23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
IAYIS 2001 CUMARTESİ CUMHURtYET SAYFA 17 Jakın ha! Bir kısım siyasetçi ve medyanın, olay- arın içini boşaltmadaki hünerlerine di- /ecek yok. Örneğin, Beyaz Enerji ope- rasyonu ile ilgili açılan dava. ANAP lideri Mesut Yılmaz, partida- şı ve arkadaşı Enerji Bakanı Cumhur Er- sümer'in bakanlıktan istifasına neden olan dava nedeniyle DGM Savcısı Ta- lat Şalk'ı hedef tahtasına döndürmeye çabalıyor. ANAP'ın yarattığı toz duman ıçinde DGM Savcısı'nın iddianamesindeki ANAP'lı Ersümer'in sorumlu olduğu ve ust düzey yöneticilerinin hemen hemen hepsi şu anda cezaevinde bulunan Ener- ji Bakanlığı'ndaki yolsuzluk ve rüşvet iddialannın üstü örtülmek isteniyor ol- masın sakın... ANAP'lılar akılları bulandırmaya ilk, soruşturtnaya bilirkişi olarak katılan Se- lim Sanibrahimoğlu'nun CHP'li oldu- ğunu gündemegetirerekbaşladılar. "Sa- nibrahımoğlu, CHP'liydi, ANAP'a siya- si kin duyuyordu" filan derken, soruş- turmaya uğrayanlardan binnin ve tutuk- lu bulunan TEAŞ Yönetim Kurulu Üye- si Birsel Sönmez'in ANAP'lı eski dev- let bakanı olduğu unutturulmak isten- mesin sakın... Ardından "telefon dınleme" sorun edıldi. Telefon dinlemenin "et/'k" olma- yan yanı, özel hayatın gizliliği öne çıka- rıldı. "Polis devletine mi gidiyoruz, işin cılkı çıktr falan derken Birsel Sönmez'ın ANAP'lı Bülent Akarcalı iie yaptığı ile- ri surülen ve gazete haberierine konu olan telefon konuşmasında. Enerji Bakanlı- ğı'ndaki uygulamalaria ilgili olarak "...bu- rada dönen butün dumenler hep orta- ya çıkar ve buparti döndürdü bu dümen- leri" yönündeki sözleri de kamuoyunun gözünden kaçınlmakistenmesin sakın... Yargı soruşturması siyasilere yöneldi- ğınde, ANAP'lılann savlarının aksine, siyaset yargıya müdahale ediyor olma- sın sakın... 1S1K KANSl Geıtçter geliyor, gençler! 19 Mayıs nedeniyle geçen hafta televizyonlarda gençlerin yer aldığı, görüşlerini açıkladıklan açıkoturum- lar, tartışma programlan yapıldı. Çevresini sorgulayan, olup biteni anlamaya çalışan gençler de vardı programlarda; "Ben bu ülkeyı sev- miyorum, bu ülkede yaşamak iste- mıyorum, ama katlantyoruz ışte", "Değil tek Telekom'u, diğerlerinı de satmak gerek" diyeni de, "Türk Li- rast güçlendinlmeli" istemini dile ge- tirenlere kahkahalarla gülenı de. 19-20 Maytstanhleri arasında An- kara'da Çağdaş Yaşamı Destekle- me Derneği'nin çatısı altında dü- zenlenen "5. GençlikKurultayı"Ana- dolu'nun çeşitli yörelerinden gelen gençleri buluşturdu. Konu, "Küresel- leşrne ve Gençf/kTı. 2 gün boyun- ca gençler tümüyle "özgür ıradele- ri" ve "özgün araştırmalan" ile ha- zırladıklan bildirileri sundular. Çok da çarpıcı saptamalar yaptıiar. Birkaç örnek verelim: Aloda Öz (Bakırköy Şubesi): Mo- dern birey, bilgiyi kendi tecrübele- rinden ve iç serüveninden değil, aktar- ma yoluyla elde ediyor. Deniz Aslan (Bolu Şubesi): Büyük sermayenin saldırısı iki temel noktada yoğunlaşmıştr. Refah devletini çökert- mek, ulusal kalkınmacılığı püskürtmek ve üçüncü dünyayı kompradorlaştır- mak. Abuzer Uyanık: Türkiye'de üretimı yaratan büyük sanayi kurumlan yıkıma uğramıştır. Bu süreç, Türkiye Cumhuriyeti dev- letinin de varlığını tehdit ediyor. Ali Haydar Fırat (Ankara Şubesi): Gençliğin, küreselleşmenin yıkıcı etki- leriyle mücadelesi, bıreysel anlamda bunun bilincine varmakla başlar. Genç- lik, birlikte bilinçlenerek öncelikle ken- di bireyciliğinin ve içinde bulunduğu tüketime dayalı ortamın farkına varma- lıdır. Doğan Hamurcuoğlu (izmit Şube- si): Türkıye'nin teknolojıye olan açlığı, bu beyin savaşında verimli bölge olma- sını sağlamıştır, Üretmek yerine dı- şandan almanın rahattığına alışan ül- kemiz ne aldığına, verenin hangi amaçla verdiğine bakmadan bütün verilenleri almıştır. Kenan Mete (Kartal Şubesi): Gü- nümüzün insanı belki fiziksel olarak yaşamaktadır, fakatbeyin olarak öl- mektedir. Runen yaşıyoruz; ama bi- zi insan yapan hertürlü özelliğimiz- den uzaklaşıyoruz. Savaşa da, şid- dete de, yoksulluğa da, duyarsızlı- ğa da alışıyoruz. Faruk Kaya (Muğta Şubesi): Ül- kemizin bugünkü en büyük sorunu hızla üretimsizliğe gitmesidir. Bu sü- recin dtşınaçıkabilmek için bilim-tek- noloji üretinru, egitim, araştırma-ge- liştirme gibı alanlardayapılacak ya- tınmlara ihtiyaç vardır. Ömür Çoban (Samsun Şubesi): Medyatik tüketim toplumu "kültür- süzlüğü" sürüleştirerek uyuyan, uyutan insanlığı yaratıyor. Sezen Seçgin-Hilal Tûrkmen (Torbalı Şubesi): Sanatla, öz ve içe- rikle değit, onun pıyasadaki kullanım artışı veya düşüşüyle ilgileniliyor. YelızBahar-EgemenTaşkıran-Ka- ya Tanış (Edremit Şubesi): Dünya ko- ca bir köy oldu da, orada bizım Hüse- yin emmi ile Mr. John Smith birlikte eşit biçimde biri çubuğunu, öbürü piposu- nututtürerekyaşıyorlar da, bizier bu du- ruma mı karşı çıkıyoruz? Bize sunulup afıyetle yutturulmak istenen budur. ÇYDD'nin kurultayına katılan genç- ler, aklın yongalanamayacağını bir kez daha kanıtladılar. Helal olsun onlara... ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMİROĞLU Hamburger ve İlaç! "Önceki gün Ankara'da son derece fantastik bir olay yaşandı. ODTÜ'de kendilerine 'Devrimci' diye ad veren bir grup zibidi, üniversitenin kampusunda buiunan McDonaid's şubesinin önün- de 'Yankee go home' diye bağırarak 'devrimci eylem' koydu. Ouna neden yaptıklan so- rulunca da sözcüleri 'bu hamburgercinin Amerikan emperyalizminin hizmetin- de olduğunu, bu nedenle onu kampuslarında isteme- diklerini' anlattı. Ve böyiece önceki gün 'devrimci eylem koyma' kav- ramının bıle içine nihai ola- rak edılmiş olundu." SerdarTurgut'un dünkü Hürriyet'teyazdığı "Eylemin de namusu gitti" başlıklı ya- zısı, bu cümlelerle başlıyor. McDonaid's ya da benzeri "globse" kurumlara bir sem- patim ya da antipatim yok. Her koşulda Sultanahmet Köftecisi'ni tercih ederim McDonaid's hamburgerine. Bununta birlikte, bu oluşu- ma karşı çıkanı ya da savu- nanı anlayabilirim. Fakat Serdar Turgut'un mantığını anlayamadım. Öz- gürlükse, onun "zibidi" diye aşağılamaya çalıştığı insan- ların da ıstedikleri olayı pro- testo etme özgürlükleri var. Kimin devrimci, kimin zibidi olduğunu Serdar Turgut'tan mı öğreneceğiz? ÜstelikTur- gut. yazıstnın devamında da- ha da asabileşiyor ve ey- lemcilerin dışarda bağırıp çağırırken ıçerde milletin afi- yetle karnını doyurduğunu anlatarak; "Eskidenonlarbu tür bir eylem koymaya karar verselerdi, hamburgercinin önüne geldiklehnde içerde hamburger yemeye devam edecek adamın alnını da ka- rışlarlardı" yargısına varıyor. Ve devam ediyor: "Sıkardı orada onlar var- ken içerde tıkınmayı sürdü- rebilmek o zamanlar. Şimdiki mahcup oğlanlar, kızlar bu geleneği sürdür- düklerini sanıyorlarsa, yok olmaz, bu iş o kadar kolay değil, şimdi siz evlerinize gi- din, birazdaha büyüyün, bi- raz daha süt emin, sonra ge- lin de bakalım bir duruma, ta- mam mı?" Bunun adı kışkırtma, aşa- ğılama ve küçümsemedir. Katılırsıntz veya katılmazsı- nız; katıtmazsanız niçin ka- tılmadıgınızı ve olaydaki yan- Itşlığı anlatırsınız. Bu sizin kaleminizin özgürlüğüdür. Ama salt tepki gösterilmiş, kimsenin burnu kanama- mış, eylem can yanmadan sona ermişken o gençler- den tiksinircesine aşağıla- maya çalışmak, derinlerde- ki başka bir nefretin yüzeye fırlaması değil mi? Tepki gösterilip eylem ya- pılsa ve kavga çıksa, kan dökülse, "Bunlar anarşist, ülkeyı uçuruma sürükleme- ye çalışan d/ş mihraklann maşalan!" Tepki gösterilip eylem ya- pınca ve sorunsuz bitince, eylemciler protesto ettikle- ri hamburgercinin içindeki müşterılere dokunmama ol- gunHığunu gösterince, bu kez de "Biraz daha süt emin, sonra gelin!" Ne yapınca yarantlır aca- ba, bu tepeden bakan zih- niyete? En iyisi hiç fikrin ol- mayacak, hiç tepkin olma- yacak, koyun gibi önüne ne konursa yiyeceksin, YÖK'ten şikâyet etmeye- ceksin, polis copladığında devlete saygın artacak, ok- yanus ötesinden başına sad- razam gönderildiginde bun- lar gibi memnun olup şük- redeceksin; yoksulluğunu, bağımsızlığını, onurunu unu- tup televizyon seyredecek- sin. işte o zaman kimse seni aşağılayamaz! Söz konusu yazının final paragrafı daha da vahim: "Bu tür insanlan görünce aklıma ne geliyor biliyor mu- sunuz? Bunlara Amerika kaynak- lı her şeyi yasaklamak lazım. Yani maden f maden' yazıl- mış, sanınm 'madenV ola- caktı) hamburgerci emper- yalizmin bir sembolü ve la- netlenmesi gerekiyor, öyle mi, o zaman bunlara örne- ğin hastalandıklannda Ame- rikan kaynaklı hiçbirilacı ver- meyeceksin, onlan bu ülke- de bulunmuş hiçbir maki- neye sokmayacaksın, ora- dan gelen tedaviyi de uygu- lamayacaksın. Ta ki 'Yankee go home' abukluğundan vazgeçip, ka- fasını doğru dürüst çalıştır- mayı öğrenip, devrimci ol- manın da okuma-yazma de- rinliğini gerektirdiğini anlayın- caya kadar süründürecek- sin onlan. Tamam, sadece birfante- zi bu ama Türkiye'de her alanda ve özellikle solda dü- şünce fakiriiği de insanı bık- tırdı, yemin ederim." Türkiye yarım asırdır sağ politikaların elinde inim inim inlerken yazann "ve özellik- le soida" demesini es geçi- yorum, Serdar Turgut'un sa- ğayakın bir kalem olduğu or- tada. Ama McDonaid's protes- tosuna kızıp bilimsel küre- selleşme ürünlerini tehdit olarak kullanması, "yasakla- yacaksın bunlara Amerikan ilaçlannı" zihniyeti, karşımız- da neredeyse bir gizli işken- ceci olduğunu gösteriyor. Aslındayazar "Amerika'nın testislehne kurban olun" de- mek istiyor da diyemiyor. Kendisi kurban olmuş çünkü! Deprem gibi, yağmup gibi, bahar gibi Dostumuz şair Mah- mutTemizyürek, bir "ab- dal"\ anlatıyor: "O donuk olmak birya- na, geçmişin şimdiki za- man karşısında intikamı gibi vahşi ve bir o kadar da yahşi. Böyle oluş, gös- teriş için bir oluş değil, oluşyalnızca. Deprem gi- bi, yağmurgipi, bahar gi- bi bir oluş. Üzerinde do- laşan medyatik tantana- lara yüz vermeyi bilmiyor, bilmek de istemiyor, kor- kuyorondan. Ozaten 'ya- lağuz', bunu biliyor, yala- ğuz. İnsan eşıttir yalnız." O abdal Neşet Ertaş "Sazı sanki kalbinin uzantısı, kalbine, kahret- tiğinde mızrabı kırarcası- na vuruyor, adeta telleri in- letiyor, okşadıkça coştu- ruyor. Motifler arasında- ki geçiş, şaşırtıcı oranda bırdenbire ve sanki o an- lık, taptaze. Birşaman ka- dar büyülü, esrik. Birrock gitansti kadar çılgın aynı zamanda. Melodide rısk yoksa, o Neşet'in çala- cağı şey değil. Yoksa, ns- ke gırerek yeniden yo- rumluyor. Saz tutuyor da ses tutmuyorbazen. Ama bütün hücreleriyle söylü- yor..." Neşet Ertaş'ın bugün Ankara'da konseri var. Saat19.00'daASKlKa- palı Spor Salonu'nda. HAYVANLAR İSMAIL GVLGEÇ igulgecı yahoo.com KİM KtME DUM DUMA BEHtç AK behicakin tunk.net ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARACI HARBt SEMtH POROY semihporoy(a yahoo.com TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 26 Mayıs RİFLİ ABDÛLKERİM YAKALANDIL 1926 'DA &U6ÜN, KİPLİ L&Eft MUHAMMET »İN A&OÜI.KE- rAKALANMIŞti. FAS'IN ATUASOK- YAMUSU KIYt ŞEHt&lMPE YGtl ALAN RlF TOPKAH_ LAKIHI, İSPANYOL. VE FKAUSIZ £6E*A€MUĞİN - D£N KUGTHftlP 8İK OEVt-BT KURMAK. İSTTEYEN Af&OA TUTUKLANIP 6İH y/L HAPtS H4TMASfNA KAHŞIH YILMAMtÇ, 13ZO'Ll YILLASM TOPLA- PfSI &UJWErL£l?L£ ÖMCE İSPANYOLLAHA,SOH- GA OA FGAMSrZLAGA Ç£ŞinJ SALOt&LAIZ •>tİZE*/LEA4tŞT7- ANCAK, 1924 'OA, ÜSTVN FfiAN. StZ ASKSIZİ 6ÛCÜNE YEMtLE&£*: TUnjiCl/tA/- MIÇTI. KİUNION APASt WA SÜ&ÜLSN ABOÜLKEftİM, ~ &ÜR£ SONKA KAÇAfZAK tCAUtGE'YE "~" GORUS EMtN GÜRSES Katkasya'da Yeni Kabilecittk [• Gürcistan'da bir askeri biriigin tatbıkatta başkent üzerineyürümesi sırasında Rusya Federasyonu Dev- let Başkanı Putin, Bağımsız DevletlerTopluluğu (BDT) ülkelennden Ermenistan, Kazakistan, Kırgızıstan.Ta- cikistan, Beyaz Rusya ve Rusya Federasyonu'nun üye olduğu "OrtakGOvenlik Anlaşması" toplantısına ka- tılmak üzere Erivan'da bulunuyordu. Ortak Güvenlık Anlaşması 1992 yılında irnzalanmıştı. BDT'nin 12 üyesinden Azerbaycan, Gürcistan ve Özbekistan bu anlaşmayı etkin olamadıgı ve Rusya'yafazla bağım- lı kalındığı gerekçesiyle ikiyıl önceyenilemekten vaz; geçmişlerdi. Bakû ve Trflis yönetimleri, ülkelenndeki darbe gi- rışimlerinin arkasında Moskova'yı gördüklerini ifade etmişlerdi. Putin yönetimi bölgesel etkinliğın sürdü- rülebilmesi için kalanlarla yoluna devam etmeye ça- lışıyor. Ermenistan'daki asken varlığı ve Karabağ so- rununun sürmesi, Moskova'ya bölgedeetkinolma im- kânı sağlıyor. Güvenliktoplantısındaki amaç, üye ül- keler arası işbirliğini güçlendirmek ve bu işbirliğine ıvme kazandırmak olarak açıklandı. Erivan'agelen Kazakistan CumhurbaşkaruNazar- bayev e, Istanbul'da geçen ay yapılan zirvede Azer- baycan'ın sonuç bıldirisine "Ermeni saldırganlığınm kmanması" notunu eklemeçabasına karşı çıkması ha- tırlatıldı. Nazarbayev buna, Karabağ sorununu daha da karmaşık hale getirebileceği için karşı çıktığını ıfa- de etti. Erivan'da toplantı devam ederken Tıflis yöneti- mınin bir askeri tatbikata başlayacağınt açıklaması ıse Moskova'nın desteğiyle Tiflis'ten uzaklaşan Ab- hazyaotonombölgesiyönetimıncetepkiylekarşılan- mıştı. Bu tepkiden bir gün sonra tatbikata katılan bir askeri biriiğin tatbikat yerinden aynlarak Tiflis'e yü- rümesi, Cumhurbaşkanı Şevardnadze'nin güvenlık konusundaki şikâyetlerıni ve bu şıkâyetterı azaltmaK için NATO'ya üye olmak arzusunu tekrar günderrvç getiriyordu. Bu tür küçük büyük isyanlar bağımsızv lıktan bu yana görülmüş, hatta Şevardnadze'ye kar- şı Moskova'dan şüphelenilen suikast girişimlen ot- muştu. Şevardnadze Gürcıstanın otonom bölgele- rinin Tiflis'ten uzaklaşmasına Moskova'nın destek verdiğini, isyan ve saldırılardaki amacın Tıflis 1 i tekrar Moskova'ya yaklaştırmak olduğunu açıklamıştı. Envan'ın Moskova ve Batı arasındaki denge poli- tikası ise sonuç vermektedir. Erivan yönetimi bir ta- raftan Moskova'nın askeri desteğini alırken diğer ta- raftan IMF ve Dünya Bankası'ndan 140 milyon do- lar uzun dönemli düşükfaizli kredi almayı başarmış- tır. Bakû yönetimi ise Batı'nın kendisine petrol yüzün- dengösterdiği ilgiden memnun rahat hareket ediyor. Kafkasya'da açık gızlı rekabet devam ederken Almaçı Dışışleri Bakanı Joschka Fischer, Bakû'ya ziyaret- te bulundu bu hafta. Görüşmelerde, bölgede Alman yatınmlarının arttınlmasının yollan aranıyor. Bakû. es- ki darbe günlerini geride bırakmış, Ermenistan'ın Moskova-Batı arasında uyguladığı denge politıkası;- nı Batılıyatırımcı devlet ve şirketler arasında yapma- ya çalışıyor. Şevardnadze ise darbelerden kurtulmak ve Gür- cıstan'ın toprak bütünlüğünü korumak için 2005'te NATO'ya girme hesapları yapıyor. Bu tarıhten önce Moskova taraftartannın faaliyetlerini yoğunlaştırma- sı doğal karşılanıyor Tiflıs'te. Fakat en zor dönemde Gamsakhurdia güçlerine karşı basarılı olabilen Şe- vardnadze ve taraftarları bu isyanlan atlatır. Bu arar da NATO'dan ve ABD yönetiminden görevlılenn Tif- lis'le son zamanlarda görüşmeleri arttıımalan, Şevard- nadze'nin muhaliflere ve Moskova'ya karşı elini kuv- vetlendirmektedir. " Kafkasya'da yönetimde bulunanlann kendi taraf- tarlarını etraflarına topladığı ve deviet imkânlanndan yararlandırdığı btlinmektedir. Iktidara gelmeden bu ım- kânlardanyararlanılamayacağı kanısı yaygın Kafkas- ya başkentlerinde. Iktidardan dışlanan gruplar bütün güçlerıni iktidan ele geçirmeye yönlendirmışlerdır. Azerbaycan'daki darbeler, Ermenistan'daki meclıs baskınları, Gürcıstan'daki isyanlar bu çabalann ürü- nüdürler. Bu arada kendi yandaşlannı ıktidarda görmek is^ teyen yabancı ülkeler, bu çatışmalara yön vermeye çalışmaktadırlar. Yeni kabilecilik Kafkasya'da etkini- liğini korurken Moskova ve VVashington da dahıl bir- çok ülke, bölgede kendi yanında savaşacak, ekono- mıkve stratejikçıkarlanna hizmetedecek "kabile" şef- lenyle ışbırtıği arayışında. 't E-mail: emingursesCayahoo.com Fax: 0212 513 85 95 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAK SOLDıVNSAĞA: 1 2 3 4 5 1/ Modern .. manük. 2/ Sü- rekavmdapu- ' suda av bek- 3 leyen avcı... 4 Şöhret. 3/ "Nazhyârkö- len ola- yım/Kabul eyle — yeri- ne" (Karaca- oğlan)... Ke- 9 pekli undan yapılan pideyebenzerbirtür 1 ekmek. 4/ Dağlann 2 oluşumunuinceleyen 3 bilimdalı.S/Sivas'ın 4 bir ilçesi... Argoda 5 esrar. 6/ Dolma yap- 6 mak için hazırlanan 7 kanşım... Hücre çe- „! kirdeğinde bulunan ve kromatin tanele- rini taşıyan ağ biçimindeki ipliksi yapı. 7/ Mek- sika'ya özgü, mısır unuyla yapılan ekmek... In- cir ağaçlarında döllenmeyi sağlayan sinek. 8/ Uşak'm bir ilçesi... Galyum elementinin simge- si. 9/ Üç yaşına kadar olan at yavrusu... Asya'da bir ülke. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Akyuvar. II tnsanınkendinekarşı duyduğu say- gı... Sürekli çalışma. 3/ Deniz yosunlanndan çr- kanlan ve agaragar da denilen bir tür jelatin..v Yaz yağmuru. 4/Nişan... Yol yapımındayön bul: mak içinkullanılan araç. 5/Yolcuolduğuiçinoruç tutmak ve namaz kılmak zorunda olmayan kim- se... Altının simgesi. 6/ Kendikendine cinsel do- yum sağlama. 7/Herkesçe kabul edilebilecekbiı temelebağlanamayıpyalnızbir kişininkendi ka nısma dayanan... Viîayet. 8/ Maden külçelerinii eritilip anndınlmast... Avrupa'nın Ladoga'daı sonra ikinci büyük gölü. 9/ Bira yapmak içi çimlendirilipkurutularakhazırlanmış arpa... "Sı na —": Kemancımız. 1 2 3 4 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear