23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 NİSAN 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER TBMMheyeti Küba'ya gittî • İSTANBUL(AA)- Parlamentolararası Birlik'in(IPU)l-7 Nısan tarihleri arasında Havana'da gerçekleştirilecek olan Genel Kurulu'na katılacak TBMM heyeti Küba'ya gitti. Parlamentolararası Birlık Tûrk Grubu Başkanı ANAP îstanbul Miîletvekili Cavit Kavak, Parlamentolararası Birlik Genel Kurul çalışmalarına TBMM'den Ziya Aktaş (DSP), Cengiz Güleç (DSP), Ismail Karakuyu (DYP), Turhan Alçelik (FP), Bahri Zengin (FP), Abbas Bozyel (MHP), Hanifi Tiryaki'nin (MHP) katılacağuu da sözlerine ekledi. Kmlayda karmaşa I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kızılay'ın, aralannda kayyım heyeti ve merkez karar kurulu üyelerinin de yer aldığı muhalif grup, Sürmeli Otel'de dün bir basın toplantısı düzenledi. Muhalif grup adına konuşan Pendik Şube Başkanı Yusuf Topçu, 133 yıllık köklü bir • kuruluş olan Kızılay'ın yağmalanmakta olduğunu ifade etti. Kızılay yönetiminin gitmemekte direndiğini ve "üçlü çete" olduğunu ileri süren Yusuf Topçu, kendilerinin ise Kızılay'ı "küçük vatan" olarak gördüklerini kaydetti. Topçu. bugün yapılacak olan olağan kongrenin yasal olmadığını savundu. Nzbuflahçı gömiüdü • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarbakır'da, çatışma sırasında öldürülen terör örgütü Hizbullah tetikçısinin cenazesi toprağa verildi. Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve 5 polisin şehit edilmesi olayına katıldığı bildirilen ve Bağlar Beldesi'ndeki çatışmada öldûrûlen "Ejder" kod adlı terör örgütû Hizbullah tetikçisi Hasan Sanağaç'ın cenazesi, yakınlan tarafından devlet hastanesinden alınarak Mardinkapı Mezarlığı'nda toprağa verildi. Itepörist tutuMandı • tstanbul Haber Servisi - Istanbul'da Hizbullah terör örgütüne yönelik operasyonlarda yakalanan 3 kardeşten 1 'i tutuklandı. Istanbul Nöbetçi 5 No'lu DGM Yedek Hâkimliği tarafından ifadesi alınan Abdülselam Seçgin, "Yasadışı örgüt üyesi olmak" suçundan tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne konuldu. Bağcılap'da tecavüz dehşeti • tstanbul Haber Servisi - Bağcılar'da, yaşlan 7 ile 12 arasındaki 3 çocuğa tecavüz eden 17 yaşındaki bir kişi ile bu kişiye yardun eden 9 ve 12 yaşlarmdaki iki çocuk yakalandı. Polis yetkilileri, tecavüze uğrayan çocuk sayısının daha fazla olduğunu tahmin ettiklerini, fakat mağdur ailelerin kendilerine başvurmadığını ifade ettiler. Yetkililer, 17 yaşındaki I.K'nin diğer 2 çocuğun da yardımıyla kurban olarak seçtiği çocuklan ıssız bir yere götürûp bıçak tehdıdiyle tecavüz ettiğinin belirlendigini kaydettiler. MGK'ye sunulan raporda, örgütün Türkiye'yi bölmek için çalışacağı vurgulandı: PKK uliıslaşma çabasında• Güvenlik birimlerinin hazırlayarak MGK'ye sunduğu kapsamlı raporda, PKK'nin Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından sonra "demokratik cumhuriyet" söylemine sığınırken, aslında "uluslaşma ve devletleşme" çabası içinde olduğuna dikkat çekildi. • PKK ile bağı olan ve isminde "Kürdistan" sözcüğû geçen kuruluşlann sıralandığı raporda terör örgjitünün yurtdışı ve yurtiçindeki faaliyetleri değerlendirildi. Örgütûn, uluslaşma süreci için yasadışı dil kurslan düzenlediği de belirtildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) önceki günkü toplantısında ele alın- mak üzere hazırlanan "iç güvenlik de- ğerlendirme" raporunda PKK'nin "uluslaşma ve devletleşme çabalarT ele alındı. Güvenlik birimlerince hazırlanarak MGK Genel Sekreterliği'ne sunulan raporda Abdullah Öcalan'ın yakalan- masından sonraki "demokratik cum- huriyet" söyleminin gerçeği yansıt- madığı, terör örgûtûnün Türkiye'yi bölme amacından uzaklaşmadığı or- taya konuldu. Raporda, PKK üe organik bağı olan ve isminde "Kürdistan" sözcüğü ge- çen kuruluşlar sıralandıktan sonra, te- rör örgütünün yurtdışındaki faaliyet- leri değerlendiriliyor. Bu konuda şu görüşlere yer veriliyor: "PKK'nin sözde başkanhk konseyi üyelerinden Ali Rıza Altun, Parist e ' Diplomasi ve Kurumsal Siyasi Çalışmalar Koordi- nasyon Kurulu' oluşturdu. Bu kurul yapnğı toplanüda, dış ilişkiler bürola- nmn uluslararası düzeyde diplomatik faalhetyürütmesi,söz konusu bürola- nn Kürt elçiliği göreviniyürütmesi, İs- met Şenf Vanh'nın başkanhğmdaki Ekonomik program DYP'den destek yok ANKARA (ANKA) - FP'de çatlağa neden olan ekonomik programa DYP'den destek gel- mıyor. DYP lideri Tansu ÇiDer. par- tili milletvekillennı Anadolu'ya göndererek "fakirleşıne progra- 101" olarak nitelediği ekonomik program aleyhinde kulis yap- malannı istedi. Çiller imzasıyla milletvekillerine gönderilen ya- zıda hükümetin uyguladığı yan- hş politikalann ülkeyi içınden çıkılmaz bir noktaya getırdiği ileri sürüldü. Türkiye'nin, tarihinin en bü- yük siyasi ve ekonomik krizini yaşadığı savunulan yazıda Çil- ler, "AçıklananUlusal Program, halkımızı daha da perişan ede- cek» ve bir kurtuluş recetesi de- ğjL, halkımızı oyalama ve daha da fakirleştirme programıdır. DYP olarak illerimizde hükü- metin yanhş politikalannı, açık- lanan Ülusal Program'ın çare o\- madığuu yerel televizyonlarda, basın toplanülanvla ve srvil top- lum örgütlerini yerinde ziyaret ederekanlatmanuz büyük önem arz eûnektedir" dedi ÇtZMEDEN YUKARI m.kartçasuperonline.com.tr MUSA KART KAMU KAVMAK Ğ 0U... &UL.AMAYIKİCA KRİZB Demirel, sosyal boyut kazanmamasını istedi 'Türldye bu krizi aşar' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit ile görüşen eski Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel, ekonomik krizin sosyal boyut kazanmaması gerektiğini belirterek "Türkrve bu krizi aşar. paniğe ve tah- rike getmeye gerek yok" dedi. Demi- rel, Ortadoğu banş süre- cinin büyük bir bunalım içinde olduğunu söyledi. Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dün Başbakan Bülent Ecevit ile görüştü. Ecevit'in De- mirel'i kapıda karşılama- sı ve görüşmeden sonra arabasına kadar uğurla- ması dikkat çekti. Demi- rel, yaklaşık yanm saat süren görüşmerun ardın- dan yaptığı açıklamada, Filistin-lsrail anlaşmazlığı ve Orta- doğu banş süreci ile ilgili olarak böl- geye yaptığı son gezide edindiği izle- nimleri Başbakan Ecevit'e aktardığı- m kaydetti. Gazetecilerin sorulanm da yanıtla- yan Demirel, ekonomik krizin görüş- mede gündeme gelmediğini söyledi. "Krizden çıkış konusunda neler söy- leyeceksiniz" sorusu üzerine Demirel, "O işlerle meşgul hükümet var, flgHi- ler var, herkes var" dedi. Demirel, krizin nedenlerinin sorulması üzerine de, "Hiçbir şey söyle- mem. Yamız Türkiye, bu krizi aşar ve Türkiye'nin ekonomik gücü bu krizi aşacak güçtedir. Paniğe gerekyoktur. Kriz sosyal boyut kazanmamabdır" diye konuştu. Ecevit, KamuranÇör- tük'ün sahibi olduğu Banca Turco Romano'ya Vakıfbank'tan aktanlan kaynaklarla ilgili olarak Cumhurbaşkanı AhmetSüleyman Demirel Necdet Sezer'in Devlet Denetleme Kurulu'nu görevlendirdiğinin anım- satıhnası üzenne. "O konuda gerekti incekmeleriyapmadun. tşin teknikta- rafi var bankacüıkla ilgüi olarak. O bakımdan bir şey söyleyemem" dedi. -am Kürt uhısal kongresinm, Kürt uhısal birligmi sağlaması, en geç iki yü içinde Avrupa'da sürgünde Kürt hükümeti kurubnası kararlaruu aldı. Toplanü Fransız istihbaratmın bilgisi dahUinde yapıkü." PKK'nin yurtiçindeki faaliyetleri de incelenirken dil kurslan konusun- daki yasal boşluklara dikkat çekilen raporda, Terör örgütü veTürkiye'de- ld legal uzanülan, uluslaşma sürecini ta- mflmlflyahihTtpk ama- crvla üİkemizde yasa- dışı dil kurslan dü- zenlemekte, kurslara katüanlara Türktari- hi adı altmda Med ve Fars tarihi anlatıl- makta, halkımıy dev- lete karşı kışkırtıl- makta, buna da'halk ayaklanması' denü- mektedir. Terörörgü- tünün tüm bu faali- yetleri ciddi bir yasal engelle karşılasma- dan sünnektedir'' de- niliyor. Raporun sonuç bö- lümûnde ise şu sapta- malara yer veriliyor: "Bütün bu gerçekler terör örgütünün Tür- kiye'yiböbne amaan- rian ıiTüklaymariıgını ortaya koymaktadır. SadeceTürkiyeCum- huriyetideğa,demok- ratik tüm üJkelerin 5000mevcuthıvegeç- mişi kanh bir örgütle muhatap olması mümkündeğüdir.Va- pıtanası gereken Tür- kiye'yi terör örgütü- nün olası eylemleriyle tehditetmekdeğU, te- rör örgütünü teshm ohnaya çağmnaktm" Kutan: Anayasa ve SPY değiştirilmeli FP^den koşuttu destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Genel Başkanı RecaiKutan, hükü- metin ivedi kabul ettiğı 15 yasa tasa- nsına destek vermek için "Anayasa, SrvasiPartilerYasası ve Vlillervekili Se- çimi Yasası'nda" öngördüklen deği- şikliklerın de pakete alınmasını istedi. Recai Kutan, 'yenifikçi' Grup Başkanvekılı Bülent Annç' ın açıkladığı destek sözünün pazarlık koşulla- rını gündeme getirdi. Ku- tan, partisinin il başkan- lan toplantısında, doğru olduğuna inandıklan tasa- nlara destek vermeyi dü- şündüklerini. ancak Ke- mal Derviş'in öncelikle demokrası anlayışını de- ğiştirmesi gerektiğini söyledi. "Önce muhale- feüe görüşmelh di. Sayuı Derviş'in gel- diği vahşi baöda da demokrasi böyk anlaşıhr" diyen Kutan, şunlan söyle- di: tt Bu programm si>r asal destek ala- cak gücü yok. Arkasında miDetin ol- madığı bir programı uhısal kurtuluş FP lideri Kutan. savaşı diye isimlendirseniz bfle, sonuç yineiflasoiacaktnf Kutan, peşkeşe dönüşmemesi, istih- dam yaratması, yeni teknoloji aktan- mı sağlaması, geri kahnış bölgelerin gözetümesi kaydıyla özelleştirmeye de destek olabileceklerini belirtti. Koşullu destek bildir- mesine karşuı öncelikle hükümetin istifa etme- sinde ısrarh olduklaruıı yineleyen Kutan, şu gö- rüşleri dile getirdi: "Sayın Derviş suiına aldığı bu cenazeyi kapı kapı dolaşûrarakyaşadV ğmıispataçahşmaktadır. Saym Derviş dördüncü ortak olarak Başbakan üstübirkoaumdadır.Tek kişilik bir hükümettir. SaymDerviş,çeîdrne başlanan bu fflrn- de mitoloji kahramanı Promethe- us'dur. Diğer ortaklar ise fihnin beHi sahnelerinde görülen birer fıgürandır. Bu onlar adına sindirimi zor bir durumdur, aanacak bir halda-." IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.net.tr Başlık saçma geldi değil mi? Amagerçek. Ortaköy'de bir dönercinin önüne asılmış birtabela idi. Kar- gacık burgacık harflerle yazmış- lar Dürîım 300 bin, pide içi 350 bin, yanm ekmekiçi250 bin, ek- mek içi pide 350 bin lira... Mizahın bile sınıriarını aşan böylesi "hoşiuklar"\ kim yakalar, kimin gözünden kaçmaz? Her- halde safkan mizahçılann. Nite- kim bana da Tan Oral önce an- lattı; inanmadım, kolumdan tu- tup, Ortaköy'e sürükleyip gos- terdi: Yanm ekmek içi pide 350 bin lira!.. Haftalardır "Bu böyle gitmez.. ya darbe geliyorya birara rejim" soylentileri sürüp gidiyor ya... Son günlerdeki "On beşte on beş - kaç günde kaç" tartışma- lan sırasında ara rejim söylenti- leri artık iyiden iyiye ayyuka çık- tı ya... önceki günkü MGK toplantı- sından sonrayapılan resmi açık- lamada da "Ara rejim tartışma- sı Türidye'nin imajını zedeliyor, demokrasiyi özümsemiş halkı- ma nezdinde de tasvip görme- yeceği açıktır" dendi ya... Beni aldı bir gülme. Dilimde Yanm Ekmek İçi Pide... "yanm ekmek içi pide" tekerle- mesiyle dolanıyorum ortalıkta. Arada bir de "Ara rejim içi ara re- jim nasıl olur acaba" sorusunu ortaya atıyon sonrayeniden gül- meye başlıyorum... ••* Haksız mıyım? Nedir ara rejim? Parlamenter demokrasilerde, siyasal karar erkine parlamento dışından yapılan müdahaleler bir süre sonra partamentoyu et- kisizleştirir, karaıiann alındığı merkezlerle parlamento arasın- daki aralık gözden saklanama- yacak ölçüde büyürse, 0 ülke- deki rejime "ara rejim" deniyor. Bu bazan kör kör parmağım gözüne ölçüsünde ayan beyan olur; bazan daha "ince ayar"\ar- la yürütülür. Birini herkes görür, anlan ötekini sezmek için biraz daha keskin bir görüş yetisi, bi- raz daha incelikli çözümlemeler (=analizler) gerekir. 12 Mart 1971 Muhtırası'ndan sonraki rejim epey kaba bir "ara rejim'öi. Resmen bir darbe ya- pılmadıydı; amaparlamentonun karar verme ve uygulama yetisi, yetkisi ve işlevi de ortadan kalk- mıştı. Hükümetin başına çoğunluk partisinin lideri değil, resmen CHP'li de olsa, partisine değil "ctevtef"e bağlı birsiyasetçi, Ni- hat Erim; ekonominin ve kilit bakanlıklann başına da "onbir- ler" diye anılan, bir partinin ve parlamentonun üyesi olmayan bürokrat ve teknokratlar getıril- mişti. 12 Mart ara rejimi geride kal- dı. Kimilerince unutuldu, 0 yıl- larda doğanlarca zaten niç ya- şanmadı ve tanınmadı. Ama 28 Şubat süreci henüz taze. Kimileri 28 Şubat için "postmodem dart>e" gibi post- modem niteiemeler kullandılar. Ama doğrusu 28 Şubat'a "ara rejim" nitelemesi yakışır. Elbette 12 Mart kadar kaba değil; çok "ince ayar'lanmış bir ara rejim. ••• 28 Şubat süreci iniş ve çıkış- larta, sertleşerek ve yumuşaya- rak sürüp gitmekte. Sorunu "Esas erk merkezi MGK'dir. Karariar orada aiınıf gibisinden kaba ve yalınkat çö- zümlemelerle açıklayamayız. Var oiduğunu savunduğumuz ve sürüp gittiğinı söyledığimiz "ara rejim" salt MGK-partamen- to ilişkileriyle sınırlı değil. Hatta yer yer hiç değil. Parlamenter demokrasilerde siyasal erkin en üst organı par- lamentodur; yanı bizde TB- MM'dir. 0 yüzden Meclis baş- kanlık kürsüsünün arkasında nal gibi harflerle "Egemenlik kayıt- sızşartsızulusundur" diye yazar ve seçilmiş milletvekillerinin, ulusun (halkın) iradesini temsil ettikleri varsayılır. Temsili de- mokrasinin kuralı budur. Eğer hükümet, (parlamento- nun içinden çıkmış bile olsa hükümet) yani yürütme erki, yasama erkinin, yani parla- mentonun da işJevinifiitenüst- lenmişse, o ülkede bir ara re- jimden söz edenlere "müna- fık" denmez. Bunu böyle söy- leyenler sadece "Kral çıplak" demeyi göze alanlardır, eşya- yı adıyla çağıranlardır. Söyler misiniz bana, bu hükü- met niye altematifsiz? Çok mu başanlı? Ekonomiyi düze çıkar- mayı mı becerdi? Yalanın, tala- nın, yolsuzluğun, vurgunun, hır- sızın, hortumcunun önünü kes- meyi mi başardı? Ahlaki çürü- meye, siyasal tükenmişliğe son mu verdi, hız mı? Söyler misiniz bana, sekiz yıl- lık kesintisiz eğitimi bu Meclis mi çıkardı? (N'olur, Meclis tuta- naklannı önüme serip, oylama sonuçlannı sergileyip beni yanıt- lamaya kalkmayın). Söyler misiniz bana, on beş günde çıkıp çıkmayacağı tartışı- lan yasalann taslaklan, tasanla- n bu Meclis'te, bu milletvekilleri tarafından mı hazırlandı? Söyler misiniz bana, on beş yasa on beş ya da yüz on beş ya da üç yüz on beş günde çık- sa bile bu Meclisteki "vekiller" mi bu yasalan tartışacak, içini içeriğini değiştirecek, iyileştire- cek, zenginteştirecek? Ara rejim dedikleri bu değil- se.. nedir kuzum? Ve bunun ana sorumlusu sa- hiden MGK ya da IMF ya da ABDyadaABmidir? POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Gecenin Soluğu Gecenin içinde yankılanan çığlık, birölüm sanca- ğı çekilmiş dudaklarda kopan fırtınayı anımsatı- yordu... Silah sesleri miydi duyulan yoksa gök gürüttüsü müydü bilinmiyordu... Yağmuryağtyordu!.. Koskoca şehir bana hüznün, umutsuzluğun ve boşluğa düşmenin anlamsızlığını anlatıyordu... Çekingen nar ağacı bahçede yıldızlan anyor, cam- lan kızıla dönüştüren renkler sanki soluk alıp ve- riyordu... Bir zamanlar, belki otuz yıl önce, kartı sokaklarda dolaşırken, kısılmış gözlerin ve çatlamış dudaklann- da 'aşk' sözcüğü anlam taşıyordu onun için... O zaman, çizgili deftere düştüğü notlarda, aynlış saatlerinin, kaçak gülüşierin gökkuşağını andıran renkleri göze çarpardı... Dediki: "Hangi soiuk ay saat dokuzda, çekeryanaklann- dankanı?.." Lorca'dan konuşurken, aşkın bir yanı tutuşmuş ateş çemberi olduğunu anlatır, kaybolan düşleri, o- tuz yıl önceki türküleri bir yerierden çıkanp söyler- di... Jose Martin'in 'kanatlı kupası' ona patırtılı dün- yanın kıskanç ve barbar olduğunu öğretir, Turgut U- yar'ın dızelerinde umutsuzluğun resmini çizerdi... Gece sessizce soluk alıp veriyordu... Odanın içinde tek başına dolaşırken, yine düş ku- rup şöyle sesleniyordu: "Saçlanmın okyanusunda, içli tûrkülehe, herulus- tan güçlü insanlaria, sonsuz sıcaklığın yan gelip yattığı uçsuz bucaksız bir gök üzerinde ince ve ka- nşık yapılan oymalar gibi beliren, biçim biçim ge- milerle kaynayan gemiler görüyorum... Saçlanmın okşama/annda güzel bir geminin ka- marasında, bir divan üstüne geçmiş, çiçek saksıla- nyla serinlik verici testilerarasında limanın fark edil- mez yalpasıyla ığralanmış uzun saatlerin bezginli- ğinl yeniden buluyonım..." • • • Bir an durdu... Defterin sayfalannı çevirmeye başladı... Pencereden dışanya baktgında yağmurun din- diğini gördü... Yıllar önce yazdıklanna gülüp geçti: Kalabalık alanlar, çocuklar, delikanlılar ve kızlar... Valeri Briussov'dan AJfred Jarry'e uzanan 'sev- da havası'dır o eski gramofonda çalan... Avlananın korkusu, titreyen sevda... Ardından Guillaume Apollinaire'ın haykınşı: "Ve rengi uçmuştu yüzlerinin Ve kesik kesikti hıçkınklan Kargibi üstüne taze çiçeklerin Düşüyordu sonbahar yapraklan Ya da öpûşlerime ellerin." Yıne uzun bir sessizlik ve ardından ağlamalar... Tek başına bir adam... Umandan gemiler kalkıyor hüzün yüklü... Sevdanın lekesi mi yayılmış yeryüzüne!.. Umberto Saba'nın dizeleriyle avunan kim; ağla- yan kim; hüzünleri çoğaltan kim? Sen bir kırlangıç gibisin, baharda dönen ama güzün göçeden... Benimkiyse huysuz bir acı... Lavvrance'tan kalan bir tutku: "Koyun koyuna seni sevemedim, Sevmeyi istediysem de. öpüştük, belki de öpüşmemeliydik. Boyun eğdin, kendimizi son bir denedik, Beceremedik. Sen yalmz dayandın, böylece Çökerttin usta direncımi. Okşamamla titremedi hiç tenin; Bu yüzden gereken son ince acıyı da Sana çektinvedim. Güzelsin, alımlısın Ama donuk ve tutuksun etinde; Içine işleyebilseydim eğer 0 dikenli acının olanca şiddetiyle, Işıyan birağ çıkardı belki..." • * • Yan bir kül rengi uyku... Bir kaçışın geride bıraktığı tek başına kalan sev- da, karanlığın içinden yükselen sesle birleşiyor... "Seninki huysuz bir acı Oysa benim de yüzüm kara; Sevgin köklüydü eksiksizdi senin, Benimki güneşe doğru büyüyen Tutkusuydu çiçeğin..." Dışanda hüzünlü nar ağacı ve altında siyah göl- geler düşmüş menekşeler... Gecenin içinde yankılanan o çığlık, ölüm san- cağı çekilmiş dudaklarda bu kez buzullu ırmaklan anımsatıyor... Tıpkı Radovan Paviovski'nin dizelerindeki gibi: "Bu toprağın ruhunu çalacağım ve çıkacağım gökyüzünün en yüksek katına Beni kara kara göm mavi gözlehnde unutma bir kez aydınlık bile kaçmıştı zifıri karanlık gecelerde." hikmetcetinkaya(o cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhuriyet k 1 t a p 1 a r 1 Hikmet Çetinkaya BİR GUNEYDOGU GERÇEĞİINECLA Onun öyküsüyle hiç kımse fazla ılgılenmedı. on döıt yaşında yaşamın kırli sulannda yok olup gitt.. Sisli ve soğuk bir Dıyaıbakır akşamıydı. Karanlığın gn gölgesi evlenn, caddelenn, sokakların üzenne düşüyordu.. "Cumhuriyrt ÇağPazarlamaA.Ş TürkocağıCad.No39/41 kitap kuldbû (34334)Ga5aloğlu-lstanbul Tel' (212)514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear