Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2001 PAZAFTTESİ
HABERLER
Demirel: Ben
yargıç değilim
•İSTANBUL/ANKARA
(AA)-ABD'de,
'Ortadoğu Araştırma
Komisyonu'nun
toplantısına katılan 9.
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, dün
yurda döndü. Demirel,
kendisine yöneltilen,
'Cavit Çağlar'm
aklanacağını düşünüyor
musunuz?' şeklindeki bir
soruyu, 'Ben yargıç
mıyım? Yargmın
vereceği kararlan kimse
vermesin.
Haberciler
kayboldu
• tstanbul Haber Servisi
- Kastamonu'nun
Pınarbaşı ilçesindeki
"Valla Kanyonu"na
çekim yapmak için giden
Show TV Haber Merkezi
muhabiri Serdar Ipek,
kameraman Erdinç Köse
ve beraberlerindeki bir
kişiden, dün öğle
saatlerinden bu yana
haber alınamadığı
öğrenildi. Sarp kayalıklar
ve tehlikeli uçuruinlann
bulunduğu yaklaşık 22
kilometre uzunluğunda
ve 900 metre
derinliğindeki kanyonda
kaybolan Ipek, Köse ve
diğer kişinin bulunması
amacıyla bir arama
ekibinin oluşturulduğu
kaydedildi.
Acargün ve eşi
IBOLU(AA)-
Anayasa Mahkemesi
Başkan Yardımcısı
Yalçın Acargûn, kendi
kullandığı otomobiliyle
Istanbul'dan Ankara'ya
giderken trafik kazası
geçirdi. Kazada
yaralanan Acargün,
tedavi altına alındı.
Acargün'ün eşi ise
kazayı hafif sıynklarla
atlattı.
AİHM heyeti
Tüpkiye'de
• İstanbul Haber Servisi
- Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi Başkanı
Luzius Wildhaber
başkanlığındaki 4 kişilik
heyet. çeşitli temaslarda
bulunmak üzere
Türkiye'ye geldi.
Yargıtay ve Anayasa
Mahkemesi üyeleri ile
çeşitli görüşmeler
yapacak olan 4 kişilik
heyette, Türk hâkim Rıza
Tülmen de bulunuyor.
'Bozkurtlu para
basacaiK1
• KAMAN(AA)-
Devlet Bakanı Ramazan
Mirzaoğlu, "tek başına
ıktıdar olduklannda,
üzerinde bozkurt
resimleri bulunan paralar
basacaklanru" bildirdi.
Mirzaoğlu, "Atatürk'ten
sonra göreve gelenler,
Atatürk'ün ve bozkurtun
resimlerini Türk
parasından çıkardı, kendi
resimlerini koydular.
dedi.
ÇGDveFMD'de
seçimler
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Çağdaş Gazeteciler
Derneği'nin (ÇGD) 15.
Olağan Genel
Kurulu'nda Ismet
Demirdöğen Genel
Başkanlığa yeniden
seçildi. Foto Muhabirleri
Derneği'nin (FMD) 9.
olağan Genel Kurulu'nda
ise Abdurrahman
Antakyalı dernek
başkanlığına yeniden
seçildi.
Düzeltme
• tstanbul Haber Servisi
- Gazetemizin 6 Mayıs
2001 tarihlive9.
sayfasmda yayımlanan
Gençler 'Bağımsızlık'
için Ankara'ya
Yürüyecek başlıklı
haberinde "Tam
Bağımsız Türkiye
Yürüyüşü"nün tarihi 17-
19 Kasım olarak
belirtilmiştir. Yürüyüş
17-19 Mayıs tarihleri
arasında
gerçekleştirilecektir.
Düzeltir, özür dileriz.
Müsteşar yardımcılan ve genel müdürlere makam aracı için Taşıt Yasası değişecek
Oto saltanatma devamSERTAÇEŞ
ANKARA - Ekonomik bu-
nalım nedeniyle kamudaki
makam otosu ayncalığına son
vermek amacıyla yayımlanan
genelge uygulanmaya başla-
madan deliniyor. Maliye Ba-
kanlığı ile Başbakanlık'ın 237
sayılı Taşıt Yasası'nın değişti-
rilerek müsteşar yardımcılan
ile genel müdürlere de makam
otosu verilmesi için tasan ha-
zırladığı öğrenildi. Değişiklik
tasansı ile kamuda görev ya-
pan 150'nin üzerinde müste-
şar yardımcısı, genel müdür ve
genel müdürlük seviyesindeki
kurum başkanlanna da ma-
kam aracı tahsis edilmiş ola-
cak. Başbakan Bülent Ecevit
imzasıyla yavımlanan genel-
geye göre Başbakanlık'ta 40
aracın yer alacağı bır havuz
oluşturulacak. De\let bakan-
lıklanna da makam aracı dahil
toplam 3 araç tahsis edilecek.
Genelge beküyor
Üzerinde yaklaşık 3 hafta
çalışılan ve Başbakan Ece-
vit'in imzasıyla geçen hafta
yayımlanan genelge ile müs-
teşarlann altında görev yapan
bütün kamu çalışanlarının
kullandığı makam araçlanmn
alınmasını öngören genelge
henüz uygulamaya konula-
madı.
1961 yılından bu yana yü-
rürlükte olmasma karşın uygu-
lanmaşı için genelge çıkanlan
237 sayılı Taşıt Yasası"nın de-
ğıştirilmesi gündemde. Maliye
Bakanlığı ile Başbakanlık'ın
ortaklaşa yürüttüğü çalışma
kapsamında kamuda çalışan
birçok bürokratın makam oto-
lan alınmadan geri verilecek.
Değişiklik tasansı ile müste-
şar yardımcılan, genel müdür-
ler ve genel müdür seviyesin-
deki kurum başkanlanna yasa
ile makam otosu tahsis edile-
cek.
Bakanlara üç araç
Oluşturulacak havuzdaki
araçlar 24 saat görev yapacak.
Devlet bakanlıklanna, bakan-
lann makam otolan dahil 3'er
araç tahsis edilecek. Başba-
kanlık'ta taşıt düzenlemesinin,
Taşıt Yasası'nda öngörülen de-
ğişikliğin iç genelge ile yapıl-
ması bekleniyor.
Taşıt Yasası gereğince ma-
kam aracı tahsis edilen görev-
lilerden bazılan şöyle: Cum-
hurbaşkam, TBMM başkanı,
Anayasa Mahkemesi başka-
nı, TBMM Başkanlık Divanı
üyeleri, komisyon başkanlan
ve grup başkanvekilleri, baş-
bakan, bakanlar. Genelkur-
may başkanı, kuvvet komu-
tanlan, Jandarma genel ko-
mutanı, müsteşarlar, üniver-
site rektörleri, Askeri Yargı-
tay başkam.
Tantan'ınjandarma açıklamasına 'suskun' kalması, ANAP'ta rahatsızlık yarattı
Hesaplaşma Iran gezisi sonrası
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz
ile Jandarma Genel Komutanhğı ara-
sındaki "Beyaz Enerji" tartışmasında
"sessiz" kalmayı yeğleyen tçişleri Ba-
kanı Sadettin Tantan, partisinde "hedef
bakan" haline geldi. ANAP Genel
Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Me-
sut Yılmaz ile uzun süredir aralan so-
ğuk olan Tantan. özellikle 'BeyazEner-
ji' operasyonu sürecinde, parti yöneti-
minin tepkisini çekti. Yılmaz'ın kar-
deşi ve MKYK üyesi TurgutYılmaz'ın
• Operasyonlarla "işadamlannı ürküttüğü" iddia
edilen tçişleri Bakanı Sadettin Tantan'a dönük
rahatsızlığın temelini "potansiyel genel başkan adayı"
olarak görülmesinin oluşturduğuna işaret ediliyor.
yolsuzluk operasyonlan nedeniyle
"işadamlannı ürkütmekle" suçladığı
Tantan'a dönük rahatsızlığın temelini
ise "potansiyel genel başkan adayT ola-
rak görülmesinin oluşturduğuna işaret
ediliyor.
tçişleri Bakanı Sadettin Tantan ile
ANAP Genel Başkanı Yılmaz arasın-
da uzun süredir yaşanan gerginlik, Jan-
darma Genel Komutanlığı'nın, açıkla-
masının ardından su yüzüne çıktı. Tan-
tan'ın, hükümet içinde "bağunsız" bir
bakan gibi davranmasının ve 'Beyaz
Enerji' operasyonunda suskun kalma-
sının. parti içinde hedef olmasına yol
açtığı öğrenildi. Hizbullah operasyonu
Ankara İl Kongresi
Yılmaz
'reform'
istediANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Beyaz Enerji davası
nedeniyle Jandarma Genel
Komutanhğı ile gerginlik ya-
şayan ANAP Genel Başkanı
ve Başbakan Yardımcısı Me-
sut Yılmaz, "shil siyaseti tek
başına kalma pahasına savu-
nacağını" söyledi. Yolsuzluk-
lardan, siyasete olan güven-
sizliğe kadar her şeyin teme-
linde Türkiye'deki devlet ya-
pısının çarpıklığının yattığını
belirten Yılmaz, devletin *te-
peden nrnağa reforma tabi ru-
rulmasj gerektiğüu"' söyledi.
ANAP'ın Ankara 7. Olağan
İl Kongresi, dün parti genel
merkezinde yapıldı. Genel
Merkez'in desteklediği, mev-
cut İl Başkanı Erol Akgün'e
karşı muhaliflerin adayı Meh-
metDemirel'in yanştığı kong-
rede divan başkanlığına Ge-
nel Başkan Yardımcısı Musta-
faTaşar seçildi. Kongre önce-
sinde adaylardan Akgün, ko-
nutunda ziyaret ettiği Yıl-
maz'la bir süre görüştü.
ANAP lideri Yılmaz, daha
sonra katıldığı kongrede yap-
tığı konuşmada, bütün eleşti-
rilere, iftiralara, saldınlara
karşın partisinin ayakta kal-
mayı başararak "rüştünüispat
ettiğinr savundu.
gerginliği nedeniyle geçen yıl iptal edi-
len Iran gezisine bugün çıkacak olan
Tantan ile partisı arasındaki hesaplaş-
ma ise gezi sonrasına ertelendi.
Jandarma-ANAP tartışmasında sus-
mayı tercih eden Tantan'ın yakın çev-
resine yaptığı değerlendirmede, parti-
sinden gelen baskılan yadsımayarak
"Her şey kamuoyunun gözü önündece-
reyan edh'or" görüşünü dile getirdiği
ifade edildi. Bazı ANAP kurmaylan ise
Tantan'ın bilinçli olarak Yılmaz yöne-
timinin yıpranmasına göz yumduğunu
ileri sürerek "Çünkü
Tantan genel başkanlık
hesabı yapıyor" görüşü-
nü savunuyor.
Gerginlik yaratan
olaylar
Tcday: 'Sultans
sadece Türkiye
Kültür Bakanı Istemihan Talay, "Sul-
tans Of The Dance" adlı gösterinin sa-
dece Türkiye'de sahnelenmesinin "ek-
sikJik" olacağı inancında olduğunu söy-
ledi.
Önceki gece Mydonose Show land'de iz-
lediği gösterinin ardından gazetecilerin
sorularını yanıtlayan tstemihan Talay,
"Bu çalışma, sadece bir gösteri niteh-
ğinde kalmıyor. Bir ritüel, inançlar ge-
çidi. adeta bir tapınma, yakarış var. Ola-
ğanüstü başanlı bir sanat ürünü" diye
konuştu. Maliye Bakanlığı ile bazı ku-
rumların, daha önce "Sultans Of The
OfTheDance'
'de halmamalı
Dance" gibi çalışmalan bir tkari orga-
nizasyon gibi değerlendirdiklerini anla-
tan Talay, "Biz bakanlık olarak bunun
bir ticaret değil, bir sanat olduğunu ve
bu şeldlde algılanması gerektiğini ileri
sürdük ve bu da kabul gördü" dedi.
Suitans Of The Dance adlı gösteride 90
dansçı Anadolu'nun nıüziğini, ritmini
halkoyunlarını ve danslarını modern
dansla buieştiriyor. Hazirana kadar İs-
tanbul'da sergilenecekolan gösteri, önü-
müzdeki sezonda ise ABD'de Brod-
vvay'de görücüye çıkacak.
(Fotoğraf: CANER ÖZTÜRK)
Yılmaz, Tantan'la ara-
lannda herhangi bir so-
ğukluk olmadığını ileri
sürse de son dönemde ya-
şanan olaylar bunu doğ-
rulamadı. Bu olaylardan
bazılan şöyle:
• Soruşturmalar için
"polis devletine mi gidiB-
yor" kuşkusunu dıle geti-
rerek "gestapo" benzet-
mesi yapan Mesut Yıl-
maz, kendi bakanını da
doğrudan hedef almaktan
çekinmedi.
• Iki gün süren açıkla-
malannın ardından Mesut
Yılmaz'ı "sorumsuzluk-
la" suçlayan Jandarma
Genel Komutanlığı'nın
Tantan'a bilgi verip ver-
mediği tartışıldı. Tantan,
kendisi TBMM'de oldu-
ğu dönemdejandarmanın
bakanlığa herkesten önce
açıklama gönderdiğini, a-
ma o bakanlığa gitmediği
için gecikmelı olarak
açıklamayı aldığını bildir-
di. Askeri yetkililerin
"Yılmaz'a gerekli yanıü
bakanın vermesi için 24
saat bekledik*1
sözleri ise
çekişmenin diğer boyutu-
nu gösterdi.
• ANAP Genel Sekre-
terliği de. komutanlığın
"bağlı olduğu bakanın bfl-
gisi dışında açıklama yap-
toğT gerekçesiyle jandar-
manın Sadettin Tantan'a
da tavır aldığı izlenimi
vermeye çalıştı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Özel ve kamu kesiminden ol-
mak üzere, birçok batık ya da
battığı söyienen bankanın ge-
leceği yıllardır tartışılıyor. Bu
bankalann daha önce satılaca-
ğı söyleniyordu, ancak artan
kriz, bankalara ilgıyi de azalttı.
Şimdi bu bankalann bır çatı al-
tında toplanmasından söz edi-
liyor. Eskiden bakkal dükkânı
gibi açılan ve halkın paralannı,
devletin paralannı hortumla-
mak" için kullanılan banka dö-
nemi artık geride kalmış gibi
görünüyor. Ancak bu "hortum-
lama" dönemi bazı çok köklü
bankaları da kriz içine soktu.
Bu sağlam bankalar hortumcu-
lann eline teslim edildi ve şim-
di onlann da satışı gündemde.
Önümde, Türkiye'nin en kök-
lü bankalarından birisi olan
Türk Ticaret Bankası çalışanla-
nndan gelen bir mektup duru-
yor. Türk Ticaret Bankası da
son yılların banka boşaltma
operasyonlanndan nasibini
alan bankalardan. Ancak daha
daönemlisi, bu köklü bankaya
yıllannı vermiş çalışanlann dra-
mı. Onlar, yaşamlarının önemli
bir bölümünü bu bankaya ver-
diler. Kimisi emekli oldu ve bu
Batınlan Bankalann Çalışanlan
banka sandığında yaratılan bi-
rikimlere dayanarak kendi ge-
leceğini garanti altına almaya
çalıştı. Türk Ticaret Bankası ça-
lışanları birçok banka gibi ken-
disine yardım sandığı kurmuş-
tu. Bu sandık, çalışanına sağlık
hizmetlerinden yararlanma,
emekli olduğunda kıdem taz-
minatı alma ve en önemlisi,
emeklilikte SSK'nin önüne koy-
duğu 100 milyon liralık komik
aylığına muhtaç olmayacak bir
birikim sağlamıştı. Türk Ticaret
Bankası çalışanlan, yılların
emeğiyle yaratılan bu birikimi
kaybeder miyiz endişesi için-
deler.
Işte onlann mektuplanndan
bazı bölümler: "Bizler Türk Ti-
caret Bankası (TTB) AŞ 'de ça-
lışan 4 bin Türkbank çalışanı-
yız. Aynı zamanda banka için-
de örgütlenmiş Banka ve Si-
gorta IşçilerSendikası 'nın üye-
leriyiz. Şu anda bizJerin maaş-
lanndan kesilen primlerie 7 bin
banka emeklisine maaş ödeni-
yor. TTB, 1913yılındaAdapa-
zan'nda kurulmuş bulunan, Cıl-
kemizin ilk özel milli bankası-
dır. TTB'nin yüzde 85 hissesi
1997yılına kadarbiz Türkbank-
lılara aitti (4 bin çalışan, 7 bin
emekli olmak üzere toplam 11
bin kişiye). Şu andaki payımız
ise yüzde 6 civanndadır."
"Ülkemizin içinde bulundu-
ğu krizi her Türk vatandaşı gibi
biz de biliyor ve yaşıyoruz.
Açıklanmış bulunan ulusal eko-
nomik programı yürekten des-
tekliyor ve başanlı olacağına
inanıyoruz. Bunun için biz de
üzerimize düşeniyapmaya ha-
zınz. Satılamayan Fon bünye-
sindeki bankalann tek çatı al-
tında toplanacağının açıklandı-
ğı şu günlerde biz bu biheşme-
nin, 88 yıllık mazisi olan Türk-
bank çatısı altında olması ge-
rektiğine inanıyoruz."
TTB çalışanlan ilginç bir du-
ruma daha dikkat çekiyorlar.
Diyorlar ki, bizim bankamız
hortumlanmadı. 1991 yılındao
zaman bir kamu kuruluşu olan
Sümer Holding'e kullandırılan
"büyük montanlı" krediler, za-
manında piyasa faizleri ile tah-
sil edilemedi. Işte bu süreçte
bankadaki hisselerinin yüzde
85'ten yüzde 6'ya düştüğünü
söylüyorlar. Yani ortada kamu-
nun neden olduğu, daha doğ-
rusu bürokratlann neden oldu-
ğu bir mali kriz söz konusu.
TTB çalışanlan şunu da ekli-
yorlar: "Fon bankalan içerisin-
de yaklaşık 7 bin emeklisine,
devletten bugüne kadar tek ku-
ruş yardım almadan emekli
maaşı ödeyen tek Fon banka-
sı Türkbank'tır." Burada çok
önemli bir noktaya da dikkat
çekiyorlar; bu bankanın yaşa-
ması, aileleriyle biriikte 50 bin
Türkbanklının geleceği anlamı-
na geliyor.
Yine TTB çalışanları, Fon
bankalan arasında 258 şubesi.
4 bin çalışanıyla en büyük ban-
kanın TTB olduğunu söylüyor-
lar. Kredi durumu, müşteri port-
föyü, en düşük maliyetle piya-
sadan para toplaması gibi bir-
çok olumlu özelliğini daha sa-
yıyoriar. 1999 yılında bankanın
kâr ertiğini, 2000 yılında kâr
beklerken kasım ayındaki kriz
döneminde faizlerdeki ani yük-
selme sonucu taşıdığı Hazine
kâğıtları yüzünden zarar ertiği-
ni sözlerine ekliyorlar. Ancak
burada da en az zararı eden
Fon bankasının TTB olduğunu
vurguluyoriar.
Taleplerini şöyle bitiriyorlar
"Yukarıda sadece birkaçını
saymış olduğumuz bu sebep-
ler bile neden Türkbank çatısı
altında birleşme istediğimizi
ortaya koyuyor. Türkbank'ın
mevcut kurumlan ile biriikteya-
şaması, biz 50 bin kişilik Türk-
bank ailesi için hayati önem ta-
şımaktadır."
Yukandaki feryat, fondaki
bankalardan birinin çalışanlan-
nın talepleri. Devleti yöneten-
lerin, bankaları yönetenlerin
yolsuzlukları, beceriksizlikleri,
vurgunları, bu bankaların
emekçilerinin ekmeğini ellerin-
den almaya gelip dayandı. On-
lann bu gelişmelerden hiçbir
sorumlulukları ve günahları
yokken bütün bedel onlara
ödetilmeye çalışılıyor. Umanz,
bu bankalann kaderi konuşulur
ve karara bağlanırken çalışan-
lann geleceği de karartılmaz,
adil bir çözüm üretilir.
2000Tİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
İnsanlar Neden •
Mesleklerini Yapmıyor?..
Insanların gün geçtikçe daha çoğunun 'eğitimini
gördükleri mesleklerini yapmadıklan', başka işlere
yöneldikleri, yaptıkları işlerde de başanlı olduklan
görülüyor.
Mühendislik eğitimi görmüş, turizmle uğraşıyor ve
'başanlı'.
Mimarlık eğitimi görmüş, yazar ve 'başanlı'.
Tıp doktoru, televizyon alanında ve 'başanlı'.
Hukuk fakültesini bitirmiş, gazeteci ve 'başanlı'.
Bu örnekleri, kendi eğitimini yaptıklan alanda 'iş
bulanlar', 'yüksek gelir elde edenler've 'sosyalsay-
gınlığı olan' bir mesleği olduğu halde başka iş ya-
panlar arasından seçtim. Yoksa, eğitimleri belirii bir
meslek vermeyen ya da meslekleri iş bulamayan, pa-
ra kazanamayan kişilerin başka işler yapmalan da-
ha kolay anlaşılır bir şeydir.
Ankara'da görevde bulunduğum yıllarda da bu ör-
neklerin ne denli çok olduğunu görüp şaşırmıştım.
Üniversitelerin iktisat fakültesini, hukuk fakültesini,
eğitim fakültesinin çeşitli bölümlerini bitirmişlerdi, a-
ma kimisi sekreteriik, kimisi büro memurluğu, kimi-
leri de bulabildikleri bir işte çalışıyoriardı. Nedenleri
çok çeşitliydi. Kimileri mesleklerine uygun görev bu-
lamamışlardı, kimileri başka bir kente gitmek isteme-
mişlerdi, kimilerinin ailesi oradaydı. Sonra bu ömek-
lere hemen her meslek bölümünden katılanlar oldu-
ğunu anladım. Bu kez iş bulamamak da söz konusu
değildi, başka mazeretleri de yoktu, sadece istedik-
leri işi yapmaya karar vermişlerdi. Peki, meslek ola-
rak seçip eğitimini yaptıklan dalı istememişler miy-
di? Bu da söz konusu değildi. Onu da isteyerek seç-
miş, eğitimini de isteyerek yapmışlardı, ama şimdi o
mesleğin dışında işler yapıyoıiardı.
Eğitimini yaptıklan mesleği yapmayıp da başka iş-
ler yapanların birbölümü için dahafarklı nedenlerol-
malıdır. Çünkü bu kişiler kendi mesleklerinde başa-
nlı çalışmalar yapmışlar, istedikleri paralan da ka-
zanmışlardır, ama başka bir işin çekiciliğini de göz
ardı etmemişlerdir.
Bu konu bir ülke için çok önemli sayılmalıdır. Çün-
kü yüksek eğitim yaparken harcanan yıllar, harcanan
paralar ve harcanan emekler çok büyük bir ekono-
mik maliyet oluşturur. Toplum için de, kişiler için de
bu maliyet çok yüksektir. Öyleyse bu konuya daha
yakından bakmak zorunlu olmaktadır.
öncelikle bu konuda sistemli bir araştırma yapıl-
masının zorunluluğu kabul edilmelidir. Böyle bir araş-
tırma pek çok gerçeği ortaya çıkaracak, yapılması
gerekenler de beliıienecektir. Çalışmalanm sırasın-
da dikkatimı çeken nedenler arasında özellikle üçü
çok önem taşımaktadır
1. Lise ikinci sınıfta yapılan 'alan seçimi', ileride se-
çilecek meslekler açısından sağlıkh olmamaktadır.
'Alan seçımı' öğrencilerin karanna bırakılmış görün-
se de gerçek öyle değildir. Matematik ve fen dersle-
rinde başanlı bir öğrenci, kaçınılmaz olarak 'mafe-
matik-fen bölümü'nü seçmekzorundadır. Çünkü bu
bolüm, bölümler hiyerarşisinin en üst basamağında-
dır. Bölümün ucunda da mühendislik meslekleri, tıp
gibi çekici meslekler bulunmaktadır. Öğrencinin öte-
ki alan yetileri bu durumda bir rol oynamamaktadır.
'Sosyalbılimleralanı'', gerçekte sosyal bilimlerin se-
çiminden çok, 'matematik-fen a/an/'nın göze alına-
mayışı nedeniyle seçilmektedir, böylece de gerçek
bir seçim olmamaktadır. 'Dilalanı' ise bir meslek sa-
hibi yapmaktan çok bir alanda uzmanlaşmayı sağ-
lamakta; bu da, üniversite bitirmiş bir kişinin ne ya-
pacağını kestirememesi ile sonuçlanmaktadır. Bu
nedenlerin yanında aile baskısı gibi, o günün ruhsal
durumu gibi, bir arkadaşın etkisi gibi daha pek çok
etken vardır ve sonuçta, öğrencinin lisedeki 'alan se-
çimi' sağlıkh değildir. Bundan sonraki adımlarda, ar-
tık genye dönülemez biçimde bu adımdan etkilen-
mektedir.
2. Seçilen bir mesleğin 7ş bulma, yüksek gelirsağ-
lama, iş güvenilirlığı'' açılarından durumu zaman için-
de değişmekte, bu arada da kişinin önüne yeni iş fır-
satları çıkmaktadır. özellikle teiekomünikasyon, kit-
le iletişim araçları, reklamcılık, turizm, eğitim gibi
alanlarda özel becerileri olan kişilere yeni olanaklar
çıkmaktadır. Bu da insanlara, 'kendi yetenek ve be-
cerilerini yeniden gözden geçirme' şansını vermek-
tedir. Peter Drucker'ın 'ikinci, üçüncü kariyerler'
dediği yeni kariyerfırsatlannın önü gün geçtikçe açıl-
maktadır. Düne kadar önemli bir beceri sahibi olma-
dığımız bir alanda, dikkatli ve azimli bir çalışmayla ye-
ni beceriler kazanma olasılığı artmaktadır. Bu da in-
sanlann kendilerini geliştirme, yeteneklerini keşfet-
me, beceri alanlannı zenginieştirme gibi konulara
dikkat etmelerini gerektiren yeni fırsat koşullandır.
3. Konunun çok önemli bir nedeni de, 'insanlann
çok yönlü yetenekler sahibi' olduğunun artık anla-
şılmasıdır. Sağ ve sol beyin yanmkürelerinin işlevsel
öneminin anlaşılması, yeni zekâ alanlannın keşfi, be-
yin işlevlerindeki yeni buluşlar artık göstermektedir
ki, 'insan çok yönlü yeteneklere ve beceri gelişim gü-
cüne sahiptir'. Tek yönlü, tek alanlı, tek meslekli in-
sanlar yakın gelecekte yerierini çok yönlü, çok alan-
lı, çok meslekli insanlara bırakacaklardır.
Bu da, 'üretidinsan'm, yerini 'yaratıcı insan'a bı-
rakması demek olacaktır.
Artık bütün eğitim süreçlerinin yeniden gözden ge-
çirilmesinin, eğitimin amaçlarının ve sonuçlannın ye-
niden irdelenmesinin zamanının geldiğini kabul et-
meliyiz...
e-maJI:erdalatak(a superonline.com
Faks:0212-513 90 98
Merhum Muharrem ve merhume Seher
Gökçe'nin kızlan, merhume Muazzez
Işçimen'in kardeşi; Yavuz, Ertuğrul, Yıldız
Kürkçü'nün anneleri, Ekim Kürkçü'nün
babaannesi; Ahmet Işçimen, Müjdelen Ersoy,
Ayşegül Dayıoğlu'nun teyzeleri,
Turgut Reisliler"in sevgili "Cemo"su
FATMA CEMÎLE
GÖKÇE
5 Mayıs 2001 günü aramızdan aynldı.
7 Mayıs 2001 Pazartesi günü Turgut Reis Yalı
Camii'nde öğle namazından sonra
Karabağ Kabristanı'nda defhedilecektir.