkanı avukat Noyan Özkan, baro yönetim kurulu adınayaptığı açıklama- da, Bergama'nın Çamköy-Ovacık-Narlıca mevkıınde sıyanurlu altın üretılmesınin iptalı içın 1994 yılında açılan davanın mahkemede kabul edildığini ve 1997 yılında Danıştay onayı ile kararın kesinleştiğini anımsatıp diyor kı: "Kesinleşmiş mahkeme karanndan sonra maden- ci şırketin orman arazisinden çıkarak karara uyma- sı gerekirken; Başbakanlık Müsteşariığı tarafından TÜBİTAK'ın düzenlediği rapora göre mahkeme ka- rarında belirtilenriskfaktörlennin ortadan kalktığı ge- rekçesiyle Içişleri, Sağlık, Bayındırlık. Enerji ve Tabı Kaynaklar. Orman, Çevre Bakanlıklarından konuyu yeniden değerlendırmek suretıyle işlem tekemmül ettırmeleri ıstenmiş, sonuçta altın madenı işletme- sıne bir yıllık deneme uretimi ıznı verılerek maden sahasında çalışmalar başlatılmıştır. Hukuk devleti olmanın 'olmazsa olmaz' koşulu, ida- Anayasa ihlalirenın yapmış olduğu işlem ve eylemlerin yargı tara- fından denetlenmesi ve bu denetim sonunda veri- len mahkeme kararlarının bağlayıcı olmasıdır. Ge- rekçesi ne olursa olsun, mahkeme karanna aykın ola- rak madenin zorla işletilmeye açılması kendini 'hu- kuk devleti' olarak nıtelendıren bir devlette asla ka- bul edılemez. Ustelik bu durum, hukukun ustünlüğü ilkesini ve yurttaş haklarını koruyan Bırleşmiş Milletler, Avru- pa Konseyı, Avrupa Guvenlik ve işbırlıği Konferan- sı, Avrupa Biriiği evrensel beyannamelerine de açık- ça aykırıdır. Bergama'daki altın madeni ıle ilgılı hukuksal sü- reç tamamlanmıştır. Ortada kesinleşmiş bir mahke- me kararı bulunmaktadır. Kesinleşmiş mahkeme kararını yeniden tartışma- ya açarak 'yerindelık' incelamesi yapmaya kalkış- mak çok açık bir biçimde, 'yarg\ karanna karşı apa- çık bir direnme' ve sonuçta 'Anayasayı ihlal' niteli- ğindedir. llgili tüm bakanları, yetkıh bürokratlan ve Izmir ilin- deki idarecıleri uyarıyoruz: Anayasanın 137/2 ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 11/3 maddesi- ne göre; konusu suç teşkil aden emir, hiçbir suret- le yerine getirilemez; yerine getıren kimse sorumlu- luktan kurtulamaz! Hukuk devletınden, sağlıkh çevrede yaşama hak- kından, gelecek kuşaklara sağlıklı ve dengeii çevre bırakılmasından yana olan herkesi konuya duyarlı olmaya, mahkeme kararlarırta ve ulkemizin gelece- ğine sahip çıkmaya çağırıyoruz." Eurogold yerine Normandy maskesi takan sö- mürgeci artıklarına bir çift söz: Işbiriikçilerinizın de başını yakmadan çekip gidin! SESSÎZ SEDASIZ (!) NlRlKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı erdincutkui" yahoo.com Bir koltuğunda bırden fazla yolsuzluk taşıyor' Türkiye'ye yabancı sermaye geldi! Ekonomik krızden çıkışın yolu Tür- kiye'ye yabancı sermayeyi çekmek ya... Bakın bu iş nasıl oluyormuş... Turk Telemom'un özelleştirilmesi halledıldıkten sonra şu sıralar telefon kulubelerı değiştırilıyor... Ulke çapında 10 bin yeni kulübemiz olacak... Kontör ücretine her gun yapılan zamlar sayesinde telefon ahizesine yaklaşmaktan korkan milletimiz için gı- cırgıcır telefon kulubeleri yapılacak... Kulübe işini bir Amerikan şirketi al- mış... Bugüne kadar ne yaptığını, ne etti- ğini fazla bılen yok ama üç-beş say- falık projeyle Amerikan şirketinin Tür- kıye'deki işi aldığı biliniyor! Amerikaîılar, plastik kulubeleri işçi- liğın ucuz olduğu Hındistan'da ya da Pakistan'da iıretıp naklıye parası ve- receklerine Tûrkiye'de uretmeyi uy- gun görmüş... Amerikaîılar, Izmir Kemalpaşa'da kurulu olan, Balkanlar'ın en buyuk ve en modern plastik fabrikasına kulube- leri yaptırmaya karar vermiş... Fabrika hanl harıl çalışıyor... Türkiye parayı Amerikalılara odü- yor; Amerikalter da Türk işçisini ça- lıştınyor! Nerede bunun yabancı sermayesi? Yabancı sermaye Kemalpaşa'daki fabrikada... Çünkü AmerikaîılarTûrkiye'de '1§S> iş yaptırdıklan şirkete Türki- v T S ye'den aldıklan paralarla ikin- J ) _ cı ayda ortak olmuşlar! ÇED KOŞESI OKTAY EKİNCİ 'Stockholm Bildirgesi' Heryıl 5 Haziran'da yaptığı- mız gıbi. bir "Dünya Çevre Günü"nü daha, kimimiz coşku ve içtenlikle. kimimiz umut ve gerilimle, kimimiz de göstenş- lı törenler ve siyasal gösteriler- le kutlamaya hazırlanıyoruz... Bu büyük kutlamaya bir gün yetmediği ıçin de "haftaya" yaydık; sayısız panelleri. top- lantılan, ardı ardma sıraladık... Kutlama programlanna ve "gerçeklere" bakınca. aklıma Orhan Veli'nin yine o unutul- maz dızesi geliyor "Neler yapmadık şu vatan için! Kimimiz öldük; Kimimiz nutuk söyledik..." Hele kı şu "nutuk" söyle- yenler!.. Acaba bılıyorlar mı 5 Hazıran'da neyı kutlayacaklan- nı?.. Her yıl 5 Hazıran'da, Bir- leşmiş Milletlere (BM) üye lüm üUceler, aslında bir "bildir- geyi" kutluyorlar... 5 Haziran 1972 deki, BM Dünya Çevre nnırı. "İşte bu büyük sözleşme imanlığı kurtaracaktır; o ne- denle her yıl kutlanarak ha- tırlanmalı ve sahip çıkılmah- dır.." karannı almalan da her yıl 5 Hazırarfların. Stockholm'ü "anma" değil "kutlama" gü- nü olmasının "t»rih§el nede- nini" oluşturuyor... ••• Şimdı dılerseniz, 1972 Bil- dirgesf nin unutulan ve hatta "unutturulan" kımı maddele- riru yeniden anınısayıp 23 yıl önce yazanlan ve onaylayanla- n biz kutlayalım Örneğın. Bergama'yı hukuk dışı oyunlarla (sıyanürlü ahtapot) lara armağan edenler, ya da bu- günlerde Endüstri Bölgeleri Yasası'nı önererek Türkıye'nin tüm SİT'lerini, ormanlannı, kı- yüannı ve tanm alanlarmı "ya- bancı-yerli" yatınm ortaklıkla- nna "ilgili koruma \asalarını bile geçersiz kılarak" hemen teslim etmek isteyenler, şu ilk fm¥i 5 haziı anlarda neyi kutladıklarını onlara da anlatmalıyız... ve Kalkınma Konferansı nın sonucunda ılan edılen ve kon- feransın yapıldığı kentin adıy- la anılan; "Stockholm Bildir- gesi''ni... Peki. 20. yüzyıl boyunca, bu tür çok sayıda BMkonferansı ya- pılmasına ve yine çok sayıda bildirge yayımlanmasma rağ- men Stockholm Bıldirgesı içın neden adeta "bayram" yapılı- yor?.. Bu sorunun yanıtmı görebil- mek içın de bildirgeyi yeniden "oknmak". dahası her 5 Hazi- ran günü "yüksek sesle oku- mak", sonra da Dünya Çevre Günü için "hamasi nutuklar" çekenlerin yüzüne, "şimdi ne di- yorsunuz" diye şöyle bir bak- makgerekıyor... Çûnkü Stockholm Bıldirgesı. dün>amızı ve geleceğımizı her geçen gün daha fazla karartan ve yllardır "iktidarlarda" bu- lunaa insan, çe\Te ve yaşam düş- marı tüm sıyasetleri ilk kez "açıkça sorgulayan" ve daha- sı, tim bu sözde "kalkınma" (!) aiınasadece"sömürgenle- rin çıkarlanm" gözeten siya- setlerin"terkedilmesi" çağn- sırucesaretle yapan bir "evren- sel l>aşkaldırı" belgesı olarak tanhte yerinı alıyor... Yine 1972'deBMtemsılcile- maddeyi hiç okudular mı? "İnsanın şerefli ve huzurlu bir hayata izin verecek kalite- de bir çevrede, özgürlük, eşit- lik ve elverişli hayat şartları içinde yaşaması temel hakkı- dır. (...) Bu sebeple ırk ayrunı- nı, sömürgecilik ve diğer ezi- yet çeşitlerini, > abancı tahak- kümiinü destekleyen ve de- vanılı kılan poütikalar yasak- tır ve kaldırılmalıdır..." (1 No'luPrensip) Bildirge, "ırkçılan", "sö- mürgecileri" ve ınsanlara "ezi- yet" edenlen işte böylesine sor- gularken yine bızdekı "imar" deyince sadece "kentleri be- tonlaştırmayı" anlayanvebu- günlerde de "çevre günü" nu- tukları çekeceklen ıse özetle şöyle uyanyor: " Yerleşme ve şehircUik plan- lan y apılırken çevreye olabi- lecek ters etkilerden kaçın- mak ve herkes için azami çev- re çıkarlan elde etmek esas- tır..." Stockholm Bildırgesi'nın tam metnıni herkes yeniden edın- melı ve nutuk çekenleri öyle dinlemeli.. Yoksa. "neyi kut- ladığımızı" bılmeden, daha yıllarca sömürülüp duracağız... inciı^ cumhuriyet.com.tr. HAYVANLAR ISMAIL CÜLCEÇ igulgec(ayahoo.com KİM KİME DUM DUMA behicakia turk.net ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMtH POROY semtfıporoy(a yahoo.com &MUTMH AMATMAK ÜI&& TARİHTE BLGÜN MVMTAZARIKAN 3 Haziran ftS8/N ZAMLARI.. ÜÇJÜNCÛ HAtouR tcAĞırrA, TOM 6/tf/M4 f=r- şöyLEyoı: fi?sr.oo TL(esıct), 0 Y A & A e & ( Demîr PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Paranoya "Intemet sitelehnin sayfalannın iki kopyasının her gün valiliğe ve savcılığa gönderileceği"ne ilış- kin bir maddenin Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yasa metnine ekleneceği haberinı duy- duğumda aklıma, yakın bir arkadaşımın geçen yıl apartmanın 11. katından atlayarak yaşamı- na son veren annesi gelmişti. Çocukluğumdan beri tanıdığım o güleryüzlü, sevecen kadın, yü- reğini saran korkularla baş edememiş, kurtulu- şu ölümde bulmuştu. Bir "paranoyak"tı Muhsi- ne Teyze... Dört beş yıldır, kendisini kaçırmak üzere dünyanın dört bir yanından gelmiş "ajan- lar" tarafından izlendiğini söylüyor, bu nedenle evınin kapısını oğlundan başka hiç kimseye aç- mıyordu. Merakedip, soruşturmuştum... Para- noya kısaca, "hezeyanlı süreğen psikoz" olarak tarıf ediliyordu. Hezeyan dışında bilinçleri yerın- de olan paranoyaklar, "yorvmlara dayanan ve ço- ğu zaman zulme uğrama temasını içeren sistem- li ve sürekli hezeyanlı düşünceler" üretıyorlardı. • • • internet sitelerinde yer alan sayfaların her gün ıkı kopya olarak valiliklere ve savcılıklara gon- derilmesi düşüncesinin ardında yatan da "kor- ku"dan başka bir şey değildi. Paranoyak kışi- lıklerde "korku", nasıl "fecrif'yada "saldırgan- lık"i beraberinde getıriyorsa, kimi kişilerde de "kor- lh", "yasakiamagüdüsü"nü hareketegeçiriyor- du. "Yasak", hayatımıza yön veren, hayat akış- larımız üzerinde söz sahibi olan kimı insanların sıkça başvurdukları bir "çözüm"dü\.. Bu nedenle müzik yapıtları, tiyatro oyunlan, si- nema filmleri, resimler, heykeller, karıkatürler, fotoğraflar; şiirler, öyküler, romanlar, röportajlar; bilimsel kitaplar; konferanslar, açıkoturumlar, söyleşiler; yürüyüşler, kapalı salon toplantıları, mıtingler; gazeteler, televizyonlar, radyolar; sı- yasal partiler, dernekler; konuştuğumuzdılimiz, etnik kimlik tercihimiz ve daha aklımıza gelebı- lecek birçok şey yasaklanmıştı bize... Şimdı de sıra bilgisayaıiarımızdaki internet sıtelerine gel- mişti... ••• Fakat çogu kez olduğu gibi "ülke güvenlıği..." ilegerekçelendirilen, "her türlü etnik, diniveay- nmcı yayın ve bilgi transferini engelleyicı" bu önlemler nasıl uygulanacaktı? En basit "inter- net el kitaplan "nda bile binlerce "site adresı" yer alıyordu. Bu sitelerden birine girip, dünyanın 147 ülkesinde yayımlanan tüm günlük gazete- lere ulaşabiliyordunuz. Eğer bu site Türkiye kö- kenli ise, önerilen yasa maddesine göre, sahi- binin her gün yüz binlerce sayfa kopyayı valılı- ğe ve savcılığa iletmesi gerekecekti!.. Her sabah yüzlerce, binlerce otomobil, kam- yonet ve kamyon, valilik ve savcılıklara milyon- larca sayfa kopya taşıyacaktı. Valilikler ve sav- cılıklar da bünyelerinde binlerce kişilik "oku- maJdenetleme ordulan" oluşturacaklar, her gün yeniden tekrartanacak bu müthiş faaliyetin so- nucunda olası "bölücü ve aynmcı suçlar" daha oluşmadan engeltenecekti!.. Böyle biryasa mad- desi önerebilmesi için insanın gerçekten de çok farklı boyutlarda işleyen bir "beyin"e ve fırtına- lı bir "ruh"a sahip olması gerekiyordu... • • • 1966 yılında makro-ekonomik değerler açısın- dan Türkiye ile aynı düzeyde bulunan Ispanya, aradan geçen 35 yıl içinde dünya zenginlik sı- ralamasında 9. sıraya yükselirken Türkiye 95. sı- raya düşmüştü. Kişi başına düşen ortalama yıl- lık gelir ise Ispanya'da 16 bin dolar, Tûrkiye'de 2 bin 200 dolardı. 36 yıl süren faşist/falanjıst bir dıktatörlük dönemi yaşamış Ispanya'da şimdı ör- nek bir demokrasi egemendi. Ama o farkîı bo- yutta işleyen beyinleri ve fırtınalı ruh halleriyte bizi yönetenler, "başkalan neyi doğru yaptı, oiz neyı yanlış yaptık?" sorusuna yanıt aravacakla- rı yerde, var olan demokratik hakları k.s'tlayan ve insana, "bu ne sonu gelmez hezeyanmış" dedirten yeni yasaklar üretiyorlardı... Zavallı Muhsine feyze de durup dururken aklıma gel- memişti kizaten... Faks:0212-723 84 97 (e-posta: dkavukcuogluc/ tuyap.com) BULMACA SEDAT YAŞAYiy ( 8 9 1 2 3 4 5 7 8 SOLDANSAĞA: 1/ Genellikle büyük yerle- şim merkezle- rinin üzerinde toplanan kirli 4 hava... Sıkı dokunmuş bir tür pamuklu 6 kumaş. 2/ El 7 sıkışma...Du- Q yuru. 3/ Aşk ateşi... Yat li- ' manı. 4/ Sergen... Çok anlamı olan bir 1 sözcüğün iyi anlamı- 2 nıkullanırgörünerek 3 kötüsünü öngörme. 4 5/Mantık. 6/Birçok- 5 luğu oluşturan var- g lıklanndan her biri... y Yaz yağmuru. II Üç g Silahşörler'den bi- g n... Rutenyum ele- mentinin simgesi. 8/ Düzyazıda yapılan uyak... Çıkar yol, çare. 9/ Kütahya'nın bir ilçesı... Ge- minin arkası. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/Bir çeşitaçıhrkapanırperde... Kısabacaklı bir köpek cinsi. 2/ Toplum yaşamma giren geçici yenilik... Ad kavmi hükümdan Şeddad tarafın- dan cennete benzetilerek yaptınlan efsanevi bah- çe. 3/ Ilkel bir silah... Kadınlann sokakta giydik- leri mantoya benzer üst giysisi. 4/ "Bana derler — yükünü sen götür / Benim yük götürür der- manım mı var" (Karacaoğlan)... Ince bulgur. 5/ Bir işin yabancısı olan. 6/ Yaşama gücü... Çiko- latayla yapılan bir tatlı. II Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan ve onun özünde bulunma- yan nıtelik... Eski dilde tüy, kıl. 8/ Anlam... Halk arasında negatif fotoğrafa verilen ad. 9/ "Kadın- lar, kızlar" anlamında eski sözcük... Dık yokuş.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear