23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 HAZİRAN 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Etektronik posta: denizsomOcumhuriyet.com.tr Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 9? - Istanbul'da dalga havuzu açılmış: "Tsunamive hazırlıklı olmakicin!" Buyruk Ankara'dan Dr. Ayşegül Tokatiı, IMF Başkanı'nın odasının d uvannda büyük o lasılıkla Osmanlı sultanlanndan IV. Murat'ın bir sözünün çerçevelenip asılı olduğunu söytüyor. S<iz şöyle: Leh Kralı'na da yardım gonderile, para almaya alışan buyruk almaya da alışır." Biistler Konya Akşehir'deki Nasrettin Hoca heykelinin yanına oyunlanyla halkımızı güldüren yedi tiyatrocunun *% büstü # | dikilecekve f böylece bir - "gülmece anrb" oluşturulacakmış... Sanatçılara verilen değer açısından güzel bir girişim.. Ancak hem tiyatrocular eksik.. Hem de yazdıklanyia aynı zamanda düşündüren Aziz Nesin, Rrfat llgaz gibi gülmece ustalannın da büstleri olmalıydı... konomik bataktan çıkış için zam yağmuaı yet- medi, ek vergiler salındı. Dış borç almak için ulusal varlıklarımızın yabancılara peşkeş çe- kilmesi yetmedi, sıra vatandaşın iyice soyu- lup soğana çevrilmesine geldi. Vaziyet ne yaptı etti, hükümetin gündemindeki ye- ni vergileri ele geçirdi: Işçi ücretleri ile memur maaşlanndan yüzde 20; emekli, dul ve yetim maaşlanndan yüzde 10 oranın- da "iç ve dış borç faizlerine katkı vergisi" kesilsin. Istanbul'da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köp- rüleri gibi Karaköy, Atatürk ve Haliç köprüleri de pa- ralı olsun; Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüle- rinin tam ortasına yeni gişeler konulsun ve "köprü- den geçti gelin parası" alınsın. Çevre yolları da otoyollar gibi paralı olsun; her tür- lü yoldaki viyadüklerden geçiş paralı hale getirilsin. Yılda bir defa cep telefonlarından ve televizyonlar- dan "anten vergisi", sabit telefonlardan ve kablolu te- Ek vergiler levizyonlardan "kablo vergisi" tahsil edilsin. Tüm kentlerin ana caddeleri paralı yapılsın, yaya- lar için "kaldırım vergisi" konulsun; trafik lambaları- nın bulunduğu yaya geçitlerini kullanan yayalardan "kar- şıdan karşıya geçtin parası" alınsın. Zemberekli ya da dijital her türlü kol, duvar ve ma- sa saatlerine "zaman tüketim vergisi" getirilsin, bu ver- ginin hangi zamanlarda alınacağını Bakanlar Kurulu belirlesin, Bakanlar Kurulu aklına estiğinde "ek zaman tüketim vergisi" koymaya yetkili kılınsın. Her vatandaşa birer vergi numarası verildikten son- ra herkesten "gözünün üstünde kaşın var" vergisi alınsın, özellikle kaşlarını cımbızla alarak şekil veren bayanlara "lüks tüketim vergisi" getirilsin. Ötomobillere "renk vergisi" uygulansın. Açıktan ko- yuya doğru her rengin ayn bir vergisi olsun. Âkaryakıt tüketim vergisi ikiye bölünsün, "akar ver- gisi" ve "yakıt vergisi" olarak ayn ayrı tahsil edilsin. Park, çocuk bahçesi, piknik alanı gibi yerlere giriş paralı yapılsın ve ayrıca yılda dört kez (her mevsim) "nefes alma vergisi" konulsun. Izmir'in meltemi gibi her bölgenin özelliğine göre "rüz- gâr vergisi" alınsın. Buzdolabı, çamaşır makinesi, bu- laşık makinesi, fınn, süpürge gibi elektrikli ev aletle- rine bandrol konulsun. Yeni doğan bebeklerden "bu dünyaya gelme vergisi", ölenlerden de "öteki dünya- ya gitme vergisi" alınsın. Seçim döneminde oy kullanacak olanlardan "san- dık vergisi" alınsın, makbuzunu beyan edemeyen seçmen oy kullanamasın; seçimlere katılım oranı yüz- de 50'nin altına düşerse bir defaya mahsus olmak üze- re herkesten "demokrasiyi kurtarma vergisi" tahsil edilsin. Her verginin ek vergisi olsun. Yüksek Yerilim Hattı erdincutkuK/ yahoo.com Dervış'e öneriler-3: Yolsuzluklara TSE standardı getirilsin! Arıt Kanyonu'nda doğa katliamı Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık: "2000 yılında milli park ilan edi- len Kastamonu-Bartın Küre Dağla- n Milli Parkı'nda yapılan doğa katliamı akıl alacak cinsten değildir. Dünya Do- ğayı Koruma Vakfı tarafından Avru- pa'nın acil korunması gereken 100 orman alanından birisi olarak belirle- nen Küre Dağlan'nın milli parkı için- de denizden 1250 metre yüksekte 160-220 milyon yıllık bir süreçte olu- şan mağaraların, sarkıt ve dikitlerin bulunduğu Arıt Kanyonu'nda, bir dev- let kuruluşu tarafından yerleşim bi- rimlerini birbirine bağlayan 15 metre genişliğinde yol yapılmaktadır. Milli parkın mutlak koruma çizgisinde ya- pılan yol 2 kilometreye ulaşmıştır. Yer- yüzünde hiçbir ekosistemde toplu halde bulunmayan 130 santim ça- pındaki porsuk ağaçlarını parçala- yarak ilerleyen yol Orman Bakanlı- ğı'nca durdurulmuş ancak siyasetçi- lerin baskısı ile yeniden açılmaya baş- lanmıştır." DSP'li Orman Bakanı Nami Ça- ğan'ın durdurulması için fazla ısrar etmediği bu yol, milli parkı Kurucaşi- le'ye bağlayacaktır. Kurucaşile'de tek- ne yapımcıları, Arıt Kanyonu'ndaki or- manda ise tekne yapımında kullanı- lan yaşlı kestane ağaçları vardır! DSP Bartın Milletvekili CaferTufan Yazıcıoğlu'nun açılmasını istediği yo- la karşı çıkan orman işletme müdür- leri ve ağaçlandırma müdürierinin gö- revden alınması boşuna değildir... Küreselleşme ve tehdit altıııdaki Türk dili DENtZ BANOĞLU Eskilerin "Tarih tekerrürden ibarettir" sözünü oldum olası sevmem. Çünkü geçmişte ka- lan tarihi, yeni kuşakların çok iyi bilmesi, tanıması, hatta ör- nek alarak bazı deneyimler kazanması gerektiği doğru- dur da, iyisi kötüsüyle onu ye- -*en yaşamanın hiçbir akılcı, ^anileyici ve geliştirici yanı yoktur. Ama, dilimize ve gelenekle- rimize yerleşmiş, pek çok de- yiş gibi "tarihin tekerrûr oldu- ğu" söylemi de günümüz için ne yazık hâlâ geçerli. Dilimizden söz etmek istiyo- rum... Dün, yani tarihte, Os- manh'nın ne parlak olduğu ne de parlak olmadığı dönemler- de, salon efendilerinin birbir- lerine monşer (mon Cher) de- yişi ile seslendikleri, evin genç kızının özel tutulmuş yabancı öğretmenlerden Fransızcadi- lini öğrendikleri, paşaların bu dilin ülkesinde eğitim gördük- leri ya da o ülke edebiyatçıla- nnın "şarkın büyüsü Istanbul'u mesken tutarak" yapıtlannda hayran olduklan bu yabancı kültürü yansıttıkları, kısacası Osmanlı'ya Fransız kültürü- nün egemen olduğu bir dö- nem, yaklaşık 400 küsur yıl sonra, 21 'inci yüzyılın tekno- loji-internet ve küreselleşme çağının Cumhuriyet Türkiye- si'nde yerini Amerikan kültü- rüne, affedin, kültürsüzlüğüne bırakıyor... Teksas Üniversitesi'nden Richard Pells, kökü dışarıda, misyonu Türkiye'de Alman Konrad Adenauer Vakfı'nın 25-26 Mayıs 2000 tarihinde istanbul'da düzenlediği "Mo- dernleşme ve Küreselleşme Sürecinde Kültürel Kimlik" ko- nulu kongrede sunduğu bil- diride, Ingiliz gazetecisi Wil- liam Stead'ın 1901'de "The Americanization of the Worid" (Dünyanın Amerikanlaşması) adlı bir kitap yayımladığından sözediyordu. Kitabın bu adıy- la, 20'nci yüzyılın giderek yay- gınlaşan birgelişmesini yaka- ladığını vurgulayan Pells, şöy- le diyordu: "Birbirinin aynı ve benzeri kültürierin egemen olacağı kor- kusu giderek yerleşmektedir, sanatçı ve aydın kimliği yok sayılmakta, ulusal dil ve gele- neklergiderek silinmekte, unu- tulmakta, Amerikan yaşam ve düşünce biçimi ülkelerin bü- tünlüğü ve kimliğini yok et- mektedir." Küreselleşme adına, kaza- nılmış tüm Cumhuriyet devrim- lerinden adım adım uzaklaşı- yor, tek kültüre, tek egemen ve dışardan dayatma ekonomiye, uzaktan yönetilen siyasete ve nihayet ihanete uğramış bir Türkçeye sesimizi çıkarma- dan, vicdanlarımız sızlama- dan boyun eğme erdemsizli- ğini gösterebiliyoruz. Yüzyılın değiştirHemez kaderi dediği- miz "küreselleşmeye", ulusal onurumuzu, bağımsızlığımızı koruyarak dilimizden, yeraltı ve kültürel zenginliklerimiz- den, edindiğimiztopraklardan ödün vemneden "uyum sağla- mak" yerine, kolay teslimiyet- çiliği yeğliyoruz. Ve buna alkış tutanlar da ikinci cumhuriyet- çi sözde aydınlarımızla küre- selleşmeyi savunanlanmız olu- yor. Türkçemizin perişan halini ÇYDD'nin TÜYAP'taki tanıtım sergisinde dinleyenlere akta- ran araştırmacı yazar, edebi- yatçı Feyza Hepçilingirler, "Peki çözüm nedir" şeklinde- ki bir dinleyicinin haklı sorusu- nu, "Bu yozlaşmanın ve bu olumsuz gidişin farkında ola- bilmek" diye yanıtladı. Bu ya- nrtın anlamı şu olmalıydı. Okul- da, ailede, eğitimde, evde, iş- yerinde, siyasette, ekonomi- de, medyada, bürokraside, velhasıl yaşamımızın her ala- nında Türkçe yazıp Türkçe ko- nuşmanın küçültücü bir yanı olmadığının, kendi dilimiz ye- rine tersine bir yabancı dili yeğlememizin ise, çağdaşlık, ilericilik ya da gelişmişlikle uzaktan yakından ilgisi bulun- madığının bilincine varmak... Bir ulus ve ülkenin bağımsız- lığının, salt silah ve savaşla değil, ama dille başlayıp gi- derek derinleşen ciddi bir kül- tür emperyalizmiyle de tehdit edilebileceğinin farkındalığı- na varabilmek... Ve nihayet, yozlaşmış gör- sel medyanın yoz, kültürsüz yayınlarının insan beyninde yarattığı uyuşukluktan şöyle bir silkinip Türkiye gerçeğini görebilmek... Uyanmak ve bi- rey olarak tek tek üzerimize düşen görev ve sorumlulukla- n olabildiğince çevremize ak- tarmak. Farkında olmayı ben böyteyorumluyorum. Aksi hal- de, IMF'lerle başlayan ve tah- kim yasaları, endüstri bölge- leri yasaları, AB dayatmaları, dil yozlaşması ve kültür em- peryalizmi ile giderek daralan çember, soluğumuzu kesme noktasına gelecektir. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakCa turk.net I] ÇtZGtLİK KÂMtL MASARACI HARBÎ SEMİH POROY semihporoy(5yahoo.com TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 28 Haziran VERSAILLESBAR8 AIMA$MAS1 19İ9'OA SU6ÛN, ( y ) LAŞMASI, FBANSA'OA AYNI ACHA ANlLAhl SA- HAYDA İMZAlAAJOI. r-PÛNYA SAI/AÇI'NI B£S- MEN SONA SeHİStBfJ ANTlAŞMA, SAI/AŞIfJ BAŞLAO/6/ eÜAJÛA/ 6EŞİUCÎ Y/LPÖMÜMUA/- DE İMZACANtYOe&U. İTtLAF D£I/LE71M£İ İLE ALMAUYA A&IS/UDAKİ SU AAJTLAŞMA, Y£Nİ< T/teAF AÇtSINDAAI AĞIR KOŞUUAR İÇEKMeOjEYPf- ABD BAŞKANI S ' İ4 tUiESİ ıŞtĞlMPA YAPlLAN *İLERDE. BİR *MİLLETl£f> CBMiySTf * tOJRUL- MASl FİKRl ONAYLAMPI. YEUİK ALMAKJYA SİLAMSfZLAA/Pie/LIYO/S, f AZAL.T7UYO&, YÜ&M SAl/AÇ TA2MİAJA- Tl İSTBMİYORPU- ALMAMYA, İÇ6AL ETT/61 YEISLSRI GE- Rj VERÎYO&, TOPBAKLAJStNlN BİR. tISMMI ICAYeePiYOIZ, SAZi BÖLSE- DŞ, tiURitlAA/ MHM£rL£lt QT- i 'uıu SÖZET/M ve yöueri- İÂİUE SllZAKIUYOBPU. BU A/BAOA, ZCBLİMDA . BU TOPRAKIAIS. DA 6A- İ.İPLS/S. A/eAS/HIDA PAYLAÇritYOEPU. VERSAILLES ANTLAÇMASI, ALMAN YA TASAFtNPAU OAIA>ZA/VM/f OLMASM/A KARŞfUK, ÇOK SEIET ZOŞULLAei NEDEUİYLB HlÇgıS. <ZAMAN 77IM OLA/SAK UYGULAUAMIYACAKTIR.. Resimdc l/crsii/ies Sarayı görülâyor. ADANA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2001/77 Davacı Fehime Şimşek vs. vekili Av. Fuat Küçükbağcı tarafından davalı Mustafa Taşdemır, vekili Av. Fuat Küçükbağ- cı tarafından davalılar Prim tnşaat Ticaret Ltd. Şti. Suphi Yılmaz vs. aleyhine açılan kal irtifakı kayıtlannın iptali dava- sının mahkememizde yapılan açık duruşmalan sonunda, Davalılar Prim Inşaat Tic. Ltd. Şti. Salim Kesti'nin adresleri- nin tespit edilemediğinden adına ilanen teblıgat yapılmasına karar verilmiş olmakla, Mahkememiz tarafından verilen 7.5.2001 tarih ve 2001 '77 esas. 2001/356 karar sayılı ılamı ile davacılann davasının kabulü ile Adana ili, Seyhan 1. Bölge Karalar Bucağı Mah. 20 m. 4 pafta, 7911 ada, 3 parselde kayıtlı tapuda kayıtlı ta- şınmazdaki kat irtifakı kayıtlaruıın iptaline karar verilmiş olmakla davalılar Prim Inş. Tic. Ltd. Şti. Salim Kesti'nin ila- nın yayın tarihinden itibaren 7 gün sonra teblig edilmiş sayılacağı, 15 gün sonra karann kesuıleşeceği, tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 13 6.2001 Basın: 36771 POZANTI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1999/162 KararNo: 2000/208 Davacı: Leyla Demir, Vek. Av. Mustafa Bilgiç Davalı: 1- Nezihe Uluçay, 2- Muharrem Uluçay, 3- Nurten Uluçay, 4- Nezihe Doğ- ramacı, 5- Saide Uluçay, 6- Cemal Uluçay, 7- Ülker Ayla Ertem. Davacı Leyla Demir'in, Nuri Uluçay mirasçıları aleyhine açtığı tapu iptali ve tescilı davası sonunda Pozantı Belemedık köyü. 101 ada, 1 ve 107 ada, 16 parsellerin Nurı Uluçay adına olan tapulannın iptali ile davalı Leyla Demir adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Mahkememiz karannın, kendilerine ilanen tebligat yapılan yukandaki davalılara ila- mn yayın tarihinden 10 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı ilan olunur. Basın: 36751 DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Hiç Üzülmedim!.. Kimse kusura bakmasın ama ben zerre kadar üzülmedim!.. Üzülmediğim için kendimi demokrasi karşıtı fi- lan da hissetmedim!.. Aksine; Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kara- rı yürekten alkışladım... Ülkeyi, "bizveonlar", "inananlar-inanmayanlar" diye ikiye bölmeye yeltenen, şeriat simgesi tür- banı TBMM'ye bayrak olarak dikmeye kalkışan, demokrasiyi "gerektiğiyerde inilecek bir tramvay" olarak nitelendiren, cumhuriyete, "kanlı mı gele- ceğiz, kansızmı?", "kanakacak, fıstıkgibiolacak", "kubbeler miğferimiz, minareler süngümüz, mü- minler askerimiz" tehditleriyle savaş açan zihni- yetin yuvalandığı partinin kapatılmasına çok se- vindim... - Kararı duyduğum an, Sıvas'ta katledilen ay- dınlar geldi aklımâ... "Cumhuriyet Sıvas'ta kuruldu, Sıvas'ta yı- kılacak" sloganıyla, bu ülkenin yiğit insanlarını cayır cayır yakan yobaz güruhunun avukatlığına soyunacak kadar pervasızlaşanların layık olduk- lan bu sonuç, en çok o güzel insanlann ruhunu şad etmiştir diye düşündüm... - Mutlu oldum... • • • Cumhuriyet tabii ki, 80 yılın rövanşını almak is- teyenlere dur diyecektiL Kör topal yürütmeye çalıştığımız demokrasi, tabii ki, kendisini yok etmek isteyen din devleti heveslilerine "Ağırol" uyarısını yapacaktı... - Bunun neresi garip, neresi demokrasiye ay- kın?.. Fazilet Partisi'nin kapatılmasını gözyaşları için- de karşılayan, "kaygı verici" bulan, "demokrasi normlanna aykm" diye nitelendirenlere sormak isterim: - Dünyada hangi demokrasi, kendisini yok et- mek isteyenlere, "Emrinizolur" diyebilir?!. Tiksinti verici bir ikiyüzlülükle, "Avrupa bunu bir demokrasiayıbı olarakgörüyor" diyenlere de ba- zı anımsatmalarda bulunmak isterim: - Çok değil, daha bir yıl kadar önce Avustur- ya'da seçim kazanarak işbaşına gelen faşist Ha- ider, seçmen iradesi hiçe sayılarak Avrupa'nın or- tak tepkisiyle görevinden aynlmaya zorlanmadı mı?.. - Fransa'da faşist Le Pen, aldığı oylar göz ar- dı edilerek, bir yığın ayak oyunuyla siyasetin dı- şına itilmedi mi?.. - AJmanya'da Nazi ruhunu diriltmeye çalışan "mil- li öncüler" bir sinek gibi ezilmiyor, kapatılmaları için her yol denenmiyor mu?.. Avrupa, yumuşak karnı ırkçılık söz konusu ol- duğu zaman en despot uygulamalan hiç kimse- yi dinlemeden, en ufak müdahaleyi kabullenme- den yaşama geçirecek, Türkiye ise yüzyıllardır iliğini sömüren, gelişmesini engelleyen karanlığın uşaklanna, gerici yobazlara, vahşi katillerin avu- katlarına, "Istediğinizgibiyıkabilirsiniz, bizza- ten bu cumhuriyeti siz dilediğiniz gibi iğfal edesiniz diye kurduk" diyecek... ; ',".'.',', - Mide bulandırıcı değil mi?!.. • • • Karanlığın uşaklarını demokrasi adına destek- leyenlere gelince; Maaşlarını yürekten ve cepten bağlandıkları emperyalistlerden alan kapıkulu işbirlikçilerin, de- mokrasiyi kullanarak demokrasiyi iğdiş etmeye so- yunan gerici yobazlara omuz veren şaşkın ente- lektüellerin söyledikleri, yazdıkları beni yalnızca utandırıyor!.. Otuz yılın şeriatçısı Erbakan 1, "yenilikçi", "er- demli" adı altında toplumu bir kez daha karanlı- ğın içine çekmeye çalışan Recep Tayyip Erdo- ğan'ı, üstelik arkasında ABD'nin bulunduğunu bilerek destekleyen aydın kılıklı "köşe tutanlar" ve siyasiler beni yalnızca acı acı güldürüyor!.. Bu topluma özellikle son 10 yıldır en karanlık kâbusları yaşatanlar, bu günahlarının bedelini ödemek zorundaydılar, ödediler!.. - Dün de ödemişlerdi, bugün de ödediler... - Cumhuriyet var oldukça da ödeyecekler... Asıl mutluluk verici olan da bu!.. E-posta:uzileli(« superonline.com BULMACA SEDAT YAŞAYA\ SOLDANSAĞA: 1/ Acıklı. tra- jik. 2/ Bahar- lı meyveleri anason gibi kullanılan ot- su bir bitki... "Eğil bir yol öpeyim/ — karanlık gör- mezler" (Tür- kü). 3/ Ada- letli, dürüst... 9 "Yüz. çehre" anla- mında argo sözcük. •) 4/ Kızlık zan... "Sı- cak—": Cemal Sü- reya'nın şiir kitabı. 5/ Trabzon'un bir il- çesi...Çiftçilikte,top- _ rağı işleyerek ürüne 7 ortak olan kimse. 6/ Q Çelişki. II Gözleri görmeyen... Asya'da 1 2 3 4 5 6 7 8 bir ırmak. 8/ Maden eşya üzerine vurulan bir cins cila... Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kim- se. 9/ Deride fiskeler durumunda beliren kabar- cık... Dantel ya da nakış ipliği yumağı. YUKARIDÂN AŞAĞIYA: 1/ Hıristiyan ve Musevilerde gelinin güveye ver- diği para ya da mal. 2/ "Kışlanın önünde — se- si v r ar / Bakın çantasında acep nesi var / Bir çift kundurayla bir de fesi var" (Türkû)... Saçın kü- çük tutamlar biçiminde değişik renklerde boyan- nıış durumu. 3/ Bir işteki engelleri yenme kara- rı... Cehennem. 4/ Ağır kanlı, rahatına düşkün... Bir renk. 5/ En kısa zaman süresi... "Yok" anla- mında argo sözcük. 6/ Zilli bir kasnağa geçiril- miş kursak zanndan oluşan çalgı... Boyun eğen. II Tokat yöresine özgü bir halk oyunu. 8/ Bir ayakkabıya çivi çakmak için delik açmaya yara- yan araç. 9/ Alev... Eski dilde su.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear