Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 2001 ÇARŞAMBA
HABERLER
Başbakan
EcevfTin sağlığı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Insan Haklan
Komisyonu Sözcüsü ve
DYP Sinop Milletvekili
Kadir Bozkurt, Başbakan
Bülent Ecevit'in sağlık
sonınu gerekçesiyle
"insanlık dışı muameJeye
tabi tutulup
tutulmadığının"
araştınlması istemiyle
Insan HakJannı Inceleme
Komisyonu
Başkanhğı'na başvurdu.
Bozkurt, komisyon
başkanlığına dün
sunduğu dılekçesine.
Ecevit'in sağlığıyla ilgili
tartışmalann yaşandığı
genel kurul tutanaklan ile
gazete kupürlerini de
ekledi.
Bag-Kur Yasası
değişiyop
• ANKARA (AA)-
Bağ-Kur Yasası'nda,
sosyal sigorta sistemleri
arasında norm ve
standart birliği sağlamak
amacıyla değişiklik
öngören ve kurumu
yeniden yapılandıran
tasan, Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda kabul
edildi. Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda
benımsenen tasan ile
kurum gelırlerınin
verimli bir şekilde
değerlendirilmesini
sağlamak amacıyla bir
daire başkanlığı
kurulması öngörüldü.
Stsmfk-2 alımının
ertelenmesi
• ANKARA (AA)-
Jeoloji Mûhendisleri
Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Aydın Çelebi,
MTA Sismik-2 gemisinin
alım projesinin "tasarnıf
tedbirleri bahanesiyle
durdurulmasının sadece
bilimsel bir gaflet değil,
siyasal bir sorumsuzluk"
olduğunu savundu. Aydın
yaptığı yazılı açıklamada,
Marmara depremlerinden
sonra yaşamsal
gerekliliği yeniden
anlaşılan. tüm aksamıyla
birlikte yalnızca 25
milyon dolara mal
olacağı bilinen bu
projenin
dondurulmasının
toplumun can ve mal
gûvenJiğini sağlamakla
sorumlu iktidann
"tam bir aymazlık
içinde" olduğunu
gösterdiğini belirtti.
Devlet Bakanı Kemal Derviş, görevlerinin sadece istikrar olmadığını söyledi:
Yeniden yapdanacağızANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı
Kemal Derviş, önlerindeki görevın yal-
nızca istikrar değil, istikrarla birlikte
yapının değişimini sağlamak olduğu-
nu belirtirken programı da istikrar
programı olmanın ötesinde "büyüme-
ye geçiş ve yeniden yapdanma progra-
mı" olarak nıtelendirdi. Derviş, prog-
ramın bu hafta açıklanacağmı, bütçe
büyüklüklerinin belirlenmeye çahşıl-
dığını belirtti. IMF'nin savunma har-
camalannın kısılmasını istediği ve Yu-
nanistan'ın da buna göre tavır aldığı-
na ilişkin haberlere Derviş^"Bütçebü-
yüklüğü Türkiye'ye aittir. Ozeüikle sa-
vunmakonusunda herhangi bir dış ku-
ruluşun, bir mercün bize herhangi bir
şey empoze etmesi söz konusu değü"
yanıtını verdi.
Derviş, TESK'i ziyareti sırasında,
istikrann 6 ay sonra yeniden bozulma-
sı durumunda halkın ve ekonominin
darbe yiyeceğini belirterek "Onuniçin
meseie, sadece istikran sağlamak değil.
Mesele, gerçekten bu firsattan yararla-
narak çok uzun süredir Türk toplumu-
nun beklediği yapısal refromlan, çok
dddi şekilde, size danışarak ve sizin de
desteğinizie yapabUmek" dıye konuş-
tu. Yalnızca istikrann açıklanması du-
rumunda yapısal yanının eksik kalaca-
ğını, güven oluşturulamayacağını, bu-
nu içerde ve dışarda kaynak getirecek
kesimlere anlatamayacaklannı söyle-
yen Derviş. "İstikrar ile birlikte yapı-
sal değisiklikieri aynı zamanda yapma-
mız gereldyor" dedi.
Derviş. ekonomik krizden olumsuz
etkilenen kesimlere bir miktar destek
olmanın görevlen olduğunu, ancak
kaynak aktanmırun bütçeden olacağı-
nı belirtti. Hazine'nin dar olanaklany-
la işçiye, esnafa sağlanacak kaynağın
yetmeyeceğini anlatan Derviş, sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Bu bunahmdan çok büyük sıkmb
gören, uyum gösteremeyen kesimlere
de bir miktar destek olmak görevimiz."
Derviş. desteğin şeffaf şekilde ya-
pılması gerektiğini, ancak bunun yeni-
Cündem kriz
Sivil
girişim
toplanryor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türk-lş,
TISK, TOBB ve
TZOB'nin da aralannda
bulunduğu 7 kitle örgü-
tünün oluşturduğu sivil
girişim bugün toplana-
rak, "siyasi istikrarsızb-
ğT masaya yatıracak.
Türk-lş, DİSK,TZOB,
TESK, TİSK ve TO-
BB'nin oluşturduğu sivil
girişim bugün ekonomik
krizi ve siyasi istikrarsız-
lığı değerlendirmek üze-
re TESK Genel Merke-
zi'nde bir araya gelecek.
Demokratik kitle ör-
gütleri toplantısında, ey-
lem yapan esnafın duru-
mu, sosyal taraflann
ekonomik programdaki
yeri tartışılacak.
Orgütler, yapılan de-
ğerlendirmenin ardın-
dan neler yapılabılece-
ğüıi tartışıp karara bağ-
layacak.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇtN
« a a nfi?H;o?.fc.n
den görev zararlanna, enflasyona ne-
den olacak ya da bankacılık kesimini
dinamitleyecek biçimde yapılmaması
gerektiğini vurguladı.
Derviş, gazetecilerin sorulan üzeri-
ne, programı bu hafta açıklayacağını,
tam gününü şu anda bilemedığini. an-
cak ciddi bir oranda dış destek sağla-
yacaklannı bildirdi. Programda bazı
konularda sürpriz olmadığını, bazı ko-
nularda ise yeniliklerin olacağını söy-
leyen Derviş, dış desteğin, IMF, Dün-
ya Bankası ve Türkiye'nin dostu olan
güçlü ülkelerden geleceğini, Türki-
ye'nin gereksinimini karşılayacak
miktarda olacağmı ancak kombinas-
yonunu şu anda acıklayamadığını be-
lirtti. Dış kaynak için bu
programın tüm aynntıla-
nnm ortaya çıkması ge-
rektiğini, iç ve dış kamu-
oyunun uzmanlannm
bütün aynntılan görme-
leri gerektiğini vurgula-
yan Derviş, TOBB Baş-
kanı Miras'ın, program
kendilerine açıklanma-
dan çıkar çevrelerine
açıklandığı ve onlann da
buna göre tavır aldıklan-
na ilişkin sözleri ile hü-
kümetin istifasını isteyen
açıklamalanna ilişkin
sorular üzerine de şöyle
konuştu:
"Programın birçok bo-
yutu tabii ki kamuoyu ta-
rafindan biliniyor. Büt-
çeyle ilgili aynnnlar bilin-
miyor. Biz de şu anda bu-
nun son şekliiü bulmaya
cahşryoruz."
Derviş, savunma har-
camalanyla ilgili haber-
lerin anımsatılması üze-
rine de sert biçimde şu
açıklamayı yaptı:
"Biz kendi harcama
düzenimizi ktıranz. Bu
ülkenin güvenior obnası
lazım. Onun ötesindebile-
şimine,a\nntBinaveözeJ-
Kkle savunmayla UgUi ko-
nulara herhangi bir ya-
bana merciıûn kanşma-
sına müsaade etmeya."
Ücret tarifesinin belirlenmesinde Ulaştırma Bakanlığı devre dışı bırakıldı
Uçak biletiııe zam serbestANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hükümet ortaklan MHP ve ANAP ara-
sında "uçuş ücreti ve tarifesi''nin belir-
lenmesi konusundald anlaşmazlık, U-
laştınna Bakanı Enis Öksüz'ün geri
adım atmasıyla aşıldı. Uçak biletlerine
yapılacak zamda Ulaştırma Bakanlığı
devre dışı bırakılırken ücretlerin hava-
yolu şirketlerince belirlenmesi karar-
laştınldı. Ulaştırma Bakanlığı'nın ilk
taslağmda yer alan aşın ücret uygulan-
ması durumunda Rekabet Kuru-
mu'nun görüşü alınarak bakanlık tara-
findan taban ve tavan sınır belirlenece-
ğine ilişkin hüküm metinden çıkanldı.
Yeniden düzenlenen Sivil Havacılık
Yasası taslağı Bakanlar Kurulu'nda im-
zaya açıldı.
Özelleştirmeden sorumlu Devlet Ba-
kanı Yüksel Yalova'nın Türk Sivil Ha-
vacılık Yasası'ru değiştiren yasa tasla-
ğmı imzalamaması sonucu hükümet
ortaklan arasında yaşanan sorun dün
çözüldü. Partisinin grup toplantısından
önce gazetecilere "Benadamgibitasa-
n sundum. Beğenmezlerse değjstirsm-
kr''diyen Ulaştırma Bakanı Enis Ök-
(
'li Ulaştırma Bakanı Enis
Öksüz ile ANAP'h Devlet
Bakanı Yüksel Yalova arasında
tartışmaya neden olan uçak
biletlerine zam konusu
Ulaştırma Bakanlığı'nın devre
dışı bırakılmasıyla sonuçlandı.
süz, Türkiye'de havayolu taşımacılığı-
nın THY'den ibaret olmadığını vurgu-
layarak 11 şirketin daha olduğunu söy-
ledi. Öksüz, "Bunlann uçuş tarifeleri
elbette Ulaşürma Bakanhğı tarafindan
beiüienecek" diye konuştu. Ücret tari-
fesinin belirlenmesinde Rekabet Ku-
rulu'nun devreye sokulduğunu, kuru-
lun görüşü alınarak bakanlığın alt ve
üst sınır belirleyeceğini anlatan Öksüz,
ABD'de de sistemin bu biçimde işledi-
ğini bildirdi. Öksüz, "Bu konuda bilen
de konuşuyor bihneyen de.Akh eren de
konuşuyor ermeyen de" dedi.
Telekom'un özelleştirilmesi konu-
sunda kendisinin suçlandığını anlatan
Öksüz, "Ben neyi engeUemişim? 5 de-
fa huknka çarpü, o zaman ben mi var-
dnn? Gkfip gidip mahkemedendöndü-
nüz. Hukuku okuyun dedim, ama
"okumayız" dediler. Okumazsanız bir
daha bir daha duvara çarparsmız. Bu
kadar beceriksizliğin faturasını kanun-
suz işiere bağlavacaklanna bana bağh-
yorlar. Basın, açıklamalan çarpıtiyor,
beni küfürbaz yapacaklar. Bu konuda
referanduma gitsek vüzde 80'den aşağı
oy almam" diye konuştu.
Öksüz: Geri adım atmadım
Öksüz "ün açıklama yaptığı saatlerde
Devlet Bakanı Yalova, ekonomiden so-
rumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş ile
bir araya geldi. Yalova, görüşmenin ar-
dından Türk Sivil Havacılık Yasası'nda
değişiklik konusunda sorunun aşıldığı-
nı belirtti. Geri adım atan Öksüz, Ha-
zine'nin önerisini kabul etmek zonın-
da kaldı. Öksüz, tavnnda bir değişiklik
olmadığını üeri sürerken "Bunlar ön-
ce kanun ohnadan zam yapmak istedi-
ler. Ben de ilk önce kanunu çıkarmala-
rmı ondan sonra 7ammı yapmalaruu
önerdim.Şjmdizammiyapabumekiçin
kanun hazniandı. Benhn geri adım at-
öğun yok" dedi.
Bakanlar Kurulu'nda ilk imzaya
açılan yasa taslağında yer alan "Üc-
ret tarifelerinin ülke ekonomisi ve ka-
mu yaran aleyhine sonuç vermesi, aşı-
n ücret uygulaması veya rekabet orta-
mmın bozuhnası haMnde Rekabet Ku-
nımu'nun da uygun görüşü ahnarak
taban ve tavan ücretleri Ulaşürma Ba-
kanhğı'nca beBrlenir" hükmü metin-
den çıkanldı.
Yeniden düzenlenerek imzaya açılan
yasa taslağında, "Ruhsat sabibi, ücret
tarifeleri ile birlikte uygulama tarihini
ticari, maM ve ekonomik koşuDara u>-
gun olarak beurler v« yürürlüğe koyma-
dan 3 gün önce üçüncü kişüere duyu-
nır" denildi.
STFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Tunceli'de, yaşlan 8O'ege)mişyaş-
lı ninelerin çete suçundan mahkûm
edilip hapse atıldığı, gazetelere yan-
sıdı. Kriz tartışmaları arasında gürül-
tüyegiden bu manzara, aslında Tür-
kiye'nin bugünlere neden geldiğinin
de ipuçlannı veriyor. Iki gün önce
Tunceli muhabirimiz Ferit Demir te-
lefon etti. Bu yaşlı insanlann cezaevi
koşullarına dayanamayacağını, bir
şeyler yapılması gerektiğini söyledi.
Tunceli Barosu Başkanı Hüseyin
Aygün de aradı ve bu konuda bir çö-
züm bulunması gerektiğini dile getir-
di. Aygün yolladığı mektupta şunla-
n belirtti: "Bir süredir basın organla-
nndayayımlanan 'NinelerÇetesi'ha-
berierini okuduğunuzu sanıyorum.
Her biri artık ömrünün son yıllannı
yaşamakta olan bu yurttaşlann ba-
şına gelenler, Tunceli'de toplum vic-
danında derin biryara açtı."
Aygün, yargılama sürecine ilişkin
şu bilgileri verdi: "Bu yurttaşlar Ma-
latya 1 No'lu DGM tarafindan veri-
len 3 yıl 9 aylık cezalannın Yargıtay
tarafindan onanması üzerine yakala-
'Nineler Çetesi' Yaratan Ülke
narak kapalı cezaevine konuldular.
Emine Kıyançiçek (80), Yemiş Al-
bntaş (65), Güllü Çelik (65), Fatma
Sevük (77), Ali Adır (68) ve Naccye
Sevük (özüriü)_ isimli yurttaşlar, ce-
zaevinde tühü sağlık sorunlanyla
ayakta kalmaya çalışıyoriar. Bu yurt-
taşlann yaşadığı 'hukuk dramı' Tür-
kiye açısından taşınamaz biryük ha-
line geldi."
Aygün, cezalann kesinleşmesi ne-
deniyle bu konuyu fazla tartışmak is-
temediğini söylüyor, ancak bazı çe-
lişmelere dikkat çekmekten de ken-
disini alamıyor: "Mahkeme karannı
tartışmak, artık pek faydalı olmadığı
gibi doğru da görünmüyor. Ancak
dava dosyası çelişki ve mantık kural-
lanna aykınlıklarla doludur. Sözgeli-
mi; Emine Kıyançiçek daha sonraki
aşamalarda reddettiğıjandarma ifa-
desinde, yaklaşık 30 kilo erzak mad-
desini örgüte götürdüğûnü 'itiraf' ef-
miştir. 80 yaşındaki bir insanın bu
kadar ağırtıktaki erzak maddesini ta-
şıması fizik kurallanna uygun gözük-
müyor. Aynca mahkemece itibar
edilen itirafçı beyanlanna ne derece
güvenilebilir? Itirafçılar, 'Pişmanlık
Yasası'n/n hükümlehnden yarahan-
mak için pek çok masum insanı suç-
ladılar ve suçlamaya devam ediyor-
lar. Tunceli'nin tanınmış işadamı Ce-
lal Yaşar, itirafçılann sonradan geri
aldıklan beyanlan sonucu Malatya 1
No'lu DGM'de ceza aldı. Güvenlik
güçleriyle girdiği çatışmada öldürü-
len bir örgüt militanının üzerinden
çıkan not defterinde yazılı 'rime' is-
minin 'kod isim' olarak değeriendi-
rilmesi de kuşkulu birdeğerlendirme
sayılamaz mı?"
Tunceli Barosu Başkanı, bu konu-
ya artık bir çözüm bulunması gerek-
tiğini vurguluyor: "Cezalannın infazı-
na başlanan bu yurttaşlan da içine
alan toplumsal bir çözüm mümkün
değil midir? Kamu vicdanını derin-
den yaralayan 'Af Yasası'nın geniş-
letilmesi mümkün değil midir? Ana-
yasa Mahkemesi'nin, afyasasını sü-
re yönünden genişletmesi bu yurt-
taşlann tahliye edilmesine yol aça-
bilir. Bu yurttaşlann suç tarihleri
1999 yılı yaz aytandır. Af yasası, ya-
yımlandığı tarihe kadar (21.12.2000)
işlenen suçlan kapsayamaz mı?
Anayasa Mahkemesi, esastan gö-
rüşmeye başlayacağı bir dosyada
süre ile ilgili hükmü iptal edemez
mi?"
Aygün bir hukukçu olarak, yaşa-
nan bu acılara bir çözüm bulunması
gereğini vurguluyor: "Ülkemiz büyük
acılar yaşıyor. Bu ülkenin gençleri
hergeçen gün ölüme gidiyor. Ceza-
evleri artık birer ölüm evine dönüş-
müş durumda. Siyasal irade, soru-
nu gözlerden gizlemeye ve suskun-
lukla geçiştirmeye çalışıyor. Ölüm
orucunun ilk aylannda Adalet Baka-
nı, 'ölüm orucuna son verilirse
CMUK 399. madde gereğince ceza-
lann ertelenebileceğini' söylemişti.
1996 yılındaki ve şimdi süren ölüm
oruçlan nedeniyle bir daha hiçbir za-
man bedensel ve zihinsel yetilerini
kazanamayacak olan insanlann bu
madde gereğince salıverilmeleri
mümkün değil midir? Bunun müm-
kün olabileceğini hukuk söylüyor,
vicdanımız söylüyor. Adalet Bakanı
hukukun gereği olan bu sözlerini ne-
den yerine getirmiyor? Böyle bir
adım 'Nineler Çetesi'ne de yarar
sağlamaz mı?"
Yaşlan 80'e ulaşmış yaşlı nineleri
hapishanelere tıkan anlayış değil mi,
bugün Türkiye'yi tüm dünyanın gö-
zünde güvenilmez kılan! Bu ülke
inandıncılığını yitirdi. Bu ülke kredisi-
ni yitirdi. Bu ülke iflas etti. Mahkeme-
ler nineleri hapse atıyor, F tipi ceza-
evlerinde süren tecrit, hukuka aykın
olduğu halde kaldınlmıyor. Türkiye if-
las ediyor. Türkiye'ye kimse güven-
miyor.
Bir şeylerin degişmesi artık gerek-
miyor mu?
GLOBALPOLİTtKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOGLU
I. ve III. Sınıf Kafalar
Batı'nın en parlak akademisyenleri arasından
serbest piyasanın etkilerine, kamu alanının tahri-
batına, büyük şirketlerin iktidanna karşı çıkanlargi-
derek artıyor. Cambridge Üniversitesi Judge Ins-
titue of Management Studies (Işletmecilik Araş-
tırmaları) bünyesindeki Centre for Intemational
Business Management (Uluslararası Iş Idaresi)
Direktörü Noorena Herz de The end of Polro'cs
kitabıyla bunlara katıldı.
Biraz hafıza tazeleyelim
1997 başında, Rollings Stones dergisinin edi-
törü William Greider in "Küresel Kapitalizmin
Manyak Mantığı" çalışmasını aktarmıştık. Greider,
1996'da dünyayı dolaşarak hazıriadığı kitabında,
dünya ekonomisinin küreselleşirken, beraberin-
de, muazzam bir kapasite fazlası, gittikçe artan iş-
sizler ordusu, yatınlacak yer bulmakta zorlanan
bir mali sermaye stoku biriktirdiğini, bu eğilimin
sürdürülemeyeceğini yazmıştı. O zaman, MIT'den
Klugman, Harvard'dan Dani Rodrik Greider'in
kapasite fazlası saptamasına karşı çıktılar (piya-
salar kendi kendine dengeye gelir ya!). The Eco-
nomist de, kapasite fazlası sorunu için "palavra"
diyerek bu koroya katıldı. Aynı yıl Asya krizi patlak
verecek, kısa süre sonra da kapasite fazlası soru-
nu basının günlük konulan arasına girecekti.
1997'de yayımladığı makalesinde, milyarder
spekülatör Soros, serbest piyasa bağnazlığının
demokrasiyi öldürmeye başladığını vurguladı.
1998'de Klugman Malezya spekülatif sermayeyi
denetlemeye başladığında, Fortune'de yazdığı
yazılarla Mahatir'i destekledi. Aynı yıllarda Dünya
Bankası Baş Ekonomisti Stiglrtz, "Washington
consensus"ü eleştirmeye. Rusya deneyinin IMF
paradigmasının iflası olduğunu; IMF politikalan-
nın uygulanan ülkenin değil, kredi kurumlannın çı-
kanna göre_düzenlendiğini gösterdi.
Oxford Üniversrtesi'nden Prof. John Gray
başlangıçta serbest piyasa yanlısı bir düşunürdü,
neo-liberalizmin en hızlı döneminde Thatcher'in
danışmanlığını yaptı. O da tutum değiştirdi, False
Dawn (Sahte Şafak) kitabında (1998) serbest pi-
yasanın aslında, devlet eliyle dayatılan bir kapita-
list ütopya olduğunu, bu yüzden de tarihte nere-
de, ne zaman gündeme gelse demokrasinin aşın-
masınayol açtığını gösterdi. Dani Rodrik de 1999
yılındaki çalışmalannda, küreselleşmenin, geliş-
me paradigmasının yerine geçemeyeceğini hatır-
latmıştı. Küreselleşme projesinin, gelişmekte olan
ülkelere fızibilitesi dahi yapılmadan dayatıimış ol-
duğunu ve hemen her yerde buyük tahrıbata yol
açtığını gösterdi. Küreselleşmeye köıiemesine at-
lamadan önce ulusal ekonominin gereksinimleri-
ne öncelik vermek gerektiğini vurguladı. Nihayet
Aralık 2O0O'de Financial Times "We have reac-
hed Utopia and it sucks" (Kabaca: "Ûtopyaya u-
laştık, birboka benzemiyor") başlıklı çok ilginç bir
"deneme" yayımladı: "Artık, piyasa her ıstediği-
nizi sunuyor, ancak bireyciliğin bu zaferinin kimi
çirkin yan etkileri var"... Daha fazla bireycilik, in-
sanlann kendi çıkarlarını ortak çıkarlann önüne
koyması anlammageliyor. "Toplumsal çıkaryalnız-
ca birkurgudur" diyen Thatcher'i desteklemiş olan
bir gazete için ne büyük bir "U" dönüşü...
Sıradışı bir akademisyen
Noreena Herz'e dönersek, 19 yaşında felsefe
ve ekonomi bölümlerini bitirdi. Pensilwanya Üni-
versitesi'nde işletme masten yaptı. Sonra St. Pe-
tersburg'a gitti, borsanın kurulmasına yardım et-
ti, Yettsin hükümetine serbest piyasaya geçiş ko-
nusunda danışmanlık yaptı. Londra'ya döndü, bir
senegibi rekorbirsürededoktorasını aldı. 1996'da
40 kişilik bir araştımnacı grubunun başında Orta-
doğu'ya gitti, iş çevrelerinin barışa yapabilecekle-
ri katkılan araştırdı. Kısacası, 33 yaşındaki Herz sı-
radan bir akademisyen, "önyargılı bir solcu" de-
ğil! Söylentilere göre kitabını yazmak için, yayın-
cıdan 100 bin steriinden fazla avans almış (Daily
Telgraph, 31/03). Demek ki yayıncısı, serbest pi-
yasa ekonomisinin kamu alanını yok etmesine,
büyük şirketlerin hükümetler üzerinde giderek ar-
tan etkisine karşı çıkan bu kitabın çok ilgi görece-
ğini düşünüyor.
Herz'e göre kamu hizmetlerinin özel şirketlere
devredilmesi büyük bir sorumsuzluk. Bu şirketler
ancak ekonomik büyüme döneminde bu işlevle-
rini biraz olsun yerine getirebilirier. Ama Japonya
örneğinin bize gösterdıği gibi kriz başlayınca, his-
sedariannın çıkarianyla kâriara öncelik verirter, ka-
mu hizmetlerini giderek sağlayamaz hale gelirier.
Herz'e göre devlet müdahalesine gerek olmadığı-
nı, tüketici talebinin büyük şirketlerin tutumunu,
"piyasa demokrasisi" yoluyla zaten etkilediğini sa-
vunmak da gerçekçi değil. Üstelik, bu yolla satın
alma gücünün oy venmenin yerine geçmeye baş-
laması, demokrasinin sınıriannı cebinde harcamak
için para olanlara kadar daraltır. Herz'e göre "de-
mokrasi tüketicilerin ve hisse senedi sahiple-
rinin (Pıyasaların- E.Y.) eline bırakılamayacak
kadar önemlidir, dünya bu kadar basite indir-
genemez."
Herz, kitabındaki düşünceleri özetlediği The
Observer yazısında (08/04/01), büyük şirketlerin
iktidanna karşı son yıllarda gittikçe artan direniş-
lere, çeşitli yeniden kamulaştırma deney ve tartış-
malanna dikkati çekiyor, bunlann başanlı örnekle-
rini aktanyor ve ekliyor: "Bunlar henüz ufak işa-
retler. Ancak geçen 20 yılda hegemonya kur-
muş olan ideolojinin çatJaklannı temsil ediyor,
yeni bir düşünce tarzının oluşmaya başladığı-
nı gösteriyoriar."
Dünyanın, küreselleşmeden faydalanan ülkele-
rinde I. sınıf araştırmacılar, insani, ahlaki kaygı-
larla, entelektüel namus gereği, yaklaşımlannı
değiştirirken, bizim ülkede kimi III. sınıf akademis-
yenler, hâlâ gazete köşelerinde, çekilen acılara al-
dırmadan bu krizin aslında bize iyi gelebileceğini,
IMF programının bizi çağdaşlaştıracağını, aslında
daha önce uygulamadığımız için bu duruma düş-
tüğümüzü (adeta "bir daha size ne söylenirse he-
men yapınız diyerek") anlatmaya çalışıyoriar. Pek
emin değilim, ama sanınm bu durum, III. sınıf ka-
falara sahip olmak kadar, sistemle olan göbek
bağlanndan da kaynaklanıyor olabilir.
Bağışlayacağınız her bir kuruş,
engellimn kolu, bacağt ve gözü olacaktır
' Bu yardım: bizden esirgemeyin.
TÜREV
Türkiye Engelliler Vakfı
Tel: (0 216) 370 33 66 - 383 93 50 - 370 79 89
Banka hesap no: Maltepe Vakıflar Bankası Şubesi
2051328 No'lu hesap