14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel YayınYönetmenı. İbrahim Yüdız •Yazuşlen.Müdünı: SAn Alpaslan • Sorumlu Müdür. Fikret llldz • Haber Merkezı Müdürii: HakanKara tstıhbarat Ceagiz \ ıldınm • Ekonomı. öziem Yözak • Kultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücetanan • Makaleler Sami Karaören • Düzeltme: Abdullah YazKi • Fotoğraf Erdoğan Köseogu • Bılgı-Belge Edibe Bnğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç 0 Avrupa Temsılcısı Güray Öz Yaym Kunılu. Ühan Sekıık (Başkan), Orhan Enaç, Hikmet Çetinkaya, Şfikran Soncr, tbrahhn Yıkhz, Orhan Burcalı, Mnstafa Balbay, HakanKara. Ankara Temsücısr Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No 125,Kaf4,Bakanhklar-AnkaraTel 419502O(7hat), Faks 4195027 • Izmır Temsıkısı Serdar Kızık, H ZıyaBlv 1352S 2/3 Ter 4411220, Faks-4419117«AdanaTemsılcısı. ÇetiD Yiğenoğhı, Inönü Cd 119 S. No 1 Katl, Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdüru. Erol Erkut • Koordınatör Ahmet Korulsan • Mu- hasebe Bülent Yener • Idare Hiiseyin Giirer • Satış FazUetKnza MEDYA C: • Yönetım Kunılu Başkanı - Genel Müdür Gölbin Erduran • Koordınatör Reha Işıtman 0 Genel MûdürV ardınKısı Sevda Çoban Tel 514 07 53 - 51395 8O-5I384#W1,Faks 5138*63 Yayınltiaa vt BHM: Yenı Gun Haber Ajansı, Basın \e Yayıncıllk A Ş Tu*oca£ Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Istanbui PK 246 - Sııkecı 34435 lstanbul Tel (0712) 512 05 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95 www.cumhuriyet.conı.tr 30NİSAN 2001 lmsak:5.57 Güneş:4.16 Öğle: 13.09 tkindi: 16.57 Akşam: 20.07 Yatsı: 21.40 Takriamn hıkâyesî • Haber Merkezi - Çizgılerini Anadolu uygarhklanndan alan Fibula Takılan, günümüz kültürû ile sentezlediği mücevherah farklı ve geniş bir ürün yelpazesi ile tüm dûnya kadınlannın beğenisine sunuyor. Fibula koleksiyonu; yeni ve kişiye özel ürünleriyle her modelden en fazla 24 adet üreterek dünyada bir ilki oluşturdu. "Her hikâyeninbir takısı, her takının bir hikâyesi olmah" fıknyle yola çıkan Fibula, yeni ürün grubunu Efe LTD.ŞTl.'nin sektördeki 30 yıllık tecrübesi ışığında, mınyatür sanatçılanmızdan Hasan Kale'nin tasanmlanndan oluşrurduğu Antik Çağdan günûmözün moda ve beğenisine uygun takılan Fibula koleksiyonunda sunuyor. Sihipfi halkayla zayıflama • Haber Merkezi- Magic Hoop, günde birkaç dakika ayırarak istenmeyen kilolardan kurtulmayı sağlayan sihirli bir halka. Magic Hoop beli ve kalçayı inceltiyor, dayanıkhlığı artınyor, kalp-damar sistemini kuvvetlendiriyor. Magic Hoop aynı zamanda iç organlannızı çalıştırdıği için kabızlık tedavisi için mûkemmeldir. Bu eğlenceli egzersiz, sizi zinde tutarak güçlendırecek ve sağlıklı, ince bir görünüme kavuşturacaktır. Kanserin nedeni peklamlar • Haber Merkea - Amerikan Dermatoloji Akademisi Kongresi'nde cilt kanserini tartışan araştırmacılar, güneşten yayılan ultraviyole ışınlann deri kansen melanomanının oluşmasında başlıca rolü oynadığını bir kez daha açıkladı. Bilim adamlan melanoma saptanan insanlann yüzde 60'ının erkek olduğunu belirtiyorlar. Amerikah bilim adamlan güneşten koruyucu kremlerin kadınlara yönelik pazarlanmasuun erkekler arasında cilt kanseri oranını yükselttiğini söylüyorlar. Cinsiyet değiştiren askep • Haber Merkezi - The Sunday Times gazetesinin haberine göre, savunma harcamalanndaki kısıntıya rağmen, Ingiliz savunma bakanlığı, cinsiyet değiştirerek kadın olmak isteyen 5 askerin hormon tedavisi tnasraflannı karşılıyor. Bakanlık, bu askerlerin ameliyat öncesi psikolojik hazırlık masraflannı da üstleniyor. Gazete, çok sayıda askerin cinsiyet değiştirme ameliyatı için sıra beklediklerini yazdı. IEA'nın testinde Türk öğrenciler dünya ortalamasının altında Ylatematikte snnftakalchkEBRUTOKIAR ANKARA- 38 ülkenin üye ol- duğu Uluslararası Eğitim Başan- lannı Değerlendirme Kuru- luşu'nun (T£A), toplam 180 bin öğ- renciye uyguladığı matematik test ve anket sonuçlannda Türkiye, dünya ortalamasının çok altında kaldı. Dünya ortalamasının 497 puan olduğu testte Türkiye, 429 puanla Tayland, Moldova, Ro- manya, Tunus ve Makedonya'nın gerisinde kaldı. Sondan 8. sırada olan Türkiye, sadece Ürdün, îran, Endonezya, Şili, Filipinler, Morok- ko ve Güney Afrika'yı geçebildi. IEA, Türk öğrencilerinin mate- • Uluslararası Eğitim Başanlannı Değerlendirme Kunıluşu'nun (ffiA) 180 bin öğrenciye uyguladığı test ve anket sonuçlanna göre Türkiye sondan 8. sırada. matik bilgilerini günlük yaşama aktarmakta büyük güçlük çektiği- ni saptadı. Matematıkte en başa- nlı ülkeler ise Singapur, Kore, Hong Kong ve Japonya oldu. Türkiye'nm de üye olduğu Ulus- lararası Eğitim Başanlannı De- ğerlendirme Kuruluşu, en az 7 yıllık zorunlu ilköğretimi olan ül- keler arasında yaptığı test ve an- ketle öğrencilerin matematik per- formanslannı araştırdı. Araştır- maya Türkiye'de 7 coğrafî bölge- den 40 ilde bulunan 204 okuldan 8 bin öğrenci katıldı. Anket sonuçlanyla birlikte ül- kelerin nüfusu, kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasıla, satınalma gücü, eğitime aynlan kaynaklar, bütçeden araştırma ve geliştirme- ye aynlan pay, işsizlik oranı, or- talama yaşam ömrü, bebek ölüm oranı, yetişkinlerin okur-yazarük oranlan ve gazete tirajlan da ele alındı. Bu verilerin de ülkelerin matematik başanlannda etkili ol- duğu kaydedildi. SoLJENlTSIN: SÎZE BIYIK ALTINDAN GÜLÜYORLAR Çeçenlereölüm ceznsıuygulayın Dış Haberler Servisi - Nobel ödüllü yazar Aleksander Soljenitsın ölüm cezasının yeniden uygulamaya konmasından yana olduğunu açıkladı. Interfaks ajansınm bildirdiğine göre, Soljenitsın aynhkçı Çeçen milislere dönük olarak ölüm cezasının yeniden uygulanmasım istedi ve "Toplumu ve devleti korumak için ölüm cezasına ihtiyaç duyulacak dönemler olabiür" diye konuştu. Rusya 1990'larm ortasında Avrupa Konseyi'ne üyelik için idam cezasını kaldıracağına söz vermişti. Yasal düzenlemeler tamamlanmamış olmasına rağmen Anayasa Mahkemesi de ölüm cezası uygulamalannı yasaklamışrı. Çeçenistan'a yönelik saldın başlatan Rusya, son günlerde tüm bölgeyi kontrol altına aldığını söylüyor, ancak Çeçen milisler Rus askeri birliklerine ve Moskova / yanlısı yetkililere yönelik saldınlannı sürdürüyorlar. 82 yaşındaki Soljenitsın güvenlik güçleri tarafindan yakalanan Çeçen milislerin kendilerine ölüm cezası veremeyen Rus mahkemelerine bıyık altından güldüklerini söyledi. Yapay akciğer gerçek oluyor CHICAGO (AA) - Yapay akciğer cihazının yakın bir zamanda tamamlanacağı açıklandı. Şündiye kadar yapay akciğer üzerine çalışan bir fîrmanın cihazı bitiremeden ıflas ettiği, daha önce yapılan diğer bir cihazın da çok büyük olması nedeniyle kan pıhtılaşmasına yol açttğı kaydedildi. Yeni cihaz üzerinde çalışan Pittsburgh ÜnfversiîEst bilim adamlanndan Brack Hattier, cihazın, akciğer nakli olmayı bekleyen hastalara zaman kazandıracağını açıkladı. Maymunla deneye yasak AMSTERDAM (AA) - Hollanda hükümeti, şempanzeler üzerinde tıbbi amaçlı deney yapılmasını yasakladı. Eğitim Bakanı Loek Hennans, Lahey yakınlanndaki Rijswijk kasabasmda bulunan araştırma merkezınde bundan sonra şempanzeler üzerinde deney yapılmayacağını ve tüm deneylerin hemen durdurulacağını söyledi. ORÇLAR AFFEDlLStN Bob Geldof fakirliğe savaş açtı e-posta: tan @ prizma. net tr Haber Merkezi - U2'nin solisti Bono ve Live Aid örgütünün ku- rucusuBobGehk^üçûn- cü dünyanın borçlannm affedilmesi içinçabalan- nı sürdürüyorlar. Bono ve Bob Geldof, Afrika ülkelehnin borç- lannın affedilmesi ve bu bilincin oluşması için ça- lışmaya devam edecekle- rini açıkladılar. Afri- ka'nın borçlanna karşı mücadele eden JeffSachs ve Alabama Senatörü Spencer Bachus ile Ala- bama'da bir araya gelen Bono ile Geldof,borçla- nn affedilmesi konusunu yeniden kamuoyunun gündemine getirmek is- tiyorlar. Bono, yaptığı konuşmada, "Ashndain- sanlann dikkatini çek- mek için pqı yıkhzfan- nm Papa ile el ele fotoğ- raf çektirmek zorunda kalmalan özûcû ama Amerikan halkma bu dramı anlatmak zonın- dayız. AIDS, Orta Avru- pa'da yaşanan veba sal- gntmrtan wnr» kary Iflir- şryakaknğımızenbüyük tebdit'' dedi. Geldof toplantıda, kı- sa bir süre önce Güney Afrika Cumhuriyeti 'nde olduğunu ve burada Nel- sonMandela ilegörüş- tüğünü anlattı ve "Eğer AfrikaUaki ülkekre ken- di insanlanna yatırun yapma şansı verUmezse, bu uluslar için çok az şans var. YıDardır A6i- ka'ya gjdiyorum ve bu kez sonsuz felaketi gör- düm" dedi. Beş yıl önce tenisi btrakan kortlarm güzelyüzü Sabatini nedimesini seçti Tenisin en güzelkızı Kournikova Çeviri Servisi - Alman tenisçi Steffi Graf ile oynadığı çekişmeli final maçlan belleklerden silinme- yen Arjantinli Gabriela Sabati- ni'nin kortlara veda edışının üze- rinden beş yıl geçti. 30 yaşındaki Sabatini, şimdilerde boş vaktini Fransızca öğrenmeye ayınyor. Sa- batini, tenis dünyasıyla ilgili ilginç yorumlarda bulunuyor. Teniste güzelliğin çok ön plana çıktığını belirten Sabatini, "Kimgü- zelse o seçilip kortlara lanse edili- yor ve çok para kazanıyor" diyor. Sabatini'ye göre şu anda kortlann en güzeli Rus tenisçi Anna Kour- nikova. Sabatini, Steffi Graf ile Andre Agassi'nin ilişkisini duydu- ğunda çok şaşırdığını, aricak Graf 'ın telefonda kendisine söyle- diklerinden mutluluğu yakaladığı- nı anladığını belirtiyor. çelcfngen bir insanım <tal)ikla Sabatinu \V illianıs karde^lerin giydigi gibi de- ı ir\ dcknltdi tenis ia>afetlcri\lc ncden kortlara (,ıkma- ciı«t sorusunn şöyle yanıthvor: •'Çckinsjcn bir insanım. Bu a<,'ik kı> afrfkrin rahatokiuûıınıı da (liişünminorunı. St>ksi j>nı-üıiHK'k için ralutınıı kaçıranıazdınb" Craf mutluluğu yakaladı Kn hüyiik rakibi Stefll Graf ile arada sırada tekfon- la^iığını aııfalan Sabatini. Graf Ue Agassi'nin iliskisi- ni duyunca çok şasırdıgıni beüirti\or ve ekliyor: "An- . cak. telefonda bana söylediklerinden mutluluğu \ükaladi<>ını aııladım." SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 'Dünyalar Hâkimi! (ah bizim çocukluğumuz!... ne Amerika vardı, ne kola merakı, ne de hamburger!Çikolatalann içinden, Istiklal Harbi fotoğraflan çıkardı: TBMM 'nın resmı küşâdı; Gazi Mustafa Kemal Paşa, Kocatepe'cfe; Trikopis nasıl teslım oldu, vs..) O yıllarda, ne önemli şeydi; ortaokul az, hele lise, daha az; llgın'da (Konya) biryılı, bu yüzden, boş ge- çırmişim. 1927/38 dersyılında, tekrarKarşjyaka'da- yız (Izmir), ortaokula orada başlayacağım; bu bizi korkutuyor, çünkü ilkokuldan, ikı önemli değışıklık içeriyor 1 / kıiık kıyafet değişecektir: çifte yaldızlı ke- pe, siyah önlük, beyaz yakaya, vedâ; yerine ceket ve kasket giyilip, kravat takılacak; hele kravat, biz küçükteriçin, başlıbaşına sorun, 2/tek öğretmen okut- muyor artık; her ders için başka öğretmen, her biri- nin huyu başka, suyu başka: gel de alış! Ne var ki çocukluk, her duruma, en kolay alışmak demektir; zamanla alıştık; Karşıyaka'da okumak, ay- n bir zevktü Vahsl Batı' dedln mi, orada dur! Herkes gibi ben de Amerika'yı, sinema üzerinden keşfettim; o yıla kadar sinema, ancak ailece gidile- bilen bir eğlenceydi; artık, ortaokul ögrencisi olduk ya, kendi başımıza gidebiliyorduk; ucuzdu da, öğ- renci için, kişi başına 7.5 kuruş! Rlmlerin çoğunlu- ğu, -çoğu Fransızca dublajlı olsa da- Amerikan fil- mi; oniann çoğu da, o yıllarda 'moda' olan, artı kı- sımlık, ya da 'serial' kovboy filmleri; deyim yerin- deyse, biz Amerika'yı, Vahşi Batı'nın sığır çoban- lanyla tanımış olduk. Kovtx>y filmleri, yani Tom Mix, VVılliam Boyd, Buck Jones, Ken Maynard, Jimmy McBrovvn ve diğerleri; (sonradan peydahlanan Gene Autry ve Roy Rogers'ı, belki de 'şarkıcı' özelliklerinden do- layı, sevmemişizdir) ata binmenin güzelliğini ve key- fini, tenhalığı baş döndüren pampaiar'ı; en önem- lisi Kızılderilileri ve Zencileri tanıtmtş oldular; on- lan seyrettikçe, hem serüvenden tad aJmayı öğre- niyor hem de o uzak toplumla ilgili ilk bilgileri alıyor- duk: en müthişi bunun, silah silaha oldu mu, adam öldürmenin bile, cezasız kalmasıydı; dahası she- rifrier, asayişinden sorumlu olduklan birçok yerde, halkın başına belâ kesiliyor; yer yer de, büyük çift- lik sahiplerinin, oyuncağı oluyordu. Işin tuhafı, -bel- ki acısı demeliyim- KızıMerililer'in, Zenciler'in, bir de Ispanyolca konuşan Latin kökenlilerin, 'beyaz- lar' tarafından, adamdan sayılmaması: esamileri okunmuyor. Yıllarca sonra, kovboy filmlerinin, bize gizli gizli, etnik aynmcılık, ırkçılık, öteki ırklan kü- çümseme gibi, ûlkemizde olmayan ve bilinme- yen duygulan aşıladığını fark edeceğiz. 'Hızlı yaşa, genç öli' Arkasından, şehir Amerika'sını tanrtan, siyah/ be- yaz fakat görkemli, gangster filmleri geliyor; bunlar, lise yıllanna doğru (4O'lı yıllar) daha da çoğalacak ve zenginleşecektir: orada yoksullar, 'sınrf atlama'nın yolunu, içki, uyuşturucu, silah kaçakçıhğı; ya da fuhuş endüstrisi sayesinde buluyoriar; çoğun- luğu da, Amerikan toplumu içinde, ikinci sınrf in- san muametesine layık görülen, Katolik Italyan göçmenleri: Siciryahlari Sinemada Paul Muni, James Cagney, Edvvard J. Robinson, George Raft, Alan Ladd, Humprey Bogart ve daha nicelerı; öyle unutulmaz gangster tipleri yaşatıyorlar ki, bunlardan baalan, sahıcı gangs- terler: yani Al Capone, Lucky Luciaano, ya da Litt- le Cesar ve benzerieri; Chicago'nun o 'efsanevi' döneminden, taze hafızalanmıza, adeta 'nakşedil- miş', etkileyici kesitler. Bu defa, neyı öğrenmiş olu- yoruz: vahşi liberal Amerikan toplumu, bireye kazanç serbestisi tanıyor ama; eğer servet sa- hibi değilse, bu serbestiyi kullanabilmek, ancak yasadışı yoflardan mümkün, yasadışı dolayısıy- la tehlikeli: bu yüzden de, ünlü gangsterierin hepsi, neticede ya hayatını cezaevlerinde ta- mamlryor, ya da genç yaşlannda ölüyor. O filmin adi, unutulacak gibi midir 'Hızlı Yaşa, Genç ÖH' 'The jungle' ne anlama gellyordu? Çok geçmeden, II. Dünya Savaşı patlak verecek- ti, o zamana kadar, edebiyat meraklısı Türk okuru, Amerikan Edebiyatı'ndan haberdardeğil; daha çok, Fransız ve Rus yazarlannı tanıyoruz; Balzac, Zola, Flaubert, Stendhal; ya da, Dostoyevskiy, Turge- niyef, Tolstoy, Gogol, Gorkiy ve Çekhof! Tuhattır ama, Amerikah yazarlann Türkçeye çevrilmesi, ya- yımlanması ve okunması; savaşın ABD'yi, dünya- nın en güçlü ülkesi haline dönüştürmesiyle gerçek- leşecektir: o zamana kadar, adını bile duymadığımız bazı yazarlan, yayınevleri birer ikişer tanıtıyoriar. John Steinbeck, Erskine Caldvvell, VVilliam Fa- ulkner, Ernest Hemingway, ılk tanıştıklarımız! Ko- lay okunan, derinliği sonradan fark edilen bir üslûp- lan var, anlattıklan ortam da, ya taşralı, ya yoksul, ya da kötümser. Bunlan sonradan başkalan izleyecektir; hele be- nim gibi 'toplumcu' yazarlara meraklı olanlar, Sinc- lair Levvis'i Theodor Dreiser'i, Upton Sinclair'i, hat- ta Alexandre Saxton'ı tanıyabiliyor. Doğrusu ya, edebiyata ve öteki ülkelerin yazarlanna meraklı bir öğrencinin -hele sinema önceliği de varsa- bu ro- manlardan edineceği Amerika izlenimleri, hiç de parlak sayılamaz: Steinbeck, Caldvvell, Faulkner; o dönem hayli sıkıcı, Amerikan taşrası orta sınıfının, 'variıksal bunalımını'; ucu cürüm işlemeye kadar va- rabilen, taassup baskısını işlıyordu; Dreiser, Sinc- lair ve benzerieri ise, o ülkedeki hayatn, özellik- le halk için balta girmemiş bir orman hayatından farksız olduğunu yazıyorlardı; o kadar ki Upton Sinclair'in, akla durgunlukveren ünlü romanı, za- ten bu adı taşımaktadır: The Jungle/ Cangıl' "Amerika'sız tarafından, bir su" (... neyianlatmak istiyorum? Çocukluğunu 12 Ey- lül sonrasında geçirmiş bir öğrenci için, bu söyle- diklerim, ne kadar tuhaf, hatta saçma görûnecek- tir: yüzyılın ilk çeyreğinde, kimsenin doğru dürüst tanımadığı birülke, günümûzde artık, gündelikya- şantımızın bir parçası olmuş: o yıllarda ne Ameri- ka vardı, ne kola, ne de hamburger öyle mi? Şim- di 'Amerika's/z tarafından; bir su içebilir misiniz? Peki, o Dûnyalar Hâkimi'ni, gerektiği kadar ta- nıyor muyuz?) http-7/www.prizma.net.tr/AILHAN http://www.bilg.ryayinevi.com.tr/ailhan Faks/0-212/26019 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear