Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19 MAYIS 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Burhan Doğançay'ın yıllardır tasarladığı retrospektifini bugüne dek 10.700 kişi izledi
Yarabcıhğı gözüniin seçtiğindeAHUANTMEN
Dolmabahçe Kültür
Merkezi'ndeki Burhan
Doğançay retrospektifini hâlâ
görmediyseniz. hemen yolunu
tutmanız için iki temel neden
var: Birincisi, Türkiye'de bu
çapta bir retrospektifin
yapılabileceğini, çok da
başanyla yapılabileceğini
görmek; ikincisi, Türkiye'nin
kuşkusuz en önemli
sanatçılanndan birinin. bir
ömür boyu, tek bir temaya
getirdiği yaratıcı biçimsel
açıhmlara bakmak, bu tema
etrafında dönerken kullandığı
teknikler, malzeme ve
deneysellik açısmdan ne denli
zengin bir çeşitlilik
sunabildiğini izlemek... Başka
nedenler de var: Işık ve
gölgeyı modern bir ressamın
görüsüyle algılamak. ama bir
yandan da çağımızın aynasını
oluşturan duvarlardan
esinlenmiş bir gözün
seçtiklerinden 20. yüzyılın
ikinci yansının siyasal, sosyal.
kültürel yansımalanndan
süzülmüş bir sanatsal birikime
tanıklık etmek gibı... Sergi
mayıs sonuna dek sürüyor ve
giriş ücretsız. Bilindiği gibı
dünyanın birçok kentinde usta
ressamlann "hayat boyu"
üretimlerini ıçeren sergilere
genellikle biletle girilır, buna
karşm müzeler önünde
kuyruklann ardı arkası
kesilmez. Öylesi kuyruklardan
söz edemesek de. Doğançay
retrospektifi Türkiye koşullan
içinde nitelik arayan
sanatseverlerin hiç de
azımsanmayacak bir sayı
oluşturduğunu gösteriyor
Serginin mekân sorumlusu Iûr
Bayburtoğlu'nun verdiği
bılgıye göre bugüne dek
sergiyi gezenlerin sayısı.
açıhşa gelenler hariç, 10.700
kişiyi bulmuş durumdaydı.
Eczacıbaşı tarafından finanse
edilen Burhan Doğançay
retrospektıfi. özel sektörün
diğer temsilcileri için bir
örnek oluşturabilse,
Türkiye'de sanat ortamı
önemli değişimler yaşayabilir.
Şimdiden birçok sanatçı.
yapıtlannın toplu göstenmi,
kataloglanması ve dolayısıyla
sağlıklı bir biçimde yenıden
değerlendırilmesi açısmdan
önem taşıyan bu tür
sergilerden
gerçekleştırebılmek için
sponsor arayışına girmiş
durumda. Bu tür sergilerde,
sanatsal bir bırikimin
önümüze nasıl konmuş
olduğu, gördüğümüz yapıtlar
kadar önem taşıyor.
Resimlerin tarihsel bir
kronoloji içinde sunumu;
üretim tarihi, yeri; hangi
koleksiyonda bulunduğu;
üretildiği dönem içinde
uluslararası sanat ortamının
genel eğilimlen ve sanatçının
yaşammdan ipuçlan gibi,
izleyıcinin yapıtlan
konumlandırabileceği bir
düzen ortaya koyabilmek şart;
ve elbette tüm bunlann,
yalnızca serginin kataloğunu
alabilenlerin edinebileceği
bilgiler olmaması gerekiyor!
Burhan Doğançay
retrospektifinin bu açıdan
övgüye değer bir sergi
olduğunu söylemek gerek:
Yapıtlann sunumu, sanatçının
çeşitli dönemleri arasında
ilişkiler kurabilmeyi olanaklı
kıldığı gibi, izleyiciye
dağıtılan broşür, yapıtlar
karşısında herhangi bir
yabancılık çekmeyeceği
ölçüde sade ve nesnel bir
anlatımla Doğançay'ın
sanatsal birikiminin ipuçlannı
aktarmayı başanyor.
Duvariar/ 'Yırfck Aflş'-1971, Kapılar/ 'Ata Pencereli Kapı' -1991,Konöer / 'Versace Kna'-1989, Kunfcfcfcsr/'SiyahveSanHalkaiar'-1985.
oğançay'ın yaratıcılığının özü, gözünün seçtiğini soyut bir düzlf me aktarabilme ustahğı olabilir. Gözünün
seçtikleri ise, gözlemci tavnndan kaynaklanan bakışında gizli. Etrafımızda gördüğümüz gerçeklikleri
alışılagelmiş bağlamlarmdan çıkanyor, büyüteç altına ahyor ve resme aktanyor. Resimleri gerçekten
40 yıldır yaşamını sürdürdüğü New York'u akla getiriyor. Bu sergiyi Doğançay'ın neden Doğu'ya özgü
mistik bir müzik eşliğinde izletmek istediği de belki üzerinde düşünülmesi gereken bir soru...
Mistik müzikle NewBurhan Doğançay retrospektifinde
"sunuma" ılışkin bir diğer önemli
nokta da erken dönem resimlerinin
bulunduğu bölümdeki kalabalık ser-
gileme dışında, sergi düzeninin bir yı-
ğılma duygusu hissettirmeyecek şe-
kilde yapılmış olması. Mimar Nilüfer
Konuktarafından düzenlenen iç me-
kân, (ki burada alışılagelmiş 'beyaz
küp' atmosfen yaratılması kültür
merkezınin dokusuyla her ne kadar
çatışıyor gibi görünse de aksi durum-
da Doğançay'ın 'Duvarlan'yla bu ta-
nhsel yapının duvarlan arasında bir i-
tiş kakış yaşanabilirdi) Doğançay'ın
yıllardır kafasında kurduğu sergi dü-
zeniyle bırleşınce ortaya rahat ızle-
nebilen. izleyiciye kendilığinden yol
gösteren bir güzergâh ortaya çıkmış:
1950'lı yıllarda yaptığı erken dönem
desenlennden sonra. Doğançay'ın bir
ömür boyu vazgeçemeyeceğı duvar
temasıyla ilk temasına ılışkin ipuçla-
nnı yakalayabileceğımiz, 196O'lı yıl-
lann başma ait "New York: Gece ve
Gündüz" resimlenni görüyoruz. Bu
bölümün ardından, 1960'lıyıllannılk
yansından sonuna dek Doğançay'ı
meşgul eden "Kapılar", sanatçının
resım yüzeyınde kurulan dünyanın
ötesinde kımi kültürel göndermelere
de önem verdığıni gösteriyor. Sonuç-
ta kapı. tıpkı duvariar gibı, yaşamın
izlennı taşıdığı ıçın varlık gosteren
bırolgu Doğançay'ın sanatında.. veo
'iz süriicü' yanını da seçici bir usta gö-
zün varlığını ortaya koyan fotoğrafla-
nnın sergılendığı bölümde izlıyoruz.
Doğançay' ın, yıllardır bir ülkeden di-
ğenne gezerek dünya duvarlannı bel-
gelediğını ve eşsız bir koleksiyon
oluşturduğunu anımsatalım.
Doksanlarda yepyenl açılımlar
Doğançay'ın 1969 yılında kazan-
dığı Tamannd bursuyla bırlikte du-
var temasına kendine özgü, yaratıcı
biraçılım getirdiğini gözlüyoruz: Ser-
ginin en güzel bölümlerinden birini
oluşturan "Tamarind Taşbasküan"
odası. sanatçının Los Angeles'ta ge-
çırdığı bu dönemde ürettıkJerini orta-
ya koyarken. duvar temasıyla bağlan-
tılı olarak yoğun bir biçimde ışık ve
gölgeyı düşünmeye başladığını gös-
teriyor. Zaten bu noktada sergi düze-
ni, izleyiciyi "Kurdeleler"e götürü-
yor. Işığın değişimiyle gölgeleri de
değişen etkileyıci, duvar heykeli "Na-
tura"nın yanı sıra "Kurdeleler'' dizi-
sı resimleri. gölge heykelleri ve Picas-
so. Miro gibi sanatçılardan sonra ilk
kez bir Türk ressamın imajlanndan
yola çıkarak dokunan ünlü Aubusson
halılan... 198O'lı yıllan kapsayan ve
Doğançay'ın imza yapıtlan' haline
gelen bu çalışmalann yanı sıra aynı
dönemde ortaya çıkan "Koniler"den
örnekler de var sergide: Bu dizı de
'Duvarlar V -1969, Tamarind Taşbaskı Atölyesi.
Doğançay'ın duvarlara baktığında
gördüğü yıpranmış, kıvnlmış afişle-
rin fiziksel varlığını ortaya koyarken,
duvarlara vuran ışıkla oluşan gölge-
lerin yarattığı yanılsamalan tuval yü-
zeyınde yenıden yaratmayı deneyen
ve "Kurdeleler
n
deki meseleye bir çe-
şitleme getiren bir toplam oluşturu-
yor.
199O'lı yıllarda ise Burhan Doğan-
çay'ın "Kurdeleler''den uzaklaştığını
ve yepyenı açılımlar içine girdiğini
görüyoruz. Bu durum, Doğançay'ı ıl-
ginç kılan temel özelliklerinden biri-
si: Sanatına kendı içinde tutarlı bir
yenilenme, köprüleri yakmış gibi gö-
rünen, ama özünde kendisini meşgul
eden meseleyı yalnızca daha derin-
den ırdelediğini ortaya koyan bir de-
ğişim getırebilıyor.
Bu açıdan bakıldığında, 1990'hyıl-
lann başında ortaya çıkan "hdH Ger-
çeklik", "Badanacı" ve "Formula I".
ardından 1990'lann ikinci yansında
"Grego" ve tt
Alexander'sDuvarlan",
her biri kendi içinde farklı esin kay-
naklan taşıyan -sözgelimi Grego, Do-
ğançay'ın metro duvarlannda karşı-
laştığı bir graffiti karakteri; Alexan-
der's, dış cephesinde zamanın bütün
tahrıbatını taşıyan büyük bir bina- ve
Doğançay'a 'duvariar üzerinden'
dünyayı ızleme ve gördüğü gerçeklik-
te ışık ve gölgenin yarattığı yanılsa-
malan irdeleme olanağı sunan birbi-
rinden ilginç diziler. Sanatçının, dün-
ya duvarlanndaki sevgi ve banş me-
sajlannı içeren fotoğraflannın yanı
sıra bu noktadan hareketle gerçekleş-
tırdiğı "Kalpler" de 199O'lı yıllann
son dönemine damgasını vuran bir re-
sim dizısi olarak sergideki yerini al-
mış.
Enerjtsi zamanla yarıytan
Babası ressam Adil Doğançay'ın et-
kisiyle sanata olan ilgisini yaratıcı bir
üretime dönüştürme çabasının sergi-
lendiği erken dönem resimlerinden,
196O'lı yıllarda New York'ta yaşadı-
ğı ilk dönem içinde kendi ifadesini
arayışını ortaya koyan kent manzara-
lanna; yaratıcılık potansiyelinı dışa-
vurabileceği görsel anlatım olanak-
lannın keşfini duyuran Tamarind dö-
nemi baskılanndan, kendi özgün ifa-
desini ortaya koyduğu "Kurdeleler''e
ve cesaretle giriştiğı deneysel yakla-
şımlannın sonucu olan 199O'lı yıllar-
dakı birbirinden farklı dizilere uza-
nana dek Doğançay, bu retrospektif
serginin de ortaya koyduğu gibi. Türk
sanatınm tarihsel gelişimi içinde kar-
şımıza çıkan sıradışı örneklerden bı-
ri. Sanatsal gelişimi içinde ağırlıklı
olarak tek bir temaya eğilen sanatçı-
lanmız çok: ancak sürekli bir yenilen-
me çabası içine giren, ifade etmek is-
tediğini ifade etmenin sürekli yeni
yollannı arayan sanatçılanmızın sayı-
sı çok değıl. Bu bağlamda, Doğan-
çay'ın dünya duvarlannda izlediği sü-
rekli ve hızlı değişimi duyururcasına
zamanla yanştığı ve sanatsal arayış-
larının enerjisini bu yanştan aldığı
düşünülebilir. Çünkü hep aynı resmi
yapmak, bir anlamda zamanı dondur-
mak değil midir?
'Gerçetc'ten yola çıkıyor
Doğançaym sanatsal üretimini
toplu halde görme olanağının göster-
digfbir diğef nokta da sariatÇının göz-
lemci yanmın sanatçı kimliğinin oluş-
masında ne denli büyük rol oynadığı:
Resmini, 'gerçek'ten yola çıkarak ku-
ran Doğançay, etrafımızda gördüğü-
müz gerçeklikleri alışılagelmiş bağ-
lamlanndan çıkanyor, büyüteç altına
alıyor ve resme aktanyor.
Resme aktardığı ımgenin hep 'ikili
bir gerçekKğT var: Gözümüzün önün-
deki soyut bir kurgu mu, gerçeğin re-
sim yüzeyınde yaratılan birebir kar-
şılığı mı? Bu açıdan bakıldığında, ya-
rattığı imgelerde gördüğümüzü nasıl
algıladığımız sorusunu gündeme ge-
tiren Doğançay'ın yaratıcılığının özü,
gözünün seçtiğini soyut bir düzleme
aktarabilme ustahğı olabilir. Gözü-
nün seçtikleri ise, gözlemci tavnndan
kaynaklanan bakışında gizli: Yıpran-
mış bir binanın dış cephesindeki za-
manı okumak, metro duvarlannda iz
sürmek. kâğıt şeritlerinin günün fark-
lı saatlerinde oluşturduğu gölgeleri
izlemek, duvarlara yapıştınlmış afiş-
lerin kıvnmlanna bakmak, elektriik
kablolannın, çivilerin duvardaki yan-
sımalannı görsel belleğe yazmak...
Doğançay'ın kitle kültürünün siya-
sal, kültürel ve sosyal yansımalannı
bire bir taşıyan duvarlardan esinlen-
miş olmasından kaynaklanan ve irde-
lenmesi gereken bir diğer özellıği de
kuşkusuz kent olgusuyla örtüşen bir
sanatsal üretim ortaya koymuş olma-
sı. Çevresine olan duyarlılığını orta-
ya koyan bir özelliği daha var: Re-
simleri gerçekten 40 yıldır yaşamını
sürdürdüğü New York'u akla getiri-
yor. Bu arada, bu sergiyi Doğançay'ın
neden Doğu'ya özgü mistik bir mü-
zik eşliğinde izletmek istediği de bel-
ki üzerinde düşünülmesi gereken bir
soru...
Doğançay'ın çeşitli dönemlerinden
başka seçkileri de farklı galerilerde
görebilirsiniz: Galeri Baraz'da "Son
Yapıtian", Mine Sanat Galerisı'nde
"Dönemler", Galeri Binyıl'da "Ka-
pılar", Galeri G'de "KaJpter" ve Ada-
na'daki Görüntü Sanat Galerisı'nde
"1982-1995 Yapıtlan" sergileniyor.
Farklı bir açıdan Himalayalar
Füm, 25 Mayıs'taAnkara ve İstanbul'da gösteriye girecek.
Kültür Servisi- Geo, Lıfe ve The National
Geographic'in fotoğrafçılanndan Eric Val-
li 'Himalaya-Bir Şefın Çocukluğu' adlı bir
belgesel-drama film çekti. Gösterildiği ül-
kelerde izlenme rekorlan kıran film, Anka-
ra ve istanbul'da da 25 Mayıs'ta gösterime
girecek. Film, Tıbet sınmnda bulunan ve
1956 yılına kadar haritalarda bile gösteril-
meyen Dolpo'da yaşayan, otantik Tibet kül-
türünün temsilcisi 4 bin 500 kişilik Budist
topluluğun hayatını anlatıyor. Yak (Tibet
öküzü) kervanlanyla taşıdıklan tuzu, gıda
maddeleriyle takas ederek geçimlerini sağ-
layan Dolpo halkı, mücadeleci tarzıyla
Amerikan yerlilerine benziyor. Aralannda-
ki fark, Kızılderililerin yok edibnesine kar-
şın Dolpolulann hâlâ direniyor olması!
40 kişilik bir ekiple gerçekleşen film çe-
kimleri toplam 8 ay sürdü. Eksi 25 derece-
de, şiddetli rüzgâr ve kar fırtınalan altında
yapılan filmde Dolpo halkından 40 kişi de
rol aldı. Himalaya filminin müziklerini
Microcosmos'un müziğini yapan Bnıno
Coulais gerçekleştirdi, Tibetli genç sanatçı
TseringLodoe'nin yanı sıra Budist rahipler
korosunun vokalleri de eşlik etti.
Film, en son 2000 yılında 'En iyi görün-
tü' ve 'En ryi müzik' dalında iki Cesar ödü-
lüne layık görüldü. 1999'da Flanders Film
Festivali'nde 'Golden Spur"un yanı sıra
'En iyi müzik' ve 'Özel ödül'ün sahibi ol-
muştu. Aynca 2000 yılında Oscar'a da aday
gösterilmişti.
Bugün okurlarıyla buluşuyor
Harry Potter'ın
2. kitabı çıkıyor
Kültür Servisi - Top-
lam 42 dilde 140ülke-
de iki yılda yüz milyon
okura ulaşan Harry
Potter'ın ikinci kitabı
'Sırlar Odası' Sevin
Okyay'ın çevirisiyle
50 bin adetle bugün
okura ulaşıyor.
Yapı Kredi Yayınlan
'Sırlar Odası'nı istan-
bul'da Galatasaray'da
kuracağı pazarda satışa
çıkaracak.
Bugün saat 13.00'te
Bağdat Caddesi, Baha-
nye, Kadıköy Meyda-
nı, Beşiktaş Çarşısı ve
Taksim'de dolaşacak
Harry Potter'lar ikinci
kitabın çıkacağını du-
yuracaklar ve aynı za-
manda kurulacak Har-
ry Potter Pazan'nda da
kitap Türkiye'de ilk
kez okurla buluşacak.
Harry Potter'ın bü-
yücülük okulundaki
ikinci yılında başın-
dan geçenleri anlatan
J. K. Rowling'in Har-
ry Potter ve Sırlar
Odası, tıpkı birinci ki-
tap gibi bir solukta
okunan sürükleyici bir
macera. Üçüncü kitap
Türkiye'de ağustosta,
dördüncü ekimde ya-
yımlanacak; beşinci
kitapla da dünya yaka-
lanmış olacak.
ilk kitap'FelsefeTa-
şı'nın WB tarafından
gerçekleştırılen filmi
de tamamlanmak üze-
re. Kasımda gösterime
girecek olan Harry
Potter'ı ülkemızde o-
cak ayında izleyeceğiz.
terailli gençlerin müzik keyfi
• KUDÜS(AA)-Irlandalı 'Westlife' ve
Ingiliz '5ive' müzik gruplan, Israil'in
Tel Aviv kentinde on binlerce genci. verdikleri
konserle coşturdu. Tel Aviv'deki Yarkon
Park'ta dün venlen açık ha\ a konserinde pop
gruplan hit parçalarını seslendirirken
Israil helikopterlerinin Filistin hedeflerine
yönelik füze saldınsı sürüyor. Batı Şeria ve
Gazze Şendi'nden bomba seslerı yükseliyordu.
İkinci kez Israil'e gelen gruplardan
"5ive"ın, hayranlan tarafından "J" olarak
bilinen solisti Jason Bro\vn, konsere bir
Israil bayrağını vücuduna sararak çıktı.
Modern Folk Üçlüsü ile nostalji
• Kültür Servisi - Türkiye'nin köklü müzik
gruplarından olan Modern Folk Üçlüsü.
23 Mayıs Çarşamba günü Iş Sanat Kültür
Merkezi'nde vereceği konserle müzikseverlerle
buluşacak. Uzun bir aradan sonra ilk kez
bir araya gelen topluluk. konserden elde
edilecek tüm geliri TED Istanbul Koleji
Vakfı'na bağışlayacak. 1969 yılında
Ahmet Kurtaran, Selarni Karaibrahimgil ve
Doğan Canku tarafından kurulan, 1978 yılında
yapılan Seul Şarkı Yanşmasf nda
'En lyı Performans Ödülü'nü alan topluluk,
geleneksel ve çağdaş değerler arasında bir
müzik köprüsü kuruyor.
Ayler Karamani'nin 44. sanat yılı
, B Kültür Servisi - Seramık
sanatçısı Ayfer Karamani. 44.
sanat yılını 16 Haziran'a dek
Aksanat Galensf nde açacağı
bir sergiyle kutluyor. 1998
yılında New York'ta açmış olduğu
son kışisel sergısınden bu yana
hazırlıklannı sürdüren sanatçının
bu çalışmaları iki yıldır yaptığı
işlenn yanı sıra son 10 yılın bir
özeti anlamında. Insan öbekleri
üzerine çalışan Ayfer Karamani
yapıtlannı şöyle
değerlendinyor: "Onlar bazen
grup olarak kalıyor. kimi yerde
tekelleşıyor. kimi zaman da
çocuklaşıyor. Heykeller ve
panolar hep bu ınsanlarla var
oluyor. Sonra duygular beden
diliyle aktarılmaya başlanıyor."
BUGÜN
• HARBİYE CEMİL TOPUZLU
AÇIKHAVA TtYATROSU'nda saat 20.30'da
19 Mayıs Gençlık Konserlerı kapsamında Cem
Karaca, Kıraç ve Funda Ararın konseri
izlenebilir. (212 317 77 00)
• ST. JOSEPH LİSESİ SERGİ SALONU'nda
saat 18.00'de GAV Seramik Atölyesi'nin karma
seramik heykel sergisi açılıyor. (216 414 52 60)
• CEMAL REŞtT REY KONSER
SALONU'nda saat 19.30'da MSÜ Devlet
Konservatuvarı 'Genç Senfoni Orkestrası'nın
konseri gerçekleşecek. (232 98 30)
STANBUL
fiYATRO:
ESTiVALi
HER YIL
'APILSIN.
.İYATRO:
ESTiVALi
MSASIN.