Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 MAYIS 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA
DÎZI
RESTORAN GÖZDOYURAN TURHAN SELÇUK
snDÜRÜSÎ
IABİA31LI
İSTANBÜL
EFENDİSİ
ABDÜLCANBAZ
IN
HARİKULÂDE
MCERALARII
T1EEMİLİ
BİRDEN
I 5ÜKFCEK
Deniz Gezmiş, YusufAslan ve Hüseyin tnan ölüme giderken 'TamBağunsızhk'diye bağırıyordu
Avludayankılananüç genç ses
7
irmi dokuz yıl önce Ankara Merkez
Cezaevi'nde idam sehpası kuruluyor...
Deniz Gezmiş, Hüseyin Inan ve YusufAslan
ayaklannda prangayla götürülüyor sehpaya.
Öylesine gençler ki, ikisi 25'inde, biri 23'ünde...
Sesleri avluda yankılanıyor: Yaşasın bağımsız
Türkiye, kahrolsun emperyalizm...
Yargıçlar Ali Elverdi, Ahmet Tetik ve Mehmet Turan idam
karanm verip kalemlerini kınyorlar.
D e n i z ±
Y u s u f v e H ü s e y i n ' i n ö y k u s ü . . .
GENÇLERİ
ASARLAR
Cumhuriyel
İDAM EDİLDİLER
»•*•
-—~ N M ! İ ttfomM*
' olmuflnrAT.
• kto«
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Höseyin tnan'ın asılarak
öldürülmesi gazetemizde böyle yeralnuştı.
TT^'anlı Pazar olaylan ve iki ay
J £ sonra Tercüman gazetesinde
X . \ - yayımlanan bir başyazı, 23
Eylûl 1969'da Taylan Özgür'ün öl-
dürülmesi, gençler açısından, "<tt-
memekiçin" mücadeleye silahla de-
vam etmeyi zorunlu kılıyordu. Ter-
cüman'ın başyazısında ise şöyle de-
niliyordu: "Savaş günlerinde, taviz-
siz, çıkarsız ve tam imanla silah başı-
na koşar gibi bütün vatandaşlann,
partüerin, üniversiteler ve diğer ku-
ruluşlann mesuliyet başına koşacak-
lan günler gelmiştir. Ciddi olunuz,
sağlam durunuz devlettiler, liderier,
rektörler, profesörler ve gençler! îç
savaş başlanuşürJ"
FMistln günleri ve eylemler
Sağın sözcüsü gazetede çıkan bu
silahlanma çağnsı, bir anlamda
THKO'nunkuruluşunu çabuklaştın-
yor. Ordunun kuruluş ve yol alışında
en büyük çabayı gösterenler Hüseyin
Inan, YusufAslan ile Sinan Cemgfl...
Sıra silah kullanmayı öğrenmeye ge-
liyor; Hüseyin Inan, Filistin'i öneri-
yor, gidiliyor. THKO, ilk eylemini 29
Aralık 1970'te yapıyor.
ABD Büyükelçiliği önünde nöbet
bekleyen iki polis, vuruluyor. Ikinci
eylemleri ise bir banka soygunu. 11
Ocak 1971'de tş Bankası'nın Emek
Şubesi soyuluyor, kasadaki 124 bin
lira alınıyor...Özellikle ikinci eylem
kamuoyunda geniş yankı uyandın-
yor... Soygunla birlikte kamuoyu De-
niz Gezmiş kadar YusufAslan ve Hü-
seyin Inan'ı da tanıyor. Yusuf As-
lan'ın babası Milli Savunma Bakan-
lığı'ndan emekli Beşir Aslan, "Ço-
cukluğu oidukça parlak geçti" diye
başlıyor söze; anlatılan yer ise Yoz-
gat'm Kuşsaray Köyü. Yaşmdan ön-
ce, babasmm sırtında gidiyor ilkoku-
la. Ortaokulu birincilikle bitiriyor, li-
seyi de. ODTÜ'yü kazanıyor...
İlk eylemini 1968'de Kızılay'daki
mitinge katılarak gerçekleştiriyor. Ya-
kalanıyor, sonraki bütün eylemlerde
de aynı sonla karşılaşıyor, ulaşıyor,
gözaltma alınıyor, işkence görüyor...
ABP'H çavusun kaçırılması
Bir aya kalmadan bir banka daha
soyuluyor, Ziraat Bankası 'nın Küçü-
kesat Şubesi. Alınan miktar 48 bin
660 lira. Eylemler birbirini izliyor. 13
Şubat 1971'de Ankara-Balgat'taki
Amerikan üssünde görevli çavuş Jim-
my Raj" Fînley kaçınlıyor, on yedi sa-
at sonra, cebine taksi parası konula-
rak salıveriliyor. Finley, poliste verdi-
ği ifadede "Beni kaçıran çocuklar hiç
de fena insanlar değümiş, gözJerimi
bağladıklan halde, bana rahat hare-
ket etme imkânı sağladılar" diyor.
4 Mart'ta bu kez Gölbaşı'ndaki
Amerikan üssünden dört Amerikalı
asker kaçınhyor ve 400 bin dolar fid-
ye isteniyor. Eylemcilerden Ameri-
kalılan öldürmemelerini isteyen
Türk Hukuk Kurumu Başkanı Prof.
MuammerAksoy. eylemcilerin ken-
disinden ABD elçisi nezdinde ara-
buluculuk yapmasını istediklerini
açıklıyor. Aynı gece dört Amerikalı
salıveriliyor
12 Mart darbesl
Bu arada ordu, son hamleyi yapı-
yor, 12 Mart 1971 Cuma günü muh-
tıra veriyor; bunun üzerine Demirel
hükümetı istifa ediyor. Darbeden üç
gün sonra yani 15 Mart'ta, THKO,
gelişmelerden memnun olduğunu,
güvenlik önlemlerinin kaldınlması
Ieceksen"le başlayan cümleler kurup
onay istiyor. Inan arkadaşlan arasm-
da "Dede" olarak tanınıyor, bu laka-
bın sırn, Hüseyin'in bilgeliği, karar-
lıhğı ve otoritesi, özellikle de Deniz
Gezmiş'i zaptedebilme özelliği.. Her
eyleme katılıyor, ama kimse bilmi-
yor. Çünkü konuşmuyor...
Hüseyin Inan, Pınarbaşı 'nda alıyor
soluğu, dayısının evine yerleşiyor. O
gece ev basılıyor, Hüseyin yakalanı-
yor. Üç yol arkadaşı Mamak Ceza-
evi'ne konuluyor. Geride kalan
THKO'lular ise arkadaşlannı kurtar-
manın peşine düşüyorlar.
Eylem belli; Kürecik'teki Ameri-
kan üssü basılacak, ancak Nurhak'ta
etraflançevriliyor, Sinan Cemgil, Al-
paslan Özdoğan ve Kadir Manga ça-
tışmada ölüyor. Mahir Çayan ve ar-
yor: 146/1 uygulanacak. Hâkimdaha
sonra Süleyman Demirel'in izinde
aynı partide politikaya soyunacak
olan Ali Elverdi. Genelkurmay'ın
emrini hukukun yolu izlemişçesine
pervasız açıklıyor: İdam.
'Dttzen blıl yasatmayacalf
Daha yakalandığı günün ertesinde
"Oyle anlaşıhyor ki, bu düzen yaşat-
mayacakbizl Yaşama iznimizyok, bu
düzende" diyen Gezmiş 17 Temmuz
1971 günlü duruşmada, bu düşünce-
sini "Bu iddianame kefle istemek için
ha7irianmış" cümlesiyle pekiştiriyor.
Huküm; Askeri Yargıtay 2. Daire-
si'nin 10 Ocak 1972'de kâran onay-
lamasıyla kesinleşiyor. Karann uygu-
lanmaması için hummalı bir çalışma
Soldan sağa: Recep Salknn, YusufAslan, Mustafa Yalçıner, Deniz Gezmiş, Atüla Keskin, Metin Güngörmûş.
halinde teslim olacaklannı açıklayan
bir bildiri yayımlıyor. Aynı günün ak-
şamı Deniz Gezmiş ve YusufAslan,
06 EY 943 plakalı çalıntı bir motosik-
letle, güvenlik çemberinı yanp Yoz-
gat yoluna çıkıyor. 16 Mart'ta da Yu-
sufAslan, Şarkışla'da kasığından vu-
rularak Deniz Gezmiş ise Gemerek'te
çatışma sonucu yaralanmadan yaka-
lanıyor.
Hüseyin Inan, Gezmiş ve As-
lan'dan birkaç gün sonra aynlıyor An-
kara'dan. Hüseyin Inan, Kayseri Sa-
nzlılı. Babası Hıdır tnan'ın anlattığı-
na göre uyumlu, çahşkan, kuş besle-
me meraklısı bir çocuk. En çok aile-
sinin yoksulluğuna üzülüyor, "Ben
ötmez yaşarsam ileride bir biüm ada-
mı olacağrnı" diyor "Sizi en büyük
şehre götürüp bu sdanbdan kurtara-
cağnn." Liseyi Pınarbaşı'nda dedesi-
nin yanında okuyor, sonra da üniver-
site sınavlannda ODTÜ'ye girmek
isriyor, babasına "E^r beni okutabi-
kadaşlan 16Mayıs 1971'de Israil'in
Istanbul Başkonsolosu Ephraim El-
rom'u kaçınyor. Elrom'un cesedi al-
tı gün sonra şakağında üç kurşunla
bulunuyor. Darbeciler solcu avının sı-
nırlannı genişletiyor; sonunda Istan-
bul Maltepe'de bir evde Mahir Çayan
ile Hüseyin Cevahir'in etrafi sanhyor,
sonuç Cevahir ölüyor, Çayan yarala-
nıyor... Tarih 31 Mayıs 1971.
Yargılama ba;lıyor
Gezmiş, tnan ve Aslan'ın yargılan-
malanna başlanıyor, suçlar ortada;
polise yaralamayla sonuçlanan silah-
lı saldın, iki banka soygunu, Ameri-
kalılann kaçınlması ve Marksist-Le-
ninistideolojiyi savunma...Askeri hâ-
kimler, bu suçların ceza yasasının
hangi maddelerine dahil edileceği ko-
nusunda ikiye aynlıyor. Ancak hü-
küm Genelkurmay Başkanlığı ile
Milli Savunma Bakanlığı'ndan geli-
başlatılıyor.Yakup Kadri Karaosma-
noğlu'ndan başlayıp Fazıl Hüsnü
DağlarcaVa uzanan bir halkada sa-
natçılar, gazeteciler, öğretim üyeleri,
çeşitli meslek kuruluşu temsilcileri,
idamlara karşı kampanyaya imza ve-
riyor. Öğrenciler derslere girmiyor,
cezaevlerindekiler açlık grevleri baş-
latıyor... Uluslararası Demokrat Hu-
kukçular Biriiği, Uluslararası Af Ör-
gütü, IngiUz Komünist Partisi ya af ya
da ölüm cezalannın kaldınlması tale-
binde bulunuyor.
Dosya TBMM'ye geliyor... 10
Mart 1972'de yapılan ilk görüşmede
tartışmalar sona erip de oylamaya ge-
çildiğinde, 450 milletvekilinden
245'i idamı onayhyor, 63 'ü reddedi-
yor. 124 millervekili ise oylamaya ka-
tılmıyor. Cumhuriyet Senatosu'nda
ise 183 senatörden 141'i oy kullanı-
yor, 105 'i onayhyor, 36'sı reddediyor.
Dışanda soluklannı tutmuş TB-
MM'nin karannı bekleyenler arasın-
da Mahir Çayan, Cihan Alptekin,
Omer Ayna da var... Çayan'ın, Mal-
tepe Askeri Cezaevi'nden Ulaş Bar-
dakçı, Ziya Yıhnaz, Cihan Alptekin
ve Omer Ayna ile birlikte tünel kaza-
rak kaçmasının üzerinden dört ay
geçmiş. 19 Şubat'ta Ziya Yıhnaz ya-
kalanmış, Ulaş Bardakçı öldürülmüş.
TBMM'ninkaran üzerine Çayan ve
arkadaşlan Ünye'deki Amerikan Üs-
sü'nde görevli bir Kanadalı ile iki ln-
gilizi kaçınyor ve Kızıldere'ye götü-
rüyorlar. Amaç, üç görevliye karşılık
Gezmiş, Inan ve Aslan'ın hayan....
Hükümet yanaşmıyor; 30 Mart gü-
nü sabaha karşı Kızıldere'deki ev sa-
nlıyor, Kanadalı ve iki Ingilizle bir-
likte, Mahir Çayan, Cihan Alptekin,
Omer Ayna, Sinan Kazun Özüdoğru,
Saffet Âlp, Sabahatn'n Kurt Hüdai
Ankan, Nihat Yıhnaz, Ahmet Atasoy
ve Ertan Saruhan öldürülüyor. Ça-
tışmadan bir kişi kurtulabiliyor; Er-
tuğrul Kürkçü. CHP, Anayasa Mah-
kemesi 'ne başvurarak TBMM ile Se-
nato'nun kararlannın iptalini istiyor.
Mahkeme 6 Nisan'da karan usul yö-
nünden bozuyor... Bütün gözler yeni-
den CHP'ye çevriliyor, içerik yönün-
den itiraz yapılacak mı, yapıhrayacak
mı? Yapılmıyor; CHP susuyor.
Idamları engelleme çabası
Idamlan engellemek gençlere dü-
şüyor yine, eylemler birbirini izliyor.
3 Mayıs 1972'de, Türk Hava Yolla-
n'nın uçağı "Boğaziçi" Bulgaristan'a
kaçınlıyor. Bir gün sonra Jandarma
Genel Komutanı Kemalettin Eken,
kaçınlmak isteniyor, gerçekleştirile-
miyor; çıkan çatışmada, Asun Yıldız-
han öldürülüyor.
Gezmiş, Inan ve Aslan 5 Mayıs'ta
bütün koğuşlan dolaşıp arkadaşlany-
la sohbet ediyorlar. Hem ziyaretçiler
hem de ziyaret edilenler, biliyorlar ki
bu bir veda... O gece cezaevindeki
hareketlilik zamanın geldiğini göste-
riyor, kapılar açılıp kapanıyor, tek bir
cümle "Hoşçakakn"». Sonrası sessiz-
lik. Gün Zfleo, "Sankisesimizikaybet-
miştik" diyor, kitabında... Merkez Ce-
zaevi'nde kurulan darağacına üçü de
kendi sesleriyle gidiyorlar, ses, tarihe
hiç silinmeyecek bir tarih düşürüyor:
YuSUf ASlan: Bin idama götüren-
ler, şerefsizce Amerika'ya hizmet
ediyorlar, yaşasın işçiler, köylüler...
Kahrolsun faşizm...
Hüseyin İnatl: Ben, şahsi hiçbir
çıkar gözetmeden, halkımın bağ^m-
sızlığı ve mutluluğu için mücadele
ettim...
DenlZ CezmiS: Yaşasın tam ba-
ğımsız Türkiye.. Yaşasın Marksizm
ve Leninizmin yüce ideolojisi, kah-
rolsun emperya...
ÜTTİ
DUZYAZI
ORHAN BtRGtT
Milletvekilleri
Politikacıya yönelmekte olan eleştiri bom-
bardımanı, yerini öfkeye bırakmadan, miletvekil-
lerimiz kendilerine çeki düzen verme isteğini or-
taya koyan somut bir adım attılar. Geçen hafta
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülen
Avukathk Yasası'na, genel kurul görüşmeleri
sırasında eklenen bir hükümle, avukat olan
yasama meclisi üyelerinin bu görevleri devam et-
tiği süre içinde, mesleklerini yapamayacaklarıhı
kayıt altına aldılar.
Milletvekillerinin, yasama çalışmalarından za-
man ayınp, seçilmeden önceki mesleklerini
sürdürüp sürdüremeyecekleri, öteden beri tartışılır.
Bu seçilmeden önceki meslek deyimi, elbette
milletvekilliği ile bağdaşabilir türden olmâlıdır, yani"
hekimlik, avukathk, mali danışmanhk, ticaret,
sanayinin hemangi bir dalı gibi görüşü 23 Nisan
1920'den bu yana ağır bastığı için de bu saydık-
larımın tümü dokunulmaz alanlar olarak geçerliliği-
ni korudu.
Çok az avukat-milletvekili, her iki görevin bir
arada sürdürülmesinin duğru olmadığını
düşündüğü için, parlamenter seçildiği zaman
kayıtlı olduğu baro ile ilişkisini dondurdu.
1965'te beni de bu yola iteleyen, eski bir dost-
tan millervekili seçilmem nedeniyle aldığım kutla-
ma mektubuna ekli vekâletname olmuştu. Istan-
bul'un ünlü ithalatçılarından olan dostum, arada
bir Ankara'daki işleri için bana zahmet yükleye-
bileceğini belirterek bir vekâletname gönderdiği-
ni söylüyor ve zahmetlerim karşısında üstüne
düşen avukathk ücretini ödemek üzere bir de ban-
ka hesap numarası istiyordu.
O gün kendisine gönderdiğim teşekkür yanıtına,
Istanbul Barosu'ndan ilişkimi kestiğimi bildiren
yazıyı da ekledim.
Dostumun mektubunu, milletvekili-avukatın
şayet isterse, başkentte bir seçmeninin arzusunu
yerine getirirken kılıfına uydurulmuş, yani vekâlet
ücreti gibi gösterilen rüşveti.alabileceğinin nazik
uyansı gibi algılamıştım.
Çoğu avukat-pariamenter, bu tür bir sakıncanın
baskısı altına girmediği için olmalı, asıl mesleklerini
sürdürdüler. Bunların büyük çoğunluğunun bu
görevlerini onurla yaptıklanna inanınm. Ama öyle
de olsa, birer yasama meclisi üyesi olarak ister
Yargıtay'da, isterlerse öteki mahkemelerde yargıç
karşısında beklemelerini de içime sındirmediğimi
söylemek isterim.
Geçen hafta, Doğru Yol Partili bazı milletvekil-
leri de, benim gibi düşünmüş olmalılar ki, verdik-
leri bir önerge ile yasama meclisi üyeliği sırasında
avukat pariamenterlerin, kayıtlı olduklan barolan
ile olan üyelik ilişkilerini dondurmalarını istemişler.
Muhalefet sıralarından gelen bu önerinin, iktidar
grupları tarafından da desteklenmesi, politika
dünyamızın geleceği açısından sadece sevindiri-
ci değil, aynı zamanda başka olumlu adımlara da
yol açacak bir gelişme olarak algılanmalıdır.
Politikacıyı, toplum yaşamımıza yön veren'itici
bir güç gibi görmekte haklıyız. Demokratik duzenin
çarkı da, o çarkların dışlileri de onlardır. Içlerinde
bozulanlar elbette olacaktır. Ama demokrasi ile
yönetilmenin yol açtığı sıkıntıları, demokrasiden
uzaklaşmak için bir gerekçe gibi görmemeliyiz.
Parlamentodaki avukat-milletvekilleri, Avukatlık
Yasası'nın görüşmeleri sırasında kendilerine am-
bargo getiren önergeyi destekleyerek, akılhca bir
adım atmış oldular.
Darısı, pariamentodaki öteki serbest meslek
üyelerinin de benzer sınıriamalan kendileri için ge-
tinmekte geciktirmeyen yasalann başına.
Faks:0212-6770762
E-mail:obirgit(o e-kolay net
Ankara Küba Cünleri etkinlikleri
6
Deııîzler'
için annıa
toplaııtısı
GÜRHANUÇKAN
ANKARA - Deniz
Gezmiş,YusufAslan ve
Hüseyin tnan, idam
edilişlerinin 29. yıldö-
nümünde Ankara'da
Küba coşkusuyla anıl-
dılar. 68'liler Vakfı ile
ODTÜ Mezunlan Der-
neği'nin işbirliği ve
Küba Büyükelçili-
ği'nin katkılanyla ön-
ceki gece düzenlenen
anma toplantısı ve ye-
meği, aynı zamanda
Ankara Küba Günle-
ri'nin etkinlikleri ara-
sındaydı.
Küba Büyükelçisi
konuşma yapü
ODTÜ Mezunlan
Derneği'nuî Vişnelik
Tesisleri'ndeki gece
büyük ilgi gördü. Kü-
ba'run Ankara Büyü-
kelçisi Miguel Lamaza-
rePueDo, gecenin açılı-
şını kısa bir konuşmay-
la yaptı. Puello, Türk ve
Küba halklan arasında-
ki dostluğa değindikten
sonra sözlerini, "Kü-
ba'nuı sosyalistdevrimi
yaşamaktadır ve yaşa-
yacakbr" şeklmde ta-
mamladı.
68'lüer Biriiği Vakfı
Başkanı Bülent Vargd
de yaptığı konuşmada,
"Deniz'in, YusuTun ve
Hüseyin'in asılarak 51-
dürülüşlerinden 29 yıl
sonra Türkiye emper-
yalizme yeniden teslim
olmuştur" dedi.
Kübah Kvartet Cu-
arteto Acana daha son-
ra haraketli müziğiyle
geceyi renklendirdi.
Küba büyükelçisinin
keyifle dans etmesi dik-
kat çekerken geceye
onunla birlikte katılan
Yunanistan'ın Ankara
Büyükelçisi dans eden-
leri izlemekle yetindi.
Cuarteto Acana'nın
"Commandante Che
Guevara" adlı şarkısı
ise uzun süre ayakta al-
kışlandı.
ŞefM.lndAyağyö-
netimindeki Alegria O-
da Korosu'nun verdiği
konser de gecenin et-
kinlikleri arasındaydı.
Koronun
u
Quantana
mera" ve Türkçesi
"Birieşmişbirhalkasla •
yenttmez" anlamına ge-
len şarkılanna yüzlerce
izleyici eşlik etti. Özel-
likle ikinci şarkıyı
Büyükelçi Puello'Hun
coşkuyla alkışladığıda
görüldü.