23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 HAZİRAN 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIZI ROBOTEK TURHANSELÇUK İSTANBUL EFENDİSİ ABDÜLCANBAZ IN HARİKULÂDE MACERALAHI KIS1M ÎEKMİLİ BİRDEN ERBAKAN'A SİYASÎ YASAK Rejahyol uçağıyola çaküıyor25 Mart 1994 sabahı Türkiye yepyeni bir güne uyanmıştı. Sabaha kadar gözûnü uyku tutmamış olanlann sayısı hayli yüksekti. Kimi sevinçliydi, çoğunluk ise şaşkın ve kederli. Çünkü Istanbul'da Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da Melih Gökçek RP'den büyükşehir belediye başkanı seçilmişlerdi. RP 5 milyon 340 bin oyla (yüzde 19) 6 büyükşehir, 22 il, 92 ilçe ve 207 beldede, toplam 327 belediye başkanlığı kazanmıştı. RP, üç yıl önce küstürdüğü Güneydoğulu seçmeniyle banşmıştı. Ama daha önemlisi, RP'nin büyük kentler merkezli bir hareket olduğu veya buna dönüştüğü açık bir şekilde ortaya çıkmıştı. "Cami cemaati"nin sayısı belliydi ve zaten çoğu merkez sağı tercih ediyordu. Bu nedenle RP yeni alanlara açılmak gerektiğini saptamış, bunun için, geçmişten farklı olarak kadınlann, gençlerin ve aydınlann enerjisini seferber etmişti. Başrolde Erdoğan ve onun başkanlığındaki lstanbul örgütü çerçevesinde doğan yenilikçi hareket vardı. Dış polltlkada islamcı Siyasi yelpazenin sağı tıkabasa doluydu, sol ise büyük bir kriz içindeydi. İSKJ skandalı sosyal demokratlar üzerine ciddi bir gölge düşürmüştü, " Adil Düzen" sloganıyla hem solculuk, hem lslamcılık yapan RP'liler, denenmemiş olmalannı çok iyi kullandılar. lslamcılık ise esas olarak dış politikanın alanına giriyordu. Erbakan'a göre dünya siyonist ve masonlann işgali altındaydı. Dünya Müslümanlan, Türkiye'nin, RP'nin ve dolayısıyla Erbakan'ın öncülüğünde îslam Birleşmiş Milletleri. lslam NATO'su, lslam Ortak Pazan ve Birliği, lslam UNESCO'su kurup lslam Dinan kullanmalıydı. 27 Mart seçimlerinden sonra laikliğe duyarlı kesimler kısa süreli de olsa büyük bir seferberlik içine girdiler. Ancak birkaç istisna dışında RP'li belediyeler ile toplumun diğer kesimleri arasında çok şiddetli çatışmalar yaşanmadı. 24 Arahk 1995 seçimlerinde ise RP, bu seçimlerde 6 milyon oy (yüzde 21.4) aldı ve birinci parti oldu. MHP ve HADEP'in ülke barajını aşamaması sayesinde fazladan elde ettiği 20'ye yakm milletvekiliyle birlikte TBMM'de toplam 158 sandalye kazandı. Bu sonuç RP'nin başansından ziyade, bir rastlantıdan ve merkez sağ partileri ile bunlara kayıtsız şartsız destek veren büyük medyanın strateji yanlışlanndan kaynaklanıyordu. Refahyol dönemi Kısa süreli Anayol deneyiminden sonra DYP lideri Tansu Çiller'le Refahyol hükümetini kuran Erbakan ilk kez başbakan oldu. Fakat RP, Çekiç Güç, Olağanüstü Hal, yolsuzluklar, Israil'le anlaşma, Kürt sorunu. insan haklan, Susurluk gibi birçok konuda seçmenlerini hayal kınklığma uğrattı. Çünkü RP, kendisini sistem ici, hatta sistem için en hayırlı, yararh parti olarak göstermeye çalışıyordu. Fakat Erbakan ilk ziyaretini Iran'a ve Asya ülkelerine yaptı. Ardından Libya lideri Kaddafı ile girdiğı bedevi çadınnda çok büyük bir diplomatik skandala yol açtı. Bunlara Şevki Yılmaz, tbrahim Halil Çelik, Hasan Hüseyin Ceylan, Şükrü Karatepe gibi RP'lilerin söz ve davranışlan eklendi. Taksim'e camiden kurban derisine, tarikat şeyhlerine iflardan devlet dairelerinde türban iznine, Sincan'daki Kudüs gecesine kadar uzanan bir seri olay da sistemin RP hakkındaki kuşkulanm iyice artırdı. 28 Şubat 1997 tarihindeki MGK toplantısıyla başlayan süreç sonunda önce havada ikmal" yapmak isteyen Refahyol uçağı yere çakıldı; ardından RP Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı ve Erbakan ile birçok RP'li siyasi yasaklı oldu. Yarın: Fazilet'ln kısa ömrü 28 Şubat sürednden sonra FaziletPartisVndeki ayrışma netleşti ^fenilenmeye çalışangelenek- ^ ^ ^ ^ azilet M ^ Partisi'ndeki ^^4 tartışmalann m biçimden öze JL. kayması üzerine gelenekçiler de yenilikçiler de ideolojik perspektifini netleştirip sistematikleştirmeye yöneldi. Yenilikçiler FP'ye merkez sağda bir yer açmaya çalışırken gelenekçiler esas olarak sağcılaşmaya karşı çıktılar. Milli Görüş hareketinde "gele- nekçitik" öteden ben, Erbakan'a kayıtsız şartsız itaatle özdeşleşti- rildi; yani gelenekçi kadrolar bir tür "kulda" olarak algılandı. Bu algılamanın abartılı olduğu söyle- nebilir. Kuşkusuz FP yöneticileri Erbakan'dan bağımsız hareket et- me şansına sahip değillerdi, fakat belli bir özerklikleri de vardı. Üstelik "Hoca davalanyta o ka- dar meşgul ki FP'nüı işlerine istese de müdahale edemez" sözlennın belli bir doğruluk payı taşıdığı dü- şünüldüğünde, gelenekçi kadrola- nn önünde belli bir hareket alanı açılrruştı. Bununla birlikte hayati kararlarda son sözü hep Erbakan' ın söylediği de apaçıktı. Gelenekçi kadrolar, sık sık "aksaçhlar" diye de adlandınlıyor. "Aksaçhlar" derken Erbakan'la yıllardır birlikte siyaset yapan ki- şiler, yani Recai Kutan. Oğuzhan Asiltürk, Fehim Adak, Yasin Hati- poğlu ve siyasi yasaklı olmalanna rağmen Şevket Kazan ve Ahmet Tekdal gibi isimler kastediliyor. Ancak gelenekçi kanatta söz konu- su kişilerin ön plana çıktığı sapta- masmın tam olarak gerçeği yansıt- tığı söylenemez. AksaçMar Öraeğin FP'nin son Başkanlık Divanı şu kişilerden oluşuyordu: Bahri Zengin, Ertan Yülek. Temel KaramoUaoğlu, Teoman Rıza Gü- neri, Mehmet Bekâroğlu, Veysel Candan. Faruk Çelik, Lütfii Esen- gün, Suat Pamukçu. Bunlann için- den Karamollaoğlu ve Zengin "ak- saçlı" sıfatını bir ölçüde hak eder- ken geri kalanlar için aynı tanımla- mayı yapmak oldukça zor. Orneğin Ertan Yülek, ANAP'm muhafazakâr kanadından 1995 se- çimleri arifesinde transfer edildi. Mehmet Bekâroğlu da, 1999 se- çimlerine kadar Milli Görüş hare- ketine hep eleştirel bir mesafeyle yaklaşmış bağımsız bir İslamcı en- telektüeldi. Geri kalanlar ise "çe- kirdekten Milli Görüşçü" olmakla birlikte "aksaçh" olarak tanımla- namayacak kadar genç ya da orta yaşlılar. Sağcılıfla eleştlrl RP döneminde ortaya çıkan ge- lenekçi- yenilikçi aynmı esas ola- rak üslupta kendini gösteriyordu. Fakat 28 Şubat sürecinden sonra, FP ile birlikte aynşma netleşti, ve bunun sonucunda saflar iyice net- Erbakan'ın yapöğı çalışmalar 1995 seçimlerinde meyvesini verdL RP seçimlerde 158 milletvekili çıkardL leşti. Örneğin RP içınde yenilikçi yöntemleri ilk geliştiren isimler- den Bahri Zengin en katı gelenek- çilerden biri haline gelirken. basta Abdullah Giil olmak üzere Erba- kan'a çok yakın olduğu bihnen bir- çok isim yenilikçi kanatta yer aldı. Tartışmalann biçimden öze kay- ması üzerine her iki kanat da ide- olojik perspektifini netleştirip sis- tematikleşfirmeye yöneldi. Yenilikçiler FP'> e merkez sağda bir yer açmaya çalışırken gelenek- çiler esas olarak sağcılaşmaya kar- şı çıktılar. Örneğin kapatılan FP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekâroğlu bir söyleşimizde şöyle konuşru:" Merkez dediğimizbütün bu kötülüklerin üretikiiği yerdir. FP geleneğinin zaman zaman kısa ik- tidar ortaklıklannı saymazsak Tür- ki\e hep merkez sağ partiler tara- fından yönetilmiştir. Bugün şikâyet ettiğuniz ne varsa, geri kalmışhk, eksik demokrasi. vurgun düzenL kamu yağmasL.. hepsi merkez-sa- ğuı ürünJeridir." Erbakan'ın tilldlfll Bu süreç içinde her iki kanat da siyasal Islamcılığı eleştirdi. Yeni- likçiler ondan kopmak isterken, ge- lenekçiler Islamcılığı aşmaya ni- yetlendiler. Tabii bu arada Erbakan kendi bildiğinden şaşmadı. Adnan Oktar ve ekibinin "Ha- run YahjB" müsteanyla kaleme al- dığı, dünyayı bir Yahudi ve tnason komplosundan ibaret gören ve gös- teren kitaplan okudu ve okuttu. So- nuçta yenilikçiler ve gelenekçiler kendilerini yenilediler ve yenile- meye de de\ am ediyorlar. Erbakan ise Erbakancılıkta ısrarlı. Yarın: Kavga giderek siddetlenecek Numan Kurtulmus'un Fazilet Partisi degerlendirmesi Geriye kalan Türkiye Müslümanlığı FP kurulduğunda lstanbul örgürünün başına lstanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Numan Kurtulmuş getirildi. Erbakan'ın yakın dostu Dr. Niyan Kurtuhnıış'un oğlu olan Doç. Kurtulmuş, kısa sürede gelenekçi kanadın en önemli isimlerinden biri haline geldi. Kıırtulmuş, yeni kurulacak partinin lider adaylan arasuıda yer alıyor. Kurtulmuş. kaparma karanndan kısa süre önce bize FP hakkinda şu değerlendirmeyi yapmıştı: "FP'nin kurulduğu gfinden rribaren başında dört tane sıkıntı var. Bir, hakkmda açüan kapatüma davası FP'nin üsründe bir baskı oluşturdu. tki, FP bir bötönme, çarçalanma senar\osu> la karşı karşn-a bırakıldı. Uçüncü olarak. FP kişiİiksiz, kimliksiz, statükoyu koruvan bir merkez sağ parti olma tehdidiyle karşı karşıya bırakıldı \e son olarak da küçük, marjinal, ufak bir parti olma risidni yaşadt Onun üzerinde hesap yapan göçler bu dört senaryoyla FP*yi köşeye sıkışürmaya niyet ettikr. Biz beşinci bir senaryoyu ortaya ko\"u>x>ruz. Bütün Türkiye'yi kucaklayarak, ama sahip oiduğumuz temel kJdiadan v^azgecmeksizin, Türkiye'de miIH siyaset geleneğini miOetin farklı kesimlerinin taleplerini siyasete taşıma fikrindcn vazgeçmeksizin FP'nin bir büyük kitte partisi, bir büyük Türkiye partisi obnasını hedeftrvoruz. Söykmini dini terminoloji üzerine oturtmamakla birlikte halkın büyük bir kesiminin dini anlamda muhafazakâr olduğunu da bfliyor. 28 Şubat sürecinden bik geriye kalan sadece Türkiye Müslümanlığı kavramıdır. Türkiye Müslümanlığını sa\ unduğunuzda, Türkiye'deki dini geleneğin ne derece güçlü olduğunu da kabul etnüş oluyorsunuz." GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHATV ERtNÇ Yazanmız Orhan Erinç yıllık izninin bir bölümünü kullandığından yazılarına ara vermiştir. Uc merkezli olusum Büyük grubu kapma yarışı başladı • Ekipler; Balgat, Hilal Apartmanı ve Bülent Annç arasında mekik dokuyor. Erbakan'dan ilk işaret 'Kutan'la devam' oldu. Yenilikçi Annç, hedeflerinin değişmeyeceğini söyledi. ANKARA (Cum- katlı bir bürovu tutan buriyet Bürosu) - FP kökenli milletvekille- rinin iki parti oluşu- munda; Necmettin Er- bakan'ın Balgat'takı konutu, Recep Tay>ip Erdoğan'ın Hilal Apartmaru'ndaki bü- rosu ve Bülent Annç'ın Meclis'teki odası arasında gelişen çekişme büyüyor. Er- bakan ve Erdoğan, "ana gövde bende" mesajı vermek için gruptan büyük parça- yı alacak taktik hesap- lar yapıyor. Aynşma sürecinde hızlı bir gö- rüşme trafıği yaşanan merkezlerdekı geliş- meler şöyle: Balgat Erbakan, yeni parti hazırlıklannı kendi kurmay heyetine ta- mamlatmasına karşın, Erdoğan'ın önünü ke- secek seçenekler üze- rinde duruyor. Recai Kutan, Erbakan'ın ko- nutunda 1 saat 45 da- kika kaldıktan sonra, "Bülent Annç formü- lü" gelenekçiler açı- sından rafa kaldınldı. Erbakan'ın, "Birleşti- rici isim aramyorsa bu Recai bevdir, şimdi>e kadar hep uzlaştıncı oldu, teşkilatla da bir sorunu >ük. Giden git- sm" mesajı verdiğı öğ- renildi. Ancak yeni ve genç bir isimle sürpriz çıkış yapılması veya yenilikçilerle karma bir yönetim oluşturul- ması tartışılan formül- ler arasuıda. Hilal Apartmanı Yeni partinin karar- gâhı olarak Çankaya- Yüdız semtinde Hilal Apartmanı 'nda iki Erdoğan, hafta sonu- na kadar çalışmalannı Ankara'da sürdürecek. Son iki gün içinde 20'den fazla milletve- kili Erdoğan'la büro- sunda görüştü. Yeni oluşumcu mil- letvekillerinin temel tartışma noktasuıı si- yasi yasak konusu oluşturuyor. Bazı mil- letvekilleri. Erdo- ğan'm kurucu ve ge- nel başkan unvanıyla görev almasını. siyasi yasağın "test" edilme- sini istiyor. Buna karşı çıkan milletvekilleri ise Anayasa Mahkeme- si'nden darbe almanın harekete başlangıçta zarar vereceğinı sav u- narak siyasi yasağı ol- mayan iddialı bir isim- le baştan itibaren "emanetçi" görüntü verilmeden yola çıkıl- masıru istiyor. Abdul- lah Gül, FP'den farklı olacaklan noktayı an- latırken "Şimdiye ka- dar uyguladığımız tarz, sürdürülebUir bir tarz değildir. Siyaseti artık kazanmak için yapmahyi7- Ikinci FP olrnaması laam" dedi. Yenilikçiler Erdoğan dün Gül ile birlikte yaklaşık 50 eski FP'li il başkanıy- la Politik .\raştırmalar Merkezi 'nde bir araya geldi. Gazetecilerin nasıl bir parti kurula- cağına ilışkin sorulan üzerine, "Türkiye'nin ihtiyaçlanna cevap ve- recek bir parti kuru- lacak" dedi. Erdoğan. toplantıdan aynhrken de "Liderlik sıkıntısı var mı" sorusunu. "Öyle bir pürüz yok" diye yarutladı. Yasaklı Bekir Sobacı Erdoğan'ın gönüUüsüyütn ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi'nce "siya- set yasağı'' getirilen milletvekillerinden Be- kir Sobacı, Recep Tay- yip Erdoğan'ın yeni partisi için gönüllü ola- rak çalışmayı sürdüre- ceğini söyledi. Sobacı, dün parla- mentoda düzenlediği basm toplantısında Anayasa Mahkemesi karannı eleştirirken sis- temdeki "kutsal inekle- rin" kendisine yasak getirdiğini ifade etti. FP'nin, kapatılmadan önce hanedanlık süreci- ne girdiğini kaydeden Sobacı, "Türkiye'yide- ğistirecek dipten gelen oluşum dalgasuun" ba- şında Tayyip Erdo- ğan'ın yer aldığını sa- vundu. "Ordu, asker, vatan, vatanseverliğin ne olduğunu bana kim- se öğretemez. Bu tafra- lanyutmam" diyen Be- kir Sobacı, "Deviet ade- ta bir ideolojik kabile, bir klan haline dönüş- müştür. Değişimi post- modern darbenin taşe- ron başbakan eskileri yapamaz. Oportünist si- yaset örnekleri de vapa- maz. Ülkeyi bekleyen tehlike. globalleşmenin getirdiği kültürel ve kimlik klonlamasıdır" diye konuştu. Sökmenoğlu'na suçiama 28 Subat sürecini he- def aldığı Meclis ko- nuşmasında oturumu yöneten TBMM Baş- kanvekilı Murat Sök- menoğlu'nu da isim vermeden suçlayan So- bacı, "Postmoderndar- beleri cumhuriyet ilan eden bir bev ne sahip in- sanlaruubırakın Meclis riyasetini. olsa olsa dar- be muhipleri eemi\eri genel başkanlığına daha yakışüğuıı ifade etmek istrvorum"dedı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear